Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Yerbilim Mühendisleri Odası Başkanı Vadilili:Adanın tümü deprem riski altındadır

Published

on

Yerbilim Mühendisleri Odası Başkanı Oğuz Vadilili adanın tümünün deprem riski altında olduğunu kaydetti.

Vadilili yazılı açıklamasında Kıbrıs yayının etki alanını çizgisel bir alanla sınırlamanın en temel jeolojik yaklaşımlara bile aykırı olduğunu kaydederek “Bu mantık ile çizilen ve basına sunulan deprem risk haritalarına lütfen itibar etmeyiniz. Adanın tümü riski altındadır ve bu bilimsel bir gerçekliktir” dedi.

Vadilili açıklamasında konuyla ilgili şunları kaydetti:

“Sismik olarak aktif olan sol yanal doğrultu atımlı fay niteliğindeki Doğu Anadolu Fayı (DAF), karakteri gereği enerjisini, doğrultusu yönünde, yani doğudan batıya doğru, seğmenleri üzerine aktararak tahmin edilen sürelerden de kısa zaman aralığı içerisinde (3 yıl) büyük depremler üretmiştir. Bu gelişmeler sonucunda Doğu Anadolu Fayının Elazığ-Hatay hattı üzerinde biriken enerji azalmış ve yakın zaman içerisinde bu hat üzerinde artçı depremlerin dışında yeni bir kırılmaya yönelik yerbilim camiasında deprem beklentisi de ortadan kalkmıştır.

Adamız ise güneyimizde denizel alan içerisinde dalma batma zonu üzerinde gelişen kuzeye eğimli ters fay karakterli Kıbrıs Yayının milyonlarca yıldır etkisi altındadır. 1900 yılının başından itibaren, yani aletsel ölçüm dönemine denk gelen 6 ve üzeri büyüklüğe sahip 6 adet deprem ile hayatımızın bir parçası olduğunu bize defalarca hissettirmiştir.

6.4 büyüklüğünde Hatay Samandağ depreminin gerçekleştiği alan, Doğu Anadolu Fayı, Ölü Deniz Fayı ve Kıbrıs Yayının kesiştiği alan olarak da bilinmektedir. Bu fay kesişmesinden dolayıdır ki biz yerbilimciler için önceleri bir olasılık olan Kahramanmaraş ve Hatay depremlerinin Kıbrıs yayına enerji aktarımı, Amerika Birleşik Devletleri Jeoloji Araştırmaları Kurumu’nun (USGS) yayınlamış olduğu ‘Coulumb Stress Modeli’ diyagramları ile artık bilimsel bir veri haline gelmiştir. Artık enerji aktarımı yorumdan çıkıp veriye dönüşmüştür. Belki de kendi doğal enerji biriktirmesi sürecinde on yıllar boyu biriktireceği enerji yaşanan depremler vasıtasıyla çok kısa sürede Kıbrıs yayına transfer edilmiştir.

Zaten her zaman için adamız da var olan deprem ihtimali, bu nedenden dolayıdır ki an itibariyle biraz daha artmıştır. Gerçekleşme ihtimali olan deprem için ise yaklaşık büyüklüğü hakkında henüz tatmin edici bir çalışma yoktur, depremin zamanı hakkında ise kesin bilgi vermek mümkün de değildir. Olası depremin büyüklüğü değerlendirilirken Kıbrıs yayının doğu kısmına denk gelen Latakia segmentinin tarihsel ölçekte yarattığı depremler dikkate alınıp ona göre önlem almak ülkemiz adına yapılacak en doğru bir karar olacaktır.

Artık lütfen ülkemizde fay hattı tartışmasını lütfen bırakalım. Deprem nerede olacak, niye olacak, nasıl olacak; orada kaç oldu, burada kaç oldu, bunu tartışmayalım. Adamız için deprem mekanizması 92 milyon yıl önce başladı ve devam edecek. Doğu Anadolu fayının ise 13 milyon yıldır etkisi altındayız ve daha milyonlarca yılda bu etki devam edecek”

-“Yapılan öngörüleri değersizleştirmeye çalışanlara inanmayın”

Olası bir Kıbrıs depreminin hafife alınmaması gerektiği gibi insanları paniğe sokacak açıklamaların da dikkat alınmaması gerektiğini ifade eden Vadilili şöyle devam etti:

“Daha önceki öngörüleri ile bilimsel veriler ışığında değerlendirmeler yapan Prof. Dr. Naci Görür gibi çok saygın bilim insanlarının uyarılarını ülkemiz adına bir şans olarak değerlendirin. Yapılan öngörüleri değersizleştirmeye çalışanlara inanmayın. Odamızın kurumsal açıklamalarını ise lütfen dikkate alın.

Adamızı etkisi altında tutan Kıbrıs Yayı kuzeye eğimli ters fay karakterinde olduğu için depremin gerçekleşeceği derinliğin farklılaşması ise doğaldır. Bundan dolayı farklı derinliklerde ülkemizde gerçekleşen depremlerin odak noktalarına bağlı olarak her depremin yüzeye ulaştığı en yakın nokta olan episantırı da değişkenlik gösterir. Depremin episantırı aynı zamanda depremin en kuvvetli hissedildiği alandır. Bundan dolayıdır ki Kıbrıs yayının ürettiği ve üreteceği depremlerin hepsinin de ada üzerinde farklı noktalarda yüzeylenmesi Kıbrıs yayının karakteri gereğidir.

Kıbrıs yayını bir çizgisel fay hattı (doğrultu atımlı) gibi etki alanını bu çizgisel alanla sınırlamak en temel jeolojik yaklaşımlara bile aykırıdır. Bu mantık ile çizilen ve basına sunulan deprem risk haritalarına lütfen itibar etmeyiniz. Adanın tümü riski altındadır ve bu bilimsel bir gerçekliktir.”

-“Depremleri durdurma gibi bir lüksümüz yoktur”

“Depremleri durdurma gibi bir lüksümüz yoktur” diyen Vadilili, önemli olanın depremin felakete dönüşmesini engellemek olduğuna vurgu yaptı ve şöyle devam etti:

“Depremleri gerçek olarak algılayıp siyasetçisi, yöneticisi, basını ve toplumuyla; artık fay hattı nereden geçerdi? kaç büyüklüğünde deprem üretirdi? Ne zaman olurdu? gibi tartışmalar ile zaman kaybına toplumumuzu uğratmayalım; olası gelecek depremde yıkılmamak için, insanlarımızı kaybetmemek için bu tartışmaları bırakıp; depreme daha dirençli yerleşim yerleri nasıl oluştururuz, onu tartışalım. Bütün gücümüzü ona verelim.

Deprem ile mücadele öncelikle eğitimle başladığı gerçeği ile ilk, orta ve lise de çocuklarımıza sırasıyla coğrafya ve jeoloji dersleri ile deprem ve yaşadıkları ülkenin oluşumu ile ilgili bilgiler verelim. Jeoloji ve Maden Dairesi ile Maden Tetkik Arama’nın (MTA) 2013 yılında ilk etabını başlattığı ve devamının yapılabilmesi için 2022 yılında imzalanan protokol gereği ülkemizdeki diri fayların tespitine yönelik yapılması programlanan paleosismik çalışmaların bir an önce başlatılması ülkemiz adına hayati önem arz etmektedir.

Lütfen panik yapmayın, inanın bizler bu sürecin doğru yönetilebilmesi için elimizden gelen katkıyı, bilgimiz ölçüsünde yöneticilerimize iktidar muhalefet ayrımı yapmaksızın aktarıyoruz. Evet bugüne kadar yapılmayan eksikliklerimiz, hatta yanlışlarımız da var. Ama bizler toplum olarak asla sıfır noktasında değiliz. Panik yapmadan ‘koşar adım’ olası Kıbrıs depremine karşın ‘tüm ada olarak’ hep beraber hazırlanalım.

Odamız bu süreçte bilim çerçevesinde toplumumuzu bilgilendirmeye ve ülkemize katkı koymaya devam edecektir. Bilime inanın.”

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Sivil Savunma Teşkilatı Başkanlığı koordinasyonunda sığınak tatbikatı düzenlenecek

Published

on

By

Sivil Savunma Teşkilatı Başkanlığı koordinasyonunda, afet ve acil durumlara hazırlık amacıyla yarın Gazimağusa’da sığınak tatbikatı düzenlenecek.

Sivil Savunma Teşkilatı Başkanlığı Basın Bürosu’ndan verilen bilgiye göre “Sığınak Tatbikatı 2025” yarın 10.00-11.30 saatleri arasında tatbik edilecek.

Tatbikata, Sivil Savunma Teşkilatı Başkanlığı kadrolu personeli ile Sivil Savunma Gazimağusa Bölge Müdürlüğü tarafından görevlendirilen Halk Örgütü (HÖ) personeli katılacak.

Senaryo kapsamında, olası bir hava taarruzu durumunda uygulanacak tahliye ve sığınma prosedürleri test edilecek. Saldırı ihtimaline karşı ülke genelinde gerekli önlemlerin alınması maksadıyla İlçe Kriz Yönetim Kurulu oluşturulacak.

-Tatbikatta izlenecek adımlar

Gazimağusa bölgesindeki siren sistemi ve cami hoparlörlerinden “sarı ikaz” anonsu yapılarak olası saldırı bildirimi verilecek. Bunu müteakip bilgilendirici anonslar yayınlanacak.

Toplanma alanlarına intikal kapsamında bölge müdürlükleri tarafından toplanma noktalarındaki görevli Halk Örgütü personeli sevki sağlayacak. Kent merkezinde yaşayan vatandaşlar, Sivil Savunma Halk Örgütü Cadde/Sokak Kılavuzları eşliğinde yaşadıkları bölgelerden tahliye edilerek belirlenen toplanma alanlarına yönlendirilecek.

Hemen ardından siren sistemi ve cami hoparlörlerinden “kırmızı ikaz” uyarısı yapılarak, tehlikenin yaklaştığı bilgisi paylaşılacak. Bu uyarının ardından vatandaşlar, sefer görev emri verilen araçlarla sığınaklara nakledilecek.

İlçe kabul merkezlerinde halk örgütü sosyal yardım ekibi tarafından kayıt işlemleri tamamlanan vatandaşlar sığınaklara yerleştirilecek.

Ardından Sivil Savunma Teşkilatı Başkanı Atilla Karaca, sığınaklara tahliye edilen vatandaşlara hitaben bir konuşma yapacak.

Tehlikenin ortadan kalktığına dair yetkili birimlerden alınan bilginin ardından, mobil araçlar, Afet Radyosu Kuzey’in Sesi Radyo Vatan ve cami hoparlörlerinden “beyaz ikaz” yayınlanarak tahliye işlemi başlatacak.

Vatandaşlara Mobil Mutfak Aracı aracılığıyla iaşe dağıtımı yapılacak, ardından Sefer Görev Emri verilen araçlarla toplanma alanlarına geri götürülecek.

Devamını Oku

Kıbrıs

Şehit Teğmen Caner Gönyeli Arama Kurtarma Davet Tatbikatı’nın deniz safhası icra edildi

Published

on

By

Şehit Teğmen Caner Gönyeli Arama Kurtarma Davet Tatbikatı’nın deniz safhası dün başarıyla icra edildi.

Tatbikatın, Doğu Akdeniz’de Gazimağusa açıklarında, Türk Arama Kurtarma bölgesindeki deniz safhasında, iki senaryo uygulandı.

İlk senaryoda, içerisinde çok sayıda göçmen bulunan kuru yük gemisi ile ticari yatın çarpışması sonrasında denize düşen kazazedeler kurtarıldı. Ayrıca kuru yük gemisinde çıkarılan yangın söndürülerek, düzensiz göçmenler tahliye edildi.

İkinci senaryoda ise, bir tanker ile ticari geminin çarpışması sonucu denize düşen kazazedeler kurtarıldı.

Ardından tatbikata katılan unsurlar tarafından selamlama ve tören geçişi yapıldı. Basın açıklamasının sonrasında ise aile fotoğrafı çekildi.

-Kendir: “Tatbikatta, arama kurtarma teşkilatlarının iş birliği ve koordinasyonu pekiştirildi”

Türkiye Cumhuriyeti (TC) Sahil Güvenlik Komutanı Koramiral Ahmet Kendir konuşmasına, Kıbrıs Barış Harekâtı’nda şehit olarak bu tatbikata adını veren, Şehit Teğmen Caner Gönyeli’yi ve tüm şehitleri rahmetle anarak, başladı. Kendir, 16 Nisan 2025 tarihinde vefat eden, Şehit Teğmen Caner Gönyeli’nin eşi Nükhet Gönyeli’yi de rahmet ve minnetle andı.

TC ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin (KKTC) askeri ve sivil arama kurtarma unsurlarının katılımıyla gerçekleşen tatbikatın başarıyla tamamlandığını ifade eden Kendir, şunları kaydetti:

“Tatbikat, Doğu Akdeniz’de, KKTC hava sahası, kara suları ile ana karası üzerinde ve Türkiye’nin arama kurtarma bölgesi içerisinde yer alan uluslararası sularda, denizde ve karada ortaya çıkabilecek arama kurtarma ihtiyaçlarını tespit etmek, arama kurtarma faaliyetlerinde müdahale etme süresini minimuma indirmek, her iki ülkenin arama kurtarma teşkilat ve unsurlarının eğitim seviyesi ile birlikte karşılıklı koordinasyon ve iş birliğini geliştirmek maksadıyla icra edilmiştir.”

Tatbikatın üç farklı senaryoya istinaden icra edildiğini dile getiren Kendir, tatbikatın 24 ve 25 Haziran tarihlerinde icra edilen fiili kısmına TC’den; 1 fırkateyn, 1 insansız hava aracı, 3 sahil güvenlik korveti, 4 sahil güvenlik botu, 7 helikopter, 3 uçak, 2 arama kurtarma timi, 1 özel harekât timi ile 1 dalış emniyet güvenlik ve arama kurtarma timi, KKTC’den ise 5 sahil güvenlik botu, 2 helikopter, 2 römorkör, 2 bot ve 5 arama kurtarma timinin katıldığını belirtti.

Kendir, Şehit Teğmen Caner Gönyeli 2025 Arama Kurtarma Tatbikatı’nda, arama kurtarma teşkilatlarının iş birliği ve koordinasyonu pekiştirilerek, askeri ve sivil arama kurtarma unsurlarının birlikte çalışabilirliği ile arama kurtarma harekâtına ilişkin komuta kontrol ve muhabere usullerinin denendiğini ifade etti.

Kendir, “Bu tatbikat ile sorumluluk sahamızda, her türlü deniz ve hava koşulunda, 24 saat süre ile gerçekleşen arama kurtarma faaliyetlerinin, Türkiye ve KKTC tarafından karşılıklı iş birliği içerisinde, başarı ile icra edilebileceği ulusal ve uluslararası kamuoyuna bir kez daha gösterilmiştir” vurgusu yaptı.

-“Zor durumda olan insanların yardım çağrılarına en kısa sürede reaksiyon göstererek onlara ulaşmak hayati bir zorunluluk”

Denizde ve karada, zor durumda olan insanların yardım çağrılarına en kısa sürede reaksiyon göstererek onlara ulaşmanın, hayati bir zorunluluk olduğunun altını çizen Koramiral Kendir, şöyle devam etti:

“Sorumluluk sahasında gerçekleştirdiği tüm görevlerde ‘önce insan’ prensibiyle hareket eden arama kurtarma teşkilatımız, bu zorunluluğun farkındalığıyla gerçekleştirdiği tatbikatlar neticesinde arama kurtarma faaliyetlerindeki performansını daha da geliştirmektedir.”

7 gün 24 saat esasına göre görev icra eden arama kurtarma unsurlarının gerçekleştirdiği bu tatbikatın, çevre denizlerinde meydana gelebilecek her türlü olay karşısında üstlenilen sorumluluğun ve etkin bir arama kurtarma teşkilatına sahip olunduğunun en net göstergesi olduğunu ifade eden Kendir, şunları kaydetti:

“İnsan hayatını riske edebilecek olası tehlike durumlarında, hazırlıklı bir şekilde arama kurtarma faaliyetlerinin icra edilebilmesi maksadıyla, Türkiye Cumhuriyeti, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni desteklemeye ve karşılıklı iş birliğini artırmaya var gücüyle devam edecektir.”

-Sağlam: “Tatbikat, Doğu Akdeniz’deki hakimiyetimizi ve arama kurtarma teşkilatımızın gücünü bir kez daha gözler önüne serdi”

Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakan Yardımcısı Mehmet Sağlam da, TC ve KKTC arama kurtarma teşkilatları tarafından müşterek icra edilen Şehit Teğmen Caner Gönyeli Arama Kurtarma Tatbikatı’nın başarılı bir şekilde tamamlandığını söyledi.

Tatbikatın, arama kurtarma teşkilatlarının karşılıklı uyum ve iş birliğini artırmak ve arama kurtarma faaliyetlerindeki reaksiyon sürelerini minimuma indirerek, yardıma ihtiyacı olanlara en kısa sürede ulaşmak açısından son derece önemli olduğunu dile getiren Sağlam, tatbikatın, görev ve sorumlulukları kritik bir noktada yer alan arama kurtarma teşkilatlarının gündelik hayatta meydana gelebilecek senaryolara karşı daima hazırlıklı olması ve personelini bu amaç doğrultusunda özenle yetiştirmesi bakımından da elzem olduğunu vurguladı.

Sağlam, “İnsan hayatını her şeyin üstünde tutan bir anlayışın, yüksek görev ve sorumluluk bilincinin sahadaki canlı yansıması olan Şehit Teğmen Caner Gönyeli 2025 Arama Kurtarma Tatbikatı, dünyanın en stratejik deniz yollarından biri haline gelen Doğu Akdeniz’deki hakimiyetimizi ve arama kurtarma teşkilatımızın gücünü bir kez daha gözler önüne sermiştir” dedi.

Mehmet Sağlam, tatbikat süresince kurulan yüksek seviyedeki koordinasyon, teknik yeterlilik ve görev bilinci gösteren kara, deniz ve hava kuvvetlerinin, Jandarma Genel Komutanlığı’nın, Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı’nın ve Sahil Güvenlik Komutanlığı’nın unsur ve personelini tebrik etti.

Gerek stratejik konumu ve küresel deniz ulaşımı, gerekse biyolojik çeşitlilik ve ekosistem zenginliğiyle üç tarafı çevreleyen Mavi Vatan denizlerinde, huzur ve güvenliğin sağlanmasında sorumlu tek kolluk olan Sahil Güvenlik Komutanlığı’nın arama kurtarma faaliyetlerindeki etkin rolünün de çağın gereklerine uygun olduğunu belirten Sağlam, Sahil Güvenlik Komutanlığı’nın unsurları ve personeliyle, dünyada bu yetkinliğine sahip sayılı sahil güvenlik teşkilatları arasında yer aldığını vurguladı.

Arama kurtarma teşkilatlarının, ihtiyaç duyulan her an, her olayda hayat kurtarmak adına hazır olduğunun altını çizen Sağlam, tatbikata katılan yabancı ülke temsilcilerine de teşekkür etti.

Denizlerde, Mavi Vatan’da sahil güvenliğin gücünü bütün dünyanın gördüğünü ve görmeye devam edeceğini ifade eden Sağlam, şehitleri de rahmetle andı.

TC Lefkoşa Büyükelçisi Ali Murat Başçeri, Güvenlik Kuvvetleri Komutanı Tümgeneral İlker Görgülü ve Caner Gönyeli’nin kızı Nil Gönyeli’nin de takip ettiği tatbikatı, Azerbaycan, Gambiya, Cibuti’den yabancı gözlemciler ile Türkiye ve KKTC’den basın mensupları da izledi.

Devamını Oku

Kıbrıs

KTÖS’ten öğretmen atamalarına eleştiri

Published

on

By

Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS) Genel Sekreteri Burak Maviş, hükümetin ilköğretim için ihtiyaç duyulan en az 19 psikolojik danışman ve rehber öğretmen ile 20 özel öğretmen yerine sadece 1 rehber ve 5 özel eğitim öğretmeni atama kararı aldığını belirterek, bir kez daha “çocukların değil, siyasi çıkarların” esas alındığını öne sürdü.

KTÖS’ten yapılan acıkamaya göre, Maviş, 2025-2026 öğretim yılına girerken, Milli Eğitim Bakanlığı’nın öğretmen atama politikasında eleştirilerde bulundu. “Okullarımızda ihtiyaç bellidir, talep nettir.” diyen Maviş, hükümet ve Milli Eğitim Bakanının Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde kadrolu öğretmen atama yerine geçici istihdamı tercih ettiğini ve eğitim alanındaki sorumluluğunu bir kez daha reddettiğini iddia etti.

Maviş, bakanlığın geçen yıl da “hatalı tüzük” gerekçesiyle 10 rehber öğretmen yerine yalnızca 1 öğretmen atadığını, bu yıl ise 19 rehber öğretmen yerine yine 1 öğretmen atama kararı aldığını belirtti.

Kamu kaynaklarının siyasi kampanya amaçlı kullanıldığını savunan Maviş, “UBP-DP-YDP anlayışıyla ne öğrencilerin rehberlik ve yönlendirme ihtiyaçları karşılanır, ne özel gereksinimli öğrenciler desteklenir, ne de okullar toplumsal görevini yerine getirebilir.” şeklinde konuştu.

KTÖS olarak keyfi, partizanca ve pedagojik gerçeklerden kopuk atama politikasını reddettiklerini belirten Maviş, kamusal eğitim sistemine yapılan tahribatın hesabını toplum adına sormaya devam edeceklerini kaydetti.

Devamını Oku

Trending

Reklam