Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Denktaş için Lefkoşa AKM’de tören düzenlendi

Published

on

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, “Mutlak suretle Türkiye’nin garantörlüğü ve Türk askerinin adadaki varlığı caydırıcı bir güç olarak devam edecektir. Bir anlaşma olacaksa mutlak suretle egemenlik temelinde olacaktır. Onun için yeni siyasetin, egemen eşitlik ve eşit uluslararası statüde olması gerekiyor. Bu Denktaş siyasetinin bir devamıdır” dedi.

Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş için Atatürk Kültür Merkezi’nde düzenlenen anma töreninde konuşan Cumhurbaşkanı Tatar, KKTC’nin tanınma zamanın geldiğini, ambargo ve izolasyonların kalkması gerektiğini vurguladı.

Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs Türk halkının çeşitli farklı ülkelerde, ekonomik, sosyal, siyasi bağlamdaki bütün aşamalardan bir an önce geçmesi gerektiğini kaydetti.

Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş, 12. ölüm yıldönümünde anılıyor.

Kurucu Cumhurbaşkanı Denktaş için Anıt Mezarı’nda düzenlenen ilk tören ardından, ikinci tören Lefkoşa Atatürk Kültür Merkezi’nde yer aldı.

Törene, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Meclis Başkanı Zorlu Töre, Başbakan Ünal Üstel, TC Lefkoşa Büyükelçisi Metin Feyzioğlu, Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Komutanı Tümgeneral Sebahattin Kılınç, Güvenlik Kuvvetleri Komutanı Tümgeneral Osman Aytaç, bazı bakanlar, milletvekilleri, diğer askeri erkan, üst düzey yöneticiler, muharip dernekler, vatandaşlar ve Denktaş’ın ailesi katıldı.

Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla saat 10.45’te başlayan törende, Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş’ın oğlu Serdar Denktaş ile Cumhurbaşkanı Ersin Tatar birer konuşma yaptı.

Tören, Osman Örek Meslek Lisesi öğrencilerinin oratoryosuyla son buldu.

-Denktaş

Serdar Denktaş törende yaptığı konuşmada, bu yıl Mutlu Barış Hareketi’nin 50. Yılı, Kurucu Cumhurbaşkanı Denktaş’ın 100. doğum yılı, bedenen aramızdan ayrılışının ise 12. yılı olduğuna işaret ederek, “Denktaş ruhen ve fikren içimizde yaşamaya devam ediyor” dedi.

Her insan gibi, evlatları olarak ona özlemlerinin ve onu kaybetmenin verdiği acının hiçbir zaman bitmeyeceğini ifade eden Denktaş, babasının Türk ulusana babalık yapmak isteyecek kadar büyük bir yüreği olduğunu kaydetti.

Denktaş babasını şu sözlerle anlattı:

“Bıkmadan usanmadan savunduğu Türk davasına kendisini adamış, Kıbrıs Girit olmasın korkusunu kitaplaştıracak kadar bilinçli, öfkesini kendi içinde patlayacak kadar insancıl.

Hayvan sevgisini, doğa sevgisini, yurt sevgisini fotoğraflayacak kadar kültürlü.

Bayrak, millet sevgisini, Anavatana bağlılığı genç nesillere aktarabilmek adına her gün o konuda konuşması gerektiğini bilecek kadar inançlı.

En zor anlarda bile söyleyeceği bir söz ile etrafındakilerin yüzünü güldürecek, havayı yumuşatacak kadar esprili.

Halkını bilen, halkına güvenen, hukuka saygılı Anavatanına bağlı, kişiliğiyle duruşuyla, tavrıyla her kesimden saygı gören bir insan, bir lider.”

-“Her zaman devlet adamı, her zaman halkçı, Atatürkçülüğü bir yaşam biçimi olarak uygulayan, kin tutmayan, intikam güdüsü olmayan insan gibi bir insan”

Babasının boşluğu doldurulamayan ve doldurulamayacak bir lider olduğunu dile getiren Denktaş, konuşmasına şöyle devam etti:

“O’nu kah boynunda fotoğraf makinesi, sokak aralarında dolaşırken, arabasına atlayıp gittiği köy kahvesinde vatandaşla sohbet ederken, yanından hiç ayırmadığı köpeği Boncuk ile oynarken görenler onun ne kadar yumuşak ruhlu olduğunu bilirler.

Onu görüşme masasında dava savunurken görenler, ne kadar kıvrak bir zekaya sahip olduğunu, karşısında oturan ekibi ne kadar iyi tanıdığını, Kıbrıs Türk halkının haklarına el uzatmaya çalışanlar karşısında ne kadar şahinleştiğini bilirler.

Kendisine fikren karşı olan muhaliflerin bile saygı duyduğu, liderlik vasfını konuşarak, birini taklit ederek değil, içtenliği nedeniyle kazanan, sırası geldiğinde elde silah mücahit, sırası geldiğinde elde kalem bir yazar, sırası geldiğinde müşfik bir baba, tonton bir dede, sırası geldiğinde savunduğu davanın inceliklerini bilen bir diplomat, her zaman devlet adamı, her zaman halkçı, Atatürkçülüğü bir yaşam biçimi olarak uygulayan, kin tutmayan, intikam güdüsü olmayan insan gibi bir insan.”

Serdar Denktaş, babası Denktaş’ı bir kez daha anarken, eksikliğini, gidişiyle bıraktığı yeri doldurulamayacak boşluğu, en eleştirildiği zamanda bile söylediklerinin haklılığını anladıklarını ve onu özlediklerini kaydetti.

-“Bizlerden beklediği bu devleti yüceltmektir”

Rauf Raif Denktaş’ın halkına bıraktığı mirasın devlet olduğunu vurgulayan Serdar Denktaş, “bizlerden beklediği bu devleti yüceltmektir” dedi.

Devleti lafla değil eylemlerle yüceltmek gerektiğini ifade eden Denktaş, “İçinde yaşayan insanımızın kültür ve refah seviyesini her alanda yükseltmek, kısacası insanımıza devleti benimsetmek, onlara mutlu olacakları bir ortam yaratmak bizlerin boynun borcudur. O’nu rahmet, minnet ve özlemle anıyoruz, ruhu şad olsun” dedi.

Tatar

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar da konuşmasında, Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş’ın bu topraklarda doğup yetişmiş, dehası, kıvrak zekası, eğitimiyle bu küçücük adanın sınırlarını aşmış bir toplum lideri olduğunu vurguladı.

-“Endişelerle dopdolu bir hayat yaşadı”

Denktaş’ın çok iyi bir hukukçu, hem de bir mücahit olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Tatar, Denktaş’ın hem TMT’nin kurucularından olduğunu, hem Erenköy’de mücahitlerin yanında bulunduğunu, gerektiğinde hayatını tehlikeye atarak kayıkla Kıbrıs’a çıktığını ve Rumlar tarafından hapse atıldığını, endişelerle dopdolu bir hayat yaşadığını söyledi.

Cumhurbaşkanı Tatar, Kurucu Cumhurbaşkanı Denktaş’ın tarihe, en son Türk devletini kuran Türk büyüğü olarak geçtiği düşüncesini dile getirerek, Denktaş’ın 1983’te Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni ilan ederken söylediklerine atıfta bulundu.

Konuşmasında Denktaş’ın “Bu Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin bağımsızlık mücadelesidir. Gelinen aşamada Türkiye’nin de desteğini alarak onu ilan ederken bağımsızlığımız, bütünlüğümüz, hürriyetimiz ve bu topraklarda Kıbrıs adasında hiçbir zaman diğer halkın boyunduruğu altında yaşayamayacağımıza yönelik haykırışımızdır” sözlerine değinen Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs Türk halkının 1960 anlaşmalarında Kıbrıs Cumhuriyeti’nde kurucu ortak olarak yer aldığını anımsattı.

Kıbrıs Türk halkının kurucu ortağı olduğu Kıbrıs Cumhuriyeti’nde Denktaş’ın hukukçu kimliğinin çok önemli olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Tatar, o anlaşmalarda Türkiye’nin etkin ve filli garantörlüğü ile tek taraflı müdahale hakkının bulunmasının önemine değindi.

-“Denktaş’ın hizmetlerinin unutulmaması gerek”

O dönemde yaşananları ve Denktaş’ın katkılarını aktaran Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, 20 Temmuz 1974’te Türkiye Kıbrıs’a müdahalesini gerçekleştirirken ve ondan önceki süreçte Denktaş’ın hizmetlerinin unutulmaması gerektiğini kaydetti.

Denktaş’ın Türk askerini adaya getiren insan olarak bilinmek istediğini dile getiren Cumhurbaşkanı Tatar, 1983’te kurulan KKTC’nin temelinde bağımsızlık, özgürlük ve hürriyet mücadelesi bulunduğunu söyledi.

Şu anda kendilerinin yürütmekte olduğu siyasetin, Denktaş’ın vasiyeti olduğunu, ne egemenlik, ne de devletten vazgeçilebileceğini ifade eden Cumhurbaşkanı Tatar, Denktaş’ın Türkiye sevgisi, Türkiye Cumhuriyeti’ne bağlılığı, her hal ve şartta Anadolu halkı ile Türkiye askerine duyduğu hürmetin önemine işaret etti.

Cumhurbaşkanı Tatar, zor günlerde, Türkiye’nin kendi içerisindeki bazı sıkıntılı durumlarında bile desteğini görebilmenin, Denktaş gibi bir liderin saygınlığı, milletine olan bağlılığı, inançlı duruşu sayesinde olduğunu vurguladı.

Kıbrıs Türk halkının Türkiye Cumhuriyeti’nin tam desteği ile bu süreçleri yürüttüğünü, Türkiyesiz bu süreçlerin yürütülemeyeceğini ve Kıbrıs Türk halkının adadaki varlığını koruyamayacağını ifade eden Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, “Mutlak suretle Türkiye’nin garantörlüğü ve Türk askerinin adadaki varlığı caydırıcı bir güç olarak devam edecektir. Bir anlaşma olacaksa mutlak suretle egemenlik temelinde olacaktır. Onun için yeni siyasetin, egemen eşitlik ve eşit uluslararası statüde olması gerekiyor. Bu
Denktaş siyasetinin bir devamıdır” dedi.

KKTC’nin tanınma zamanın geldiğini, ambargo ve izolasyonların kalkması gerektiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs Türk halkının çeşitli farklı ülkelerde, ekonomik, sosyal, siyasi bağlamdaki bütün aşamalardan bir an önce geçmesi gerektiğini kaydetti.

Filistin ve Gazze’de yaşananlara dikkat çeken Cumhurbaşkanı Tatar, orada yaşanan vahşete tanıklık edildiğini, Anavatan Türkiye, Kıbrıs Türk halkının yardımına gelmeseydi, o günlerin burada da yaşanacağını söyledi.

Filistin’in bir anavatanı, garantör ülkesi bulunmadığını belirten Tatar, Denktaş’ı, rahmet, özlem ve minnetle andığını söyledi.

Tören, Osman Örek Meslek Lisesi öğrencilerinin oratoryosuyla son buldu.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

BRTK Yönetim Kurulu Baṣkanı Tokel:Erdinç Gündüz’ün sesi kurumumuzda, izleri toplumumuzda kalacak

Published

on

By

Bayrak Radyo Televizyon Kurumu (BRTK) eski Yönetim Kurulu Başkanı, yayıncı ve sanatçı Erdinç Gündüz’ün vefatı dolayısıyla BRTK Yönetim Kurulu Başkanı Özdemir Tokel taziye mesajı yayımladı.

Tokel, mesajında şu ifadelere yer verdi:

“Kıbrıs Türk yayıncılığına ve kültür hayatına uzun yıllar emek vermiş, Bayrak Radyo Televizyon Kurumu’nda pek çok farklı görev üstlenmiş, eski Yönetim Kurulu Başkanımız, değerli büyüğümüz Erdinç Gündüz’ün vefatını büyük bir üzüntüyle öğrenmiş bulunuyorum.

Genç yaşta başladığı BRTK serüveninde radyo yayıncılığı, program yapımcılığı ve yayın koordinatörlüğü görevlerinde bulunmuş; ilerleyen yıllarda yönetim kurulu üyeliği ve başkanlığı gibi son derece önemli pozisyonlarda görev alarak kurumumuza büyük katkılar sağlamıştır.

Kıbrıs Türk halkının efsanevi müzik grubu Sıla‑4’ün kurucu üyelerinden olan Gündüz, halk müziğimizi modern yorumlarla geniş kitlelere ulaştırmış, sanat yaşamıyla toplumumuzda derin izler bırakmıştır.

Anılarını ve yayıncılık kariyerini kaleme aldığı eserleri, kültürel ve kurumsal belleğimizin genç kuşaklara taşınması ve yaşatılması adına önemli bir miras olarak bizlere kalmıştır.

Erdinç Gündüz’e Allah’tan rahmet diliyorum. Ailesine, yakınlarına, BRTK ailesine ve tüm sevenlerine başsağlığı diliyorum.

Onun anısı ve emeği, kurumumuzun sesinde ve halkımızın hafızasında sonsuza dek yaşamaya devam edecektir.”

Devamını Oku

Kıbrıs

BRTK Müdürü Meryem Özkurt: “Erdinç Gündüz’ü kaybetmenin derin üzüntüsünü yaşıyoruz”

Published

on

By

Kıbrıs Türk müziğinin öncülerinden, Sıla-4 grubunun kurucularından ve Bayrak Radyo Televizyon Kurumu’nun (BRTK) emektar isimlerinden Erdinç Gündüz, hayatını kaybetti. Gündüz’ün vefatı, Kıbrıs sanat ve medya camiasında derin üzüntü yarattı.

Sanat hayatı boyunca hem müziğiyle hem de kültürel katkılarıyla iz bırakan Gündüz, özellikle 1970’li yıllarda kurucularından olduğu Sıla-4 grubu ile Kıbrıs Türk müziğine yön verdi. Aynı zamanda BRTK bünyesinde uzun yıllar görev yaparak, yayıncılık alanında da önemli hizmetlerde bulundu.

Gündüz, anılarını kaleme aldığı Bir Varmış Bir Yokmuş 3 – Bayraklı Yıllarım adlı kitabında, 1964 yılında Bayrak Radyosu’ndaki ilk kayıt deneyimlerini ve dinleyicilerden gelen istek mektuplarını anlatarak BRT ile kurduğu derin bağı gözler önüne sermişti.

BRTK Müdürü Meryem Özkurt, Gündüz’ün vefatıyla ilgili yayımladığı taziye mesajında, “Erdinç Gündüz’ü kaybetmenin derin üzüntüsünü yaşıyoruz. Onunla aynı dönemi paylaşmak, sesine, üretimine ve duruşuna tanıklık etmek büyük bir ayrıcalıktı. Sanatıyla, sözüyle, emeğiyle bir döneme damga vuran Erdinç Gündüz’ü saygı, özlem ve rahmetle anıyorum. Huzur içinde yatsın. Ailesine, sevenlerine, BRTK camiasına ve tüm Kıbrıs halkına başsağlığı ve sabır diliyorum,” ifadelerini kullandı.

Devamını Oku

Kıbrıs

DAÜ-SEN’den CTP, TDP ve HP’ye ziyaret…

Published

on

By

Doğu Akdeniz Üniversitesi Akademik Personel Sendikası (DAÜ-SEN) Yürütme Kurulu’ndan bir ekip, Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP),Halkın Partisi (HP) ve Toplumcu Demokrasi Partisi’ni (TDP) ziyaret ederek yükseköğretimdeki genel durumu ve Doğu Akdeniz Üniversitesi’nin (DAÜ) sürdürebilir mali yapısı açısından gelinen aşamayı değerlendirdiği raporu sundu.

Sendika ziyaretlerde Doğu Akdeniz Üniversitesi’nin iyi yönetilmediğini ileri sürerek, “hiçbir başarı ve kriter aramadan yabancı öğrencilerin burs oranını artırarak maliyetin altında harç almaya başlandığını” ve “ KKTC vatandaşı öğrencilerin, eğitim alabilmek için yabancı öğrencilerden daha fazla para ödemek zorunda bırakıldığını” kaydetti.

DAÜ-SEN partilerin genelde yükseköğretim alanının özelde ise DAÜ’nün sürdürülebilir bir yapıya kavuşması için sendikanın verdiği mücadeleye siyasi partilerin etkin şekilde destek olmasını istedi.

DAÜ-SEN ziyaret ekibinde Başkan Ercan Hoşkara, Genel Sekreter Hamit Caner, Dış İlişkiler Sekreteri Yeşim Dede ve Örgüt ve Sosyal İşler Sekreteri Mustafa Rıza yer aldı.

DAÜ-Sen tarafından yapılan yazılı açıklamaya göre, görüşmelerde CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman, HP Genel Başkan Kudret Özersay, TDP Genel Başkan Zeki Çeler ve parti yetkilileriyle bir araya gelindi.

Toplantılarda sendika yükseköğretimde stratejik plan, yükseköğretimde nitelik ve uluslararası derecelendirme ve sıralama listelerinde yer alan Kıbrıs üniversiteleri, Dünya’da ve Kıbrıs’ta yükseköğretimde öğrenci başına düşen gider miktarı, DAÜ’de ve diğer üniversitelerdeki öğretim ücretleri, kamuoyu yükseköğretim algı anketi alt başlıklarını içeren “Yükseköğretim ve DAÜ Bilgilendirmesi” başlıklı bilgilendirme raporunu sundu.

-Üniversitelerin niteliği…

Raporda Kuzey Kıbrıs’ta YÖDAK onaylı 23 üniversite bulunduğunu ifade edilirken, bu üniversitelerin niteliğinin ciddi bir tartışma konusu haline geldiğini belirtildi. Raporda “Sahte ve kolay diploma değersizleşen eğitim ve kaçak öğrenciler” sorunlarının çözülmemesinin tüm yükseköğretim alanını tehdit ettiğine de dikkat çekildi.

DAÜ’nün dünya sıralamalarında yer aldığı ve birçok program için uluslararası akreditasyon aldığı belirtilen raporda, DAÜ’nün akademik anlamda güneydeki üniversitelerle yarışabilecek durumda olduğunu ifade edildi. Raporda ancak üniversitenin mali ve idari açıdan iyi yönetilmediği savunuldu.

Olumsuz mali tabloyu düzeltebilmek için DAÜ yöntemi ve DAÜ’de örgütlü 3 sendika arasında imzalanan 4 yıllık protokol anımsatılan raporda aradan geçen 15 aylık sürede giderlerin kısılmasıyla ilgili hedeflerin yüzde 90’ının gerçekleştiği belirtildi. Raporda yönetim becerilerine bağlı gelirlerin artırılması konusunda başarı elde edilemediği, aksine gelirlerin oransal olarak azalmaya devam ettiği savunuldu.

-“ Yabancı öğrencilerin burs oranı artırılarak maliyetin altında harç almaya başlandı”

Raporda, “Bir taraftan devlet katkısı, diğer taraftan maaş kesintisi, yeni istihdam yapmama ve verimlilik çalışmalarıyla bütçe dengesinde olumlu katkılar sağlandığı” ifade edildi ve “DAÜ yönetimi tarihte görülmemiş bir şekilde, hiçbir başarı ve kriter aramadan yabancı öğrencilerin burs oranını artırarak maliyetin altında harç almaya başladı” denildi.

Sendikanın tüm uyarılarına rağmen Vakıf Yöneticiler Kurulu’nun rektörlüğün yabancı öğrencilerin burs oranının artırılması yönündeki önerisini onayladığına da yer verilen raporda, “ DAÜ-SEN, protokol kapsamında itirazlarını istişare ve eşgüdüm komisyonunun gündemine taşıdığı, ancak Eğitim ve Maliye Bakanlarının bu itiraza kayıtsız kaldığı” savunuldu.

Sendikanın açık bir mektup ile konuyu başbakanın da gündemine getirdiği ve hiçbir sonuç alınamadığı da ileri sürülen raporda, “DAÜ Yönetimin aldığı kararlar nedeniyle KKTC vatandaşı öğrencilerin, eğitim alabilmek için yabancı öğrencilerden daha fazla para ödemek zorunda bırakıldığına” yer verildi.

Devamını Oku

Trending

Reklam