Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Başbakan Üstel TC Lefkoşa Büyükelçisi Feyzioğlu’nu kabul etti

Published

on

Başbakan Ünal Üstel, Türkiye Cumhuriyeti Lefkoşa Büyükelçisi Metin Feyzioğlu’nu kabul etti. Başbakan Üstel Türkiye’nin KKTC‘ye katkılarının tartışılamayacağını vurgularken, Büyükelçi Feyzioğlu, Kıbrıs Türklerinin Türkiye için vazgeçilmez olduğunu söyledi.

Büyükelçi Feyzioğlu, kabulden dolayı duyduğu memnuniyeti dile getirerek, KKTC’ye Türkiye Cumhuriyeti tarafından Büyükelçi olarak görevlendirmenin çok büyük bir onur aynı zamanda da çok büyük sorumluluk olduğunu belirtti.

-“Kıbrıs Türkleri Türkiye için vazgeçilmezdir”

Bu sorumluluğun farkında olduğunu, KKTC ve Kıbrıs Türklerinin Türkiye için vazgeçilmez olduğunu dile getiren Feyzioğlu, “Vazgeçilmezliğin gereğini de yedi gün yirmi dört saat eksiksiz yerine getirmek zorundayız. Kıbrıs Türkü’nün kültürüne, adetlerine, geleneklerine tam bir saygıyla, öte yandan KKTC’yi ve Kıbrıs Türkü’nün taleplerini, ihtiyaçlarını da kendi ihtiyacımızdan ayrı görmeyerek, yerine getirmek, hizmet etmek durumundayız. Bunu da KKTC ile emsalsiz bir iş birliği ve dayanışma anlayışıyla yerine getiriyoruz.” şeklinde konuştu.

-“Adaya barışı getiren Türkiye Cumhuriyeti’dir”

Bu cennet adada hep söyledikleri gibi barışı ve huzuru istemeyenin Rum tarafı olduğuna dikkat çeken Feyzioğlu, “Rum tarafının bu haksız ve şımarıkça tutumunu fütursuzca destekleyen maalesef Avrupa Birliği’dir. Bu adaya barışı getiren Türkiye Cumhuriyeti’dir. Bu adada barışın devamını sağlayan bağımsız ve egemen bir devlet olan KKTC’dir ve iki devletin sarsılmaz dayanışması ve iş birliğidir.” dedi.

Çözümün tek bir yolu olduğunu vurgulayan Feyzioğlu, dünyanın da artık bunu anlaması gerektiğini söyledi.

-“KKTC egemen ve bağımsız bir devlettir”

Türkiye Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın BM Genel Kurulu’nda “Dünya beşten büyüktür” haklı tezinin içinde KKTC’nin tanınması gereğinin altını çizdiğini dile getiren Büyükelçi Metin Feyzioğlu, devletler hukukuna göre KKTC’nin egemen ve bağımsız bir devlet olduğunu ve bunda bir tereddüt olmadığını, tanınmamanın tamamen haksız bir siyasi dayatmadan ibaret olduğunu kaydetti.

Adada çözümün ancak, egemen, eşit ve iki devletin varlığını kabul etmek ve bu egemen eşit iki devletin eşit uluslararası statüye sahip olduğunu da tescillemek olduğunu söyleyen Feyzioğlu, başka bir çözümün hiç kuşkusuz bulunmadığını söyledi.

Feyzioğlu, “Rum tarafınn müzakereleri anlamsız yere uzatması zaten Annan Planı’nın o tarafça reddinin de işaret ettiği üzere, çözümsüzlükten istifade etmesi sebebiyledir” dedi.

KKTC’nin ve TC’nin gösterdiği çözüm ve çıkış yolunun yegane çıkış yolu olduğunu dile getiren Feyzioğlu, izolasyonların muhakkak suretle kırılması; izolasyonların ağır bir insan hakkı ihlali olduğunun da hep birlikte anlatılması gerektiğini vurguladı.

-“Rum tarafı çözümsüzlüğü besliyor”

Bu izolasyonlardan sorumlu olan KKTC, Türkiye, Kıbrıs Türkü’nün olmadığını, çözümsüzlükten beslenenin Rum tarafı ve onların destekçileri olduğunu kaydeden Feyzioğlu, “Asıl Rum tarafı devleti işgal etmiştir. Rum tarafı haksız olarak uluslararası hukuka kesinlikle aykırı bir şekilde Kıbrıs adasının tümünü temsil ettiği iddiasını dile getirerek bu çözümsüzlüğü de beslemektedir.” ifadelerini kullandı.

Feyzioğlu, KKTC’nin kendine yeter, üreten, refah içinde yaşayan bir bolluk ve huzur adası, devleti olması için Büyükelçilik görevinde elinden gelenin fazlasını yapacağını belirterek, Başbakan Ünal Üstel ile sık sık iletişim halinde bulunmaktan da onur duyacağını söyledi.

-Üstel

Başbakan Ünal Üstel de konuşmasında, Feyzioğlu’nu TC Lefkoşa Büyükelçisi olarak atanmasından dolayı kutlayarak, “Sizi ülkemizde görmekten büyük mutluluk ve onur duyduk.” dedi.

Feyzioğlu’nu yakinen tanıdığını söyleyen Üstel, Feyzioğlu’nun KKTC’nin gerek ekonomisini gerekse siyasal durumunu yakından bilen ülke için çok uğraş veren bir kardeşleri olduğunu, bu nedenle büyükelçi olarak göreve atanmasından dolayı ülkenin bulunduğu noktadan daha ileriye götürebileceğini kaydetti.

-“Anavatan TC’nin katkıları tartışılamaz”

Pandemi sürecinde duran ekonominin çarklarının tekrar dönmesinde Anavatan Türkiye Cumhuriyeti’nin koyduğu katkıların tartışılamaz olduğunu dile getiren Üstel, yapılan mali iş birliği ek protokolü ile birlikte ülkede insanların biraz olsun nefes aldığını söyleyerek, “Siz ülkemizi bilen, tanıyan, sorunlarına vakıf olan ve özellikle ulusal davamızı çok yakından tanıyan bir kişi olarak hem ekonomide, hem sosyal hem kültürel hem de ulusal davamızda dünyaya sesimizi duyurmaktan daha iyi çaba ve gayretler içerisinde olacağız.” dedi.

Bundan sonraki yolun Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ortaya konan politika, eşit, egemen iki devlet statüsüne erişmek olduğunu dile getiren Üstel, uygulanacak politika ile ülkenin dünyaya duyurulmasının ve Anavatan Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın BM’de dünyaya yaptığı çağrının akabinde Türk Devletleri Teşkilatı’na gözlemci üyeliğe kabul edilmesinin önemli olduğunu kaydetti.

-“Haksız ambargolardan kurtulabilmek için mücadeleye devam edilecek”

Bugüne kadar hep görüşülen fakat Rumların anlaşmazlığından dolayı bir yere varılmayan sürecin de bundan sonra çok daha iyi yerlere taşınacağını dile getiren Üstel, ülkenin haksız ambargolardan kurtulabilmesi için mücadele vermeye devam edileceğini belirtti.

Konuşmaların ardından hediye teatisi yapıldı.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

“Toplumlararası Kadınlar Yürüyor ve Görüşüyor” etkinliğinde “Mülkiyet” konuşuldu

Published

on

By

Eski Yüksek Mahkeme Başkanı Narin Ferdi Şefik, Taşınma Mal Komisyonu’nun daha etkili olması için çaba harcanması gerektiğini belirtti.

Şefik, AİHM’in de TMK’nin, başvuranların taleplerini incelerken tutarlı, özenli ve zamanında hareket etmediği saptaması yaptığına işaret ederek, “Amacımız, TMK’yı etkisiz bir yöntem olarak kabul ettirip, kişileri çaresiz bırakmak olmamalıdır” dedi.

Kıbrıs Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği ve Severis Vakfı (CVAR) iş birliğinde Lefkoşa’da dün akşam düzenlenen “Toplumlarası Kadınlar Yürüyor ve Görüşür” etkinliğinde “Mülkiyet” konusu konuşuldu.

Eski Yüksek Mahkeme Başkanı Narin Ferdi Şefik’in mülkiyet konusunda sunum yapıp, katılımcıların sorularını yanıtladığı gecenin açılışında KTÜKD Başkanı Gülden Plümer Küçük ve Severis Vakfı Direktörü Rita Severis de söz aldı.

Katılımcılar, toplantı öncesinde Ledra Palace’da buluşup, etkinliğin yapıldığı Derboyu’ndaki 4K Koop’a yürüyüş düzenledi.Toplantıya, BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Temsilcisi, BM Misyon Şefi Colin Stewart, eski Güney Kıbrıs Dışişleri Bakanlarından Erato Kozaku Markullis ve dernek üyeleriyle yabancı misyonlarda çalışan kadınlar katıldı.

4K ev sahipliğinde yapılan etkinlikte yemek olarak fırın makarnası, patates köftesi, herse, çiçek dolması, hellim, çörek ve karpuz servis edildi. Alkollü alkolsüz yerli içeceklerin satıldığı etkinlikte kurulan stantta hazırlanan sıcak hellim böreği ikramı da yapıldı.

-“Kuzeyde TMK var… Güneyde benzer bir oluşum kurulmadı”

Narin Ferdi Şefik, mülkiyetin her zaman ciddi bir mesele olduğuna işaret ederek, yaşanan çalkantılar sırasında halkın mülklerini terk etmek durumunda kaldığı ülkede, Kıbrıslı Rumlar için, kapsamlı bir çözüm sağlanana kadar Taşınmaz Mal Komisyonu gibi bir imkan yaratılırken, Kıbrıslı Türklerin başvurabileceği benzer bir oluşum kurulmadığını belirtti.

Şefik, Güney Kıbrıs’ta bırakılan Türk mallarının “Türk Malları Vasiliği” tarafından yönetildiğine ancak bu düzenlemenin 1974 öncesinde mülklerinden edilen Kıbrıslı Türklere tazminat hakkı tanımadığına işaret etti.

-“TMK daha etkili olmalı”

Konuşmasında, TMK’nin oluşumu, başvuru süreçleri, yaşanan sorunlar ve AİHM kararlarına da değinen Şefik, kurulduğu 2005’ten Mayıs 2025’e kadar toplam 8 bin 160 başvuru yapılan komisyonun 2 bin 171 başvuruyu sonuçlandırdığını ve 1908 başvuruya toplam 38 milyon 50 bin 407 Sterlin ödendiğini belirtti.

Narin Ferdi Şefik, 5 bin 989 başvurunun ise hala askıda olduğuna işaret ederek, kapsamlı bir çözüm sağlanana kadar en azından Kıbrıslı Rumların başvurabilecekleri bir yol olan TMK’nın daha etkili olması gerektiğini kaydetti.

Şefik, AİHM’in KV Mediterranean Tours Ltd. v. Türkiye davası kararında da TMK’nin başvuranların taleplerini incelerken tutarlı, özenli ve zamanında hareket etmediği saptamasında bulunduğuna vurgu yaptı. Şefik, “AİHM, TMK önündeki yargılamaların hızlandırılması ve gecikmelere karşı etkili bir çözüm mekanizmasının oluşturulması amacıyla sürekli ve uzun vadeli çabaların devam etmesi gerektiğini belirtti.” şeklinde devam etti.

Şefik, “TMK’nin düzgün şekilde işlemesi için hepimiz çaba harcamalıyız. Amacımız, TMK’yı etkisiz bir yöntem olarak kabul ettirip, kişileri çaresiz bırakmak olmamalıdır.” dedi.

Devamını Oku

Kıbrıs

Tatar: “Temaslarımızı ve çalışmamızı diplomatik seferberlik anlamında sürdürmeye devam ediyoruz”

Published

on

By

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, temas ve çalışmalarını, diplomatik seferberlik anlamında sürdürmeye devam edeceklerini belirtti.

Cumhurbaşkanı Tatar, Ekonomik İşbirliği Teşkilatı toplantısına katılmak amacıyla bu akşam Azerbaycan’a gidiyor

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Temsilcisi ve BM Barış Gücü Misyon Şefi Colin Stewart ile yaklaşık bir saat süren görüşmesinin ardından basına açıklama yaptı.

-“Diyalog, temas ve yapıcı duruşumuzdan hiç vazgeçmedik.”

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Temsilcisi ve BM Barış Gücü Misyon Şefi Colin Stewart ile görüşmesinde çeşitli konuları gündeme getirdiklerini aktardı.

16-17 Mart’ta Cenevre’de yapılan 5+1 toplantının devamında Temmuz ayında New York’ta 5+1 toplantı yapılacağını hatırlatan Tatar, tutuklamalara ilişkin Güney Kıbrıs Rum Yönetimi Lideri Hristodulidis ile bazı sorunlar yaşandığını belirtti.

Cenevre görüşmelerinde altı başlıkta ilerlemeler kaydedilmesi için BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Kişisel Temsilcisi Maria Angela Holguin’in tekrar atandığını kaydeden Tatar, bugüne kadar istediği kadar ilerleme kaydedilmediğini söyledi.

BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’e bir mektup gönderdiğini belirten Tatar, “Bu dönemde yaşadığımız hayal kırıklıklarını ifade ettim. Ama biz yine de diyalog, temas ve yapıcı duruşumuzdan hiç vazgeçmedik.” dedi.

-“3D çerçevesinde bir ilerleme olursa resmi müzakerelere de geçilebilir”

Yeni siyasetin gerekliliklerinden bahseden Tatar, eğer 3D (Direk temas, direk ticaret, direk temas) çerçevesinde bir ilerleme olursa resmi müzakerelere de geçilebileceğini söyledi.

Burada 12 farklı komite ile Rum tarafıyla diyalogların sürdüğünü anlatan Tatar, “Dört buçuk yılda ne yapıldı?” şeklindeki eleştirilere “Dört buçuk yılda çok şey yapıldı. Yeni bir vizyon ortaya kondu, uluslararası anlamda iki devletliliğin gerekçelerini ve Kıbrıs Türk halkının egemenliğinin çok önemli olduğunu, bir saygınlık kazandığımızı anlattık.” yanıtını verdi.

BM raporlarında ortak zeminin olmadığının raporlara geçtiğini belirten Tatar, bunun bir diplomatik kazanım olduğunu kaydetti. Diyaloğu sürdüreceklerini yineleyen Tatar, Türk tarafına yıllardır yapılan ambargoların, haksızlıkların artarak devam ettiğini de uluslararası toplumla paylaştıklarını söyledi.

Dik duruş, onurlu ve güçlü bir gelecek için Kıbrıs Türk tarafının ayrı bir halk olarak, ayrı bir devlet olarak, ayrı bir otorite olarak temaslarını sürdürebilmesinin önemine işaret eden Tatar, “16-17 Temmuz tarihinde New York’ta genişletilmiş 5+1 görüşme için orada hazır olacağımızı teyit ettik. Tabii Türkiye ile de istişare ettik. Bayan Holguin ile Londra’dayken bir telefon görüşmem oldu.” dedi.

-“Bizim böyle toplantılara katılmamız bizler için bir statü meselesidir”

İngiltere temaslarını da anlatan Tatar, “Stweart Doughty ile de görüştüm. Yani bu 5+1 görüşmede İngiltere’yi temsil eden AB Bakanı ile geçen cuma günü İngiltere’de görüşmem oldu ve kendisine bütün az önce sizlere aktardıklarımı anlattım, paylaştım.” ifadelerini kullandı.

Holguin’in Kıbrıs, Ankara, Atina, Brüksel ve Londra’da temaslarda bulunduğunu anlatan Tatar, “Dolayısıyla sürekli olarak uluslararası diyaloğumuzu sürdürmekteyiz.” dedi.

Bu akşam Azerbaycan’a gideceğini ve yarın orada temasları olacağını anlatan Tatar, şöyle devam etti:

“Hankendi’de Ekonomik İşbirliği Teşkilatı’nın bir gözlemci üyesi olarak, KKTC olarak orada olacağız. Tabii bizim böyle toplantılara katılmamız bizler için bir statü meselesidir. Dolayısıyla ben bir kez daha Azerbaycan hükümetine ve Sayın Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’e beni de bu toplantıya davet ettikleri için teşekkür etmek istiyorum.”

KKTC’nin Doğu Akdeniz’deki varlığını ve ekonomik potansiyelini sürdürmek için bütün bu devletlerle iş birliklerinin artırması gerektiğini anlatan Tatar, “Gerek ticaret, gerek turizm, gerek yükseköğrenim ve çeşitli farklı hizmetler sektöründe KKTC’nin bu ülkelerle diyalog ve temasını artırmak durumunda olduğunu da belirteceğim.” dedi.

Ambargolar, kısıtlamalar ve engellemelerin hafifletilmesini isteyen Tatar, Azerbaycan’da Hankendi şehrinde bunları diğer ülkelerle paylaşacağını kaydetti.

Tatar, KKTC olarak diplomatik temasları artıracaklarını belirterek, “Temaslarımızı ve çalışmamızı diplomatik seferberlik anlamında sürdürmeye devam ediyoruz.” dedi.

Devamını Oku

Kıbrıs

ARUCAD 13. Uluslararası Ekonomi ve Sosyal Bilimler Konferansı yapılıyor

Published

on

By

Arkın Yaratıcı Sanatlar ve Tasarım Üniversitesi (ARUCAD) 13. Uluslararası Ekonomi ve Sosyal Bilimler Konferansı (E&SS 2025) dün düzenlenen açılış töreniyle başladı.

ARUCAD tarafından yapılan açıklamaya göre, 15 farklı ülkeden katılımcının yer aldığı konferansta, çevrimiçi ve yüz yüze olmak üzere toplam 108 bildiri sunuluyor.

Konferans’ta, sunumların ekonomi, iletişim, siyaset bilimi, sosyoloji, eğitim bilimleri, psikoloji, kültürel çalışmalar, sanat ve tasarım gibi sosyal bilimlerin çeşitli alanlarını kapsadığı belirtildi.

ARUCAD Rektörü Prof. Dr. Asım Vehbi açılışta yaptığı konuşmada, “Yaratıcılığın ve disiplinlerarası düşünmenin bilimsel bilginin merkezinde yer aldığı üniversitemizde sizleri ağırlamaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Dünyanın dört bir yanından araştırmacı, akademisyen ve uzmanı aynı çatı altında bir araya getirmekten gurur duyuyoruz.” ifadelerini kullandı.

ARUCAD Rektör Yardımcısı ve Konferans Organizasyon Komitesi Başkanı Prof. Dr. Burcu Toker ise konuşmasında, “Bugün farklı ülkelerden akademisyenleri ve araştırmacıları kampüsümüzde bir araya getirmenin heyecanını yaşıyoruz. Konferansımız, akademik paylaşımın teşvik edildiği, kapsayıcı ve nitelikli bir platform oluşturmayı amaçlamaktadır.” dedi.

Konferansın uzun süredir akademik dünyada yer edinmiş önemli bir organizasyon olduğunu hatırlatan Yrd. Doç. Dr. Hasan Karacan yaptığı konuşmada, farklı üniversitelerde birçok kez gerçekleştirdikleri bu konferansın ARUCAD’da bambaşka bir deneyimle hayata geçtiğini vurguladı.

Konferansın açılış oturumunda ayrıca, Prof. Dr. Osman M. Karatepe’nin “İçsel Yeşil Pazarlama: Çevresel Sürdürülebilirlik Performansı için Bir Araç” başlıklı sunumu ile Prof. Dr. Aytekin İşman’in “Disiplinler Arası Yapay Zekâ: 21. Yüzyılda İnsan Uzmanlığının Yeniden Tanımlanması” başlıklı konuşması yer aldı.

E&SS 2025 Konferansı, 2 Temmuz’a kadar ARUCAD Kampüsünde devam edecek. Konferansa ilişkin detaylara www.eclss.org/kyrenia adresinden ulaşılabilir.

Devamını Oku

Trending

Reklam