Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Cumhuriyet Meclisi Başkanı Töre, Yunanistan’ın provokasyonlarını değerlendirdi

Published

on

Cumhuriyet Meclisi Başkanı Zorlu Töre, Yunanistan’ın son dönemde artan provokasyonlarına yönelik, “Her ne kadar bazı Avrupa ülkeleri veya Amerika, Yunanistan’ı şımartıyorsa da coğrafi konumu ve büyüklüğü nedeniyle Türkiye’yi göz ardı ederek, görmezden gelerek bir uygulama içerisine giremezler.” dedi.

Töre, son günlerde Yunanistan’ın Türkiye’ye yönelik artan provokasyonları, Kıbrıs sorunu ve Doğu Akdeniz’de devam eden hidrokarbon aramalarına ilişkin AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.

Ege ve Doğu Akdeniz’deki gelişmeler neticesinde Yunanistan’ın Türkiye’ye karşı takındığı tutumu eleştiren Töre, Yunanistan ve Kıbrıslı Rumların Ege Denizi, Kıbrıs, Trakya ve Anadolu’daki geçmişte koydukları hedeflerinin sürdüğünü vurguladı.

“Her ne kadar bazı Avrupa ülkeleri veya Amerika, Yunanistan’ı şımartıyorsa da coğrafi konumu ve büyüklüğü nedeniyle Türkiye’yi göz ardı ederek, görmezden gelerek bir uygulama içerisine giremezler.” diyen Töre, Türkiye’nin gerekli cevabı her platformda verdiğini ifade etti.

Türkiye’nin, geçmişte Mavi Vatan’da araştırma yapacak imkanlara sahip değilken bugün 4 sismik araştırma gemisine sahip olduğuna dikkati çeken KKTC Cumhuriyet Meclisi Başkanı Töre, “Rumlar, Kıbrıs adasının tamamını kendilerinin kabul ediyorlar ama KKTC‘nin de kendi kıta sahanlığı var.” diye konuştu.

Doğu Akdeniz’de bulunan enerji kaynaklarının Türkiye’nin içinde olmadığı bir yol üzerinden Avrupa’ya ulaştırılmasının mümkün olmadığına işaret eden Töre, Doğu Akdeniz’de enerji kaynaklarının bulunması halinde hem Türkiye’nin hem de KKTC‘nin bolluk ve refaha ereceğini kaydetti.

– “Kıbrıs’ı On İki Adalar’dan sonra 13’üncü ada yapmak istiyorlar”

Zorlu Töre, mart ayında meclis başkanı seçilmesiyle ilk resmi ziyaretini Türkiye’ye yaptığını hatırlatarak iki ülke meclisleri arasındaki ilişkinin iyi yönde seyrettiğini söyledi.

Bu iki meclisin, Türkiye ve KKTC‘nin en yüce kurumu olduğunu vurgulayan Töre, Kıbrıs sorununun çözümü konusunda, şu değerlendirmeyi yaptı:

“Federal görüşme yapmanın doğru olmadığına inanan bir kişiyim ben. KKTC ilan edildikten sonra federasyon görüşmeleri yapıldı. Rumların niyeti dünyaya gösterilmek istendi ki Rumlar hiçbir şekilde uzlaşmıyorlar. Zaten öncesinde de Kıbrıs Cumhuriyeti federatif bir yönetim biçimine sahipti. Fakat Kıbrıs Cumhuriyeti’ni Rumlar ENOSIS için bir sıçrama tahtası veya Helenizm’i Kıbrıs’ta tamamen bütün adaya yayma konusunda bir araç olarak düşündüler.”

Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin Kıbrıs’ı hala Yunanistan’ın bir parçası olarak gördüklerini belirten Töre, “Kıbrıs’ı bir Girit yapmak, On İki Adalar’dan sonra 13’üncü ada yapmak istiyorlar. Kıbrıslı Türkleri de Batı Trakya’daki gibi azınlık durumuna düşürüp kendileri yönetmek istiyorlar.” ifadelerini kullandı.

1960’larda yaşanan gerilimlere de değinen Töre, Türk ordusu ve Kızılay gibi kurumlarla Kıbrıslı Türklerin hiçbir zaman yalnız bırakılmadığını söyledi.

– “KKTC de bize şehitlerimizin ve gazilerimizin emanetidir”

Töre, 1963’ten Türkiye’nin 20 Temmuz 1974’te gerçekleştirdiği Kıbrıs Barış Harekatı’na kadar Rumlar tarafından Kıbrıs Türklerine yönelik çeşitli katliamlar, işgaller ve saldırılar yapıldığını da hatırlatarak “20 Temmuz bizim için yeniden doğuştur çünkü biz, Osmanlı Devleti Ada’dan çıktıktan sonra oralarda aç kaldık, öksüz kaldık, yetim kaldık, çaresiz kaldık. Osmanlı dönecekti çünkü İngiltere’yle anlaşma öyleydi. Osmanlı dönmedi, sonra dağıldı. Türkiye Cumhuriyeti kuruldu bu defa da Türkiye Cumhuriyeti gelecek diye bekleyiş başladı.” dedi.

Türk ordusunun gerçekleştirdiği Barış Harekatı’nı “Mutlu barış harekatı” olarak niteleyen Töre, dünyanın Türkiye ve Kıbrıs Türklerine karşı attığı adımlara ilişkin, “Tek taraflı olarak (Rum tarafını) Avrupa Birliği’ne aldılar. Büyük bir haksızlık ve adaletsizlik yaptılar. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi aynı şekilde kararlar alıyor ve KKTC‘nin tanınmasını engelliyorlar. Türk ordusu ve Türkiye’nin adadaki varlığını sorgulamaya çalışıyorlar.” değerlendirmesinde bulundu.

Ada’nın Doğu Akdeniz’deki hidrokarbon yataklarının gündeme gelmesiyle öneminin arttığına işaret eden Töre, KKTC‘nin 1983’te bağımsız bir devlet olarak kurulduğunu hatırlatarak “Atatürk’ün ifade ettiği ‘Benim en büyük eserim Cumhuriyet’tir’ cümleleri Kıbrıs Türk halkının da rehberi olmalıdır ve olacaktır. Başka türlüsü de zaten olmaz. Dolayısıyla bağımsızlık, Kıbrıs Türk halkının da en doğal hakkıdır. KKTC de bize şehitlerimizin ve gazilerimizin emanetidir.” diye konuştu.

– “KKTC her Türk’ün şerefi olmalıdır”

Töre, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin Birleşmiş Milletler (BM) ve Avrupa Birliği (AB) nezdinde Kıbrıs adasındaki tek ülke olarak kabul edildiğini yineleyerek “Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı bu konuda mesaj verdi. Dünya beşten büyüktür. Bizim için AB’den de daha büyüktür. Bizim için en büyük Türkiye’dir, Türk milletidir, en büyük ordu Türk ordusudur. Dolayısıyla BM ne der, AB ne der buna bakarız ama bunlar bizi kesinlikle bağlamaz.” ifadelerini kullandı.

KKTC‘nin statüsünün yakın gelecekte başka ülkelerce de tanınacağına inandığını ifade eden Töre, geçmişte bölünen ya da savaşan ülkelerin bugün bir araya gelemeyeceği gibi KKTC‘nin de kendi ülkesini feshederek birleşik bir Kıbrıs Cumhuriyeti altında var olamayacağını kaydetti.

Bağımsız bir KKTC‘ye sahip çıkılması gerektiğini belirten Töre, “Bu, ‘Ne mutlu Türk’üm’ diyen herkesin birinci görevi, asli görevi olmalı ve bundan herkes şeref duymalıdır. KKTC diye orada milli bir devletin yaşaması, yüceltilmesi, tanınma yoluna gitmesi veya var olması her Türk’ün şerefi olmalıdır.” dedi.

TAK/BRT

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

İskele’de bazı bölgelere yarın elektrik verilemeyecek

Published

on

By

Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu, trafo merkezlerinde yapılacak bakım onarım çalışmaları nedeniyle yarın İskele’nin bazı bölgelerinde elektrik kesintisi yapılacağını duyurdu.

Kıb-Tek Genel Müdürlüğü’nden yapılan açıklamaya göre, yarın 9.00-15.00 saatleri arasında Limak, Artemis, Mehmetçik Plajı, Nuhun Gemisi Hotel, Concorde Hotel, Pis Su Arıtma, Tuzlu Su Arıtma, Bafra ve Thalassa Sitesi’ne elektrik verilemeyecek.

Aynı gün, trafo merkezinde yapılacak bakım onarım çalışması nedeniyle 10.00-12.00 saatleri arasında ise şu bölgelerde elektrik kesintisi yapılacak:

“Kurtuluş, Boğaz, Boğaztepe, Petroller, Topcuköy, Yarköy, Ardahan, Mandıralar, Ergazi, Turnalar, Kantara, Kaplıca, Mersinlik, Dokuzevler Bölgesi, İskele Sanayi, Cyprus Garden Bölgesi, BRT, İskele Mandıralar ve İskele’nin bir bölümü, Kalecik, Çayırova, Mehmetçik, Pamuklu, Tuzluca, Büyükkonuk, Yedikonuk, Sazlıköy, Zeybekköy, Kilitkaya ve Safaköy.”

Devamını Oku

Kıbrıs

Ekonomi, Maliye, Bütçe ve Plan Komitesi Başkanı Canaltay: Mali disiplin ve bütçe disiplini, uzun vadeli ekonomik sürdürülebilirlik için vazgeçilmezdir

Published

on

By

Cumhuriyet Meclisi Ekonomi, Maliye, Bütçe ve Plan Komitesi Başkanı Resmiye Eroğlu Canaltay, bütçe açığının büyüdüğünü ve bu koşullarda 2025 yılının da ekonomik zorlukların devam edeceği bir yıl olacağı gerçeğiyle yüzleşmeleri gerektiğini belirterek, “Mali disiplin ve bütçe disiplini, uzun vadeli ekonomik sürdürülebilirlik için vazgeçilmezdir” dedi.

Canaltay, borçlanarak veya kamu kuruluşlarının zararlarını büyüterek bütçeyi yönetmenin uzun vadede ekonomik istikrarı tehdit edeceğine de işaret ederek, Devlet maliyesinin güçlenmesinin en önemli faktörlerinden biri olan kayıt dışı ekonominin kontrol altına alınması ve bir an önce “Orta Vadeli Kalınma Planı”nın ortaya konulması gerektiğini kaydetti.

Ekonomi, Maliye, Bütçe ve Plan Komitesi Başkanı Resmiye Eroğlu Canaltay, 2025 Mali Yılı Merkezi Devlet Yönetimi Bütçe Yasa Tasarısı görüşmeleri öncesinde açılış konuşması yaptı.

Canaltay, 2025 Mali Yılı Bütçe Tasarısı’nın ülkeye ve halka hayırlı sonuçlar getirmesini diledi.

Kasım ayında bulunulması nedeniyle Büyük Önder, Asker, Devlet Adamı, Devrimci, Çağdaş Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü 86’ncı ölüm yıl dönümünde rahmet ve özlemle anarak konuşmasına başlayan Canaltay, “O’nun fikirlerinin, ilkelerinin hala yolumuzu aydınlattığını, bizlere sıkıntılı her durumda ilham ve güç kaynağı olduğunu belirtmek istiyorum” dedi.

“15 Kasım’da da vazgeçilemez bağımsızlığımızın, egemenliğimizin, güvenliğimizin ve çağdaşlığımızın ifadesi Devletimizin 41’inci kuruluş yıl dönümünü kutladıklarını” ifade eden Canaltay, egemenliğin sağlanması ve korunması amacıyla mücadeleyi azimle sürdüren başta Dr. Fazıl Küçük ve Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş olmak üzere herkesi minnetle andı.

Kıbrıs Türk halkının 41 yılda kat ettiği yolu küçümsememek gerektiğini ifade eden Canaltay, şöyle devam etti:

“Ekonomi dün de önemli idi, bugün de çok önemli… Devlet bütçesi ise kamu ve özel sektörü kapsayan genel ekonomi için vazgeçilmez bir unsur. Ne kadar gerçekçi, sağlam ve vizyoner bir bütçe ortaya koyarsanız ülke ekonomisine o denli fazla katkı sağlarsınız. Ekonomik kalkınma, toplumsal işbirliği, uzlaşı ve birlikteliğin temeline oturur. Çağımız bilgi ve sayısal teknoloji çağı. Yapay Zeka artık her alanda kendini biraz daha fazla gösteriyor. Dijitalleşmeyi başaran Devletler kamudaki verimsizlik ve hantallık sorunlarını hızla geride bırakıyor.

Benim görüşüme göre bizim de artık e-devlet olayında çağdaş, ileri bir noktaya gelmek için gereken çabayı göstermemizin zamanı gelmiştir hatta geçmektedir.

Dünya önemli bir dönemden geçmektedir. Avrupa’da savaş vardır. Bizim de içinde bulunduğumuz Doğu Akdeniz, Ortadoğu sıcak savaşın yaşandığı, dünyanın en kritik noktalarından biri durumundadır.

Enerji ve enerji az güvenliği, dünya ticaretinden pay kapma yarışı, ekonomiler büyürken yaşanmakta olan yüksek enflasyon nerdeyse tüm ülkeleri meşgul ediyor.

Anavatan Türkiye’de yaşanan yüksek enflasyon süreci düşme eğilimine girmişse de, Türkiye Merkez Bankası yetkililerinin de ifade ettiği üzere bu düşüş henüz istenen hızda değildir.

Faizler halen oldukça yüksektir. Döviz fiyatları yüksektir.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ekonomisi de hem Türk parası kullanması nedeniyle hem de kendi özel koşullarından dolayı yüksek enflasyon, yüksek faiz, yüksek döviz fiyatlarının etkisindedir.

Bu koşullarda bütçe yapmak ve uygulamak oldukça zor ama bunu mümkün olduğunca başarmak sürecin en az sıkıntı ile atlatılması bakımından büyük önem taşımaktadır.

Hükümet kanadı belli ki çalışanların alım gücünün olumsuz yönde etkilenmemesi için maaş ve ücretlerle ilgili bir politika ortaya koyma durumunda kalmıştır ancak gelirlerin yetersizliği karşısında bütçe açığımız büyümüştür.

Bu koşullarda, 2025 yılının da ekonomik zorlukların devam edeceği bir yıl olacağı gerçeğiyle yüzleşmemiz gerekmektedir.

Ancak bu yapılırken halkımızın fakirleşmemesinin, sosyal devlet anlayışına, sağlık, eğitim gibi alanlarda gerekenlerin mutlaka yapılmasına özel bir önem verilmelidir kanaatindeyim.

Bu nedenle, devletin bir taraftan gelir kaynaklarını artırmaya çalışırken, diğer taraftan tasarruf önlemleri alması yani aynı işleri daha az kaynakla gerçekleştirmesi büyük önem taşımaktadır.

Mali disiplin ve bütçe disiplini, uzun vadeli ekonomik sürdürülebilirlik için vazgeçilmezdir.

Borçlanarak veya kamu kuruluşlarının zararlarını büyüterek bütçeyi yönetmek uzun vadede ekonomik istikrarı tehdit eder.

Memnuniyetle izlemekteyiz ki Anavatan Türkiye ile işbirliği içinde elektrik enerjisi, sağlık, tarım, deniz, hava ve kara ulaşımı, sanayi turizm için bazı çalışmalar yapılmaktadır.

Kanaatimce Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ekonomisinin kalkınmasının hızlanması için bazı büyük ölçekli projelere olan ihtiyaç her geçen gün biraz daha belirginleşmektedir.

Bunun için de girişimcilerimizin, özel sektörümüzün önü açılmalı, dış yatırımcıların ülkemize gelişi sağlanmalı, tüm dünya bunun için uğraşırken bizler ülkemize yatırım yapılmasını engelleyici bir tavır içine girmemeliyiz.

Tabii ki devlet maliyesinin güçlenmesinin en önemli faktörlerinden biri, kayıt dışı ekonominin kontrol altına alınmasıdır.

Kayıt dışı ekonomi ülkemizin maliyesinin gelirlerini ciddi şekilde olumsuz etkilemektedir.

Vatandaş her gün kendi arasında bunu konuşmakta bu soruna çare bulunmasını talep etmektedir.

Bu nedenle, devletimizin hızla dijitalleşmeye gitmesinde, her şeyin şeffaf görülmesinde, tüm verilere hızla ulaşılmasında büyük fayda vardır.

Artık, taşınmaz mal alım-satımlarını, kiralanmasını, araç alım- satımlarını, her türlü malın ülkemizdeki üretimini ve/veya ithalatı ile satışını her an izleyebilmeli, gerekli verilere anında ulaşabilmeliyiz.

Bunun için de Devlet İstatistik Kurumu ile ilgili Bakanlıklara büyük iş düşmektedir. Ayrıca ülkemizin bir nüfus ve iş gücü planlamasına ihtiyaç duyduğu da aşikardır.”

-Planlı kalkınma esastır

Resmiye Eroğlu Canaltay, planlı kalkınmanın esas olduğuna da vurgu yaparak, bir an önce “Orta Vadeli Kalınma Planı”nı ortaya koyabilmeleri gerektiğini söyledi.

Anavatan Türkiye ile Mali ve Ekonomik İşbirliği Protokolleri imzalanmasının daha yararlı olacağına da vurgu yapan Canaltay, şöyle devam etti:

“Bir an önce Devlet kurumlarını etkin ve verimli hale getirmemiz de artık kaçınılmaz olmuştur.

Kamuda sürekli değişen müdürler ve müsteşarlar, yetişmiş personel eksikliği Devletimize zarar vermektedir. Kurumsal yapıyı zayıflatmaktadır. Bu durum, devletin hizmet kalitesini düşürmekte ve ekonominin istenilen şekilde iyileşmesini engellemektedir.”

Canaltay, “Hep birlikte bu gemideyiz. Bu geminin yüzmesi hepimiz için şarttır” diyerek, görüş farklılıklarının mutlaka olacağını ve bunun bir zenginlik olduğunu ifade etti ve “artık belirli hedeflerde birleşebilmeliyiz” şeklinde konuştu.

Ekonomik kalkınmayı sağlamak için toplumsal birlik ve beraberlik içinde, doğru mali politikalar ve yapısal reformlarla ilerlenmesi gerektiğini ifade eden Canaltay, “Aksi takdirde az önce ifade ettiğim yapılması gerekenleri yapamayacak ve hangimiz isterse hükümette olalım Halkımıza beklenen hizmetleri doğru dürüst veremeyecek, istenen kalkınmayı sağlayamayacağız. Zaman birlik-beraberlik zamanıdır. Zaman karşılıklı sevgi, saygı anlayış içinde, diyalog kurarak Halkımıza hizmet zamanıdır” dedi.

Canaltay, bütçe üzerine ise şunları dile getirdi:

“2025 Mali Yılı Merkezi Devlet Yönetimi Bütçe Yasa Tasarısı toplamı 136 Milyar 280 Milyondur. Personel Giderleri 37 Milyar 776 Milyon 927 Bin, Sosyal Güvenlik Kurumuna Devlet Primi Giderleri, 2 Milyar 605 Milyon 786 Bin, Mal ve Hizmet Alım Giderleri 16 Milyar 532 Milyon 718 Bin, Faiz Giderleri 1 Milyar, Cari Transferler 59 Milyar 840 Milyon 909 Bin, Sermaye Giderleri 12 Milyar 523 Milyon 660 Bin ve Yedek Ödenekler 6 Milyar Türk Lirası olarak bağlanmıştır.

2025 yılı Bütçesinin öngörülen bir bütçe açığı vardır. Öngörülen bütçe açıkları her devlet için büyüme, istihdam ve refah açısından son derece ciddi bir risktir.  Maliye yönetiminin mali yıl dahilinde bu sorunu çözme hedefiyle hareket edeceğine inanıyorum. Ülkemizin buna ilişkin bir eylem planı hazırlayıp kamuoyu ile paylaşması ve bunu kararlıkla uygulamaya geçmesinde büyük bir önem olduğu kanaatindeyim.”

Resmiye Eroğlu Canaltay, 2025 Mali Yılı Bütçe Yasa Tasarısını en iyi şekilde görüşüp Genel Kurula sunulması noktasına geleceklerine olan inancına da vurgu yaparak, katkı koyanlara teşekkür etti.

Devamını Oku

Kıbrıs

Meclis Başkanı Ziya Öztürkler, Komite’de 2025 Mali Yılı Bütçesi açılış konuşması yaptı: “Bütçede, mali ve sıkı disiplin yanında iyi bir denetimin de olması şarttır”

Published

on

By

Meclis Başkanı Ziya Öztürkler, Ekonomi, Maliye, Bütçe ve Plan Komitesi’nde, 2025 Mali Yılı Bütçesi için açılış konuşması yaptı. Öztürkler, “bütçede, mali ve sıkı disiplin yanında, iyi bir denetimin de olmasının şart” olduğunu vurguladı.

Öztürkler, 2025 Mali Yılı Merkezi Devlet Yönetimi Bütçe Tasarısı’nın, Bakanlar Kurulu’ndan geçtiğini ve Anayasa’nın 92’nci maddesi gereği, mali yıl başından en az iki ay önce Cumhuriyet Meclisi’ne 31 Ekim 2024 tarihinde sunulduğunu kaydetti.

Devlet bütçelerinin, hükümetlerin uygulayacağı maliye politikalarının önceliklerini belirleyen siyasi metinler olduğuna işaret eden Öztürkler, diğer bir ifadeyle bütçelerin, hükümet programlarında belirlenen hedef ve vizyonlara ulaşmada en önemli araç olduğuna vurgu yaptı.

Öztürkler, kamu kaynaklarının toplanması ve harcamaların yapılması için hükümetin, ulusal egemenliği temsil eden parlamentodan aldığı bir yetki olduğunu, bu bağlamda devlet bütçelerinin, toplum ile siyasi iktidar arasında kaynakların kullanımı konusunda yapılan bir sözleşme olarak da görülebileceğine işaret ederek, şöyle devam etti:

“Son yıllarda birçok gelişmiş ülkede uygulanan bir yıllık bütçe süreçleri çok yıllı stratejik bütçe uygulama çerçevesine doğru kaydırılmıştır. Genel nitelikleri itibariyle çok yıllı bütçeler, ilgili yıla ait verilerin yanında takip eden iki ya da üç yıllık bir sürece ilişkin gelir ve gider tahminlerini de içermektedir. Bu maliye politikası, ülkemizde de kabul görmüş ve 2025 Mali Yılı Merkezi Devlet Yönetimi Bütçe Tasarısı, 2026 ve 2027 yılları da kapsayacak şekilde üç yıllı olarak bütçe anlayış çerçevesinde hazırlamıştır.

Bugün Ekonomi, Maliye, Bütçe ve Plan Komitesi’nde açılışı yapılan Bütçe Yasa Tasarısı yedi günlük bir çalışma periyodu ile tamamlanacak ve Genel Kurul’a havale edilecektir.

2025 Mali Yılı Merkezi Devlet Bütçe Tasarısı, Bakanlar Kurulu’ndan 136 milyar 280 milyon Türk lirası olarak onaylanmış; ve bütçe açığı 17 milyar 618 milyon olarak öngörülmüştür. Bu bütçede en büyük payı, 136 milyar 280 milyon TL ile genel bütçe oluştururken, özel bütçeli idareler, düzenleyici ve denetleyici kurumlar ile bütçe dışı fonlar için de toplam 11 milyar 960 milyon 829 bin TL olarak belirlenmiştir.

2025 Mali Yılı Merkezi Devlet Yönetimi Bütçesi incelendiğinde, gelir artırıcı ve gider azaltıcı ekonomik tedbirler ortaya konulduğu görülmektedir. Bütçede, mali ve sıkı disiplin yanında, iyi bir denetimin de olması şarttır.”

Ziya Öztürkler, yasama organının geçireceği, 2025 Mali Yılı Merkezi Devlet Bütçesi ile yürütme organına ve bağlı kurumlara önümüzdeki yıl bütçelerini kullanma yetkisi verileceğini belirterek, “Bu bağlamada, devlete güvenin etkin denetimle sağlanacağını hatırlatır; bütçe çalışmalarına katılanlara teşekkür eder; hayırlı bir bütçe olmasını temmenni ederim” dedi.

Devamını Oku

Trending

Reklam