Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Dr. Beyoğlu: Rakamlar, çocuk ve ergenlerin ruh sağlığının giderek bozulduğunu gösteriyor

Published

on

Ruh sağlığı bozulan çocuk ve ergenlerin değerlendirildiği Çocuk ve Ergen Psikiyatri Polikliniği’ne son 3 buçuk yılda 31 bin başvuru yapıldı. Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu ruhsal sorunların ilk sırasında.

Rakamların çocuk ve ergenlerin ruh sağlığının giderek bozulduğunu gösterdiğini kaydeden Dr. Erdem Beyoğlu, çocuklara yönelik suçların da arttığını söyledi.

Çocuk ve Ergen Psikiyatristi Dr. Beyoğlu, geçmişte ayda 1-2 istismar vakası görürken artık haftada 1-2 vakayla karşılaştıklarını, istismarların yüzde 80’inin çocuğun tanıdığı kişiler tarafından yapıldığını söyledi.

Yeterli bakım alamayan risk altındaki çocuklarla ilgili ihmal yazısı yazdıklarını ancak hekimlerin yetkisinin bu yazıyla sınırlı olduğunu kaydeden Dr. Beyoğlu, sürece sosyal hizmetlerin katkı sağlayabileceğini belirtti.

Aile içi şiddete, istismara maruz kalan çocukların yaşanmışlıklarını silmenin mümkün olamayacağını da vurgulayan Beyoğlu, “Biz ancak travmalarıyla baş edebilmeleri için onlara yardımcı olabiliriz…” dedi.

-Son 3 buçuk yılda 31 bin 115 hasta muayene edildi

Dr. Beyoğlu’nun Türk Ajansı Kıbrıs’la (TAK) paylaştığı verilere göre, Barış, Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi bünyesinde 0-18 yaş grubuna hizmet verilen Çocuk ve Ergen Psikiyatri Polikliniği’nde son üç buçuk yılda 31 bin 115 hasta muayene edildi.

Yıllara göre kayıtlara geçen başvuru sayısı 2019’da 9 bin 806; pandemi nedeniyle kapanmaların olduğu 2020’de 6 bin 660; 2021’de 8 bin 312 ve bu yılın ağustos ayına kadar 6 bin 337 oldu.

-“İlk sırada dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu var”

Polikliniğe başvuranlarda ilk sırada dikkat eksikliği ve hiperaktivite; ikinci sırada gelişim sorunları, üçüncü sırada davranış bozukluğu, depresyon, kaygı bozukluğu tespit edildiğini ifade eden Beyoğlu, “Polikliniğe gelen çocukların 3’te birinde dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu var” dedi.

Erdem Beyoğlu, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğuna tam olarak neyin sebep olduğunun bilinmediğini ancak genetik nedenlerin şu an tam olarak tanınmasa da ağır bastığını kaydetti.

Beyoğlu, çocukların zamanını daha çok evde, ekran karşısında geçirdiğini, bunların da hastalığa etken olabileceğini söyledi.

Dr. Erdem Beyoğlu, dikkat eksikliği olan çocukların evde de okulda da kurallara uymadığını, derslere odaklanmada sorun yaşadığını, eğitim hayatında sorunla karşılaştığını belirterek çocukluktan ergenliğe, ergenlikten de yetişkinliğe geçişte bu çocuklarda iyileşmeler görülebileceğini aktardı.

– “Tanı alan bir çocuk ömür boyu bu şekilde devam edecek diye bir şey yok”

Beyoğlu, şunları kaydetti:

“Her aile başta ilaçsız çözüm var mı?’ diye sorar… Haklılık payları var ama ilaç tedavisi dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğunda hekime de hastaya da ciddi mesafe kat ettirir.

Çoğunlukla ilaçlı tedaviye ihtiyaç duyulur ama ilaç tek çözüm değildir. Çocuk dostu ortam yaratılarak da hareketliliğin önüne geçilebilir. Çocuğun, ekrandan uzak kalması, parka, bahçeye gitmesi, dikkat artırıcı aktiviteler yapması, özel eğitimle desteklenmesi tedavi süreci için önemlidir.

Bir çocuk hiperaktivite ve dikkat bozukluğu tanısı aldı diye ömür boyu bu şekilde devam edecek, hep ilaç kullanacak diye bir şey de yoktur ancak bu rahatsızlık tedavi edilmediği takdirde çocuğun okuldaki uyum sorunu büyüyüp daha ciddi sorunlara neden olur. Çocuk zamanla sınıfın ‘istenmeyeni’ haline gelir ve kendi gibi ‘istenmeyen’ çocuklarla arkadaş olur… Böylece çocuklardaki davranış problemleri kemikleşmeye başlar, yalan söyleme, kavgaya karışma, hırsızlık gibi daha ciddi davranış bozuklukları gelişir ve 20’li yaşlarda ciddi davranış bozukluğu hatta anti-sosyal kişilik bozukluğu olan gençlerle karşılaşırız.

Görüşmelerimizde anne babalara yapılan çalışmaların gösterdiği bu yolu anlatmaya çalışıyoruz ve sorunların daha küçükken ve tedavi edilebilirken çözülmesini istediğimizi belirtiyoruz…”

-“0-6 yaş sorunların tespit ve tedavisi için çok önemli”

Çocuklarda ikinci en sık gördükleri sorunun otizm, konuşma ve yürüme gibi gelişim sorunları olduğunu belirten Beyoğlu, 0-6 yaşın bu sorunların tespit ve tedavisi için çok önemli olduğunu kaydetti.

Dr. Erdem Beyoğlu, bazen ailelerin çocuklarının gelişiminin geride kaldığını fark edemediğini; bazen de çocuğuna konduramadığını ancak okul öncesi eğitim kurumların bu konuda anne, babalara ciddi farkındalık sağladığını belirterek ekledi:

“3 yaşından itibaren okul öncesi eğitimi öneriyoruz. Okul öncesi eğitimle çocukların bilişsel, fiziksel, sosyal ve duygusal gelişimleri desteklenir. Kreşlerdeki öğretmenlerin çocukları bu alanlarda değerlendirmesi de bizler için ayrıca önemlidir. Buralardan bizlere yönlendirilen çocukların sayısı beklenenin üzerindedir. Bana göre, bu da kreşlerimizin geldiği güzel ve gurur verici bir noktadır…”

-“Gelişimsel sorunları olan çocukların erken dönemde özel eğitime yönlendirilmesi önemli”

Gelişimsel sorunları olan çocukların erken dönemde özel eğitime yönlendirilmesinin önemli olduğunu belirten Dr. Beyoğlu, “Hiçbir aile özel eğitimden geri durmamalı. Çocuğa yapılabilecek en büyük iyilik budur…” diye konuştu.

-“Ekran çocuğun gelişimini bozuyor… Pandemi döneminde yalancı otizm tabloları gördük…”

Son yıllarda akıllı telefonlarda geçirilen zamanın arttığına da işaret eden Beyoğlu, şu uyarıda da bulundu:

“Ekran, çocuğun başta sosyal olmak üzere birçok alandaki gelişimini bozar. 0-6 yaş çocuğun sosyal becerilerinin en fazla gelişeceği dönemdir. 0-3 yaşta ekrana bakılmasını hiç önermiyoruz. 3-6 yaşta 1 ya da 2 çizgi film izlenebilir. Elbette çocukları geliştiren eğitsel programlar var; bunları yadsımıyoruz ama ekranı doğru kullanmak çok önemli. Pandemi döneminde zamanını sürekli televizyon, tablet ve telefonda geçiren çocuklarda yalancı otizm tabloları gördük.

Kavramsal olarak herkes çok iyi anne baba ama pratiğe gelince öyle olamıyor. Hayat kaygısı, sürekli yetiştirilmesi gereken işler anne babaları zorluyor… Çocuklar evde, anneanne, babaanne veya bakıcıda ekrana maruz kalıyor. O yüzden 3 yaş itibarıyla kreşi öneriyoruz.”

“Sosyal medyada uzun saatler geçiren ergenler birbirlerine karşı daha acımasız”

İçe kapanıklık, sinirlilik gibi davranış bozukluğu şikayetleri olanların da poliklinikte değerlendirildiğini belirten Dr. Beyoğlu, pandeminin çocuklarla ergenleri içe kapanık ve a-sosyal olmaya ittiğini söyledi.

Sosyal medyada uzun saatler geçiren ergenlerin birbirlerine karşı daha acımasız olduğu dile getiren Beyoğlu, “Çalışmalara göre pandemi sonrasında kız ergenlerdeki depresyon belirtileri 10 ile 17 kat arasında arttı” dedi.

-“Çocuklara yönelik suçlar arttı”

Adli vakalar konusunda da konuşan, son dönemde çocuklara yönelik suçların arttığını söyleyen Beyoğlu, “Geçmişte ayda 1-2 istismar vakası görürken artık haftada 1-2 vakayla karşılaşıyoruz. İstismarların yüzde 80’i çocuğun tanıdığı kişiler tarafından yapılıyor…” dedi.

Yeterli bakım alamayan risk altındaki çocuklarla ilgili ihmal yazısı yazdıklarını ancak hekimlerin yetkisinin bu yazıyla sınırlı olduğunu kaydeden Dr. Beyoğlu, sürece sosyal hizmetlerin katkı sağlayabileceğini belirtti.

Beyoğlu, “Biz ihmal ve istismardaki sürecin tedavi aşamasındayız ve maalesef istismara, aile içi şiddete maruz kalan çocukların yaşanmışlıklarını silmek mümkün değil. Biz ancak travmalarıyla baş edebilmeleri için onlara yardımcı olabiliriz…” dedi.

Erdem Beyoğlu, adli vakaların değerlendirilmesi için bir adli kurul oluşturduklarını da ifade ederek, Çocuk ve Ergen Psikiyatri Polikliniği’nde ekip olarak çalıştıklarını, konuları birlikte değerlendirdiklerini söyledi.

-“Okullarda akran zorbalığına maruz kalan çocukların sayısı da arttı”

“Her geçen gün çocuklarla, ergenlerin bozulan ruh sağlığını iyileştirmeye yönelik talep artıyor” diyen Çocuk ve Ergen Psikiyatristi Dr. Erdem Beyoğlu, sözlerini şöyle tamamladı:

“Şunu biliyoruz; Anne-baba mutlu, huzurlu değilse, çocuk da mutlu ve huzurlu olamıyor. Mesela baba anneye şiddet uyguluyorsa babada öfke kontrol sorunu var demektir… Bunu gören, evde mutlu olmayan çocuk etrafını rahatsız etmeye başlar, akran zorbalığına yönelir. Son dönemde okullarda akran zorbalığına maruz kalan çocukların sayısı arttı. … Ne yazık ki her şey birbiriyle bağlantılı…”

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Şht. Tuncer İlkokulu müdür, öğretmen ve öğrencilerinden Cumhurbaşkanı Tatar’a ziyaret

Published

on

By

20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü dolayısıyla Şehit Tuncer İlkokulu müdürü, öğretmenleri ve öğrencileri Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’a ziyarette bulundu.

Cumhurbaşkanlığından yapılan açıklamaya göre, Cumhurbaşkanlığı’nda gerçekleşen ziyaret sırasında öğrenciler, Çocuk Hakları Evrensel Bildirgesi’ni okuduktan sonra Tatar’a sundu.

Cumhurbaşkanı Tatar yaptığı konuşmada, kendisine yapılan bu anlamlı ziyaretten duyduğu mutluluğu ifade ederek, kendi çocukluk günlerine değinerek,  ilkokul öğretmenini yâd etti. Çocuklara, başarılar dileyen Tatar şunları kaydetti:

“Çocuk Hakları medeniyetin bir gereğidir.  Çocuklarımız bizim en değerli varlıklarımızdır. O nedenle çocukların her alanda var olan haklarına sahip çıkmamız gerekir. Bunun yanında, eğitim ve öğrenim süresince desteklerini esirgemeyen tüm kurum, kuruluş, müdür ve öğretmenlere çalışmalarından dolayı  teşekkür eder, bu bağlamda başarılarının devamını dilerim.  Çocuklarımızı, geleceğe bizlerin milli değerleri, maneviyatı ile hazırlayan öğretmenlerimizin emekleri yadsınamaz.”

Okulun bize kattığı arkadaşlıklara da değinen Cumhurbaşkanı Tatar, bu dostlukların önemli olduğunu, okulda yaşanan her anın, gelecekte yüzümüzü güldüren bir anı olarak hatırlanacağını belirtti.

Okul müdürü Özle Işıman ise, eğitimciler olarak amaçlarının;  farkındalığı yüksek, özgüvenli çocuklar yetiştirmek olduğunu vurgulayarak, çocukların toplumun geleceği olduğunu dolayısıyla en iyi  şekilde yetiştirmek gayesiyle çalışmalarını  sürdürdüklerini sözlerine ekledi.

 

Devamını Oku

Kıbrıs

Maliye Bakanı Özdemir Berova, 2025 Mali Yılı Merkezi Devlet Yönetimi Bütçe Yasa Tasarısı hakkında sunuş konuşması yaptı

Published

on

By

Maliye Bakanı Özdemir Berova, 2025 Mali Yılı Merkezi Devlet Yönetimi Bütçe Yasa Tasarısı hakkında Cumhuriyet Meclisi Ekonomi, Maliye, Bütçe ve Plan Komitesi’nde sunuş konuşması yaptı.

Maliye Bakanı Berova, KKTC ekonomisinde yaşanan daralmayı tolere etmek için 2024 Mali Yılı Merkezi Devlet Yönetimi Bütçesi hazırlanırken gelir artırıcı ve gider azaltıcı ekonomik tedbirler ortaya konulduğunu ve bu doğrultuda hareket edildiğini ifade ederek, “Hükümetimizin, gelir artırıcı önlemleri yürürlüğe geçirmesi ve bu çalışmaların devamı halinde 2025 mali yılının bütçe açığı ile tamamlanması, 2026 mali yılından itibaren ise bütçe açığının kademeli olarak azaltılması ve 2027 yılında bütçe açığının kapatılarak denk bütçeye ulaşması hedeflenmektedir” dedi.

Berova, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti 2025 Mali Yılı Merkezi Devlet Yönetimi Bütçesi’nin ülkeye hayırlı olmasını dileyerek, öncelikle bütçe hazırlıklarında katkı koyan Maliye Bakanlığı ve diğer bakanlıklar ile bağımsız dairelerin çalışanlarına, her bütçe döneminde olduğu gibi yoğun bir tempoda yürütülecek bütçe maratonunda katkı koyacak Meclis çalışanları ile komite başkan ve üyelerine ayrıca basın ve yayın çalışanlarına teşekkür etti.

Sürdürülecek yoğun çalışmalar sırasında gerçekleştirilecek tüm değerlendirme, eleştiri ve katkılarınızdan yararlanacaklarını ifade eden Berova, etkinlik, verimlilik ve katma değerin artırılması çerçevesinde kaynak tahsislerinin düzenlenmesi, etkin kamu mali yönetiminin sağlanabilmesi, kamu idarelerinin bu yeni dönemde karar verme süreçleri güçlendirilerek mali saydamlık ve hesap verebilirliğinin artırılması, ekonomide istikrarın ve sürdürülebilirliğin temini, kamu ve özel kesim yatırımlarının, nitelikli büyümenin ve istihdamın desteklenmesi, toplumsal refahın artışı ve adil paylaşımı 2025 Mali Yılı Merkezi Devlet Yönetimi Bütçesi’nde öncelikli amaçlar olarak ortaya konulduğunu kaydetti.

Deprem vergileri kaynağı üzerinden haksız eleştiriler yapıldığını, ancak etkin ve şeffaf şekilde bu kaynağın kullanıldığını ifade eden Berova, bu konuda etkin ve özverili çalışmalar yaptıklarını söyledi.

Ülkenin ekonomik ve sosyal kalkınmasına yönelik amaç ve hedefleri gerçekleştirmek üzere mali kaynakların stratejik önceliklere göre etkin, etkili ve verimli bir şekilde elde edilmesi ve kullanılmasının büyük önem arz ettiğine işaret eden Berova, şöyle devam etti:

“Bu çerçevede, Bakanlığımızca 41/2019 Sayılı Kamu Mali Yönetim ve Kontrol Yasası çerçevesinde 2025 Mali Yılı Merkezi Devlet Yönetimi Bütçe Yasa Tasarısı hazırlanmıştır.

41/2019 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Yasası, 1 Ocak 2022 tarihinde yürürlüğe girmiş olup, 30 Ekim 2023 tarihinde yapılan değişiklik ile 2024 – 2026 yıllarını kapsayan dönem için Merkezi Devlet Yönetimi Bütçe Yasa Tasarısı ilk kez hazırlanıp bu yıl ikincisi tamamlanmıştır.

Dünya ekonomisi, ardı sıra yaşanan krizler nedeniyle zorlu bir süreçten geçmekte ve bu krizlerin yansımalı etkileri ekonomik travmalara sebep olmaktadır. Sözkonusu ekonomik travmalar, tüm dünyada yeni bir sosyo ekonomik gelişim ve yapılanma süreci başlatarak icraat sürecinin yaşanmasına sebep olmuştur. Ülkemiz jeopolitik, jeostratejik ve siyasi konumu nedeniyle, dünyada yaşanan hertürlü krizin etkilerini fazlasıyla hissetmekte ve yeniden yapılanma süreci daha uzun ve daha meşakkatli olabilmektedir.

2024 yılının bütçe tahminleri hazırlanırken hedef konan gelir artırıcı önlemlerin hayata geçirilmesi ve gelir kalemlerinde yapılan analizlerle tüfe oranı dışında gerçekleşme tahminleri ortaya konmuştur. Bu doğrultuda aylık gerçekleşme oranları ile tahmin oranları karşılaştırılarak ilgili gelir kalemlerinde artış ve azalışın aylık olarak değerlendirilmesi ve sebeplerinin ortaya çıkarılması yapılmıştır. Bu çalışmalar sonunda bazı gelir kalemlerinde yıl sonu hedeflerine ulaşılacağı görülürken bazı gelir kalemlerinde öngörülen artışlara ulaşabilmek adına yeni düzenlemelere ihtiyaç duyularak çalışmalar başlatılmıştır.

2025 Mali Yılı Bütçe Yasa Tasarısında karşı karşıya olduğumuz acil sıkıntıların üstesinden gelinmesi ve toplumumuz için elzem olan önceliklerin belirlenerek, eğitim, sağlık, bayındırlık ve ulaştırma gibi sektörler kadar, iklim değişiklikleri, kuraklık, gıda sorunu diğer hizmet kurumlarımızda da altyapının geliştirilmesi ve yatırımın artırılarak desteklenmesi gerekmektedir. Bu doğrultuda çalışmalar yapılması, gıda üretiminin artırılması, çiftçilik ve hayvancılık sektörlerinin desteklenmesi gerekmektedir. 2024 Mali Yılı Bütçesinde Doğrudan Gelir desteği (DGD)’ne artış verilmiş ve 2025 Mali Yılı Bütçesi hazırlanırken de sözkonusu hedef dikkate alınmıştır.

KKTC Ekonomisinde en önemli gelir kaynaklarımızdan turizm gelirleri, dünya genelinde ardarda yaşanan ekonomik krizlerden etkilenmiş olup, 2024 yılında toparlanma sürecine girmiştir. 2024 yılında Ocak -Temmuz dönemi verileri dikkate alınarak turistik konaklama tesislerinde önceki yıla göre artış olduğu tesbit edilmiştir. Bu veriler ışığında 2025 yılı turizm gelirlerinin doğrudan ve dolaylı olarak etkili olduğu gelir kalemlerinde artış oranı ve gelir kalemlerine yansımaları dikkate alınarak öngörüler yapılmış ve hedefler konularak çalışmalar başlatılmıştır. Kısa vadeli turistik konaklama işlemlerinin kayıt dışı olması nedeniyle kayıt altına alınmasını sağlamak ve beyan verilmesini kolaylaştırmak amacıyla otomasyon sistemi üzerinden pul vergisinin ödenmesi ile bir ayda yapılan kısa vadeli kiralama hizmetlerinin aylık beyannamede gösterilebilmesi için, mevzuat ve teknik çalışmaların 2025 yılında tamamlanması hedeflenmektedir.

KKTC ekonomisinde yaşanan daralmayı tolere etmek için 2024 Mali Yılı Merkezi Devlet Yönetimi Bütçesi hazırlanırken gelir artırıcı ve gider azaltıcı ekonomik tedbirler ortaya konulmuş ve bu doğrultuda hareket edilmiştir. Hükümetimizin, gelir artırıcı önlemleri yürürlüğe geçirmesi ve bu çalışmaların devamı halinde 2025 mali yılının bütçe açığı ile tamamlanması, 2026 mali yılından itibaren ise bütçe açığının kademeli olarak azaltılması ve 2027 yılında bütçe açığının kapatılarak denk bütçeye ulaşması hedeflenmektedir.

Orta vadeli mali plan hazırlanırken makro ekonomik politikaları belirlemek ve temel ekonomik büyüklükleri, gelir gider tahminlerini, bütçe dengesini ve borçlanma durumunu ele alarak hazırlanmıştır. Bu kapsamda ekonomik istikrarı sağlamak ve sürdürülebilir büyümeyi desteklemek için belirlenen politikalar ve reformlar önümüzdeki üç yıllık dönemde ekonomimizin yol haritasını oluşturacaktır.”

–HP ödemesi 2025’de 2 defa olacak

Hükümetin hayat pahalılığı ödemlerini de bu yıl insanların refah seviyelerini koruyarak 3 kez yaptığını, ancak 2025 yılında bunun 2 kez yapılacağını ifade eden Berova, ancak refahın korunması çalışmalarının süreceğini kaydetti.

Maliye Bakanı Berova, Türkiye Cumhuriyeti’nde enflasyon olarak geçiş döneminin tamamlandığını, dezenflasyon döneminin başladığını ifade ederek, 2024 yılının yarısından itibaren birikimli Tüfe artış oranının bir önceki yılın ayni dönemine göre gerilemeye başladığını ve yıl sonu itibarıyla önceki yıl oranları altında olacağı gerçeğinin ortaya çıktığına dikkat çekti.

Bu durumun dezenflasyon sürecinin etkili olmaya başladığını, bu veriler ışığında ekonomi politikalarının etkisi ve finansal istikrarı sağlamak amacıyla atılan adımların başarılı olduğunu ifade eden Berova, şöyle devam etti:

“Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ekonomisinin Türkiye Cumhuriyeti ekonomisi ile direk bağlantılı olması nedeniyle, Türkiye Cumhuriyetinde yaşanan bu enflasyonist süreçten dezenflasyon sürecinin başlamasına geçilmesi KKTC ekonomisine olumlu yansıyacaktır.

2025-2027 dönemi için hazırlanan orta vadeli mali planda, enflasyonun kademeli olarak düşürülmesi, ekonomik büyüme potansiyelinin dezenflasyon süreci ile uyumlu şekilde yükseltilmesi, yapısal reformlarla verimliliğe dayalı yatırım, istihdam, üretim ve ihracatın artırılması, sağlanacak refah artışı ile gelirin toplumumuzun tüm kesimlerine daha adil şekilde dağıtılmasıdır. Bu hedefler doğrultusunda maliye politikaları ile özellikle gelir politikalarının güçlü bir şekilde uygulanması sağlanacaktır.

Kamu mali reformları kamu harcamalarında etkinliğin artırılması, bütçe disiplinin sağlanması ve kamu borcunun yönetilebilir seviyelere çekilmesi gibi adımları içermektedir. Bu, kamu maliyesinin sürdürülebilirliğini artırarak uzun vadede ekonomik istikrar sağlayacaktır.

Dijital ekonomiye geçişe yönelik teknolojik dönüşüm için sürdürülebilir kalkınma hedefleri doğrultusunda dijitalleşmenin yaygınlaştırılmasını sağlamak hedeflenmektedir. Bu adımlar ekonomik verimliliği artırırken, kayıtdışılığın azaltılması kritik bir reform olarak gerçekleştirilebilecektir. Kayıt dışı ekonomi ile mücadele ederek, haksız rekabeti engellemeyi, vergi tabanını genişletmeyi, vergi adaletini sağlamayı ve kamu gelirlerini artırmayı amaçlıyoruz. Bu temel politika alanları KKTC’nin sürdürülebilir büyüme ve kalkınma hedeflerine ulaşması için gerekli olan yapısal değişiklikleri hayata geçirecek ve ekonomide uzun vadeli istikrarı sağlayabilecektir.”

-“Bir plan, çizelge, yol haritası..”

Maliye Bakanı Özdemir Berova, bütçenin; “bir plan, çizelge, yol haritası” olduğunu ifade ederek, devlet bütçesinin ise, kamu gelir ve giderlerinin, yasama organı tarafından onaylanarak, hükûmet tarafından yürütülüp uygulanmasına izin veren bir yasa, bir hukuki belge olduğuna vurgu yaptı.

Bir başka deyişle kamu kaynaklarının toplanması ve harcamaların yapılması için hükûmetin, ulusal egemenliği temsil eden Meclisten aldığı bir yetki olduğuna işaret eden Berova, bu bağlamda toplum ile siyasi iktidar arasında kaynakların kullanımı konusunda yapılan bir sözleşme olarak da görülebileceğine işaret etti.

Aynı zamanda Devlet Bütçesinin mali, ekonomik, siyasi ve hukuki sonuçlar yaratacağına işaret eden Berova, şunları kaydetti:

“Bu nedenle bütçenin iyi planlanması ve dikkatli kullanılması önem arzetmektedir. Elbette ki ihtiyaç ve talepler her zaman olduğu gibi yüksektir. Özellikle taleplerdeki yükseklik ülkemizin kaynak ve olanaklarının göz önüne alınması yanında daha başarılı olma, daha iyi hizmet yaratma, insanlarımıza daha iyi olanak sağlama yönündedir. Ancak bizlerin de görevi ülke kaynaklarının olanaklar nispetinde öncelikli ihtiyaçlar çerçevesinde etkin olarak dağılımını sağlamaktır.

Bu hedefle, geçmiş veri ve bilgileri de kullanarak gelecek tahmin ve programlarına uygun olarak ihtiyaçların karşılanması yönünde etkin dağılımın en iyi şekilde yapıldığı inancı ile hazırlanan 2025 Mali Yılı Merkezi Devlet Yönetimi Bütçe Yasa Tasarısı onayınıza sunulmuştur.”

Maliye Bakanı Berova, şeffaf ve hesap verilebilir şekilde tüm sorulara cevap vermeye hazır olduklarını da belirterek, bütçenin hayırlı olmasını temenni etti.

Devamını Oku

Kıbrıs

Şahali: Bütçe, 2025 yılının açıkla tamamlanacağı öngörüsünde

Published

on

By

 Ekonomi, Maliye, Bütçe ve Plan Komitesi Başkan Vekili, CTP Milletvekili Erkut Şahali, 2025 Mali Yılı Merkezi Devlet Yönetimi Bütçe Yasa Tasarısı’na ilişkin açılış konuşmasında, bütçenin yılın açıkla kapatılacağı öngörüsünde olduğunu belirterek, 2025 yılı bütçe açığının 50 milyara dayanmasının olası olduğunu belirtti.

Şahali konuşmasında, bütçelerin elzem bir ihtiyaç olduğunu kaydederek, bugün başlayan bütçe mesaisinin önemine vurgu yaptı.

“Biz muhalefet milletvekilleri olarak bütçeyi enine boyuna değerlendireceğiz, ama hükümet tarafının bizim önerilerimizi biraz da yarım kulak dinleyeceğini bilerek hareket edeceğiz.” diyen Şahali, Komite Başkanı Resmiye Canaltay’ın konuşmasını hükümetin can kulağıyla dinlemesi gerektiğini ifade ederek, Canaltay’ın konuşmasında önemli mesajlar verdiğini, uyarılarda bulunduğunu söyledi.

Ülkede istikrara engeller olduğunu belirten Şahali, buna örnek olarak kayıt mekanizmasının olmamasını gösterdi. Ülkede kayıtlılığın olmaması nedeniyle planlama da yapılamadığını anlatan Şahali, 2025 bütçesinin günü kurtarmak maksadıyla hazırlanmış bir belge olduğunu savundu.

Ülkenin acil gereksinim duyduğu meselelerle ilgili öngördüğü giderlerin bütçede bulunmadığı eleştirisinde bulunan Şahali, 2024 yılının öngörülenden fazla bütçe açığı ile kapatılacağını düşündüğünü kaydetti.

Bir yılda farklı sektörlerde yaşanan olumsuzluklara işaret eden Şahali, TL kullanımından dolayı dezavantajlar yaşandığını kaydetti. Şahali, bugün gelinen noktada alışveriş için Güney Kıbrıs’a gittiğini belirtti.

Bunların sonucunda çok ciddi bir ticari açık ve bütçe açığı oluştuğunu ve 2025 yılında bunları tersine çevirecek bir ödeneğin bütçe içerisinde olmadığını savunan Şahali, ana muhalefet olarak bütçeyi sadece rakamların yeterliliği olarak değil, hedeflere ulaşmak anlamında ödenekleri barındırıp barındırmadığı anlamında da değerlendireceklerini aktardı.

“Kamuda çok ciddi bir insan kaynağı israfı olmaktadır.” diyen Şahali, kamuda nitelikli, yetkin ve yetkili çalışan eksikliği olduğuna değindi. Şahali, disiplinli ve siyasi kaygılardan uzak bir kamu personel rejiminin hayata geçirilmesinin ertelenmemesi gereken bir ihtiyaç olduğunu vurguladı.

136 milyar 280 milyonluk genel bütçenin açıkla 2025 yılını tamamlayacağı öngörüsünü ortaya koyan Şahali, 17 milyar 618 milyar olarak görünen bütçe açığının 50 milyara dayanmasının olası olduğunu söyledi.

Devamını Oku

Trending

Reklam