Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Meclis Genel Kurulu’nda milletvekillerinin güncel konuşmalarına yer veriliyor

Published

on

Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu’nda güncel konuşmalar yapılıyor.

Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu, Meclis Başkanı Zorlu Töre başkanlığında toplandı. Hem yasama, hem de denetim işleviyle saat 12.45’te toplanan genel kurulda ilk olarak Emeklilik (Değişiklik) Yasa Tasarısı’nın ivedilikle görüşülmesine ilişkin tezkere okundu ve oy birliğiyle kabul edildi. Ardından milletvekillerinin güncel konuşmalarına geçildi.

-Rogers: “Sadece günü kurtarmakla ilgili bir hükümetle karşı karşıyayız”

Bu çerçevede, Bağımsız Milletvekili Jale Refik Rogers “Yükseköğretimde Sürdürülebilirlik” konulu güncel konuşma yaptı.

Yükseköğrenimde çöküşe gidildiğini kaydeden Rogers, Eğitim Bakanlığının yükseköğrenimi tamamıyla kendi başına bıraktığını savundu.

2020 yılında yükseköğrenim ile ilgili bir strateji planı yapıldığını ancak bununla ilgili bir somut adım atılmadığını söyleyen Rogers, “Birçok noktada sadece günü kurtarmakla ilgili bir hükümetle karşı karşıyayız” diyerek, yükseköğrenimin daha iyiye götürülmesi için ciddi adımlar atılmasının gerekliliğine vurgu yaptı.

YÖDAK’ın denetim yapması gereken bir kurum olduğunu ancak bunun için gereken donanıma ve altyapıya sahip olmadığını söyleyen Rogers, bakanlık ile YÖDAK’ın ülkeye nasıl öğrenci getirilebileceğiyle ilgili planlama yapması gerektiğini kaydetti.

4’lü hükümet döneminde öğrencilerin kayıt altına alındığı bir sistem kurulduğunu ancak bunun da doğru dürüst çalıştırılmadığını ifade eden Rogers, ülkeye öğrenci getiren acentelerin denetiminin yapılması gerektiğini vurguladı.

Rogers, üniversite izinlerinin ülkenin yasalarına uygun şekilde verilmesi ve kaliteyle ilgili bir kurul kurulması gerektiğini de ekledi.

-Solyalı: “Paket halinde açıklanmayan bir artış ancak bir ay süreyle insanları rahatlatabilir”

CTP Milletvekili Ürün Solyalı, “Alım Güçsüzlüğü” konulu konuşmasında, zamlar nedeniyle asgari ücrete yapılan artışın ve verilen hayat pahalılığının eridiğini vurguladı. Solyalı, hane halkı giderlerine ilişkin bazı verileri de paylaştı.

Yüzde 48 oranında hayat pahalılığı verileceğini çok önceden açıklayarak zamlara neden olduğu için eleştirdiği Maliye Bakanına “acemilik” suçlaması yapan Solyalı, halkın alım gücünün korunması için bir de paket açıklanması gerektiğini belirtti.

Hayat pahalılığı ve asgari ücret artışının heyecanının en fazla bir ay süreceğini savunan Solyalı, “Paket halinde açıklanmayan bir artış ancak bir ay süreyle insanları rahatlatabilir” diye konuştu.

Solyalı, gelir adaletsizliğine de değinerek, “Bununla ilgili çalışmaların çoktan başlamış olması gerekirdi” dedi.

Ekonomi Bakanını “ekonomiden sorumsuz bakan” diye niteleyen Solyalı, dolarla ilgili yılsonu tahminlerinin 40 TL olduğunu aktararak, alım gücünü koruyacak ve maaş artışlarının erimemesini sağlayacak tedbirlerin neden alınmadığını sordu.

Başbakan Üstel’in “2024 daha güzel olacak” lafını hatırlatarak bunun nasıl olacağını soran Solyalı, “İlk Evim Paketi”ne de değinerek, bu paketle ev alacak kişilerin 30-40 bin TL arasında aylık kredi ödenmesi gerektiğini söyledi.

Ekonomi Bakanının sanayi arsalarıyla ilgili açıklaması konusunda da bilgi isteyen Solyalı, ülkedeki güvenlik sorununa da değindi ve son yıllarda kaç kişiye silah izni verildiğini sordu. Güvenlik sorununun herkesi tedirgin ettiğini belirten Solyalı, ülkedeki suçların niteliklerinin de çok değiştiğini söyledi.

Solyalı konuşmasının sonunda Türkiye’ye alınmayan Kıbrıslı Türklerle ilgili bir komite kurulmasını talep ettiklerini ancak reddedildiğini anımsatarak, hükümeti bu konuda da açıklama yapmaya çağırdı

-Arıklı: “Asgari ücret son yılların en iyi rakamına ulaştı”

Eleştirilere yanıt vermek için söz alan Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Erhan Arıklı, ülkeye öğrenci olarak gelenler ve kaçak durumda olan kişilerin ise mahkemeye çıkarılmasına gerek duyulmadan derhal yurtdışı edilmesiyle ilgili çalışma yapıldığını söyledi.

Asgari ücretin son yılların en iyi rakamına ulaştığını kaydeden Arıklı, “Asgari ücreti artırmanın bir anlamı yok piyasası kontrol altına alamazsanız” dedi. Arıklı, bu konuda birkaç gün içinde hükümet olarak acil tedbir almaları gerektiğini de ekledi.

Sanayi arsalarıyla ilgili soruya, “Bir komite kurulacak. Bu komite ihtiyaca ve amaca göre arsaları dağıtacak. Türkiye’den gelecek sermaye ise buradaki yerli bir firmayla konsorsiyum kurmak durumunda olacak” yanıtını verdi.

-Özuslu, vicdani ret hakkı ve bedelli askerlikle ilgili değişiklik önerilerinin komitede görüşülmesini istedi

CTP Milletvekili Sami Özuslu “Son Siyasi Gelişmeler” konulu konuşma yaptı. Özuslu sözlerine, Dr. Küçük’ün anma töreni ile Meclis’in toplantı saatinin organize edilemediği eleştirisinde bulunarak başladı.

Arıklı’nın mal varlığıyla ilgili çıkan haberlere işaret eden Özuslu, “Nereden bulduğu ve beyan etmekte neden geciktiği” sorularına yanıt vermesini istedi.

Askerlikle ilgili defalarca Meclis gündemine yasa geldiğini belirten Özuslu, bunların bir türlü görüşülerek ileriye götürülmediğini kaydetti.

Vicdani ret hakkının hangi ülkede, hangi yıl kabul edildiğine ilişkin bilgi paylaşan Özuslu, bunun bir insan hakkı olarak sayıldığını vurguladı ve son Meclis toplantısında UBP Milletvekili Sunat Atun’un itiraz gerekçeleri olarak sıraladığı “ateşkes durumu, Güney Kıbrıs’ın silahlanması, küçük bir devlet” olma gibi konuların bahane olduğunu söyledi.

Çok sayıda genç erkeğin askerlik konusunda yaşadığı mağduriyetlere değinen Özuslu, vicdani ret hakkı ve bedelli askerlikle ilgili değişiklik önerilerinin komitede görüşülmesini istedi.

Türkiye’ye alınmayan veya girişte dava okunan kişiler konusuna da değinen Özuslu, bu konuda komite kurulmasına bile izin vermediği için hükümeti eleştirdi.

-Arıklı, mal varlığıyla ilgili soruları yanıtladı

Özuslu’ya yanıt vermek için yeniden söz alan Bayındırlık ve UIaştırma Bakanı Erhan Arıklı, mal varlığığıyla ilgili yazılı açıklama yaparak, mal beyanında bulunduğunu belirtti.

Yasaya göre bir ay içinde önemli artış olması halinde bildirilmesi gerektiğini yeni öğrendiğini ifade eden Arıklı, önemli artışın kişiden kişiye değiştiğini söyledi. Bir evin alınmasının kendine göre önemli artış olmadığını ve bu nedenle bildirim yapmadığını kaydeden Arıklı, bununla ilgili özür diledi.

Vicdani ret meselesinin CTP hükümetleri döneminde de adım atılmadığını söyleyen Arıklı, kendisinin vicdani ret hakkına karşı olmadığını belirterek, bu tartışılmadan önce profesyonel askerliğe geçilmesi ve uzmanların özlük haklarının iyileştirilmesi gerektiğini vurguladı. Arıklı, Güney Kıbrıs’ın saldırgan tavrının devam ettiğini ve silahlandığı da söyleyerek, “Biz de gereken tedbirleri almak zorundayız” dedi.

Yerinden söz alan Özuslu ise, bunların bahane olduğunu söyleyerek, vicdani ret ve bedelli askerlikle ilgili önerilen komitede ele alınması talebini yineledi.

TAK

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

TAE, bağcılığın geliştirilebilmesi amacıyla 6’sı yeni 12 sofralık üzüm çeşidini denemeye aldı

Published

on

By

Tarımsal Araştırmalar Enstitüsü (TAE), bağcılığın geliştirilmesi amacıyla yeni üzüm çeşitleri ve teknikleri konusunda çalışmalar yapıyor. TAE, çalışmaları kapsamında 6’sı yeni olmak üzere 12 sofralık üzüm çeşidini denemeye aldı.

Çeşitler geleneksel talvar yerine, kademeli İtalyan talvarında denenecek. Yeni çeşit ve tekniklerden elde edilecek verim sonuçları ise eski çalışmalarla kıyaslanacak.

        2023’te bin 585 ton taze üzüm ithal edildi

TAE verilerine göre; 2023’te bağ ve talvar alanı 2 bin 200 dönüm, hasat ise 3 bin 132 ton olarak gerçekleşirken, Ticaret Dairesi’nin verilerine göre; 2023’te yıllık hasadın yaklaşık yarısına denk gelen bin 585 ton taze üzüm ithal edildi.

Çukurova Üniversitesi Bağcılık Öğretim Üyesi Profesör Doktor Semih Tangolar, Tarımsal Araştırmalar Enstitüsü Müdürü Cem Karaca ve TAE bünyesinde 2002’den sonra bağcılıkla ilgili çalışmalar yürüten Ziraat Yüksek Mühendisi Doktor Yeşim Rehber Dikkaya yeni üzüm çeşitleri ve teknikler konusunda TAK muhabirinin sorularını yanıtlayarak, bilgiler verdi.

-Tangolar: “Kuraklığın artması nedeniyle bağcılığın yeni çeşitler ve yeni tekniklerle geliştirilmesi gerek”

Çukurova Üniversitesi Bağcılık Öğretim Üyesi Profesör Doktor Semih Tangolar, coğrafik konumuna bakıldığında Kıbrıs’ın bulunduğu kuşak açısından bağcılık için ideal yerlerden biri olduğunu söyledi.

Çeşitleri, kullanılan teknikler (Talvar), tüketim şekilleri nedeniyle üzümün Kıbrıs için önemli bir ürün olduğuna işaret eden Tangolar,  “Kıbrıs için bağcılığı tarımsal üretim yelpazesinden çıkaramazsın, bağcılığın daha da modernize edilmesi gerekiyor” dedi.

Asmanın tuzlu toprak ve kuraklığa en dayanıklı bitkilerden biri olduğunu, bu nedenle az suyla çok ürün elde edilebileceğini anlatan Tangolar, özellikle sofralık bağların baharda sulanması gerektiğini, şaraplık bağlarda sulamanın gerekli görülmediğine işaret etti.

Avrupa ülkelerinde dekar başına 700 kilo üzerinde verim elde edilen bağlardaki üzümlerin şaraplık olarak tercih edilmediğini ifade eden Tangolar, söz konusu bağlarda şeker ve asit dengesinin arzu edilen oranda çıkmadığını söyledi.

“Kuraklığın gün geçtikçe artması nedeniyle bağcılığın hem yeni çeşitler hem de yeni tekniklerle geliştirilmesi gerekiyor” diyen Tangolar, örtü altı topraksız kültür tekniğinin de (su ve gübrenin etkin kullanıldığı bir teknik) bağcılık için yeni olduğunu, İspanya ve İtalya’da bu uygulanmaya başladığını aktardı.

-1.5 ay erken hasat.. İtalyan talvarı iki kademeli, üzümlerin altta, sürgün ve yaprakların çoğunun üst katta

Bu yöntemle 1-1.5 ay erken verim alındığını kaydeden Tangolar, 32 litrelik saksılarda örtü altı yetiştirilen asmalardan 5 kilo ürün, yani dekar (1000 metre kare) başına 5-6 ton ürün alındığını anlattı.

Bu yöntemde hastalıkla mücadelenin de daha az olduğunu, bunun maliyeti düşürdüğünü kaydeden Tangolar, “Tuzluluk sorunu yok, kuraklıkla işin yok, toprak kökenli hastalık yok bu yenilikçi bir yaklaşım” dedi.

İtalyan talvarının da yeni bir teknik olacağını, çalışmaya dahil edilen çeşitlerin İtalyan talvarında (Tendon talvar) veriminin gözlemleneceğini ifade eden Tangolar, İtalyan talvarının Kıbrıs’taki talvara göre farkını anlattı. Tangolar, İtalyan talvarının iki kademeli olduğunu ve üzümlerin altta, sürgün ve yaprakların çoğunun üst katta geliştiğini kaydetti.

-Yüzde 25-30 daha fazla verim

Tangolar, İtalya’da yapılan denemelerde İtalyan talvarlarından yüzde 25-30 daha çok verim alındığına da işaret etti.

İtalyan talvarında ilaçlamanın ve hasadın çok daha kolay, ürün yanmasının daha az, kalite için salkım seyreltmenin de daha kolay olduğunu ifade eden Tangolar, denemeye alınan bazı çeşitlerin İtalyan talvarındaki verimine de bakacaklarını belirtti.

Tangolar ayrıca, yerli çeşitlerin kuraklığa dayanıklılarını tespiti için de yeni bir çalışma planladıklarını paylaştı.

-Karaca: “Aroma açısından bağcılıkta iklimimizin verdiği avantajlar var”

Tarımsal Araştırmalar Enstitüsü Müdürü Cem Karaca da, Kıbrıs Türk kültüründe olan üzüm üretiminin talepleri karşılanmada yetersiz kalması nedeniyle, bağcılık üzere çeşit deneme araştırması yapılması kararı alındığını anlattı.

Karaca, son zamanlarda tesis sahipleri tarafından üretilen şarapların tattırılmasıyla öne çıkan butik otelciliğin gelişmekte olmasının da bu kararı almada etken olduğunu ifade etti.

Ülkeye en uygun çeşitleri belirlemek adına, “Çeşit adaptasyon” çalışmasının ilkinin 2000’li yıllarda yapıldığını, bu denemelerde 15 şaraplık çeşit denendiğini anlatan Karaca, “Aroma açısından bağcılıkta iklimimizin verdiği avantajlar var. Burada üretilen şarap gerekse sucuk veya diğer ürünlerin aroma açısından kendine özgü bir karakteri var. Bağcılığa KKTC’de alternatif bir üretim değil asli üretim olarak bakıyoruz” dedi.

TAE bünyesinde 2002’den sonra bağcılıkla ilgili çalışmalar yürüten Ziraat Yüksek Mühendisi Doktor Yeşim Rehber Dikkaya da, çalışmaya eski çalışmada öne çıkan 6 çeşit ve 6 yeni çeşidi dahil ettiklerini, bunları İtalyan talvarında denemeye aldıklarını ifade etti.

Dikkaya, İtalyan talvarından elde edilecek verimleri, eski çalışmalardan elde ettikleri verilerle kıyaslayacaklarını belirterek, çalışmanın sonuçlarının 2 yıl sonra çıkmasını beklediklerini söyledi.

Dikkaya, çalışmaya var olan çeşitlerden verigonun da dahil edildiğini, yeni çeşitlerin de “İsa, Exalta, Early Swift, Michael Palyari, Red Clod” olduğunu anlattı.

 

Devamını Oku

Kıbrıs

Bayar: Denktaş ile ilgili çirkin saldırı asla affedilemez

Published

on

By

 

 

TMT Mücahitler Derneği Genel Başkanı Celal Bayar, Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş ile ilgili çirkin saldırının asla affedilemez olduğunu vurguladı.

Kurucu Cumhurbaşkanı Denktaş’la ilgili asılsız iddiaların yer aldığı kitabı ve yazarını sert çekilde eleştiren Bayar şu açıklamalarda bulundu:

“TMT’nin kurulmasında fedakarca büyük katkıları olan ve bugün Kıbrıs’ta Türklük TMT sayesinde varlığını korurken, TMT’nin kurucularından, KKTC’nin Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş’a ‘Dümbük’ isimli ucube kitabıyla saldıran, ordudan atılmış eski GKK’lığı subaylarından İlker Özkunt’u kitabındaki seviyesiz, saygısız nankörce saldırılarından dolayı Kıbrıs TMT Mücahitler Derneği olarak şiddetle kınıyoruz. Bizler Kıbrıslı Türkler olarak, Rauf Raif Denktaş’ın fikirlerinin taşıyıcısı ve bekçileriyiz. Bizim için böylesine değerli bir devlet adamımıza çirkince saldırı asla affedilemez ve bu şahsın devletimizin açacağı dava ile mutlaka cezalandırılması gerektiğine inanıyor ve devlet yetkililerinin bunu yapacağına yürekten inanıyoruz ve bekliyoruz.”

Devamını Oku

Kıbrıs

Öztürkler, Denktaş ile ilgili asılsız iddialar içeren kitabı kınadı

Published

on

By

Cumhuriyet Meclisi Başkanı Ziya Öztürkler, Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş’a yönelik,hiçbir somut temele dayanmayan çirkin iddiaların yer aldığı kitabı esefle kınadığını belirtti.

Öztürkler açıklamasında, “Bir milletin özgürlük ve egemenlik davasına adanmış bir ömrün sahibi olan, Kıbrıs Türk halkının tarihi mücadelesine önderlik eden  Sayın Denktaş’a yönelik kitapta yer alan iddialar, sadece şahsına değil; onun temsil ettiği  mücadeleyi ve halkımızın hafızasına da zarar vermektedir.” ifadelerini kullandı.

Kurucu Cumhurbaşkanı’nın sadece bir devlet adamı değil, aynı zamanda Kıbrıs Türk halkının bağımsızlık ve onur mücadelesinin simgesi ve Türklük dünyasına da adını altın harflerle yazdıran bir lider olduğunu vurgulyaan Öztürkler, şu ifadeleri kullandı:

“Hayatını halkına, davasına ve devlete adamış bir liderin ardından, yıllar sonra böylesi ucuz ve seviyesiz iddialarla gündeme getirilmesi, hiçbir şekilde kabul edilemez. Halkımızı, milli değerlerimize ve tarihimize sahip çıkmaya, bu tür sorumsuz yaklaşımlara karşı daha da kenetlenmeye çağırıyorum.”

Devamını Oku

Trending

Reklam