Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Cumhurbaşkanı Tatar: Kıbrıs tarihte hiçbir zaman Helen Adası olmadı

Published

on

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Özel Kuvvet Görev Komutanlığı’nda “Kıbrıs Türk Tarihi ve egemen eşit iki devlet” konulu bir konuşma yaptı.

Cumhurbaşkanı Tatar, Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı’nın 1974 Mutlu Barış Harekatı sonrası Kıbrıs Türk Halkının oluşturduğu düzenli ordusu olduğuna dikkat çekerek, “Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı kurulana kadar büyük mücadeleler verildi. Türk Mukavemet Teşkilatı mensupları ve Türkiye’den adaya silah getiren bereketçiler, büyük zorluklara hayatlarını adayarak, Kıbrıs Türk Halkına hizmet verdi” dedi.

Osmanlı İmpratorluğu’nun binlerce şehit vererek Venediklilerden Kıbrıs adasını aldığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Tatar, Osmanlı İmparatorluğu’nun 1571-1978 arası 357 yıl boyunca Kıbrıs’ı yönettiğini ancak tarihin hiçbir döneminde Kıbrıs’ı Rum-Yunan ikilisinin yönetemediğini ve Kıbrıs’ın Helen adası olmadığını vurguladı.

Cumhurbaşkanı Tatar, İngiltere Müstemlekelerden Sorumlu Bakanı Winston Churchill’in yaptığı bir konuşmada, adayı Osmanlıdan kiraladıklarını ve çekilmeleri durumunda Osmanlı İmparatorluğu’na geri vereceği yönünde açıklamalarının tutanaklarda yazdığını kaydetti.

İngiltere’nin 1914 yılında adayı yönetimine aldığını ve 1923 yılında Lozan Anlaşmasıyla egemenliğine geçirdiğine işaret eden Cumhurbaşkanı Tatar, “Kıbrıs, 1923-1960 yılları arasında 37 sene İngiltere egemenliğinde kaldı. Kıbrıs’ı her zaman yurdumuz olarak gördük ve Megalo İdea’ya karşı mücadele verdik. Kıbrıs en çok Osmanlı İmparatorluğu yönetiminde kaldı” ifadelerini kullandı.

Kıbrıs’ın İngilizlere kiralana dek Türk ve Rum nüfusunun arasında büyük fark olmadığını aktaran Cumhurbaşkanı Tatar, “1978’de 100 bin olmayan Rum nüfusu 1960’ta 400 bine yükseldi. Çok sayıda Kıbrıslı Türk Anadolu’ya göç etti.
Nüfus farkını müzakerelerde aleyhimize kullanmaya çalışırlar ancak 1960 anlaşmasından dolayı Kıbrıs’ta egemenlik haklarımız var” diye konuştu.

Egemenliğin sadece toprak üzerinde değil, aynı zamanda denizlerde de olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Tatar, “Deniz altındaki kaynaklar kullanılabilir. Ülke olarak daha küçük olan ancak denizde egemenlik üstünlüğünü ele geçirmek isteyen Yunanistan, Türkiye’den daha fazla alana sahip olmak istiyor” diye konuştu.

Kıbrıs ve Girit üzerinden Yunanistan’a ulaştırılmak istenen “Eastmed Boru Hattı” üzerinde Türkiye ile Libya’nın anlaşması olduğuna dikkat çeken Cumhurbaşkanı Tatar, projeyi üstlenen şirketin Türkiye’den de izin alınması gerektiğine yönelik açıklama yaptığını vurguladı.

Türkiye üzerinden yapılacak enterkonnekte sistemle enerji sorununu çözmek istediklerini ancak Rum-Yunan ikilisinin Kıbrıs Türk Halkının egemenliğini tanımak istemediğinden bu teklife yanaşmadığını dile getiren Cumhurbaşkanı Tatar, “İki devlet arasında işbirliği yapılabilir. Güney ile Kuzey arasında olan enterkonnekte sistemini Türkiye ile bağlayabiliriz. Güneş enerjisi ile üretilen elektriği de böylece sisteme verebiliriz” dedi.

Kıbrıs’ın tek taraflı Avrupa Birliği’nde alınması sonrasında federasyon temelinde çözümün tehlikelerinden bahseden Cumhurbaşkanı Tatar, “Çoğunluğun azınlığı yöneteceği bir model ile Avrupa Birliği’nde sıfır asker ve sıfır garantör ile Türkiye’nin Kıbrıs’ta ve Doğu Akdeniz’de egemenliğini ortadan kaldırmak istiyorlar. Atatürk, ‘Kıbrıs’a dikkat edin, düşman eline geçerse ikmal yolları kapanır’ dedi. Stratejik anlamda Kıbrıs çok önemlidir, bu nedenle iki eşit ayrı egemen devleti savunuyoruz” ifadelerini kullandı.

1960 anlaşmalarına göre Kıbrıslı Rumlar ne kadar eşitse Kıbrıslı Türkleri’nde o kadar eşit olduğuna vurgu yapan Cumhurbaşkanı Tatar, “Egemenlik olamadan yapılan anlaşma, buz üstüne yazılan yazıya benzer. Zamanla yok olup gideriz” diye konuştu.

Kıbrıs sorununu 3 ayda çözeceğini iddia edenlerin Rumlar’ın uzlaşmaya yanaşmaması nedeniyle sonuç alamadığını anlatan Cumhurbaşkanı Tatar, konuşmasına şöyle devam etti:

Geçmişte çözüm için tavizler hatta karşı tarafa haritalar bile verildi ancak Kıbrıs sorunu çözülemedi. Rum Dışişleri eski Bakanı Nikos Rolandis, Kıbrıs sorununun çözümü için yapılan önerileri her zaman Rum tarafının ret ettiğini itiraf etti.

50 yıldır federal temelde çözüm modeli denendi ancak Rum tarafının çözüme yanaşmamasıyla sonuç alınamadı. Kıbrıs’ta ihtilaf olmasına ve garantör ülke Türkiye’nin üye olmamasına rağmen Rumlar tek taraflı olarak Avrupa Birliği’ne alındı.

Kıbrıs Meselesi, Türkiye’nin bir numaralı güvenlik meselesidir. Türkiye Cumhuriyeti, geçmişten gelen haklarını kullanarak garantör oldu.

Kıbrıs’ta yaşanan acılar ve gösterilen çabalardan sonra KKTC’nin ve Türkiye’nin geleceği tehlikeye atılamaz. Egemenliğimizi, Rumlara teslim edemeyiz.

Tek taraflı olarak neden Rumları AB’ye aldıklarını sorduğumuzda, ‘bu bir siyasi karardır’ diyorlar. İşlerine geldiğinde hukuki, işlerine geldiğinde siyasi meseledir deniliyor.

Bize her alanda ambargolar uyguluyorlar Kıbrıs Türk takımlarının, Türkiye takımlarıyla oynamasına bile izin vermiyorlar.

Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kurulmasını Enosis’e bir sıçrama tahtası olarak kullanmak istediler. Devletimize ve egemenliğimze sahip çıkacağız.

Türk Devletleri Teşkilatında önemli gelişmeler yaşanıyor. Bizi tanımak istemelerine rağmen Avrupa Birliği’nde yer alan Rum-Yunan ikilisi uyguladıkları lobicilik faaliyetleriyle engellemeye çalışıyor.

Maronitlerle bizi aynı görüyorlar ancak biz geçmişten gelen haklarımızdan dolayı Rumlarla eşitiz.

Enosis’e sıçrama tahtası olarak kullanmak için Doğu Akdeniz’de ikinci Yunan Cumhuriyeti’ni kurmak amacıyla 15 Temmuz 1974 yılında darbe yaptılar ancak Türkiye garantör hakkını kullanarak, Kıbrıs Türk Halkını korumak ve haklarını savunmak için harekat düzenledi. Kıbrıs’ın Helen Adası olmasını engelledi.

Kıbrıs Meselesi, Kıbrıslı Türklerle Türkiye’nin ortak meselesidir. Doğu Akdeniz’deki gelişmeler, Türkiye ile Libya Anlaşması ve Mavi Vatan görmezden gelinemez.

Kıbrıs Sorunu, ‘Avrupa Birliği’nin iç meselesidir’ denilerek Tükiye’yi dışlamak istiyorlar.

İleride petrolden daha değerli olacak su, Türkiye’den getirildi. Pandemi ve Rusya-Ukrayna Savaşı bize tarımın önemini bir kez daha gösterdi. Türkiye’den gelen su evlerde ve tarımda kullanılıyor.

Ülkemizde çıkan yangınlarda İHA ve SİHAlarla yanan yerler tespit ediliyor.
Türkiye, her konuda gelişiyor ve Güvenlik Kuvvetleri ile birlikte ülkenin güvenliği sağlanıyor. Yurtdışından gelenler, ülkenin güvenli olduğundan bahsediyor.

Kıbrıs’ta varlığımızın devamı için egemenliğimizi ve devletimizi savunacağız. Kıbrıs sorununun çözümü, iki eşit ayrı egemen devletle yapılabilir.
KKTC’yi ve kurumlarını gözümüz gibi korumalıyız.

KKTC’nin savunması ve asayişi için üstün bir gayret içinde çalışan Güvenlik Kuvvetleri mensuplarına teşekkür ederim.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Erdoğan, Tokayev ile basın toplantısı düzenledi : “Kıbrıs Türklerinin eşit ve özden gelen haklarına saygı duyulmasını özellikle istişare ettik”

Published

on

By

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kazakistan Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev ile görüşmesinde, Kıbrıs Türklerinin eşit ve özden gelen haklarına saygı duyulmasını istişare ettiklerini belirtti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde, Kazakistan Cumhurbaşkanı Tokayev ile baş başa görüşmesi ve Türkiye-Kazakistan Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi 5. Toplantısı’na katılmasının ardından çeşitli alanlardaki anlaşmaların imza törenine başkanlık etti ve ortak basın toplantısı düzenledi.

-“Kıbrıs Türkleriyle de dayanışmamızı güçlendirmeye devam ediyoruz”

Doğu Akdeniz’den Türkistan’ın en ücra köşelerine uzanan coğrafyada, “Dilde, fikirde, işte birlik” şiarıyla hareket ettiklerini belirten Erdoğan, “Gerek ikili ilişkiler, gerek aile meclisimiz olan Türk Devletleri Teşkilatı bünyesinde, Türk dünyasının güçlenmesi için birlikte çalışıyoruz.” dedi.

Kazakistan’ın, Türk Devletleri Teşkilatı’nın 2026’daki Gayriresmi Zirvesine Türkistan’da ev sahipliği yapacak olmasından memnuniyet duyduğunu dile getiren Erdoğan, “Türk dünyasının asli ve ayrılmaz bir unsuru olan Kıbrıs Türkleriyle de dayanışmamızı güçlendirmeye devam ediyoruz. Biraz önce Sayın Tokayev ile kabul ettiğimiz ortak bildiride Kıbrıs Türklerinin eşit ve özden gelen haklarına saygı duyulmasını özellikle istişare ettik. Cumhurbaşkanı Sayın Tokayev ile dünyanın içinden geçmekte olduğu bu zorlu süreçte bölgesel ve uluslararası meseleleri de değerlendirdik.” ifadelerini kullandı.

-“Ticaret hacminde 15 milyar dolar seviyesini hedef alarak yolumuza devam ediyoruz.”

Tokayev ve heyetini, Türkiye-Kazakistan Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi 5. Toplantısı vesilesiyle Ankara’da misafir etmekten memnuniyet duyduğunu ifade eden Erdoğan, şunları söyledi:

“Hatırlayacaksınız, 2019’da Stratejik Ortaklığımızı ilan ettiğimiz Kazakistan ile münasebetlerimizi üç yıl önce Geliştirilmiş Stratejik Ortaklık düzeyine yükseltmiştik. Kazakistan, bölgenin en büyük ekonomisi, bizim de bölgedeki en büyük ticari ortağımız. Ticaret hacminde 15 milyar dolar seviyesini hedef alarak yolumuza devam ediyoruz.”

Türkiye’nin Kazakistan’daki yatırımlarının 5 milyar dolar seviyesine ulaştığını, Kazakistan’ın Türkiye’deki yatırımlarının ise 1,5 milyar dolara yaklaştığını vurgulayan Erdoğan, şöyle konuştu:

“Müteahhitlik firmalarımız bugüne kadar 30 milyar dolar değerinde 500’ün üzerinde projeyi başarıyla üstlendi. Bugün de savunmadan enerjiye, ulaştırmadan bilim ve teknolojiye çok geniş bir yelpazede görüş alışverişimiz oldu. Neticede biraz önce şahit olduğunuz 20 belgeyi imzaladık. Madencilik ve nadir toprak elementleri gibi bu sektörlerde işbirliği imkanlarını değerlendirdik. Daha fazla miktarlarda Kazak petrolünün ülkemiz üzerinden dünya pazarlarına ulaştırılmasının yollarını ele aldık. İpek Yolu’nun günümüzdeki karşılığı olan Hazar Geçişli Orta Koridor’un kullanımı ve geliştirilmesi hususunda yapabileceklerimizi istişare ettik.”

Tokayev ile askeri ve savunma sanayi işbirliğini daha ileriye taşıyacak somut projeleri de görüştüklerini bildiren Erdoğan, şunları kaydetti:

“Güvenlik işbirliği ve FETÖ başta olmak üzere terör örgütleriyle mücadele konuları da gündem başlıklarımız arasında yer aldı. Ülkemizi ziyaret eden Kazak turist sayısı her geçen yıl artıyor. Geçtiğimiz sene 900 bine yakın Kazak kardeşimizi ülkemizde ağırladık. Ülkemizden de Kazakistan’a yönelik bir teveccüh olduğunu görüyoruz. Kazakistan, Türk vatandaşlarına vize muafiyet süresini 90 güne çıkardı. Bu karardan dolayı değerli kardeşim Tokayev’e teşekkür ediyorum. Eğitim ve kültür konuları her zaman olduğu gibi yine gündemimizdeydi. İlk kapsamlı ortak projemiz olan Hoca Ahmet Yesevi Uluslararası Türk-Kazak Üniversitesi 30 yılı aşkın süredir 100 binden fazla mezun verdi. Şimdi de Sayın Tokayev’in desteğiyle Türkiye Maarif Vakfı’nın Astana ve Almatı’da birer okul açma çalışmalarına başladığının müjdesini buradan vermek isterim. Ayrıca, Gazi Üniversitesi de Güney Kazakistan Pedagoji Üniversitesinde bir şube açacak.”

Bu yılın Kazakistan’ın milli şairi, Kazak halkının büyük dahisi, mütefekkir Abay Kunanbayev’in 180’inci doğum yıl dönümü olduğunu hatırlatan Erdoğan, Kunanbayev’i rahmetle yad etti.

Gazze başta olmak üzere Rusya-Ukrayna savaşı ve Afganistan gibi başlıklarda görüş alışverişinde bulunduklarını bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:

“Terör devleti İsrail, 22 aydır Filistin halkını canice katlediyor. 360 kilometrekareye hapsettiği Gazzeli kardeşlerimize soykırım uyguluyor. Gazze’den, Nazi kamplarından çok daha kötü daha vahşi ve insanlık dışı fotoğraflar geliyor. Tüm dünyanın gözleri önünde bir halk açlık ve susuzlukla öldürülüyor. Gazze’deki insani durum felaket boyutundadır. Masum çocuklar ya açlıktan ya da İsrail işgal güçlerinin silahlarından çıkan kurşunlardan dolayı can vermektedir. İsrail’in açlığı özellikle Filistinlilere karşı bir silah olarak kullanması, bunların insanlıktan nasibini almadıklarının en açık göstergesidir. Bu barbarlık karşısında İslam ülkeleri başta olmak üzere herkesin, vicdan sahibi tüm ülkelerin tüm halkların sesini daha fazla yükseltmesi şarttır. Biz bu konuda ne yapılması gerekiyorsa yapmaya devam edeceğiz. Gazze halkına soykırım uygulayanların hukuk ve tarih önünde hesap verdiği günleri de inşallah göreceğiz.”

Kazakistan Cumhurbaşkanı Tokayev ve heyetine, Türkiye’yi ziyaretleri için bir kere daha teşekkür eden Erdoğan, sözlerini şöyle tamamladı:

“Kıymetli kardeşim, Türkiye’nin yakın bir dostu olduğunu göreve geldiği günden bu yana attığı kararlı adımlarla ortaya koymuştur. Kendisine Türkiye-Kazakistan kardeşliğine yaptığı eşsiz katkılardan dolayı devlet nişanımızı tevcih edeceğiz. Rabbim dayanışmamızı, muhabbetimizi daim eylesin diyorum. Bu düşüncelerle konsey toplantımızın hayırlara vesile olmasını diliyor, buradan kardeş Kazakistan’a sağlık esenlik ve refah dileklerimi iletiyorum.”

Devamını Oku

Kıbrıs

Başbakan Üstel:Şehit ve gazilerimize olan vefa borcumuzu lafla değil hizmetle ödüyoruz

Published

on

By

Başbakan Ünal Üstel, Mücahitlerin Tazmini ile Gazilerin Hak ve Menfaatlerinin Belirlenmesi Yasası kapsamında düzenlenen “Gazilik Beratı” ve “Gazilik Kartı” takdim törenine katıldı. Törende yaptığı konuşmada, “Bugün özgür bir devlette, bayrağımızın gölgesinde yaşıyorsak bunu şehitlerimize ve gazilerimize borçluyuz.” diyerek milli mücadele kahramanlarını minnetle andı.

 

“HAYATA GEÇEN HER PROJE, SİYASİ İSTİKRAR SAYESİNDE”

 

Başbakan Üstel, konuşmasında, Kıbrıs Türk halkının milli mücadele yıllarında verdiği büyük bedeli hatırlatarak, “Vatanını, toprağını koruyan, canını ortaya koyan şehit ve gazilerimiz olmasaydı bugün hür bir devlet çatısı altında olamazdık. Onlara olan vefa borcumuz, sözle değil icraatla ödenir. Son dönemde hayata geçirdiğimiz tüm büyük projelerin en büyük sebebi de vizyonumuz, cesaretimiz ve siyasi istikrarımızdır” dedi.

 

Kıbrıs Türk halkının liderleri Dr. Fazıl Küçük ve Rauf Raif Denktaş’ı rahmet ve minnetle anan Üstel, 20 Temmuz Barış Harekatı’na kadar yaşanan saldırılara değinerek, “Kıbrıs Türkü o günlerde geri adım atmadı, bugün de geri adım atmayacak.” ifadelerini kullandı.

 

 

RUM BASKISINA KARŞI YENİ ADIMLAR

 

Rum tarafının Kıbrıs Türk halkına yönelik baskılarını hatırlatan Üstel sözlerine şöyle devam etti:

“Turizme karşı uygulanan ambargoları imzaladığımız anlaşmalarla tek tek kırıyoruz. İş dünyamıza karşı hukukun siyasallaştırıldığı saldırılara asla boyun eğmeyeceğiz. Anavatan Türkiye ile birlikte yürüttüğümüz hukuk savaşını mutlaka kazanacağız. Kıbrıs Türk halkını ekonomik, hukuki ve siyasi baskılardan kurtarmak bizim namus borcumuzdur.”

 

“HER SEKTÖRE EŞİT HİZMET, HER VATANDAŞA ADALET”

 

Hükümet olarak sağlık alanından sosyal konut projelerine kadar tüm sektörlere yatırım yaptıklarını vurgulayan Üstel, Karpaz’dan Lefke’ye sağlık yatırımlarını artırdıklarını, Maraş Sağlık Merkezi’ni açtıklarını, Lefkoşa Hastanesi için temel attıklarını. Girne ve Güzelyurt Hastanesini açmaya hazırlandıklarını belirtti.

 

Gençlere yönelik kırsal kesim arsası ve sosyal konut projelerinden bahseden Üstel, “Adaletli olacağız, sosyal konutları zaten evi olanlara vermeyeceğiz. Bizim siyasetimiz, şehit ve gazilerimizin emanetine olan devlete ve gençlerimize sahip çıkma siyasetidir.” dedi.

 

“GAZİLERİMİZE TÜRKİYE’DE DE AYNI HAKLAR”

 

Gazilerin Türkiye Cumhuriyeti’nde de aynı haklardan yaralanabilmesi adına gerekli çalışmaların tamamlandığını ifade eden Üstel, “Gazilerimiz başımızın tacıdır, onların hakkını ödemek boynumuzun borcudur.” diyerek gazileri selamladı.

 

“ŞEHİTLERİMİZE VE LİDERLERİMİZE MİNNET BORCUMUZ EBEDİDİR”

 

Başbakan Ünal Üstel, konuşmasını şu sözlerle tamamladı:

“Bu devlet, şehitlerimizin canıyla, gazilerimizin kahramanlığıyla, büyük liderlerimizin vizyonuyla kuruldu. Bizim görevimiz, bu emanete sahip çıkmak, vefa borcumuzu hizmetle ödemektir. Ruhları şad olsun, aziz hatıraları önünde saygıyla eğiliyorum.”

Devamını Oku

Kıbrıs

Caretta Caretta kaplumbağalarına uydu vericisi takıldı

Published

on

By

Doğu Akdeniz Üniversitesi Sualtı Görüntüleme ve Araştırma Merkezi (DAÜ-SAGEM) ile Kuzey Kıbrıs Deniz Kaplumbağalarını Koruma Derneği (SPOT) iş birliğinde, iki Caretta Caretta kaplumbağasına uydu vericisi takıldı.

DAÜ’den verilen bilgiye göre, İskele ve Alagadi sahilinden doğaya bırakılan kaplumbağalara takılan verici ile Akdeniz göç rotaları ve beslenme alanları izlenmeye başlandı.

Uydu vericilerinin temini, Türkiye İş Bankası ile Kuzey Kıbrıs Lions Dernekleri Federasyonu ve federasyona bağlı 14 kulübün sağladığı finansal destekle yapıldı. Proje, Caretta Caretta türünün göç yolları ve beslenme alanlarının zaman içinde nasıl değiştiğini izleyerek, türün korunmasına yönelik bilimsel veriler üretmeyi hedefliyor.

Açıklamada, “Kaplumbağaları yalnızca kendi kumsallarımızda değil, binlerce kilometre uzaktaki beslenme alanlarında da koruyabilmek için bu veriler büyük önem taşıyor. Uluslararası iş birlikleriyle yürütülen bu çalışmalar, türün korunmasına yönelik stratejik adımların temelini oluşturuyor” ifadelerine yer verildi.

Kaplumbağaların güncel konumları şu bağlantıdan canlı olarak takip edilebiliyor: “https://my.wildlifecomputers.com/data/map/?id=68657ee0051df304dd0e0cc9.”

Devamını Oku

Trending

Reklam