Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Özel Temsilci Olgun: Şartlar Kıbrıs’ta federal bir ortaklığın gerçekleştirilmesini ve gerçekleştirilse bile yaşayabilirliğini şüpheli kılıyor

Published

on

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın Özel Temsilcisi M. Ergün Olgun, Kıbrıs’ta şartların federal bir ortaklığın gerçekleştirilmesini , gerçekleştirilse bile yaşayabilirliğini şüpheli kıldığını ifade etti.

Özel Temsilci Olgun, “Adamızda ve bölgemizde gerçek barış, istikrar ve iş birliği için Kıbrıs Rum tarafını tarafların müktesep eşitliklerine dayalı bu gerçekçi ve yapıcı hedefi gerçekleştirmek için masaya davet ediyoruz.” dedi.

Olgun yaptığı yazılı açıklamada, Rum lider Nikos Anastasiadis’in 1955 yılından beri yaşananlar ve 50 yıldan fazladır sürdürülen başarısız müzakereler sonunda hala Kıbrıs Türk tarafının müktesep eşitliğini “siyasi eşitlik talebi” olarak sunmaya çalışmasının ve siyasi eşitliğin uygulanması halinde bunun siyasi eşitsizlik yaratacağını ileri sürmesinin Kıbrıs’ta neden federal bir ortaklığın gerçekleştirilemeyeceğinin ve bunun sürdürülebilir olamayacağının kanıtı olduğunu belirtti.

Anastasiadis’in bu ifadesinin sözde federasyon adı altında nasıl hegemonyacı bir hedefe ulaşmak istediklerinin de göstergesi olduğunu vurgulayan Olgun şöyle devam etti:

“Kıbrıs Türk ve Kıbrıs Rum halklarının müktesep eşitliği tartışma konusu değildir. İngiliz Koloni İdaresi döneminde, 1956 ve 1958 yıllarında iki kez İngiliz Başbakan ve Dışişleri Bakanı Parlamentoda her iki toplumun da ayrı ayrı kendi geleceğini tayin etme hakkı bulunduğu gerçeğini teyit etmiş, bu gerçek 1960 Antlaşmalarına yansıtılarak iki tarafın eşit kurucu ortağı olduğu ortaklık Kıbrıs Cumhuriyeti kurulmuştur. Kıbrıs Türk halkının müktesep eşitliğini hala bir talep olarak yansıtma gayreti en hafif tabiriyle saygısızlıktır ve hem Rum/Yunan halkını hem de uluslararası camiayı yanıltmaya ve şartlandırmaya yöneliktir.

Kıbrıs Rum tarafı Aralık 1963 yılında şiddet yoluyla ortaklık Kıbrıs Cumhuriyeti yönetimini işgal edip bunu uluslararası antlaşmalar ve anayasaya aykırı bir şekilde yüzde yüz bir Rum/Helen yönetimine dönüştürdükten sonra kendilerine göre tarihsel tutkularını tatmin etmiş ve kendi başlarına karar verebilecekleri bir yönetim kurmuşlardır. Rum halkının genelinde, varmış oldukları bu kendi başlarına buyruk olma/karar verme noktasından geri adım atabileceklerini gösteren bir işaret veya dinamik mevcut değildir.

Bu olgular ve bunların doğurduğu zorunluluk karşısında Kıbrıs Türk tarafı da kendi bağımsız ve egemen devletini kurmuştur.”

Farklı kimliklere sahip müktesep eşit taraflar arasında kurulan siyasi ortaklık modellerinin mutabakat esaslı karar alınmasını gerektirdiğine işaret eden Olgun, “Özellikle ikili siyasi ortaklıklar için bu bir zorunluluktur, nitekim 1960 ortaklık Kıbrıs Cumhuriyetinde de bu zorunluluk gözetilmiştir. Bu tür siyasi ortaklıklarda karar almanın gerekleri ile üniter devletlerdeki çoğunluğa dayalı karar alma yöntemi farklıdır. Ancak, adayı bir Helen adası ve kendilerini daha fazla hak sahibi gördükleri için Rum tarafı, sayısal üstünlüklerini de bahane ederek çoğunlukçu (yani üniter devletlere özgü) bir karar alma mekanizmasını Kıbrıs Türk tarafına dayatmaya çalışmakta, mutabakat esaslı karar alınmasını abes bir şekilde eşitsizlik olarak tanımlamaktadır. Bu üstünlük arayışının dışa vurulmasından başka bir şey değildir.” dedi

Rum halkının nerede ise DNA’sına girmiş olan bu üstünlük saplantısı koşullarında Rum tarafı ile Kıbrıs’ta federasyona dayalı siyasi bir ortaklığın kurulup yaşatılmasının mümkün olmadığını kaydeden Olgun, farklı kimliklerden oluşan ikili federal ortaklıkların zaten yaşatılması en zor olan siyasi ortaklıklar” olduğunu ifade etti.

King’s University College’de (Ontario, Kanada) Siyaset Bilimi profesörleri Tözün Bahçeli (aslen Kıbrıslı Türk) ve Sid Noel’in Kıbrıs’ta bir federal ortaklığın uygulanabilir olup olmadığı üzerine (The Quest for a Political Settlement in Cyprus: Is a Dyadic Federation Viable?) bilimsel bir çalışma yaptıklarına değinen Olgun, bu çalışmada ikili federasyonların başarılı şekilde çalışmasını zorlaştıran içsel kusurları olduğunun ve çatışma geçmişi olan Kıbrıs’taki iki taraf bir şekilde böyle bir birlik kurmaya ikna edilse bile bunun bir hükümet sistemi olarak uygulanabilir olmayacağının altını çizdiğini ifade etti.

Olgun, “Denendikleri yerlerde kırılgan, uygulamada işlevsiz ve çoğu zaman kısa ömürlü olduğu belirtilen ikili federasyonların siyasi çıkmaz ve ardından dağılma ile sonuçlandığı belirtilmekte, bunların örnekleri verilmektedir. Verilen örnekler arasında dağılan Pakistan-Bangladeş, Malaya-Singapur, Çekoslovakya, Sırbistan-Karadağ ortaklıkları yer almakta, devam etmekte olan Bosna Hersek’in varlığının uluslararası baskı nedeniyle ayakta durduğu, Belçika’nın ise ikili federasyonlardan farklı olarak üçüncü bölge Brüksel’i barındırmasına rağmen sürekli olarak dağılma riski ile karşı karşıya olduğu ifade edilmektedir” ifadelerini kullandı.

Olgun, Bahçeli ve Noel’in çalışmalarında, Kıbrıs’ta olduğu gibi taraflar arasında ciddi siyasi ve ekonomik güç dengesizliği olan durumlarda federal ortaklıkların dağılma riskinin çok daha yüksek olduğuna da işaret ettiklerini belirterek, Bahçeli ve Noel’in ayrıca Kıbrıs sorununun çok katmanlı olduğuna (toplumsal, ulusal ve uluslararası boyutları); bunun sorunun çözümünü daha da karmaşık hale getirdiğine; yukarıdakiler yanında Kıbrıs’ta iki tarafı ortaklığa zorlayacak güçlü nedenler bulunmadığına; federal ortaklığın her iki tarafta da ancak ikinci tercih olduğuna; diğer olumsuzluklarla bunlar da birleştiği zaman Kıbrıs’ta bir federasyonun kurulmasını ve yaşatılmasını pek olası görmediklerine işaret ettiğinin altını çizdi.

Olgun açıklamasını şöyle tamamladı:

“Yukarıdaki şartlar Kıbrıs’ta federal bir ortaklığın gerçekleştirilmesini ve gerçekleştirilse bile yaşayabilirliğini şüpheli kılmaktadır. Bütün bunları göz önünde bulundurarak Kıbrıs Türk Tarafı Kıbrıs’ta iki taraf arasında kurumsal iş birliğini de öngören rasyonel ve pragmatik yeni bir çıkış yolu, vizyon ortaya koymuştur. Bu vizyon hiçbir tarafa üstünlük imkanı bırakmayacak şekilde mevcut iki devletin egemen eşitlikleri ve eşit uluslararası statüleri zemininde kurumsal iş birliğine dayalı bir uzlaşı öngörmektedir.

Adamızda ve bölgemizde gerçek barış, istikrar ve iş birliği için Kıbrıs Rum tarafını tarafların müktesep eşitliklerine dayalı bu gerçekçi ve yapıcı hedefi gerçekleştirmek için masaya davet ediyoruz.”

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Published

on

By

KKTC’de devlet okullarında 2025-2026 eğitim-öğretim yılı pazartesi günü başlıyor. İlköğretimde yaklaşık 28 bin, ortaöğretimde yaklaşık 25 bin ve mesleki teknik öğretimde yaklaşık 4 bin olmak üzere yaklaşık 58 bin öğrenci ders ziliyle birlikte yeni döneme başlayacak.

Yeni döneme ilişkin açıklamalarda bulunan Milli Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu, eğitimin fiziki altyapısından ders kitaplarına kadar her ayrıntının tamamlandığını vurguladı.

Çavuşoğlu, görevde oldukları dönemde 29 okulun eğitime kazandırıldığını, 7 yeni okul için çalışmaların planlandığını, 29 okulda ise güçlendirme sürecinin tamamlandığını belirterek, “1 milyar 792 milyon TL’lik yatırımla eğitimde büyük bir dönüşüm başlattık” dedi.

73 farklı alanda 427 bin ders kitabının bakanlık imkanlarıyla basıldığını, kırtasiye ve sarf malzemelerinin tüm okullara ulaştırıldığını ifade eden Çavuşoğlu “Yeni eğitim yılı başladığında hiçbir okulda öğretmen ya da malzeme eksiği olmayacak” diye konuştu.

Tam gün eğitim uygulamasının bu yıl da süreceğini kaydeden Çavuşoğlu, güçlendirme çalışmalarının tamamlanmasıyla bu uygulamanın daha da yaygınlaştırılacağını söyledi.

Geçen yıl ihtiyaçlı öğrencilere 40 milyon TL’lik beslenme desteği sağlandığını da belirten Çavuşoğlu, bu yıl rakamı iki katına çıkarmayı hedeflediklerini açıkladı.

Yeni eğitim-öğretim yılına ilişkin Türk Ajansı Kıbrıs’a (TAK) açıklamalarda bulunan Milli Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu, yeni bir döneme başlamanın heyecanını yaşadıklarını belirterek, tüm öğrencilere, öğretmenlere ve eğitim camiasına başarılar diledi.

Ortaya koydukları vizyon ve kararlılıkla okulların fiziki ve teknolojik altyapılarının güçlendirilmesi için çalışmaya devam ettiklerini belirten Çavuşoğlu, “Eğitimde attığımız her adım, çocuklarımızın daha güvenli, daha modern ve daha donanımlı bir ortamda yetişmesi içindir. Hedefimiz, KKTC’nin geleceğini emanet edeceğimiz nesillere en iyi koşulları sunmaktır” diye konuştu.

 


Devamını Oku

Kıbrıs

Tatar’ın kazanması demek KKTC’nin kazanması demektir – Bi Manşet

Published

on

By

Başbakan Ünal Üstel, Ulusal Birlik Partisi (UBP) Gazimağusa İlçesi tarafından düzenlenen “Gazimağusa Buluşması”na Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ile birlikte katıldı.

“VERİLEN GÖREVİ BÜYÜK SORUMLULUKLA ÜSTLENDİK”

Toplantıda konuşan Başbakan Üstel, ” 3,5 yıl önce hükümete geldiğimizde bize verilen görevi büyük bir sorumlulukla üstlendik. Hepiniz hatırlarsınız; uzun yıllar bu ülkede kalıcı hükümetler kurulamadı, siyasi istikrar sağlanamadı. Siyasi istikrar olmayınca ekonomik istikrar da olmadı. Ama biz tek vücut olduk, birlik olduk ve dedik ki: Ne olursa olsun, biz halkımızın ve ülkemizin rahatlığı, huzuru ve refahı için bu göreve devam edeceğiz” dedi.

“CUMHURBAŞKANIMIZIN ÜLKEDE GERÇEKLEŞEN BİRÇOK PROJEDE İMZASI VAR”

Ulusal Birlik Partisi’nin geçmişte de aynı anlayışla halka hizmet ettiğini belirten Üstel, “İrsen Küçük Hükümeti dönemini hatırlayın; bugün tamamlanan birçok projenin temeli o dönemde atılmıştır. O dönemin Maliye Bakanı bugünün Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’dı. Cumhurbaşkanımızın ülkede gerçekleşen büyük projelerde imzası vardır” dedi.

“UBP HİZMET ÜRETMEYE DEVAM ETTİ”

UBP’nin 2013 yılından sonra da aynı anlayışla hizmet üretmeye devam ettiğini vurgulayan Üstel, “Hangi projeye bakarsanız bakın, altında UBP’nin imzası vardır” diye konuştu.

“ÜLKEDE İLK ÜNİVERSİTENİN TEMELİ UBP ONURSAL BAŞKANI DR. DERVİŞ EROĞLU DÖNEMİNDE ATILDI”

Başbakan Üstel, “Mağusa’da ilk üniversitenin temeli, UBP Onursal Başkanı Dr. Derviş Eroğlu döneminde atıldı. Bugün DAÜ, ülkemizin göz bebeği olmuştur. Yıpratmaya çalışanlar olsa da DAÜ, bu ülkenin aynasıdır ve yaşadığı mali zorluklardan çıkarılmıştır. Ayrıca unutulmamalıdır ki, 27 yıl önce ilk Sosyal Konut Projesi de Onursal Başkanımız Dr. Derviş Eroğlu döneminde hayata geçmiştir” ifadelerini kullandı.

GAZİMAĞUSA’LI GENÇLERE MÜJDE

27 yıl sonra sosyal konut projelerini yeniden başlattıklarını hatırlatan Üstel, “Gazimağusalı gençlerimize buradan müjde veriyorum: Mağusa’da sosyal konut projesinin yeri belirlendi, tüm çalışmalar tamamlandı. Yakında temelini atacak ve lansmanını yapacağız” dedi.

“BİZ İCRAATIMIZA BAKARIZ”

Gazimağusa’ya yapılan icraatları da aktaran Üstel, “Maraş bölgesinde artan nüfus nedeniyle yeni bir sağlık merkezi açtık. Gazimağusa Limanı ülkemizin en önemli limanıdır. Yıllarca susuz bırakılan bu limanı, Türkiye’den gelen suyla buluşturduk. Bugün Gazimağusa Limanı artık suya kavuşmuştur. Ayrıca Maraş bölgesinde altyapı tamamen yenilendi. Biz şunu söylüyoruz: Kim ne derse desin, biz icraatımıza bakarız. Durmak yok, hizmete devam edeceğiz.” ifadelerini kullandı.

“19 EKİM BİRLİK VE BERABERLİK GÜNÜDÜR”

Konuşmasının sonunda yaklaşan Cumhurbaşkanlığı seçimlerine dikkat çeken Üstel, “Önümüzde bir sınav var. Bu sınav; vatanımıza, milletimize, bayrağımıza sahip çıkma sınavıdır. 19 Ekim bir hesaplaşma günü değil, birlik ve beraberlik günüdür. Kıbrıs Türkü tarih boyunca birlik ve beraberlik örneği göstermiştir. Ülkede istikrar istiyorsak, hepimiz taşın altına elimizi koyacağız. Ersin Tatar’ın beş yılda bir şey yapmadığını söyleyenler, görmek istemiyor. Halkımız gerçekleri biliyor. Bizim kaybedecek zamanımız yok, hepimiz seçime odaklanacağız. Bu seçim, ülkemize sahip çıkma seçimidir. 19 Ekim’de Ersin Tatar’ın kazanması, KKTC’nin kazanmasıdır.”

Devamını Oku

Kıbrıs

Güneşköy, Türkmenköy ve Beyarmudu’nda elektrik kesintisi – Bi Manşet

Published

on

By

Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu (Kıb-Tek), bakım ve yenileme çalışmaları kapsamında bazı bölgelerde elektrik kesintisi yapılacağını duyurdu.

Orta gerilim elektrik şebekesinde gerçekleştirilecek re-closer kurulum çalışması nedeniyle bugün saat 09.30-12.30 arasında Güneşköy su motorları ile Eroza Tatil Köyü’ne elektrik verilemeyecek.

Öte yandan Kıb-Tek, yapılacak çalışmalar kapsamında da Türkmenköy ve Beyarmudu’nun bazı bölgelerinde elektrik kesintisi olacağını bildirdi. Otocloser değişim çalışması ve özel parselasyona akım temin projesi nedeniyle uygulanacak kesinti saat 10.00 – 12.00 arasında gerçekleşecek ve Türkmenköy ile Beyarmudu fider kapsama alanını etkileyecek.

Kıb-Tek açıklamasında, kesintiler sırasında yaşanabilecek mağduriyetlerin önüne geçilmesi için vatandaşların gerekli tedbirleri alması gerektiği vurgulandı.

 


Devamını Oku

Trending

Reklam