Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

“Hedef Sıfır Atık Projesi” Lefkoşa Türk Maarif Koleji’nde başladı

Published

on

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar‘ın eşi Sibel Tatar öncülüğünde ve Cumhurbaşkanlığı himayesinde Lefkoşa Türk Maarif Koleji’nde Tatlısu Belediyesi’nin de destek verdiği “Hedef Sıfır Atık Lefkoşa Türk Maarif Koleji Pilot Projesi” bugün düzenlenen törenle başladı.

Cumhurbaşkanlığından yapılan açıklamaya göre, proje kapsamında okula bir cüce fil, bir Akdeniz foku pet şişe ve metal kutu atık toplama konteyneri ile 12 atık ayrıştırma konteyneri yerleştirildi, öğrencilere kısa bilgiler verildi ve ayrıştırma ile dönüştürmenin önemi anlatıldı.

Lefkoşa Türk Maarif Koleji’nde bu sabah gerçekleştirilen etkinliğe, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın eşi Sibel Tatar, Tatlısu Belediye Başkanı Hayri Orçan, Cumhurbaşkanlığı Turizm ve Çevre Komitesi Başkanı Özge Özden ile Lefkoşa Türk Maarif Koleji Müdürü Candan Kortay, öğretmenler ve öğrenciler katıldı.

Tatar: “Yaşanabilir bir gelecek için hepimize görev düşüyor”

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın eşi Sibel Tatar konuşmasında, çok güzel bir projenin uygulaması için toplandıklarını ifade ederek, kendi kızlarının da Türk Maarif Koleji’nden mezun olduğunu ve okulun kendileri için duygusal bir önem taşıdığını belirtti.

Çevrenin korunması ve yaşanabilir gelecek için hepimize görev düştüğünü ve ortak çözüm ve dayanışma adına iş birliği gerektiğini söyleyen Sibel Tatar, “Bunun için burada bu projeyi başlattık” dedi.

Tatar, “Sizinle iş birliğinin yanında doğaya, çevreye, ülke ekonomisine ve kendimize karşı da sorumluluğumuz var bu yüzden de geri dönüşüm projesine dahil olmamız gerekir” ifadelerini kullandı.

Bu projenin ilkinin Tatlısu Belediyesi’nde başlatıldığını, Tatlısu Belediyesi’nin bugüne kadar yüzde 85 başarı sağladığı projenin Lefkoşa’daki bir ortaokuldan sonra Türk Maarif Koleji’nde de devam ettirildiğini söyleyen Sibel Tatar, proje hakkında bilgi verdi.

Geri dönüşümün, çevre ve ekonomi bağlamında büyük önem taşıdığını ifade eden Tatar, şöyle devam etti:

“Ülkemizde 2 buçuk milyon yıl önce yaşamış gerçek boyutlarında bir cüce fil maketi ve nesilleri tükenmekte olan Akdeniz fok balığı maketi içerisine farklı atıklar toplanacak ve geri dönüşüm ile yeniden üretilecek. Sadece okulda değil, evlerinizden de cam, plastik ve kâğıt atıkları da toplayarak buraya getirebilirsiniz. Tatlısu’da başlattığımız proje kapsamında geçen bir buçuk yıllık sürede 128 ton cam, 22.5 ton plastik, 38.3 ton kâğıt, 310 ton yeşil atık, 1.550 kg. evsel yağ, 20 kg. pil ve 17 kg. tıbbi atık toplanmıştır.”

Sibel Tatar konuşmasının sonunda, projede katkısı olan herkese teşekkür ederek, bu tür projelerin devlet politikası haline gelmesi temennisini dile getirdi.

-Orçan: “5 yıllık hayalimiz gerçek oldu”

Tatlısu Belediye Başkanı Hayri Orçan da konuşmasında, beş yıl önce hayalini kurdukları bu projenin Sibel Tatar’ın bir telefonu ile 1.5 yıl önce başlatıldığını dile getirerek, Sibel Tatar’a duyarlılığı ve çabaları için teşekkür etti.

Güzel ve anlamlı bir projeye katkı koymaktan duyduğu mutluluğu dile getiren Orçan, gelecek için umutlu olduklarını ve projenin kendileri için önemli olduğunu vurguladı.

Çevrenin miras değil, emanet olduğunu belirten Orçan, “Yaşadığımız coğrafyada çevreye duyarlı gibi görünsek de aslında çok kirletiyoruz” dedi.

Daha yaşanabilir bir çevre için ne yapabileceğini düşünürken bu proje ile yola çıktıklarını anlatan Orçan, yakaladıkları ivmeyle Avrupa’da gelinen noktaya bir buçuk yılda ulaşıldığını, zamanla alışkanlıkların değiştirilmesiyle projenin tam hedefine ulaşacağının altını çizdi.

Tatlısu Belediye Başkanı Hayri Orçan projede önemli olanın, çöplerin düzenli toplanması değil, çöplerin ekonomik olarak değerlendirilmesi olduğunu ifade ederek, en tehlikelilerinin cam atıklar olduğunu, doğada 2 bin yıl kalabildiklerini, orman yangınlarının en büyük sebepleri olduğunu aktardı.

Orçan, bu projeyle camların toplanıp Cumhurbaşkanlığı tarafından kendilerinin kullanımına verilen yüksek kapasiteli ve adada tek olan cam öğütme makinesi ile kum haline getirildiğini ve kum haline gelen camların parke yapımı ve kaldırım parkelerinin altına serilmesi suretiyle yeniden ekonomiye kazandırıldığını belirtti.

Orçan, toplanan atıkların bir kısmının geri dönüştürüldüğünü, bir kısmının da ihraç edilerek ülke ekonomisine katkı sağladığını kaydetti. Bu girişimle çöp alanlarının da azaldığını ifade eden Orçan, hem çevre hem de ekonomi anlamında projenin önemli olduğunu dile getirerek, projeyi himaye eden Cumhurbaşkanlığı’na, projeye öncülük eden Sibel Tatar’a ve projede emeği geçen herkese teşekkür etti.

-Kortay: “Hedef Sıfır Atık Projesi’ne dahil olmaktan gurur duyuyoruz”

Etkinlikte açılış konuşmasını yapan Okul Müdürü Candan Kortay ise, Türk Maarif Koleji ailesi olarak sosyal sorumlulukların her zaman farkında olduklarını ve daha yaşanabilir bir dünya için doğanın korunmasının öncelikleri olduğunu belirtti.

Doğa kaynaklarının her gün azaldığı günümüzde ivedi önlem almanın gerekliliğinin bilincinde olduklarını ve TMK olarak bu duruma katkı koymak ve destek olmanın görevleri olduğunu belirten Kortay, Hedef Sıfır Atık Projesi’ne dahil olmaktan gurur duyduklarını kaydetti.

Kortay, projeyi uygulamaya koyan başta Sibel Tatar olmak üzere herkese teşekkür etti.

Konuşmaların ardından, Cumhurbaşkanlığı Turizm ve Çevre Komitesi Başkanı Özge Özden gençlere proje hakkında seminer verdi.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Yamaçköy’de yangın

Published

on

By

Bugün saat 14:00 sıralarında, Yamaçköy’de ormanlık alan içerisinde, henüz tespit edilemeyen sebepten dolayı meydana gelen yangına İtfaiye Ekipleri’nin müdahalesi sürüyor. Yangın henüz kontrol altına alınamamış olup, soruşturma devam etmektedir.

Devamını Oku

Kıbrıs

Cumhurbaşkanı Tatar, Türk Edebiyatı Vakfı Başkanı Serhat Kabaklı’yı kabul etti

Published

on

By

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Türk Edebiyatı Vakfı Başkanı Serhat Kabaklı’yı kabul etti.

Kabulde, Cumhurbaşkanlığı Özel Kalem Müdürü Çağın Zort, Cumhurbaşkanı Özel Danışmanı Gökhan Güler, Cumhurbaşkanlığı Yerel Yönetimler Danışmanı İlker Edip, Kıbrıslı Türk şair-yazar Feyzan Korur ve Uluslararası Final Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkan Yardımcısı İbrahim Taşel de hazır bulundu.

Kabaklı kabulde, vakıf yayını olan “Bil Oğlum” adlı kitabını Tatar’a takdim ederek, Kıbrıs’ta “Türk Dünyası Şiir Akşamları” etkinliğinin düzenlenmesi için destek talebinde bulundu.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Kıbrıs Türk halkının kendi dili, dini ve değerleriyle bu topraklardaki yaşamını yıllardır başarı ile sürdürdüğünü belirterek, “Bu bizim övünç kaynağımızdır.” dedi.

Vakıfla birlikte düzenlenecek etkinliklerde Kıbrıs Türk halkının kendi şairlerinin, yazarlarının, edebiyatçılarının yer almasının kendilerine güç vereceğini dile getiren Tatar, “Onun için yeni projenizi selamlıyorum.” ifadesini kullandı.

Tatar, bu tür organizasyonlarda sadece Türk dünyasının ve Türk devletlerinin değil, Bulgaristan, Macaristan, Tataristan, Uygur gibi diğer ülkelerin de katılabileceğini belirterek, önemli olanın gönül birliği olduğunu kaydetti.

Tatar, bugünün dijital dünyasının iletişimin daha kolay ve yaygın olduğuna işaret etti.

Cumhurbaşkanı Tatar, kabulde Kıbrıs Türk halkının tarihine de değinerek, Kıbrıs Türk halkının 1571’den bu yana bu topraklarda uzun yıllar hiçbir değerini kaybetmeden varlığını sürdürebildiğinin altını çizdi.

“Kıbrıs Türk halkı öz benliğiyle bu topraklarda var olmanın gururunu yaşadı ve bugünlere kadar gelebildik.” diyen Tatar, bugünkü iletişim çağında eskiye oranla daha kolay iletişim olduğunu, ayrıca Türkiye Cumhuriyeti ve Türk dünyasının yanlarında olduğunu belirtti.

Tatar, Türk Devletleri Teşkilatı’nda gözlemci üye olmanın kendilerine çok şeyler kazandırdığını da vurgulayarak, diğer Türk teşkilatlarına da üye olduklarını ve bu yakınlıkların önemli kazanımlar olduğunu ifade etti.

Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonrasında Türk devletlerin bağımsızlıklarına kavuşmalarıyla Türkiye Cumhuriyeti’nin önemli bir siyaset geliştirdiğini dile getiren Tatar, Gaspıralı İsmail’in “Dilde, işte, fikirde birlik” sözlerine atıfta bulundu.

-Kabaklı

Türk Edebiyatı Vakfı Başkanı Serhat Kabaklı da kabulde yaptığı konuşmada, vakıf olarak Kıbrıs’ın kültür ve edebiyat hayatında aktif rol oynamak istediklerini belirterek, “Kıbrıs’taki gençlerin Türk kimliğiyle yaşamalarını sağlamak için birtakım çalışmalar yapmak istiyoruz.” dedi.

Kabaklı, ağustos ayı gibi “Türk dünyası şiir akşamları” konulu bir etkinlik düzenlemek istediklerini, etkinlikte Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA) ile Uluslararası Final Üniversitesi’nin kendilerine destek verebileceğini ifade etti.

Etkinlikte Türk dünyasından gelecek şairlerin yanı sıra Uluslararası Türk Kültürü Teşkilatı’ndan da (Türksoy) bir Azeri konseri düzenlenebileceğini ifade eden Kabaklı, amaçlarının Türk dünyasının Kıbrıs ile gönül birliği içinde olduğunu ortaya koymak olduğunu kaydetti.

Kabaklı,  Elâzığ’da “Hazar Şiir Akşamları” adıyla yaklaşık 25 yıldır bu organizasyonu yaptıklarını belirterek, amaçlarının Kıbrıs’ta düzenlenecek Türk dünyası şiir akşamlarının da geleneksel hale dönüştürülmesi olduğunu söyledi.

Kabulde, Feyzan Korur da “Rüzgâr Üstü” isimli öykü kitabını Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’a takdim etti.

 

 

Devamını Oku

Kıbrıs

Dışişleri Bakanlığı ile TC Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’nın düzenlediği “İletişim Eğitim Programı” başladı. Eğitim programı iki gün sürecek

Published

on

By

Dışişleri Bakanlığı ile Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’nın birlikte düzenlediği “İletişim Eğitim Programı”, Dışişleri Bakanlığı Uğur Umar Konferans Salonu’nda yapılıyor.

İki gün sürecek hizmet içi eğitim programı, bugün saat 10.00’da başladı.

Eğitim programının açılışında Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, Türkiye Cumhuriyeti Lefkoşa Büyükelçisi Ali Murat Başçeri ve Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı, Stratejik İletişim ve Kriz Yönetimi Dairesi Başkanı Doç. Dr. Bora Bayraktar, birer konuşma yaptı.

Eğitim programında, “Kamu Diplomasisi”, “Kriz Anlarında İçerik Yönetimi”, “Yapay Zeka” “Sosyal Medyanın Doğru Kullanımı ve Dezenformasyonla Mücadele” ve “Kurumsal İletişim” konu başlıkları yer alıyor.

Eğitim programının temel amacının; dış politika üretiminde iletişimin stratejik rolünü güçlendirmek, kamu diplomasisinin araçlarını etkin şekilde kullanabilen dezenformasyonla mücadele konusunda yetkin, kriz anlarında doğru ve zamanında iletişim stratejileri geliştirebilen bir diplomasi kurumsallığına katkı sağlamak olduğu vurgulandı.

İletişim Eğitim Programı’nın açılışında konuşan Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, bugünün önemli ve farklı bir gün olduğunu belirtti.

Eğitimin verildiği salonda çoğu zaman toplantılar ve konuşmalar yapıldığını belirten Ertuğruloğlu, “İlk defa bu salonun tıklım tıklım olduğunu gördüm. Son derece mutluyum.” dedi.

Ertuğruloğlu, hizmet içi eğitimin gerçekleşmesini Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanlığı iletişim Başkanlığı’ndan aylar önce kendisinin talep ettiğini belirterek, eğitimin önemine değindi.

Ertuğruloğlu, yıllar önce bürokrat olduğu bir dönemde, Ankara Dışişleri’nde bir üst düzey bürokratla konuşurken her zaman yaptığı gibi Kıbrıs konusunda sitemkar ve talepkar bir üslupla konuştuğunu anımsatarak anısından bahsetti.

Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Cumhuriyet Yerleşkesi açılışında yaptığı konuşma metninin sürekli cebinde olduğunu belirten Ertuğruloğlu, Erdoğan’ın konuşmasındaki “İsimlerimiz farklı olsa bile, konu Kıbrıs davası olunca, soyadımız Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’dir” sözlerine değindi.

Kıbrıs Türk halkının yıllarca dünyadan soyutlanıp, kendi içine kapanmış olarak yaşamaya zorlandığını ifade eden Ertuğruloğlu, “Kıbrıs Türk halkı, tüm bu süreçler boyunca Anavatan Türkiye’den her zaman yardım talep etmiş ve her yardım talebi de cevap bulmuştur. Anavatan her türlü bedeli ödemeyi göze alarak, gerekirse bütün dünyayı karşısına alarak Kıbrıs Türkünü yalnız bırakmamış ve mücadelesinde bir bütün olarak, bu haklı davayı ileri götürmek için beraber mücadeleler vermişizdir. Bugün de aynı şey geçerlidir.” şeklinde konuştu.

“Bizim de üzerimize düşen görevleri, sorumlulukları yerine getirme mecburiyetimiz var.” diyen Ertuğruloğlu, yan gelip yatma diye bir lükslerinin olmadığını kaydetti.

 

“Bir BRT neden TRT olmasın, Türk Ajansı Kıbrıs neden Anadolu Ajansı olmasın.” şeklinde konuşan Ertuğruloğlu, iletişimin bu kadar önemli olduğu ve dezenformasyonun bu kadar tehlike arz ettiği dünyada çok daha etkin iletişim unsurlarını öğrenip, bunları uygulama noktasına gelmeleri gerektiğinin şart olduğunu ifade etti.

Ertuğruloğlu,  “Gündemi, Rum basınının yaratıp Türk basınının da bunu tekrarladığı bir basın olmaktan çıkmamız gerekir. Niye gündemi Kıbrıs Türk basını yaratmasın? Ama dezenformasyonla değil gerçeklerle…” ifadelerini kullandı.

Her yönüyle son derece haklı bir ulusal davanın savunucusu olduklarını belirten Ertuğruloğlu,  “Kendi içimizde de bazı unsurlar var. Bizi, haklı davayı savunmaktan dolayı utanma durumuna getirmeye çalışıyorlar. Sanki bir suç işliyoruz. Bu oyuna asla gelinmemesi gerekir.” dedi.

Anavatan Türkiye’ye ve Kıbrıs Türk halkına güvendiğini kaydeden Ertuğruloğlu, bir bütün olduklarını dile getirdi.

“Bugün ülkede siyaset yapacağım diyerek iki devletli politikayı ‘çözümsüzlüğün kendisidir’ diye lanse eden siyasilerimiz var. İki devletli politikayı savunmanın çözümsüzlüğü savunmak olduğunu söyleyebilecek kadar Kıbrıs konusundan bir haber ve başka bir dünyada yaşayan arkadaşlarımız var.” ifadelerini kullanan Ertuğruloğlu, bunun Kıbrıs konusunun ne olduğunu bilmediklerini gösterdiğini kaydetti.

Ertuğruloğlu, “Kıbrıs sorunu, Rum tarafının Kıbrıs Cumhuriyeti diye kabul edilmesidir. Başka bir sorun değil. Yaşadığımız bütün problemlerin nedeni ve temeli Rum tarafının Kıbrıs Cumhuriyeti diye kabul görmesidir. Bu gerçek ortada dururken, iki devletli politikayı savunmanın çözümsüzlüğü gündeme getirdiğini nasıl söyleyebilirsin?” diye konuştu.

Kıbrıslı Rumların Kıbrıs sorunu tanımlamasına değinen Ertuğruloğlu, eleştirilerde bulundu.

Çözümün Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin varlığı olduğunu kaydeden Ertuğruloğlu, “Dünya Rum’u bu şekilde şımarttığı sürece, Rum tarafı bizim de faydalanacağımız bir ortamı neden kabul etsin. Bütün avantajları kendi başına kullanırken,  üzerimizde ambargoları uygularken ve Türkiye’yi işgalci bir ülke diye suçlarken… ” şeklinde konuştu.

Türkiye Cumhuriyeti Lefkoşa Büyükelçisi Ali Murat Başçeri de, sözlerine, Berlin Büyükelçiliği’nde müsteşar olarak görev yaptığı bir dönemde okuduğu bir makaleye değinerek başladı.

Seyahatin Berlin’den Ankara’ya 14 gün olduğu 1920’lerden, bilginin Berlin’den Ankara’ya üç ya da beş saniyede geldiği bir çağda olduklarını kaydeden Başçeri, “Böylesine hızlı bir dönüşümü yaşadık ve şimdi buna adapte olmaya çalışıyoruz.” dedi.

İran ile İsrail arasında hava savaşının yaşandığına değinen Başçeri, her iki taraftan farklı farklı açıklamaların geldiğini, “hangisinin doğru, hangisinin yanlış” olduğunu ayırt etmekte zorlandığını belirtti.

“Yaptığımız işin doğruluğunu, doğru bir şekilde kamuoyuna aktarılması farklı bir boyuta geliyor. Bir Algoritma üzerinden, milyonlarca paylaşımın nasıl değerlendirildiğine bakılmaksızın, ortaya konan bazı düşünceler, fikirler sanki hepimiz bunun doğruluğuna inanıp ona göre de üretilen algılar üzerinden bir düşünce silsilesi geliştirmeye çalışıyoruz.” diyen Başçeri, kendileri için en tehlikeli olanının bunun üstüne de bir siyaset kurmaya gayret etmeleri olduğunu dile getirdi.

Hizmet içi eğitim programını önemli ve faydalı bulduğunu dile getiren Başçeri, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’nın edinmiş olduğu tecrübenin ve bilgi birikiminin KKTC’deki bu alanda faaliyet gösterenlere aktarılmasının yararlı olacağını vurguladı.

Başçeri, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’nın personel böylesine bir eğitim programını planladıkları için ve Dışişleri Bakanlığı kapılarını bu eğitim programına açmasından dolayı Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu’na teşekkür etti.

Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı, Stratejik İletişim ve Kriz Yönetimi Dairesi Başkanı Doç. Dr. Bora Bayraktar da, gününüzde kamu diplomasisi ve kurumsal iletişim kavramlarının daha önce hiç olmadığı kadar önem kazandığını gördüklerini kaydetti.

Bayraktar, bu bağlamda kamu çalışanlarının, kamu diplomasisi ve kamusal iletişim konularında gerekli bilince sahip olmalarının önem kazandığına değindi.

İletişim Eğitim Programı’na değinen Bayraktar, dezenformasyonu önemli bir silah olarak kullanan sosyal medyanın, diplomasi ve habercilik ekseninde bilinçli olarak ele alınması gereken bir husus olduğunu kaydetti.

 

 

Devamını Oku

Trending

Reklam