Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

KTTB, solunum yolu enfeksiyonlarına karşı korunma tavsiyelerinde bulundu

Published

on

Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği (KTTB), kış ayları sebebiyle ateş, öksürük, burun akıntısı gibi şikayetlerde artış gözlendiğine işaret ederek, solunum yolu enfeksiyonlarına karşı korunma tavsiyelerinde bulundu.

Birlik, “Solunum yolu enfeksiyonlarından esas olarak korunmak önemlidir. Kendinizi ve sevdiklerinizi korumak için en azından hasta olduğunuzda mutlaka maske takınız, bulunduğunuz ortamları iyi havalandırınız. Hekime danışmadan antibiyotik kullanmayınız. Ayrıca ülkemizde olmayan erişkin aşılama programı Sağlık Bakanlığı tarafından ivedi oluşturulup risk grubundaki kişiler aşılanmalıdır” dedi.

Soğuk algınlığı, grip benzeri enfeksiyonların en sık nedeninin virüsler olduğuna işaret edilen açıklamada, tüm solunum yolu enfeksiyonlarının herkeste hafif atlatılamadığına işaret edildi.

Açıklamada, “Kendimizi, çocuklarımızı, sevdiklerimizi ve toplumu bu solunum yolu enfeksiyonlarına bulaştan koruyabiliriz. Enfeksiyonlardan korunmak; hem olası ağır ve hayati risk oluşturan üzücü sonuçların önüne geçecek, iş gücü kaybını önleyecek, hem de çocuklarımızın okul devamlılıkları için oldukça önemlidir” denildi ve sık görülen solunum yolu enfeksiyonları şöyle sıralandı:

“Soğuk algınlığı: Burun akıntısı, öksürük, hapşurma, boğaz ağrısı vb. semptomlarla kendini gösterir. Yavaş başlayıp artan, birkaç günle 1 hafta süren şikayetlere neden olur.

Grip: Ateş, titreme, baş ağrısı, yorgunluk, öksürük, burun akıntısı veya tıkanıklığı, kas ağrıları semptomları gözlenir. Çocuklarda mide bulantısı ve kusma da gözlenebilir. Günlük işleri yapamayacak kadar yorgunluğa neden olabilir.

RSV: Burun akıntısı, öksürük, hapşırma, ateş, hırıltı gibi semptomlara neden olur. Çocuklar, yaşlılar ve bağışıklığı baskılanmış kişilerde akciğer enfeksiyonuna, bronşite neden olabilir. Spesifik bir tedavisi olmayan RSV hastalığına semptomları azaltıcı tedavi verilir. Genellikle bir veya iki hafta içerisinde geriler.

COVID-19:Halsizlik, bitkinlik, kırgınlık hissi ile gribal enfeksiyona benzer semptomlara neden olur. Şiddetli öksürük, yüksek ateş ve nefes darlığı ve aşırı halsizlik görülebilir. Kronik hastalığı olan risk grubu kişilerde ağır enfeksiyonlara neden olabilir.”

-Ne zaman solunum yolu enfeksiyonları ağırlaşır?

Açıklamada, daha önceden bir neden olsun veya olmasın, bazı kişilerde enfeksiyonların ağır seyredebileceği ve hayati risk oluşturabileceğine de işaret edilerek, şöyle devam edildi:

“Durumunuzun kötüleştiğini düşünüyorsanız, eczaneden ilaç, antibiyotik almak yerine mutlaka bir hekime başvurunuz. Hekim önermedikçe, antibiyotik kullanmayınız. Bronşit, ateş, öksürük, hışıltılı solunum, koyu yeşil-sarı balgam semptomlarla kendini gösterir. Zatürre, akciğer enfeksiyonudur ve solunum sıkıntısına neden olur. Mevcut kalp, akciğer, astım, diyabet gibi kronik hastalıkların ağırlaşmasına neden olabilir. Aşırı sıvı kaybı, dehidratasyona neden olabilirler. Sinüs ve kulak enfeksiyonları görülebilir.”

-Solunum yolu enfeksiyonlarından esas olan korunmaktır!

Influneza için, esas korunma yolunun aşılama ve temastan kaçınmak olduğu belirtilen açıklamada, şunlar kaydedildi:

“Özellikle risk grubunda olan 65 yaş üstü kişiler, 6-18 yaş arası uzun dönem aspirin kullananlar, diyabet, astım, kronik böbrek hastalığı, kalp damar hastalığı olanlar, kanser ilacı alan, diğer savunma sistemini baskılayan ilaç kullananlar HIV + bireyler, huzur-yaşlı bakım evi gibi kapalı ortamlarda yaşayanlar, vücut kitle indeksi 40 kg/m2 üzeri olanlar mutlaka aşılanmalıdır. Özellikle bu yıl için üretilen aşı uygulanmalıdır.

COVID-19: Son dönemlerde salgın olan COVID varyantı, daha kolay bulaşmasına rağmen daha hafif enfeksiyona neden olduğu bildirilmekte.

RSV: Özellikle risk grubunda, 60 yaş üstü, kronik akciğer hastalığı, astım, kalp-damar hastalığı, böbrek yetmezliği olan erişkinlerde, prematüre doğmuş çocuklar da ciddi, hayati risk oluşturan enfeksiyonlara neden olabilmektedir. ABD’de belirli aşılama programı ile rutin aşı takvimine girmiştir.

Pnömokok: 2 tip pnömokok aşısı vardır. 65 yaş üstü kişiler, kalp damar hastalığı, diyabet kronik karaciğer, böbrek akciğer hastalığı, nefrotik sendromu, kronik akciğer hastalığı, splenektomi olan, BOS kaçağı, kohlear implantı olan kişiler mutlaka aşılanmalıdır.

Grip, soğuk algınlığı, diğer solunum yolu enfeksiyonları kişiden kişiye damlacık yolu ile bulaşır. Korunmak için:

Aşılama: Koruma amaçlı risk grubundaki kişilere önerilen aşılar uygulamalıdır. Kapalı alanlarda korunmak amacı ile maske kullanınız. Özellikle hasta iken mutlaka kapalı alanlarda maske takınız. Bulunduğunuz ortamları mutlaka havalandırınız. Öksürüp hapşırırken ağzınızı burnunuzu kapatınız. Ellerinizi sonrasında mutlaka yıkayınız. Su ve sabun ile sık sık ellerinizi yıkayınız. Su sabuna ulaşamazsanız el dezenfektanları kullanın. Elleriniz temiz değilse yüzünüze, ağzınıza, gözlerinize ve burnunuza dokunmayınız. Hasta olan kişilerle yakın temastan kaçınınız. Hasta iken bulaşı önlemek amacı ile kendinizi izole ediniz. Sigara içmeyiniz ve çevrenizde, arabanızda, bulunduğunuz ortamlarda sigara içilmesine izin vermeyiniz. Sağlıklı besleniniz.”

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

TAE, bağcılığın geliştirilebilmesi amacıyla 6’sı yeni 12 sofralık üzüm çeşidini denemeye aldı

Published

on

By

Tarımsal Araştırmalar Enstitüsü (TAE), bağcılığın geliştirilmesi amacıyla yeni üzüm çeşitleri ve teknikleri konusunda çalışmalar yapıyor. TAE, çalışmaları kapsamında 6’sı yeni olmak üzere 12 sofralık üzüm çeşidini denemeye aldı.

Çeşitler geleneksel talvar yerine, kademeli İtalyan talvarında denenecek. Yeni çeşit ve tekniklerden elde edilecek verim sonuçları ise eski çalışmalarla kıyaslanacak.

        2023’te bin 585 ton taze üzüm ithal edildi

TAE verilerine göre; 2023’te bağ ve talvar alanı 2 bin 200 dönüm, hasat ise 3 bin 132 ton olarak gerçekleşirken, Ticaret Dairesi’nin verilerine göre; 2023’te yıllık hasadın yaklaşık yarısına denk gelen bin 585 ton taze üzüm ithal edildi.

Çukurova Üniversitesi Bağcılık Öğretim Üyesi Profesör Doktor Semih Tangolar, Tarımsal Araştırmalar Enstitüsü Müdürü Cem Karaca ve TAE bünyesinde 2002’den sonra bağcılıkla ilgili çalışmalar yürüten Ziraat Yüksek Mühendisi Doktor Yeşim Rehber Dikkaya yeni üzüm çeşitleri ve teknikler konusunda TAK muhabirinin sorularını yanıtlayarak, bilgiler verdi.

-Tangolar: “Kuraklığın artması nedeniyle bağcılığın yeni çeşitler ve yeni tekniklerle geliştirilmesi gerek”

Çukurova Üniversitesi Bağcılık Öğretim Üyesi Profesör Doktor Semih Tangolar, coğrafik konumuna bakıldığında Kıbrıs’ın bulunduğu kuşak açısından bağcılık için ideal yerlerden biri olduğunu söyledi.

Çeşitleri, kullanılan teknikler (Talvar), tüketim şekilleri nedeniyle üzümün Kıbrıs için önemli bir ürün olduğuna işaret eden Tangolar,  “Kıbrıs için bağcılığı tarımsal üretim yelpazesinden çıkaramazsın, bağcılığın daha da modernize edilmesi gerekiyor” dedi.

Asmanın tuzlu toprak ve kuraklığa en dayanıklı bitkilerden biri olduğunu, bu nedenle az suyla çok ürün elde edilebileceğini anlatan Tangolar, özellikle sofralık bağların baharda sulanması gerektiğini, şaraplık bağlarda sulamanın gerekli görülmediğine işaret etti.

Avrupa ülkelerinde dekar başına 700 kilo üzerinde verim elde edilen bağlardaki üzümlerin şaraplık olarak tercih edilmediğini ifade eden Tangolar, söz konusu bağlarda şeker ve asit dengesinin arzu edilen oranda çıkmadığını söyledi.

“Kuraklığın gün geçtikçe artması nedeniyle bağcılığın hem yeni çeşitler hem de yeni tekniklerle geliştirilmesi gerekiyor” diyen Tangolar, örtü altı topraksız kültür tekniğinin de (su ve gübrenin etkin kullanıldığı bir teknik) bağcılık için yeni olduğunu, İspanya ve İtalya’da bu uygulanmaya başladığını aktardı.

-1.5 ay erken hasat.. İtalyan talvarı iki kademeli, üzümlerin altta, sürgün ve yaprakların çoğunun üst katta

Bu yöntemle 1-1.5 ay erken verim alındığını kaydeden Tangolar, 32 litrelik saksılarda örtü altı yetiştirilen asmalardan 5 kilo ürün, yani dekar (1000 metre kare) başına 5-6 ton ürün alındığını anlattı.

Bu yöntemde hastalıkla mücadelenin de daha az olduğunu, bunun maliyeti düşürdüğünü kaydeden Tangolar, “Tuzluluk sorunu yok, kuraklıkla işin yok, toprak kökenli hastalık yok bu yenilikçi bir yaklaşım” dedi.

İtalyan talvarının da yeni bir teknik olacağını, çalışmaya dahil edilen çeşitlerin İtalyan talvarında (Tendon talvar) veriminin gözlemleneceğini ifade eden Tangolar, İtalyan talvarının Kıbrıs’taki talvara göre farkını anlattı. Tangolar, İtalyan talvarının iki kademeli olduğunu ve üzümlerin altta, sürgün ve yaprakların çoğunun üst katta geliştiğini kaydetti.

-Yüzde 25-30 daha fazla verim

Tangolar, İtalya’da yapılan denemelerde İtalyan talvarlarından yüzde 25-30 daha çok verim alındığına da işaret etti.

İtalyan talvarında ilaçlamanın ve hasadın çok daha kolay, ürün yanmasının daha az, kalite için salkım seyreltmenin de daha kolay olduğunu ifade eden Tangolar, denemeye alınan bazı çeşitlerin İtalyan talvarındaki verimine de bakacaklarını belirtti.

Tangolar ayrıca, yerli çeşitlerin kuraklığa dayanıklılarını tespiti için de yeni bir çalışma planladıklarını paylaştı.

-Karaca: “Aroma açısından bağcılıkta iklimimizin verdiği avantajlar var”

Tarımsal Araştırmalar Enstitüsü Müdürü Cem Karaca da, Kıbrıs Türk kültüründe olan üzüm üretiminin talepleri karşılanmada yetersiz kalması nedeniyle, bağcılık üzere çeşit deneme araştırması yapılması kararı alındığını anlattı.

Karaca, son zamanlarda tesis sahipleri tarafından üretilen şarapların tattırılmasıyla öne çıkan butik otelciliğin gelişmekte olmasının da bu kararı almada etken olduğunu ifade etti.

Ülkeye en uygun çeşitleri belirlemek adına, “Çeşit adaptasyon” çalışmasının ilkinin 2000’li yıllarda yapıldığını, bu denemelerde 15 şaraplık çeşit denendiğini anlatan Karaca, “Aroma açısından bağcılıkta iklimimizin verdiği avantajlar var. Burada üretilen şarap gerekse sucuk veya diğer ürünlerin aroma açısından kendine özgü bir karakteri var. Bağcılığa KKTC’de alternatif bir üretim değil asli üretim olarak bakıyoruz” dedi.

TAE bünyesinde 2002’den sonra bağcılıkla ilgili çalışmalar yürüten Ziraat Yüksek Mühendisi Doktor Yeşim Rehber Dikkaya da, çalışmaya eski çalışmada öne çıkan 6 çeşit ve 6 yeni çeşidi dahil ettiklerini, bunları İtalyan talvarında denemeye aldıklarını ifade etti.

Dikkaya, İtalyan talvarından elde edilecek verimleri, eski çalışmalardan elde ettikleri verilerle kıyaslayacaklarını belirterek, çalışmanın sonuçlarının 2 yıl sonra çıkmasını beklediklerini söyledi.

Dikkaya, çalışmaya var olan çeşitlerden verigonun da dahil edildiğini, yeni çeşitlerin de “İsa, Exalta, Early Swift, Michael Palyari, Red Clod” olduğunu anlattı.

 

Devamını Oku

Kıbrıs

Bayar: Denktaş ile ilgili çirkin saldırı asla affedilemez

Published

on

By

 

 

TMT Mücahitler Derneği Genel Başkanı Celal Bayar, Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş ile ilgili çirkin saldırının asla affedilemez olduğunu vurguladı.

Kurucu Cumhurbaşkanı Denktaş’la ilgili asılsız iddiaların yer aldığı kitabı ve yazarını sert çekilde eleştiren Bayar şu açıklamalarda bulundu:

“TMT’nin kurulmasında fedakarca büyük katkıları olan ve bugün Kıbrıs’ta Türklük TMT sayesinde varlığını korurken, TMT’nin kurucularından, KKTC’nin Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş’a ‘Dümbük’ isimli ucube kitabıyla saldıran, ordudan atılmış eski GKK’lığı subaylarından İlker Özkunt’u kitabındaki seviyesiz, saygısız nankörce saldırılarından dolayı Kıbrıs TMT Mücahitler Derneği olarak şiddetle kınıyoruz. Bizler Kıbrıslı Türkler olarak, Rauf Raif Denktaş’ın fikirlerinin taşıyıcısı ve bekçileriyiz. Bizim için böylesine değerli bir devlet adamımıza çirkince saldırı asla affedilemez ve bu şahsın devletimizin açacağı dava ile mutlaka cezalandırılması gerektiğine inanıyor ve devlet yetkililerinin bunu yapacağına yürekten inanıyoruz ve bekliyoruz.”

Devamını Oku

Kıbrıs

Öztürkler, Denktaş ile ilgili asılsız iddialar içeren kitabı kınadı

Published

on

By

Cumhuriyet Meclisi Başkanı Ziya Öztürkler, Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş’a yönelik,hiçbir somut temele dayanmayan çirkin iddiaların yer aldığı kitabı esefle kınadığını belirtti.

Öztürkler açıklamasında, “Bir milletin özgürlük ve egemenlik davasına adanmış bir ömrün sahibi olan, Kıbrıs Türk halkının tarihi mücadelesine önderlik eden  Sayın Denktaş’a yönelik kitapta yer alan iddialar, sadece şahsına değil; onun temsil ettiği  mücadeleyi ve halkımızın hafızasına da zarar vermektedir.” ifadelerini kullandı.

Kurucu Cumhurbaşkanı’nın sadece bir devlet adamı değil, aynı zamanda Kıbrıs Türk halkının bağımsızlık ve onur mücadelesinin simgesi ve Türklük dünyasına da adını altın harflerle yazdıran bir lider olduğunu vurgulyaan Öztürkler, şu ifadeleri kullandı:

“Hayatını halkına, davasına ve devlete adamış bir liderin ardından, yıllar sonra böylesi ucuz ve seviyesiz iddialarla gündeme getirilmesi, hiçbir şekilde kabul edilemez. Halkımızı, milli değerlerimize ve tarihimize sahip çıkmaya, bu tür sorumsuz yaklaşımlara karşı daha da kenetlenmeye çağırıyorum.”

Devamını Oku

Trending

Reklam