Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Dünya

“Erişilebilirlik, sadece engelli bireylerin değil hepimizin sorunudur”

Published

on

 

Cumhurbaşkanlığı Engelliler Komitesi tarafından Cumhurbaşkanlığı himayelerinde ve Cumhurbaşkanı’nın eşi Sibel Tatar önderliğinde “Erişilebilirlik Eğitim Semineri” düzenlendi. Anadolu Üniversitesi Açık Öğretim Fakültesi Lefkoşa Kampusu binasında gerçekleşen seminer ile engellilerin bağımsız yaşamaları, toplumun tüm alanlarına katılım sağlayabilmeleri ve diğer insanlar gibi fiziksel çevreye, ulaşıma, bilgi ve iletişim teknolojisi sistemlerine ulaşabilmeleri için neler yapılması gerektiği ele alınıyor.

“Erişilebilirlik, halen engelli bireyler için en önemli sorunların başında geliyor”

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın eşi Sibel Tatar, erişilebilirliğin hala engelli bireyler için en önemli sorunların başında geldiğine dikkat çektiği konuşmasında, bunun herkes her an engelli olabileceği için sadece engellilerin değil herkesin sorunu olduğunu söyledi. Herkesin bir gün yaşlanacağını kaydederek erişilebilirlik olgusunun her birey için ne denli önemli olduğunu kaydeden Sibel Tatar, “Dolayısıyla sosyal hayatımızın, teknolojilerin erişilebilir olması hepimizi ilgilendiren, hepimizin sorunu olan bir konudur” dedi. Sibel Tatar, sosyal hayatta engelli bireylerin ve yaşlıların diğer bireyler gibi bağımsız olarak yer alabilmesi için kurum kuruluşların ve devletin ne yapması gerektiğini bugünkü seminerde konuşacaklarını ve ne yapmaları gerektiğini öğreneceklerini belirtti.

“Projelere olan inancımızı kaybettiğimiz an toplum olarak tükendiğimiz andır”

Sibel Tatar, Engelliler Haftası’nın yer aldığı mayıs ayında Cumhurbaşkanlığı himayelerinde “Erişilebilirlik Özel Ödülleri” verileceğini ve bu nedenle bir kamu spotu hazırlandığını kaydederek “artık biz erişilebilirliği sağladık” diyen kurumlara ödül için başvuruda bulunma çağrısı yaptı. Sibel Tatar, ödül için başvuru yapılacak tarihe kadar eksiklikleri olan kurumların erişilebilir olmak için gerekli hazırlıkların yapıp başvuruda bulunabileceğini de söyledi. Yapılacak projelere yönelik inançlı olduklarını kaydeden ve herkesin de projelerin başarılı olacağına inanmasını isteyen Sibel Tatar, “Projelere olan inancımızı kaybettiğimiz an toplum olarak tükendiğimiz andır” diye konuştu.
Sibel Tatar, Erişilebilirlik Eğitim Semineri’nin düzenlenmesine katkı sağlayan herkese ve tüm katılımcılara teşekkür ederek başarılar diledi.

“Kamu yapılarına erişim medeni yaşama katılım için esastır”

Engelliler Komitesi Başkanı Ahmet Akdeniz de konuşmasında, kamu yapılarına erişimin; medeni yaşama, eğitim, sağlık hizmetleri ve iş piyasasına katılım için esas olduğunu kaydetti. Erişim yoksunluğunun engelli bireyleri dışlayabileceği ve diğer insanlara bağımlı hale getirilebileceğini dile getiren Akdeniz, umumi tuvaletler erişilebilir olmazsa engelli bireylerin günlük yaşama katılımda zorlanacağını ifade etti. Ulaşımın engelli bireylere istihdam, eğitim ve sağlık tesisleri, sosyal aktiviteler ve eğlence aktivitelerine bağımsız katılım sağladığını kaydeden Akdeniz, “Erişilebilir ulaşım olanakları olmadan engelli bireylerin bu hizmetlerden ve sosyal etkileşimden mahrum kalma ihtimalleri yüksektir” diye konuştu. Erişilebilir iletişim ve bilişim eksikliğinin birçok engelli yaşamını etkilediğine dikkat çeken Akdeniz, “İşitme ve konuşma yetersizliği gibi iletişim sorunu olan bireyler hem gelişmekte olan hem de gelişmiş ülkelerde son derece önemli sosyal dezavantajlara sahiptir. Engelliler bağımsız yaşayamamakta veya toplumsal faaliyetlere katılamamaktadır” ifadelerini kullandı.

“Ülkemizde çok ciddi bilinçlendirme çalışmaları yürütmemiz gerekiyor”

Toplumda engelli olmanın bir hayırseverlik konusu gibi görüldüğünü dile getiren Akdeniz, “Bir hayata bir işe sahip olacak, bağımsız yaşayabilecek bir birey olarak görülmüyorsunuz. Aslında bu tür bir bakış açısı insan haklarına tamamen aykırı. Bu yüzden ülkemizde çok ciddi bilinçlendirme çalışmaları yürütmemiz gerekiyor” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın eşi Sibel Tatar ve Ahmet Akdeniz tarafından yapılan açılış konuşmalarıyla başlayan seminer, Cumhurbaşkanlığı Erişilebilirlik Kamu spotunun gösterilmesiyle devam etti.

Ardından Kıbrıs Türk Mühendis Mimar Odaları Birliği’nden Yüksek Mimar Ümran Duman ve Kıbrıs Türk Ortopedik Özürlüler Derneği Başkanı Günay Kibrit tarafından “erişilebilirliğin önemi ve erişilebilirlik kılavuzu” konulu sunumlar yapıldı.

Verilen aranın ardından Yakın Doğu Üniversitesi Mühendislik Fakültesi’nden Kaan Uyar ve KKTC Engelliler Dayanışma Derneği Başkanı Ömer Suay tarafından “Web erişilebilirliğinin önemi” konulu konuşmalar yapıldı.

 

CB/BRT

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Dünya

Güneş Sistemi’nin kıyısında garip bir ‘fosil dünya’ keşfedildi

Published

on

By

Gökbilimciler, Güneş Sistemi’nin uzak sınırlarında “Ammonite” adı verilen gizemli bir gökcismi keşfetti.

Ammonite, Neptün’ün ötesinde yer alan ve Trans-Neptunian Object (TNO) olarak sınıflandırılan bir cisim. Ancak onu özel kılan, yörüngesinin son derece eliptik olması.

Bu özelliğiyle, tıpkı Sedna gibi yalnızca üç benzeri daha bulunan Sednoid grubuna dahil edildi. Sednoid’ler, Güneş’e en yakın geçiş noktaları (perihelion) 60 astronomik birimin (au) çok üzerinde olan nadir nesneler.

Gökbilimciler, bu nesnelerin yörüngelerini açıklamak için Gezegen Dokuz adını verdikleri, henüz keşfedilmemiş büyük bir gezegenin varlığını öne sürüyor. Ancak Ammonite’in yörüngesi, mevcut Sednoid’lerden farklılık gösteriyor. Araştırmacılara göre bu durum, Gezegen Dokuz hipotezini daha da karmaşık hâle getiriyor.

4.5 milyar yıldır değişmeyen yörünge

Ammonite’in yörüngesi, bilgisayar simülasyonlarına göre Güneş Sistemi’nin oluşumundan bu yana, yaklaşık 4.5 milyar yıldır kararlı bir şekilde seyrediyor. Nesne ilk kez 2023 yılında Subaru Teleskobu’yla tespit edildi, ancak kesin tanımlama 2024’te Kanada-Fransa-Hawaii Teleskobu ve arşiv verileriyle doğrulandı.

Keşif, FOSSIL (Formation of the Outer Solar System: An Icy Legacy) adlı gözlem programı kapsamında yapıldı. Program, Güneş Sistemi’nin uzak bölgelerindeki buzul nesneleri araştırmayı amaçlıyor.

“Q-boşluğu”nu dolduran ilk nesne

Ammonite, şimdiye kadar gözlemlenememiş bir yörünge bölgesinde yer alıyor. Bu bölge, gökbilimcilerin “q-gap” adını verdiği ve neden boş kaldığı bilinmeyen bir yörünge aralığını temsil ediyordu. Araştırmanın yazarlarına göre, Ammonite bu boşluğu doldurarak önemli bir eksik halkayı tamamladı.

Yeni sorular doğuruyor

Çalışmanın ortak yazarı Dr. Yukun Huang’a göre, Ammonite’in yörüngesinin diğer Sednoid’lerle uyuşmaması, Gezegen Dokuz’un varlığını sorgulayan bir durum olabilir. Huang, bu nesnelerin oluşumunda, zamanında Güneş Sistemi’nde bulunan ama sonra dışarı atılan bir gezegenin etkili olabileceğini öne sürdü.

Ayrıca, bazı teorilere göre bu tür uzak nesneler; Güneş’in yıldız kümesi içindeki erken döneminde başka yıldızlarla yaşanan etkileşimler, hatta başka sistemlerden yakalanmış cisimler sonucu oluşmuş olabilir.

Gezegen Dokuz ortaya çıkabilir mi?

Ammonite’in keşfi, Gezegen Dokuz’un yörüngesini daraltıyor ve muhtemel saklanma alanlarını azaltıyor. Gökbilimciler henüz bu varsayımsal gezegeni gözlemleyemedi, ancak umutlar yeni nesil teleskoplarda.

Vera Rubin Gözlemevi, yakında on yıl sürecek LSST (Legacy Survey of Space and Time) projesine başlayacak. Bu teleskop, Güneş Sistemi’ndeki en karanlık ve zor tespit edilen nesneleri gözlemlemek için tasarlandı. Eğer Gezegen Dokuz gerçekten varsa, Rubin bu bilinmeyen devi ortaya çıkarabilecek en güçlü aday olabilir.

Devamını Oku

Dünya

Madrid’de devam eden orman yangınlarından kaynaklanan duman gökyüzünü kapladı

Published

on

By

İspanya’nın başkenti Madrid’de henüz kontrol altına alınamayan orman yangınlarından kaynaklanan duman, gökyüzünü kapladı.

Madrid’in 50 kilometre güneybatısında yer alan Mentrida kasabası civarında orman yangını çıktı.

Yaklaşık 3 bin hektarlık alanın kül olduğu yangından kaynaklanan duman, Madrid’de gökyüzünün tamamen kaplanıp turuncu bir görüntünün oluşmasına yol açtı.

Yangınların henüz kontrol altına alınamadığını belirten yetkililer, vatandaşlara evlerinde kalmalarını ve pencerelerini kapatmalarını tavsiye etti.

Devamını Oku

Dünya

BM: 18 Mart’tan bu yana Gazze’de 737 binden fazla kişi yerinden edildi

Published

on

By

Birleşmiş Milletler (BM), mart ayında İsrail’in ateşkesi bozmasından bu yana Gazze’de 737 binden fazla kişinin yerinden edildiğini bildirdi.

BM Genel Sekreter Sözcü Yardımcısı Stephanie Tremblay, günlük basın toplantısında gazetecilere açıklamalarda bulundu.

Bölgedeki meslektaşlarından edindiği bilgiyi aktaran Tremblay, sadece 8-15 Temmuz’da Gazze’de 11 bin 500 kişinin yerinden edildiğini belirtti.

Tremblay, diğer taraftan 18 Mart’ta İsrail’in ateşkesi bozmasından bu yana Gazze’de 737 binden fazla kişinin yerinden edildiğini söyledi.

Gazze’de hemen hemen herkesin yerinden edildiğine dikkati çeken Tremblay, bazı kişilerin birkaç kez yerinden edildiğini vurguladı.

– “İbadethanelere yönelik saldırılar kabul edilemez”

Tremblay, BM Genel Sekreteri’nin Gazze kentinin kuzeyinde yerinden edilen Filistinlilerin sığındığı Kutsal Aile Kilisesi’ne (Latin Manastırı) yönelik saldırıyı şiddetle kınadığını bildirdi.

İbadethanelere yönelik saldırıların kabul edilemez olduğunun altını çizen Tremblay, aynı zamanda sığınan insanların hedef alınmaması gerektiğini söyledi.

Tremblay, AA muhabirinin, “Genel Sekreter İsrail tarafından, El-Halil kentindeki Harem-i İbrahim Camisi’nin statüsünün değiştirilmesine ne tepki veriyor?” sorusuna ise bu konuya ilişkin gelişmelerden henüz haberdar olmadığını ifade etti.

BM Sözcü Yardımcısı, “Ancak her zaman tüm ibadethanelerin korunması çağrısında bulunuyoruz.” dedi.

Israel Hayom gazetesinde yer alan haberde, Tel Aviv yönetiminin El Halil kentindeki Harem-i İbrahim Camisi üzerindeki yetkileri El Halil Belediyesinden alarak bölgedeki yasa dışı yerleşim birimlerinden “Kiryat Arba” yönetimine verildiği belirtilmişti.

Devamını Oku

Trending

Reklam