Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Cumhurbaşkanı Tatar: KKTC, hepimizin bekası ve geleceği için çok önemli bir devlet haline gelmiştir

Published

on

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Diyarbakır Dicle Üniversitesi’nde verdiği “Doğu Akdeniz’deki Gelişmeler Çerçevesinde Mavi Vatan ve Kıbrıs” konulu konferansta, KKTC’nin sadece Kıbrıs Türk halkı için değil, tüm Türk halklarının bekası ve geleceği için çok önemli bir devlet olduğunu vurguladı. Tatar, “Doğu Akdeniz’de bir Türk devleti olarak KKTC’nin bağımsızlığının kabul görmesi Türklük dünyası için bir kaleyi sapasağlam tutmak demektir” dedi.

Uzun yıllar verilen mücadele sonunda ve Türkiye Cumhuriyeti’nin de desteğiyle, Kıbrıs Türk halkının egemenlik haklarının günden güne kökleştiğini, daha da perçinlendiğini aktaran Tatar, bu mücadelenin sonunun mutlak surette zafer olduğunu kaydetti.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Diyarbakır temaslar çerçevesinde Dicle Üniversitesi’nde “Doğu Akdeniz’deki Gelişmeler Çerçevesinde Mavi Vatan ve Kıbrıs” konulu konferans verdi.

Konferansın ardından düzenlenen törenle, Dicle Üniversitesi tarafından Tatar’a fahri doktora verildi.

Etkinlik, saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başladı. Dicle Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Karakoç tarafından yapılan açılış konuşmasının ardından KKTC Cumhurbaşkanlığı tarafından hazırlanan video gösterimi yapıldı ve Cumhurbaşkanı Tatar‘ın özgeçmişi okundu. Etkinlikte daha sonra Cumhurbaşkanı Tatar’a cübbe giydirilerek, fahri doktora diploması takdim edildi.

Cumhurbaşkanı Tatar, törenin ardından “Doğu Akdeniz, Mavi Vatan ve Kıbrıs” konulu konuşmasını yaptı.

– “Fahri doktorayı hem şahsım hem de Kıbrıs Türk halkı adına kabul ediyorum”

Konuşmasına, gösterdikleri yakınlıktan dolayı teşekkür ederek başlayan Cumhurbaşkanı Tatar, orada olmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi.

Tatar, milli hassasiyetler değerlendirilerek, karar alınmasının ardından böyle bir törende böyle bir onuru kendisine tevdi eden rektör ve senatoya yürekten teşekkür ederek, hem şahsı, hem de Kıbrıs Türk halkı adına kabul ettiğini söyledi.

Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs’ta 1571 yılından başlayarak bugünlere gelene kadar verilen mücadele hakkında bilgiler paylaştı.

Rum-Yunan ikilisinin Kıbrıs’ın esas sahibinin kim olduğuna dair asılsız iddiaları olduğunu, bu ikilinin asla adanın tek egemeni olmadığını söyleyen Tatar, Osmanlı devletinin 3 buçuk asır gibi bir süre adada hükümranlığını ve egemenliğini sürdüğünü anlattı.

– “Rumlar kadar egemen, Rumlar kadar hak sahibiyiz”

Rum ve Yunanlıların Kıbrıs’ı Yunanistan’a bağlama planları çerçevesinde başlattıkları oyunlar ve saldırılardan dolayı Kıbrıslı Türklerin İngiltere ve Avustralya başta olmak üzere diğer ülkelere göç etmek zorunda kaldığını kaydeden Tatar, bugün en az 1 milyon Kıbrıslı Türk olduğunu belirtti.

Kıbrıs’ta iki ayrı halkın varlığının 1960 kuruluş antlaşmalarında da tescil edildiğini anlatan Tatar, “Kıbrıs Türk halkı en az Rumlar kadar egemen, en az Rumlar kadar hak sahibidir” dedi.

Kıbrıs Türk halkının kahramanca mücadelesi ve Türkiye Cumhuriyeti’nin destekleriyle bugünlere gelindiğini kaydeden Tatar, Yunanistan’ın Megali İdea emelleri çerçevesinde, Kıbrıs’ı hep 13’üncü Yunanistan adası olarak gördüğünü ifade etti.

– “Türkiye Cumhuriyeti’nin kopmaz bir parçasıdır”

Tatar, KKTC ve TC’nin et ve tırnak gibi olduğunu, Kıbrıs Türk halkının, Türkiye halkının kopmaz bir parçası olduğunu vurgulayarak, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin 20 Temmuz 1974’te Kıbrıs’a barışı getirmek için Barış Harekatı’nı gerçekleştirmesinden bugüne Kıbrıs’ta kimsenin burnu kanamadığını dile getirdi.

Kıbrıs’ın, Kıbrıs Türk ve Rum halklarının yanı sıra Türkiye-Yunanistan dengesinin kurulmasında anahtar bir pozisyonda olduğunu anımsatan Tatar, “20 Temmuz hem KKTC için, hem Türkiye’nin kendi güvenliği için çok önemli bir harekâttır” dedi. 1974 ile tekrardan dengelerin kurulduğunu kaydeden Tatar, Mavi Vatan’la Doğu Akdeniz’de yeni bir şekillenme olduğunu söyledi. Cumhurbaşkanı Tatar, son yıllardaki hidrokarbon konuları, Suriye ve bölgede yaşananlar ve Ege adalarındaki gelişmelerin Kıbrıs’ın konumunu güçlendirdiğini belirtti.

– “Son çeyrek asırda oynanan oyunları Annan Planı’nda görmüş olduk”

Cumhurbaşkanı Tatar, bugüne kadar yıllar boyunca hep federal temelde bir anlaşma üzerine müzakere edildiğini ve bu yolda uğraş verildiğini ancak Rumların kendilerini adanın tek sahibi ve Kıbrıslı Türkleri de sadece azınlık olarak görmelerinden dolayı bu sürecin sonuçlanamadığını belirtti.

Özellikle Annan Planı döneminde son çeyrek asırda oynanan oyunların ortaya çıktığını dile getiren Tatar, federal çerçevede olan bu plana evet diyen Kıbrıs Türk halkına verilen hiçbir sözün tutulmadığını, hayır diyen Rumların ise hiçbir tarafa danışılmadan AB’ye alındığını dile getirdi.

KKTC’yi tanımak isteyen dost ülkelere ise “KKTC’yi tanırsanız, dışlanırsınız” şeklinde çeşitli baskılar ve tehditler yapıldığını vurgulayan Tatar, “Sizi temenni ederim, KKTC bağımsız bir ülke olarak kendi demokrasisiyle, kurul ve kuruluşlarıyla her türlü vasfa sahiptir” şeklinde konuştu.

– “Asrın Projesi ile ülke arasındaki bağlar daha güçlendi”

Çok küçük nüfusa sahip olmasına rağmen devlet kurmuş ülkeleri örnek veren Cumhurbaşkanı Tatar, “Bugüne gelene kadar çok bedeller ödedik. Ancak bu mücadelenin sonu mutlak surette zaferdir” diye vurguladı.

“Ben sabah Girne’den baktığımda Torosları görüyorum. Toroslardan bakıldığında Beşparmaklar görülüyor” diyen Tatar, iki ülke arasındaki bağları daha da güçlendiren “asrın projesi” olarak adlandırılan su projesinden bahsetti.

Türk Devletleri Teşkilatı’na KKTC’nin gözlemci üye olarak alınmasını anımsatan Tatar, bunun çok önemli bir adım olduğunun altını çizdi ve şahsı ve Kıbrıs Türk halkı adına tüm yetkililere teşekkürlerini sundu.

– “KKTC hepimizin bekası ve geleceği için önemli bir devlet haline gelmiştir”

Cumhurbaşkanı Tatar, “Doğu Akdeniz’de bir Türk Devleti olan KKTC’nin bağımsızlığının kabul görmesinin Türklük dünyası için bir kaleyi sapasağlam tutmak anlamına geleceğini kaydederek, Kıbrıs’ın bir Yunan adası olması durumunda Türkiye’nin güvenliği için yaratabileceği tehlikelere değindi.

KKTC, hepimizin bekası ve geleceği için çok önemli bir devlet haline gelmiştir” diyen Tatar, kendisini ziyaret eden tüm yabancı yetkililere de bunu anlattıklarını ve bu kişilerin de kendisini haklı bulduklarını kaydetti. Tatar, Güney Kıbrıs’ın bu durumu kabul etmesi gerektiğini belirterek, Rumların egemen eşitlik ve eşit uluslararası statüyü reddederek, çoğunluğun azınlığı yönettiği, AB mekanizmalarıyla kurulan bir Kıbrıs arzuladığını belirtti.

Türkiye’nin hem garantörlüğünü, hem de askerini çekeceği bir senaryonun sonucunun ise Yunanistan ve Rumların sözünün geçtiğini bir adaya dönüşmek olduğunu kaydeden Tatar, “Kıbrıs milletimiz için çok önemli. Varımızla yoğumuzla mücadelemiz devam ediyor. Kıbrıs Türk halkına uygulanan ambargolar, izolasyonlar var. Bizlere kapılar kapalı. Ama Türkiye’nin, Türklük dünyasının da desteğiyle egemenlik haklarımızın kökleşiyor, daha da perçinleniyor” ifadelerini kullandı.

Tatar, emellerinin Kıbrıs Türk halkının adadaki varlığının, refahının, umudunun, egemenlik haklarıyla artarak var olması ve Türkiye Cumhuriyeti’nin de desteğiyle ileride ortaya çıkabilecek zenginliklerden pay alabilmesi olduğuna işaret etti.

“Davamız müşterek bir davadır. Bu meseleyi selamete ulaştırırken, Türkiye halkının bizim davamızı kendi davası olarak görmesinden çok bahtiyarız” diyen Tatar, geçen günlerde İstanbul’da gerçekleşen terör saldırısına da kınayarak, hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar diledi.

Sabah saatlerinde Düzce’de gerçekleşen depreme ilişkin de geçmiş olsun dileklerini de ileten Tatar, herhangi bir can kaybı yaşanmamış olmasının sevindirici olduğunu dile getirdi.

Etkinlik, anı fotoğraflarının çekilmesiyle tamamlandı.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Amcaoğlu: Park Yenikent yapım çalışmalarında adım adım ilerliyoruz

Published

on

By

Gönyeli-Alayköy Belediye Başkanı Hüseyin Amcaoğlu, Park Yenikent Projesi’nin uygulama alanında incelemelerde bulundu.

Sosyal medya hesabı üzerinden konuya ilişkin paylaşım yapan Amcaoğlu, ‘Bugün, kentimize değer katacak Park Yenikent Projemizin uygulama alanında incelemelerde bulunduk.
Park inşaat sürecine geçilmeden önce, sahadaki teknik altyapı ihtiyaçları doğrultusunda bazı ön çalışmalar gerçekleştirildi. Bu kapsamda, bölgede 200 metre uzunluğunda, 1 metre çapında yağmur suyu büz hattı döşendi. Ayrıca, 300 metre uzunluğunda, 225 mm çapında basınçlı HDPE kanalizasyon borusunun güzergâh değişikliği yapıldı.
Bu altyapı düzenlemeleriyle birlikte üstyapı çalışmalarına geçildi. Elektrik altyapısı tamamlandı, perde duvarlar örüldü. Çocuk oyun alanları için özel EPDM zemin hazırlandı. Parke uygulamasına geçmeden önce 500 metrekarelik alanda zemin düzeltme işlemleri de tamamlandı.

Şu an alanda özellikle iki noktada yoğunlaşıyoruz: Amfi tiyatronun tribün bölümü ve kentimizde bir ilk olacak kuru havuz sistemi.Yenikent Parkı tamamlandığında; iklim dostu yeşil alanları, spor bölümleri, çocuk oyun alanları ve Akdeniz bitki dokusuyla bölgeye yeni bir soluk kazandıracak.

Her çocuğun hakkı olan oyun ve kamusal alan erişimi doğrultusunda; doğayla temas kurabilecekleri, güvenli, temiz ve erişilebilir alanlar yaratmak, yalnızca bir kent hizmeti değil, aynı zamanda çevresel bir çocuk hakkıdır. Bu anlayışla projeyi şekillendirmeye devam ediyoruz.’dedi.

Devamını Oku

Kıbrıs

T&T, hazineye 306 milyon 356 bin TL ödeme yaptığını açıkladı

Published

on

By

Ercan Havalimanı’nın işletmecisi T&T İnşaat Sanayi ve Ticaret Şirketi Limited, Maliye Bakanlığı’na 306 milyon 356 bin 590 Türk liralık ödeme yaptığını duyurdu.

T&T’den yapılan açıklamada, ödemenin Ercan Devlet Havalimanı İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi gereği, bugün 2025 yılı ikinci dönem 3 aylık KDV dahil ciro payı olarak yapıldığı bildirildi.

– Turanlı: “Yükümlülüklerimizi yerine getiriyoruz”

T&T Yönetim Kurulu Başkanı Emrullah Turanlı, konuya ilişkin yaptığı açıklamada, sözleşme gereği şirket olarak KKTC Devleti’ne bugüne kadar yükümlülüklerini yerine getirdiklerini ifade etti.

Ercan Havalimanı’nda yolcu ve uçak trafiğinin yüzde 20’nin üzerinde arttığını kaydeden Turanlı, havalimanından elde edilen gelirin yüzde 56’sının ciro payı olarak KDV’siyle birlikte yılda dört kez KKTC maliyesine ödendiğini ve kamu maliyesi ile ekonomiye katkı sağlandığını belirtti.

Havalimanlarının ekonomik etkisinin sadece doğrudan elde edilen gelirle sınırlı olmadığını ifade eden Turanlı, “Havalimanları, sadece ulaşım altyapısı değil, aynı zamanda ticaretin ve turizmin önemli merkezleridir. Bu iki sektördeki büyüme, aynı zamanda istihdam yaratma, yerel ekonomilere katkı sağlama ve turizmin artmasına yardımcı olma gibi dolaylı etkiler de doğurur.” dedi.

Turanlı, Taşyapı olarak Kıbrıs Türk halkına yaraşır, gelecek nesillere miras bırakabilecek büyük projeleri hayata geçirmek için tüm güçleri ile çalışmaya devam edeceklerini ifade etti.

Devamını Oku

Kıbrıs

KTTO-TOBB işbirliğinde Ekonomi Konferansı gerçekleştirildi

Published

on

By

Türkiye Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz günübirlik temaslarda bulunmak amacıyla geldiği KKTC’de, Kıbrıs Türk Ticaret Odası(KTTO) – Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği işbirliği (TOBB) ile düzenlenen “Türkiy- KKTC Ticaret Odası Forumu III. Ekonomi Konferansı”na katıldı.

Konferansın açılış konuşmasını yapan Kıbrıs Türk Ticaret Odası Başkanı Turgay Deniz, amaçlarının KKTC’nin güçlenmesini sağlamak olduğunu vurgulayarak, KKTC’de ekonomik değişim için rapor hazırlık çalışmalarının devam ettiğini anlattı.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin yeni hedeflere taşınması gerektiğini söyleyen Deniz, dünyadaki değişimlere ayak uydurmak gerektiğini kaydetti.

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu da, e-ticaretin önemine vurgu yaptı.

“Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti menşeli ürünlerin Avrupa, Ortadoğu, Türk dünyasına doğrudan ulaşması mümkün hale gelecektir” diyen Hisarcıklıoğlu, Türk iş dünyası olarak her zaman Kıbrıs Türkünün yanında olduklarını kaydetti.

Başbakan Ünal Üstel de, konuşmasında, ekonomik gelişimin ancak ortak akıl, istikrarlı yönetim ve güven ortamıyla kalıcı hale gelebileceğini kaydetti.
Kendi ayakları üzerinde duran, üreten, istikrarlı ve verimli bir KKTC ekonomisi oluşturma hedefi doğrultusunda bir irade ortaya kodyuklarını belirten Üstel, bu süreçte en büyük desteğin Türkiye Cumhuriyeti’nden geldiğini söyledi.

Üstel, “bugün geldiğimiz noktada Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ekonomisi artık sadece günü kurtaran değil, geleceği planlayan bir modele geçiş süreci yaşamaktadır. Biz bu ülkenin 50’inci kuruluş yıl dönümüne çok net bir hedefle ilerliyoruz. Kendi Ayakları üzerinde duran bir ekonomiyle, ülkeyi geleceğe taşımak. 2023 2025 döneminde atılan adımlar bu hedefin öncüsüdür. 2026-2027’de atacağımız adımlar da yine bu hedef doğrultusunda olacaktır. Ulaşımda, altyapıda, sağlıkta, tarımda, sanayide, turizmde ve eğitime yürüttüğümüz projeler, yapısal reformlarla ekonomik şartları yeniden işler hale getirmeyi planlıyoruz” “ şeklinde konuştu.

Başbakan Üstel tüm bu gelişmelerin siyasi istikrarla mümkün olabileceğine vurgu yaptı.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ekonomisine güç katan en önemli unsurlardan birinin Türkiye Cumhuriyeti ile her yıl imzalanan İktisadi Mali işbirliği protokolleri olduğuna dikkat çeken Üstel, bu protokollerin sadece finansal destek sağlamadığını aynı zamanda reform süreçlerini hızlandıran bir kaldıraç görevi gördüğünü kaydetti.

Başbakan Üstel, Rum Yönetimi’nin yıllardır Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin ekonomisini zayıflatmak için sistematik bir ekonomik terör politikası izlediğini vurguladı.

Konuşmasında Türk iş dünyasına da seslenen Üstel, KKTC’ye yatırım yapılması çağrısında bulundu.

Üstel, “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ekonomisine yapılan her yatırım, sadece bir iş değil, Doğu Akdeniz’deki Türk varlığını güçlendiren bir egemenlik iradesidir. Biz üretimden vazgeçmeyen, yatırımı teşvik eden, girişimciyi koruyan, bir devlet anlayışı ile hareket ediyoruz. bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da yerel firmalarımızla birlikte üretmeye, birlikte büyümeye, birlikte kazanmaya devam edeceğiz” dedi.

Başbakan Üstel konuşmasının sonunda güçlü bir Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ekonomisinin mümkün odluğuna da vurgu yaparak, “biz bunu birlikte başaracağız. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin 50’inci kuruluş yılında kendi kendine yeten, kendi ayakları üzerinde duran bir devleti hep birlikte dönüştüreceğiz” dedi.

Türkiye Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz da, Türkiye ile KKTC arasındaki sarsılmaz kardeşlik bağının, ekonomik işbirliği bağıyla daha da güçleneceğini söyledi.

KKTC’nin dost ve kardeş ülke olmanın ötesinde milli bir dava olduğuna işaret eden Yılmaz, Türkiye’nin her zaman, her alanda Kıbrıs Türkü’nün yanında olduğunu söyledi.

KKTC’nin hem fiziki altyapısı hem de uluslararası bağlantılarını desteklemeye devam edeceklerini ifade eden Yılmaz, Yatırım Danışma Konseyi’nin daha etkin çalışması ile ilerleme kaydedileceğini belirtti.

Tarımın en stratejik sektörlerden biri olduğunu ve sürdürülebilir olması gerektiğini söyleyen Yılmaz, narenciyede yaşanan depolama probleminin ardından Güzelyurt’ta bir soğuk hava deposu inşa edildiğini ve gelecek yıl hizmete gireceğini anımsattı.

Yılmaz, fuarlar ve fuarlara katılımın önemini de vurgulayarak, üretici ve ihracatçının yanında olduklarını, desteklerin artarak sürdüğünü kaydetti.

Son dönemlerde Rum kesiminin KKTC ekonomisini hedef alan ve siyasi sebeplere dayanan tutuklamaların iyi niyetle bağdaşmayan hareketler olduğuna da işaret eden Yılmaz, Kıbrıs Türkü’nün gelecek kalkınma vizyonunu zedeleme çabalarına karşı Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın uluslararası platformlarda gereken cevabı vermekte olduğunu söyledi.

Adada huzurun iki devletlilik gerçekliğinin kabul edilmesi ve karşılıklı işbirliğinden geçtiğini belirten Yılmaz, Cumhurbaşkanı Tatar’ın eşit egemen bir yapı vizyonuna desteklerinin tam olduğunu da sözlerine ekledi.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar da konferansta yaptığı konuşmada KKTC’nin Türk devletleri için bir cevher olduğunu vurguladı.

Kıbrıs Türkü’nün iyi eğitimli, dünyayı takip eden bir toplum olduğunu kaydeden Tatar, “tüm bunları her türlü izolasyona, kısıtlamalara, haksızlıklara rağmen en iyi şekilde başarabilen insan kaynağına sahibiz” diye konuştu.

Tatar “Dijital alanda çağ atlayacak bir KKTC’de turizm daha hızlı gelişecek, yüksek öğrenim ve ARGE çalışmaları daha süratli gelişecek, tarımda yine Anavatandan gelen su ile gelişme sağlanacak” dedi.

Emlakta yaşanan gelişmelere Rum tarafının tahammül edemediğini kaydeden Cumhurbaşkanı Tatar sözlerini şöyle sürdürdü;

“Rum tarafının mal-mülk konusundaki saldırılarını hep birlikte püskürteceğiz çünkü yaptıkları büyük bir insan hakları ihlalidir. Hiçbir yetkisinin olmadığı KKTC’de, buranın anayasasına, yasasına ve düzenlemelerine göre masum insanların yaptıkları yatırımları bir suç olarak nitelendirip bu muameleyi yapanlarla tabi ki o masalarda, Birleşmiş Milletler’in huzurunda çatışıyoruz.”

Açılış konuşmalarının ardından Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Direktörü Prof Dr Güven Sak, “KKTC 2033, 50’inci yılda nasıl bir ekonomik yapı” konulu bir de sunum yaptı.

Devamını Oku

Trending

Reklam