Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Makina Mühendisleri Odası okul otobüslerinin güvenliği ve standartları konusunda uyardı

Published

on

Makine Mühendisleri Odası (MMO) 2017 yılında Dağ yolunda meydana gelen trafik kazasında bir okul otobüsü sürücüsü ve 2 öğrencinin hayatını kaybettiğini hatırlatarak, okul otobüslerindeki güvenlik ve standartlara dikkat çekti.

MMO Başkanı Ayer Yarkıner yaptığı yazılı açıklamada, o dönemde ziyaret ettikleri Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanına otobüslerin ve okul otobüslerinin standartları hakkında bilgilendirme yaptıklarını, Bakan Tolga Atakan ve müsteşarı Kemal Bağzıbağlı’nın konuyla ilgili tüzük değişiklik önerilerini Odadan talep ettiğini ve bu önerilerin Trafik Dairesi Müdürlüğüne verildiğini belirtti.

Dörtlü koalisyon bozulduktan sonra 2 yılda sonuçlandırılan standartlaşma ve regülasyonların saman altına sürüldüğünü savunan Yarkıner, bugün Girne-Lefkoşa yolunda bir okul otobüsünün yandığını ve can kaybı olmamasının büyük şans olduğunu kaydetti.

Araçların kullanım maksadına göre KKTC hariç, dünyanın her yerinde sahip olması gereken güvenlik standartlarının belirlendiğini ifade eden Yarkıner, otobüslerin de bu araç sınıflarından biri olduğunu kaydetti ve 2017 yılında yaptıkları öneriler ve 2018-2020 yıllarında hazırladıkları güvenlik ve standartlarla ilgili kurallardan “acil olarak alınması gereken tedbirleri” bir kez daha sunma gereği duyduklarını belirtti.

Yarkıner, ilgili Bakanlığın tensip buyurursa ihtiyaç duyacağı teknik desteği vermeye de hazır olduklarını bildirdi.

Yarkıner, acil olarak uygulanması gerekli tedbir ve standartları şöyle sıraladı:

“Okul Otobüslerinin sahip olması gereken güvenlik donanımlarını içeren tüzük acilen onaylanmalıdır. Onaylanan tüzük esaslarında da periyodik denetimlerin yapılması Milli Eğitim Bakanlığınca da planlanmalıdır. Bu maksat için Odamız destek vermeye hazırdır.

Yasal Mevzuat onaylanıncaya kadar, okul otobüslerinde 3 nokta emniyet kemeri bulundurulması sağlanmalıdır, araçlarda iç ve dış çevre kamerası olmalıdır ve kayıt yapabilecek özellikte olması gereklidir, okul otobüslerinin tümünde takometre olmalı ve kontrol/denetlenmelidir, özellikle orta okuldan önceki okul servislerinde oturmaya duyarlı sensörlere sahip koltuklar olmalıdır, öğrenci uyuya kaldığı zaman sürücü uyarılmalıdır.

Sol direksiyon araçlarda sağ yolcu kapıları açılabilir olması halinde muayenelerden geçirilmemektedir, fakat bu kapıların açık vaziyette (özellikle yazın) kullanıldığı da görülmektedir. Bu hususun daha yoğun ve hassasiyetle denetlenmesi gerekmektedir.

Tüm okul otobüslerinde ısıya duyarlı yangın alarm sistemi bulunmalıdır ve ısı seviyesinin yükseldiğini sürücüye bildirmelidir, okul otobüslerinde her durumda ve her yönden kullanılabilecek acil çıkış kapısı donanımı olmalıdır, okul otobüslerinde devrilmeye karşı, güvenli frenlemeye imkân sağlayan teknik donanımlar bulunmalıdır, okul otobüsünün yolcu taşıma bölümü yangına mukavim malzemeden imal edilmiş olmalıdır, okul servislerine önden ve arkadan okunabilecek şekilde ‘okul taşıtı’ ifadesi yazılmalıdır.

Okul otobüsleri durmadan indirme ve bindirme kapıları açılmama özelliğinde olmalıdır. İnmek isteyen öğrenci ‘Dur’ butonuna basmalı ve araç durduktan sonra yerinden kalkmalıdır.

Okul otobüslerinin cam ve pencereleri sabit olmalıdır, okul otobüsünde koltuk ve oturma planları bulunmalı, cep telefonları ve diğer münferit müzik cihazları kullanılmamalıdır.

Okul otobüslerinde en az 6 kg’lık 2 adet hizmete elverişli yangın söndürme tüpü olmalıdır.

Okul otobüsü niteliğindeki araçlara sahip olunması için devlet gerekli desteği vermelidir,

KTMMOB Makina Mühendisleri Odası olarak, bu konuda Milli Eğitim Bakanlığınca ve Ulaştırma Bakanlığınca talep edilecek teknik desteği vermeye hazırız.

Konunun hassasiyetle dikkate alınmasını, vahim sonuçlara sebep olabilecek zafiyetlerin sorumluluğunun araca veya araç sürücüsüne mal edilmesinin doğru olmadığını bir kez daha belirtmekte fayda olduğu değerlendirilmiştir.”

TAK/BRT

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

TAE, bağcılığın geliştirilebilmesi amacıyla 6’sı yeni 12 sofralık üzüm çeşidini denemeye aldı

Published

on

By

Tarımsal Araştırmalar Enstitüsü (TAE), bağcılığın geliştirilmesi amacıyla yeni üzüm çeşitleri ve teknikleri konusunda çalışmalar yapıyor. TAE, çalışmaları kapsamında 6’sı yeni olmak üzere 12 sofralık üzüm çeşidini denemeye aldı.

Çeşitler geleneksel talvar yerine, kademeli İtalyan talvarında denenecek. Yeni çeşit ve tekniklerden elde edilecek verim sonuçları ise eski çalışmalarla kıyaslanacak.

        2023’te bin 585 ton taze üzüm ithal edildi

TAE verilerine göre; 2023’te bağ ve talvar alanı 2 bin 200 dönüm, hasat ise 3 bin 132 ton olarak gerçekleşirken, Ticaret Dairesi’nin verilerine göre; 2023’te yıllık hasadın yaklaşık yarısına denk gelen bin 585 ton taze üzüm ithal edildi.

Çukurova Üniversitesi Bağcılık Öğretim Üyesi Profesör Doktor Semih Tangolar, Tarımsal Araştırmalar Enstitüsü Müdürü Cem Karaca ve TAE bünyesinde 2002’den sonra bağcılıkla ilgili çalışmalar yürüten Ziraat Yüksek Mühendisi Doktor Yeşim Rehber Dikkaya yeni üzüm çeşitleri ve teknikler konusunda TAK muhabirinin sorularını yanıtlayarak, bilgiler verdi.

-Tangolar: “Kuraklığın artması nedeniyle bağcılığın yeni çeşitler ve yeni tekniklerle geliştirilmesi gerek”

Çukurova Üniversitesi Bağcılık Öğretim Üyesi Profesör Doktor Semih Tangolar, coğrafik konumuna bakıldığında Kıbrıs’ın bulunduğu kuşak açısından bağcılık için ideal yerlerden biri olduğunu söyledi.

Çeşitleri, kullanılan teknikler (Talvar), tüketim şekilleri nedeniyle üzümün Kıbrıs için önemli bir ürün olduğuna işaret eden Tangolar,  “Kıbrıs için bağcılığı tarımsal üretim yelpazesinden çıkaramazsın, bağcılığın daha da modernize edilmesi gerekiyor” dedi.

Asmanın tuzlu toprak ve kuraklığa en dayanıklı bitkilerden biri olduğunu, bu nedenle az suyla çok ürün elde edilebileceğini anlatan Tangolar, özellikle sofralık bağların baharda sulanması gerektiğini, şaraplık bağlarda sulamanın gerekli görülmediğine işaret etti.

Avrupa ülkelerinde dekar başına 700 kilo üzerinde verim elde edilen bağlardaki üzümlerin şaraplık olarak tercih edilmediğini ifade eden Tangolar, söz konusu bağlarda şeker ve asit dengesinin arzu edilen oranda çıkmadığını söyledi.

“Kuraklığın gün geçtikçe artması nedeniyle bağcılığın hem yeni çeşitler hem de yeni tekniklerle geliştirilmesi gerekiyor” diyen Tangolar, örtü altı topraksız kültür tekniğinin de (su ve gübrenin etkin kullanıldığı bir teknik) bağcılık için yeni olduğunu, İspanya ve İtalya’da bu uygulanmaya başladığını aktardı.

-1.5 ay erken hasat.. İtalyan talvarı iki kademeli, üzümlerin altta, sürgün ve yaprakların çoğunun üst katta

Bu yöntemle 1-1.5 ay erken verim alındığını kaydeden Tangolar, 32 litrelik saksılarda örtü altı yetiştirilen asmalardan 5 kilo ürün, yani dekar (1000 metre kare) başına 5-6 ton ürün alındığını anlattı.

Bu yöntemde hastalıkla mücadelenin de daha az olduğunu, bunun maliyeti düşürdüğünü kaydeden Tangolar, “Tuzluluk sorunu yok, kuraklıkla işin yok, toprak kökenli hastalık yok bu yenilikçi bir yaklaşım” dedi.

İtalyan talvarının da yeni bir teknik olacağını, çalışmaya dahil edilen çeşitlerin İtalyan talvarında (Tendon talvar) veriminin gözlemleneceğini ifade eden Tangolar, İtalyan talvarının Kıbrıs’taki talvara göre farkını anlattı. Tangolar, İtalyan talvarının iki kademeli olduğunu ve üzümlerin altta, sürgün ve yaprakların çoğunun üst katta geliştiğini kaydetti.

-Yüzde 25-30 daha fazla verim

Tangolar, İtalya’da yapılan denemelerde İtalyan talvarlarından yüzde 25-30 daha çok verim alındığına da işaret etti.

İtalyan talvarında ilaçlamanın ve hasadın çok daha kolay, ürün yanmasının daha az, kalite için salkım seyreltmenin de daha kolay olduğunu ifade eden Tangolar, denemeye alınan bazı çeşitlerin İtalyan talvarındaki verimine de bakacaklarını belirtti.

Tangolar ayrıca, yerli çeşitlerin kuraklığa dayanıklılarını tespiti için de yeni bir çalışma planladıklarını paylaştı.

-Karaca: “Aroma açısından bağcılıkta iklimimizin verdiği avantajlar var”

Tarımsal Araştırmalar Enstitüsü Müdürü Cem Karaca da, Kıbrıs Türk kültüründe olan üzüm üretiminin talepleri karşılanmada yetersiz kalması nedeniyle, bağcılık üzere çeşit deneme araştırması yapılması kararı alındığını anlattı.

Karaca, son zamanlarda tesis sahipleri tarafından üretilen şarapların tattırılmasıyla öne çıkan butik otelciliğin gelişmekte olmasının da bu kararı almada etken olduğunu ifade etti.

Ülkeye en uygun çeşitleri belirlemek adına, “Çeşit adaptasyon” çalışmasının ilkinin 2000’li yıllarda yapıldığını, bu denemelerde 15 şaraplık çeşit denendiğini anlatan Karaca, “Aroma açısından bağcılıkta iklimimizin verdiği avantajlar var. Burada üretilen şarap gerekse sucuk veya diğer ürünlerin aroma açısından kendine özgü bir karakteri var. Bağcılığa KKTC’de alternatif bir üretim değil asli üretim olarak bakıyoruz” dedi.

TAE bünyesinde 2002’den sonra bağcılıkla ilgili çalışmalar yürüten Ziraat Yüksek Mühendisi Doktor Yeşim Rehber Dikkaya da, çalışmaya eski çalışmada öne çıkan 6 çeşit ve 6 yeni çeşidi dahil ettiklerini, bunları İtalyan talvarında denemeye aldıklarını ifade etti.

Dikkaya, İtalyan talvarından elde edilecek verimleri, eski çalışmalardan elde ettikleri verilerle kıyaslayacaklarını belirterek, çalışmanın sonuçlarının 2 yıl sonra çıkmasını beklediklerini söyledi.

Dikkaya, çalışmaya var olan çeşitlerden verigonun da dahil edildiğini, yeni çeşitlerin de “İsa, Exalta, Early Swift, Michael Palyari, Red Clod” olduğunu anlattı.

 

Devamını Oku

Kıbrıs

Bayar: Denktaş ile ilgili çirkin saldırı asla affedilemez

Published

on

By

 

 

TMT Mücahitler Derneği Genel Başkanı Celal Bayar, Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş ile ilgili çirkin saldırının asla affedilemez olduğunu vurguladı.

Kurucu Cumhurbaşkanı Denktaş’la ilgili asılsız iddiaların yer aldığı kitabı ve yazarını sert çekilde eleştiren Bayar şu açıklamalarda bulundu:

“TMT’nin kurulmasında fedakarca büyük katkıları olan ve bugün Kıbrıs’ta Türklük TMT sayesinde varlığını korurken, TMT’nin kurucularından, KKTC’nin Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş’a ‘Dümbük’ isimli ucube kitabıyla saldıran, ordudan atılmış eski GKK’lığı subaylarından İlker Özkunt’u kitabındaki seviyesiz, saygısız nankörce saldırılarından dolayı Kıbrıs TMT Mücahitler Derneği olarak şiddetle kınıyoruz. Bizler Kıbrıslı Türkler olarak, Rauf Raif Denktaş’ın fikirlerinin taşıyıcısı ve bekçileriyiz. Bizim için böylesine değerli bir devlet adamımıza çirkince saldırı asla affedilemez ve bu şahsın devletimizin açacağı dava ile mutlaka cezalandırılması gerektiğine inanıyor ve devlet yetkililerinin bunu yapacağına yürekten inanıyoruz ve bekliyoruz.”

Devamını Oku

Kıbrıs

Öztürkler, Denktaş ile ilgili asılsız iddialar içeren kitabı kınadı

Published

on

By

Cumhuriyet Meclisi Başkanı Ziya Öztürkler, Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş’a yönelik,hiçbir somut temele dayanmayan çirkin iddiaların yer aldığı kitabı esefle kınadığını belirtti.

Öztürkler açıklamasında, “Bir milletin özgürlük ve egemenlik davasına adanmış bir ömrün sahibi olan, Kıbrıs Türk halkının tarihi mücadelesine önderlik eden  Sayın Denktaş’a yönelik kitapta yer alan iddialar, sadece şahsına değil; onun temsil ettiği  mücadeleyi ve halkımızın hafızasına da zarar vermektedir.” ifadelerini kullandı.

Kurucu Cumhurbaşkanı’nın sadece bir devlet adamı değil, aynı zamanda Kıbrıs Türk halkının bağımsızlık ve onur mücadelesinin simgesi ve Türklük dünyasına da adını altın harflerle yazdıran bir lider olduğunu vurgulyaan Öztürkler, şu ifadeleri kullandı:

“Hayatını halkına, davasına ve devlete adamış bir liderin ardından, yıllar sonra böylesi ucuz ve seviyesiz iddialarla gündeme getirilmesi, hiçbir şekilde kabul edilemez. Halkımızı, milli değerlerimize ve tarihimize sahip çıkmaya, bu tür sorumsuz yaklaşımlara karşı daha da kenetlenmeye çağırıyorum.”

Devamını Oku

Trending

Reklam