Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Ekonomi ve Enerji Bakanlığı bütçesi komitede görüşülüyor

Published

on

Cumhuriyet Meclisi Ekonomi, Maliye, Bütçe ve Plan Komitesi, bugünkü toplantısında ilk olarak 287 milyon 653 bin 100 TL’lik Ekonomi ve Enerji Bakanlığı ve bakanlığa bağlı Serbest Liman ve Bölge’nin bütçesini görüşmeye başladı.

İlk sözü CTP Milletvekili Fikri Toros aldı.

Küresel rekabete değinin Toros, batı ülkelerindeki enflasyona işaret ederek Türkiye’de ise mali politikalarda faiz oranlarının yükseltilerek devasa enflasyonun önüne geçilmeye çalışıldığını dile getirdi.

Türk Lirası’nın döviz karşısındaki değer kaybının, döviz kurları yenilenmeyerek önlendiğini belirten Toros, bu uygulamanın tek başına enflasyonu engellemede başarılı olmadığını kaydetti.

KKTC’de bulunan mevduatın Türkiye’ye kaçma olasılığı bulunduğunu ve ekonominin çarklarını döndürecek nakit paranın risk altında olduğunu dile getiren Toros, bakanlığın tedbir tasarlaması gerektiğini belirtti.

Fikri Toros, küresel gelişmelerin KKTC’ye de yansımakta olduğunu gördüklerini belirterek, yansımaların birçok sektörde belirgin şekilde görüldüğünü söyleyerek, alternatif sektörlerin kullanımı yönünde adım atılmadığını kaydetti.

Toros, ülkedeki teknoparkların atıl kaldığını, kara para aklanmasının tehlikeli boyuta ulaştığını belirterek Türkiye’de ve KKTC’de kara para konusunda gelinen noktanın tehlikelerini anlattı.

Ülkenin gri listede olmasının her ekonomik faaliyeti olumsuz etkileyeceğine dikkat çeken Toros, yabancı faaliyetlerde de ciddi olumsuzluklar yaşanacağını kaydetti.

Fikri Toros, gayrimenkul piyasasında yaşananlara değinerek, bu sektörde yaşanacak olumsuzluklara etkili politikalar üretilmesi gerektiğini belirtti.

Kıbrıs sorununun halen devam etmesinin ekonominin önündeki en büyük engel olduğunu söyleyen Toros, enerji sorununda da en büyük sorunun Kıbrıs sorunu olduğunu belirtti.

Bilişim sektörü, kayıt dışılık, kara para aklama sorunu gibi sorunlara dikkat çeken Toros, üretimin azaldığını vurguladı ve tarım sektöründe çok büyük atıl bir potansiyel bulunduğunu kaydetti.

Enerji alanında yapılacak düzenlemelerde katkı koyacaklarını dile getiren Toros, kabloyla elektrik sistemine entegre olmanın enerji politikalarının başında olması gerektiğini belirtti.

Kara paranın aklanmasıyla alakalı olarak çok acil önlemlerin alınması gerektiğini söyleyen Fikri Toros, suçların aklanması konusunda yasa hazırlanmasının önemine vurgu yaptı ve birçok konuda bekleyen yasaların da düzenlenmesi gerektiğini kaydetti.

Sermaye Piyasası Kurulu’nun da bir an önce kurulması gerektiğini dile getiren Toros, bakanlığın Maliye Bakanlığı’yla iş birliği içerisinde çalışması ve konuların da güncellenmesi gerektiğini belirtti.

CTP Milletvekili Fikri Toros, GSMH’nın artırılmasının şart olduğunu kaydederek, bunun için de tarım ve sanayi gibi konulara öncelik verilecek politikalar üretilmesi gerektiğini söyledi.

Kıb-Tek ile ilgili üretim faaliyetlerine yönelik açılan ihaleleri de soran Toros, enerji konusunda yol gösterecek ve politika üretecek bakanlığın Ekonomi ve Enerji Bakanlığı olduğunu bildiklerini ve yapılacak yatırımlar konusunda bilgi istediklerini belirtti.

AKSA ile yapılan sözleşmenin malum olduğunu dile getiren Toros, rekabet edebilecek koşulların ortadan kaldıran ve Kıb-Tek’te ihalesiz yapılan bu anlaşmaları sert ifadelerle kınadı.

-Barçın

CTP Milletvekili Devrim Barçın da konuşmasında, Maliye bakanlığının hazırladığı orta vadeli bütçe çerçevesinde verilerin hazır olmaması gerektiğini dile getirdi.

Kalkınma planının hazırlandığını ve bu hazırlıkların Şirketler Mukayyitliğini de ilgilendirdiğini dile getiren Barçın, bir kişi şirket kurmadan önce Devlet Planlama Örgütü’nden onay alınmadan mukayyitliğin izin vermeyeceğinin bilinip bilinmediğini sordu.

-Özuslu

Daha sonra CTP Milletvekili Sami Özuslu söz alarak, KKTC ekonomisinin en büyük sorununun TL kullanımı olduğunu söyledi.

Giderlerin döviz olduğu ülkede gelirlerin de bu şekilde istikrarlı bir muhasebe şeklinde yapılabilmesi gerektiğini dile getiren Özuslu, gelir dağılımındaki adaletsizliğe de vurgu yaparak, ülkede yüzde 14’lük bir kısmın açlık sınırının altında yaşadığını belirtti.

Yayın kuruluşlarının, Rekabet Kurulunun da gündemine gelen haksız uygulamaları beraberinde getirdiğini dile getiren Özuslu, Kıbrıs Türk basınına bu ayrımcılıktan kurtulma imkanı verilmediğini kaydetti.

Ülkede haksız rekabet yaşandığına dikkat çeken Özuslu, Türkiye Cumhuriyeti’ndeki şirketlerin KKTC ekonomisine katkısının ne olduğunu sordu ve ülkede üretilen ürünlerin diğer ülkelerdeki ürünlerle rekabet gücünün olmadığını belirtti.

Denetimsizlikten de bahseden Özuslu, bakanlığın en fazla eleştirildiği noktanın fahiş fiyatlara karşı denetim yapılmaması olduğunu dile getirerek, “Yetkiniz mi yok, niyetiniz mi yok. Yeriniz mi dar?” ifadelerini kullandı.

Sami Özuslu, tüketicilerin korunması konusunda da ciddi eksiklikler olduğunu kaydederek, ALO tüketici hattının gereğini yapıp yapmadığını sordu ve bu konuda da bir bilinçlenme kampanyası gerektiğini belirtti.

Organize sanayi bölgelerine değinen Özuslu, Sanayi Bölgesi’nde bir yetki karmaşası yaşandığını belirtti ve buradaki sorunun ne durumda olduğunu sordu.

Geçiş kapılarının artırılması konusuna da değinin Özuslu, “Neden kapı açılmasını istemezsiniz? Bir kapı daha açılması gerekir.” diyerek bu geçişlerin ekonomiye katkı yaptığını söyledi.

-İncirli

CTP Milletvekili Sıla Usar İncirli de konuşmasında, ülkenin çok beklentisi olduğu bir bütçe görüşüldüğünü söyledi.

Sanayi bölgelerinin önemli bir kısmının, içine girilemeyecek kadar kötü durumda olduğunu kaydeden İncirli, sanayi bölgelerine yeterli alt yapı yatırımı yapılmazken siyasi istismar yapıldığını ve yetki kimdedir karmaşasından dolayı da çarpık yapılaşmaya devam edildiğini ifade etti.

Sanayi bölgelerinde en önemli sorunun yangın riski olduğunu vurgulayan İncirli, yangın riskinin göz önünde bulundurulması ve su drenajları sorunu olmasından dolayı da sürekli su baskını yaşandığını belirtti.

Altyapı sorununun ne zaman çözüleceğini soran İncirli, TC kaynaklı olması halinde de ise bu kaynakların ne zaman geleceğini ve ne zaman yapılacağının bilinmesi gerektiğini kaydetti.

İthalat ihracat desteğinin nasıl kurulacağını soran İncirli, üretimin güçlendirilmesi gerektiğini söyledi ve bunların yapılmaması halinde ise “Rakamalar bizi yutar” ifadelerini kullandı.

Sanayi bölgelerinde sağlık koşullarının da sıkıntı olduğunu dile getiren İncirli, kirliliğin sanayi bölgelerinde büyüdüğünü ve sahipsiz köpeklerin bu bölgelerde insan ve çevre sağlığını tehdit ettiğini belirtti.

Bu tür olaylarda koordinasyonun bakanlıkta olduğunu anımsatan İncirli, bu konuda mutsuz ve endişeli olduğunu kaydetti.

Gençlere ve kadınlara teşviklerin artırılması gerektiğine de vurgu yapan İncirli, ülkede geçiş noktalarının artırılmasının da büyük önem taşıdığını söyledi ve bu noktaların artırtılmasının artık şart olduğunu vurguladı.

İncirli, bakanlığın çok önemli ve yapması gerektiği birçok işi olduğuna dikkat çekerek, bakanlıktan tespit edilen sorunlara çözüm önerisi beklediklerini belirtti.

-Solyalı

CTP Milletvekili Ürün Solyalı, Ekonomi ve Enerji Bakanlığı bütçesinde enerjinin, hiç bu bütçeye yansımadığını söyledi.

Enerjiyle alakalı politikalar, vizyon ve projeleri okuyamadıklarını dile getiren Solyalı, bütçe içerisinde enerji ile alakalı bir kalem bulamadıklarını kaydetti.

Bakanlığın bir gecede özel bir şirketle enerji anlaşması yapıldığını dile getiren Solyalı, enerjiyi özel tekele aktarmakta hiç tereddüt edilmediğini belirtti ve kendilerine enerji konusunun anlatılmasını istedi.

-Amcaoğlu

Ekonomi ve Enerji Bakanı Olgun Amcaoğlu da söz alarak enerji konusunu anlatmayacağını anlatsa da vekilin “kapasitesi” olmadığından dolayı anlayamayacağını söyledi.

Bunun üzerine komitede kısa süreli tartışma yaşandı.

Ürün Soylalı da enerji ile alakalı bir cümle görmediğini ve Enerji Bakanlığının nasıl olduğunu sordu.

Ekonomiye dair bir vizyona bağlı bir bütçe modeli görmediklerini dile getiren Solyalı, AR-GE, yatırım ve reel destek adına yeterli bir bütçe olmaması halinde birlikte artırıma gidilmesi gerektiğini söyledi.

Ülkede orta kesim kalmadığını dile getiren Solyalı, ülkedeki kaybı giderecek politikaları giderecek bir önlem ve Türkiye ile ek protokol imzalanma olasılığı olup olmadığını sordu.

Solyalı, ekonomiyi yönetme modeli konusunda bilgi isteyerek, döviz riskine karşı ne önlem alındığını sordu.

İnsanların TL ödenip kredisini ödeyemez durumda olduğuna dikkat çeken Solyalı, “Tabii ki bunlar ekonomiyi ilgilendirmez. Zaten enerji yok, ekonomi yok, hiç sorumluluğunuz yoktur…” ifadelerini kullandı.

Rekabet Kurulu’na iki yıl boş tutularak daha sonra yapılan üye atamalarını da eleştiren Solyalı, atamaları eleştirme hakları olduğunu kaydetti.

Ekonomi ve Enerji Bakanı Olgun Amcaoğlu da atamaları eleştiren Solyalı’ya “Bir atamalar mı kaldı eleştirmediğin?” diye sordu.

-Şahiner

CTP Milletvekili Salahi Şahiner de söz alarak, bütçenin yetersiz olduğunu söyleyerek, “Bu bütçe sizin partiniz tarafından ayağınızı kaydırmak için hazırlanan bir bütçedir.” dedi.

Şahiner, Ticaret Dairesi’nin özellikle daha etkin çalışabilmesi için denetimlerini yapması ve kayıt dışında kalanların kayıt altına alınabilmesi gerektiğini dile getirdi.

Enflasyonla mücadelenin bu bakanlığın görev ve sorumlulukları olduğunu dile getiren Şahiner, insanların üretimden koptuğunu kaydetti ve üretim sektörlerini destekleyecek ekonomik bakış açısıyla yola çıkmak gerektiğini kaydetti.

Salahi Şahiner, yenilebilir enerjinin üretimde kullanılacak şeklinde verilebileceğini dile getirerek, yerli üretimin ithalata kapatılmasının enflasyon rakamını çok yükseğe çekileceğin belirtti.

Yerli sermayeye çok çirkin davranıldığını söyleyen Şahiner, yerli sermayeye hiçbir vergi muafiyeti yapılmazken, yabancı sermayeye uygulanan vergi muafiyetiyle yerli sermayeye çok ayıp edildiğini kaydetti.

Hükümetin, halka ihanet sözleşmesi olarak nitelenen AKSA sözleşmesine imza attığını dile getiren Şahiner, halktan alınanların birkaç şirkete peşkeş çekildiğini savundu.

Ticaret Dairesinin görev, yetki ve sorumluluklarının çerçevesinin geniş olduğuna dikkat çeken Şahiner, bazı marketlerde reyondaki fiyat ile kasadaki fiyat arasında farklılıklar olduğunu kaydetti.

Güneyle ticaretin önemine dikkat çeken Şahiner, TL’nin değer kaybından dolayı ülkeye gelişin arttığını söyledi ve kapıdaki geçişlerin kolaylaştırılabilmesi için tek bir adım atılmadığını belirtti ve bu konuya dahil olup olunamayacağını sordu.

Teşviklendirme yasalarında bir değişiklik olup olmadığını soran Şahiner, Rekabet Kurulu’ndaki eksiklikleri de gündeme getirerek, bu kurulun hayati bir öneme sahip olduğunu ve geliştirilmesi gerektiğini kaydetti.

Serbest Liman’daki işletmenin önemine vurgu yapan Şahiner, orda bulunan posta kutusu kullanılarak işletme kuranlar olduğunu; bu nedenle denetimin önemli olduğunu belirtti.

Ekonomi ve Enerji Bakanı Olgun Amcaoğlu da söz alarak buradaki denetimi sağlayabilmek için yasa ve tüzüklerinde değişiklik yaptıklarını ve çalışmanın yakın zamanda biteceğini kaydetti.

Şahiner tekrar söz alarak, bakanlığının altı boşaltılmış olsa bile enerji konusunda iyi niyetli bir şeyler yapılmaya çalışıldığını fakat o alanların da peşkeş çekildiğini kaydetti.

Enerji Üst Kurulu’nun işlevsel hiçbir şeyi kalmadığını dile getiren Şahiner, kurulun, ülkede yapılacak yatırımlara yön verecek düzeyde olması gerektiğini belirtti.

Bütçe görüşmelerinde daha sonra oturuma bir saatlik yemek arası verildi.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Tatar: İki devletli çözüm hepimizin hedefidir, özlemidir ve doğru olan budur

Published

on

By

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, iki devletli çözüm siyasetinin dünya genelinde kabul görmesi için büyük bir diplomatik mücadele yürüttüklerini belirterek, “İki devletli çözüm hepimizin hedefidir, özlemidir ve doğru olan budur.” dedi.

AA’nın haberine göre İstanbul Ticaret Odası (İTO) yayınları arasında bulunan “Kıbrıs Sevdası: Ateşi Hiç Sönmeyen Bir Ülkünün Peşinde Geçen Ömürler: Ersin Tatar” adlı kitabın güncellenmiş ikinci baskısının tanıtım toplantısına katılan Tatar, etkinliğin ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

Yaklaşık son beş yılda Türkiye’nin desteğiyle yürüttükleri iki devletli siyaset sayesinde KKTC’nin diplomatik statüsünü uluslararası platformlarda güçlendirdiklerini belirten Tatar, “İki devletli çözüm hepimizin hedefidir, özlemidir ve doğru olan budur.” ifadesini kullandı.

Tatar, KKTC’nin Türk Devletleri Teşkilatı (TDT), Ekonomik İşbirliği Teşkilatı (EİT) ve İslam İşbirliği Teşkilatı’nda (İİT) temsiliyet kazanmasının son yıllarda yürütülen dış politika başarısının önemli göstergeleri olduğunu ifade etti.

Federal çözüm modelinin Türk halkı için ciddi riskler barındırdığını vurgulayan Tatar, “Federasyon adı altında Türkler azınlığa düşürülecek, Türkiye Cumhuriyeti Kıbrıs’tan çekilecek, Türkiye Cumhuriyeti’nin garantörlüğü ortadan kalkacak ve Türklük Doğu Akdeniz’i kaybedecektir.” dedi.

Tatar, Doğu Akdeniz’in jeopolitik önemini vurgulayarak, KKTC’nin yalnızca kara parçası değil, aynı zamanda deniz yetki alanları, kıta sahanlığı, ekonomik münhasır bölgeler ve hava sahasıyla birlikte bir bütün olarak değerlendirilmesi gerektiğini söyledi.

– KKTC ve Türkiye arasındaki yıllık ticaret hacmi üç milyar dolar civarına yaklaştı

Türkiye ile KKTC arasındaki ekonomik ilişkilerin geliştiğini belirten Tatar sözlerini şu şekilde sürdürdü:

“Bundan 15 yıl kadar önce ben Kıbrıs’ta maliye bakanıyken yıllık ticaret hacmi 600 milyon dolar civarındaydı, şimdi 3 milyar dolar civarına yaklaşmıştır. Türkiye’nin her bölgesinden Ercan Devlet Havalimanı’na uçakların uçmasıyla bugün yolcu sayısı yılda 5 milyonu bulmaktadır. Bundan 20 yıl önce yolcu sayısı 1 milyon bile değildi. Şimdi bakıyoruz ki pandemi döneminden sonra hızlı bir gelişmeyle yılda 5 milyonu bulmaktadır.”

-“100’den fazla ülkeyle ticaret yapıyoruz”

Tatar, 100’den fazla ülkeyle ticaret yaptıklarını belirterek, bir bölümü halkın kullanımına sunulan “Kapalı Maraş” açılımıyla turizm alanında “büyük atılımlar” gözlemlendiğini ifade etti.

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın sözlerine atıfta bulunan Tatar, “Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da dediği gibi KKTC Doğu Akdeniz’de parlayan bir Türk devleti olmaya devam edecektir.” vurgusu yaptı.

 

 

Devamını Oku

Kıbrıs

GMO Başkanı Oymen elektrik kesintilerinin gıda güvenliğini riske atabileceği uyarısında bulundu

Published

on

By

Kıbrıs Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (KTMMOB) Gıda Mühendisleri Odası (GMO) Başkanı Beste Oymen, elektrik kesintilerinin gıda güvenliğini riske atarak ciddi gıda zehirlenmelerine yol açabileceği uyarısında bulundu.

Yazılı açıklama yapan Oymen, elektrik kesintilerinin başta et, süt, yumurta, tavuk gibi çabuk bozulabilen ürünler olmak üzere birçok gıdanın uygun saklama koşullarını ortadan kaldırarak, mikroorganizma üremesiyle ciddi gıda zehirlenmelerine yol açabildiğini belirtti.

Çocuklar, yaşlılar ve kronik hastalığı olan bireyler için ekstra dikkat gösterilmesi gerektiğini kaydeden Oymen, gıda zehirlenmelerinin bu gruplarda daha ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceğini bu nedenle şüpheli ürünlerin bu bireylere verilmemesi gerektiğini vurguladı.

Soğuk zincirin kırılmasının, ürünlerin fiziksel görünümünde bozulma olmasa bile sağlığa zararlı hale gelmesine neden olabileceğini kaydeden Oymen, bu nedenle sadece üretim aşamasında değil, tüketiciye ulaşana kadar geçen tüm süreçlerde, kesintilere karşı bilinçli davranma ve gıdaların güvenliğini koruyacak önlemleri zamanında almanın önem taşıdığını ifade etti.

Oymen, açıklamasında elektrik kesintilerinde gıda güvenliğini sağlamaya yönelik temel önlemlere de yer vererek, buzdolabı ve dondurucu kapaklarını kapalı tutma, soğuk zinciri korumak için buz aküsü veya dondurulmuş su şişeleri kullanma, hazır yemek, açıkta satılan ürünlerle ilgili dikkatli olma önerisinde bulundu.

İki saatten uzun süren kesintilerde bozulma riskinin artacağını kaydeden Oymen, dondurulmuş ürünler çözündüyse tekrar dondurulmaması gerektiğini belirtti.

-“Buzdolabı kapaklarını açmayın”

Oymen, elektrik kesintisi başladığı andan itibaren buzdolabı ve derin dondurucuların kapaklarını açmaktan kaçınmanın soğuk havanın uzun süre korunmasını sağlayacağını dile getirerek bu yöntemle buzdolabındaki sıcaklığın yaklaşık 2–4 saat, derin dondurucudaki sıcaklığın ise içi doluysa 48 saat, yarı doluysa 24 saat güvenli seviyede kalabileceğini kaydetti.

Soğuk zinciri korumak için buz aküsü veya dondurulmuş su şişeleri kullanmak gerektiğine işaret eden Oymen, “Elektrik kesintisi yaşanabileceğini önceden biliyorsanız, buzlukta su dolu şişeler dondurarak dolap içi sıcaklığın sabit kalmasına yardımcı olabilirsiniz.” dedi.

Buzdolabının iç sıcaklığını izlemek için termometre kullanılması tavsiyesinde bulunan Oymen, gıdaların güvenle saklandığı sıcaklık aralıklarının; buzdolabının +1 ile +4 derece arası derin dondurucunun -18 derece ve altı olduğunu, kesinti sonrası bu değerlerin üzerine çıkıldıysa, ürünler risk altına girmiş olabileceğini kaydetti.

Oymen, iki saatten uzun süren kesintilerde bozulma riskinin artacağını belirterek, şunları kaydetti:

“Kesinti 2 saati geçmişse, özellikle hayvansal gıdalar (et, tavuk, süt, yumurta, pişmiş yemekler) kontrol edilmelidir. Bu ürünler 2 saatten fazla +4 derece üzeri bir sıcaklıkta kaldıysa, ‘görünüşü, kokusu iyi olsa bile’ kesinlikle tüketilmemelidir. +4 derece üzerindeki sıcaklığa 2 saatten az maruz kalan gıdaları pişirirken merkez sıcaklığının en az 65 derece olmasına dikkat edilmelidir.”

Dondurulmuş ürünler çözündüyse tekrar dondurmamak gerektiğine değinen Oymen, bu ürünlerin pişirilerek hemen tüketilmesi gerektiğini vurguladı.

-“Gıda güvenliğinde görünüş aldatıcı olabilir”

Gıda güvenliğinde görünüşün aldatıcı olabileceğini belirten Oymen, “Bozulan gıdalar her zaman kötü kokmaz veya görünüm olarak farklılık göstermez. Özellikle hayvansal gıdalarda mikroorganizma gelişimi belirgin bir bozulma olmadan da tehlike yaratabilir. Şüpheli ürünleri asla tüketmeyiniz.” dedi.

 İşletmelerin bu tür durumlara karşı hazırlıklı olması, üretime geçmeden önce mutlaka gıda ve ortam kontrolü yapması gerektiğini belirten Oymen, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

“Gıda üretimi, satış ve servis hizmeti sunan işletmeler elektrik kesintilerinin gıda güvenliği üzerindeki etkisini göz önünde bulundurarak jeneratör, kesintisiz güç kaynağı (UPS) gibi yedek enerji sistemlerini devreye almalıdır. Soğuk zincirin sürekliliğini sağlayacak bu tür altyapı önlemleri, sadece ürün güvenliğini değil, halk sağlığını korumak açısından da zorunluluktur. Ayrıca kesinti sonrası üretim ve satışa geçmeden önce sıcaklık kontrolleri yapılmalı, riskli ürünler piyasaya sunulmamalıdır. Soğuk hava depolarını ve/veya buzdolabı sıcaklık kontrollerini max/min dereceyi hafızasında tutabilen özelliğe sahip kalibre edilmiş termohigromete/termometre ile yapılabilir”

Hazır yemek ve açıkta satılan ürünlerle ilgili dikkatli olunması çağrısında bulunan Oymen, “Güvenliğinden emin olmadığınız ürünleri tüketmeyiniz” dedi.

Kasaptan et alırken de dikkatli olunması gerektiğini belirten Oymen, elektrik kesintisi olan bölgelerdeki kasaplardan et ürünü alırken özellikle kıymanın önceden hazırlanmış olmamasına dikkat edilmesi gerektiğini ifade etti.

Oymen, planlı elektrik kesintisi olması durumunda kasapların önlem olarak ürünlerini soğuk hava depolarında tutmaları, müşterilere hazır olması için önceden et kıymamaları gerektiğini dile getirdi.

-“ Çocuklar, yaşlılar ve kronik hastalığı olan bireyler için ekstra dikkat gösterilmeli”

Çocuklar, yaşlılar ve kronik hastalığı olan bireyler için ekstra dikkat gösterilmesi gerektiğini belirten Oymen, gıda zehirlenmeleri bu gruplarda daha ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceğini, bu nedenle, şüpheli ürünlerin bu bireylere verilmemesi gerektiğini kaydetti.

Kesinti sonrası alışveriş yaparken ürünlerin saklama koşullarını sorgulamak gerektiğini dile getiren Oymen, şöyle devam etti:

“Kesintiden etkilenen bölgelerdeki market ve gıda işletmelerinden alışveriş yaparken, özellikle kolay bozulabilen ürünlerde (et, süt, peynir, şarküteri, donmuş ürünler vb.) dikkatli olunuz. Paketli ürünlerde etiket bilgilerini kontrol ediniz, şişme, sızma, renk değişikliği, terleme ve ambalaj deformasyonu gibi bozulma belirtileri varsa satın almayınız.”

-Gıda güvenliğini sağlamak sadece üreticilerin değil, tüketicilerin de sorumluluğunda”

Gıdaların güvenliğini sağlamanın sadece üreticilerin değil, tüketicilerin de sorumluluğunda olduğunu belirten Oymen, “Elektrik kesintileri geçici olabilir; ancak bu süreçte alınmayan basit önlemler, sağlığınızda kalıcı hasarlara yol açabilir. Bu nedenle, buzdolabınızda sessizce bekleyen bir gıdanın nelere yol açabileceğini asla hafife almayınız” ifadelerini kullandı.

Gıda Mühendisleri Odası olarak halkı bilinçli davranmaya çağıran Oymen, gıda güvenliği konusunda herkesin sorumluluk üstlenmesi gerektiğini vurguladı.

 

 

Devamını Oku

Kıbrıs

Tatar: Mehmetçikler caydırıcı güç olarak orada kalmaya devam edecek

Published

on

By

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Kıbrıs Türklerinin yalnız olmadığını belirterek, “Mehmetçikler caydırıcı güç olarak orada kalmaya devam edecek. Biz buradan haykırıyoruz, Kıbrıs Türkü yalnız değildir. Mavi Vatan, Doğu Akdeniz ana vatanı için bütün Türk dünyası için çok önemlidir.” dedi.

20 Temmuz KKTC Barış ve Özgürlük Bayramı’nın 51. yıl dönümü nedeniyle Kıbrıs Türk Kültür Derneği İstanbul Şubesince, dün, Beykoz’daki Hidiv Kasrı’nda resepsiyon düzenlendi.

AA’nın haberine göre resepsiyona Cumhurbaşkanı Tatar, İstanbul Valisi Davut Gül, sivil toplum kuruluşları temsilcileri, Kıbrıs Türkleri ve çok sayıda davetli katıldı.

Burada konuşan Tatar, 15 Kasım’da KKTC’nin kuruluşunun 42. yıl dönümünü kutlayacaklarını belirterek, “Doğu Akdeniz’de hep birlikte yedi düvele karşı bir destan yazdık. Bu sadece Kıbrıslı Türklerin kendi bekası ve güvenliği için önemli değil aynı zamanda ana vatanımız Türkiye Cumhuriyeti’nin, İskenderun’dan Ege Adaları’na kadar 2 bin kilometre sahil şeridiyle Akdeniz’e en uzun cephesi olan Türkiye Cumhuriyeti’nin, mavi vatanın kalbinde kendi güvenliğidir, kendi onurudur, kendi milli direncidir.” ifadelerini kullandı.

Kıbrıs Türklerinin yalnız olmadığını vurgulayan Tatar, şunları kaydetti:

“1974 Barış Harekatı’ndan 51 sene sonra halen daha Türk askerinin adadan çekileceğini ve Kuzey ve Güney birlikte Avrupa Birliği’ne gireceğini ve Avrupa Birliği’nin güvenlik mekanizmaların Kıbrıs Türkü’nü koruyacağını, güvenliği sağlayacağını zannedenlere buradan cevabımız; asla öyle bir durum söz konusu değildir. Çünkü biz bu barışı ve huzuru ve güvenliği kolay bulmadık. Çok acılar çektik. Topyekun imhayla karşı karşıyaydık. Allah nasip etti, Mehmetçikler adaya geldi. Mehmetçikler caydırıcı güç olarak orada kalmaya devam edecek. Biz buradan haykırıyoruz. Kıbrıs Türkü yalnız değildir. Mavi Vatan, Doğu Akdeniz ana vatanı için bütün Türk dünyası için çok önemlidir. “

Tatar, KKTC’nin Türk Devletleri Teşkilatı’na gözlemci üye olduğunu hatırlatarak, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın gayretleriyle KKTC Hükümeti’ni tanıtma yolunda farklı örgütlerde seslerini duyurabildiklerini söyledi.

 

– “Kuzey Kıbrıs Türk Hükümeti’ni haykırarak dünyaya tanıtmak hepimizin borcu”

Cumhurbaşkanı Tatar, şöyle devam etti:

“Devletimizi, cumhuriyetimizi korumak için bu kutlu ve onurlu yoldan şaşmayarak Kuzey Kıbrıs Türk Hükümeti’ni haykırarak dünyaya tanıtmak hepimizin borcudur. Şehitlerimize olan vefamızdır. Onun için hep birlikte birlik ve beraberliğimizi koruyarak, karşı cephelerden saldırılara asla boyun eğmeyerek, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni haklı olduğu noktaya taşımak ve Kıbrıs Türk halkına refah içerisinde müreffeh yarınları yaşatmak hepimizin görevidir.”

KKTC’ye verdiği destek için Erdoğan’a teşekkür eden Tatar, “Kıbrıs’ta olağanüstü yatırımlarla Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin çehresinin değiştiğini” vurguladı.

Tatar, Mavi Vatan’ın kendileri için kutsal olduğunu belirterek, “Birlikte emin adımlarla, güçlü bir şekilde hep birlikte yürüyeceğiz.” dedi.

Şehitleri rahmetle anan Tatar, “Bir milletin, tarihin tekerrür edebileceğini bilmesi gerekmektedir. Onun için Kıbrıs’ta bir anlaşmaya imza atacaksak sağlam temeller üzerinde Türkiye’nin garantörlüğü ve Türk askerinin caydırıcı güç olarak orada kalmasını içeren bir onurlu anlaşmaya, ancak Kıbrıs Türkü imza atabilir. Onun için biz gücümüzü sizden alıyoruz. Türkiye’den alıyoruz.” ifadelerine yer verdi.

İstanbul Valisi Gül de KKTC’nin başta dost ve kardeş ülkeler olmak üzere farklı ülkeler tarafından tanınmaya başladığını belirterek, bunun örtülü diplomasinin en önemli çalışmalarından biri olduğunu dile getirdi.

Kıbrıs Türkleriyle sonsuza kadar birlikte olacaklarını vurgulayan Gül, şehitleri rahmetle andı.

Kıbrıs Türk Kültür Derneği İstanbul Şubesi Başkanı Zehra Bilge Eray da KKTC’nin özgürlüğü ve bağımsızlığı için tüm imkansızlıklara, uygulanan ambargo ve izolasyonlara karşı yediden yetmişe beraberlik içinde direndiklerini söyledi.

Eray, Kıbrıs Türklerinin Türk ulusunun ayrılmaz bir parçası olduğunu belirterek, “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti sonsuza kadar yaşayacaktır.” dedi.

 

 

Devamını Oku

Trending

Reklam