Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Rumlar KKTC’yi tanıdı: Tam 334 başvuru

KKTC’nin Kapalı Maraş’ı açıp “Burada mal, mülk sahibi Rumlar gelsin, mallarını kendilerine iade edebiliriz” çağrısı karşılık buldu. Rum yönetiminin aksi yönde çağrı ve baskılarına rağmen Taşınmaz Mal Komisyonu’na 344 başvuru yapıldı.

Published

on

KKTC’nin Kapalı Maraş’ı açıp “Burada mal, mülk sahibi Rumlar gelsin, mallarını kendilerine iade edebiliriz” çağrısı karşılık buldu. Rum yönetiminin aksi yönde çağrı ve baskılarına rağmen Taşınmaz Mal Komisyonu’na 344 başvuru yapıldı.

Güney Kıbrıs’la daha önceden yürütülen müzakerelerde Rumlara bırakılması istenen Maraş’ta Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) egemenliği taçlandı. KKTC’nin kapalı şehri açıp çağrı yapmasıyla birlikte Rumlar, Maraş’taki mallarını almak için başvuru yapmaya başladı. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin aksi yönde çağrı ve baskılarına rağmen, Taşınmaz Mal Komisyonu’na bugüne kadar 344 başvuru yapıldı. Bu başvurulardan 126’sında iade, 107’sinde tazminat, 52’sinde iade ve/veya tazminat, 42’sinde iade veya takas talip edildi. 17 başvuruda da 13-2008 sayılı yasa tahtında satış istendi. Yapılan başvurular komisyon ve mahkemelerce karara bağlanacak. Rum vatandaşları bu başvurularla Maraş’ta KKTC egemenliğinin fiilen tanımış oldu.

EGEMENLİK KKTC’NİN

Yapılan başvuruların çok önemli olduğunu aktaran Ulusal Birlik Partisi Mağusa Milletvekili Oğuzhan Hasipoğlu, “Taşınmaz Mal Komisyonu bölgedeki malı Rum’a da verse, İngiliz’e de verse bu kişiler KKTC yönetimine ve egemenliğine gelmeyi kabul edecek. Bunun altını çizmek gerekiyor” dedi. 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti’nden önce İngiliz yönetiminin olduğunu hatırlatan Hasipoğlu, “Bu yönetim vakıf mallarını Kıbrıslı Rumlara yürürlükteki yasalara aykırı yasalar çıkarak vakıf mallarını Rumlara tapu belgesi verilmesini sağladı. Maraş’ın yönetimi ve egemenliği başka bir şey, oradaki mülklerin sahibin kim olacağı başka bir şeydir. Egemenlik KKTC’nindir, tartışması dahi söz konusu olamaz, mülkiyetin yani otelin, evin kime ait olacağına TMK ve mahkemeler karar verecek. Bu davalara şimdi vakıflar da taraftır” şeklinde konuştu.

MARAŞ’I CEPTE GÖRÜYORLARDI

Maraş’taki toprak egemenliğinin tartışmaya kapalı olduğunu vurgulayan Hasipoğlu sözlerini şöyle sürdürdü: “Rumlarla sürdürülen müzakere sürecindeki tüm haritalarda Maraş verilecek olan toprak olarak yer alıyordu. Rum tarafı da burayı cepte görüyordu. Mahkemelerimiz ve komisyonun alacağı kararlar doğrultusunda haklarını iade edilen Rumlar, eğer Maraş’ta yaşamak, çalışmak isterse, bizim egemenliğimizi tanımış da olacak” şeklinde konuştu.

RUMLAR MALLARI İÇİN VERGİ ÖDEYECEK

Maraş’taki malı iade edilen Rumlar eğer bölgede yaşamak isterse, KKTC’ye vergi ödeyecek. Yine Rumlar, imar kanunu, turizm teşvik mevzuatında yer alan bilgiler başta olmak üzere KKTC hukukuna uyarak yaşam sürecek.

Rum yönetimi panikledi

Türkiye ve KKTC’nin adımları Rumları panikletti. Rum Yönetimi de Avrupa Birliği’ne “Hayatî çıkarlarının güvence altına alınması” başlıklı bir metin gönderdi. Rum basınında yer alan bilgilere göre GKRY, AB’deki ortaklarına “Türk projelerini durdurmak için kararlılıkla hareket edin. Maraş kolonize edilmesine izin vermeyin” çağrısı yaptı AKEL Genel Sekreteri Andros Kiprianu da Cenevre görüşmelerinden sonra sürecin kendileri açısından çok tehlikeli şekillendiğini iddia ederek, “Kıbrıs’ın taksimi daha önce olmadığı kadar gözle görünürdür” dedi. Kiprianu, Maraş konusunda atılan adımların Türkiye’nin “yeni emrivakileri” olduğunu öne sürdü. Rum Kesimi’ndeki sözde “Maraş Belediye Başkanı” Simos Yoannu, Maraş’ta iki plajın daha açılmasının ve alt yapı çalışmalarının duygularına dokunduğunu söyledi.

Yenişafak

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

TAE, bağcılığın geliştirilebilmesi amacıyla 6’sı yeni 12 sofralık üzüm çeşidini denemeye aldı

Published

on

By

Tarımsal Araştırmalar Enstitüsü (TAE), bağcılığın geliştirilmesi amacıyla yeni üzüm çeşitleri ve teknikleri konusunda çalışmalar yapıyor. TAE, çalışmaları kapsamında 6’sı yeni olmak üzere 12 sofralık üzüm çeşidini denemeye aldı.

Çeşitler geleneksel talvar yerine, kademeli İtalyan talvarında denenecek. Yeni çeşit ve tekniklerden elde edilecek verim sonuçları ise eski çalışmalarla kıyaslanacak.

        2023’te bin 585 ton taze üzüm ithal edildi

TAE verilerine göre; 2023’te bağ ve talvar alanı 2 bin 200 dönüm, hasat ise 3 bin 132 ton olarak gerçekleşirken, Ticaret Dairesi’nin verilerine göre; 2023’te yıllık hasadın yaklaşık yarısına denk gelen bin 585 ton taze üzüm ithal edildi.

Çukurova Üniversitesi Bağcılık Öğretim Üyesi Profesör Doktor Semih Tangolar, Tarımsal Araştırmalar Enstitüsü Müdürü Cem Karaca ve TAE bünyesinde 2002’den sonra bağcılıkla ilgili çalışmalar yürüten Ziraat Yüksek Mühendisi Doktor Yeşim Rehber Dikkaya yeni üzüm çeşitleri ve teknikler konusunda TAK muhabirinin sorularını yanıtlayarak, bilgiler verdi.

-Tangolar: “Kuraklığın artması nedeniyle bağcılığın yeni çeşitler ve yeni tekniklerle geliştirilmesi gerek”

Çukurova Üniversitesi Bağcılık Öğretim Üyesi Profesör Doktor Semih Tangolar, coğrafik konumuna bakıldığında Kıbrıs’ın bulunduğu kuşak açısından bağcılık için ideal yerlerden biri olduğunu söyledi.

Çeşitleri, kullanılan teknikler (Talvar), tüketim şekilleri nedeniyle üzümün Kıbrıs için önemli bir ürün olduğuna işaret eden Tangolar,  “Kıbrıs için bağcılığı tarımsal üretim yelpazesinden çıkaramazsın, bağcılığın daha da modernize edilmesi gerekiyor” dedi.

Asmanın tuzlu toprak ve kuraklığa en dayanıklı bitkilerden biri olduğunu, bu nedenle az suyla çok ürün elde edilebileceğini anlatan Tangolar, özellikle sofralık bağların baharda sulanması gerektiğini, şaraplık bağlarda sulamanın gerekli görülmediğine işaret etti.

Avrupa ülkelerinde dekar başına 700 kilo üzerinde verim elde edilen bağlardaki üzümlerin şaraplık olarak tercih edilmediğini ifade eden Tangolar, söz konusu bağlarda şeker ve asit dengesinin arzu edilen oranda çıkmadığını söyledi.

“Kuraklığın gün geçtikçe artması nedeniyle bağcılığın hem yeni çeşitler hem de yeni tekniklerle geliştirilmesi gerekiyor” diyen Tangolar, örtü altı topraksız kültür tekniğinin de (su ve gübrenin etkin kullanıldığı bir teknik) bağcılık için yeni olduğunu, İspanya ve İtalya’da bu uygulanmaya başladığını aktardı.

-1.5 ay erken hasat.. İtalyan talvarı iki kademeli, üzümlerin altta, sürgün ve yaprakların çoğunun üst katta

Bu yöntemle 1-1.5 ay erken verim alındığını kaydeden Tangolar, 32 litrelik saksılarda örtü altı yetiştirilen asmalardan 5 kilo ürün, yani dekar (1000 metre kare) başına 5-6 ton ürün alındığını anlattı.

Bu yöntemde hastalıkla mücadelenin de daha az olduğunu, bunun maliyeti düşürdüğünü kaydeden Tangolar, “Tuzluluk sorunu yok, kuraklıkla işin yok, toprak kökenli hastalık yok bu yenilikçi bir yaklaşım” dedi.

İtalyan talvarının da yeni bir teknik olacağını, çalışmaya dahil edilen çeşitlerin İtalyan talvarında (Tendon talvar) veriminin gözlemleneceğini ifade eden Tangolar, İtalyan talvarının Kıbrıs’taki talvara göre farkını anlattı. Tangolar, İtalyan talvarının iki kademeli olduğunu ve üzümlerin altta, sürgün ve yaprakların çoğunun üst katta geliştiğini kaydetti.

-Yüzde 25-30 daha fazla verim

Tangolar, İtalya’da yapılan denemelerde İtalyan talvarlarından yüzde 25-30 daha çok verim alındığına da işaret etti.

İtalyan talvarında ilaçlamanın ve hasadın çok daha kolay, ürün yanmasının daha az, kalite için salkım seyreltmenin de daha kolay olduğunu ifade eden Tangolar, denemeye alınan bazı çeşitlerin İtalyan talvarındaki verimine de bakacaklarını belirtti.

Tangolar ayrıca, yerli çeşitlerin kuraklığa dayanıklılarını tespiti için de yeni bir çalışma planladıklarını paylaştı.

-Karaca: “Aroma açısından bağcılıkta iklimimizin verdiği avantajlar var”

Tarımsal Araştırmalar Enstitüsü Müdürü Cem Karaca da, Kıbrıs Türk kültüründe olan üzüm üretiminin talepleri karşılanmada yetersiz kalması nedeniyle, bağcılık üzere çeşit deneme araştırması yapılması kararı alındığını anlattı.

Karaca, son zamanlarda tesis sahipleri tarafından üretilen şarapların tattırılmasıyla öne çıkan butik otelciliğin gelişmekte olmasının da bu kararı almada etken olduğunu ifade etti.

Ülkeye en uygun çeşitleri belirlemek adına, “Çeşit adaptasyon” çalışmasının ilkinin 2000’li yıllarda yapıldığını, bu denemelerde 15 şaraplık çeşit denendiğini anlatan Karaca, “Aroma açısından bağcılıkta iklimimizin verdiği avantajlar var. Burada üretilen şarap gerekse sucuk veya diğer ürünlerin aroma açısından kendine özgü bir karakteri var. Bağcılığa KKTC’de alternatif bir üretim değil asli üretim olarak bakıyoruz” dedi.

TAE bünyesinde 2002’den sonra bağcılıkla ilgili çalışmalar yürüten Ziraat Yüksek Mühendisi Doktor Yeşim Rehber Dikkaya da, çalışmaya eski çalışmada öne çıkan 6 çeşit ve 6 yeni çeşidi dahil ettiklerini, bunları İtalyan talvarında denemeye aldıklarını ifade etti.

Dikkaya, İtalyan talvarından elde edilecek verimleri, eski çalışmalardan elde ettikleri verilerle kıyaslayacaklarını belirterek, çalışmanın sonuçlarının 2 yıl sonra çıkmasını beklediklerini söyledi.

Dikkaya, çalışmaya var olan çeşitlerden verigonun da dahil edildiğini, yeni çeşitlerin de “İsa, Exalta, Early Swift, Michael Palyari, Red Clod” olduğunu anlattı.

 

Devamını Oku

Kıbrıs

Bayar: Denktaş ile ilgili çirkin saldırı asla affedilemez

Published

on

By

 

 

TMT Mücahitler Derneği Genel Başkanı Celal Bayar, Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş ile ilgili çirkin saldırının asla affedilemez olduğunu vurguladı.

Kurucu Cumhurbaşkanı Denktaş’la ilgili asılsız iddiaların yer aldığı kitabı ve yazarını sert çekilde eleştiren Bayar şu açıklamalarda bulundu:

“TMT’nin kurulmasında fedakarca büyük katkıları olan ve bugün Kıbrıs’ta Türklük TMT sayesinde varlığını korurken, TMT’nin kurucularından, KKTC’nin Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş’a ‘Dümbük’ isimli ucube kitabıyla saldıran, ordudan atılmış eski GKK’lığı subaylarından İlker Özkunt’u kitabındaki seviyesiz, saygısız nankörce saldırılarından dolayı Kıbrıs TMT Mücahitler Derneği olarak şiddetle kınıyoruz. Bizler Kıbrıslı Türkler olarak, Rauf Raif Denktaş’ın fikirlerinin taşıyıcısı ve bekçileriyiz. Bizim için böylesine değerli bir devlet adamımıza çirkince saldırı asla affedilemez ve bu şahsın devletimizin açacağı dava ile mutlaka cezalandırılması gerektiğine inanıyor ve devlet yetkililerinin bunu yapacağına yürekten inanıyoruz ve bekliyoruz.”

Devamını Oku

Kıbrıs

Öztürkler, Denktaş ile ilgili asılsız iddialar içeren kitabı kınadı

Published

on

By

Cumhuriyet Meclisi Başkanı Ziya Öztürkler, Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş’a yönelik,hiçbir somut temele dayanmayan çirkin iddiaların yer aldığı kitabı esefle kınadığını belirtti.

Öztürkler açıklamasında, “Bir milletin özgürlük ve egemenlik davasına adanmış bir ömrün sahibi olan, Kıbrıs Türk halkının tarihi mücadelesine önderlik eden  Sayın Denktaş’a yönelik kitapta yer alan iddialar, sadece şahsına değil; onun temsil ettiği  mücadeleyi ve halkımızın hafızasına da zarar vermektedir.” ifadelerini kullandı.

Kurucu Cumhurbaşkanı’nın sadece bir devlet adamı değil, aynı zamanda Kıbrıs Türk halkının bağımsızlık ve onur mücadelesinin simgesi ve Türklük dünyasına da adını altın harflerle yazdıran bir lider olduğunu vurgulyaan Öztürkler, şu ifadeleri kullandı:

“Hayatını halkına, davasına ve devlete adamış bir liderin ardından, yıllar sonra böylesi ucuz ve seviyesiz iddialarla gündeme getirilmesi, hiçbir şekilde kabul edilemez. Halkımızı, milli değerlerimize ve tarihimize sahip çıkmaya, bu tür sorumsuz yaklaşımlara karşı daha da kenetlenmeye çağırıyorum.”

Devamını Oku

Trending

Reklam