Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Cumhurbaşkanı Tatar: Yeni siyaseti bir raya oturttuk. Egemen eşitlik ve eşit ulusal statü tanınmadan resmi müzakerelere geçmemiz mümkün değil

Published

on

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Kıbrıs görüşmeleri nasıl başlar noktasında bütün baskılara göğüs gerdiklerini ve yeni siyasetlerini bir raya oturttuklarını belirterek,  egemen eşitlik ve eşit ulusal statü tanınmadan resmi müzakerelere geçmelerinin mümkün olmadığını vurguladı.

“Kıbrıs Türkü vardır, varlığını devam ettirecektir” şeklinde konuşan Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, bu ülkede Kıbrıslı Türklere yapılan haksızlıkların ve hala uygulanan çağ dışı ambargolarla izolasyonların aşılması için uğraşlarına devam edeceklerini söyledi.

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın hem 77., hem de 78. BM Genel Kurullarında Kıbrıs Türklerinin siyasetini gündeme taşımasının önemine işaret eden Cumhurbaşkanı Tatar, “TC Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ambargoların artık çağ dışı ve zulüm niteliğinde olduğunu, bunların Kıbrıslı Türk halkına uygulanmasının dünya devletlerinin kendi prensip ve ilkeleriyle ne kadar çeliştiğini ifade etmesi bizim siyasetimize güç vermiştir” dedi.

Cumhurbaşkanı Tatar, Concorde Otel’de bugün bir grup gazeteciyle düzenlediği kahvaltılı toplantıda,  Cumhurbaşkanlığındaki 3. yılını ve Azerbaycan ziyaretini değerlendirerek, soruları yanıtladı.

Basın mensuplarına toplantıya katıldıkları için teşekkür eden Cumhurbaşkanı Tatar, farklı görüşlerde olsalar da basın mensuplarıyla ilişkisini her zaman iyi tuttuğunu söyledi.

Temennisi ve dileğinin halkın daha müreffeh yarınlara ulaşabilmesi, bu topraklarda daha güvenli yaşayabilmesi olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Tatar, “Hepimizin bu mücadelede büyük katkıları olduğuna inanmaktayım. Benim siyasetime veya temsil ettiğim zihniyete farklı bakanlara hiçbir zaman itham edici konuşmalarım olmamıştır” dedi.

Kendisinin hep insanlarla bir arada olmak, görüşü ne olursa olsun halkın içinde olmak, farklı basın mensuplarıyla muhabbetini ileriye taşımaya çalıştığını belirten Cumhurbaşkanı Tatar, hizmete devam için elinden geldiği kadar ekip ve çalışma arkadaşlarıyla istişare içinde hareket ederek, bir şeyler üretip başarabilmek için çalıştığını kaydetti. Tatar,

Kıbrıs Türk halkının sesinin kendi başına bir yere kadar çıkabildiğini, Türk Devletler Teşkilatı’nın Kıbrıslı Türkler için organize ettiği bazı görüşme ve temasların hemen Güney Kıbrıs ve müttefikleri tarafından engellenmeye çalışıldığını kaydetti.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, karşı tarafın zihniyetinin Kıbrıslı Türklerin tanınmayı hak etmediği yönünde olduğuna işaret ederek, Güney Kıbrıs’ın Kıbrıslı Türkleri tamamıyla dünyadan izole etmeye ve sesini kısmaya çalıştıklarını vurguladı.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, BM’nin esas parametreleri ve teamüllere değinerek, bir anlaşma olacaksa “Freely Negotiable” ve “Acceptable” dedikleri esas kavramlar, yani serbestçe ve özgürce müzakereden sona her iki tarafın da onaylayacağı bir anlaşma olabileceğini aktardı.

-Kıbrıs Türk halkı kendi devletinin temellerini 21 Aralık 1963’te attı

Kıbrıs’ta iki ayrı halk, iki ayrı yapı, iki ayrı demokrasi olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Kıbrıs Türk halkının aslında 1963’lerden beri kendi devletiyle yoluna devam ettiğini belirtti.

15 Kasım’da KKTC’nin 40. yılının kutlanacağını ama devletin temellerinin 21 Aralık 1963’te şu andaki Cumhurbaşkanlığı sarayında atıldığını ifade eden Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs Türklerinin silah zoruyla Kıbrıs Cumhuriyeti’nden dışlandığını ve kendi geleceğini kurmak ve kurgulamak durumunda kaldığını kaydetti.

Cumhurbaşkanı Tatar şöyle devam etti:

“Aslında 60. yılımızdayız. Yani Kıbrıs Cumhuriyeti’nde 3 sene orada ortaktık, kurucu ortaktık.  Dolayısıyla Rumların kendi kendilerini yönetme geçmişi bizden daha eski değildir. Bizden daha öncesi İngiliz sömürge yönetimi. 1878 öncesi 350 yıl Osmanlı devletinin yönetimiydi. Dolayısıyla Rum Yönetimi’nin bu topraklarda devlet tecrübesi bizden daha fazla değildir.

Biz bu ülkede devlet yönetimi anlayışıyla en az onlar kadar tecrübeliyiz”

Kıbrıs meselesinin 60 yıldır devam ettiğine işaret eden Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, 1968’de başlayan resmi temas ve müzakerelerin üzerinden geçen onca zamana karşı netice vermediğini kaydetti.

Cumhurbaşkanı Tatar, İngiltere’nin eski Dışişleri Bakanı Jack Straw’un “Ben de o kabahatin bir parçasıyım, Annan Planı’ndan sonra Kıbrıslı Rumların tek taraflı AB’ye alınmasına ben de imza koydum pişmanım ve gerçekten kandırıldık, Kıbrıslı Türklere büyük haksızlıklar yapıldı” demesiyle dünyaya önemli bir mesaj verdiğini belirtti.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, bu dönemde çok ağır eleştiriler aldıklarını, neresi olursa olsun gidip, resmi olmasa da temaslarda bulunarak Kıbrıs Türklerinin hassasiyetlerini, duruşunu anlatmaya çalıştıklarını söyledi.

-Azerbaycan temasları milat niteliğinde

Azerbaycan temaslarına da değinen Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Azerbaycan temaslarının bir milat niteliğinde olduğunu vurguladı.

Ziyaretin önceden planlandığını ancak gerçekleştirilemediğini çünkü farklı baskılarla belli bir takım sıkıntılar yaşandığını belirten Cumhurbaşkanı Tatar, Karabağ zaferinden sonra Azerbaycan’a bu resmi davet sıfatıyla 200 kişilik bir heyetle gidilmesinin önemine vurgu yaptı. Tatar, kendilerine bir bakıma devlet başkanı muamelesi yapıldığını kaydederek, gösterilen ilgi ve misafirperverliğin en üst protokol muamelesi olduğunu belirtti.

Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev’in “Türk Birliği, Türkiye Cumhuriyeti ile hep birlikte KKTC’nin tanınma yolunda daha da ileriye gitmesi için mücadelemize devam edeceğiz” demesinin çok önemli olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Tatar, görüşmenin çok samimi bir şekilde gerçekleştiğine işaret etti.

Görüşmede Aliyev’i 20 Temmuz 2024’te Kıbrıs Barış Harekatı’nın 50. Yıldönümü etkinliklerine davet ettiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Tatar, “İnşallah geliriz” cevabı aldığını belirtti. Tatar, bunların yavaş yavaş KKTC gerçeğinin bütün dünyaya tanıtılmasına katkısı olacağını kaydetti.

-Kıbrıs görüşmeleri, müzakereler nasıl başlar noktasında bütün basıklara göğüs gerdik

Kıbrıs görüşmeleri, müzakereleri nasıl başlar noktasında bütün basıklara göğüs gerdiklerini ve yeni siyasetlerini bir raya oturttuklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, egemen eşitlik ve eşit ulusal statü tanınmadan resmi müzakerelere geçmelerinin mümkün olmadığını yineledi.

Cumhurbaşkanı Tatar, “Güney ve batı ülkeleri bizleri ne kadar masaya çekmeye çalışsa da bizim pozisyonumuz açık ve nettir. Biz artık federal temelde görüşme yapmayacağımızı, çünkü Annan Planı ve Crans Montana’dan sonra federal temelde anlaşmanın bir neticeye gideceğinden hiçbir umudumuzun olmadığını kabul ettik.” dedi.

Bugünlerde yapılan “envoy”(temsilci) tartışmalarına da değinen Cumhurbaşkanı Tatar, şöyle konuştu:

“İki yıl önce yine ısrarla gündeme getirildiğinde de ‘special  envoy’ denilen ve Güvenlik Konseyi’yle muhatap olabilecek, genel sekreteri de aşacak bir atamayla federal çerçevede ve Güvenlik Konseyi parametreleri doğrultusunda bir müzakere başlaması anlayışının geliştirilmesine evet demeyeceğimizi vurgulamıştık. Buradan da vurgulamak istiyoruz.”

-“Pozisyonumuz nettir”

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, ortak zeminin yakalanmasıyla müzakerelerin gerçekleştirilebileceğini, bir anlaşma olacaksa iki devletin işbirliğiyle olacağını vurgulayarak “Pozisyonumuz nettir, Türkiye’nin de desteğiyle her şey açık ve net. Bu istikrarı sürdürmeye çalışıyoruz. İnşallah Türk devletler teşkilatında daha güçlü bir cephe bizim siyasetimize destek verir” dedi.

Cumhurbaşkanı Tatar Kıbrıs’ın önemine de değinerek, Kıbrıs denildiğinde sadece adanın toprağının değil, deniz yetki alanları, kara suları, ekonomik münhasır bölge hakkı ve hukukuyla mavi vatanın akla geldiğine işaret ederek, KKTC’nin değerinin her geçen gün arttığını söyledi.

Kıbrıs’ın 2023’te bambaşka bir jeostratejik ve jeopolitik pozisyon kazandığına dikkat çeken Cumhurbaşkanı Tatar, KKTC’nin bölgenin istikrarı ve ulusal güvenliği, Türk-Yunan dengesi için önemini vurguladı.

Kıbrıs kuruluş anlaşmalarına da atıfta bulunan Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, bu anlaşmalarda Türkiye ve Yunanistan’ın birlikte üye olmadıkları bir topluluğa Kıbrıs’ın giremeyeceğinin yer aldığını ancak Türkiye’nin üyesi olmadığı AB’a Güney Kıbrıs’ın tek başına alındığını anımsattı.

İki devletli siyasetin bu bölgenin geleceği ve siyasi istikrar için önemini vurgulayan Cumhurbaşkanı Tatar, bu politikada da olduğu gibi Kıbrıslı Türklerin hiçbir zaman yalnız olmadığını, yalnız olduğu zaman başına nelerin geldiğini görmenin çok zor olmadığını söyledi.

-“Türkiye’nin bakış açısı nettir, geri dönüşü yoktur”

Bu yolu hep Türkiye ile birlikte yürüdüklerine işaret eden Cumhurbaşkanı Tatar, “Yeni siyasetimiz Türkiye ile örtüşen ve ortak mili bir davadır. Türkiye’nin bakış açısı nettir, geri dönüşü yoktur” dedi.

Cumhurbaşkanlığı’ndaki 3. yılını doldurduğuna dikkat çeken Tatar, bu süreçte yanında olan herkese teşekkür etti.

Görevi süresince halkıyla iç içe olduğunu, hükümetle iyi ilişkiler içinde grevini yürüttüğünü anlatan Cumhurbaşkanı Tatar, yürütülen siyaset konusunda hükümetin desteğinin de önemli olduğunu vurguladı.

Muhalefetle de istişare içinde çalışmaya gayret gösterdiğini, bunun için her türlü çabayı göstermeye çalıştığını anlatan Cumhurbaşkanı Tatar, basının önemine de işaret etti.

Basının çok daha etkili hale geldiğine değinen Cumhurbaşkanı Tatar, ülkenin yasalarına dikkat ederek görevlerini sürdürmelerinin önemine değindi.

Dünyada yaşanan savaşlara, Rusya-Ukrayna savaşına işaret eden Cumhurbaşkanı Tatar, her an her şeyin olabileceğini “bundan sonra savaş olmaz” ve “Kıbrıs’ta barış engellenemez söylemlerinin” artık doğru olmadığını söyledi.

Kıbrıs konusu dışında Cumhurbaşkanlığı’nın desteklediği bir çok sosyal sorumluluk projeleri olduğuna da değinen Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, bu projelerin eşi Sibel Tatar tarafından da desteklendiğini kaydetti.

-“Yeniden Cumhurbaşkanı adayı olacağım”

Cumhurbaşkanı Tatar sorulan bir soru üzerine, sağlığının ve aklının yerinde olduğunu, yeterli deneyimin de bulunduğunu söyleyerek, bir sonraki seçimde yeniden Cumhurbaşkanı adayı olacağını belirtti.

 

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

“Toplumlararası Kadınlar Yürüyor ve Görüşüyor” etkinliğinde “Mülkiyet” konuşuldu

Published

on

By

Eski Yüksek Mahkeme Başkanı Narin Ferdi Şefik, Taşınma Mal Komisyonu’nun daha etkili olması için çaba harcanması gerektiğini belirtti.

Şefik, AİHM’in de TMK’nin, başvuranların taleplerini incelerken tutarlı, özenli ve zamanında hareket etmediği saptaması yaptığına işaret ederek, “Amacımız, TMK’yı etkisiz bir yöntem olarak kabul ettirip, kişileri çaresiz bırakmak olmamalıdır” dedi.

Kıbrıs Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği ve Severis Vakfı (CVAR) iş birliğinde Lefkoşa’da dün akşam düzenlenen “Toplumlarası Kadınlar Yürüyor ve Görüşür” etkinliğinde “Mülkiyet” konusu konuşuldu.

Eski Yüksek Mahkeme Başkanı Narin Ferdi Şefik’in mülkiyet konusunda sunum yapıp, katılımcıların sorularını yanıtladığı gecenin açılışında KTÜKD Başkanı Gülden Plümer Küçük ve Severis Vakfı Direktörü Rita Severis de söz aldı.

Katılımcılar, toplantı öncesinde Ledra Palace’da buluşup, etkinliğin yapıldığı Derboyu’ndaki 4K Koop’a yürüyüş düzenledi.Toplantıya, BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Temsilcisi, BM Misyon Şefi Colin Stewart, eski Güney Kıbrıs Dışişleri Bakanlarından Erato Kozaku Markullis ve dernek üyeleriyle yabancı misyonlarda çalışan kadınlar katıldı.

4K ev sahipliğinde yapılan etkinlikte yemek olarak fırın makarnası, patates köftesi, herse, çiçek dolması, hellim, çörek ve karpuz servis edildi. Alkollü alkolsüz yerli içeceklerin satıldığı etkinlikte kurulan stantta hazırlanan sıcak hellim böreği ikramı da yapıldı.

-“Kuzeyde TMK var… Güneyde benzer bir oluşum kurulmadı”

Narin Ferdi Şefik, mülkiyetin her zaman ciddi bir mesele olduğuna işaret ederek, yaşanan çalkantılar sırasında halkın mülklerini terk etmek durumunda kaldığı ülkede, Kıbrıslı Rumlar için, kapsamlı bir çözüm sağlanana kadar Taşınmaz Mal Komisyonu gibi bir imkan yaratılırken, Kıbrıslı Türklerin başvurabileceği benzer bir oluşum kurulmadığını belirtti.

Şefik, Güney Kıbrıs’ta bırakılan Türk mallarının “Türk Malları Vasiliği” tarafından yönetildiğine ancak bu düzenlemenin 1974 öncesinde mülklerinden edilen Kıbrıslı Türklere tazminat hakkı tanımadığına işaret etti.

-“TMK daha etkili olmalı”

Konuşmasında, TMK’nin oluşumu, başvuru süreçleri, yaşanan sorunlar ve AİHM kararlarına da değinen Şefik, kurulduğu 2005’ten Mayıs 2025’e kadar toplam 8 bin 160 başvuru yapılan komisyonun 2 bin 171 başvuruyu sonuçlandırdığını ve 1908 başvuruya toplam 38 milyon 50 bin 407 Sterlin ödendiğini belirtti.

Narin Ferdi Şefik, 5 bin 989 başvurunun ise hala askıda olduğuna işaret ederek, kapsamlı bir çözüm sağlanana kadar en azından Kıbrıslı Rumların başvurabilecekleri bir yol olan TMK’nın daha etkili olması gerektiğini kaydetti.

Şefik, AİHM’in KV Mediterranean Tours Ltd. v. Türkiye davası kararında da TMK’nin başvuranların taleplerini incelerken tutarlı, özenli ve zamanında hareket etmediği saptamasında bulunduğuna vurgu yaptı. Şefik, “AİHM, TMK önündeki yargılamaların hızlandırılması ve gecikmelere karşı etkili bir çözüm mekanizmasının oluşturulması amacıyla sürekli ve uzun vadeli çabaların devam etmesi gerektiğini belirtti.” şeklinde devam etti.

Şefik, “TMK’nin düzgün şekilde işlemesi için hepimiz çaba harcamalıyız. Amacımız, TMK’yı etkisiz bir yöntem olarak kabul ettirip, kişileri çaresiz bırakmak olmamalıdır.” dedi.

Devamını Oku

Kıbrıs

Tatar: “Temaslarımızı ve çalışmamızı diplomatik seferberlik anlamında sürdürmeye devam ediyoruz”

Published

on

By

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, temas ve çalışmalarını, diplomatik seferberlik anlamında sürdürmeye devam edeceklerini belirtti.

Cumhurbaşkanı Tatar, Ekonomik İşbirliği Teşkilatı toplantısına katılmak amacıyla bu akşam Azerbaycan’a gidiyor

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Temsilcisi ve BM Barış Gücü Misyon Şefi Colin Stewart ile yaklaşık bir saat süren görüşmesinin ardından basına açıklama yaptı.

-“Diyalog, temas ve yapıcı duruşumuzdan hiç vazgeçmedik.”

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Temsilcisi ve BM Barış Gücü Misyon Şefi Colin Stewart ile görüşmesinde çeşitli konuları gündeme getirdiklerini aktardı.

16-17 Mart’ta Cenevre’de yapılan 5+1 toplantının devamında Temmuz ayında New York’ta 5+1 toplantı yapılacağını hatırlatan Tatar, tutuklamalara ilişkin Güney Kıbrıs Rum Yönetimi Lideri Hristodulidis ile bazı sorunlar yaşandığını belirtti.

Cenevre görüşmelerinde altı başlıkta ilerlemeler kaydedilmesi için BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Kişisel Temsilcisi Maria Angela Holguin’in tekrar atandığını kaydeden Tatar, bugüne kadar istediği kadar ilerleme kaydedilmediğini söyledi.

BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’e bir mektup gönderdiğini belirten Tatar, “Bu dönemde yaşadığımız hayal kırıklıklarını ifade ettim. Ama biz yine de diyalog, temas ve yapıcı duruşumuzdan hiç vazgeçmedik.” dedi.

-“3D çerçevesinde bir ilerleme olursa resmi müzakerelere de geçilebilir”

Yeni siyasetin gerekliliklerinden bahseden Tatar, eğer 3D (Direk temas, direk ticaret, direk temas) çerçevesinde bir ilerleme olursa resmi müzakerelere de geçilebileceğini söyledi.

Burada 12 farklı komite ile Rum tarafıyla diyalogların sürdüğünü anlatan Tatar, “Dört buçuk yılda ne yapıldı?” şeklindeki eleştirilere “Dört buçuk yılda çok şey yapıldı. Yeni bir vizyon ortaya kondu, uluslararası anlamda iki devletliliğin gerekçelerini ve Kıbrıs Türk halkının egemenliğinin çok önemli olduğunu, bir saygınlık kazandığımızı anlattık.” yanıtını verdi.

BM raporlarında ortak zeminin olmadığının raporlara geçtiğini belirten Tatar, bunun bir diplomatik kazanım olduğunu kaydetti. Diyaloğu sürdüreceklerini yineleyen Tatar, Türk tarafına yıllardır yapılan ambargoların, haksızlıkların artarak devam ettiğini de uluslararası toplumla paylaştıklarını söyledi.

Dik duruş, onurlu ve güçlü bir gelecek için Kıbrıs Türk tarafının ayrı bir halk olarak, ayrı bir devlet olarak, ayrı bir otorite olarak temaslarını sürdürebilmesinin önemine işaret eden Tatar, “16-17 Temmuz tarihinde New York’ta genişletilmiş 5+1 görüşme için orada hazır olacağımızı teyit ettik. Tabii Türkiye ile de istişare ettik. Bayan Holguin ile Londra’dayken bir telefon görüşmem oldu.” dedi.

-“Bizim böyle toplantılara katılmamız bizler için bir statü meselesidir”

İngiltere temaslarını da anlatan Tatar, “Stweart Doughty ile de görüştüm. Yani bu 5+1 görüşmede İngiltere’yi temsil eden AB Bakanı ile geçen cuma günü İngiltere’de görüşmem oldu ve kendisine bütün az önce sizlere aktardıklarımı anlattım, paylaştım.” ifadelerini kullandı.

Holguin’in Kıbrıs, Ankara, Atina, Brüksel ve Londra’da temaslarda bulunduğunu anlatan Tatar, “Dolayısıyla sürekli olarak uluslararası diyaloğumuzu sürdürmekteyiz.” dedi.

Bu akşam Azerbaycan’a gideceğini ve yarın orada temasları olacağını anlatan Tatar, şöyle devam etti:

“Hankendi’de Ekonomik İşbirliği Teşkilatı’nın bir gözlemci üyesi olarak, KKTC olarak orada olacağız. Tabii bizim böyle toplantılara katılmamız bizler için bir statü meselesidir. Dolayısıyla ben bir kez daha Azerbaycan hükümetine ve Sayın Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’e beni de bu toplantıya davet ettikleri için teşekkür etmek istiyorum.”

KKTC’nin Doğu Akdeniz’deki varlığını ve ekonomik potansiyelini sürdürmek için bütün bu devletlerle iş birliklerinin artırması gerektiğini anlatan Tatar, “Gerek ticaret, gerek turizm, gerek yükseköğrenim ve çeşitli farklı hizmetler sektöründe KKTC’nin bu ülkelerle diyalog ve temasını artırmak durumunda olduğunu da belirteceğim.” dedi.

Ambargolar, kısıtlamalar ve engellemelerin hafifletilmesini isteyen Tatar, Azerbaycan’da Hankendi şehrinde bunları diğer ülkelerle paylaşacağını kaydetti.

Tatar, KKTC olarak diplomatik temasları artıracaklarını belirterek, “Temaslarımızı ve çalışmamızı diplomatik seferberlik anlamında sürdürmeye devam ediyoruz.” dedi.

Devamını Oku

Kıbrıs

ARUCAD 13. Uluslararası Ekonomi ve Sosyal Bilimler Konferansı yapılıyor

Published

on

By

Arkın Yaratıcı Sanatlar ve Tasarım Üniversitesi (ARUCAD) 13. Uluslararası Ekonomi ve Sosyal Bilimler Konferansı (E&SS 2025) dün düzenlenen açılış töreniyle başladı.

ARUCAD tarafından yapılan açıklamaya göre, 15 farklı ülkeden katılımcının yer aldığı konferansta, çevrimiçi ve yüz yüze olmak üzere toplam 108 bildiri sunuluyor.

Konferans’ta, sunumların ekonomi, iletişim, siyaset bilimi, sosyoloji, eğitim bilimleri, psikoloji, kültürel çalışmalar, sanat ve tasarım gibi sosyal bilimlerin çeşitli alanlarını kapsadığı belirtildi.

ARUCAD Rektörü Prof. Dr. Asım Vehbi açılışta yaptığı konuşmada, “Yaratıcılığın ve disiplinlerarası düşünmenin bilimsel bilginin merkezinde yer aldığı üniversitemizde sizleri ağırlamaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Dünyanın dört bir yanından araştırmacı, akademisyen ve uzmanı aynı çatı altında bir araya getirmekten gurur duyuyoruz.” ifadelerini kullandı.

ARUCAD Rektör Yardımcısı ve Konferans Organizasyon Komitesi Başkanı Prof. Dr. Burcu Toker ise konuşmasında, “Bugün farklı ülkelerden akademisyenleri ve araştırmacıları kampüsümüzde bir araya getirmenin heyecanını yaşıyoruz. Konferansımız, akademik paylaşımın teşvik edildiği, kapsayıcı ve nitelikli bir platform oluşturmayı amaçlamaktadır.” dedi.

Konferansın uzun süredir akademik dünyada yer edinmiş önemli bir organizasyon olduğunu hatırlatan Yrd. Doç. Dr. Hasan Karacan yaptığı konuşmada, farklı üniversitelerde birçok kez gerçekleştirdikleri bu konferansın ARUCAD’da bambaşka bir deneyimle hayata geçtiğini vurguladı.

Konferansın açılış oturumunda ayrıca, Prof. Dr. Osman M. Karatepe’nin “İçsel Yeşil Pazarlama: Çevresel Sürdürülebilirlik Performansı için Bir Araç” başlıklı sunumu ile Prof. Dr. Aytekin İşman’in “Disiplinler Arası Yapay Zekâ: 21. Yüzyılda İnsan Uzmanlığının Yeniden Tanımlanması” başlıklı konuşması yer aldı.

E&SS 2025 Konferansı, 2 Temmuz’a kadar ARUCAD Kampüsünde devam edecek. Konferansa ilişkin detaylara www.eclss.org/kyrenia adresinden ulaşılabilir.

Devamını Oku

Trending

Reklam