Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Doktor bir ailenin doktor çocuğu, Profesör Sıdıka Soydan Akdeniz…

Published

on

 

1985 yılında Lefkoşa’da, ortopedi uzmanı Dr. Mustafa Soydan ile anestezi uzmanı Dr. Ayşe Soydan’ın üçüncü çocuğu olarak dünyaya geldi. Ortopedi uzmanı ve Yataklı Tedavi Kurumları Müdürü olan ağabeyi Cenk Soydan gibi, o da anne ve babasının izinden gitti.

Meşakkatli bir eğitim hayatının ardından, çocukluk hayallerini gerçekleştirdi ve çok genç bir yaşta, 36 yaşında, profesör unvanını almış sayılı çene cerrahlarından biri oldu.

2002 yılında 20 Temmuz Fen Lisesi’ni birincilikle bitiren Sıdıka Soydan Akdeniz, ne istediğini bilen bir öğrenciydi ve ÖSS sınavında ilk tercihi olan Hacettepe Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi’ne girmeyi başardı.

2007 yılında diş hekimliği fakültesini bitirdikten sonra doktora eğitimi için Başkent Üniversitesi Ağız Diş ve Çene Cerrahisi bölümüne, mülakat sınavında en yüksek puanı alarak kabul edildi. Danışman hocası, aynı zamanda o dönemde üniversitenin rektörü olan Prof. Dr. Kenan Araz ile tez çalışmasını tamamlayarak 2011 yılında hem bilim doktoru hem çene cerrahisi uzmanı unvanı aldı. Tez çalışmasını maksillofasiyal cerrahi alanında dünyada en büyük meslek örgütü olan “International Association of Oral and Maxillofacial Surgery”nin Şili’deki toplantısında sundu. Uzmanlığını aldıktan sonra kısa bir süre özel sektörde çalıştı ve daha sonra üniversite ortamına geri dönüp maksillofasiyal cerrahi eğitimini klinik pratiğime çevirme kararı aldı. Başkent Üniversitesi Ağız Diş ve Çene Cerrahisi Ana Bilim Dalı’nda önce öğretim görevlisi ardından da akademik barajları yıllar içerisinde tamamlayarak öğretim üyesi kademesine yükseldi.

“Akademik ortamın dinamiğini seviyorum. Yorucu olsa da insanı sürekli güncel ve zinde tutan ortamda öğrencilerime eğitim vermekten ve kalabalık bir ekiple çalışmaktan büyük zevk alıyorum” diyen Sıdıka Soydan Akdeniz, 2016 doçent unvanını elde etti. 2021 yılında ise gerekli kriterleri tamamlayarak 36 yaşında profesör oldu.

Çok sayıda ulusal ve uluslararası makaleye imza atan, 2021 yılından beri 8 uzman 12 asistanın çalıştığı ana bilim dalının başkanlığını yürüten Sıdıka Soydan Akdeniz, hayallerini adım adım gerçekleştirmenin mutluluğunu yaşıyor.

“Akademik olarak yükselmek, çalıştığım ortam yüzünden beni bilimsel araştırmalara motive eden ve destekleyen bir kurumda olmak bu kariyere devam etmeme ön ayak oldu. Uzmanlık eğitimim sırasında 2009 yılında 2 ay süreyle University Collage of London Hospital bünyesinde maksillofasiyal cerrahi alanında branşında dünyaca ünlü cerrahlarla çalışma imkanım oldu. Bu süreçte akademik olarak devam edip ben de doğup büyüdüğüm yer olan Kıbrıs’ta ve Türkiye’de henüz gelişmekte olan maksillofasiyal cerrahi sektöründe katkıda bulunmak hatta öncü olmanın hayalini kurmuştum.”

KKTC’den de çok sayıda hastası var

Sıdıka Soydan Akdeniz’in kapısını, çok sayıda Kıbrıslı Türk de, KKTC’de yapılamayan ameliyatlar için çalıyor. “Genellikle çene deformitelerinin ve çene kemiği yetmezliklerinin dental implant yapılabilmesi için büyük greft ameliyatları ile tamiri ve ardından dental implant uygulamaları, çene kırıkları tedavisi, çenelerdeki patolojilerin cerrahi tedavisi, iskeletsel bozuklukların çene kemiklerinde fazla büyüme veya az büyümeye neden olduğu durumlarda çenelerin ideal pozisyona alınabilmesi için fonksiyonel ve estetik ortognatik cerrahi ameliyatlar klinik pratiğimin önemli bir kısmını oluşturuyor” diyen Sıdıka Akdeniz, “çene eklem hastalıkları ve açık eklem cerrahilerinin” özel ilgi alanı olduğunu vurguluyor.

“Eklem cerrahisi konusunda kendimi geliştirebilmek için İngiltere Coventry’de 2014 yılında kadavra cerrahisi eğitim okullarına katıldım ve bunun karşılığını bugün almaktayım. Bu ameliyatların büyük bir çoğunluğu hem tıbbi açıdan hem de hasta konforu açısından genel anestezi altında deneyimli bir anestezist iş birliği ile yapılması gereken çene ve komşu bölgelerin ameliyatları. Bu ameliyatlarda başarılı olmak için çene cerrahı olmak çoğu zaman yetmiyor, bu konularda özelleşmiş bir eğitim ve çok sayıda vaka görmek gerekiyor.”

-“İdeal bir ekip ve hastane ortamı kurulmasıyla bazı ameliyatları kendi ülkemde yapma planlarım var.”

Sıdıka Soydan Akdeniz, Ankara’da da olsa Kıbrıs’tan giden hastalara hizmet vermekten mutlu. Yakında bazı ameliyatları gerekli ortamın sağlanmasıyla KKTC’de yapma hedefi de var.

“Şu an Sağlık Bakanlığı ile Anlaşması olan Ankara’da Başkent Üniversite’nde KKTC Sağlık Bakanlığı onayı ile Kıbrıs halkına hizmet verebilmekten ötürü çok mutluyum. Tüm ana bilim dalımız Kıbrıs Türk halkının hastalarına sağlık hizmeti vermeye bayılıyor. Yakında Kıbrıs’ta henüz yapılamayan ve uzmanı olduğum ortognatik cerrahiler ile diğer maksillofasiyal ameliyatları ideal bir ekip ve hastane ortamı kurulmasıyla kendi ülkemde yapma planlarım var.”

-En sık karşılaştıkları sorunlar…

Ağız Diş ve Çene Cerrahisi uzmanı olarak en sık karşılaştığı problemlerden birinin çene kemiği deformiteleri olduğunu belirten Sıdıka Soydan Akdeniz, dişlerini bir sebepten erken kaybetmiş hastaların çene kemiklerinde erime meydana gelebildiğini, çözüm için çene kemiği miktarını artırmaya yönelik büyük greft ameliyatları yaptıklarını kaydetti. Prof. Akdeniz, bu kemik grefti ameliyatları için en sık kullandıkları kemik kaynağının, hastaların kendi kalça kemikleri olduğunu söyledi. “Bir diğer problem çene kemiği kist ve tümörleri” diyen Prof. Akdeniz, çocukluk çağından itibaren karşılaşılan bu lezyonların erken tanısının önemine dikkat çekti.

Sıdıka Soydan Akdeniz sözlerini şöyle sürdürdü:

“Klinik pratiğimde bir diğer sık karşılaştığım problem çenelerin iskeletsel bozukluklarıdır. Ergenlik çağı sonrası denge içerisinde kalması gereken kafa iskeleti, alt ve üst çene bütününde çenelerden birinin fazla ya da eksik büyümesi iskeletsel çene bozukluklarına neden olur. Bu hastaların nefes alırken, konuşurken, çiğnerken fonksiyonlarının yetersiz olmasına ve genç bireylerde ciddi bir estetik kaygı oluşturarak sosyal motivasyonsuzluklara neden olur. Bu problemler bazen çocukluk çağında hareketli aygıtlar ve ortodontik tedavi ile çözülebilir. Bu sebeple ilk okul çağında çocuğun mutlaka bir pedodontist veya ortodontist tarafından değerlendirilmesi gerekmektedir. Bazen de önlem alınsa bile çeneler dengesiz büyür ve büyüme gelişim tamamlandığında 18 yaşları civarında ortognatik cerrahi yapılır. Bu ameliyatlar klinik pratiğimin önemli bir kısmını oluşturmaktadır. Ortognatik cerrahide 3 boyutlu planlama ile kişiye özgü planlama yaparak çalışmaktayız.

Çene kırıklarının cerrahi tedavileri de oldukça sık yaptığım klinik pratiklerimizden. Türkiye’nin dört bir yanından çene kırıkları için hastalar hastanemize başvurmakta.

Çene eklem problemleri özel bir ilgi alanımı oluşturmaktadır. Çene ekleminin büyüme bozuklukları, ankiloz ve tümörleri gibi yüzde fasiyal asimetriye neden olan durumların erken teşhisi çok önemlidir. Bu bozuklukların doğru tanısı için sade bir diş ve ağız muayenesi yerine bütüncül bir yüz, çene ve diş dokusu muayenesi kritik bir önem taşımaktadır. Kulak önünden girilerek yapılan açık eklem cerrahileri de yine oldukça sık yaptığım ameliyatlardır.”

-“En büyük motivasyonum, kontrol randevusunda gözlenin içi gülen mutlu hastalar görmek”

Meslekte “yeni ve güncel kalmanın önemine” işaret eden Sıdıka Soydan Akdeniz, yeni teknolojilerin etkisine de değindi:

“Dijital iş akışları ve üç boyutlu teknolojilerin hayatımıza girmesiyle çene cerrahisinde hizmet sektörü bir üst seviyeye taşındı. İster Kıbrıs’ta ister Türkiye’nin uzak bir şehrinde ya da dünyanın herhangi bir yerinde olsun hasta bizden çene cerrahisi ile ilgili yardım almak istediğinde 3 boyutlu dental tomografisi ve ağız içi taraması ile fotoğrafları birleştiren sistemler sayesinde mesafelerin bir önemi kalmadı. En kıymetli şey zaman ve dijital iş akışı bize zaman kazandırıyor. Mesleğimin en sevdiğim yanlarından biri dijital iş akışı ile çalışmak.

Çok severek yaptığım diş hekimliği gibi inovatif bir meslekte sürekli olarak araştırmak, dünyayı takip etmek ve özel bir uzmanlık alanında düzenli pratik yapmak zorundasınız. Genel anestezi altında uzun süren ameliyatlar yorucu olabiliyor ve ekip şefi olarak ameliyatların tüm sorumluluğunu taşımak stresli olabiliyor.”

Ağız Çene Yüz Cerrahisi Birliği Derneği’nin 2021 yılından beridir yönetim kurulu üyesi de olan Prof. Akdeniz, meslekte en mutlu olduğum anların büyük çene ameliyatları sonrası hastalarını ailelerine sağ salim teslim ettiği yorgun gün sonları olduğunu belirtiyor.

Çene ameliyatları sonrasında yeme, yutma, çiğneme ve bazen konuşma gibi fonksiyonların ilk 1-2 hafta için kısıtlanabildiğini söyleyen Prof. Akdeniz, hastaların bu kısıtlayıcı kısa iyileşme periyoduna tahammül etmeleri gerektiğini, ancak bu sürecin sonunda kontrol randevusunda gözlerinin içi gülen mutlu hastaları görmenin mesleğinde en büyük motivasyonu olduğunu da vurguluyor.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Özerdağ Azerbaycan Cumhuriyeti Hukuk Şurası’nın davetlisi olarak Azerbaycan’da

Published

on

By

Yüksek Mahkeme Başkanı Bertan Özerdağ, Azerbaycan Cumhuriyeti Hukuk Şurası’nın davetlisi olarak, Türk Devletleri Teşkilatı üye ve gözlemci devletlerin yargı kurulları başkanlarının 3. toplantısına katılmak ve çeşitli temaslarda bulunmak üzere bugün Azerbaycan’a gitti.

Yapılan açıklamaya göre Özerdağ’a ziyaretinde Yüksek Mahkeme Yargıcı Gülden Çiftçioğlu da eşlik ediyor. Yüksek Mahkeme heyeti, Azerbaycan ziyaretinde Azerbaycan Cumhuriyeti ve Türk Devletleri Teşkilatı üye ve gözlemci devletlerin yargı başkan ve yetkilileri ile üst düzey temaslarda bulunacak.

Özerdağ, Azerbaycan Cumhuriyeti Yargı Konseyinin 20. kuruluş yıl dönümü dolayısıyla düzenlenecek “Global Challenges in the Field of Judicial Administration” konulu konferansta, KKTC yargısını temsilen bir konuşma yapacak.

Heyet, Bakü Haydar Aliyev Uluslararası Havalimanı’nda KKTC Bakü Temsilcisi Ufuk Turganer ve Azerbaycan İdare Mahkemesi Başkanı Hakani Mahmadov tarafından karşılandı.

Devamını Oku

Kıbrıs

Meclis Genel Kurulu toplantısı tamamlandı

Published

on

By

 

Birleştirilmiş Sigorta Hizmetleri Düzenleme ve Denetim Değişiklik Yasa Tasarısı Meclis Genel Kurulu’nda oy birliğiyle kabul edildi.

Toplantıda  Ekonomi, Maliye, Bütçe ve Plan Komitesi Başkanı Resmiye Eroğlu Canaltay, Tasarıya ilişkin raporu okudu.

-Toros

Tasarı üzerine söz alan CTP Milletvekili Fikri Toros, Kıbrıs Türk sigorta sektörünün 2024 yılı sonu itibarıyla 120 milyon euroya varan aktif büyüklüğe ulaştığını, buna rağmen şirketlerin finansal güçlerinin sınırlı kaldığını ve Avrupa Birliği standartlarıyla uyumun sağlanamadığını söyledi.

Komite sürecinde yaptığı bazı önerilerin dikkate alınmadığını belirten Toros, “Yasanın niteliği arttırabileceğine inandığım sermaye tutarlarında güncelleme ve teminat limitlerinde euroya endeksleme maalesef uygun bulunmamıştır. Ayrıca sigorta ve reasürans şirketlerinin nakden ödenmiş asgari sermaye miktarlarında da birliğin görüşleri çerçevesinde hiçbir değişiklik yapılmamıştır.” dedi.

Toros, “Tasarıda yeni kurulacak sigorta ve reasürans şirketlerinin ödeyeceği kuruluş harcı, ödenmiş minimum sermayenin yüzde 10’uyken bu oran komite aşamasında yüzde 30’a yükseltilmiştir.” dedi.

Konuşmasında dijitalleşmenin sektör için zorunluluk haline geldiğini vurgulayan Toros, dijital teknolojilerin sigorta şirketlerinin verimliliğini artırdığını, müşteri taleplerini daha hızlı ve doğru tespit etmelerine olanak sağladığını söyledi.

Sigorta sektörünün siyasetten arındırılması gerektiğini dile getiren Toros, bu alanda bağımsız bir düzenleyici kurum kurulmasının elzem olduğunu ifade etti. “İdeal olan, Sermaye Piyasası Kurulu niteliğinde bir kurumun kurulması ve sektörün ona bağlanmasıdır.” diyen Toros, mevcut durumda Para, Kambiyo ve İnkişaf Sandığı Dairesi’nin sektörü denetlediğini ancak bu dairenin beşeri kaynaklarının yetersiz olduğunu söyledi.

-Şahiner

CTP Milletvekili Salahi Şahiner de Tasarı üzerine söz aldı. Şahiner, “Bu ülkede yılda yaklaşık 100 milyon euroluk sigorta poliçesi üretiliyor ve bu poliçeler milyarlarca dolarlık mal varlığını teminat altına alıyor. Bu sadece bireylerin değil, kamu kurumlarının da mal varlıklarını olası risklere karşı koruyan bir sistemdir.” dedi.

Sigorta şirketlerinin mali açıdan sürdürülebilir bir yapıya sahip olması gerektiğini vurgulayan Şahiner, “Finansal yapısı zayıf şirketlerle bu sistemin ayakta kalması mümkün değil.” ifadelerini kullandı. Bu kapsamda sektörün daha düzenli işlemesi adına önemli adımlar atıldığını belirtti.

Denetim yetkisi verilen Para Kambiyo ve İnkişaf Sandığı Dairesi’nin teşkilat yasasının geçmiş haftalarda Meclis’ten geçtiğini hatırlatan Şahiner, “Bu kuruma yapılacak personel atamaları bir an önce tamamlanmalı, bilirkişiler Kamu Hizmeti Komisyonu üzerinden göreve başlamalıdır.” dedi. Hükümete çağrıda bulunan Şahiner, teşkilat yapısının işlevsel hale getirilmesinin zorunluluk olduğunu söyledi.

Son dönemde sigorta sektörüne yönelik sert tartışmalar yaşandığını ve bazı şirketlerin siyasi bağlantılarla geçiş noktalarından ciddi kazançlar elde ettiğine dair iddiaların kamuoyunda yankı bulduğunu söyleyen Şahiner, “Türkiye’de 100 bin kişiye bir sigorta şirketi düşerken, bizde bu oran 10 bine kadar geriledi.” dedi.

Yeni kurulacak sigorta şirketleri için nakden ödenmiş sermaye miktarlarının artırıldığını dile getiren Şahiner, ancak bu tutarların Türk lirası bazında bırakıldığını vurguladı ve “Bu rakamlar Bakanlar Kurulu tarafından 10 katına kadar artırılabilir. Ancak otomatik güncelleme sistemi yok. Eğer her yıl sonunda güncellenmezse, Türk lirasının değer kaybıyla bu rakamlar komik hale gelebilir.” dedi.

Yasanın değişiklik maddeleri arasında, sigorta ve reasürans şirketlerinin yönetim kurulu üyeleri, genel müdürleri ve yardımcılarının taşıması gereken niteliklerin sıkılaştırıldığını aktaran Şahiner, ilgili kişilerin mezuniyetleri ve mesleki deneyimlerine dair yeni kriterlerin getirildiğini kaydetti. Şahiner bu adımın, sektörün daha kaliteli hizmet sunmasını sağlayacağını belirtti.

Yedinci maddeyle ilgili olarak ayrıca öneride bulunacaklarını açıklayan Şahiner, burada yönetim kurulu üyelikleriyle ilgili gözden kaçan bazı unsurlar olduğunu dile getirdi.

Şahiner yeni düzenlemeyle birlikte devletin sigorta şirketlerinden elde edeceği gelirlerin de artırıldığını kaydetti.

-Berova

Yanıt vermek üzere kürsüye çıkan Maliye Bakanı Özdemir Berova, Sigorta Hizmetleri Düzenleme ve Denetim Yasası’nda yapılan değişikliklerin 15 yıl sonra Meclis Genel Kurulu’ndan geçirilmesinin önemli bir adım olduğunu belirterek, yeni yasanın hem uygulayıcı kurum olarak Maliye Bakanlığı’na hem de sektörün güncel ihtiyaçlarına uygun bir zemin sunduğunu kaydetti. Berova, yasa sayesinde sektörün daha etkin denetleneceğini, ihtiyaç duyulan personelin Kamu Hizmeti Komisyonu aracılığıyla istihdam edileceğini söyledi.

Berova, Cumhuriyetçi Türk Partisi milletvekilleri Fikri Toros ve Salahi Şahiner’in Genel Kurul’daki konuşmalarına atıf yaparak her iki isme de katkıları ve yapıcı üslupları için teşekkür etti. “Sayın Toros’un ve Sayın Şahiner’in endişelerinde haklılık payı olabilir ama bu endişelere gerek olmadığını özellikle ifade etmek isterim. Sermaye tutarlarının her yıl kontrol mekanizması içinde güncellenmesi gerektiğine dair hatırlatmaları doğrudur, ancak bu yasa 2010’dan beri hiç değişmeden bugüne gelmiştir.” dedi.

Yasa yapım sürecinin geçmişteki siyasi istikrarsızlıklardan olumsuz etkilendiğine işaret eden Berova, kısa süreli hükümetlerin yapısal reformların hayata geçirilmesini zorlaştırdığını söyledi. Bu dönemde Maliye Bakanlığı olarak Muhasebe Denetim Yasası, Tasdik Memurları Yasası ve Para Kambiyo Teşkilat Yasası gibi birçok önemli düzenlemeyi hayata geçirdiklerini belirtti.

Sigortacılıkla ilgili yeni düzenlemenin de bu çerçevede değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayan Berova, Fikri Toros’un gündeme getirdiği bağımsız sigorta denetleme kurumu fikrine teorik olarak katıldığını ancak ülkenin mevcut yapısal ve ekonomik koşulları dikkate alındığında her yeni kurumun maliyet-fayda analizinin dikkatle yapılması gerektiğini kaydetti.

Yasanın içerdiği teknik detaylara ilişkin Toros ve Şahiner’in ayrıntılı değerlendirmeler yaptığını belirten Berova, bu nedenle içerikte tekrar ayrıntıya girmeye gerek duymadığını söyledi. “Bu yasanın yürürlüğe girmesiyle uygulanabilir ve sürdürülebilir bir çerçeve oluşturulmuştur. Komitedeki tartışmalarda katkı koyan tüm üyelerimize ve başkanımıza teşekkür ederim.” dedi.

Berova, sektöre dair bazı güncel verileri de paylaşarak konuşmasını tamamladı. Bugün itibarıyla ülkede 40 hayat dışı sigorta şirketi, 3 hayat grubu sigorta şirketi ve 2 reasürans şirketinin aktif olduğunu kaydeden Berova, gerçek kişi sigorta acentesi sayısının 2 bin 509, tüzel kişi sigorta acentesi sayısının 209, banka sigorta acentesi sayısının 22, kooperatif şirketi acentesi sayısının ise 21 olduğunu aktardı. Ayrıca ülkede 2 adet sigorta brokerinin faaliyet gösterdiğini söyledi.

Berova, bu alanın denetimi için gerekli insan gücünün en kısa sürede Kamu Hizmeti Komisyonu aracılığıyla sağlanacağını belirtti.

Konuşmaların ardından Birleştirilmiş Sigorta Hizmetleri Düzenleme ve Denetim Değişiklik Yasa Tasarısı oylandı ve oy birliğiyle kabul edildi.

Böylece Meclis Genel Kurulu bugünkü toplantısını tamamladı. Genel Kurul’un gelecek birleşimi yarın saat 10.00’da başlayacak.

Yarın ayrıca Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, “İsrail-İran Savaşı’yla kritik bir aşamaya gelen bölgesel gelişmeler ve Rum liderliğinin özellikle gayriresmi Cenevre toplantısının ardından dozunu arttırdığı olumsuz siyasetine” ilişkin Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu’nu kapalı oturumda bilgilendirecek.

Devamını Oku

Kıbrıs

Halkın katılımıyla sığınak ve sirenlerin kullanılacağı bölgesel bir tatbikat planlanıyor

Published

on

By

Sivil Savunma Teşkilatı Başkanlığı, Ortadoğu’da yaşanan gelişmelerin ardından olası risklere karşı halkın bilinçli ve hazırlıklı olması için, sığınaklar ve acil durumlarda uygulanması gereken temel kurallar hakkında bilgi verdi.

Sivil Savunma Teşkilatı Başkanlığı’ndan yapılan açıklamada, ulusal güvenliği tehdit eden herhangi bir doğrudan tehlike bulunmadığı belirtilerek, olası risklere karşı halkın bilinçli ve hazırlıklı olmasının büyük önem taşıdığı vurgulandı.

-Sığınakların durumu ve erişilebilirliği…

Açıklamada, KKTC genelinde 10 adet genel, 258 adet özel sığınak olmak üzere toplam 268 sığınak bulunduğu ve bu sığınakların yaklaşık 200 bin kişiyi barındıracak kapasitede olduğu kaydedildi.

Sivil Savunma Teşkilatı Başkanlığı’nın, sığınak kapasitesini artırmak maksadıyla, tüm ilçelerde faaliyet gösteren büyük kapasiteli oteller ile geniş bodrum hacimli binaları da sığınak planlamasına dahil ettiği ifade edilen açıklamada, ayrıca, kamu binaları haricinde, özel mülkünün altında bodrum alanı bulunan vatandaşların, bu alanlarını sığınma alanı olarak kullanacakları belirtildi.

“OHAL ilan edilmesi durumunda büyük kapasiteli oteller, geniş bodrum hacimli binalar, apart otellerin bodrum katları ile özel mülk bodrum alanları, halkın sığınması amacıyla Sivil Savunma Teşkilatı’nın kullanımına geçecektir.” denilen açıklamada, kamuya açık ve yerleşim yerlerine yakın sığınakların, Sivil Savunma Teşkilatı Başkanlığı tarafından denetlendiği belirtildi.

Açıklamada, “Vatandaşlarımız, bulundukları bölgedeki en yakın toplanma yerlerini Sivil Savunma resmi web sitemiz, www.sivilsavunma.gov.ct.tr adresinden öğrenebilirler. Belirlenen alanlarda toplanan halk, Sivil Savunma personeli ve Halk Örgütü’nde görevli personel tarafından en yakın sığınma alanlarına yönlendirileceklerdir” denildi.

-Tatbikat

Açıklamada, Sivil Savunma Teşkilatı Başkanlığı’nın, 25 Haziran Çarşamba günü Gazimağusa’da halkın katılımı ile sığınak ve sirenlerin kullanılacağı bölgesel bir tatbikat planladığı kaydedildi. Tatbikat ile ilgili duyuruların kamuoyu ile paylaşılacağı da ifade edildi.

-Bilgilendirme sistemi ve uyarılar

Açıklamada, “Her türlü resmi bilgilendirme ve yönlendirme, Sivil Savunma Teşkilatı Başkanlığı bünyesinde Afet Acil Durum Radyosu olarak görev yapacak Radyo Vatan, Radyo Nihavent ve Radyo Türkü ile ülke genelindeki siren anons sistemi ile cami anons sistemi aracılığıyla duyurulacaktır. Duyurular ayrıca Sivil Savunma Teşkilatı resmi facebook hesabından da yapılacaktır. Sosyal medyada ve çeşitli platformlarda yer alan teyitsiz bilgilere itibar edilmemesi, yalnızca resmi kanalların takip edilmesi önem arz etmektedir” uyarısı yapıldı.

-Kişisel hazırlık ve farkındalık

Açıklamada ayrıca, vatandaşlara, kendi evlerinde veya işyerlerinde geçici sığınma alanları oluşturması ve temel ihtiyaç malzemelerini (su, ilk yardım seti, el feneri, radyo, temel gıda vs.) içeren acil durum çantası hazırlamaları tavsiye edildi.

-Sığınak Fonu

2000 yılında çıkarılan Sığınak Yasası ile ilgili bilgi de verilen açıklamada, yasa ile “sığınakların inşası, bakımı ve onarımını sağlamak maksadıyla Sivil Savunma Teşkilatı Başkanı başkanlığında 10 kişiden oluşan ‘Sığınak Komisyonu’ ve Sivil Savunma Teşkilatı Başkanlığı kontrolünde inşaatlardan alınan katkı payları ile beslenen ‘Sığınak Fonu’” oluşturulduğu belirtildi.

Açıklamada ayrıca şunlar kaydedildi:

“2014 yılına kadar Sığınak Fonu’nda biriken para, sığınak ile bütünleşik olarak Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi Ayaktan Tanı Merkezi ve Gazimağusa Devlet Hastanesi yapımında kullanıldı. Söz konusu inşaatlara ek olarak KKTC çapındaki siren anons sistemi de Sığınak Katkı Fonu’nda biriken para ile yenilenmiştir.

2014 yılından itibaren, fonda biriken para, devletin diğer projelerinde kullanılmak üzere Sivil Savunma Teşkilatı Başkanlığı kontrolünden alınarak Maliye Bakanlığının ‘Tasfiye Edilen Fon Gelirleri’ kalemine aktarılmıştır.

Böylece, sığınak katkı payı gelirleri Maliye Bakanlığı kontrolüne alınarak, devletin gelirler bütçesine ‘Sığınak Katkı Payı Gelirleri’ kalemine gelir olarak kaydedilmeye başlanmıştır.

17 Şubat 2014 tarihinden itibaren ‘Sığınak Fonu’nun kaldırılması ile birlikte söz konusu fon ve sığınak katkı payı gelirleri, Sivil Savunma Teşkilatı Başkanlığı’nın kontrolünden çıkmıştır.”

Devamını Oku

Trending

Reklam