Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Dünya

Cumhuriyet Meclisi’nde güncel konuşmalar yapılıyor

Published

on

Cumhuriyet Meclisi’nde milletvekillerinin güncel konuşma istemlerine yer veriliyor.

Turizm ve Kültür Bakanı Fikri Ataoğlu, turizm sektörünün pandemiden dolayı sıkıntılar yaşadığını, esnafın, üreticinin de bundan dolayı sıkıntılar yaşadığını, ancak şimdi sıkıntıları geride bırakmak amacıyla uçak seferlerini artırmaya çalıştıklarını, charter seferler yaptıklarını, turistlerin ülkenin her yerine gitmesi için gerekli girişimlerde bulunduklarını kaydetti.

Ataoğlu, Rusya-Ukrayna savaşının ülkeye turist gelişinde sıkıntı yarattığını, özellikle Rus pazarından bekledikleri turist sayısını yakalayamadıklarını belirtti.

Bafra bölgesine turist çekmek amacıyla çalışmalar yaptıklarını, tur operatörleriyle gerekli girişimlerde bulunduklarını kaydeden Ataoğlu, Gazimağusa-Bafra arası denizden veya karadan hızlı ulaşım için çalışmaları tamamladıklarını ifade etti. Ataoğlu, Gazimağusa Yat Limanı yapılması ve Girne Antik Limanı’nın tadilatıyla ilgili girişimlerin de sürdüğünü dile getirdi.

Ataoğlu, yeni havayolu şirketiyle ilgili girişimler yapıldığını, bunun yanında alternatif uçak şirketlerinin piyasaya girmesi ve uçak fiyatlarının düşmesi, bunun yanında dış hatlardan yapılan KKTC uçuşlarının iç hat vergilendirme sistemine alınabilmesi için görüşmeler yapıldığını söyledi.

Gazimağusa’da askerin yönetiminde olan mazgalların turizme kazandırılması için girişimlerde bulunduklarını, gastronomi festivali için çalışmalar yapıldığını kaydeden Ataoğlu, su altı dalış etkinlikleri gibi ülke turizmine çeşitlilik kazandıracak projeler üzerinde çalıştıklarını ifade etti. Ataoğlu, bakanlığın diğer çalışmalarıyla ilgili de milletvekillerine bilgi verdi ve sorularını yanıtladı.

CTP Milletvekili Sıla Usar İncirli de konuşmasında, ülkede herkesin yasalar ve kurallar karşısında eşit olması gerektiğine inandığını ifade ederek, Covid sürecinde belli kurallar olduğunu, ancak Meclis Başkanı’na bu konuda yapılan uygulamanın bu kurallara aykırı olduğunu söyledi.

İncirli, Covid hastalarının tedavi ücretlerinin devlete maliyetine de değinerek, tedavi masrafının ortalama hafif şiddetli hastalıkta 6 bin 800 TL, orta şiddetli hastalıkta 8 bin 791 TL, ağır şiddetli hastalıkta ise 13 bin 405 TL olduğunu ifade ederek, bunun ülke ekonomisine olumsuz yansıdığını söyledi.

Bu hastalığın azaltılması için önlemlere, kurallara ve aşılamaya dikkat edilmesi gerektiğini kaydeden İncirli, ülkedeki sağlık maliyetlerinin düşürülmesi için aşılamaya önem verilmesi gerektiğini işaret etti.

Covid dışı hastalıklar ve ölümlerin arttığına dikkat çeken İncirli, KKTC’de bu konuda son durumun ne olduğunu sordu. İncirli, ülkede ilaç, aşı sıkıntısı yaşanmaması için gerekli önlemlerin alınmasını istedi.

Sağlık Bakanı Ali Pilli de konuşmasında, Covid salgınının KKTC’de olduğu gibi tüm ülkelerde ekonomik sıkıntılar yarattığını, insanlar üzerinde psikolojik ve sosyal etkiler bıraktığını ifade etti. Pilli, bu süreci en az zararla atlatmak için çalışmalar yaptıklarını, sağlık altyapısını geliştirdiklerini, acil durum hastanesini ülkeye kazandırdıklarını, ancak tüm bunların yeterli olmadığını kaydetti.

Pilli, Covid dışı ölümlerin arttığını ancak kış aylarında her dönem bu ölümlerin yaşandığını, hiçbir hastayı kaybetmek istemediklerini ancak bazen bunun mümkün olmadığını ifade etti.

Sağlık giderlerinin çok yüksek olduğunu, bunun ekonomik yansımaları da olduğunu ancak ülkede teşkilat yasalarıyla birlikte güçlü bir sağlık sistemi yaratmanın görevleri olduğunu ifade eden Pilli, çalışmaya devam edeceklerini söyledi.

CTP Milletvekili Ürün Solyalı da konuşmasında, kimsenin Anayasa üzerinde olmadığını ve Anayasa’nın istenildiği gibi yorumlanamayacağını söyledi. Solyalı, Belediyeler Reformu gibi bir yasa tasarısıyla kimsenin gelecek kaygısına ve boşluğa itilemeyeceğini ifade ederek, değerlendirmelerde bulundu.

İstenildiği gibi seçim tarihlerinin ertelenemeyeceğine işaret ederek, bu yönde atılan adımların her alana yansıyabileceğini kaydeden Solyalı, UBP Genel Başkanı, Başbakan Faiz Sucuoğlu’nun basına yaptığı açıklamalardan başlıklar okuyarak, yorumlar yaptı.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın da halkı düşünmediğini savunan Solyalı, ülkedeki ekonomik sıkıntılara işaret ederek, insanların geçim sıkıntısı yaşadığını ve yaşam kalitesinin düştüğüne dikkat çekti.

Her evin bugün “yandığını” söyleyen Solyalı, elektrikte makul bir fiyat düzenlemesi ve yatırımın gerekliliği üzerinde durduklarını, ancak Kıb-Tek’i bu duruma düşürenlerin de yargılanması gerektiğine inanç belirtti.

Sosyal patlamaların yaşanacağını ve ülkede kötü günlerin yaşanacağını ifade eden Solyalı, hükümete, halkı düşünerek adımlar atılması çağrısında bulundu.

Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Erhan Arıklı da, ülkede ekonomik sıkıntı olduğunun, vatandaşlara elektrik faturalarının çarptığının ve alım gücünün düştüğünün doğru olduğunu söyledi. Muhalefetin sadece durum tespiti yaptığını kaydeden Arıklı, konuşmasına dörtlü koalisyon hükümetinin icraatlarından örnekler okuyup, muhalefete eleştirilerde bulunarak devam etti.

Arıklı, 35 günlük hükümete haksızlık yapıldığını söyleyerek, yerel yönetimler reformunun daha fazla bekleyemeyeceğini, ortak akılla bu konuya bir çözüm bulunması gerektiğini, ancak batık belediyelere başkan seçilemeyeceğini kaydetti.

Önerilere açık olduklarını ifade eden Arıklı, Anayasa Mahkemesi kararı karşısında boyunlarının kıldan ince olduğunu ancak ortak akılla buna bir çözüm bulmayı istediklerini belirtti.

CTP Milletvekili Erkut Şahali de, Meclis’te denetim gününde hükümetin hazır bulunmasının sorumluluk olduğunu ifade etti. Hükümetin bu salonda olmasının zorunluluk olduğunu vurgulayan Şahali, Bakanlar Kurulu’nun Meclis devam ettiği sırada yapılamayacağını ifade ederek, oturuma ara verilmesini istedi.

Şahali’nin bu önerisi üzerine mecliste bir süre karşılıklı konuşma ve tartışmalar yaşandı Meclis Başkanı Zorlu Töre ise oturuma ara vermeyeceğini söyleyerek, oturumun devam ettiğini belirtti. Tartışmaların yükselmesi ve milletvekillerinin tepki göstermek amacıyla masalara vurması üzerine Töre ile muhalefet milletvekilleri arasında tartışma yaşandı. Töre, çağrıları duyan bakanların genel kurula geleceğine inanç belirterek, Şahali’den konuşmasına devam etmesini istedi ancak Şahali bakanlar gelene kadar konuşma yapmadı.

Şahali, Arıklı’nın salona gelmesi üzerine yeniden başladığı konuşmasında, hükümete eleştirilerde bulundu v muhalefetin konuşma yaparken aslında hükümete önerilerde bulunduğunu, o yüzden tüm bakanların salonda olması durumunda ülkenin sorunlarının daha hızlı çözüleceğine inanç belirtti.

Kıb-Tek’te yaşananlar, borçları, elektrik faturaları, AKSA ile ilgili girişimleri ve elektrikle ilgili diğer duyumları aktaran Şahali, ülkeyi elektrik gibi yeni bir kaosun beklediğini, bunun da belediyeler reformu olduğunu savundu.

Bu reformla birlikte hükümetin buralarda duramayacağını ifade eden Şahali, Gazimağusa Belediyesi’nde yaşananları anlatarak, reform yapılsa bile başarılı olmayacağının görülebileceğini söyledi.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Dünya

Baf’ta 15 yaşındaki erkek çocuk ölü bulundu

Published

on

By

Baf’ta bugün 15 yaşındaki bir erkek çocuğu ölü bulundu. 

Ceset, Baf’a bağlı Holetria köyünde mezarlık ile köy merkezi arasındaki bölgede tespit edildi.

Cesedin yakınında bir motosikletle, terk edilmiş van araç saptandı.

Rum basınında yer alan haberlere göre, olay yerinde iki aracın bulunması, bir trafik kazası olasılığını güçlendiriyor. Polis, suç ihtimali de dahil tüm olasılıkları araştırıyor 

Ölen çocuğun yerel bir sakin olduğu tespit edildi. 

Devamını Oku

Dünya

DAÜ-SEN Başkanı’ndan Başbakan Üstel’e mektup…

Published

on

By

Doğu Akdeniz Üniversitesi Akademik Personel Sendikası (DAÜ-SEN) Başkanı Ercan Hoşkara, Başbakan Ünal Üstel’e hitaben mektup yayınlayarak 4 Nisan 2024’te hükümet, DAÜ yönetimi ve sendikalar arasında imzalanan 4 yıllık protokolün eksiksiz uygulanması için sürece müdahale etmesini istedi.

Milli Eğitim Bakanlığı’nın Doğu Akdeniz Üniversitesi’nin protokole uymadığını farklı ortamlarda dile getirdiğini belirten Hoşkara “DAÜ-SEN olarak Sayın Eğitim Bakanını haklı bulmakla beraber protokolün yürütülmesinden sorumlu olan İstişare ve Eşgüdüm Komisyonunun Başkanı olan Eğitim Bakanının da bu tablodan sorumlu olduğunu belirtmek gerekiyor. Hükümetinizin, DAÜ yönetimindeki en üst karar organı olan Vakıf Yöneticiler Kurulu’nu göreve getiren noktada olduğunu da hatırlatmak isteriz. Hükümetinizin ve Eğitim Bakanının, ayrıca yüksek öğretim alanında uygulanması gereken Stratejik Planı uygulamadığını da gözlemlemekteyiz” dedi.

DAÜ-SEN Başkanı Ercan Hoşkara, protokol gereği İstişare ve Eşgüdüm Komisyonu Başkanı Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu’nun 28 Mayıs’ta toplantı düzenlediğini belirtti. Hoşkara, sendikanın toplantıda mevzuata açıkça aykırı karar ve uygulamaları, yasalara ve anayasaya aykırı tüzük değişikliği önerilerini, üçüncü ülkelerden gelecek öğrencilere uygulanacak burs oranlarını ve protokolün yürütülmesiyle ilgili diğer konuları gündeme getirdiğini söyledi.

-“Üçüncü ülkelerden gelecek öğrencilerin burs oranlarının yüzde 70-80’e çıkarılması üniversitenin intiharı olacak”

Hoşkara, daha önce üniversite kamuoyunda ve yetkili kurullarda paylaştıkları görüşleri toplantıda da dile getirdiklerini ifade ederek, üçüncü ülkelerden gelecek öğrencilere uygulanacak burs oranlarının yüzde 70-80 aralığına çıkarılmasının üniversitenin mali açıdan intiharı olacağını vurguladıklarını kaydetti. Hoşkara, DAÜ Rektörlüğü ve Vakıf Yöneticiler Kurulu’nun aldığı bu kararla KKTC vatandaşlarının tarihte ilk kez yabancı öğrencilerden daha fazla harç ödemek durumunda kalacağını belirttiklerini aktardı. Ayrıca mevzuata açıkça aykırı kararlar ile tüzük değişikliklerinin DAÜ’de kaosa yol açacağı uyarısında bulunduklarını ifade etti.

Hoşkara, İstişare ve Eşgüdüm Komisyonu toplantısının ardından 29 Mayıs’ta Başbakanlık’ta Eğitim Bakanı ve Başbakanlık Müsteşarı’nın da katıldığı görüşmede, sorunları Başbakan Ünal Üstel ile paylaştıklarını ve diyalogla, uzlaşı içinde mevzuata uygun çözümler bulma konusunda anlaştıklarını söyledi. Ancak aradan bir buçuk ay geçmesine rağmen yaptıkları tüm makul önerilerin sonuç vermediğini belirten Hoşkara, Başbakan başkanlığında yapılması beklenen toplantının da gerçekleşmediğini kaydetti.

DAÜ’de protokol gereği giderlerin azaltılmasına yönelik tedbirlerin yüzde 90’ının hayata geçirildiğini ifade eden Hoşkara, geriye kalan yüzde 10’luk kısmın ise DAÜ yönetiminden kaynaklanan nedenlerle tamamlanamadığını dile getirdi. Hoşkara, çalışanların maaşlarından fedakarlık yaptığını, yeni istihdam yapılmadığını, iş yükünün arttığını ve devlet mali katkısının yükseldiğini belirterek, tüm bu fedakarlıklara rağmen öğrenci gelirlerinin oransal azalışının devam etmesi riski bulunduğunu söyledi. Hoşkara, ayrıca mevzuat ihlallerinin kurumda kaos yarattığını ifade etti.

-“Tarihte ilk kez KKTC vatandaşı yeni kayıtlı öğrenciler yabancı öğrencilerin iki katı harç öder noktaya geldi”

Hoşkara, tüm itirazlara rağmen Eğitim ve Maliye Bakanlarının desteği ile DAÜ Vakıf Yöneticiler Kurulu’nun onayıyla DAÜ Rektörlüğü’nün, üçüncü ülkelerden gelen öğrencilere uygulanan yüzde 50 burs oranını yeni yabancı öğrenciler için yüzde 80’e çıkardığını kaydetti. Bu uygulama sonucunda eski kayıtlı yabancı öğrencilerin yeni kayıtlılardan daha fazla harç öder duruma geldiğini belirten Hoşkara, tarihte ilk kez KKTC vatandaşı yeni kayıtlı öğrencilerin yabancı öğrencilerin iki katı harç öder noktaya geldiğini söyledi. Çift uyruklu öğrencilerin KKTC vatandaşı olarak değil, yabancı öğrenci statüsünde kayıt yaptırmayı tercih etmeye başladığını aktaran Hoşkara, DAÜ yönetiminin ucuz harçlarla yabancı öğrenci getirme kervanına katıldığını ifade etti.

-“Karar devlete ve DAÜ’ye kaybettiren, öğrenci getirme acentelerine kazandıran bir karar”

Hoşkara, bu kararın devlete ve DAÜ’ye kaybettiren, öğrenci getirme acentelerine kazandıran bir karar olduğunu belirterek, yıllardır dengesi oturmuş harç politikasının tamamen bozulduğunu söyledi. KKTC vatandaşlarının eskiden en az harcı verirken şimdi en çok harç ödeyen kesim haline geldiğini kaydeden Hoşkara, yeni kayıtlı yabancı öğrencilerin de eski kayıtlılardan daha az harç öder hale geldiğini, bunun öğrenciler arasında huzursuzluk yarattığını vurguladı.

Hoşkara, bir taraftan yeni harç politikasıyla öğrencilerin huzursuz edildiğini, diğer taraftan mevzuata aykırı kararlar ve anayasaya aykırı tüzük değişikliği girişimleriyle çalışanların da huzursuz edildiğini belirtti. Üniversitenin gereksiz hukuki tartışmalar ve mahkeme süreçlerine sürüklendiğini söyleyen Hoşkara, sendikanın sorunları çözmek için yaptığı tüm önerilerin sonuçsuz kaldığını ifade etti.

Hoşkara, DAÜ’de protokolle sağlanmaya çalışılan istikrar ve sürdürülebilirlik ortamının, yanlış ve hatalı yönetim kararları nedeniyle bilinçli veya bilinçsiz şekilde bozulduğunu söyledi. Üniversitede yeni bir kaosa neden olacak yönetimsel kararların alındığı bir sürecin yaşandığını ifade eden Hoşkara, bu mektubun daha önce Başbakan’a ilettikleri uyarıları kamuoyu huzurunda tekrarlamak amacıyla yazıldığını belirtti.

Hoşkara, daha fazla geç olmadan sürece müdahale edilmesi gerektiğini vurgulayarak, aksi takdirde DAÜ için yapılan tüm fedakarlıkların sonuç vermeyeceğinden endişe ettiklerini kaydetti.

Devamını Oku

Dünya

Srebrenitsa Soykırımı’nın 7 kurbanı bugün toprağa verilecek

Published

on

By

Bosna Hersek’in doğusundaki Srebrenitsa’da 1995’te Sırplar tarafından yapılan soykırımda öldürülen ve kimlikleri tespit edilen soykırım kurbanlarından 7’si daha bugün düzenlenecek cenaze töreninin ardından toprağa verilecek.

Avrupa’da İkinci Dünya Savaşı’nın ardından yaşanan en büyük insanlık trajedisi olarak nitelendirilen soykırımda öldürülen ve kimlik tespiti yapılan 7 kurban için cenaze namazı kılınacak.

Cenaze namazı öncesinde Srebrenitsa Anıt Merkezi’nde soykırımın 30. yılı dolayısıyla anma programı düzenlenecek.

Anma törenine katılacak TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA) ve Srebrenitsa Anıt Merkezinin ortaklaşa gerçekleştirdiği proje kapsamında hayata geçirilen Srebrenitsa Soykırım Kurbanlarını Anma Müzesi açılışını da yapacak.

– Anıt mezarlıkta toprağa verilen kurbanların sayısı 6 bin 772’ye yükselecek

Srebrenitsa Soykırımı’nın 30’uncu yılında, kimlik tespiti yapılan ve ailesinin onay verdiği 7 soykırım kurbanı daha Potoçari Anıt Mezarlığı’na defnedilecek.

Potoçari Anıt Mezarlığı’nda 11 Temmuz’daki anma törenlerinde defnedilecek 7 kurbandan en gençleri, öldürüldüklerinde 19 yaşında olan Senajid Avdic ve Hariz Mujic. Bu yıl defnedilecek tek kadın ve en yaşlı kurban olan Fata Bektic ise öldürüldüğünde 67 yaşındaydı.

Bu yıl toprağa verilecek 7 kişinin isimleri şöyle sıralandı:

“Senajid Avdic, Hariz Mujic, Fata Bektic, Hasib Omerovic, Sejdalija Alic, Rifet Gabeljic, Amir Mujcic.”

Bu yılki törenin ardından anıt mezarlıkta toprağa verilen kurbanların sayısı 6 bin 772’ye yükselecek.

– Srebrenitsa’da ne oldu?

Srebrenitsa’nın 11 Temmuz 1995’te Ratko Mladic komutasındaki Sırp birliklerince işgal edilmesinin ardından Birleşmiş Milletler (BM) bünyesindeki Hollandalı askerlere sığınan sivil Boşnaklar, daha sonra Sırplara teslim edildi.

Kadın ve çocukların Boşnak askerlerin kontrolündeki bölgeye ulaşmasına izin veren Sırplar, en az 8 bin 372 Boşnak erkeği ormanlık alanlar, fabrikalar ve depolarda katletti. Katledilen Boşnaklar toplu mezarlara gömüldü.

Savaşın ardından kayıpları bulmak için başlatılan çalışmalarda, toplu mezarlarda cesetlerine ulaşılan kurbanlar, kimlik tespitinin ardından her yıl 11 Temmuz’da Potoçari Anıt Mezarlığı’nda düzenlenen törenle toprağa veriliyor.

Devamını Oku

Trending

Reklam