Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Dünya

Meclis’te güncel konuşmalar yapılıyor

Published

on

Güncel konuşmaların yapıldığı Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu’nda ilk iki konuşmada, Kıbrıs sorunuyla ilgili konular gündeme getirildi.

 

İlk güncel konuşmayı yapan CTP Milletvekili Fikri Toros, “Güven Yaratıcı Önlemler Çerçevesinde Enerji ve Doğal Gaz İş Birliği Fırsatları” konusunu kürsüye taşıdı.

Toros, Kıbrıs sorununun adil ve kabul edilebilir çözümünün ilgili tüm taraflar için teşvik unsuru olduğunu belirtti.

Enerji kaynaklarının verimli bir şekilde çıkarılması ve Türkiye ile Avrupa pazarlarına ulaştırtılmasının gündemdeki sorunların aşılmasına bağlı olduğunu söyleyen Toros, liderlere BM ve tüm taraflar nezdinde sorumlu ve rasyonel davranmaları çağrısında bulundu.

Liderlerin takvimli, sonuç odaklı yöntemle resmi müzakerelerin başlaması için BM’ye çağrı yapmaları gerektiğini dile getiren Toros, liderlerin tarihi bir sorumluluk altında olduklarını kaydetti.

Toros, kapsamlı çözüm doğrultusunda Kıbrıs Türk ekonomisini güçlendirmek için Rum liderin sunduğu güven yaratıcı önlemlerin elverişli koşullar yaratacağına inanç belirtti.

Toros, Türkiye’nin proaktif politikasıyla acil olan bölgesel iş birliğinin yolunu açmaya çalıştığını, bunun da Batılı ülkeler tarafından desteklendiğini belirtti.

Türkiye ile Kıbrıs arasında deniz yetki alanlarının belirlenmesi ve Kıbrıslı Türklerin haklarının gözetilmesi gerektiğini dile getiren Toros, çözüm sürecinin de federal çözüm hedefiyle müzakere edilmesi gerektiğini kaydetti.

Fikri Toros, Cumhurbaşkanı Tatar’ın gerekli istişareleri gerçekleştirmesinin zaruri olduğunu kaydederek, güven yaratıcı önlemlerin reddedilmesinin Kıbrıs Türklerin tecrit edilmesine katkı koyacağını belirtti.

 

CTP Milletvekili Doğuş Derya “Kıbrıs Sorunu ve Sürecin Dışında Kalan Kıbrıslı Türkler” konulu güncel konuşma yaptı.

Derya, Kıbrıslı Türklerin ciddi sorunlarla baş etmeye çalıştığını, yönetsel sorunların dışında Kıbrıs sorunundan kaynaklanan sorunlar bulunduğunu söyleyerek, Kıbrıslı Türk halkının dünyadan izole yaşadığını belirtti.

Türkiye’nin enerji konusunda dışa bağımlı ve bir açmaz içinde olduğunu söyleyen Derya, enerji ihtiyacını giderebilmek için düşük maliyetle enerji temini sağlama amacını yükselttiğini, bu nedenle bir süredir bozuk ilişkileri olan bazı ülkelerle ilişkilerini revize etmeye başladığını belirtti.

Derya, Türkiye ve Rusya arasında iş birliklerine değinerek, Ukrayna savaşından sonra Türkiye ile Rusya arasında ilişkinin nasıl şekilleneceğinin bilinmediğini söyledi.

Kıbrıslı Türklerin sürece dahil olup kendi görüşlerini aktarması gerektiğini söyleyen Derya, doğal gaz konusunda federal çözümün önemine vurgu yaptı.

Derya, bölgenin barış havzası olması için Türkiye’nin enerji denklemi içinde yer alması gerektiğini dile getirerek, çözüm olmadığı sürece hukuki pürüzlerin çözülemeyeceğini belirtti.

Güven yaratıcı önlemlere ilişkin önerilerin ciddiyetle değerlendirilmesi gerektiğini belirten Derya, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın tutumunu eleştirdi.

“Mağusa Kapısı’nın açılmasını engelleyen kimdir?” diye soran Derya, yetkililerin bu yönde olumlu açıklamalar yaptıklarına işaret etti; o halde kapının neden açılmadığını sordu.

Kıbrıslı Türkler adına konuşan kesimlerin kendi çıkarları doğrultusunda hareket ettiğini savunan Derya, Kıbrıs sorununu federal çözüm noktasında zorlamak gerektiğini söyledi.

Derya, Cinsiyet Eşitliği Teknik Komitesi’nin lansmanına değinerek, planın yürürlüğe girebilmesi için 2008’den beri çalıştıklarını, komitede görev aldığını söyleyerek, Tatar göreve geldikten sonra komitenin toplanmadığını belirtti.

Derya, komite üyesi olduğunu ancak hiç toplantıya çağrılmadıklarını ve bürokratlarla konunun ileri taşındığını, ilgili paydaşlardan da görüş alınmadığını söyleyerek, bu tutumun değişmesi gerektiğini kaydetti.

Daha sonra söz alan Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, soruları yanıtladı.

Avrupa Parlamentosu’nda Kıbrıslı Türklere iki sandalye verilmesine karşı olduğunu, tutarlılığa önem verdiğini ve KKTC’ye inanan birisi olduğunu belirten Ertuğruloğlu, KKTC olgusunu reddeden yaklaşımlara prim vermediğini söyledi.

“Uluslararası hukuka saygı olsaydı Kıbrıslı Türklere ayrımcılık yapılmaması gerekirdi” diyen Ertuğruloğlu, güncel konulara değinilerek dünyanın yaptığı ayrımcılığın göz ardı edilemeyeceğini belirtti.

Avrupa Birliği’nin Rum tarafını üye olarak kabul etmesi konusuna değinen Ertuğruloğlu, adada Barış Gücü askerleri, sınır noktaları ve çözülmesi gereken bir sorun bulunmasına karşın sözde Kıbrıs Cumhuriyeti’nin üye yapıldığını, bu konuyu AB yetkililerine de dile getirdiğini kaydetti.

Ertuğruloğlu, Kıbrıs sonununun özüne odaklanılması gerektiğini söyleyerek, Rumların Kıbrıs Cumhuriyeti olarak tanındığını, adayı Helen adası olarak görmeye devam ettiğini ve Kıbrıslı Türkleri eşit görmediğini söyledi.

KKTC’nin AB ülkesi olmadığını söyleyen Ertuğruloğlu, AB’nin ve Batı’nın kendi yarattığı halde Kıbrıs sorununun çözümsüzlüğünün kaynağı olarak Kıbrıslı Türkleri gösterdiğini söyledi.

“Egemen eşit devlet statüsünden asla geri adım atacak değiliz” diyen Ertuğruloğlu, Rumların da geri adım atmayacaklarını, dolayısıyla topun uluslararası camianın sahasında olduğunu söyleyerek, Kıbrıslı Türklere karşı izolasyon ve diskriminasyon yapılamaya devam edildiği sürece müzakere olamayacağını, olsa da başarı şansı bulunmadığını kaydetti.

Çözüm olasılıklarına “hayır” diyenin Rum tarafı olduğunu kaydeden Ertuğruloğlu, suçlananın ise Türk tarafı olduğunu belirtti.

Ertuğruloğlu, “Bu dava Türk ulusunun davasıdır” diyerek, mücadeleyi Anavatansız sürdürmenin mümkün olamayacağını kaydetti.

Hidrokarbon yatakları konusunda da Türkiye’nin dahil olmadığı süreçlerin başarılı olamayacağını belirten Ertuğruloğlu, tüm paydaşların dahil olacağı bir masada konunun görüşülmesi gerektiğini kaydetti.

Kopenhag Zirvesi’nde De Soto ile yapılan görüşmelerin tutanaklarının okunabileceğini, dört gün boyunca peçne penç müzakere ettiğini söyleyen Ertuğruloğlu, zirvede kimseyle görüşmediğinin söylenmesinin doğru olmadığını belirtti.

Ertuğruloğlu, zirvede De Soto ile yaptıkları görüşmelere değinerek, tutanaklardan bu görüşmelerin okunabileceğini kaydetti.

Belgeyi imzalamamak için Kopenhag’a gittiği söylemlerinin doğru olduğunu söyleyen Ertuğruloğlu, Annan Planı’nın Kıbrıslı Türkler için kötü bir plan olduğunu, kabul edebileceği bir plan olmadığını belirtti.

 

TAK/BRT

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Dünya

AB ülkeleri Rusya’ya yönelik 17. yaptırım paketinde uzlaştı

Published

on

By

Avrupa Birliği (AB) üyesi ülkeler, özellikle Rusya’nın petrol taşıdığı gölge filosunu hedef alan 17. yaptırım paketinde anlaştı.

AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, AB ülkelerinin, Rusya’ya yönelik yaptırım paketinde uzlaştığını açıkladı.

Ukrayna’da devam eden savaşı sona erdirmek amacıyla Rusya’ya yönelik baskıyı artırdıklarına işaret eden Kallas, AB üyesi ülkelerin 17. yaptırım paketine ilişkin anlaşmasını memnuniyetle karşıladığını belirtti.

Kallas, yeni yaptırımların, Rusya’nın savaşı finanse etmek amacıyla yasadışı olarak petrol taşıyan gölge filosunun büyük kısmını hedef aldığını ifade etti.

Bütün detayları paylaşılmayan yeni yaptırımlar kapsamında, Rusya’nın petrol ihracatındaki kısıtlamaları aşmak için kullandığı 200 civarında tankerin kara listeye alınması bekleniyor.

Rus savunma sektörüne mal tedarik ettiği iddia edilen bazı üçüncü ülkelerdeki şirketler ile çok sayıda birey ve kurumun da AB yaptırım listesine eklenmesi öngörülüyor.

Yeni yaptırımların, 20 Mayıs’ta Brüksel’de düzenlenecek AB dışişleri ve savunma bakanları toplantısında resmen onaylanması planlanıyor.

AB, savaş nedeniyle şimdiye kadar Rusya’ya yönelik 16 yaptırım paketini hayata geçirdi.

Bu çerçevede Rusya’ya, ticaret, finans, petrol ve kömür de dahil enerji, sanayi, teknoloji, ulaşım, çift kullanımlı ve lüks ürünler ile altın ve elması da içeren geniş yelpazeye yayılmış kısıtlamalar uygulanıyor.

Deniz yoluyla taşınan ham petrol ile bazı petrol ürünlerinin Rusya’dan AB’ye gönderilmesine yönelik yasak, bazı Rus bankalarının uluslararası ödeme sistemi SWIFT’ten çıkarılması ve çok sayıda yayın kuruluşunun faaliyetlerinin askıya alınması da yaptırımlar arasında yer alıyor.

AB’nin yaptırım listesinde 2 binden fazla kişi ve kurum bulunuyor.

Devamını Oku

Dünya

Campi Flegrei bölgesinde üst üste depremler: Napoli kentinde halkta endişeye neden oldu

Published

on

By

İtalya’nın Napoli kenti yakınlarındaki deprem riski yüksek volkanik bölge Campi Flegrei’de öğle saatlerinde meydana gelen 4,4 ve 3,5 büyüklüğündeki sarsıntılar, yerel halkta endişeye neden oldu.

Ulusal Jeofizik ve Volkanoloji Enstitüsü’nden (INGV) yapılan açıklamaya göre, bugün yerel saatle 12.07’de (TSİ 13.07) merkez üssü Pozzuoli olan 4,4 ve yine aynı yerde yerel saatle 12.22’de 3,5 büyüklüğünde iki deprem kaydedildi. Sarsıntıların, yerin yaklaşık 3 kilometre derinliğinde gerçekleştiği belirtildi.

Basında yer alan haberlerde, çevre illerden de hissedilen depremlerde şu ana kadar can ve mal kaybı bildirilmezken, sarsıntıların yerel halkta endişeye yol açtığı kaydedildi.

Bagnoli ve Pozzuoli’de okulların faaliyetlerini durdurduğu, sınıfların boşaltıldığı, yerel halkın da açık alanlara ve caddelere çıktığı bildirildi.

Pozzuoli Belediye Başkanı Luigi Manzoni, basına yaptığı açıklamada, “Büyük bir sismik akın yaşanıyor. Hemen tüm yerel polis devriyelerine sokaklara çıkmaları talimatı verdim. Halkı kaçınılmaz olarak korkutan güçlü sarsıntılar. Herkesi sakin olmaya, açık alanlarda kalmaya davet ediyorum, bunlar büyük endişe anları.” dedi.

Campi Flegrei’de 13 Mart’ta da yine 4,4 büyüklüğünde deprem olmuş ve yerel halkta paniğe yol açmıştı.

İtalya’da Giorgia Meloni liderliğindeki sağ koalisyon hükümeti, deprem riski yüksek bölgelerden Campi Flegrei için 2023 yılında toplu tahliyeye yönelik acil durum planlarını güncellemişti.

Devamını Oku

Dünya

ABD ve Suudi Arabistan, yaklaşık 142 milyar dolarlık “tarihteki en büyük” savunma anlaşmasını imzaladı

Published

on

By

ABD ile Suudi Arabistan arasında, değeri yaklaşık 142 milyar dolar olan “tarihteki en büyük silah satış anlaşması” imzalandığı bildirildi.

Orta Doğu turu kapsamında Suudi Arabistan’ı ziyaret eden ABD Başkanı Donald Trump, ülkede 600 milyar dolarlık yatırım taahhüdü aldı.

Beyaz Saray’dan yapılan açıklamada, bu kapsamda yapılan ilk anlaşmalarla ABD’nin enerji güvenliğinin, savunma sanayisinin, teknoloji liderliğinin ve küresel altyapı ile kritik minerallere erişiminin güçlendirileceği belirtildi.

Açıklamada, anlaşmaların her iki ülke için de tarihi ve dönüştürücü nitelikte olduğu, ABD ile Suudi Arabistan arasındaki ortaklığın yeni bir “altın çağını” temsil ettiği kaydedildi.

ABD ve Suudi Arabistan’ın “tarihteki en büyük silah satış anlaşmasını” imzaladığı belirtilen açıklamada, anlaşmanın değerinin yaklaşık 142 milyar dolar olduğu, Suudi Arabistan’a Amerikan savunma şirketlerinden son teknoloji savaş ekipmanları ve hizmetlerinin sağlanacağı aktarıldı.

Açıklamada, tamamlanması planlanan satışların, hava kuvvetlerinin geliştirilmesi ve uzay kabiliyetleri, hava ve füze savunması, deniz ve kıyı güvenliği, sınır güvenliği ve kara kuvvetlerinin modernizasyonu ile bilgi ve iletişim sistemlerinin güncellenmesi olarak beş kategoriye ayrıldığı kaydedildi.

Anlaşmanın ayrıca Suudi silahlı kuvvetlerinin kapasitesini geliştirmek için kapsamlı eğitim ve desteği de içerdiği belirtilen açıklamada, “Bu anlaşma, Amerikan sistemleri ve eğitimi temelinde Suudi Arabistan’ın savunmasına ve bölgesel güvenliğine önemli bir yatırımı temsil ediyor.” ifadeleri kullanıldı.

Devamını Oku

Trending

Reklam