Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Baf’ın Foto Zeki’si, Lefkoşa’nın Foto Kervan’ıydı…

Published

on

Fotoğraf stüdyosunda çırak olarak çalışmaya başladığında 15 yaşındaydı Zeki Kervan.
Mustafa Diana gibi o da, “bana babalık yaptı” dediği fotoğrafçı Fevzi Akarsu’nun yanında yetişti. Baf’ta açtığı stüdyo iki kez bombalandı. İlkinde arkadaşları yaralandı, ikincisinde her şeyi yandı. Kendi deyimiyle “Sıfırlandı…”

Çatışmaların ortasında, bir cesaretle taksiye atladığı gibi Baf’tan Lefkoşa’ya, eşinin yanına geldi.

3 arkadaşın ortak olduğu Foto Kervan’da çalışmak için teklif aldı. “Kurulu bir stüdyo olmasa bu işi yapamazdım, yeni stüdyo açmak kolay değildi, her şey çok pahalıydı…” dedi.

Gün geldi o stüdyonun sahibi oldu; Baf’ın Foto Zeki’si, artık Foto Kervan’dı. Kervan’ı soyadı olarak da aldı.
Şimdi 90 yaşında Zeki Kervan. 60 yıllık meslek hayatında çektiği gelinlerin, damatların, bayramlık çocukların ve ailelerin fotoğrafları kim bilir kaç evde, kaç albümdedir…

Bir süre önce ayağı kırılan, henüz eski sağlığına kavuşamayan Seval Kervan da eşlik etti röportajımıza. Eşinin çektiği gençlik fotoğraflarından birini gösterdi ve derin bir ah’la “Bir ömür geçti…” dedi

Önemli olanının sağlıklı yaşamak ve yaşlanmak olduğunu, bunu da başardıklarını söyledi Zeki Kervan ve şöyle özetledi fotoğrafçılık geçmişini: “Bizim zamanımız bambaşkaydı, sanat o zaman vardı…”

-Tatlıcı bir baba… “Şambalisini adada yapan yoktu…”

Zeki Kervan, 1932’de Amber-Mustafa çiftinin 3 çocuğundan biri olarak Larnaka’da doğdu.
“Sülalemiz tatlıcıydı. Babam küçük bir dükkanda tatlı yapar, arabasıyla sokakta satardı… Yaptığı tüm hamur işlerini severdim ama Şambalisini adada yapan yok…” dedi.

-Baf’tan Lefkoşa’ya…

Çocuk yılları Baf’ta, ilk gençlik yılları Lefkoşa’da geçti Zeki Kervan’ın.

“İlkokula Baf’ta gittim. Ortaokulda sınıfı geçemeyince mecbur oldum Rum okuluna gittim, milli görüşlerim nedeniyle 2 sene dayanabildim buraya…

KATAK, Rumlarda olup, Türklerde olmayan sanatları öğrenmek isteyenleri Lefkoşa’ya gönderirdi. Baf’ın Müftüsü Dana Efendi’nin de olduğu Türk Birliği’nde toplantı yapıldı, bir demirci, bir de fotoğrafçı çırağı aradıklarını söylediler. Ben fotoğrafçılığı istedim, ona meraklıydım.

Tek şartları Lefkoşa’da yanında kalabileceğin ailen olmasıydı. Aylık 36 lira da maaş veriyorlardı.
KATAK’ın anlaşması vardı ustayla; ‘Bu çocuğu yetiştireceksin, Baf’a gelip fotoğrafçılık yapacak’. Lefkoşa’da halamın yanına yerleştim. Ablam evliydi, onlar da halamla kalırdı…”

-“El, göz ve dokunuş marifeti…”

“Çok iyi bir insandı, bana babalık yaptı” dediği Fevzi Akarsu’nun yanında çırak olarak çalışmaya başladığında 15 yaşındaydı Zeki Kervan. 1940’lı yılların sonunda geldiği Lefkoşa’da 9 yıl kaldı.

“Fevzi Bey aslında kunduracıydı. Fotoğrafçılığa merak salmış, Türkiye’den gelen bir fotoğrafçıdan öğrenmiş işi. Lefkoşa’daki tek Türk fotoğrafçı oydu. Mustafa Diana da onun yanındaydı.
Ben önceleri karanlık odaya girerdim. Mustafa daha çok rötuş üzerine çalışırdı. Rötuşu ondan öğrendim. Mustafa ayrılıktan sonra bu işe ben devam ettim. İlk yılın sonunda KATAK’tan geldiler; ‘Zeki hazırsa Baf’a gelip çalışmaya başlasın, ona artık maaş veremeyeceğiz’ dediler. 1 yılda neyi öğreneceksin?

Ustam, ‘Siz gidin, ben bu çocuğa kefilim, maaş vermezseniz de vermeyin, ben ona haftalık veririm’ dedi. Sanatı öğrenip iş çıkarmaya başlayınca haftada 5 lira alırdım. Övünecek değilim ama 18 yaşında ada çapında bir numaralı rötuşer olmuştum… Bu iş, el, göz ve dokunuş marifetiydi…

9 yılın sonunda, ustam ‘Zeki, artık usta olarak çalışabilecek durumdasın. Her şeyimi sana vereceğim, ben bu işi bırakacağım’ dedi… Stüdyodaki malzemelerin hepsini kamyona yükledim, Baf’a götürdüm. ”

-“Baf’taki tek Türk fotoğrafçı bendim…”

1950’li yıllar… Baf’ta yeni bir dönem başlıyor Zeki Kervan için. Bir ev kiralıyor, “Foto Zeki” ismiyle o evi stüdyoya çeviriyor.
“Baf’taki tek Türk fotoğrafçı bendim. Sedat diye bir arkadaş vardı, o da benden sonra stüdyo açmıştı.
Stüdyoda da çekim yapardım, çağırırlardı, düğünlere de giderdim. Asıl iş cumartesi-pazar olurdu.
Randevu faslı da yoktu. Eve gelip, ‘Gelinle damat seni bekler’ diyerek beni yemekten kaldıranlar olurdu. Bayramlarda da kapamazdık, herkes giyinir, onarılır, çoluk çocuk ailece gelir fotoğraf çektirirdi.

Vitrinime bakan bir Rum fotoğraflarıma hayret etmişti. Öyle güzel rötuş yapardım ki yüzde kalem izi görünmezdi. Siyah beyaz fotoğrafları da kendi yağlı boyalarımla renklendirdim…
Kimlik kartları ilk kez çıkarılacağı dönem köyleri dolaşıp insanların vesikalık fotoğrafını çektim. İki Rum, iki de Türk fotoğrafçıya bölüştürdüler köyleri. 20-22 köy vardı payıma düşen… Gençlik vardı o zaman, yorgunluk diye bir şey hissetmezdik…”

-Rumlar stüdyosunu bombaladı… Arkadaşları yaralandı…

1958’de Rumlar bomba attı stüdyosuna. Güpegündüz hem de.
“6 arkadaştık içerde. Türkiye’den mecmua gelirdi, arkadaşlar onu incelerdi. Kardeşim makineye film takarken, ‘Abi bomba’ dedi… Karanlık odanın kapısı arkamdaydı, kapıyı itip yere yattım. Öteki arkadaşlar kaçmak için kalktılar, yaralandılar. Birinin ayağına şarapnel parçası saplandı, riskli yerde diye çıkaramadı doktorlar, ömür boyu onunla yaşadı. Eşyalarım zarar görmedi ama dükkan darmadağın oldu. Perişan olduk. Böyle bir şey beklemezdim…”

-61 yıllık birliktelik

Zeki Kervan eşi Seval Hanımla 1961’de evlendi. 61 yıldır birlikteliğin başlangıç yeri de Baf’tı…
“Seval’ın ailesi Baf’lıydı. Tatillerde Baf’a gelirdi. Bir pazar, yeğenleriyle dükkanın önünden geçerken ilgimi çekti. Annem de evleneyim diye ısrar ederdi, ona da söyledim. Benden habersiz Seval’ın babasına, ‘Evlenme çağında bir kızınız var, gördük beğendik…’ diye mektup gönderdi.

1961’de evlendik. Düğünü hem Lefkoşa’da hem de Baf’ta yaptık. Düğün fotoğraflarımızı ben çektim ama nikah fotoğraflarımızı Foto Atlas çekmişti. Önceleri Diana, Şık, Atlas, Ümit vardı…4-5 fotoğrafçıydık… Amatör olarak bu işe yeni başlayanlar da vardı. Bütün arkadaşlarla samimiydik. Birbirimizin fotoğraflarını da çekerdik. Hırs, çekişme, öyle şeyler yoktu…”

-“Çöp bile kurtaramadık… Sıfırlandım”

Toplumlararası çatışmalarda Zeki Kervan’ın stüdyosu ikinci kez saldırıya uğradı.

“Eyüp Efendi, ‘Zeki, eşyalarını buraya taşı, burası daha güvenli’ dedi. Güya Türk semtine taşıdık stüdyoyu ama Rumlar Türk semtine kadar girdi. Teslim olmuştuk resmen. Stüdyoya girdiler, her şeyi yakıp yıktılar. Çöp bile kurtaramadık. Sıfırlandım… Tek kuruşluk yardım da alamadım. İş yok, güç yok, para yok. Çok zorluk çektik… 1964’te Seval’ı babasının yanına, Lefkoşa’ya yolladım…”

-“Beni Lefkoşa’ya getiren taksi şoförü kaybedildi…”

Sohbetin bu kısmında, Seval Hanım Lefkoşa’ya gelişiyle ilgili ilginç bir anı anlattı:

“Zeki’yi yalnız bırakmak istemezdim. Beni Lefkoşa’ya getirecek şoförle anlaştım, eşyalarımı bırakıp, Baf’a dönecektim. Babam ısrar etti, ‘Artık Zeki’yi buraya getirtmeye bakacaksın’ dedi. Gideceğim diye ağlamama rağmen babam izin vermedi. Beni getiren şoför Kamil’di, dönüş yolunda Rumlar tarafından kaybedildi…”

Çatışmaların ortasında, bir cesaretle taksiye atladığı gibi Baf’tan Lefkoşa’ya, eşi Seval’ın yanına geldi Zeki Kervan.
“Canımı avcuma alıp kaçtım… Tek düşündüğüm oradan kurtulup eşimin yanına gelmekti… Çok şaşırdılar beni görünce. Beklemezlerdi. Seval ağlamaya başladı… Keşke savaş olmasıydı da Baf’tan ayrılmasaydık. Orada çevrem vardı, Lefkoşa’da beni tanıyan yoktu.

Bildiğim işi yapmak istedim. Foto Şık’ın bir yardımcıya ihtiyacı vardı. Rotüşer olarak kısa süre onun yanında çalıştım.”
-Foto Zeki’ye iş teklifi
Zeki Kervan’ın Baf’ta başlayan mücahitliği Lefkoşa’da sürdü. Ağırdağ, Kömürcü, Bozdağ ve Lefkoşa’da mücahitlik yaptı. 3 arkadaşın ortaklığında kurulan Foto Kervan’da çalışmak için teklif aldı mücahitlik yıllarında.

“Salih Coşar, Ali Süha ve Çetin Birinci kurmuştu Foto Kervan’ı. Neden bu adı koyduklarını da bilmiyorum. İsmet Vehit Güney resim öğretmeniydi ama fotoğraf çekmeye meraklıydı. Fotoğrafları o çekerdi.

Okullar açıldı, İsmet Bey okula döndü. Stüdyoya gelen giden olurdu, fotoğraftan anlayan yok. Ali Süha, bana stüdyoda çalışmayı teklif etti. Komutandı…Kabul ettim.
İkinci iş yasağı gelince 3 ortak stüdyonun hisselerini bana sattı. Baf’ta Foto Zeki’ydik, Lefkoşa’da Foto Kervan olduk. Foto Zeki ismini tabii ki daha çok severdim.

İşim zamanla beğenildi, epeyi müşterim oldu. Birleşmiş Milletler (BM) askerlerine foto-montajla fotoğraf hazırlardım.. Bir profil fotoğrafı çekerdim, bir de karşıdan… Çocuklarının fotoğrafını berelerine, eşlerinin fotoğrafını da göğüslerine yerleştirirdim… Kendi buluşumdu bu. 5 liraya yapardım bu işi. Birkaç kişiye yaptım sonra askerler kaldırımda sıra beklemeye başladı.
BM’den bir komutan beni Kanada’ya götürmek istedi. ‘Bu işleri burada ucuza yapıyorsun, orada çok daha fazla kazanırsın’ dedi. Yeni evliydim, nasıl gidecektim? Hiç de pişman olmadım. İşlerim iyiydi ama Lefkoşa’da kurulu bir stüdyo olmasa bu işi yapamazdım, yeni stüdyo açmak kolay değildi, her şey çok pahalıydı…”

1965’ten 1995’e 30 yıl Köşklüçiftlik’te çalışan Zeki Kervan, stüdyosunu ustası Fevzi Akarsu’nun eski evine taşıdı. Kıbrıs Türk Hava Yolları’nın karşısındaki evde bir süre daha fotoğrafçılık yaptı.

Nasıl ki ustası eşyalarını ona verdi, o da emekli olmaya karar verdiğinde stüdyosundaki eşyaların çoğunu çırağına verdi… “O makineleri elimde tutup ne yapacaktım….?” dedi.

“Meslek hayatımda 5-6 çırağım olmuştu. Aralarından sadece Yücel (Onurlu) stüdyo açabildi. Bu, para isteyen bir iş. Yücel gündüz okula gider, okul çıkışı yanıma gelip rötuş yapar, gece de stüdyoda kalırdı… O kadar meraklıydı yani.”

-“Bizim zamanımız bambaşkaydı, sanat o zaman vardı”

Zeki Kervan, dün-bugün değerlendirmesi de yaptı, “Şimdi her şey çok daha kolay…” dedi.
“Karanlık odada çok çalıştım ben. Müşteri gelince ansızdan karanlıktan aydınlığa çıkardık, kör olurdu gözlerimiz nerdeyse. Bizim zamanımız bambaşkaydı, sanat o zaman vardı. İnsanlar fotoğrafa da meraklıydı. Gelinler, damatlar, aileler, sevgilisiyle gelenler… Çırılçıplak fotoğraf çektirenler bile olurdu…”

– “Güzel bir hayat geçirdik”
Zeki-Seval Kervan çiftinin çocukları olmadı. Anlattıklarına göre, evlat edinmek istediler ama küçük bir yerde yaşadıklarından günün birinde o çocuğun incitilmesinden çekindiler. Zaman zaman bu kararı almadıkları için pişmanlık duyduklarını da söylediler.
“Emekliliğimiz iyi geçiyor. Sağlığımız yerinde. Keşke hanımın ayağı da böyle olmasıydı. Çok gezdik biz. İngiltere’ye gittik, hemen hemen her yıl arabamızla Türkiye’ye gittik. Bir ömür böyle geçti…Zorluklar yaşadık ama güzel bir hayatımız oldu…”

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

İş Bankası Güzelyurt Şubesi Tarım İhtisas Şubesi olarak da hizmet verecek

Published

on

By

Güzelyurt’ta hizmet veren ve binası yenilenen İş Bankası Şubesi, artık KKTC’de bir ilk olarak Tarım İhtisas Şubesi olarak da hizmet vermeye devam edecek.

Yenilenmiş şubenin açılışına Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Güzelyurt Kaymakamı Mehmet Kayan, Güzelyurt Belediye Başkanı Mahmut Özçınar da katıldı.

KKTC’nin ilk tarım ihtisası veren banka şubesi olan İş Bankası Güzelyurt Şubesi’nde, tarım alanında bilgilendirmeler  yapılacak, Türkiye’de tarım alanında yapılan eğitimler canlı olarak şubede yayınlanacak, üreticiler internet üzerinden canlı olarak soru sorabilecek.  

 Cumhurbaşkanı Tatar, tarım ihtisas şubesinin, Güzelyurt için atılabilecek adımlar konusunda yapılan tartışmaların bir filizi olduğunu söyledi.

İş Bankası’nın ihtisas şubesi aşma kararının iyice düşünülerek atılan bir adım olduğunu belirten Tatar, Güzelyurt ve Lefke’nin geleceğinin tarım olduğunu, bundan dolayı ihtisasın çok önemli olduğunu belirtti.

Tatar, İş Bankası’nın Türkiye’de 56 tane açtığı tarım ihtisas şubesinden Güzelyurt’a da açmasının güven tesis eden gelişmelerden olduğunu söyledi.

 Tarımsal üretimin ülke ekonomisi için önemine işaret eden Tatar, tarımsal üretimin değerinin pandemi döneminde de hissedildiğini kaydetti.

 Tatar, Anadolu’dan gelen su, teknoloji ve yapay zekayla KKTC’nin bereketli topraklarında üretimin arttırılabileceğini kaydetti.

Türkiye’de tarımda yaşanan gelişmelerin, İş Bankası aracılığıyla Kıbrıs Türkü ile paylaşılmasının çok değerli olduğunu da ifade eden Tatar, bu gelişmelerin, Kıbrıs Rum Liderliğinin yaptığı tüm haksızlıklara rağmen, geleceğe emin ve güçlü adımlarla yürüyebilmenin gerekleri olduğunu söyledi.

KKTC’nin kendi ayakları üzerinde durabilecek bir ekonomiye sahip olabileceğine inandığını da kaydeden Tatar, KKTC’yi seven insanlarla iş birliği yapıldığında sorunların aşılmasının da daha kolay olduğuna inandığını da ifade etti.

Güzelyurt Belediye Başkanı Mahmut Özçınar ise Güzelyurt’ta tarım ihtisas şubesi açılması fikrinin kendisini de heyecanlandırdığını söyledi

Güzelyurt bölgesinin üretime dayalı yatırımlara ihtiyaç duyduğunu ifade eden Özçınar, Lefke ve Güzelyurt’un tarım bölgesi  olarak ilan edildiğini, İş Bankasının tarıma yönelik kredilendirme ve tarıma yönelik bir konsepti Güzelyurt’a taşımasının bir zenginlik olduğunu belirtti.

Özçınar, Güzelyurt’un da dünyadaki değişim ve gelişime ayak uydurması yönünde adımlar atıldığını görmenin memnuniyet verici olduğunu belirtti.

İş Bankası Genel Müdür Yardımcısı Sezgin Yılmaz, Türkiye’de 56 tarım ihtisas şubesi açtıklarını, bu şubelerde kuraklık, girdi maliyetleri, tarımda teknoloji gibi konularda bilgilendirme de yapıldığını, çiftçilerin sadece finansal yönden değil teknik yönden de yanında olmaya çalıştıklarını ifade etti.

Güzelyurt Şubesi’nin KKTC’nin ilk tarımda ihtisas sunan banka şubesi olacağını belirten Yılmaz, İş Bankası’nın Kıbrıs’a 70 yıl önce Kıbrıs Türk ekonomisinin ve refahını kalkındırmak amacıyla geldiyse, bugün de sürdürülebilir tarımda Kıbrıs Türkü’nün yanında olmak adına ihtisas şubesi açıklarını ifade etti.

Tahıl ve meyve üretimi alanlarında Kıbrıs Türkü’nü doyuran bölge olmasından dolayı tarım ihtisas şubesi için Güzelyurt Bölgesini seçtiklerini kaydeden Yılmaz, KKTC’nin yüzde 56’sının tarımsal arazi olmasına rağmen büyük bir bölümünde susuzluk ve kuraklık nedeniyle susuz tarım yapıldığını kaydetti.

Bu bağlamda susuz tarım tekniklerinin geliştirilmesi gerektiği düşüncesiyle Güzelyurt şubesinde tarımsal bilgilendirme yapılacağını ifade eden Yılmaz, Türkiye’de gübreleme, zirai ilaç kullanımı, sulama teknikleri, tarımsal ekipmanlarla ilgili yapılacak eğitimlerin Güzelyurt Şubesi’nde canlı ve interaktif şekilde yayınlanacağını söyledi. Yılmaz, buradaki üreticilerin de sorunlarıyla ilgili uzmanlara canlı soru sorma imkanı bulacağını kaydetti.

İş Bankası KKTC Ülke Müdürü Serhan Akşahin, İş Bankası’nın adadaki 70’nci yılı olması ve ülkede ilk tarım ihtisas şubesini açacak olmalarından dolayı bugünün “çok özel bir buluşma” olduğunu ifade etti.

Akşahin, İş Bankasının KKTC’de açtığı ihtisas şubesinin Kıbrıs Türk halkı ile İş Bankası arasındaki “güvenin en somut göstergelerinden biri  olduğunu kaydetti.

Güzelyurt’un narenciye, meyve ve sebzesiyle KKTC’nin özel bir bölgesi olduğunu belirten Akşahin, 2001’den beri hizmet veren Güzelyurt Şubesi’nin artık yeni bir misyonla hizmet vermeye devam edeceğini kaydetti.

Akşahin, “Yeni şube sadece bir yer değişikliği değil, Güzelyurt’un tarımsal potansiyeline ve üreticisine duyduğumuz değerin güçlü ifadesidir” dedi.

İş Bankası’nın üretimin her aşamasında üreticinin yanında olduğunu kaydeden Akşahin, 2025’in ilk altı ayında üreticilere 300 milyon kredi sağladıklarına işaret etti.

Akşahin, İş Bankası Güzelyurt Şubesi’nin artık sadece bir banka olarak değil bölge üreticisinin yol arkadaşı danışmanı ve destekçisi olarak görev yapacağını belirtti.

Devamını Oku

Kıbrıs

Meclis Genel Kurulu’nda nisap sağlanamadı. Öztürkler: “Gelecek olağan birleşim yeni yasama yılında olacak”

Published

on

By

Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu iki saatlik aranın ardından yeniden toplanma girişiminde bulundu ancak nisap yine sağlanamadı.

Meclis Başkanı Ziya Öztürkler’in, gelecek olağan birleşimin yeni yasama yılında yapılacağını söyleyerek, birleşimi kapattı. Böylece Meclis tatile girdi.

-Nisap sağlanamadı

Polis Örgütü (Kuruluş, Görev ve Yetkileri) (Değişiklik) Yasa Tasarısı görüşülürken, nisap yetersizliği nedeniyle saat 17.30 sıralarında oturuma ara verilmesinin iki saat sonrasında Genel Kurul yeniden toplanma girişiminde bulundu ancak nisap yine sağlanamadı.

Meclis Başkanı Ziya Öztürkler, İç Tüzüğün 85’inci maddesinin, nisapsızlık nedeniyle yapılamayan toplantının 24 saat sonraya ertelenmesini öngördüğünü kaydetti.

Anayasa’nın 81’inci maddesinin ise Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu’nun olağan toplantılarını Haziran ayı sonuna kadar yapabileceği kuralını düzenlediğine dikkat çeken Öztürkler, Meclis Genel Kurulu’nun bugünkü olağan toplantısını tamamlamadığını ve 1 Temmuz Salı günü itibarı ile Meclis’in tatile başlamış olacağını belirtti.

Alınan karar uyarınca Meclis tatili sırasında komitelerin çalışmalara devam edeceğini ifade eden Öztürkler, gelecek olağan birleşimin yeni yasama yılında olacağını söyleyerek birleşimi kapattı.

Meclis Genel Kurulu, bugünkü oturumun ardından tatile girdi.

Meclis İç Tüzüğü’ne göre, Cumhuriyet Meclisi, Temmuz ayının ilk günü başlayan tatilin ardından Ekim ayının ilk iş günü açılır.

 

Devamını Oku

Kıbrıs

Meclis oturumuna ara verildi. Seçim ve Halk Oylaması (Değişiklik) Yasa Önerisi komiteye geri çekildi

Published

on

By

Meclis Genel Kurulu’nda görüşülen Seçim ve Halk Oylaması (Değişiklik) Yasa Önerisi komiteye geri çekildi. Polis Örgütü (Kuruluş, Görev ve Yetkileri) (Değişiklik) Yasa Tasarısı görüşülürken, nisap yetersizliği nedeniyle oturuma ara verildi.

-“Tapu ve Kadastro Dairesi (Kuruluş, Görev ve Çalışma Esasları) Yasa Tasarısı”

Genel Kurul’da “Tapu ve Kadastro Dairesi (Kuruluş, Görev ve Çalışma Esasları) Yasa Tasarısı” ele alındı. İdari, Kamu ve Sağlık İşleri Komitesi Başkanı Sunat Atun, tasarıya ilişkin Komite raporunu sundu. İçinde bulunulan çağın teknoloji çağı olduğunu belirten Atun, bu çerçevede düzenlemeler yapıldığını söyledi.

Dairenin kapasite üstü yoğunluk yaşadığını dile getiren Atun, dairenin kapasitesinin artırılmasının önemli olduğunu kaydederek, “Çok iyi bir yasa hazırlandı. İnanıyorum ki dairenin önü açıldı” dedi.

Komiteden gelen yedi yasa tasarısının bugün Genel Kurul’da ele alınacağını kaydeden Atun, çalışmaları nedeniyle komite üyeleri, sendika ve STÖ temsilcileri ile meclis çalışanlarına teşekkür etti.

Tasarı madde madde görüşülmesi sonrasında oy birliğiyle onaylandı.

-Seçim ve Halk Oylaması (Değişiklik) Yasa Önerisi komiteye geri çekildi

Ardından Seçim ve Halk Oylaması (Değişiklik) Yasa Önerisi görüşüldü. Hukuk, Siyasi İşler, Dışilişkiler ve Savunma Komitesi Başkanı Yasemi Öztürk, tasarıya ilişkin raporu okudu.

UBP Milletvekili Oğuzhan Hasipoğlu öneri üzerine söz alarak, karma oyun kaldırılmasının söz konusu olduğunu ifade ederek, konunun diğer partilerle de istişare edildiğini belirtti.

Murat edilen partiye vurulacak mührün altındaki tercihin değil karma oy düzenlemesinin kaldırılması olduğunu ifade eden Hasipoğlu, dünyanın hiçbir yerinde karma oy uygulaması olmadığını belirtti. Hasipoğlu, son seçimlerde 14 bin oyun karmadan dolayı yandığını dile getirdi.

Muhalefetten “acele tavır”, “şeker suya mı düştü?” eleştirisi aldıklarını ifade eden Hasipoğlu, buna karşılık yapılan yanlışın düzeltileceği yanıtını verdiklerini söyledi. Bu öneriyi üç sene önce Meclis’in gündemine getirdiğini belirten Hasipoğlu, önerinin, komiteden önce partilerle görüşüldüğünü kaydetti ve muhalefetten de olumlu görüş olduklarını söyledi.

CTP Milletvekili Erkut Şahali ise, Hasipoğlu’nun hızlı şeritten ilerlemeyi tercih ettiğini ifade ederek, Meclis tarihinde Seçim ve Halk Oylaması Yasası’yla ilgili bütün değişikliklerin Ad-Hoc komite kurularak, yapıldığını hatırlattı.

Erken seçim konusunun UBP Parti Meclisi’nde görüşüldüğü ve toplantıdan bir gün sonra önerinin komiteye geldiği eleştirisinde bulunan Şahali, “Şeker suya mı düştü?” diye sordu.

Katılımcılığa açık bir duruş sergilenmesi gerektiğini belirten Şahali, bugünün koşullarına uyarlanmış propaganda düzenlemesine de ihtiyaç olduğunu söyledi.

CTP’nin demokratik süreçlerin sonuna kadar çalıştırıldığı bir süreçte karma oyun kaldırılmasına onay vereceğini aktaran Şahali, bu yasayla ilgili CTP’nin oyunun ret olacağını söyledi.

Başbakan Ünal Üstel ise, Seçim ve Halk Oylaması Yasası’nın uzun zamandır üzerinde çalışılması gereken bir yasa olduğunu belirtti.

Seçim sistemi değiştikten ve bölgeler ada geneli olduktan sonra hata oranının çok arttığını vurgulayan Üstel, yasanın güncellenmesi düşüncesinde olduklarını söyledi.

Birinci seçimde karma oyların yüzde 40’ının, ikinci seçimde yüzde 60’ının yandığını ifade eden Üstel, konuyla ilgili YSK ile de istişarelerde bulunduklarını belirtti.

Oyların heba olmaması için karma oyun kaldırılması gerektiğini belirten Üstel, “Bu bir adımdır” dedi. Üstel, “Geçirelim bunu. Daha sonra Ad-Hoc Komite kurarak, yasayı masaya yatıralım, barajı da yükseltelim, bölgeleri de konuşalım” diye konuştu.

Üstel, değişiklikle daha çok istikrarlı hükümet kurulacağı inancında olduklarını da dile getirdi.

CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman ise, yasa önerisinin 20 Mart’ta komiteden geçtiğini ifade ederek, CTP’li üyelerin karma oyun kaldırılmasına karşı olmadığını, katılımcılık ilkesine dikkat çektiğini söyledi.

20 Mart’tan bugüne üç ay geçtiğine işaret eden Erhürman, karmanın kalkmasıyla ilgili bir sorunları olmadığını kaydetti. Erhürman, “20 Mart’tan geçen yasa önerisini neden bugün getirdiniz?” sorusunu sordu.

UBP Milletvekili Hasipoğlu yerinden söz alarak, komite aşamasına gelmeden önerinin CTP’ye verildiğini belirtti.

“Her beceremediğiniz işi CTP’ye mi ciro edeceksiniz” diye soran Erhürman, “Lütfen artık oyunlardan vazgeçelim. Samimiyetimizle meclis çalışmalarına katkı koyuyoruz ama ilkelerimizden ödün vermeden” dedi.

UBP Milletvekili Oğuzhan Hasipoğlu yeniden söz alarak, tarihlerde bir sıkıntı olduğunu belirterek, “Bu alelacele getirilmiş bir öneri değil” dedi.

CTP’nin esasa ilişkin hiçbir önerisinin olmadığını kaydeden Hasipoğlu, “ ‘Diğer partileri davet etmediniz’, ‘Erken seçim naraları atılıyor dediniz’ ” diyerek, samimi olunmadığını belirtti.

Siyaset yapıldığı eleştirisinde bulunan Hasipoğlu, değişiklik isteniyorsa söylenmesi gerektiğini söyledi.

CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman ise, “Senin haddin değildir, benim samimiyetimi sorgulamak” dedi.

Yasa önerisinin komiteden oy çokluğuyla geçtiğini belirten Erhürman, Genel Kurul’da da bunun oy çokluğuyla geçeceğinin bilinmesi gerektiğini söyledi.

“Komitede oy çokluğuyla geçirdiğiniz öneriyi neden üç ay beklettiniz?” sorusunu soran Erhürman, öneriye “hayır” denmesinin sebeplerinin komitede söylendiğini belirtti.

UBP Milletvekili Oğuzhan Hasipoğlu yeniden söz alarak, “Esasa ilişkin öneriler ortaya konacaksa, Temmuz ve Ağustos’ta öneriyi komitede yeniden görüşelim” diyerek, Ağustos’ta olağanüstü toplantı planı olduğunu kaydetti.

Ardından Hukuk, Siyasi İşler, Dışilişkiler ve Savunma Komitesi Başkanı Yasemi Öztürk söz alarak, yasa önerisinin yeniden değerlendirilmek üzere komiteye geri çekilmesini önerdi. Öneri, oy birliğiyle kabul edildi.

-Polis Örgütü (Kuruluş, Görev ve Yetkileri) (Değişiklik) Yasa Tasarısı

Genel Kurul’da daha sonra Polis Örgütü (Kuruluş, Görev ve Yetkileri) (Değişiklik) Yasa Tasarısı ele alındı. İdari, Kamu ve Sağlık İşleri Komitesi Başkanı Sunat Atun, tasarıya ilişkin raporu okudu.

CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman tasarı üzerine söz alarak, bu akşam Polis Teşkilatı’nın kuruluş yıl dönümü olduğunu belirterek, “Hayırlı olsun” dedi. Polis Genel Müdürü’nün emekliye ayrılacağını ifade eden Erhürman, tasarının bu konuyla da ilgili olduğuna dikkat çekti.

Yasanın genel gerekçesini okuyan Erhürman, yasa değişikliği olmadan Polis Genel Müdürü ve yardımcılarının atanabileceğini belirtti. Erhürman, böyle bir ihtiyaç varsa bunun Polis Genel Müdürlüğü’nden veya Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı’ndan gelmesi gerektiğini belirtti.

Buradaki inisiyatifin PGM’nin değil siyasetin ihtiyaçlarına binaen gibi göründüğünü ifade eden Erhürman, “Neden böyle bir ihtiyaç yokken, siyaseten havuzu genişletme ihtiyacı duydunuz?” sorusunu sordu.

Böyle bir düzenlemenin hiyerarşiyi bozacağını ifade eden Erhürman, teşkilatın içerisindeki insan kaynaklarının har vurup, harman savrulacağını söyledi.

Teşkilatın bu devletin göz bebeği olduğunu dile getiren Erhürman, ret gerekçelerinin bunlardan ibaret olduğunu kaydetti, “Son derece yanlış bir işe imza atılmak üzeredir. Bunu yapmayın” dedi.

CTP Milletvekili Devrim Barçın da, Polis Genel Müdürü’nün yaş haddinden emekliliği geldiğini belirterek, bu münhale başvuru hakkına sahip üç kişi olduğunu söyledi.

Şu anda Polis Genel Müdür Yardımcılığı’na atamayı konuştuklarını dile getiren Barçın, “Polis Genel Müdür Yardımcılığı kadrolarının boşalacağını nereden biliyorsunuz?” diye sordu. Adaylar arasından kimin atanacağının belli olduğunu ifade eden Barçın, “Bize havuzu dolduracağız demeyin çünkü havuz dolu” dedi.

İlçe Polis Müdürü diye bir kadro olmadığı eleştirisinde de bulunan Barçın, “Polis Müdürü, Polis Müdürü’dür” dedi. Barçın, yasa geçtiğinden murat edilene ulaşılamayacağını belirtti.

CTP Milletvekili Erkut Şahali de, “Bu yasa hem bir ödül hem bir ceza yasasıdır” diyerek, halihazırda Genel Müdür olarak atanabilecek üç, genel müdür yardımcısı olarak atanabilecek iki kişi olduğunu kaydetti.

Yasanın, atanmaya elverişli olan Polis Müdürlerinin önünün kesilmesine yönelik bir ceza yasası olduğunu ifade eden Şahali, bugün atamanın yapılması için Polis Örgütü Yasa Tasarısı’nın görüşülmesinin öne çekildiğini belirtti.

Polis Teşkilatından kamu güvenliği açısından beklentilerin hat safhada olduğunu belirten Şahali, “Polisten elinizi çekeceksiniz” dedi. Bu sürecin zorlu bir süreç olduğunu dile getiren Şahali, sıralı süreçlerin harfiyen yerine getirilmesi, dıştan müdahale yapılmaması gerektiğini kaydetti.

Şahali, vicdan sahibi vekillerin buna olumlu oy vermemesi gerektiğini söyledi.

Konuşmaların sonrasında nisap yetersizliği nedeniyle oturuma ara verildi.

T

Devamını Oku

Trending

Reklam