Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Dünya

Sağlık Bakanlığı, Covid-19 pandemisinin ülkedeki iki yılını değerlendirdi

Published

on

Sağlık Bakanlığı, dünyada 450 milyondan fazla insan hasta olurken, 6 milyondan fazla insanın da öldüğü Covid 19 pandemisinden dolayı KKTC’de 68 bin 241 kişinin hasta olduğunu, 195 kişinin de hayatını kaybettiğini açıkladı.

Pandemiye bağlı ölüm oranının yüzde 0.29 olduğu KKTC, dünya genelindeki 35 ülke arasında vaka sayısı açısından 22’nci sırada, ölüm oranı açısından ise 33’üncü sırada yer alıyor

Bakanlık, Covid 19 pandemisinin ülkedeki iki yılını değerlendirdiği açıklamasında, Sağlık Bakanlığı Bulaşıcı Hastalıklar Üst Komitesi’nin hazırladığı ülkedeki vaka ve ölü sayısı, hastanede tedavi görme ve aşılanma oranlarına ilişkin grafiklere de yer verdi.

Açıklamada, 11 Mart 2020 de Dünya Sağlık Örgütü’nün Covid-19 salgınını pandemi olarak ilan etmesinin üzerinden geçen iki yılda salgının, öngörüldüğü gibi, tüm ülkeleri ve kıtaları etkisi altına aldığına işaret edildi. Açıklamada, “100 haftadan beri devam eden bu sağlık acil durumu tüm dünyada tababetin önemini ve gerektirdiği fedakarlıkları bir kez daha tüm dünyanın gözleri önüne serdi. Yeni ortaya çıkan, bulaşıcılığı ve tedavisi gibi birçok konuda yeterli bilgi bulunmayan, bu virüsle mücadelede tüm dünyanın öncelikle yaptığı genel enfeksiyon kontrol önlemlerini uygulamak oldu. Salgın dünyada genel olarak DSÖ nün bilimsel veriler üzerinden saptadığı kriterlere göre yönetilmişse de her ülkenin kendi şartlarından kaynaklanan öncelikleri de oldu” denildi.

“HAZIRLIKLAR 23 OCAK 2020’DE BAŞLADI”

Ülkedeki Covid-19 ile mücadele şu şekilde özetlendi:

“İlk vakanın 2019’un son günlerinde Çin’de ortaya çıkmasından sonra, 21 Ocak 2021 de DSÖ 4 ülkenin verilerini kapsayan ilk salgın raporunu yayınladı. 23 Ocak 2020 de bakanlığımız ülkeye gelmesi olası bu salgın için hazırlıklara başladı. DSÖ global salgın riski olduğunu 27 Şubat 2020 de açıkladı. Bakanlığımız, öncelikle Bulaşıcı Hastalıklar Yasası gereğince kurulan komitelerde salgını değerlendirdi. Alınacak önlemlerin devletin pek çok kurumunun birlikte hareket etmesini gerektirdiğini görerek kurumlar arası iş birliği, eşgüdüm ve toplumu bilgilendirmek için çalışmalara başladı. Halka ve sağlık çalışanlarına, ateşi, öksürüğü olan, son 14 gün yurtdışında bulunan herkesin sağlık bakanlığına bildirimi için gerekli bilgiler verildi”

İLK BİLDİRİM

Sağlık Bakanlığı’na ilk vaka bildiriminin, ülkeye 8 Mart’ta Almanya’dan gelen turist kafilesinden bir kişinin ateşi olduğunun bildirilmesiyle gerçekleştiğine işaret edilen açıklamada, numunesi hemen Türkiye Halk Sağlığı Laboratuvarına gönderilen turistin COVID-19 testinin pozitif çıkmasıyla son 24 saatte temas ettiği kişilerin kaldığı 3 otelin karantinaya alındığı kaydedildi.

Açıklamada, şöyle devam etti:

“14/3/2020’de yurtdışından gelen herkesin ev karantinasına alınmasına karar verildi.16 Mart’ta ev karantinasına uyumun düşük olduğu görülerek merkezi karantina uygulaması başlatıldı.17 Mart 2020 de de KKTC vatandaşı olmayan herkesin ülkeye girişi durduruldu. Temaslıların karantinası da ayni şekilde merkezi karantina şeklinde otellerde yapıldı. Temaslı takip ekibi ateş poliklinikleri de yayılımın önlenmesinde önemli görev üstlendi. Aynı zamanda yoğun bakım kapasitesini artırmak, sağlık ordusunu eşgüdümlü çalışma bilgi ve koruyucu ekipman olarak hazırlamak tıbbi malzeme laboratuvar kapasitesinin hazırlanması gibi konularda da faaliyetlerini yürüttü. Mart 2020- Ocak 2021 arası DSÖ, CDC, ECDC gibi kurumların ürettiği kılavuzlar ve Ülke’nin epidemiyolojik durumu göz önünde bulundurularak, salgın yönetimi yapıldı. Pandemi hastanesi bu süreçte T.C. Tarafından yapılarak bakanlığımıza devredildi. Ülkenin test kapasitesini artırmak için, Devlet DNA Laboratuvarının kapasitesi artırıldı ve özel DNA Laboratuvarları yetkilendirildi. Covid-19 ile ilgili otomasyon sistemleri, istatistik, veri toplama ve raporlama işlemleri de hızlı bir şekilde hayata geçirildi. Ocak 2021 de COVID-19 aşıları ülkemizde de uygulanmaya başlandı”

ÖNLEMLER AZALTILDI

Sağlık Bakanlığı açıklamasında, aşılama oranlarının artması, hastalığa ait bilgilerin artması ve virüsün geçirdiği değişimler gibi faktörler doğrultusunda önlemlerin de giderek azaltıldığına işaret edildi.

Devlet yönetiminin, Sağlık Bakanlığının önceliklerini hayata geçirmek konusunda gösterdiği iş birliğinin elde edilen başarının çok önemli bir diğer bileşeni olduğuna dikkat çekilen açıklamada “Sağlık çalışanlarının   görev bilinci, devletin ve halkın iş birliği, gerektiğinde ne kadar hızlı karar alıp eyleme geçebildiğimizi göstermiştir” denildi.

Açıklama şöyle devam etti:

“Bugün gelinen noktada ülke karantinaları yok, aşı ve test kriterleri ile ülkeye girişler yapılabiliyor, hastalar evde izlenebiliyor. Tüm sektörler açık, ancak maske, mesafe ve hijyen kuralları halen devam ediyor. Aşılama halen en büyük silahımız! Öncelikle, tüm sağlık çalışanlarına, bu mücadelede emeği geçen devlet ve özel, tüm kurum ve kuruluşlara ve sağduyulu halkımıza teşekkür ederiz”

ÖLÜM ORANI YÜZDE 0.29

Geçen iki yıl içerisinde DSÖ verilerine göre, dünyada 450 milyondan fazla insan hasta olurken, 6 milyondan fazla insanın da hayatını kaybettiğine dikkat çekilen açıklamada, KKTC’de Mart 2020-Şubat 2022 döneminde 68 bin 241 kişinin hasta olduğu ve 195 kişinin ise pandemiden dolayı hayatını kaybettiği belirtildi.

Pandemiye bağlı ölüm oranının yüzde 0.29 olduğu KKTC, dünya gelenindeki 35 ülke arasında vaka sayısı açısından 22’nci sırada, ölüm oranı açısından ise 33’üncü sırada yer alıyor.

Ülkedeki aşılanma oranlarına da yer verilen açıklamada, 13 Mart 2022 itibariyle 12 yaş ve üzeri en az 2 doz aşı olma oranının yüzde 90.92, 18 yaş üzeri hatırlatma dozu olma oranının ise yüzde 66.98 olduğu belirtildi.

 

 

 

 

BRT

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Dünya

Güneş Sistemi’nin kıyısında garip bir ‘fosil dünya’ keşfedildi

Published

on

By

Gökbilimciler, Güneş Sistemi’nin uzak sınırlarında “Ammonite” adı verilen gizemli bir gökcismi keşfetti.

Ammonite, Neptün’ün ötesinde yer alan ve Trans-Neptunian Object (TNO) olarak sınıflandırılan bir cisim. Ancak onu özel kılan, yörüngesinin son derece eliptik olması.

Bu özelliğiyle, tıpkı Sedna gibi yalnızca üç benzeri daha bulunan Sednoid grubuna dahil edildi. Sednoid’ler, Güneş’e en yakın geçiş noktaları (perihelion) 60 astronomik birimin (au) çok üzerinde olan nadir nesneler.

Gökbilimciler, bu nesnelerin yörüngelerini açıklamak için Gezegen Dokuz adını verdikleri, henüz keşfedilmemiş büyük bir gezegenin varlığını öne sürüyor. Ancak Ammonite’in yörüngesi, mevcut Sednoid’lerden farklılık gösteriyor. Araştırmacılara göre bu durum, Gezegen Dokuz hipotezini daha da karmaşık hâle getiriyor.

4.5 milyar yıldır değişmeyen yörünge

Ammonite’in yörüngesi, bilgisayar simülasyonlarına göre Güneş Sistemi’nin oluşumundan bu yana, yaklaşık 4.5 milyar yıldır kararlı bir şekilde seyrediyor. Nesne ilk kez 2023 yılında Subaru Teleskobu’yla tespit edildi, ancak kesin tanımlama 2024’te Kanada-Fransa-Hawaii Teleskobu ve arşiv verileriyle doğrulandı.

Keşif, FOSSIL (Formation of the Outer Solar System: An Icy Legacy) adlı gözlem programı kapsamında yapıldı. Program, Güneş Sistemi’nin uzak bölgelerindeki buzul nesneleri araştırmayı amaçlıyor.

“Q-boşluğu”nu dolduran ilk nesne

Ammonite, şimdiye kadar gözlemlenememiş bir yörünge bölgesinde yer alıyor. Bu bölge, gökbilimcilerin “q-gap” adını verdiği ve neden boş kaldığı bilinmeyen bir yörünge aralığını temsil ediyordu. Araştırmanın yazarlarına göre, Ammonite bu boşluğu doldurarak önemli bir eksik halkayı tamamladı.

Yeni sorular doğuruyor

Çalışmanın ortak yazarı Dr. Yukun Huang’a göre, Ammonite’in yörüngesinin diğer Sednoid’lerle uyuşmaması, Gezegen Dokuz’un varlığını sorgulayan bir durum olabilir. Huang, bu nesnelerin oluşumunda, zamanında Güneş Sistemi’nde bulunan ama sonra dışarı atılan bir gezegenin etkili olabileceğini öne sürdü.

Ayrıca, bazı teorilere göre bu tür uzak nesneler; Güneş’in yıldız kümesi içindeki erken döneminde başka yıldızlarla yaşanan etkileşimler, hatta başka sistemlerden yakalanmış cisimler sonucu oluşmuş olabilir.

Gezegen Dokuz ortaya çıkabilir mi?

Ammonite’in keşfi, Gezegen Dokuz’un yörüngesini daraltıyor ve muhtemel saklanma alanlarını azaltıyor. Gökbilimciler henüz bu varsayımsal gezegeni gözlemleyemedi, ancak umutlar yeni nesil teleskoplarda.

Vera Rubin Gözlemevi, yakında on yıl sürecek LSST (Legacy Survey of Space and Time) projesine başlayacak. Bu teleskop, Güneş Sistemi’ndeki en karanlık ve zor tespit edilen nesneleri gözlemlemek için tasarlandı. Eğer Gezegen Dokuz gerçekten varsa, Rubin bu bilinmeyen devi ortaya çıkarabilecek en güçlü aday olabilir.

Devamını Oku

Dünya

Madrid’de devam eden orman yangınlarından kaynaklanan duman gökyüzünü kapladı

Published

on

By

İspanya’nın başkenti Madrid’de henüz kontrol altına alınamayan orman yangınlarından kaynaklanan duman, gökyüzünü kapladı.

Madrid’in 50 kilometre güneybatısında yer alan Mentrida kasabası civarında orman yangını çıktı.

Yaklaşık 3 bin hektarlık alanın kül olduğu yangından kaynaklanan duman, Madrid’de gökyüzünün tamamen kaplanıp turuncu bir görüntünün oluşmasına yol açtı.

Yangınların henüz kontrol altına alınamadığını belirten yetkililer, vatandaşlara evlerinde kalmalarını ve pencerelerini kapatmalarını tavsiye etti.

Devamını Oku

Dünya

BM: 18 Mart’tan bu yana Gazze’de 737 binden fazla kişi yerinden edildi

Published

on

By

Birleşmiş Milletler (BM), mart ayında İsrail’in ateşkesi bozmasından bu yana Gazze’de 737 binden fazla kişinin yerinden edildiğini bildirdi.

BM Genel Sekreter Sözcü Yardımcısı Stephanie Tremblay, günlük basın toplantısında gazetecilere açıklamalarda bulundu.

Bölgedeki meslektaşlarından edindiği bilgiyi aktaran Tremblay, sadece 8-15 Temmuz’da Gazze’de 11 bin 500 kişinin yerinden edildiğini belirtti.

Tremblay, diğer taraftan 18 Mart’ta İsrail’in ateşkesi bozmasından bu yana Gazze’de 737 binden fazla kişinin yerinden edildiğini söyledi.

Gazze’de hemen hemen herkesin yerinden edildiğine dikkati çeken Tremblay, bazı kişilerin birkaç kez yerinden edildiğini vurguladı.

– “İbadethanelere yönelik saldırılar kabul edilemez”

Tremblay, BM Genel Sekreteri’nin Gazze kentinin kuzeyinde yerinden edilen Filistinlilerin sığındığı Kutsal Aile Kilisesi’ne (Latin Manastırı) yönelik saldırıyı şiddetle kınadığını bildirdi.

İbadethanelere yönelik saldırıların kabul edilemez olduğunun altını çizen Tremblay, aynı zamanda sığınan insanların hedef alınmaması gerektiğini söyledi.

Tremblay, AA muhabirinin, “Genel Sekreter İsrail tarafından, El-Halil kentindeki Harem-i İbrahim Camisi’nin statüsünün değiştirilmesine ne tepki veriyor?” sorusuna ise bu konuya ilişkin gelişmelerden henüz haberdar olmadığını ifade etti.

BM Sözcü Yardımcısı, “Ancak her zaman tüm ibadethanelerin korunması çağrısında bulunuyoruz.” dedi.

Israel Hayom gazetesinde yer alan haberde, Tel Aviv yönetiminin El Halil kentindeki Harem-i İbrahim Camisi üzerindeki yetkileri El Halil Belediyesinden alarak bölgedeki yasa dışı yerleşim birimlerinden “Kiryat Arba” yönetimine verildiği belirtilmişti.

Devamını Oku

Trending

Reklam