Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

UBP, AK Parti ve Yeni Azerbaycan Partisi arasında “iş birliği anlaşması” imzalandı.. Üstel:Atılan bu imzalarla ‘3 devlet tek millet’ söylemimiz artık uluslararası yasal bir boyut da kazanıyor

Published

on

Ulusal Birlik Partisi (UBP), AK Parti ve Yeni Azerbaycan Partisi arasında “iş birliği anlaşması” imzalandı.

Lefkoşa Concorde Otel’de yer alan imza töreninde konuşan UBP Genel Başkanı, Başbakan Ünal Üstel, “Atılan bu imzalarla ‘3 devlet tek millet’ söylemimiz artık uluslararası yasal bir boyut da kazanıyor.” dedi.

“3 devlet tek millet” ve “Milletimiz bir geleceğimiz bir” sloganıyla düzenlenen partiler arası iş birliği anlaşması imza töreninde, KKTC’nin 40. yılında, şehitler anısına saygı duruşunda bulunuldu, İstiklal Marşı ile Azerbaycan Marşı okundu.

Törene, Meclis Başkanı Zorlu Töre, Başbakan Ünal Üstel, Başbakan Yardımcısı Fikri Ataoğlu, Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Erhan Arıklı ile diğer bakanlar, milletvekilleri ve yetkililer ile partililer katıldı.

Partiler arası iş birliği anlaşmasına, UBP Genel Başkanı Ünal Üstel, AK Parti Genel Başkan Vekili Efkan Ala ve Yeni Azerbaycan Genel Başkan Vekili Tahir Budakov imza koydu.

-Hasipoğlu

İmza törenini UBP Genel Sekreteri Hasipoğlu başlattı. Hasipoğlu, çok anlamlı bir günde, KKTC’nin 40. yılında, devletin, partinin tarih yazdığını, ilk kez uluslararası bir sözleşmeye imza koyulduğunu kaydetti.

Azerbaycan ve AK Parti’ye, UBP ve KKTC’ye verdiği sözleri tutmasından dolayı teşekkür eden Hasipoğlu, Kıbrıs Türk halkının uluslararası alanda hak ettiği yeri alacağına inanç belirtti.

-Budakov

Yeni Azerbaycan Partisi Genel Başkan Vekili Budakov, törende yaptığı konuşmada, KKTC’nin 40. yılını kutladı, böyle önemli bir günde kardeşlerinin yanında olmaktan mutluluk duyduğunu söyledi.

Budakov, KKTC’nin tüm oyunlar ve engellemelere rağmen Türkiye Cumhuriyeti’nin desteğiyle yoluna devam etmesinin milli mücadele açısından önemine işaret etti.

Türk milletinin ortak gururu olan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin uluslararası alanda hak ettiği yeri alacağına inanç belirten Budakov, Azerbaycan ile Türkiye’nin desteğiyle Türk Devletleri Teşkilatı’nda gözlemci üye olarak yerini alan KKTC’nin, Türk dünyası ile ilişkilerini geliştirmesi için destek olmaya devam edeceklerini kaydetti.

Budakov, UBP ve AK Parti ile imzaladıkları anlaşmanın da bu açıdan büyük önem taşıdığını ifade ederek, Kıbrıs Türk halkı ve KKTC’yle gelecekteki ortak faaliyetlerin yol haritasını oluşturacağına vurgu yaptı.

-Ala

AK Parti Genel Başkan Vekili Efkan Ala da, KKTC’nin 40. yıl dönümünü kutladı, “tek millet 3 devlet” olarak partiler arası iş birliğini geliştirmek amacıyla imzalanan mutabakattan duyduğu memnuniyeti dile getirdi.

Ülkeler arası ilişkileri geliştirmenin görevleri olduğunu belirten Ala, bu sorumluluğun yerine getirilmesi için imzalanan ve geliştirilmesi hedeflenen mutabakatın; Kıbrıs Türk halkının egemen eşitliği ve uluslararası eşit statüsünün teyit edilmesi için uluslararası camiayı harekete geçirmesini de temenni etti.

Bu mutabakatın bölgedeki ülkelere de örnek olmasını dileyen Ala, dünyanın iş birliklerine ihtiyacı olduğunu işaret etti.

Türkiye Cumhuriyeti’nin, tarihte, Kıbrıs’ta ve Azerbaycan’da gereken adımları atarken asla zulüm yapmadığını, zulüm yapanlara bile zulüm yapılmadığını, devletin, milletin böyle davranması gerektiğini, bir devletin terörist gibi davranamayacağını ifade eden Ala, Gazze’de yaşananları, saldırıları, katliamları, çocukların öldürülmesini kınadı; oradaki yıkıntılar altında kalanın; “İnsanlık, adalet, merhamet duygusu” olduğunu vurguladı.

Saldırıların durması gerektiğini ifade eden Ala, o yüzden bu anlaşmayı önemli gördüğünü söyledi, hayırlı olmasını temenni etti.

-Üstel

UBP Genel Başkanı, Başbakan Ünal Üstel ise, günü “tarihi” olarak niteledi, partiler arası mutabakatın önemine işaret etti.

Üstel, Gazze’de yaşananlara karşı insanın yüreğinin parçalandığını, çünkü Kıbrıs Türk halkının bu acıları yaşadığını, ancak Türkiye Cumhuriyeti’nin adaya barışı getirdiğini kaydetti.

Bunların hiçbirinin yaşanmamasını istediklerini, sürekli bunu dile getirdiklerini, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da sürekli çağrı yaptığını ancak BM, AB ve Güvenlik Konseyi’nin, herkesin olanları seyrettiğini söyledi.

KKTC’nin, Türkiye Cumhuriyeti sayesinde bugün 40. yılını kutladığını ifade eden Üstel, 40 yılda Türkiye Cumhuriyeti’nin desteğiyle ülkede önemli adımlar atıldığını, yeni dönemde de geleceği şekillendirmek amacıyla çalışmaya devam edeceklerini belirtti.

Bugün burada “3 devlet tek millet” şiarlarına uygun olarak, partilerin gönül köprülerini daha da güçlendirecek, ülkeler arasındaki iş birliğini daha da üst seviyelere taşıyacak, tarihi ve uluslararası kurumsal bir antlaşmaya imza koymak için bulunduklarını ifade eden Üstel, şöyle devam etti:

“Partimizin kuruluşunun 48. yılını yaşadığımız bir döneme, Cumhuriyetimizin ilanının ise 40. yılını yaşadığımız günlere denk düşen bu antlaşma, aynı zamanda ülkemizde uluslararası nitelik taşıyan ilk partiler arası antlaşma olma özelliğini de taşıyor…

Atılan bu imzalarla ‘3 devlet tek millet’ söylemimiz artık uluslararası yasal bir boyut da kazanıyor.

Türkiye Cumhuriyeti’nin 1915’lerle başlayan ve 1923’de cumhuriyetle taçlanan kurutuluş mücadelesi, Azerbaycan’ın 1918’de, 1990’larda ve 2020’de ortaya koyduğu bağımsızlık savaşları gibi bizler de 1963’te başlattığımız varoluş mücadelemizi 15 Kasım 1983’te Cumhuriyetimizi ilan ederek taçlandırdık.

Bugün toplum olarak başlattığımız mücadelemizi taçlandırdığımız cumhuriyetimizin 40. yılını kutluyoruz…

Son 40 yılda, Anavatan Türkiye’mizin büyük desteğiyle, ülkemizin gelişmesi, halkımızın ve devletimizin dünyada hak ettiği yeri alması adına önemli adımlar attık ve çok önemli mesafeler kaydettik.

– “KKTC’nin yeni geleceğini şekillendirecek son derece önemli günlerden geçiyoruz”

Şimdi, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin yeni geleceğini şekillendirecek son derece önemli günlerden geçiyoruz.

Herkesin ve tüm dünyanın bildiği üzere; Kıbrıs Türk halkı olarak, adada adil, kalıcı ve sürdürülebilir bir çözüme ulaşmak için 50 yıl boyunca devam eden müzakerelerde hep yapıcı olduk. Çözümü isteyen taraf olduk.

Oysa muhataplarımızın tek amacı, bizi müzakere masasına hapsederek, elimizi kolumuzu bağlamak ve dünya ile bağlarımızı koparmak oldu. Biz bu oyunu gördük ve 2020 yılında 50 yıl boyunca devam eden müzakere masası esaretine son verdik.

Anavatan Türkiye ile birlikte, İki devletli, çözüm vizyonumuzu ortaya koyduk ve yepyeni bir gelecek için yolculuğa başladık.

Bu yeni vizyonun bir sonucu olarak; Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan son 2 BM toplantılarında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin tanıyın çağrısı yaptı.

Türk Devletleri Teşkilatı’na gözlemci üye olduk.

Azerbaycan Cumhurbaşkanı Sayın Aliyev’in de söylediği gibi bayrağımızı Azerbaycan’da da dalgalandırdık. Özbekistan’da da dalgalandırdık.

İnanıyorum ki bayrağımızı artık tüm Türk Devletlerinde dalgalandıracağız. Geçtiğimiz ay Azerbaycan’a bir ziyarette bulunduk. Bir devlet gibi karşılandık, saygı gördük, sevgi gördük, kardeşlik gördük.

Azerbaycan’a yaptığımız ziyaretle Bakü’de ‘3 devlet tek millet’ söylemimiz bir kez daha teyit ettik.

Devletlerimiz arasındaki diplomatik, kültürel ve ekonomik ilişkilerin gelişmesi adına bugüne kadar atılmış en büyük adımı attık.

Bakü’de birçok Azerbaycanlı siyasetçi ve iş insanı ile görüştük ve Kıbrıs Türk halkının sesini oralarda da duyurduk. Kendilerine bu misafirperverlikten dolayı teşekkür ediyorum.”

Başbakan Üstel, KKTC’nin son derece özel ve önemli günlerden geçtiğini yineleyerek “Daha yolun başındayız. Ama biliyoruz ve inanıyoruz ki bu yolun sonunda Cumhuriyetimiz en nihayetinde dünyada hak ettiği yeri mutlaka alacaktır. Bizi yok sayan dünya artık Kıbrıs Türklerini ve devletimizi daha fazla görmezden gelemeyecektir.” dedi.

Cumhuriyetin değerlerine sahip çıkmak ve bu değerleri toplumda hakim kılmanın UBP için doğal ve tarihsel bir sorumluluk olduğunu, partinin bu amaçla kurulduğunu ifade eden Başbakan Üstel, Türk devletleri arasındaki birliğin önemini vurguladı.

“Bugün burada bulunan 3 partinin de en temel amaçlarının, ulusumuzun ve Devletlerimizin ortak çıkarlarını korumak ve geleceğe taşımak olduğunu biliyoruz.” diyen Üstel, kendileriyle ulusal ortak düşüncelere sahip, Türkiye ve Azerbaycan’ın iktidar partileri ile siyasi tarihlerindeki ilk uluslararası anlaşmasını imzalamanın haklı gururunu yaşadıklarını söyledi.

Ünal Üstel, sekiz ay önce KKTC’deki buluşmalarında Yeni Azerbaycan Partisi ve AK Parti’nin verdiği sözlerin yerine geldiğini kaydederek, partiler arası işbirliği antlaşmasıyla ilişkilerinin daha da gelişip güçleneceğini anlattı.

“Bu anlaşma ile tek millet, 3 devlet şiarına 3 partimizi de ekliyoruz.” diyen Üstel. Türkiye Cumhuriyeti ve Azerbaycanlı kardeşleriyle, kendileri için çok anlamlı olan KKTC’nin 40’ıncı yıl dönümünde bir kez daha tek yürek olduklarını ifade etti.

Üstel, “Anavatanımızın ve Kardeş Azerbaycan’ın değerli Genel Başkan yardımcıları ve vekillerine, bizleri yalnız bırakmayan tüm misafirlerinize teşekkür ediyorum. Atılacak bu imzaların, ‘Tek Millet 3 Devlet’ anlaşmamızın hayırlar getirmesini diliyorum.” diye konuştu.

Üstel, bu uluslararası anlaşmanın diğer Türk devletlerine de emsal teşkilat etmesini dileyerek tüm dünyaya “Bizim milletimiz birdir… Dünümüz bir, yarınımız birdir… Yolumuz birdir… Kaderimiz birdir…Acımız birdir. Sevincimiz birdir. Geçmişimiz birdir… Geleceğimiz de bir olacaktır…” diye haykırmak istediğini sözlerine ekledi.

Konuşmaların ardından anlaşma imzalandı anı fotoğrafı çekildi.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Öztürkler, 63. Mehmetçik Üzüm Festivali’nin kapanışına katıldı

Published

on

By

Cumhuriyet Meclisi Başkanı Ziya Öztürkler, Mehmetçik Büyükkonuk Belediyesi tarafından düzenlenen 63. Mehmetçik Üzüm Festivali’nin kapanış gecesine katıldı.
Festival alanındaki stantları tek tek gezen Öztürkler, esnafla sohbet ederek alışveriş yaptı.

Vatandaşlarla bir araya gelen Öztürkler, halkın görüşlerini dinledi ve etkinlik boyunca yoğun ilgi gördü.

Kısa bir açıklamada bulunan Öztürkler, festivalin anlamlı bir atmosferde gerçekleştiğini belirterek, “Belediye Başkanımız çok güzel bir organizasyona imza atmış durumda. Halkın arasında dolaşarak birlik ve beraberlik duygusu içinde mutlu olduklarını gözlemledik. Üzüm üretimiyle özdeşleşmiş, milli mücadele yıllarından itibaren üretmekten kopmayan bir bölgede bulunmak gurur verici. Festivale katılmaktan büyük memnuniyet duydum. Bölge halkına ve dolayısıyla ülkemize sundukları katkıdan dolayı teşekkür ediyorum” dedi.

Mehmetçik Büyükkonuk Belediye Başkanı Dr. Fatma Çimen Tuğlu da konuşmasında, “Neredeyse bir asra yaklaşan festivalimizin bu yılki kapanışını başarıyla gerçekleştirdik. Bölge ve ülke halkı için emekle üretilen ürünler satışa sunuldu. Tüm halkımız mutlu bir şekilde ayrıldı. Bu organizasyonun başarıyla tamamlanmasında emeği geçen tüm ekip arkadaşlarıma teşekkür ederim. Cumhuriyet Meclisi Başkanı Ziya Öztürkler’e de festivalimize katılması ve bizlerin yanında olmasından dolayı teşekkür ederim” ifadelerini kullandı.

Cumhuriyet Meclisi Başkanı Ziya Öztürkler festivalin kapanışında sahne alan Melek Mosso’yu da dinledikten sonra alandan ayrıldı.

Devamını Oku

Kıbrıs

Gelenekle Dans-5.Bölüm Akdoğan İnönü Gençlik Merkezleri

Published

on

By

Devamını Oku

Kıbrıs

Cumhurbaṣkanlığı:“Colin Stewart’ın açıklamaları mandasıyla uyumlu değildir”

Published

on

By

Cumhurbaşkanlığı Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri António Guterres’in Kıbrıs Özel Temsilcisi Colin Stewart’ın son açıklamaları hakkında açıklama yaptı.

Cumhurbaşkanlığı açıklaması şu şekilde:

“Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Sayın António Guterres’e ve BM misyonuna duyduğumuz kurumsal saygı tamdır. Ancak Genel Sekreter’in Kıbrıs Özel Temsilcisi Colin Stewart’ın son açıklamaları, BM’nin taraflara eşit mesafede durma sorumluluğu açısından ciddi sorunlar içermektedir.

Colin Stewart’ın görev süresi 9 Ağustos itibarıyla fiilen sona erecektir. Kıbrıs Türk Tarafı kendisini, görev süresi boyunca taraflar arasında güveni artırma sorumluluğunu yerine getirmekte yetersiz kalan, bazı kritik konularda tarafsızlık algısını zedeleyen ve özellikle halkımızın haklı insani taleplerine gereken duyarlılığı göstermeyen bir görevli olarak anımsayacaktır.

Kıbrıs Türk Tarafı, çözüm iradesini defalarca ve açık biçimde ortaya koymuştur. Bu vizyon, Kıbrıs’taki iki ayrı halk, iki ayrı demokrasi ve iki ayrı Devlet gerçeğinden hareketle şekillenmiştir. Kıbrıs’ta kalıcı ve adil bir çözüm ancak mevcut gerçekliğin esas alınmasıyla mümkündür.

Colin Stewart’ın, Kıbrıs Türk halkının iradesini ve özden gelen hakları olan egemen eşitlik ve eşit uluslarası statüye dayalı çözüm vizyonunu “ciddiye alınmayan” bir öneri gibi nitelendirmesi, BM misyonunun tarafsızlığıyla bağdaşmamaktadır. Sayın Cumhurbaşkanımız Halkımız adına bu çözüm çerçevesini sadece savunmakla kalmamış, uluslararası muhataplarına da en üst seviyelerde defalarca iletmiştir. Türkiye Cumhuriyeti’nin bu vizyona verdiği tam destek de, halkımızın meşru ve çağdaş taleplerinin arkasında duran bir dayanışma örneğidir.

Kıbrıs Türk Halkının yalnızca Türkiye ile ticaret yapabildiği gerekçesiyle dışa bağımlı olduğu yönündeki değerlendirmeler, tarihi ve hukuki bağlamı göz ardı eden yaklaşımlardır. Bu halk, doğrudan ticaret hakkı da dahil olmak üzere temel haklarını kullanmasının engellendiği haksız ve hukuksuz bir izolasyon altında yaşamaktadır. Bu izolasyon, yalnızca ekonomik zorluklar yaratmakla kalmamakta, aynı zamanda Kıbrıs Türk Halkının temel insan haklarından mahrum bırakılmasına sebep olmaktadır. Uluslararası toplum bu eşitsizliğin sürmesine seyirci kalmak yerine, eğer çözüm sürecine katkı sunmak istiyorsa, bu haksız zulmün sona ermesini sağlamalıdır.

Colin Stewart, halkımızın yıllardır dile getirdiği insani bir talep olan Yiğitler–Pile yolunu Rum tarafına toprak kazandırma çabasına dönüştürerek süreci tıkayan kişi olarak hatırlanacaktır. Bu yaklaşım, BM misyonuna duyulan güveni zedelemiş ve samimi bir kolaylaştırıcılık beklentisini boşa çıkarmıştır.

Colin Stewart ayrıca, geçiş kapılarının neden açılamadığını açıklamak yerine asıl sorumluyu gizlemiş ve kamuoyunu yanıltmıştır. Kıbrıs Türk tarafı uzun süredir Haspolat Kapısı’nın araçlı geçişe uygun şekilde açılmasını ve Akıncılar–Limya hattında araçlı geçişe hizmet edecek Akıncılar Kapısı’nın açılmasını yapıcı ve resmi düzeyde önermiştir. Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, bu önerilerin pozitif ve yapıcı bir anlayışla gündeme getirildiğini açıklamış, Rum tarafının ise Kiracıköy ve Erenköy üzerinden KKTC topraklarını transit geçiş güzergahına dönüştürme talebini güvenlik ve egemenlik gerekçeleriyle reddettiklerini kamuoyuna duyurmuştur. Rum tarafı buna rağmen kabul edilmesi mümkün olmayan bu taleplerinde ısrar etmeye devam etmiştir.

Kıbrıs Türk halkı için Anavatan Türkiye garantörlük görevinden çok daha fazlasını ifade eder. Türkiye, halkımızın güvenliği, varlığı ve geleceğiyle doğrudan bağlı olan tarihsel bir dayanışma odağıdır. Aramızdaki bağlar yalnızca diplomatik sorumluluklardan ibaret değildir. Türkiye’yle KKTC arasında ortak mücadeleye, kültürel yakınlığa ve karşılıklı güvene dayanan köklü bir ilişki söz konusudur. Türkiye’nin desteği, Kıbrıs Türk halkının iradesini uluslararası alanda kararlılıkla savunabilmesinin en güçlü temellerinden biridir. Bu çok boyutlu ilişkinin “korku” üzerinden tarif edilmesi, gerçekleri saptırmak anlamı taşır, aynı zamanda çözüm ortamını zayıflatan sorumsuz bir yaklaşımı da yansıtır.

Kıbrıs Türk Tarafı, seçim süreçlerinde de geleneksel olarak yapıcı tutumunu sürdürmüştür. Cumhurbaşkanımız Ersin Tatar, halkının haklarını savunan, ilkeli ve net bir liderlik anlayışı sergilemektedir. Bu doğrultuda, temel haklara aykırı herhangi bir adıma onay vermemiş, halkının geleceğini geçici siyasi hesaplara teslim etmemiştir.

Kıbrıs Türk Halkı mevcut statükoyu bir tercih olarak benimsememektedir. Halkımızın egemenliği, güvenliği ve onurlu geleceği için verdiği mücadele görmezden gelinemez. BM’nin sorumluluğu taraflardan birini dışlamak değil, her iki tarafın eşitlik temelinde uzlaşı zemini oluşturmasına katkı sağlamaktır.

Kıbrıs Türk tarafı, Mart ve Temmuz 2025’te gerçekleştirilen gayriresmi zirvelere iyi niyetle katılmıştır. Sürecin ilerleyebilmesi için her iki tarafın egemen eşitliğe ve eşit uluslararası statüye sahip aktörler olarak bu süreçte yer alması gerektiği bir kez daha vurgulamıştır. Bu temel yaklaşımı kabul etmeyen hiçbir girişimin başarı şansı olamaz.

BM’nin temel işlevi, Kıbrıs Türk halkına ne yapması gerektiğini dayatmak değildir. Asıl sorumluluk, iki tarafın iradesine saygı gösteren ve çözüm için gerekli koşulları oluşturan bir tutum benimsemektir. Bu niteliği taşımayan herhangi bir temsilcinin BM çatısı altında güven ortamı yaratması mümkün olamaz. Colin Stewart’ın görev süresi, bu açıdan kapsamlı bir değerlendirme yapılmasını gerektirmektedir.

Kıbrıs Türk Halkı, haklarına, iradesine ve varlığına sahip çıkmayı sürdürecektir. Bu duruş, geçici gelişmelerin sonucu olarak ortaya çıkmamıştır. Kararlı bir Halkın tarihsel birikimi ve meşru mücadelesiyle şekillenmiştir. Bu çerçevede ifade edilen tüm değerlendirmeler, görev süresi tamamlanmakta olan temsilcinin ardından görevi üstlenmesi beklenen yeni özel temsilci için de yol gösterici nitelik taşımaktadır. BM misyonunun bu kararlılığa saygı göstermesi, sürecin ciddiyetine katkı sunması açısından önemlidir.”

Devamını Oku

Trending

Reklam