Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Dünya

Çavuşoğlu: Meslek liselerimize artan ilgi mevcut okullarımızı yetersiz kılıyor

Published

on

Milli Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu, Yeşilyurt’ta Özel Eğitim Merkezi’nin temelleri atıldığını, Suat Günsel Devlet İlkokulu İskele binasının yapımının tamamlandığını, Gazimağusa binalarının ise bitmek üzerine olduğunu, bu okulların yeni eğitim öğretim yılında hizmete konulacağını açıkladı.

İhtiyaçlı olan bölgelere yeni okulların yapılması için gerekli adımları atmakta kararlı olduklarını söyleyen Çavuşoğlu, Genel Ortaöğretim’de ise Lefkoşa’da Meral ve Vedat Ertüngü Lisesi, Lefkoşa’da Esin Leman Lisesi ve Gazimağusa’da Metin Derinel Lisesi’nin yapımına devam edildiğini, bu okulların tamamlanmasıyla ortaokul ve liselerde yaşanan yoğunluğun ciddi anlamda azalacağını belirtti.

Meslek liselerine artan ilginin mevcut okulları yetersiz kıldığına da vurgu yapan Çavuşoğlu, Metehan bölgesinde 700 kişilik Lefkoşa Rauf Raif Denktaş Meslek Lisesi projesinin çalışmaları tamamlandığını, yapım projesini üstlenen firma gerekli yerlere vize başvurusunda bulunduğunu söyledi.

Artan çağ nüfusu nedeniyle bazı bölgelerde yeni okul ihtiyacının hissedildiğini ifade eden Çavuşoğlu, “Öncelikle atacağımız adımlarla bu ihtiyaçların giderilmesi noktasında çalışmalarımızı yürüteceğiz. Ancak yeni yapılan okullarımızın yanı sıra mevcut okullarımızın da yapısını iyileştirmek gerekiyor” dedi.

Milli Eğitim Bakanı Çavuşoğlu, Türk Ajansı Kıbrıs’ın (TAK) sorularını yanıtlayarak, bakanlığının mevcut plan ve projeleri hakkında bilgi verdi.

Çavuşoğlu, okulların yaşadığı tadilat işlemleri, kamera ve teknolojik altyapı gibi sıkıntılar hakkında bilgi vererek, sıkıntıları çözmek adına yoğun bir çalışma içerisinde olduklarını söyleyerek,  “Bir önceki bakanlık dönemimde bu sıkıntıların giderilmesi için ivedilikle adımlar attık. Sağ olsun bir önceki bakanımız Sayın Olgun Amcaoğlu da bu projelere sahip çıkarak devamını getirmiştir. Ona da buradan teşekkürlerimi sunuyorum. Ancak gelinen noktada halen bu sıkıntıların tümünü gidermiş değiliz” ifadelerini kullandı.

Çavuşoğlu, okullara temizlik hizmeti sunan firmayla yaşanan sıkıntıların çözümüne yönelik de 23 Mart itibarıyla yeniden ihaleye çıkıldığını kaydetti.

“PANDEMİ DÖNEMİ BİZLERE GÖSTERDİ Kİ HİBRİT EĞİTİM MODELİ ARTIK KAÇINILMAZDIR “

Pandemi döneminin, hibrit eğitim modelinin artık kaçınılmaz olduğunu gösterdiğine dikkat çeken Çavuşoğlu, bu dönemdeki bir diğer hedeflerinin de teknolojik alt yapının ve internet alt yapısının iyileştirilmesi olduğunu söyledi.

“Ancak yine bu dönem bize açıkça göstermiştir ki hiçbir model yüz yüze eğitimin, yani esas öğesi öğretmen olan eğitimin yerini tutmamaktadır. Dolayısı ile dijitalleşme yalnız ve ancak eğitime destek unsuru olarak sistem içine entegre edilmelidir” diyen Çavuşoğlu, bu kapsamda bir proje yürüttükleri ve okul öncesi ve ilköğretim düzeyinde önemli miktarda dijital içerik ürettiklerini dile getirdi.

Üretilen dijital içeriklerin 2022-23 öğretim yılında öğretmenlerin sınıf ortamında veya sınıf dışında kullanabileceğini açıklayan Çavuşoğlu, projenin ikinci aşaması olarak ortaöğretime yönelik dijital materyal üretimine de 2022-23 öğretim yılında başlanacağını söyledi.

“Z KUŞAĞINA BİLGİYİ AKTARMAKTAN ÇOK, DOĞRU BİLGİYE ULAŞMA VE BİLGİYİ DOĞRU ANALİZ ETME BECERİSİ KAZANDIRMAK ÖNEMLİDİR”

Şu an eğitime devam eden kuşağın (2000 sonrası doğan ve Z kuşağı olarak adlandırılan kuşak), dijital anlamda yerli olan, yani dijital kanalları önceki kuşaklara göre çok daha etkili kullanan bir kuşak olduğunu vurgulayan Çavuşoğlu, bu kuşağa bilgi aktarmaktan çok, doğru bilgiye ulaşma ve bilgiyi doğru analiz etme becerisini kazandırmanın önemli olduğunu söyledi.

“Programlara yeni ders eklemekten ziyade var olan ve performansı ölçülmüş programların bu yönde geliştirilmesi daha doğru bir yaklaşım olacaktır” şeklinde konuşan Çavuşoğlu, çağın gereklerine uygun olarak düzenlemelere gidileceğini belirtti.

“TAM GÜN EĞİTİM İÇİN OLUŞACAK İHİYAÇLARIN TAMAMLANMASINI TAKİPLE 2023-2024 ÖĞRETİM YILINDA PİLOT UYGULAMAYA GEÇİLMESİ PLANLANMAKTADIR”

Hükümet programında yer alan tam gün eğitime geçiş süreci hakkında da bilgi veren Çavuşoğlu, “tam gün eğitim” projeksiyonu çerçevesinde çeşitli verilerin toplanıp, sağlıklı bir ihtiyaç analizi yapılması gerektiğinin altını çizerek, sürecin çok boyutlu olduğunu, öğretim programları, okul altyapıları, ders programları, taşımacılık ve öğretmen ihtiyaçlarının detaylı bir şekilde çalışılarak, ilgili taraflarla istişare edilmesi hedeflendiği kaydetti.

Çavuşoğlu, süreç için planlanan zaman çizelgesini şu şekilde aktardı:

“Ortaya çıkan tablo çerçevesinde, finansman kaynaklarının planlanması yapılacaktır. Buna bağlı olarak da 2023 bütçesinde gerekli kaynakların sağlanması hedeflenmektedir. Oluşacak ihtiyaçların tamamlanmasını takiple 2023-24 öğretim yılında pilot uygulamaya geçilmesi planlanmaktadır. Pratikteki deneyimi sonrasında, görülen aksaklıkların giderilmesi ile birlikte 2024-25 öğretim yılında genel uygulamaya geçilmesi hedeflenmektedir.”

“ÇOK ŞÜKÜR Kİ OKULLARIMIZDA BÜYÜK SIKINTI YARATACAK BİR BULAŞ SÜRECİ YAŞANMADI”

Okullardaki Covid-19 vaka sayılarının, ülkedeki vaka sayıların artışıyla ve düşüşüyle paralel gittiğini söyleyen Çavuşoğlu, “Çok şükür ki okullarımızda büyük sıkıntı yaratacak bir bulaş süreci yaşanmamıştır” dedi ve Sağlık Üst Kurulu’nun verdiği kararlara harfiyen uymaya devam edeceklerini belirtti.

“YÜKSEKÖĞRETİM STRATEJİ BELGESİ EYLEM PLANI”, BAKANLIĞIMIZDA GERÇEKLEŞTİRİLEN 52 TOPLANTI KAPSAMINDA 150 SAATİN ÜZERİNDE BİR MESAİ HARCANARAK ORTAYA ÇIKARILDI”

Bakan Çavuşoğlu, “Yükseköğrenim Strateji Belgesi” hakkında da bilgi vererek, Milli Eğitim Bakanlığı, Yükseköğretim Planlama, Denetleme, Akreditasyon ve Koordinasyon Kurulu (YÖDAK), üniversite temsilcilerinin katılımı ve katkısı ile alanında ilk olma özelliği taşıyan bir çalışma olan strateji belgesinin ülkedeki nitelikli ve sürdürülebilir yükseköğrenim alanının oluşturulmasına yönelik hedefler ortaya koyduğunu kaydetti.

Yükseköğretim Strateji Belgesi Eylem Planı’nın Bakanlık tarafından gerçekleştirilen 52 toplantı kapsamında 150 saatin üzerinde bir mesai harcanarak ortaya çıkarıldığını söyleyen Çavuşoğlu, eylem planının, yükseköğretimde yönetişimi yeniden yapılandırmak; yükseköğretimde işlevselliği sağlamak; yükseköğrenimde kaliteyi uluslararası standartlara taşımak gibi ana hedefleri ve ilgili alt hedefleri içerdiğini dile getirdi.

“ÖĞRENCİLERE, YENİ ASGARİ ÜCRETE GÖRE ORANLANAN MİKTARDA BURSLAR ÖDENECEK”

Yükseköğrenimdeki öğrencilerin burslara dair yaşadığı sıkıntılar üzerine de, Çavuşoğlu, Bakanlığın bu anlamdaki sorumluluğunu yerine getirmeye devam ettiğini belirterek, mali yılın kapanması ve açılması süreci ile Maliye Bakanlığının online işlemlerinin yeniden yapılandırılması nedeni ile yaşanan gecikmelerin süratle telafi edileceğini ifade etti.

Öğrencilere yeni asgari ücrete göre oranlanan miktarlardaki bursların ödeneceğini açıklayan Çavuşoğlu, öğrencilerin Yükseköğrenim Burs ve Bilgi Sistemi (YOBİS) üzerinden yaptıkları burs başvurularının neticelerini ve ödeme bilgilerini kendi sistemleri üzerinden görebileceklerini belirtti.

“MOBİLYA, MOTOR, METAL, SAÇ BAKIMI VE GÜZELLİK ALANLARINDA ÖĞRETMEN KADROLARINDA EKSİKLİK DEVAM EDİYOR”

Belirli alanlarda Türkiye’den eğitmenlerin getirilmesine ilişkin eleştirileri de yanıtlayan Çavuşoğlu, ”Bu konuda özellikle meslek alanlarında dört yıllık öğrenim gerektiren mobilya, motor, metal, saç bakımı ve güzellik gibi alanlarımızda öğretmen kadrolarında eksiklik vardır. Yeterli mezunumuz da yoktur. Bu gibi alanlar için isteğimiz devam etmektedir” dedi.

“ÖĞRETMENLER YASASINDA ÖĞRETMEN KADRO SAYILARININ ARTIRILMASI İÇİN TEKNİK ÇALIŞMALAR TAMAMLANMIŞTIR. KISA SÜREDE YASAL PROSEDÜR TAMAMLANACAKTIR”

Son olarak mevcut yasa ve tüzük çalışmaları hakkında bilgilendirme yapan Çavuşoğlu, en acilinin Öğretmenler Yasası’nda öğretmen kadro sayılarının artırılması olduğunu, bununla ilgili teknik çalışmalar tamamlandığını, kısa süre içerisinde ise yasal prosedürün tamamlanıp, yürürlüğe gireceğini anlattı.

Çavuşoğlu, Özel Gereksinimli Bireylerin Eğitimi Yasası’nın, Mecliste İdari İşler Komitesi’nin oluşma sürecinin tamamlanmasının ardından komitede görüşüleceğini, görüşülmesine seçim nedeniyle ara verilen özel eğitim ile ilgili yasasının ise ivedilikle Meclis alt komitesine gönderilerek tamamlanmasının sağlanacağını, bu yasanın geçmesi ile birlikte özel eğitim hizmetlerinin standarda kavuşacağını söyledi.

Mesleki Teknik Öğretim Dairesi’nin de, çalışmalarını hiç ara vermeden sürdürdüğünü vurgulayan Çavuşoğlu, Ulusal Yeterlilik Çerçevesinin Tanımlanması, Sınıflandırılması,   Karşılaştırılması ve İlanı Tüzüğü, Kalfalık ve Ustalık Sınavlarının Esas ve Usulleri Tüzüğü, Çıraklık Sözleşmesi Yapılacak İşyerlerinin Seçimi Özellikleri ve Sözleşme Esasları Tüzüğü ve Meslek Kursları Tüzüğü’nün bu sürede Bakanlar Kurulu’ndan geçtiğini bildirdi.

TAK/BRT

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Dünya

Papa 14. Leo İlk konuşmasında “barış” vurgusu yaptı

Published

on

By

Katolik Kilisesi’nin 267. papası olarak seçilen ABD’li Robert Francis Prevost, Papa 14. Leo olarak yaptığı ilk konuşmasında barış vurgusu yaptı.

Konuşmasında Papa Franciscus’u anan Papa Leo, diyaloglarla köprülerin kurulması gerektiğini belirtti.

Uzun yıllar görev yaptığı Peru’ya özel selam gönderen Papa 14. Leo, acı çekenlere yardım eden bir Kilise için birlikte yürüyeceklerini söyledi.

-Katolik Kilisesi’nin ilk ABD’li papası Prevost kimdir?

Dün Katolik Kilisesi’nin 267. papası olarak seçilen Kardinal Robert Francis Prevost, Arjantinli Papa Francesco’dan sonra Amerika kıtasından gelen ikinci, ABD’den ise ilk papa. Prevost’un ailesinin kökenleri ise Fransa, İtalya ve İspanya’ya dayanıyor. Kendisi de aynı zamanda, uzun yıllar görev yaptığı Peru vatandaşlığına sahip.

Katolik Kilisesi’ne bugüne kadar ABD’li bir ismin liderlik etmemesi, bu ülkenin jeopolitik gücünden kaynaklanan bir “tabuyla” açıklanıyordu.

Prevost’un bu göreve gelmesinde ise hem aile geçmişi hem Latin Amerika gibi Katolik nüfusun yüksek olduğu bir bölgeyi iyi tanıması hem de Vatikan hiyerarşisinde üst düzey görevlerde bulunması etkili görülüyor.

Robert Francis Prevost, 14 Eylül 1955’te ABD’nin Chicago kentinde, Fransa ve İtalya kökenli Louis Marius Prevost ile İspanya kökenli Mildred Martínez’in üç çocuğundan biri olarak dünyaya geldi.

Çocukluğu ve gençliği ABD’de geçti; Aziz Augustinus tarikatına bağlı bir ruhban okulunda okudu, Pensilvanya’daki Villanova Üniversitesi’nde matematik ve felsefe eğitimi aldı.

Chicago’daki Katolik İlahiyat Birliği ilahiyat bölümünden mezun olduktan sonra ise 27 yaşında Papalık Aziz Thomas Aquinas Üniversitesi’nde Kilise Hukuku eğitimi görmek üzere Roma’ya geldi.

1985’ten itibaren ise uzun yıllar Peru’da yaşadı, misyonerlik ve başpiskoposluk yaptı. 2015’te Peru vatandaşlığı da aldı.

2015’te, Arjantinli Papa Francesco tarafından Peru’nun Chiclayo piskoposu olarak atandı.

2023’te Papa Francesco tarafından önce başpiskoposluğa, ardından da kardinalliğe getirildi.

Aynı yıl, dünya çapındaki piskopos adaylıklarını inceleyen Vatikan ofisinin başına getirildi ve Latin Amerika Papalık Komisyonu başkanı oldu.

Bu üst düzey görevlerinin, Katolik Kilisesi hiyerarşisinde tanınmasını sağlaması nedeniyle papa seçilmesinde etkili olduğu düşünülüyor.

-Leone adını neden seçti?

Prevost aynı zamanda, 13. yüzyılda kurulan Aziz Augustinus tarikatından da ilk papa.

Vatikan basın ofisi, Prevost’un papalık ismi olarak 14. Leone’yi seçmesini de, bu ismi seçen son papanın “kilisenin modern sosyal doktrinini” başlatan 13. Leone olmasına bir atıf olarak açıkladı.

Basın sözcüsü Matteo Bruni bu seçimi aynı zamanda, “yapay zeka döneminde” insanlara ve işlerine “tesadüfi olmayan bir referans” diye niteledi.

Peru’da başpiskoposluk yaptığı dönemde, Katolik Kilisesi’ndeki cinsel taciz skandallarının yönetilmesiyle ilgili eleştiri de aldı.

Kendisi piskoposluk görevine gelmeden önce iki rahip tarafından cinsel tacize uğradığını söyleyen bir kadın, Prevost’u soruşturmayı kötü yönetmekle ve rahiplerden birinin ayin yapmasını engellememekle suçladı.

Piskoposluk yönetimi ise Prevost’un herhangi bir örtbas etme girişimine karıştığı iddialarını reddetti.

-Papa Francesco ile yakınlık

Papa Francesco’nun 21 Nisan 2025’te ölümünün ardından yapılan analizlerde, yeni papa seçiminde Francesco’nun reform girişimlerine destek verenler ile karşı cephedeki muhafazakarlar arasında bir çatışmadan söz ediliyordu.

Prevost içinse “orta yoldan” bir alternatif yorumları da yapılıyordu.

Prevost, son yıllarda Vatikan’daki görevlerinde Papa Francesco’nun önemli reformlarından birinin de idaresindeydi.

“Devrim” olarak yorumlanan bir adımla, piskopos atamalarından sorumlu ofise üç kadın atandığında yönetimde Prevost vardı.

Vatikan uzmanları, Papa Francesco’nun “Prevost’a güveninin tam olduğunu” söylüyor.

Prevost’un özellikle yoksullar ve göçmenlere yakınlık gösterilmesi gibi konularda Francesco’nun “devamı” niteliğinde olduğu yorumları yapılıyor.

-Yeni Papa, ilk konuşmasına “Barış sizinle olsun” diyerek başladı

Prevost da 8 Mayıs 2025 akşamı Papa 14. Leone olarak yaptığı ilk konuşmasında Papa Francesco’yu andı.

Papa olarak kalabalığa ilk hitabına “Barış sizinle olsun” diyerek başlayan Prevost, “Papa Francesco’ya teşekkürler” dediğinde meydandan alkışlar yükseldi.

Prevost konuşmasında diyalog ve köprüler kurulması, barış mesajları da verdi. İtalyanca başladığı konuşmasına daha sonra İspanyolca birkaç cümle de ekledi.

Yeni Papa, geçen ay selefinin hayatını kaybetmesinden sonra Vatikan’ın yayın organlarına verdiği söyleşide de Francesco’nun göçmenlere, mahkumlara yakınlığını övmüştü.

Provost burada ayrıca, Francesco’nun ABD’de göçmenlerin toplu sınır dışı edilmeleri uygulamasına karşı geçen Şubat’ta yazdığı mektuba da destek verdi.

7 Mayıs’ta başlayan papa seçimi öncesinde toplantılar yapan kardinaller, 6 Mayıs’taki son toplantıda, “Papa Francesco’nun yürüttüğü reformların birçoğunun ileriye taşınması gerektiğini” söylemiş, bunlar arasında istismara karşı mücadele, ekonomik şeffaflık, Vatikan hiyerarşisinin yeniden düzenlenmesi, birliktelik, barışa bağlılık ve çevreye özen gibi başlıkları saymıştı.

“Savaşların, şiddetin ve güçlü kutuplaşmaların yaşandığı bu dönemde, merhamet, birliktelik ve umut sunan manevi bir rehbere ihtiyaç duyulmaktadır” diyen kardinaller tarafından seçilen Prevost’un papalık görevinde bu konulara yaklaşımı da dikkatle izlenecek.

Devamını Oku

Dünya

İsrail, Lübnan’ın güneyinde bir dizi hava saldırısı düzenledi

Published

on

By

İsrail ordusu, Lübnan’ın güneyindeki Nebatiye vilayetinde bir dizi hava saldırısı düzenledi.

Görgü tanıklarından alınan bilgiye göre, İsrail savaş uçakları, Nebatiye vilayetindeki yerleşim alanlarına yakın bölgeleri bir dizi saldırıyla hedef aldı.

Görgü tanıkları, İsrail savaş uçaklarının bölgedeki uçuşlarının sürdüğüne işaret etti.

Lübnan Başbakanı Selam, İsrail’in ülkesine yönelik saldırılarını durdurmasını istedi
Lübnan Başbakanı Nevvaf Selam, İsrail ordusunun ülkesine yönelik devam eden saldırılarının durdurulması talebinde bulundu.

Başbakan Selam, X hesabından yaptığı açıklamada, İsrail’in ateşkes anlaşmasını ihlal eden saldırılara tepki gösterdi.

İsrail’in, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) 1701 sayılı kararına yönelik tüm ihlal ve saldırılarının bir an önce durdurulması talebinde bulunan Selam, “İsrail’in işgal ettiği Lübnan topraklarından bir an önce çekilmesi için sarf ettiğimiz çabalarımız durmayacak.” ifadelerini kullandı.

İsrail ile Lübnan arasında 27 Kasım 2024’te yapılan ateşkes anlaşmasına rağmen İsrail ordusu sıklıkla anlaşmayı ihlal ediyor.

Lübnan Enformasyon Bakanı Paul Markus, 17 Nisan’da, 27 Kasım’dan bu yana ateşkes anlaşmasını 2 bin 740 kez ihlal eden İsrail’in bu süre zarfında Lübnan’a düzenlediği saldırılarda 190 kişinin öldüğünü, 485 kişinin yaralandığını bildirmişti.

Devamını Oku

Dünya

Rusya ve Çin, çeşitli alanlarda işbirliği anlaşmaları imzaladı

Published

on

By

Rusya ile Çin arasında uluslararası hukuk, biyolojik güvenlik, dijital ekonomi, bilim, eğitim, sinema ve uzay gibi çeşitli alanlarda işbirliği anlaşmaları imzalandı.

Kremlin Sarayından yapılan açıklamaya göre, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile Çin Devlet Başkanı Şi Cinping başkent Moskova’da görüştü. Dar formatta başlayan görüşmeler, geniş formatta devam etti.

Görüşmelerde, Rusya ile Çin arasında kapsamlı ortaklık ve stratejik ilişkiler, güncel uluslararası ve bölgesel konular ele alındı. Görüşmelerin ardından Putin ile Şi, iki ülke arasındaki yeni anlaşmaların imza törenine katıldı.

Putin ve Şi, Rusya ile Çin arasında kapsamlı ortaklık ve stratejik etkileşimin derinleştirilmesine ilişkin ortak açıklama imzaladı.

İki ülke arasında ayrıca, uluslararası hukuk, biyolojik güvenlik, dijital ekonomi, bilim, eğitim, sinema ve uzay alanlarında işbirliğini içeren 20’den fazla belge imzalandı.

Putin ve Şi, imza töreninde basına açıklamalarda bulundu.

– “İki ülke arasındaki ilişkiler, tarihte en yüksek seviyeye ulaştı”

Başkan Putin, Rusya ile Çin arasındaki ilişkilere değinerek, “İki ülke arasındaki ilişkiler, tarihteki en yüksek seviyeye ulaştı. İlişkilerimiz iç siyasi etkenlere ve mevcut küresel konjonktüre bağlı değil.” dedi.

Rusya ile Çin’in uluslararası ve bölgesel meselelere ilişkin yaklaşımların örtüştüğünü ve birbirine yakın olduğunu belirten Putin, şöyle konuştu:

“Ülkelerimiz, bağımsız dış siyaset izliyor ve daha adil, demokratik ve çok kutuplu dünya düzeninin oluşturulmasından yana. Rusya ve Çin, Birleşmiş Milletler (BM) ve BM Güvenlik Konseyi’nin dünyadaki meselelerde merkezi rol oynamaya devam etmesi gerektiği görüşünü paylaşıyor. Küresel ve bölgesel sorunların BM Şartı, uluslararası hukuk, uluslararası toplumun çıkarları, kültürel ve medeni çeşitliliklerine saygı temelinde çözülmesi gerekiyor.”

Ekonomi ve ticaret alanında da ilişkilerin geliştiğini dile getiren Putin, ikili ticaret hacminin 2024’te rekor seviyesine ulaşarak, 245 milyar dolar olduğunu ifade etti.

İki ülke arasında ödemelerin ulusal para birimlerinde yapıldığına dikkati çeken Putin, Çin ile çeşitli alanlarda ortak projeler yürüttüklerini belirtti.

– “Rusya ile Çin, el ele her türlü zorluğun üstesinden gelecek”

Çin Devlet Başkanı Şi de görüşmeler esnasında önemli belgelere imza attıklarını dile getirerek, “Bu ikili ilişkilerimizi daha da geliştirecek.” ifadesini kullandı.

İyi komşuluk ilişkileri, kapsamlı stratejik ve karşılıklı çıkar sağlayan işbirliğini geliştirmeye devam edeceklerini dile getiren Şi, şunları kaydetti:

“Rusya ile Çin el ele her türlü hava koşuluna dayanacak ve her türlü zorluğun üstesinden gelecek. Uluslararası toplumda istikrar sağlayıcı, olumlu ve ilerici bir güç haline gelen ülkelerimizin yan yana durması, uluslararası ilişkilerde BM merkezli sistemi ve uluslararası hukuka dayalı dünya düzenini kararlı şekilde savunması gerekiyor.”

Devamını Oku

Trending

Reklam