Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Meclis Genel Kurulu milletvekillerinin güncel konuşmaları ile devam ediyor

Published

on

Denetim işleviyle yeni dönemin ikinci toplantısını yapan Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu, Başkanlığın Genel Kurula sunuşlarının tamamlanmasının ardından milletvekillerinin güncel konuşmalarıyla devam etti.

Meclis Başkanı Zorlu Töre başkanlığında saat 11.00’de toplanan ve 16 milletvekilinin güncel konuşma istemi bulunan Genel Kurul’da ilk sözü alan CTP Milletvekili Ongun Talat, “Son Siyasi Gelişmeler” konulu konuşma yaptı.

– Talat: “Yaz dönemi hükümetin beceri yoksunu icraatları ile geçti”

CTP Girne Milletvekili Ongun Talat konuşmasında, yasama yılı tatilinde ülkede yaşananlardan bahsederek, yaz aylarının “hükümetin beceri yoksunu icraatları” ile geçtiğini ifade etti.

Hükümetin yaz aylarındaki icraatları arasından belediye seçimleri ile ilgili yasaları muhalefetin itirazlarına rağmen geçirmek, Kıb-Tek ihaleleri, Gazimağusa, İskele ve Yeniboğaziçi Bölgesi Geçiş Süreci 2 Emirnamesini bir gecede iptal etme gibi konuları sıralayan Talat, Hükümeti kaos yaratmakla suçladı.

Yasama tatilinde yaşanan en çarpıcı gelişmenin Faiz Sucuoğlu’nun UBP başkanlığından ayrılması olduğunu söyleyen Talat, bunun Türkiye Cumhuriyeti Elçiliği tarafından yürütülen bir süreç olduğunu savundu. Ünal Üstel’i “görevlendirilmiş başbakan” ve “görevlendirilmiş parti başkanı” olarak niteleyen Talat, bu durumun halk vicdanında kabul görmediğini de vurguladı.

Cumhurbaşkanlığı ve Cumhuriyet Meclisi Yerleşkesi konusuna da değinen Talat, bu projeyi “TC iktidarının kültürel ve ideolojik hegemonyasını Kıbrıs’ın kuzeyine yayma girişimi” olarak değerlendirdi. Yerleşke içerisinde cami olmasını da eleştiren Ongun Talat, bunun laik cumhuriyet ilkelerine bir saldırı olduğunu öne sürdü ve “Toplum liderinin bulunduğu bir yerleşkede caminin işi nedir?” diye sordu.

Cumhurbaşkanlığı ve Cumhuriyet Meclisi Yerleşkesinin KKTC’nin kurumlarının tasfiyesinin bir simgesi olduğunu ifade eden Talat, bakanlar ve hükümet mensubu milletvekillerinin bu projeyi desteklemek için yaptıkları açıklamaları, “Bir yerden düğmeye basıldı ve birçok bakan ve milletvekili tek kalemden çıkmış gibi olan bir propaganda çabasına girdi. Bu külliye sizin şatafatlı açıklamalarınızın değiştiremeyeceği bir şekilde halkın ihtiyacı değildir” sözleri ile eleştirdi.

“Külliyeye karşı çıkmak sadece inşaata karşı çıkmak değildir, Kıbrıslı Türklerin iradesine sahip çıkmak anlamına geliyor, kültürüne sahip çıkmak anlamına geliyor” diyen Talat, külliye ile Türkiye’nin yoksul halkına bir külfet yaratıldığını da söyleyerek, hükümeti sağduyulu olmaya çağırdı.

– Toros: “Özgür irade, biata zorlayan dış etkenlerin bilincine varmayı ve emrivaki eylemlerden kurtulmayı gerektirir”

“Mesele Külliye Değil; İradenin Kıbrıs Türk Halkında Olmasıdır” konulu güncel konuşma istemi ile kürsüye çıkan CTP Milletvekili Toros, özgür iradenin önemine vurgu yaparak, “Özgür irade, biata zorlayan dış etkenlerin bilincine varmayı ve emrivaki eylemlerden kurtulmayı gerektirir” dedi.

Son yılarda yaşanan ekonomik sıkıntılara değinen Toros, toplumda gittikçe artan mutsuzluğun savaş yıllarını aratmadığını ifade etti ve bu sıkıntılar yaşanırken Cumhurbaşkanlığı ve Cumhuriyet Meclisi Yerleşkesi yapılmasının kabul edilemez olduğunu söyledi. “Meclis binasını bu halk kendi yapmaya muktedirdir” diyen Toros, eğitim sağlık gibi konuların daha öncelikli olduğunu vurguladı.

Fikri Toros, “Türkiye Cumhuriyeti’nden beklentimiz Kıbrıs Türk halkının kendi ayakları üzerinde durmasına destek vermesidir” diyerek, halkı gerçek anlamda kalkındıracak olanın BM kriterlerinde bir çözüm olduğunu söyledi ve Güven Yaratıcı Önlemlerin müzakere edilerek bir an önce hayata geçirilmesini istedi.

Toros, Kıbrıslı Türklerin özgür iradesinin aşındırıldığını da kaydederek, erken genel seçime giderek halk iradesinin yenilenmesi gerektiğini de vurguladı.

– Taçoy: “CTP sadece tribünlere oynuyor”

Eleştirilere yanıt vermek için söz alan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Hasan Taçoy, CTP’nin sadece tribünlere oynamakla suçladı.

Mevcut Meclis binasında milletvekillerinin odalarında çalışma imkanına sahip olmadığı, personelin yeterli odası olmadığı gibi şikayetler olduğunu anlatan Taçoy, yıllardır Meclis’in taşınması için çalışmalar yapıldığını aktardı. Taçoy, “Şimdi bunu bir şekilde gerçekleştiriyoruz, bu bina yapılacak” diyerek, Çok daha fazla çalışma mekanları olacak yeni meclisin demokrasiye daha fazla hizmet edebileceğine inanç belirtti.

Kıbrıs sorununa da değinen Taçoy, “Güney Kıbrıs Rum Yönetimi elinde tuttuğu bir cumhuriyeti sizinle paylaşmaz, paylaşmaya da niyeti yoktur” diye konuştu.

Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın BM Genel Kurulunda KKTC’nin tanınması konusunda yaptığı çağrıyı anımsatan Taçoy, iki devletlilik görüşünün birçok kişi tarafından kabul edildiğini kaydetti.

Ekonomi ile ilgili de konuşan Taçoy, “Her para birimi kendi içinde değerlidir. Türk Lirası da Türk Lirası içinde değerlidir” dedi.

– Şahiner: “Sayın Arıklı döneminde rafineri opsiyon belgesi ve gemi opsiyon belgesi şartı kaldırıldı”

CTP Milletvekili Salahi Şahiner ise “Kıb-Tek’in Bir Türlü Sonuçlandırılamayan Akaryakıt İhalesi” konulu bir konuşma yaptı.

Kıb-Tek’te yaşanan ihale süreçlerinden bahseden Şahiner, “Belli ki hükümetin yaptıkları ve yapacakları yüzünden bu konuyu daha çok konuşacağız” dedi.

Güngör Katı Atık Depolama Tesisinin işletilmesi ile ilgili ihaleye çıkılacağını ve bunun 29 yıllık bir özelleştirme ihalesi olduğunu belirten Şahiner, bu tesiste üretilen elektriğin Elektrik Kurumu’na pahalıya satacağını rakamlar vererek anlattı ve ihalenin durdurulması gerektiğini vurguladı.

Kıb-Tek’in Akaryakıt Temin ve Taşıma İhalesi süreçlerine de değinen Şahiner, 6 yıl boyunca ülkeye yakıtın sıkıntısız bir şekilde geldiğini ve sıkıntıların Erhan Arıklı’nın Ekonomi ve Enerji Bakanlığı döneminde başlayarak sonrasında da devam ettiğini savundu.

Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Erhan Arıklı’nın Ekonomi ve Enerji Bakanlığı döneminde başlayan ve devam eden doğrudan alımlarla Kurumun 250 milyon TL zarar ettiğini savunan Şahiner, süreçlerin şaibeli olduğunu kaydetti.

İhale süreçlerinin hangi hallerde iptal edilebileceğini yasadan okuyan Şahiner, başbakanın telefonu ile ihalenin iptal edilemeyeceğini, kesin karar açıklandıktan sonra başbakanın ihaleyi iptal etme yetkisi olmadığını vurguladı ve birinin ara emri başvurusu yapması halinde kazanacağını anlattı.

Arıklı’nın bakanlığı döneminde ihalelerde rafineri opsiyon belgesi ve gemi opsiyon belgesi gibi belgelerin aranmasının kaldırıldığını aktaran Salahi Şahiner, bunu bazı şirketlerin ihalede önünü açmak için yapılan değişiklikler olduğunu öne sürdü.

– Şan: “İhale, Elektrik Kurumu’ndan gelen talep doğrultusunda Bakanlar Kurulu’nun kararı ile iptal edildi”

Maliye Bakanı Alişan Şan, CTP Milletvekili Salahi Şahiner’e yanıt vermek üzere söz aldı.

Güngör Katı Atık Tesisinin ihalesinin şu anda açık olduğunu belirten Şan, katı atık tesisinden elektrik alımı konusunda Şahiner’in ortaya koyduğu rakamların doğru olması halinde bunun uygulanabilir olmayacağını belirterek, konuyu araştıracağını söyledi. Şan, gerek duyulması halinde ihalenin ileri bir tarihe ertelenmesinin de söz konusu olabileceğini aktardı.

İhale yasasına göre ani ve beklenmeyen veya öngörülemeyen olayların ortaya çıkması hallerinde pazarlık usulü ihale açılabileceğini anlatan Şan, Kıb-Tek’te öngörülememezlik nedeniyle pazarlık usulü ihaleye çıkıldığını kaydetti.

“Bir firmaya peşkeş çekildiği” iddiasına da yanıt veren Şan, iptal edilen ihalenin İçkale’ye verildiğini anımsatarak, “Biz bu firmaya kıyak yapmak istemişsek neden ihaleyi iptal edelim?” diye sordu.

Önümüzdeki hafta yakıt temin ve taşıma ihalesinin sonuçlanmasını temenni eden Şan, ülkeyi enerjisiz bırakmamanın önemine vurgu yaptı.

Şahiner’in yerinden Şan’a “Rafineri opsiyon belgesi, gemi opsiyon belgesi gibi kriterlerin ihale şartnamesinden neden çıkarıldığını” sorması üzerine Şan, “Gemi opsiyon belgesi kaldırıldı ancak gemide aranan bazı özellikler kaldırılmadı” diyerek, gemilerde aranan özelliklerden örnekler verdi.

“Başbakanın ihaleyi iptal etme yetkisi var mı?” soruna ise Şan, Elektrik Kurumu’ndan gelen talep doğrultusunda Bakanlar Kurulu’nun iptal kararını ürettiğini söyledi.

Ceyhun Birinci’nin “Elektrik faturalarının düşürülmesi konusunda bir çalışma var mı?” sorusuna ise Bakan Şan, “Evet bir takım çalışmalarımız var, bunları paylaşmak için erken” dedi.

Alişan Şan’ın yanıtları üzerine yerinden söz alan CTP Milletvekili Salahi Şahiner, İçkale firmasının evraklarında sıkıntı olduğunu söyledi. Akaryakıt temini ve taşımacılığının en fazla 38 dolar olduğunu söyleyen Şahiner, “150 dolara taşımacılık olmaz… Trend 150 dolarlarda değildi Sayın Amcaoğlu ihaleyi açtığında, trend 30-40 dolarlardaydı” dedi. İşlerin yanlış yürütüldüğünü vurgulayan Şahiner, bu şekilde devam edilmesi halinde kış aylarında ülkenin karanlıkta kalacağı uyarısında bulundu.

– Şahali: “Son iki yılda 9 ihalenin 7’si iptal edildi”

CTP Erkut Şahali ise “KIB-TEK, TÜK, Liman İşletme-Marina İhaleleri ve Hukuk Devleti Bağlamında Külliye” konulu güncel konuşma istemi ile söz aldı.

Kıb-Tek ile ilgili Alişan Şan’ın öngöremedikleri sebeplerden süratli davranmak için pazarlık usulü ihaleye çıkıldığı ifadelerini eleştiren Şahali, adrese teslim iş görme hevesinden dolayı ülkede elektrik sıkıntısının baş gösterdiğini savundu. Son iki yılda 9 ihalenin 7’sinin iptal edildiğini aktaran Şahali, bu grafiğin güven vermediğini vurguladı.

İhalesiz akaryakıt alımlarından “birilerinin cebine oluk oluk para aktığını” öne süren Şahali, ihalesiz akaryakıt alımı durumunu yaratan kişinin ise bu hükümetin en küçük ortağı olduğunu ifade etti.

Erhan Arıklı’nın “spot piyasadan alım yapma” önerisi yaptığını belirterek eleştiren Şahali, spot piyasanın sipariş edenin almaya uygun bulmadığı mallardan oluştuğunu vurguladı.

Toprak Ürünleri Kurumu’nda (TÜK) arpa alımıyla ilgili süreçleri de eleştiren Şahali, ihale yasasının bertaraf edildiğini ve pahalıya arpa alındığını savundu.

Mağusa ve Girne Limanları’nın iş hacminin 3 buçuk milyon dolar olduğunu ve maksimum cirosu 8 milyon olacak 2 yıllık ihale için 10 milyon dolar teminat istendiğini anlatan Şahali, “İhaleyi kimin kazanacağını size şimdiden söyleyebilirim. Çünkü bu işe ya işten hiç anlamayan ya da aklanacak parası olan girer. Bu ihaleye bu koşullarda sadece aklanacak parası olan girer” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanlığı ve Cumhuriyet Meclisi Yerleşkesinden de bahseden Şahali, Meclis binasında oda yetersizliği nedeniyle kaç vekilin rahatsız olduğunu sordu ve odasını bilmeyen milletvekilleri olduğunu savundu.

Meclis binası ve saraya ihtiyaç olmadığını vurgulayan Şahali, bu yerleşkenin yapımına yerel otoriteyi yok sayarak başlanmasını da eleştirdi.

– Çavuşoğlu: “Sorun ihale sisteminde”

Erkut Şahali’ye yanıt vermek için söz alan Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu, Kıb-tek ile ilgili UBP’nin muhalefette olduğu dönemde de tartışmalar yaşandığına işaret ederek, sorunun ihale sisteminde olduğunu savundu ve Kıb-Tek’te ifade edilen rakamlardan herkesin rahatsız olduğunu belirtti.

Kıb-tek’in herkesin ortak gailesi olduğunu vurgulayan Çavuşoğlu, kurumla ilgili “kısır tartışmalar”ın bırakılması ve sorunların araştırılıp ortaya çıkarılması gerektiğini kaydederek, sorunlar kökünden çözülmeden şaibelerin de ortadan kalkamayacağını söyledi.

Toprak Ürünleri Kurumu ile ilgili de konuşan Çavuşoğlu, kurumun iyileşen bir yer olduğunu ifade etti. Kendisinin Tarım Bakanlığı döneminde, elzem alımlarda tüm firmalara mail yoluyla ulaşarak alımlar yaptıklarını belirten Çavuşoğlu, Tarım Bakanı Dursun Oğuz’un da işleri şeffaflıkla yürüttüğüne de inanç belirtti.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

LTB Başkanı Harmancı:Çocuklar için harcanması gereken kaynaklar kişisel çıkarlar uğruna kullanılıyor

Published

on

By

Lefkoşa Türk Belediyesi(LTB) Başkanı Mehmet Harmancı, çocuklara yönelik hizmetler için harcanması gereken kaynakların kişisel çıkarlar uğruna kullanıldığını savundu.

Harmancı Dünya Çocuk Hakları Günü dolayısıyla yayınladığı mesajda Harmancı, devlet görevleri arasında, çocuklar başta olmak üzere, toplumdaki kırılgan kesimlerin korunmasının birinci sırada geldiğini söyledi. Bunun da her şeyden önce eğitim, sağlık, sosyal hizmetler ve çocuk koruma hizmetleri gibi kamusal hizmetlerin, yarının ihtiyaçları da öngörülerek geliştirilmesi gerektirdiğini belirten Harmancı, şöyle dedi: “Onları koruyacak, sağlıklı, mutlu ve özgür bireyler olarak gelişmelerine katkı sağlayacak yatırımların yapılması gerekirken, kamu kaynaklarının kişisel ve zümresel çıkarlar uğruna talan edildiğine şahit oluyoruz. Ve koruyamıyoruz. Sağlık sorunlarından, çevre kirliliğinden, olası doğal afetlerden, trafikten, şiddetten, fırsat eşitsizliğinden, adaletsizlikten çocuklarımızı koruyamıyoruz.”

Harmancı, çocukların, haklarını bilen ve bu hakları talep eden bireyler olarak yetiştirilmesi gerektiğini kaydetti. LTB ve SOS Çocuk Köyü iş birliğinde düzenlenen Çocuk Hakları Festivali’nin bu yıl “hak ediyorum, hak istiyorum!” sloganıyla düzenlendiğini hatırlatan Harmancı, “Çocukların bu talebini, yaygınlaştırma ve onların seslerini yükseltme sorumluluğumuz var” dedi.

LTB Başkanı Harmancı, Kıbrıs’ın kuzeyinin uzun yıllardır uluslararası hukuk sisteminden kopuk olmanın evrensel insan haklarını hiçe saymak için fırsat bilen bir devlet anlayışıyla yönetildiğini, bunun en ağır bedelini de çocukların ödediğini ileri sürdü.

-LTB’nin çocuklara yönelik hizmetleri

LTB’nin bünyesindeki El Ele Kreşinin her yıl 30 çocuğa okul öncesi eğitim verdiğini belirten Harmancı, LTB’nin özel kreşlerle geliştirdiği iş birliği sayesinde okul öncesi eğitim verdikleri çocuk sayısını 40’a çıkardıklarını belirtti.

Lefkoşa Çocuk Merkezi’nde yaklaşık 60 çocuğa okul sonrası eğitim desteği verildiğini bunun yanında farkındalıklarını artıracak, bireysel ve sosyal becerilerini geliştirecek çeşitli kurs imkanları sunduklarını belirten Harmancı, “Her çocuğun oyun hakkından güvenli bir şekilde faydalanabilmesi için bir yandan erişilebilir mahalle parklarına öncelik verirken, çok fonksiyonlu bölge parklarımızı çoğaltmak için çalışmaya devam ediyoruz. Çocukları farklı sanat ve spor dallarıyla buluşturmak için yıl boyu çeşitli organizasyonlar ve kurslar düzenliyoruz”

-Lefkoşa Maratonu çocuk sağlığı yararına düzenlenecek

Lefkoşa Maratonu’nun 1 Aralık tarihinde düzenleneceğini hatırlatan Harmancı “Bu yıl çocuklarımızın sağlık hakkına dikkat çekmek ve ihtiyaç duyulan sağlık hizmetlerine bir nebze de olsun katkı koyabilmek için Dr. Burhan Nalbantoğlu Hastanesi Çocuk Onkoloji Servisi için koşuyoruz, herkesi destek vermeye davet ediyoruz” dedi.

Devamını Oku

Kıbrıs

Başbakanlık bütçesi oy çokluğuyla komiteden geçti

Published

on

By

Cumhuriyet Meclisi Ekonomi, Maliye, Bütçe ve Plan Komitesi, 1 milyar 969 milyon 523 bin TL olarak öngörülen Başbakanlık oy çokluğuyla kabul etti.

Ekonomi, Maliye, Bütçe ve Plan Komitesi Başkanı Resmiye Eroğlu Canaltay başkanlığındaki komite toplantısına Meclis Başkanı Ziya Öztürkler ve Başbakanlık Müsteşarı Hüseyin Cahitoğlu da katıldı.

-Şahiner

Görüşmede ilk sözü CTP Lefke Milletvekili Salahi Şahiner aldı. Bütçeye yönelik madde madde değerlendirmelerde bulunan ve sorular soran Şahiner, Kıb-Tek başta olmak üzere Başbakanlığa bağlı kurumların bütçe kalemlerini ele aldı.

-Barçın

CTP Lefkoşa Milletvekili Devrim Barçın da, bütçenin komiteye eksik gönderildiğini ifade ederek, Başbakanlığın Kıb-Tek’in bütçesini ısrarla yasaya rağmen komiteye getirmediğini, bütçenin kamuoyundan gizlendiğini savundu. Barçın, Kıb-Tek bütçesinin komiteye sunulmasını istedi.

Ekonomi, Maliye, Bütçe ve Plan Komitesi Başkan Yardımcısı, CTP Gazimağusa Milletvekili Erkut Şahali de, Kıb-Tek bütçesinin geçen yıl da komiteye getirilmediğini söyledi. Yasanın emrine rağmen bunun yapılmadığına işaret eden Şahali, bu uygulamanın nedenini sordu.

Ekonomi, Maliye, Bütçe ve Plan Komitesi Başkanı Resmiye Eroğlu Canaltay da, zaman kaybedilmemesi için bütçeyi görüşmeye devam edeceklerini, ancak Kıb-Tek bütçesinin takipçisi olacaklarını söyledi.

Konuşmasına devam eden CTP Lefkoşa Milletvekili Barçın, Sanayi ve Ticaret Odalarının eylemine işaret etti. Eyleme destek belirterek, teşvik rakamlarına değinen Barçın, elektrik fiyatlarındaki yükselişler nedeniyle teşviklerin anlamının kalmadığını ve büyük bir kayıp yaşandığını kaydetti.

Maliye Bakanlığı’na bu konuda eleştirilerde bulunan Barçın, geçici işçi ödenekleri ve istihdamlara ayrılan kaynağa işaret ederek, esnaf, üretici ve sanayiciye kaynak yaratılmamasının açıklanmasını istedi.

Barçın, Başbakanlık bütçesini madde madde değerlendirerek, yorumlarda bulundu. Bütçedeki kalemlerin neye göre artırıldığını, kime göre planlandığını soran Barçın, bütçe disiplininin yok edildiğini ve tarihi bir bütçe açığıyla yeni döneme girileceğini ifade etti. Barçın, mali disiplinin nasıl sağlanacağı merak konusu olan bütçeyi “yalan dolan” diye niteledi.

Hane halkına yönelik yapılan yardımların yapılması gerektiğini ancak bunun neye göre belirlendiğini soran Barçın, eleştirilerde bulunarak, spora yapılan yardımların da kesildiğini ve bireysel sporculara önem verilmesi gerektiğini söyledi.

-Şahali

CTP Gazimağusu Milletvekili Erkut Şahali de konuşmasında, Başbakan Ünal Üstel’in komite toplantısında yer almamasının eleştirerek, bunun ciddi bir sorun olduğunu çünkü burada konuşulanların adrese ulaştığından emin olmadığından belirtti.

Siyasetin bürokrasiyle karşı karşıya gelmesinin doğru olmadığını kaydederek, Yüksek Mahkeme başkanının katıldığı komite toplantısında milletvekili olan Başbakanın yer almamasının doğru olmadığını ifade eden Şahali, genel kurulda tutumunun daha sert olacağını ve bütçeyi bürokratlarla tartışamayacağını söyledi.

Erkut Şahali, bütçeye yönelik söyleyecek çok şeyi bulunduğunu ancak siyasi olarak aldığı talimatı yerine getirecek bürokratlarla savaşmak gibi bir amaçları olmadığını kaydetti.

-Özuslu

CTP Lefkoşa Milletvekili Sami Özuslu da, bütçeyi bürokratlarla değil siyasetçilerle tartışmayı tercih ettiklerini söyledi. Kamudaki verimsizliği ve eksiklikleri siyasilerle tartışmaları gerektiğini vurgulayan Özuslu, “külliyeye” giden kaynakları ve ödenen kira bedellerinin ne olduğunu konuşmaları gerektiğini söyledi. Özuslu, sağda solda kiralanan binalarda çalışan bir çok devlet kurumunun oraya taşınabileceğini kaydetti. Konunun Türkiye ile birlikte istişare edilebileceğini ifade eden Özuslu, okul, hastane ve yeni kamu binaları ihtiyacı varken, altyapı ve karayollarının geliştirilmesi gerekirken “külliye” ile yeni bir devlet yaratılmaya çalışıldığını ve bunun “boyumuzu aşan” bir noktaya geleceğini savundu. Cumhurbaşkanlığının elektrik giderlerinin 7 milyondan 142 milyon TL’ye çıkarılırken, Meclis’te de durumun pek farklı olmadığını belirten Özuslu, bu binaların kamu amaçlı kullanılmasını istedi.

BRT’de de saatlik ödemelerle suç işlenerek, işçi çalıştırıldığını savunan Özuslu, devlet yapısı bozularak, devlet hafızasının kaybedildiğini iddia etti. Kamunun yönetilebilirlikten çıktığı eleştirisinde bulunan Özuslu, tüm bunlardan dolayı bu bütçeyi görüşmek, konuşmak istemediğini söyledi.

-İncirli

CTP Lefkoşa Milletvekili Sıla Usar İncirli de, aslında odadaki herkesin, ülkedeki diğer insanlar gibi sorun ve sıkıntıların farkında olduğunu belirterek, tarihi bir bütçe açığıyla karşı karşıya olduklarına işaret etti.

İncirli, hükümetten bu sıkıntı ve sorunlarla ilgili bazı açıklamalar beklediklerini kaydederek, bütçe açığının nasıl azaltılacağı, tasarrufların ne olacağı, vergi ve diğer gelirlerin nasıl artırılacağı ve yolsuzluklar hakkındaki açıklamaları duymak istediklerini kaydetti.

Bu konuda dürüst olunması gerektiğini ifade eden İncirli, halkı kandırmakla ellerine bir şey geçmediğini dile getirdi. İncirli, adaletli vergi sistemi yaratılması gerektiğini belirterek, kayıt dışı ekonominin önüne başka türlü geçilemeyeceğini ifade etti.

Teşviklerin önemine işaret eden İncirli, ülke ekonomisine katkılarından dolayı bu konuda dürüst açıklama ve çalışma gerektiğini kaydetti.

Kamuda verimsizlik olduğunu ve reformun geciktirilmemesi gerektiğini ifade eden İncirli, verimliliği artıracak adımların gecikmeden atılması gerektiğini söyledi.

-Şahiner

CTP Lefke Milletvekili Salahi Şahiner yeniden söz alarak, bütçe açığı ve “sözde” verilerle geleceğe hazırlanmaya çalıştıklarını ifade ederek, önümüzdeki yıl ülkeyi kaosun beklediğini savundu.

Şahiner, önümüzdeki yıl için tahmini hayat pahalılığı oranının bütçede daha yüksek öngörüldüğünü işaret ederek, bunun nasıl bulunduğunu sordu. Şahiner, üreticiye, esnafa ve sanayiciye destek verilmemesini de eleştirdi.

Doğru yerlere doğru desteklerin verilmesi durumunda bazı sıkıntıların daha kolay çözüleceğini söyleyerek, örnekler veren Salahi Şahiner, elektrikte doğru adımların atılması durumunda esnafın, üreticinin, sanayicinin ve bunun sonucunda piyasanın çıkmaza düşmeyeceğini ve pahalılığın oluşmayacağını ifade etti. Şahiner, aksi halde çok daha kötü bir durumun ortaya çıkacağını savundu.

Şahiner, elektrikte özel bir şirketten hizmet alımın devam etmesi ve fiyatların yükselmesi durumunda piyasanın daha da pahalılaşacağını ifade ederek, atılacak adımların önemine vurgu yaptı.

Kamuoyundan bazı bilgilerin gizlendiğini de savunan Şahiner, bazı şirketlere yapılan vergi indirimlerini eleştirdi ve şeffaf olunmasının önemine değindi. Şahiner, verilerin gerçek bir şekilde kamuoyu ve Meclis ile paylaşılması gerektiğini ifade ederek, denetime de ayrı önem verilmesi gerektiğini söyledi.

Salahi Şahiner, yasaların da zamanında ve düzgün bir şekilde meclis komitelerine gelmesinin önemine vurgu yaptı.

Konuşmaların ardından Başbakanlık bütçesi oy çokluğuyla komiteden geçti. Komite, oylamadan sonra öğle arası verdi.

Ekonomi, Maliye, Bütçe ve Plan Komitesi’nin öğleden sonra 1 milyar 936 milyon 92 bin TL’lik Başbakan Yardımcılığı, Turizm, Kültür, Gençlik ve Çevre Bakanlığı bütçesini ele alması bekleniyor.

Devamını Oku

Kıbrıs

“Kuzey Kıbrıs’ta Çocuk Hakları ve Hak İhlalleri” konulu basın toplantısı düzenlendi

Published

on

By

20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü çerçevesinde alanda çalışan 5 sivil toplum örgütü “Kuzey Kıbrıs’ta Çocuk Hakları ve Hak İhlalleri” konulu basın toplantısı düzenledi.

Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS), Kıbrıs Türk Barolar Birliği (KTBB), Evrensel Çocuk Hakları Derneği (EÇHD), Kıbrıs Türk Pediatri Kurumu (KTPK) ve Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği (KTTB) tarafından düzenlenen toplantıda, ülkedeki çocuk hakları ihlallerine dikkat çekildi, önlemeye yönelik tedbirlerin alınması için harekete geçilmesi çağrısında bulunuldu.

Toplantıda, çocukların şiddet, ihmal ve istismar gibi durumlarla karşılaşması yaygın bir sorun olarak ele alınarak, bu ihlallerin çoğunlukla gizli kaldığı ve cezasızlıkla sonuçlandığına dikkat çekildi.

“Eğitimde eksiklik, yasal düzenlemelerin çağın gerisinde kalması ve uygulamada etkisiz olunması” gibi sıkıntıların vurgulandığı toplantıda, göçmen ve mülteci çocukların da temel haklarına erişimlerinin ciddi anlamda kısıtlandığı belirtildi.

Bir takım çözüm önerileri paylaşılan toplantıda, Çocuk İzlem Merkezi’nin (ÇİM) kurulması, yasal düzenlemelerin güncellenmesi, okullarda koşulların iyileştirilmesi ve uyum programlarının geliştirilmesi gibi öneriler paylaşıldı.

Lefkoşa Eziç Restoran’da düzenlenen toplantıda, Kıbrıs Türk Barolar Birliği adına Aslı Murat, Evrensel Çocuk Hakları Derneği adına Beste Aybars Aligüllü, KTÖS adına Eğitim Sekreteri Süleyman Gelener, Kıbrıs Türk Pediatri Kurumu adına Figen Gülen İnce ve Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği adına Ceyhun Dalkan söz aldı.

Konuşmalarının ardından, KTÖS Hukuk Danışmanı Öncel Polili de değerlendirmede bulundu.

– Murat: “Çocuklar, hakları konusunda yeterli eğitimi alamıyor, şikayet makamlarına erişemiyor”

Kıbrıs Türk Barolar Birliği adına söz alan Aslı Murat, basın toplantısında yaptığı konuşmada, çocuk hakları konusunda ülkenin durumunun “çok kötü” olduğu değerlendirmesini yaparak, çocukların hakları konusunda yeterli eğitimi alamadığını ve şikayet makamlarına erişimde ciddi sıkıntılar yaşadığını kaydetti.

Murat, çocukların haklarını öğrenmesinin sorunların çözümünde ilk adım olduğunu belirterek, bu konuda devletin bir “vizyon ya da politikası olmamasını” eleştirdi, çocuklarla çalışan kişilerin tek çatı altında çalışabileceği bir kurumsal yapı olması gerektiğini belirtti.

Çocuğun cinsel istismarının ülkenin en büyük toplumsal sorunlarından biri olduğunu söyleyen ve her gün artmakta olduğu uyarısında bulunan Murat, istismara uğramış bir çocuğun fiziksel ve psikolojik anlamda desteklenmesi ve takibinin yapılması konusundaki eksikliklere de dikkat çekti.

Çocuklarla ilgili yasal düzenlemeler hakkında bilgiler veren Murat, mevcut yasaların birçok maddesinin uygulamada çocuk hakları ihlallerine yol açtığını savunarak, 1996 yılında Çocuk Hakları Sözleşmesi, 2011 yılında Avrupa Konseyi Çocukların Cinsel Sömürü ve Cinsel İstismara Karşı Korunması Sözleşmesi Meclisten geçirilmiş olmasına rağmen, bugüne kadar çocuklarla ilgili sadece Ceza, Aile ve Evlilik Dışı Çocuklar yasalarında ilerleme kat edildiğini söyledi.

Suça sürüklenen çocuklara ilişkin istatistiksel verileri de paylaşan Murat, bu çocuklara ücretsiz hukuki destek sağlanması gerektiğini belirtti.

Murat, çocuk tanımının tüm yasalarda 18 yaş altını kapsayacak şekilde netleştirilmesi, istismara uğrayan çocukların uygun teknolojiler aracılığıyla tanıklık etmesinin önünün açılması, ÇİM’in kurulması, istismar ve ihmali önleyici politikaların geliştirilmesi, çocuklarla çalışanların eğitiminin artırılması, çocuk polisinin kurulması, rehabilitasyon programlarının geliştirilmesi ve göçmen, mülteci çocuklara özel politikaların hazırlanması önerilerinde bulundu.

– Aligüllü: “Çocuklar için hak odaklı koruma politikaları geliştirilmesi gerekli”

Evrensel Çocuk Hakları Derneği adına konuşan Beste Aybars Aligüllü ise, yeterince korunamayan ve önemsenmeyen çocukların birey olarak kabul görmesi ve çocuklar için hak odaklı koruma politikalarının geliştirilmesi için politikaların üretilmesine yönelik mücadeleye devam edeceklerini kaydetti.

Aligüllü, hükümete çağrıda bulunarak, “eğitim müfredatına çocuk hakları, cinsellik eğitimi derslerinin eklenmesi, yasal mevzuatın Birleşmiş Milletler (BM) Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne uyumlaştırılması, çocuk beslenmesi, çocuk sağlığı gibi hak temelli konularda düzenlemeler yapılması, sosyal hizmet alt yapısının güçlendirilmesi” gibi taleplerini seslendirdi.

Okullardaki rehberlik hizmetlerinin geliştirilmesi, akran zorbalığının önüne geçmek için gerekli çalışmaların yapılması, disiplin yönetmeliklerinin tamamlanması, okullarda “hak odaklı çocuk birimlerinin” hayata geçirilmesi gibi konulara da dikkat çeken Aligüllü, aile güçlendirme programlarının da derhal hayata geçirilmesi gerektiğini ifade etti.

– Gelener: “Çocukların güvenli, eşit ve adil bir eğitim ortamında büyümesi temel bir hak”

KTÖS Eğitim Sekreteri Süleyman Gelener ise, bugün, öğretmenler, doktorlar, avukatlar ve sivil toplum olarak 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü’nde, çocukların eğitim ve yaşam haklarını savunmak için bir araya geldiklerini vurgulayarak “Çocukların güvenli, eşit ve adil bir eğitim ortamında büyümesi, temel bir haktır.” dedi, Çocuk Hakları Sözleşmesi çerçevesinde her çocuğun hakkını korumanın toplumsal sorumluluk olduğunu kaydetti.

Ülkede çocukların en temel eğitim sorunlarından birinin sosyoekonomik eşitsizliklerin eğitim fırsatlarını sınırlandırması olduğunu savunan Gelener, bunun yanında eğitimde merkezileştirme politikasının kırsal kesimde yaşayan çocuklar için ciddi fırsat eşitsizlikleri yarattığını söyledi.

Gelener, okullardaki fiziksel yetersizliklerine, bugün konteyner sınıflarda eğitim verildiğini hatırlatarak, bunu “kabul edilemez bulduklarını” kaydetti.

Ülkedeki okullarda hızla artan yabancı öğrencilerin yaşadığı ayrımcılık ve dil sıkıntıları ve eğitimde eşitlik konusunda değinen Gelener, Türkçe dil eğitimi ve uyum sınıfları oluşturulması gerektiğini belirtti.

Okullarda yaşanan sıkıntılarda özellikle rehber öğretmenlerin ve nitelikli öğretmenlerin varlığının büyük önem arz ettiğini söyleyen Gelener, okullardaki öğrenci doluluğunun birçok olanaktan faydalanılmasına engel olduğunu savundu.

Gelener, acil durumlarda müdahale edebilecek, yılda en az bir kez öğrencilere fiziki muayene yapabilecek ve okullarda hijyen standartlarını denetleyebilecek okul sağlığı hemşirelerine olan ihtiyaç hakkında konuştu.

– İnce: “Doğum yapan annelere yarı zamanlı çalışma ve ücretsiz izin hakkı verilmeli”

Kıbrıs Türk Pediatri Kurumu Yönetim Kurulu Üyesi Figen Gülen İnce de, dünyada 1990, ülkede de 1996 yılından beri çocuk haklarının uluslararası bir yasa ile korunduğunu ve yasanın yüklediği birtakım sorumluluklar olduğunu kaydetti, çocukları ve haklarını korumanın devletin sorumluluğuna olduğuna dikkat çekti.

Yakın coğrafyada başta olmak üzere pek çocuğun en temel çocuk haklarından bile mahrum olduğunu kaydeden İnce, Pediatri Kurumu olarak çocukların en temel ve acil hakları olarak gördükleri konuların başında “ülkede bebeklerin (0-2 yaş) anne sütü ve anne bakımı alma hakkından mahrum olması” olduğunu kaydetti. İnce, bebeklerin en az altı ay anne bakımı alması, altı aydan iki yaşına kadar da annenin yarı süreli çalışma hakkı olması gerektiğini söyledi.

İnce, bir diğer önemli konunun, ülkede bebeklere yenidoğan tarama testinin yapılmaması olduğunu kaydetti, bu testlerin bebeklerin sağlıklı bir hayat sürmesindeki önemine dikkat çekti. İnce, bebeklere yeni doğan tarama testlerinin ücretsiz olarak devlet tarafından yapılması taleplerini paylaştı.

“HPV aşısının en kısa sürede devlet aşı programına girmesi” çağrısında da bulunan İnce, en azından 12-15 yaşlarındaki kızlara ücretsiz temin edilmesi gerektiğini kaydetti.

Son olarak, ÇİM Yasası’nın yürürlüğe girmesi konusunda yetkilileri göreve çağıran ve bu konuda her türlü desteği vereceklerini açıklayan İnce, cinsel istismara uğrayan çocukların defalarca sorgulanarak aynı travmayı yaşamak zorunda bırakılmasının bu şekilde önüne geçilebileceğini belirtti.

– Dalkan: “Çocuklarımız haklarından mahrumdur”

Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği Başkanı Ceyhun Dalkan ise, sağlığın her çocuğun temel hakkı olduğunu, buna rağmen, koruyucu sağlık hizmetlerine erişimin halen büyük bir sorun olduğunu savundu; rutin çocukluk taramaları, metabolik hastalık testleri, işitme taramaları ve gelişim değerlendirmelerinin birçok aile için ya erişilemez olduğunu ya da maddi yük oluşturduğunu kaydetti.

Dalkan, beslenme konusunda da “bir kriz yaşandığı” değerlendirmesinde bulunarak, “Bir yanda, yetersiz beslenmeye bağlı gelişim geriliği yaşayan çocukların sayısı ürkütücü boyutlara ulaşırken, diğer yanda obezite oranlarındaki artış dikkat çekmektedir.” dedi.

Göçmen, mülteci ve sosyoekonomik olarak dezavantajlı gruplara mensup çocukların temel haklarına erişimde en büyük engellerle karşılaştığını kaydeden Dalkan, çocuk haklarının evrenselliğinin, hiçbir çocuğun arka planda bırakılmaması gerektiğini hatırlattığını belirtti.

Dalkan, çocuklara eşit, adil ve güvenli bir dünya bırakmak için laf değil, somut adımlar atma zamanı geldiğini söyleyerek, çocuk haklarının uygulamada hayat bulduğu bir gelecek için birlikte çalışılması çağrısında bulundu.

– Polili: “Tespit edilenler buzdağının görünen yüzü”

Konuşmalarının ardından kısa bir değerlendirme yapan KTÖS Hukuk Danışmanı Öncel Polili de çocuk haklarının ihlaline ilişkin paylaşılan verilen buzdağının görünen yüzü olduğunu, tespit edilemeyen birçok vaka olduğunu kaydetti.

Polili, devleti çocuk hakları ihlalini önlemek için göreve davet ederek, KKTC’nin iç hukukun bir parçası olarak kabul edilen ve dünya genelinde benimsenen bir hukuki metin olan Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin minimum standartları belirlediğine dikkat çekti ve bunun bir rehber olarak kullanılabileceğini söyledi.

“Biz iş birliğine hazırız.” vurgusu yapan Polili, çocuklarla ilgili yasal hizmet veren tüm kurumların bir araya gelerek çalışma yürütmesi gerektiğini ifade etti.

Toplantı, basın mensuplarının sorularının cevaplanmasıyla devam etti.

Devamını Oku

Trending

Reklam