Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Yollarda alkol tehlikesi

Published

on

2018’den bu yana KKTC’de 12 binden fazla sürücü alkolden rapor edildi. 6 yıla yakın bu sürede alkollü sürücülerin karıştığı 1500 civarındaki kazada 54 kişi hayatını kaybederken, 500’den fazla kişi de yaralandı. Uzun ve ağır tedavilere rağmen birçok insan da eski sağlığına kavuşamadı.

Alkol, trafikte kaza riskini artıran faktörlerin başında gelse de KKTC’de her yıl ortalama 2 bin kişi alkollü sürüşten rapor ediliyor, bazı sürücülerin nefesindeki alkol oranı 300-400 promile kadar çıkıyor ki bu oran, kişinin dengesinde ve koordinasyonda bozulmaya neden olan ciddi bir sarhoşluk hali demek.

Kayıtlı araç sayısının 470 bin olduğu KKTC’de ölümlü trafik kazaları her dönem toplumun da devlet ve hükümet yetkililerinin de gündeminde ancak uyarılara, cezalara ve kayıplara rağmen ölüme ve kalıcı sakatlıklara neden olan trafik kazaları azalmıyor, birçok aile dinmeyen acılarla baş başa kalıyor, ateş de düştüğü yeri yakıyor.

Türk Ajansı Kıbrıs’a (TAK) konuşan uzmanların da alkollü sürücülerin karıştığı kazalarda mağdur olanların da vurguladığı aynı şey: “Bu gidişe ‘dur’ densin.”

Cezaların daha caydırıcı olması için adım atan Polis Genel Müdürlüğü, hazırladığı yasal düzenlemeyi Ulaştırma Bakanlığı’na iletti…

Polis Genel Müdürlüğü (PGM) Trafik Müdürü İbrahim Ulusoy, Trafik Kazalarını Önleme Derneği Başkanı Dr. Mehmet Zeki Avcı, alkol, uyuşturucu gibi bağımlıklar üzerine önemli çalışmaları bulunan Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Çakıcı bu konudaki verileri ve değerlendirmelerini TAK’la paylaştı. 68 yaşındaki Güzelyurtlu Birsen Yarkın ise alkolün trafikteki etkisini yaşadıklarına dayanarak, bir kazazede olarak anlattı.

-Ulusoy: “Kazaları, sadece polis kontrolleriyle önleyebilmek mümkün değil”

PGM Trafik Müdürü İbrahim Ulusoy, ölümlü kazaların çoğunlukla 100 miligramın üzerindeki alkol oranlarında meydana geldiğini belirtti.

Ulusoy, trafikteki cezaların daha caydırıcı olması için Polis Genel Müdürlüğü’nün yasal bir düzenleme hazırladığını söyleyerek, nefesinde belli oranın üzerinde alkol tespit edilen sürücülerin sabit ceza ödemek yerine mahkemeye sevk edilmesini de öngören bu düzenlemeyi Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanlığı’na ilettiklerini söyledi.

İbrahim Ulusoy, trafikte tedbirsizlik ve dikkatsizlik yüzünden ölüme neden olan birinin brüt asgari ücretin 50 katına kadar para cezasına veya 7 yıla kadar hapis cezasına veya her iki cezaya birden çarptırılabileceğini anımsatarak, yeni önerdikleri yasal düzenleme hayata geçirilirse bu suçun alkol veya uyuşturucu tesiri altında işlenmesi halinde cezanın 14 yıla ve asgari ücretin 75 katına kadar çıkarılabileceğini bildirdi.

Ulusoy, “Denetimlerimiz 24 saat sürüyor ama takdir edersiniz ki kazaları sadece polis kontrolleriyle önleyebilmek mümkün değil. Halkın bilinçli ve trafik kurallarına riayet ederek araç sürmesi, polisin kontrollerinden çok daha önemli” dedi.

-Avcı: “Alkolle ilgili rakamlar meclise mesajdır…200 bin sterlinlik araba sürenler mevcut para cezalarından korkmuyor”

Trafik Kazalarını Önleme Derneği (TKÖD) Başkanı Dr. Mehmet Zeki Avcı, 150 promilden fazla alkollü olduğu tespit edilen sürücülerin mahkemeye sevk edilmesinin, alkollü sürüşün önüne geçilebileceğini kaydederek, “Şehir içlerinde 300-400 promil alkolle kazaya karışan sürücüler var. Buna ancak caydırıcı cezalarla ‘dur’ denilebilir. 200 bin sterlinlik araba sürenler mevcut para cezalarından korkmuyor” dedi.

Belli bir limitin üzerinde alkollü olduğu tespit edilen sürücülerin tutuklandığını ancak mahkemeye sevk edilmediğini de kaydeden Avcı, “Alkollü sürücü ayılana kadar poliste misafir ediliyor, verdiği rahatsızlık da cabası…” diye konuştu.

Avcı, trafikteki denetim sonuçlarını şeffaf şekilde kamuoyuyla paylaştığı için Polis Genel Müdürlüğü’ne teşekkür de ederek, rakamların siyasilere de Meclis’e de mesaj olduğunu söyledi.

Ülkedeki sürücü yapısının değiştiğini ifade eden Mehmet Avcı, son dönemde kazalara karışan lüks araçlarla kiralık araçlara dikkat çekerek, arabaların böyle sürücülerin elinde suç aletine dönüştüğünü kaydetti.

-Çakıcı: “Eğitim eksik, tedbir eksik, bağımlılığın tedavi boyutu da eksik. Ne bekliyoruz..?”

Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Çakıcı da konuyla ilgili değerlendirmesinde, istatistiklere göre, en çok suçun alkol tüketiminin de fazla olduğu yaz aylarında işlendiğini söyleyerek, “Alkol kullanımı arttıkça suç oranları, trafik kazaları, şiddet olayları artar…” dedi.

Alkol tüketiminin yadırganmadığı bir toplumda yaşadığımızı kaydeden Çakıcı, “Alkol, kültürümüzün bir parçasıdır. O nedenle kişi alkolü bir meşrubat gibi algılar, etkilerini küçümser ya da farkında olmaz…Alkollüdür ama ‘değilim’ deyip yola çıkar…” şeklinde konuştu.

Alkolün en önemli etkisinin insanın kontrol mekanizması üstünde olduğunu da aktaran Mehmet Çakıcı, “Alkol alan kişi kendini daha cesaretli, daha rahat hisseder. İçinde öfke varsa öfke, hüzün varsa hüzün, neşe varsa neşe, huzursuzluk varsa huzursuzluk çıkar. Takıntılıysa o büyür, şüpheliyse şüpheleri artar…” dedi.

Alkol alan kişilerin artan güven duygusuyla tehlikeli şeyleri de deneyebileceğini, tacize, şiddet olaylarına karışabileceğini hatta daha rahat şekilde uyuşturucu içebileceğini ifade eden Çakıcı, şöyle devam etti:

“Kumar da bunlarla iç içedir. Çok alkol aldığınızda daha fazla kumar oynayıp daha fazla para kaybedebilirsiniz. Bağımlılıkların hepsi bir bütündür ve bağımlılar trafiktedir, maçtadır, bardadır, her yerdedir… Bizim gerçeğimiz budur. Bağımlıları ayıklayacak mekanizmamız da vizyonumuz da yoktur. Bu ülkenin en büyük sorunu da budur. İnsanlarımız yollarda ölüyor… Bundan daha önemli bir şey olabilir mi? Olamaz…Eğitim eksik, tedbir eksik, bağımlılığın tedavi boyutu da eksik. Ne bekliyoruz? Yaşananlar sürpriz değil sonuçtur, bu sonuçları beklemek lazım… Ben bunu ümitsiz bir durum olarak görüyorum ve böyle olayların artacağını düşünüyorum…”

-“İlkokul çağındaki alkol deneme oranı yüzde 20..”

Bir araştırmada, ilkokullarda alkol deneme oranını yüzde 20 olarak belirlediklerini kaydeden Prof. Dr. Mehmet Çakıcı, “1998-2000 yılları arasında hazırladığımız sigara, alkol ve uyuşturucuyla ilgili programın 2018’den beri liselerde okutulduğunu biliyorum ama etkin şekilde okutulduğundan emin değilim. Ortaokullarda bu program yok, ilkokullarda uyuşturucu olmasa bile sigara ve alkolle ilgili eğitim olmalı, ben bunun da önemsenmediğini görüyorum…” şeklinde konuştu.

-Birsen Yarkın, alkollü sürücünün karıştığı kazayı anlattı ve vurguladı: “Bu kader değil…”

16 yıl önce Güzelyurt’ta alkollü sürücünün karıştığı kazada arkadaşını kaybeden Birsen Yarkın ise anlattıklarından ders çıkarılmasını isteyerek, gençleri alkollü şekilde trafiğe çıkmamaları konusunda uyardı.

-Kazada ölen Süleyha Bolçocuk, kızını da bu şekilde kaybetmişti: “Çok acılar çekti…”

40 yıldır her sabah yürüyüş yapan Birsen Yarkın, 3 arkadaşıyla böyle bir yürüyüşteyken kaza geçirdi. Girne’den gelen alkollü sürücü direksiyon hakimiyetini kaybederek, yayaların olduğu tarafa geçti.

Birsen Yarkın, bu kazadan yara almadan kurtuldu ancak arkadaşlarından biri yaralandı, diğeri ise kaza yerinde öldü. Bir gazete olayı “Kadere Bak” manşetiyle duyurdu çünkü kaza yerinde yaşamını yitiren Süleyha Bolçocuk’un kızı Filiz Bolçocuk da yaklaşık 10 yıl önce trafik kazasında ölmüştü. Süleyha Bolçocuk, ölmeden bir süre önce de halasını, eniştesini ve kardeşinin oğlunu trafik kazasında kaybetmişti.

Birsen Yarkın yaşananların “kader” diye nitelendirilmesini eleştirerek, “Süleyha Hanım’la 10 yıl birlikte yürüdük, her sabah kızına ağladı…Yüreği yanmış, çok acı çekmiş bir anneyi kaybettik… Bu kader mi? Ufak bir kaza atlatırsın, ‘hatadır’ dersin. Biri sabaha kadar içip gelip üzerine çıkarsa bu kaza da kader de değildir… Bu şekilde ölmek kimsenin kaderi olamaz. Gencecik insanlar her gün yollarda ölüyor, bu kaderi mi? Buna artık ‘dur’ densin…” şeklinde konuştu.

Yarkın, 14 Haziran 2007 sabahı Güzelyurt’ta meydana gelen kazayı şöyle anlattı:

“O sabah da yine 05.00 civarı evden çıktık. Kazanın olduğu yere geldiğimizde arkadan uçak sesi gibi bir ses duydum. Bir anda her yer toz duman oldu. Nermin (Ersoy) Hanım yerdeydi. Kaldırmaya çalıştım ama ayağı kırıktı. Sağa döndüm sola döndüm, ağaçlara taraf gittim Süleyha Hanım yok. Gömleği ve spor ayakkabıları ordaydı. Ayakkabısını ve gömleğini kucağıma aldım. Araba yaklaşık 100 metre ilerdeydi. Oraya doğru yürüdüğümde Süleyha Hanım’ın arabanın ön kısmından yere düştüğünü gördüm. Başından darbe almıştı. Oracıkta öldü. Sürücü çocuk arabadan indi, yere çöktü, ellerini başına koydu. Hiç konuşmadı… Ben de düşüp bayıldım zaten. Komşular beni eve getirdiğinde ayakkabı ve gömlek hala kucağımdaydı. Sıkı sıkı onları tutardım…

İki yıl psikolojik tedavi gördüm. Çığlıklar, ağlama nöbetleri… Geceleri hiç uyuyamazdım, çarpıntım olurdu. Hâlâ bugün arkadan ses duysam, korkarım. O uçak gibi ses de kulaklarımdan hiç gitmedi… Ben yolun kenarında giderdim, ortada Nermin Hanım vardı, Süleyha Hanım da topraktan taraf giderdi, en kenardaydı yani ve araba ona çarptı… Bizim yaşayacak günümüz mü vardı, bilemiyorum ama bana göre bu yaşananlar kader değil… Olamaz…”

Ailesinin desteğiyle kendini toparlayabildiğini, iyileşmek için el işi kurslarından, üretmekten ve yürüyüşe gitmekten vazgeçmediğini söyleyen Birsen Yarkın, gençlere çağrısını yineledi: “Ne olur alkol alıp yollara çıkmayın…”

– Her yıl ortalama 2 bin kişi alkolden rapor ediliyor

2018’den 31 Ağustos 2023’e kadar geçen 6 yıla yakın sürede ülke genelindeki polis denetimlerinde tespit edilen alkollü sürücü sayısı 12 bin 169 oldu. Bu sürücülerden 1778’i kazaya karıştı. Kazalarda 54 kişi hayatını kaybetti, 583 kişi de yaralandı.

Polisin verilerine göre, alkollü sürüşle ilgili belirgin rakamsal düşüş 1432 kişi ile Covid-19 pandemisi nedeniyle kapanmaların yaşandığı 2020’de oldu. Artışsa 2022’de yaşandı. 2022’de alkollü sürüşle ilgili rakam 2 bin 628’e ulaştı. 2023 tamamlanmadan, ağustos ayına kadarki 8 aylık sürede alkollü sürücü sayısı ise 2 bini buldu.

KKTC’de yürürlükteki yasalara göre polis, 50 miligram ve üzerinde alkollü olduğu tespit edilen sürücülere yasal işlem yapıyor. 1 Ocak 2018’den 31 Ağustos 2023’e kadar rapor edilen 12 bin 169 sürücüden 6 bin 162’sinin 100 miligram ve üzerinde alkollü olduğu saptandı. Buna göre, rapor edilen sürücülerin yarısı, yasal limitin iki katı veya daha fazla üzerinde.

-Bu yıl henüz bitmedi ama trafikte 33 kaybımız var… 10’unun ölümüne alkol neden oldu

Polisin verilerine göre, 2018’de 22 ölümlü kazadan 6’sı, 2019’da 25 ölümlü kazadan 7’si, 2020’de 25 ölümlü kazadan yine 7’si, 2021’de 35 ölümlü kazadan 8’i, 2022’de 21 ölümlü kazadan 9’u alkol nedeniyle oldu. 1 Ocak-31 Ağustos 2023 tarihleri arasında 30 ölümlü kaza meydana geldi.

2023’ün 8 ayında meydana gelen bu 30 ölümlü kazada, 33 kişi hayatını kaybetti. 33 kişiden 10’unun ölümüne alkol neden oldu. Ülkedeki kaza sebepleri arasında sürat ilk, alkol ikinci sıradayken, 2023 daha tamamlanmadan alkol ilk sıraya yerleşti.

-Alkollü sürüşle ilgili cezalar …Nefes örneği vermeyenler de suç işlemiş sayılıyor

Yasalara göre, alkollü sürüşle ilgili cezalar yürürlükteki brüt asgari ücret üzerinden hesaplanıyor. Alkollü sürücülere kesilen ceza, nefesteki alkol oranına göre belirleniyor. Nefes testine tabi tutulan motorlu araç sürücüsü, 50 ile 100 miligram arasında alkollüyse cezası brüt asgari ücretin yarısı yani 9 bin 51,50 TL ve 100 ceza puanı olurken, 100 miligram ve üzeri alkol oranlarında ise ceza brüt asgari ücretin tamamı yani 18 bin 103 TL ve 100 ceza puanı.

Alkollü sürücülerin tümüne 100 ceza puanı uygulandığından, bu sürücülerin tümü 3 ay süreyle trafikten men ediliyor. İkinci veya üçüncü kez trafikte alkollü yakalanan sürücünün men cezasının süresi katlanıyor. Kişinin ehliyetine el konulduğu halde araç sürdüğü tespit edilirse de doğrudan mahkemeye sevk ediliyor.

Yeterli nefes örneği vermeyi reddeden sürücüler de trafik suçu işlemiş sayılıyor ve bir brüt asgari ücretin tamamı yani 18 bin 103 TL ve 100 puan cezaya tabi tutuluyor.

-Kamu taşımacılığı yapanlara alkol tamamen yasak

Kamu taşımacılığı yapan sürücüler için ise yasal alkol limiti sıfır miligram. Yani kamu taşımacılığı yapanlar kesinlikle alkol kullanamaz. Bu sürücülerde alkol tespit edilmesi durumunda brüt asgari ücretin tamamı yani 18 bin 103 TL para ve 100 ceza puanı uygulanıyor.

-Alkollü sürücülere kesilen cezada ödeme süresi 3 gün

Alkollü sürücülere kesilen cezaların 3 günlük ödeme süresi olduğundan 3 gün içinde cezasını ödenmeyen sürücüler 4’üncü veya 5’inci gün mahkemeye çıkarılıyor.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Çavuşoğlu, Azerbaycan’da KKTC üniversiteleri mezunlarıyla buluştu

Published

on

By

Milli Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu, Azerbaycan’da çeşitli görevlerde bulunan KKTC üniversiteleri mezunlarıyla bir araya geldi.

Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamaya göre Çavuşoğlu, Azerbaycan temasları kapsamında, hukuk, mimarlık, işletme ve ekonomi gibi bölümlerden mezun olup Azerbaycan’da çeşitli görevlerde bulunan Azerbaycanlı mezunlarla buluştu. Çavuşoğlu, iki ülke arasındaki iş birliğinin önemine dikkat çekti.

Çavuşoğlu, KKTC ile Azerbaycan arasındaki ilişkilerin daha da güçlendirilmesi gerektiğini ve bu bağlamda özellikle eğitim alanındaki temasların artırılacağını söyledi.

Türk dili ve edebiyatı mezunu olduğunu söyleyen Çavuşoğlu, geçmişte Kiril alfabesini öğrenerek Azerbaycan edebiyatına ait bazı eserleri okuduğunu belirtti.

Çavuşoğlu, KKTC’den mezun olan öğrencilere hitaben yaptığı konuşmada, “Azerbaycan’da kendimi evimde gibi hissediyorum. Azerbaycanlı soydaşlarımızı kendimizden ayrı görmüyoruz. KKTC’de dostluklar, arkadaşlıklar edindiniz. Sizler de KKTC’ye geldiğiniz zaman kendinizi evinizde gibi hissedeceksiniz. Bu bağları güçlendirmek için çalışmaya devam edeceğiz.” ifadelerini kullandı.

Azerbaycan Bilim ve Eğitim Bakanlığı ile yapılan görüşmeler kapsamında, Azerbaycanlı öğrencilerin KKTC’de eğitim almasının önünü açmak adına “önemli adımlar” atıldığını açıklayan Çavuşoğlu, “Doğu Akdeniz Üniversitesi 25, Lefke Avrupa Üniversitesi 25, KKTC Milli Eğitim Bakanlığı olarak 20 Azerbaycanlı öğrenciye burs vereceğiz” dedi.

Çavuşoğlu, Azerbaycan Bilim ve Eğitim Bakanlığı’nın da kendi değerlendirmesinin ardından burs katkısında bulunmasıyla, toplamda yaklaşık 100 Azerbaycanlı öğrencinin burslu olarak KKTC’de eğitim görmesinin planlandığını belirtti.

KKTC üniversitelerinin Azerbaycan’da daha görünür hale gelmesi için tanıtım ofisleri açıldığını açıklayan Çavuşoğlu, yapılan bu çalışmalarla iki ülke gençliği arasında yakınlaşmayı artırmayı hedeflediklerini söyledi.

Azerbaycan’da görev yapan başarılı mezunlarla gurur duyduğunu belirten Çavuşoğlu, “Buraya gelişimizin sebebi birlikteliğimizi yeniden hatırlamak ve Türk yurdunu, Türk milletini birlikte yüceltmek için burada olduğumuzu söylemektir” ifadelerini kullandı.

“Geleceği birlikte şekillendirmek için yola devam ediyoruz” diyen Çavuşoğlu, KKTC ile Azerbaycan arasındaki kardeşlik köprülerinin eğitim alanında daha da pekiştirileceğini kaydetti.

Bakan Çavuşoğlu’na temaslarında KKTC Bakü Temsilcisi Büyükelçi Ufuk Turganer, Milli Eğitim Bakanlığı Yükseköğrenim ve Dış İlişkiler Dairesi Müdürü Behçet Çelebi, Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ) Rektörü Prof. Dr. Hasan Kılıç ve  Lefke Avrupa Üniversitesi (LAÜ) Rektörü Prof. Dr. Mehmet Ali Yükselen eşlik etti.

TAK/BRT

Devamını Oku

Kıbrıs

TMT Mücahitler Derneği Genel Başkanı Bayar’dan TMT’ye yönelik sosyal medya paylaşımlarına tepki

Published

on

By

Kıbrıs TMT Mücahitler Derneği Genel Başkanı Celal Bayar, Türk Mukavemet Teşkilatı’na (TMT) yönelik bazı sosyal medya paylaşımlarına tepki göstererek, “TMT kurulmasaydı ve TMT’ciler olmasaydı bugün Kıbrıs’ta bir tek Türk kakmayacaktı ve ada Yunanistan’a bağlanmış olacaktı” ifadesini kullandı.

Bayar ayrıca, “Türk Mukavemet Teşkilatı (TMT) Kıbrıs’taki Türkleri yok etmek için Rumların kurduğu EOKA’ya karşı Türkleri savunmak için kuruldu” dedi.

Kıbrıs TMT Mücahitler Derneği Genel Başkanı Celal Bayar, Lefkoşa Türk Belediyesi (LTB) Başkanı Mehmet Harmancı ile Harper Orhon tarafından yapılan sosyal medya paylaşımlarında Türk Mukavemet Teşkilatı’na ilişkin bazı ifadelere tepki gösterdi.

Kıbrıs TMT Mücahitler Derneği Genel Başkanı Bayar, Orhon’un paylaşımıyla ilgili, “TMT saflarında görev yapmış, 55. Bölük Komutanı, eski Mukavemetçi, omuz omuza birlikte savaştığımız Şehit Ecvet Yusuf’un oğlu, Harper Orhon’un Facebook’taki paylaşımını görünce, orada ima ettikleri yalan yanlış, kin dolu, TMT’cilere saldırılarından ve suçlamalarından dolayı şiddetle kınıyoruz. Bu vesile ile Şehidimiz Ecvet Yusuf’u rahmetle anıyoruz. Ruhu şad olsun.” dedi.

Bayar, “Harper Orhon’a TMT kurulmasaydı ve TMT’ciler olmasaydı bugün Kıbrıs’ta bir tek Türk kakmayacaktı ve ada Yunanistan’a bağlanmış olacaktı. Önce bunu hatırlatırız! Harper Orhon da bugün bu paylaşımları yapıyorsa TMT sayesinde paylaşıyor ve TMT sayesinde kendisi de hayattadır. TMT camiasını bu tür suçlamalarından dolayı tekrar tekrar şiddetle kınıyoruz.” ifadelerini kullandı.

– Bayar’dan Harmancı’ya: “TMT Kıbrıs’taki Türkleri yok etmek için Rumların kurduğu EOKA’ya karşı Türkleri savunmak için kuruldu”

Kıbrıs TMT Mücahitler Derneği Genel Başkanı Celal Bayar, Lefkoşa Türk Belediye (LTB) Başkanı Mehmet Harmancı’nın sosyal medya paylaşımına da tepki göstererek, “LTB Belediye Başkanı Mehmet Harmancı’yı Facebook’taki ‘Güneyde EOKA, kuzeyde TMT birer yeraltı örgütüdür ve kanun dışıdır.’ açıklamalarından dolayı şiddetle kınıyoruz” dedi.

Bayar, açıklamasında, “TMT saflarında görev yapmış Mukavemetçi Mücahit Hüseyin Harmancı’nın oğlu, Lefkoşa Türk Belediye Başkanı Mehmet Harmancı’yı Facebook’taki ‘Güneyde EOKA, kuzeyde TMT birer yeraltı örgütüdür ve kanun dışıdır’ açıklamalarından dolayı şiddetle kınıyoruz ve kendisine TMT’nin Kıbrıs’taki Türkleri yok etmek için Rumların kurduğu EOKA’ya karşı Türkleri savunmak için kurulduğunu bir kez daha hatırlatırız.” ifadelerini kullandı.

Bayar açıklamasında devamla, şunları kaydetti:

“EOKA, adadaki Türkleri yok etmek ve adayı Yunanistan’a bağlamak için kurulan ve bunu icra ederken, Kıbrıs Türklerine her türlü zulmü, vahşeti ve katliamı yapmaktan çekinmeyen bir örgüttü. TMT ise bir gurup Türkün direniş amaçlı kurduğu, sonradan kadınlarıyla, çocuklarıyla, yaşlılarıyla, öğrencileriyle, çiftçileriyle, öğretmenleriyle elbirliğiyle fedakarca canlarını tehlikeye atarak Kıbrıs Türklerini EOKA terör örgütünden korumak için kurulan bir örgüttü. Sayın Harmancı’nın EOKA ile TMT’yi aynı kefeye koymasından dolayı şiddetle kınarken, kendisine TMT olmasaydı bugün Kıbrıs’ta bir tek Türkün kalmayacağını ve adanın çoktan Yunanistan’a bağlanmış olacağını bir kez daha hatırlatırız.”

TAK/BRT

Devamını Oku

Kıbrıs

Kurucu Cumhurbaşkanı Denktaş’a yönelik iddialar içeren kitaba örgütlerden tepki

Published

on

By

Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş’ı hedef aldığı gerekçesiyle kamuoyuna yansıyan kitap ve yazarına ilişkin çeşitli örgütler kınama mesajı yayımladı.

– KKTC Karadeniz Kültür Derneği

KKTC Karadeniz Kültür Derneği’nden yapılan açıklamada, söz konusu kitabın Denktaş’a yönelik “aşağılayıcı ifadeler” içerdiğini öğrenmekten derin üzüntü ve öfke duydukları belirtilerek, “Sayın Denktaş, sadece Kıbrıs Türklerinin değil, tüm Türk dünyasının tarihinde müstesna bir yere sahip, ömrünü halkının bağımsızlığına adamış, ilkeli, onurlu ve kararlı bir liderdir.” denildi.

Açıklamada, Denktaş’a hakaret etmenin sadece onun aziz hatırasına değil, Kıbrıs Türk halkının mücadelesine, şehitlerine ve bağımsızlık iradesine yapılmış “alçakça” bir saldırı olduğu kaydedilerek, “Karadeniz Kültür Derneği olarak bu tür sorumsuz, provokatif, toplumun değerlerini aşağılayan yaklaşımları en sert şekilde kınıyoruz” ifadesine yer verildi.

“Basın özgürlüğü, ifade hürriyeti elbette demokrasimizin temel taşlarındandır. Ancak bu özgürlük, tarihi gerçekleri çarpıtmak, milletin ortak değerlerine hakaret etmek ve toplumu ayrıştırmak için bir araç olarak kullanılamaz.” denilen açıklamada, yayın hakkında yasal sürecin bir an önce başlatılması ve yetkili makamların gereğini yapması çağrısında bulunuldu.

– Kıbrıs Türk Emekli Subaylar Derneği

Kıbrıs Türk Emekli Subaylar Derneği Başkanı Kazım And tarafından yapılan açıklamada, hayatını Kıbrıs Türk halkının adadaki varlığına, onun özgürlük ve bağımsızlığına adayan Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş’a ve TMT’ye yönelik saldırıların kınandığı kaydedildi.

Açıklamada “Sözde yazar yalan ve iftiralarını tedavüle sürerek; halkımız, Kurucu Cumhurbaşkanımız ve Kıbrıs Türk mücadele tarihini karalayarak kendi ahlak anlayışını gün yüzüne çıkartmıştır.” denildi, Denktaş’ın  “Hayatta hiçbir zaman yalpalamayacaksın, düşüncelerinde bir ileri bir geri adım atmayacaksın, her dönemin adamı değil her dönem adam olacaksın.” sözleri hatırlatıldı.

– Doğal Afet Arama ve Kurtarma Derneği

KKTC Doğal Afet Arama ve Kurtarma Derneği’nden (DAAK) yayımlanan açıklamada, Rauf Raif Denktaş’ın yalnızca KKTC’nin Kurucu Cumhurbaşkanı değil; aynı zamanda bir halkın bağımsızlık ve varoluş mücadelesinin simgesi, ömrünü Kıbrıs Türk halkının özgürlüğüne ve onuruna adamış büyük bir lider olduğu vurgulandı.

Açıklamada, Denktaş’ın şahsına ve mirasına yönelik yapılan her türlü küçümsemenin, aslında bu halkın tarihine, mücadelesine ve bağımsızlığına yapılmış açık bir saygısızlık olduğu kaydedildi.

“Bu çirkin ve maksatlı ifadeleri şiddetle kınıyor, tarihimize ve milli değerlerimize yapılan bu tür saldırıların karşısında dimdik duracağımızı kamuoyuna saygıyla duyuruyoruz.” ifadeleri kullanılan açıklamada, tarihi şahsiyetlerin arkasından edilen hakaretlerin fikir özgürlüğü kisvesi altında meşrulaştırılamayacağı belirtildi.

– Emekli Astsubaylar Derneği

KKTC Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı Emekli Astsubaylar Derneği Genel Başkanı Esen Ömürlü tarafından yapılan açıklamada, söz konusu kitapta yer alan ifadeleri ve “seviyesiz” söylemleri derin bir üzüntü ve öfkeyle karşıladıkları kaydedildi.

Açıklamada, “Büyük Kıbrıs Türk mücadelesinin mihenk taşı olan Rauf Raif Denktaş’a yönelik çirkin ve aşağılayıcı ifadelerin yalnızca bireysel ahlaki zaaf değil, aynı zamanda Kıbrıs Türk halkının varoluş mücadelesine yapılmış aleni bir saldırı olduğu belirtildi.

“Denktaş, sadece bir devlet adamı değil; aynı zamanda yüz yılı aşkın bir mücadelenin sembolü, halkımızın bağımsızlık ve özgürlük inancının vücut bulmuş halidir. Ona yönelik saldırılar, biz emekli askerlerin, mücahitlerin, halkımızın ve genç nesillerimizin maneviyatına, tarih bilincine ve milli şuuruna yapılmış bir hakarettir.” denilen açıklamada, kitapta kullanılan dilin ifade özgürlüğü ve eleştiri hakkı kapsamında değerlendirilemeyeceği savunuldu.

Denktaş’ı karalamaya yönelik  girişimlerin şiddetle kınandığı açıklamada, ilgili mercilerden söz konusu şahsın iftiralarına karşı hukuki sürecin ivedilikle başlatılması, kamuoyunun ise bu türde karalama kampanyalarına duyarlı olması talep edildi.

 

Devamını Oku

Trending

Reklam