Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

İçişleri Bakanı Dursun Oğuz, TC Adalet Bakan Yardımcısı Ramazan Can’ı kabul etti

Published

on

İçişleri Bakanı Dursun Oğuz, Türkiye Cumhuriyeti Adalet Bakan Yardımcısı Ramazan Can’ı kabul etti.

Kabulde konuşan İçişleri Bakanı Dursun Oğuz, ziyaretten dolayı Can’a teşekkür etti.

KKTC için bugünlerin çok önemli olduğuna dikkat çeken Oğuz, bir önceki Ankara ziyaretinde Adalet Bakanı ile görüşme gerçekleştirdiklerini ifade ederek, KKTC için 6 Şubat’ta Türkiye’de meydana gelen depremin çok önemli olduğunu kaydetti.

İsias davasının kendileri için milli konu haline geldiğini dile getiren Oğuz, İsias davası için tüm hükümet yetkilileri ve muhalefet partilerinin tek ses, tek yürek olduğunu belirtti.

Bu süreçte Türkiye Cumhuriyeti Adalet Bakanı’nın büyük bir duyarlılık gösterdiğini dile getiren Oğuz, Adalet Bakanı’nın kendilerinin ziyareti sonrasında adaya gelerek iadeyi ziyaret gerçekleştirdiğini, depremde hayatlarını kaybedenlerin ailelerini ve kabirlerini ziyaret ettiğini ve Türkiye Cumhuriyeti’nin adaletine güvenmeleri gerektiğini söylediğini kaydetti.

Adalete güvendiklerini dile getiren Oğuz, depremde hayatlarını kaybedenlerin ailelerinin, İsias davasındaki sanıkların “Olası Kast” ile yargılanması temennisi olduğunu belirtti.

İsisas davasının 4 Ocak tarihinde görüşülmeye başlandığını ve kendilerinin de tek ses, tek yürek olarak orada olduklarını kaydeden Oğuz, davanın 26 Nisan tarihine ertelendiğini ve ülke olarak davayı takip edeceklerini belirtti.

Oğuz, bu konuda gösterilen hassasiyetten dolayı Adalet Bakanı, Bakan Yardımcısı ve Türkiye Cumhuriyeti’ne teşekkür etti.

KKTC İçişler Bakanlığı ile Türkiye Cumhuriyeti Adalet Bakanlığı arasında nasıl işbirliği yapılabilir konularında görüşmelerin olduğunu dile getiren Oğuz, TC Adalet Bakanı’nın da adaya gelerek cezaevi koşullarını gördüğünü ve Türkiye yetkiierinin yakın iş birliğine önem verdiklerini gördüklerini kaydetti.

Türkiye Cumhuriyeti’nin KKTC’nin kendi ayakları üzerinde durması konusunda hassasiyeti gösterdiğini ve her zaman yanlarında olduğunu göstermelerinden dolayı Türkiye Cumhuriyeti hükümetine teşekkür eden Oğuz, Can’ın da nazik ziyaretinden dolayı teşekkür etti.

Can’ın, cezaevi ile ilgili talepleri konusunda ve iş birliği konusunda gösterilen hassasiyetin kendileri için çok önemli olduğunu vurgulayan Oğuz, gelişen süreçte ihtiyaçların giderilmesi ve cezaevinin daha iyi hizmet verebilmesi ve hizmet kalitesinin artırılarak bazı altyapı eksikliklerinin de giderilmesi konusunda gösterdikleri önemin kendileri için önemli olduğunu kaydetti.

Ülkede suçlarla mücadele konusunda polis teşkilatının özveriyle çalıştığını dile getiren Oğuz, halkın en büyük sorununun ülkede kayıt dışı kalan insanlarla ilgili olduğunu söyledi ve bu konuyla ilgili yasal çerçevede tutuklananların yargı sürecinin beklenmesinin önemli olduğunu kaydetti.

Türkiye Cumhuriyeti sayesinde yapılan yeni yapılan cezaevinin kapasite anlamında yükünün ağır olduğunu dile getiren Oğuz, gardiyanların üstün özveriyle çalıştıklarını söyledi.

Yargı sürecinin hukuk çerçevesinde kısa sürede sonuçlandırılıp ilgili işlemlerin yapılmasını ve cezaevinin yükünün azaltılmasının önemli olduğunu dile getiren Oğuz, tutuklulara ve hükümlülere insan hakları çerçevesinde yapılması gereken hizmetler olduğunu ve bunları yapmanın da kendilerinin görevi olduğunu kaydetti.

Hükümet olarak birçok konuya duyarlı olduklarını dile getiren Oğuz, bazı konularla ilgili de yine iş birliğine ihtiyaç olunduğunu kaydetti.

Türkiye Adalet Bakan Yardımcısı Ramazan Can da kabulden dolayı Bakan Oğuz’a teşekkür etti.

Türkiye Adalet Bakan’ı Yılmaz Tunç’un selamlarını getirdiklerini dile getiren Can, TC Adalet Bakanı’nın talimatıyla buradaki cezaevine ziyaret gerçekleştirdiklerini ve eksikliklerin giderilmesi konusunda planlamaların yapıldığını kaydetti.

Türkiye’de 6 Şubat’ta yaşanan depremi büyük bir afet ve büyük bir kıyamet olarak tanımladığını dile getiren Can, 50 bin üzerinde vatandaşın Hakka yürüdüğünü söyleyerek, hayatlarını kaybedenlere Allah’tan rahmeti, geride kalanlara sabır ve hastalara da acil şifalar diledi.

Depremde Kıbrıslı kardeşlerinden de kayıplar olduğunu dile getiren Can, gerçeklerin ortaya çıkması konusunda Adaleti Bakanlığı olarak duruşlarının net olduğunu kaydetti.

Can, Türkiye’de deprem konusunda çalıştaylar ve bilirkişi raporlarıyla değerlendirmeler yapıldığını, adaletin gerçekleştirilmesi konusunda, depremden sonra ihmal ve kusuru olanların gerekli yaptırımlarla karşı karşıya kalması noktasında olduklarını belirtti.

Can, Türkiye’de yargının bağımsız olduğunu ve kendilerinin de takibe devam ettiklerini dile getirdi.

Bugün itibarıyla Genel Müdürleriyle birlikte cezaevi ziyareti gerçekleştirdiklerini söyleyen Can, cezaevinin, modern infaz rejiminin uygulanabileceği bir bina olduğunu dile getirerek, mahkum ve tutuklulara da modern cezaevi infaz rejimini uygulanmasını görmekten de mutluluk duyduklarını kaydetti.

Cezaevinde eksiklikler olduğunu, bu eksikliklerin dünyanın her yerinde bulunduğunu dile getiren Can, insan haysiyetine yaraşır şekilde infaz rejiminin devam etmesi için gereken altyapının hazırlanmasının önemine dikkat çekti.

KKTC’ye ziyaret sebeplerinden birinin de cezaevinin altyapısını görmek olduğunu dile getiren Can, altyapıyı gördüklerini ve fotoğrafı çok güzel şekilde çektiklerini kaydederek, “ne yapılabilir noktasını” da değerlendireceklerini belirtti.

Can, Türkiye Cumhuriyeti olarak kardeş cumhuriyetlerine ellerinden geldiğince destek olmaya devam edeceklerini ve yapılacak ne varsa imkanları zorlayacaklarını dile getirdi.

Görüşmenin sonunda İçişleri Bakanı Dursun Oğuz, Türkiye Cumhuriyeti Adalet Bakan Yardımcısı Ramazan Can’a hediye takdim etti.

Görüşmede, İçişleri Müsteşarı Hüseyin Gültekin ve Cezaevi Genel Müdürü Fatih Erdoğan da hazır bulundu.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Published

on

By

Başbakan Ünal Üstel, sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı açıklama ile Girne Belediye Başkanı Murat Şenkul’un açıklamalarına tepki gösterdi, “Biz laf değil, hizmet üretiyoruz!” dedi.

Başbakan Üstel, “Girne Belediye Başkanının hükümetimize yönelik yaptığı mesnetsiz açıklamaları hayretle okumaya devam ediyoruz. Ama kimse meydanı boş zannetmesin. Biz, 50 yıldır laf üretenlere karşı hizmet üretmeyi kendine görev bilmiş bir partiyiz. “Onlar konuşur, UBP yapar” dememizin sebebi de budur” dedi.

Üstel, “Halkımız çok iyi bilmektedir ki; bu ülkede yolları da, hastaneleri de, okulları da, sosyal konut projelerini de, liman projelerini de, en yapılmaz denen reformları da yapan hükümetimizdir. Son 3 yıla, 30 yılın işini sığdırdık. Batı Girne Çevre Yolları’nı yıllar sonra yapan da biziz, Doğu Girne Çevre Yolu Projesi’ni başlatan ve tamamlayacak olan da biziz” ifadelerini kullandı.

“İş üretemeyenlerin laf üretmelerini anlıyoruz”

Başbakan Üstel, “Girne’de büyük proje görmek isteyenler, yarım asırdır yapılmayan Antik Liman projesine de bakabilirler. Bu proje ile Girne’nin çehresini değiştirdik. Yıllardır beklenen Yeni Girne Hastanesi’ne yakında açılıyor. Taş taş üstüne koymamış, ülkede elle tutulur tek büyük projesi dahi olmayan bir anlayışın, rutin işleri “asrın projesi” gibi pazarlamasını anlıyoruz. İş üretemeyenlerin laf üretmelerini de anlıyoruz” şeklinde konuştu.

“Bu ülkenin şova değil, işe ihtiyacı var”

“Ne var ki; Kendi ifadeleriyle manipülasyon ve popülist açıklamaları son 3 yılda hükümetimizin gerçekleştirdiği bu dev projeleri gölgeleyemez” açıklamasını yapan Başbakan Üstel, şöyle devam etti:

“Unutulmamalıdır ki; yerel yönetimler reformunu hayata geçiren, batık belediyeleri ayağa kaldıran, belediyeleri güçlendiren ve halka daha çok hizmet edebilecek hale getiren de bizim hükümetimizdir. Kendi partileri, belediyeleri birleştirme yasası görüşülürken Meclis’in kapılarını kırmakla meşguldü, o ama yasayı geçirip belediyeleri birleştiren, güçlendiren ve ayağa kaldıran yine bizdik.

Bu arkadaşların hükümetimizle kavga aramak yerine bize teşekkür etmesi gerekir. Nitekim geçmişte bu teşekkürü de kameralar karşısında yaptılar. Bu ülkenin şova değil, işe ihtiyacı var. Kimse hükümeti hedef göstererek kendi küçük şovlarına bizi alet etmeye kalkmasın. Biz hamasi nutuk atmak için değil, halkımıza hizmet etmek için buradayız. halkın belediyelerden beklediği tek şey de hizmettir.”

“Girne Belediye Başkanı asli görevlerini yerine getirsin, boyundan büyük işlere de ve sözlere de bulaşmasın”

Başbakan Ünal Üstel, “O yüzden Girne Belediye Başkanı asli görevlerini yerine getirsin, boyundan büyük işlere de ve sözlere de bulaşmasın. Biz Girne Belediye’sinin de Girne halkının da dün olduğu gibi yarın da yanında olmaya devam ederek, onların gerçek anlamda hayrına dokunan tüm büyük projeleri gerçekleştirmeye devam edeceğiz. Hükümetimiz devletin her kuruşunu halkın faydasına kullanan bir anlayışla çalışmaya devam edecek, halkın hayatına dokunan büyük projeleri hayata geçirecektir. Ve Kimse boş laflarla halkı kandıramayacak, hükümetin hizmetlerini gölgeleyemeyecektir!” dedi.

Devamını Oku

Kıbrıs

Published

on

By

Cumhurbaşkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Ersin Tatar, Ulusal Birlik Partisi Merkezi’nin düzenlediği “Dijital Dönüşümün Gücü; Etkileşim” etkinliğinde partililere hitap etti…

“KIBRIS’TA GELECEK İKİ DEVLETLE KURULACAK, FEDERASYON TARİHE GÖMÜLDÜ”

Konuşmasına teşkilat mensuplarına teşekkür ederek başlayan Tatar, “Sayın Başbakan, değerli bakanlarımız, milletvekillerimiz, ilçe başkanlarımız, büyüklerimiz ve UBP teşkilatlarının neferleri… Bu güzel sabahta sizlerle beraber olmaktan büyük mutluluk duyuyorum. Büyük bir aile olduğumuzu bir kez daha hissetmenin gururu içindeyim” dedi.

“MÜCADELEMİZİ TARİHİMİZDEN ALDIĞIMIZ GÜÇLE SÜRDÜRÜYORUZ”

Geçmişi hatırlamanın önemine vurgu yapan Tatar, “Bu ülkede ecdadımız, analarımız, babalarımız, dedelerimiz büyük mücadeleler verdi. Geçmişimizi bilmezsek yok olmaya mahkûmuz. Bizler geçmişimizi bilerek ülkemizin ve devletimizin bekası için yolumuza devam ediyoruz” ifadelerini kullandı.

“FEDERASYON DEFTERİ ARTIK KAPANMIŞTIR”

Kıbrıs konusuna da değinen Tatar, “Annan Planı döneminde partimiz, rahmetli Rauf Raif Denktaş’ın yanında yer aldı. O gün haklıydık, bugün haklılığımız bir kez daha ortaya çıktı. Yıllarca iyi niyetimizle federasyon temelli bir anlaşma için çalıştık. Ancak artık federasyon meselesi geride kalmıştır. Beş yıl önce ‘geleceğe yürüyoruz’ dedik, bugün gerçekten geleceğe yürüdük” dedi.

“İKİ DEVLETLİ ÇÖZÜM TÜM DÜNYAYA DUYURULDU”

Tatar, son BM görüşmelerine işaret ederek, “Cumartesi akşamı BM merkezinde muhataplarıma da ifade ettim. İki devletli çözümün istikrar için tek yol olduğunu söyledim. Kıbrıs’ta iki ayrı devlet, iki ayrı demokrasi vardır. Bu istikrar, Gazze’den Suriye’ye, Irak’tan Ukrayna’ya kadar tüm coğrafyada önemlidir” diye konuştu.

“ERDOĞAN’IN DESTEĞİ EN BÜYÜK GÜVENCEMİZDİR”

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın BM Genel Kurulu’ndaki açıklamalarına dikkat çeken Tatar, “Sayın Erdoğan, üçüncü kez KKTC’nin tanınması gerektiğini, federasyon defterinin kapandığını ifade etti. Kıbrıs Türk halkı üzerinde yıllardır uygulanan ambargo ve izolasyonların kaldırılması gerektiğini tüm dünyaya duyurdu. Bu, bizim en büyük güvencemizdir” şeklinde konuştu.

“UBP BU DAVANIN ÖNCÜSÜDÜR”

Ulusal Birlik Partisi’nin devlet için önemine de vurgu yapan Tatar, “UBP, Türk Mukavemet Teşkilatı’nın bir devamıdır. 11 Ekim’de 50. yılını kutlayacak olan partimiz, kuruluşundan itibaren bu davanın öncüsü olmuştur. 19 Ekim seçimlerinde kazanarak tüm dünyaya Kıbrıs Türk halkının egemen bir halk olduğunu bir kez daha göstereceğiz” dedi.

“19 EKİM’DEN SONRA DA AYNI KARARLILIKLA YOLUMUZA DEVAM”

Seçim sonrasına ilişkin mesaj da veren Tatar, “New York temaslarımda da söyledim. 19 Ekim’den sonra da Kasım ve Aralık’ta yine orada olacağım, yine ‘iki devlet’ diyeceğim. Çünkü bu mesele millet meselesidir, vatan meselesidir, bayrak meselesidir” dedi.

“TÜRKİYE BU COĞRAFYADA SÖZ SAHİBİDİR”

Türkiye’nin büyük gücüne dikkat çeken Tatar, “Sayın Erdoğan’ın BM Genel Kurulu’ndaki konuşması tüm dünyada yankı buldu. Gazze’nin sesi oldu, kimsenin söyleyemediğini söyledi. Bugün Türkiye, milli savunma sanayisiyle, askeri potansiyeliyle Amerika, Rusya ve Çin’in de dikkate aldığı bir güçtür. Böyle bir ülkenin garantörlüğünde yolumuza güvenle devam ediyoruz” dedi.

“PANDEMİDEN DEPREME, TÜM ZORLUKLARA RAĞMEN AYAKTAYIZ”

Tatar, KKTC’nin yakın dönemde yaşadığı sıkıntılara değindi:
“Pandemiyi, 6 Şubat depremini, Gazze ve Ukrayna’daki savaşları yaşadık. Bütün bu belirsizliklere rağmen Türkiye Cumhuriyeti ile kurduğumuz güçlü ilişkiler sayesinde yatırımlar devam ediyor. Sağlık ocakları, hastaneler, çevre yolları, dijital dönüşüm projeleri bunun göstergesidir.”

“E-DEVLET PROJESİ TAMAMLANIYOR”

KKTC’nin dijital dönüşüm sürecinde önemli adımlar attığını vurgulayan Tatar, “Anavatan Türkiye Cumhuriyeti ile KKTC arasında yapılan anlaşma sayesinde, Türk Telekom, 100 milyon doları aşan yatırımla ülkenin genelinde fiber optik altyapı çalışmalarını sürdürüyor. Yakın gelecekte fiberoptik ile ada genelinde ve Türkiye bağlantısı üzerinden tüm dünyaya bağlanacağız. Bütün engellemelere, kısıtlamalara, ambargolara rağmen çağın nimetlerini halkımıza sunacağız” dedi.

“BU DAVA VATAN MESELESİDİR”

Cumhurbaşkanı Tatar konuşmasını şöyle tamamladı:
“Bu dava vatan meselesidir, bayrak meselesidir. KKTC halkı, egemenliğiyle, bağımsızlığıyla ve onuruyla yoluna devam edecektir. 19 Ekim seçimlerini kazanarak tüm dünyaya güçlü bir mesaj vereceğiz. Sizlere güveniyorum, birlikte başaracağız.”

Devamını Oku

Kıbrıs

Published

on

By

Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS) Genel Sekreteri Burak Maviş, Şehit Doğan Ahmet İlkokulu önünde yaptığı basın açıklamasında, ülkede nüfus ve vatandaşlık politikası olmamasının eğitimde ciddi sorunlara yol açtığını söyledi.

Maviş, üç yıl önce 300 öğrenci bandında olan okulun bugün 500 öğrenciye ulaştığını belirterek, “Nüfus ve vatandaşlık politikası oluşturulmazsa beş değil, yirmi beş okul yapsak yetmez” dedi. Sorunun yalnız eğitimle sınırlı olmadığını vurgulayan Maviş, sağlık, trafik, su ve elektrik gibi alanlarda da hizmetlerin yetersiz kaldığını ifade etti.

“Öğretmen eksikliği devam ediyor”
Şehit Doğan Ahmet İlkokulu’nda beş öğretmen eksikliği bulunduğunu söyleyen Maviş, bazı öğrencilerin hâlâ sınıf öğretmenleriyle tanışmadığını kaydetti. Ayrıca müzik, resim, İngilizce ve beden eğitimi derslerinde de öğretmen eksiklikleri nedeniyle öğrencilerin sanat ve spor etkinliklerinden geri kaldığını belirtti.

“Tiny House çözüm değil”
Maviş, okul bahçesine kurulan üç adet “Tiny House” hakkında da konuşarak, “Konteyner yerine prefabrik denilse de övünülecek bir şey yok. Tiny House da koysanız, villa da yapsanız bu nüfusa bu okullar yetişmiyor” ifadelerini kullandı. Kalabalık sınıfların verimliliği düşürdüğünü vurgulayan Maviş, “Çocukların balık istifi şeklinde sınıflarda oturması kabul edilemez” dedi.

“Yeni okul yapılmalı”
Maviş, bölgedeki öğrenci artışına dikkat çekerek, “Bu okul iki şubeden üçe, üçten dörde çıktı. Şu anda 18 şubeye ve 500 öğrenciye ulaştı. Önümüzü göremiyoruz. Seneye bu okula konteyner istemiyoruz, yeni derslikler ve yeni okul istiyoruz” çağrısında bulundu.

Bakanlığın hayırseverlere mi başvuracağı, yoksa devlet bütçesinden kaynak mı ayıracağı konusunda yorum yapmayan Maviş, “Hamitköy ile bu bölge arasına yeni bir okul istiyoruz. Övünecekse Nazım Bey, seneye buraya bir okul yapıldığı için gelsin övünsün” dedi.

“Bakan bizi anlamıyor”
Maviş, Eğitim Bakanı’nı eleştirerek, “Bakan siyasetin diliyle konuşuyor, biz ise sınıfta çocukların gözlerine bakarak vicdan muhasebesi yapıyoruz. Aynı dili konuşmamız mümkün değil” ifadelerini kullandı.

Maviş, hükümetin planlama yapmadığını, nüfus artışıyla birlikte eğitim ve sağlık hizmetlerinin sekteye uğradığını belirterek, “Devlet olmanın gereği yerine getirilmelidir. Seneye bu sorunların çözülmesini bekliyoruz” dedi.

 

Devamını Oku

Trending

Reklam