Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla etkinlikler düzenlenecek

Published

on

8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla bazı siyasi partiler, belediyeler, sendika ve dernekler etkinlikler düzenleyecek. Etkinlikler çerçevesinde, sergiler, panel ve seminerler ve konserler yapılacak.

Birleşmiş Milletler (BM) tarafından Dünya Kadınlar Günü kabul edilen 8 Mart dünyanın birçok ülkesinde kadınların eşitlik, adalet ve kadın hakları için mücadelesini hatırlatmak ve farkındalık yaratmak için kutlanıyor.

-Organizasyon Komitesi yarın basın toplantısı düzenleyecek

“8 Mart Organizasyon Komitesi” yarın saat 09.30’da KTOEÖS Lefkoşa Merkez Binasında 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü ile ilgili basın toplantısı yapacak.

CTP’nin düzenleyeceği etkinlikler

Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Kadın Örgütü, 8 Mart Emekçi Kadınlar Günü kapsamında bir dizi etkinlik düzenleyecek.

“Özgürlük İrademizde” sloganıyla organize edilecek etkinlikler, 16 Mart’a kadar sürecek ve kadınların haklarına dair çeşitli konuları ele alacak. Program, panayırdan konferanslara, çevre aktivitelerinden panellere kadar geniş bir yelpazede gerçekleştirilecek ve yurttaşların katılımına açık olacak.

Bu çerçevede yarın sabah saat 10.00’da CTP Kadın Örgütü Mağusa İlçesinin düzenleyeceği Gazimağusa’da çarşı ve pazar yeri ziyaretiyle başlayacak gün, MAGEM’de yer alacak “Popülizm, Ekonomi ve Kadınlar” konferansı ile devam edecek. Moderatörlüğünü Asya İlktaç’ın üstlendiği konferansta, Sevda Alankuş ve Fatma Güven Lisaniler, “popülizmin kadın politikaları, neoliberalizm ve kadın yoksulluğu” gibi konuları ele alacaklar.

-Cuma günkü etkinlikler

CTP Kadın Örgütü ve POGO cuma günü saat 10.00’da Dayanışma Evi’nde ortak basın toplantısı yapacak. 8 Mart yürüyüşleri ise Lefkoşa ve Gazimağusa’da iki ayrı etkinlik olarak düzenlenecek.

Diğer örgütlerle ortak düzenlenecek Lefkoşa’daki yürüyüş, saat 17.00’de Kumsal Park’tan başlayacak ve Kuğulu Park’ta sona erecek. Gazimağusa’daki kadın örgütleriyle ortak düzenlenecek yürüyüş ise 15.30’da DAÜ Çemberi’nden başlayacak ve MAGEM-Sakarya’da son bulacak.

Program, 9 Mart Cumartesi günü, CTP Kadın Örgütü Girne ilçesinin gelenekselleşen Emekçi Kadınlar Panayırı ile devam edecek. “Tezgâhımız Emek, Dokuduğumuz Gelecek!” sloganıyla kurulacak panayır, 10.00-18.00 saatleri arasında Sevim Ebeoğlu Barış Parkı’nda yer alacak.

11 Mart Pazartesi günü CTP Kadın Örgütü İskele İlçesinin Osman Ağa Kültür Evi’nde düzenleyeceği “İmbikten Süzdüklerimiz: Kadın Deneyimleri” başlıklı etkinlikle devam edecek olan program, 16 Mart Cumartesi günü, CTP Kadın Örgütü Lefkoşa ve Girne İlçelerinin birlikte düzenleyeceği, şiddete maruz kalarak hayatlarını kaybeden kadınlar anısına oluşturulacak fidanlıkta “Umudu Yeşertmek Ağaç Dikimi” yapılarak tamamlanacak.

Halkın Partisi Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Komitesi (HP-TCEK) de Dünya Kadınlar Günü nedeniyle Gönyeli Belediyesi Konferans Salonunda yarın akşam “Şiddet VAR MI?” isimli panelle başlayacak etkinlikler, 8 Mart günü partinin tüm ilçelerinin kendi yerleşkelerindeki yaşlı bakım evlerini ziyaretleriyle devam edecek.

“Şiddet VAR MI?” isimli panele konuşmacı olarak Emete İmge (Evrensel Hasta Hakları Derneği Asbaşkanı), Faika Deniz Paşa (Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği Koruma Sorumlusu Asistanı), Fezel Nizam (Grön Vegan Kurucu Ortağı ve Akademisyen ), Pınar Taş (İnsan Hakları Aktivisti), Reşat Şaban (Kuir Kıbrıs Derneği Aktivisti ve Akademisyen) ve Ziliha Uluboy (Uzman Psikolog ve Psikoterapist) katılacak. Panelde toplumsal cinsiyet temelli şiddet olmak üzere, hayvanlara, mültecilere ve çevreye uygulanan şiddetin yanında sağlıkta şiddet irdelenecek.

-DAÜ ve YDÜ’de etkinlikler

Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ) ev sahipliğinde 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısı ile hazırlanan “Kadın-lık Halleri” konulu sergi yarın saat 19.00’da, Rauf Raif Denktaş Kültür ve Kongre Sarayı’nda sanatseverlerin ziyaretine açılacak.

DAÜ’den verilen bilgiye göre, sergide İsmet Tatar, Nilüfer İnandım, Zehra Şonya, Nurtane Karagil, Serap Kanay, Hüseyin Özinal ve Hatice Tezcan’ın eserleri yer alacak.

Yakın Doğu Üniversitesi’nde Dünya Kadınlar Günü nedeniyle cuma günü etkinlikler düzenlenecek.

Bu çerçevede Yakın Doğu Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet Araştırma ve Uygulama Merkezi’nin (TOCAM) düzenlediği “Kadın Çalışmaları ve Multidisipliner Yaklaşımlar” sempozyumu saat 9.30’da Yakın Doğu Üniversitesi Atatürk Kültür ve Kongre Merkezi’nde başlayacak.

Sempozyumun açılış konuşmalarını, YDÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Meltem Nalça Andrieu, eski Yüksek Mahkeme Yargıcı ve eski Ombudsman Emine Dizdarlı, Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Milletvekili Dr. Sıla Usar İncirli, Ulusal Birlik Partisi (UBP) Milletvekili İzlem Gürçağ Altuğra ve YDÜ Toplumsal Cinsiyet Araştırma ve Uygulama Merkezi Başkanı Doç. Dr. İzlem Kanlı yapacak. Açılış konuşmalarının ardından, tam gün sürecek sempozyumda “Sağlık ve Sporda Kadın”, “Hukuk, İletişim ve Toplumda Kadın” ve “Sanatta Kadın” başlıkları ele alınacak. Sempozyumun dördüncü ve son oturumunda düzenlenecek forum bölümünde ise hayatın içinden kadın deneyimleri ele alınacak.

Kıbrıs Modern Sanat Müzesi’nin Dünya Kadınlar Günü onuruna düzenlediği Dünya Kadınlar Günü Sergisi ise YDÜ Atatürk Kültür ve Kongre Merkezi Sergi Salonunda cuma günü saat 17.00’de açılacak. Serginin açılışını, Yüksek Mahkeme Başkanı Narin Ferdi Şefik gerçekleştirecek. Sergide, YDÜ Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi ve Kıbrıs Modern Sanat Müzesi sanatçılarının imzasını taşıyan; resim, heykel, seramik, baskı resim ve vitraylardan oluşan 50 eser sanatseverlerle buluşacak.

-Girne Belediyesi çalıştay ve söyleşi düzenleyecek.

Girne Belediyesi Sosyal Hizmetler Birimi öncülüğünde 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde, çalıştay ve söyleşi düzenleniyor.

Koordinatörlüğünü Nevin Halis’in yapacağı, “Üreten Kadın Sanatçılar Buluşması” başlıklı organizasyonda, sanatçılar ve sanata gönül veren kadınlar bir araya gelerek eserlerini, düşüncelerini ve vizyonlarını paylaşacak.

Girne Belediyesi Sosyal Yaşam Merkezinde gerçekleştirilecek etkinlik, sabah saat 09.00’da atölye kurulumlarıyla başlayacak. Etkinlikler, akşam saat 18.00’e kadar devam edecek.

-Emekçi kadınlar ziyaret edilecek

8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla, Dünya Sendikalar Federasyonu’na üye sendikaların kadın büroları, adanın her iki tarafında örgütlü oldukları bazı hastanelerdeki kadın emekçileri ziyaret edecek.

Dev-İş’ten verilen bilgiye göre, Dünya Sendikalar Federasyonu’na (WFTU) üye sendikalar PEO, DEV-İŞ, KTAMS, KTÖS, KTOEÖS, BES, DAÜ-SEN ve KOOP-SEN kadın büroları, bugün ve yarın örgütlü oldukları bazı hastanelerde kadın emekçilere ziyaretlerde bulunacak.

-MAKAMER söyleşi ve panel düzenleyecek

Mağusa Kadın Merkezi Derneği (MAKAMER), Toplumsal Mücadele Platformu iş birliğinde, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü dolayısıyla bugün söyleşi, yarın panel, cuma günü de sessiz kitap okuma etkinliği düzenleyecek.

-“Dünya Kadınlar Günü Konseri” 9 Mart’ta yapılıyor

Başbakan Yardımcılığı, Turizm, Kültür, Gençlik ve Çevre Bakanlığı Devlet Opera ve Bale Koordinasyon Merkezi (KKTCDOB) ile Myrrha Trio işbirliğinde hazırlanan ve Telsim’in iletişim desteği sağladığı “Dünya Kadınlar Günü Konseri” 9 Mart’ta yapılıyor.

Soprano Sermin Dikmen Töre’nin solist olarak yer alacağı konser 20.00’de başlayacak. Konserde, KKTCCSO sanatçıları Miray Çakır (keman), Sinem Sadrazam (viyola) ve Püren Eda Gözer’in (viyolonsel) oluşturduğu Myrrha Trio yanı sıra Cansu Özcezarlı (keman) ve Göksu Özcezarlı’nın (viyola) da yer alacağı konser ekibi, Dünya Kadınlar Günü’ne özel hazırlanan programı izleyenlerin beğenisine sunacak.

– “Shakespeare’in Şen Kadınları” seyircisiyle buluşacak

Baraka Tiyatro Ekibinin yeni oyunu “Shakespeare’in Şen Kadınları”, Dünya Emekçi Kadınlar Günü vesilesiyle prömiyerini 9 Mart Cumartesi yapacak. Oyun, kara komediye bir gönderme olarak “mor komedi” sıfatıyla tarif ediliyor.

Baraka Tiyatro Ekibi, 9 Mart’tan itibaren, yalnızca Mart ayında salı ve cumartesi akşamları Arabahmet Kültür Evi’nde perde açacak.

Tek perdelik ve yaklaşık bir buçuk saatlik oyun 20.00’de başlayacak. Yetişkinlere yönelik olduğu belirtilen ve 12 yaş üzeri tüm tiyatroseverlerin davet edildiği oyunun biletleri 30 TL ücret karşılığı oyun günleri kapıdan alınabilecek.

-Sanal söyleşi düzenlenecek

District 135 Kuzey Kıbrıs Lions Kulüpleri Yönetim Çevresi, Kuzey Kıbrıs’ta kadın hakları, cinsiyet eşitliği ve kadın çalışmaları konulu sosyal farkındalık temalı sanal söyleşide Kadından Yaşama Destek Derneği (KAYAD) aktivisti ve avukat Mine Atlı’yı misafir edecek.

District 135 Kuzey Kıbrıs Lions Kulüplerinden yapılan açıklamaya göre, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla, çevrimiçi toplantı plaformu zoom uygulaması üzerinden yarın saat 19.00’da başlayacak söyleşi için önceden kayıt yapma şartı bulunmuyor.

-Girne Akdeniz Lions Kulübü sergisi

Girne Akdeniz Lions Kulübü 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla açılışını Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın eşi Sibel Tatar’ın yapacağı sergi düzenleyecek.

Atatürk Kültür Merkezi’nde bugün açılacak “Kadınca Esintiler XIII” resim sergisi cuma güne kadar gezilebilecek.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

“Colin Stewart’ın açıklamaları mandasıyla uyumlu değildir”

Published

on

By

Cumhurbaşkanlığı Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri António Guterres’in Kıbrıs Özel Temsilcisi Colin Stewart’ın son açıklamaları hakkında açıklama yaptı.

Cumhurbaşkanlığı açıklaması şu şekilde:

“Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Sayın António Guterres’e ve BM misyonuna duyduğumuz kurumsal saygı tamdır. Ancak Genel Sekreter’in Kıbrıs Özel Temsilcisi Colin Stewart’ın son açıklamaları, BM’nin taraflara eşit mesafede durma sorumluluğu açısından ciddi sorunlar içermektedir.

Colin Stewart’ın görev süresi 9 Ağustos itibarıyla fiilen sona erecektir. Kıbrıs Türk Tarafı kendisini, görev süresi boyunca taraflar arasında güveni artırma sorumluluğunu yerine getirmekte yetersiz kalan, bazı kritik konularda tarafsızlık algısını zedeleyen ve özellikle halkımızın haklı insani taleplerine gereken duyarlılığı göstermeyen bir görevli olarak anımsayacaktır.

Kıbrıs Türk Tarafı, çözüm iradesini defalarca ve açık biçimde ortaya koymuştur. Bu vizyon, Kıbrıs’taki iki ayrı halk, iki ayrı demokrasi ve iki ayrı Devlet gerçeğinden hareketle şekillenmiştir. Kıbrıs’ta kalıcı ve adil bir çözüm ancak mevcut gerçekliğin esas alınmasıyla mümkündür.

Colin Stewart’ın, Kıbrıs Türk halkının iradesini ve özden gelen hakları olan egemen eşitlik ve eşit uluslarası statüye dayalı çözüm vizyonunu “ciddiye alınmayan” bir öneri gibi nitelendirmesi, BM misyonunun tarafsızlığıyla bağdaşmamaktadır. Sayın Cumhurbaşkanımız Halkımız adına bu çözüm çerçevesini sadece savunmakla kalmamış, uluslararası muhataplarına da en üst seviyelerde defalarca iletmiştir. Türkiye Cumhuriyeti’nin bu vizyona verdiği tam destek de, halkımızın meşru ve çağdaş taleplerinin arkasında duran bir dayanışma örneğidir.

Kıbrıs Türk Halkının yalnızca Türkiye ile ticaret yapabildiği gerekçesiyle dışa bağımlı olduğu yönündeki değerlendirmeler, tarihi ve hukuki bağlamı göz ardı eden yaklaşımlardır. Bu halk, doğrudan ticaret hakkı da dahil olmak üzere temel haklarını kullanmasının engellendiği haksız ve hukuksuz bir izolasyon altında yaşamaktadır. Bu izolasyon, yalnızca ekonomik zorluklar yaratmakla kalmamakta, aynı zamanda Kıbrıs Türk Halkının temel insan haklarından mahrum bırakılmasına sebep olmaktadır. Uluslararası toplum bu eşitsizliğin sürmesine seyirci kalmak yerine, eğer çözüm sürecine katkı sunmak istiyorsa, bu haksız zulmün sona ermesini sağlamalıdır.

Colin Stewart, halkımızın yıllardır dile getirdiği insani bir talep olan Yiğitler–Pile yolunu Rum tarafına toprak kazandırma çabasına dönüştürerek süreci tıkayan kişi olarak hatırlanacaktır. Bu yaklaşım, BM misyonuna duyulan güveni zedelemiş ve samimi bir kolaylaştırıcılık beklentisini boşa çıkarmıştır.

Colin Stewart ayrıca, geçiş kapılarının neden açılamadığını açıklamak yerine asıl sorumluyu gizlemiş ve kamuoyunu yanıltmıştır. Kıbrıs Türk tarafı uzun süredir Haspolat Kapısı’nın araçlı geçişe uygun şekilde açılmasını ve Akıncılar–Limya hattında araçlı geçişe hizmet edecek Akıncılar Kapısı’nın açılmasını yapıcı ve resmi düzeyde önermiştir. Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, bu önerilerin pozitif ve yapıcı bir anlayışla gündeme getirildiğini açıklamış, Rum tarafının ise Kiracıköy ve Erenköy üzerinden KKTC topraklarını transit geçiş güzergahına dönüştürme talebini güvenlik ve egemenlik gerekçeleriyle reddettiklerini kamuoyuna duyurmuştur. Rum tarafı buna rağmen kabul edilmesi mümkün olmayan bu taleplerinde ısrar etmeye devam etmiştir.

Kıbrıs Türk halkı için Anavatan Türkiye garantörlük görevinden çok daha fazlasını ifade eder. Türkiye, halkımızın güvenliği, varlığı ve geleceğiyle doğrudan bağlı olan tarihsel bir dayanışma odağıdır. Aramızdaki bağlar yalnızca diplomatik sorumluluklardan ibaret değildir. Türkiye’yle KKTC arasında ortak mücadeleye, kültürel yakınlığa ve karşılıklı güvene dayanan köklü bir ilişki söz konusudur. Türkiye’nin desteği, Kıbrıs Türk halkının iradesini uluslararası alanda kararlılıkla savunabilmesinin en güçlü temellerinden biridir. Bu çok boyutlu ilişkinin “korku” üzerinden tarif edilmesi, gerçekleri saptırmak anlamı taşır, aynı zamanda çözüm ortamını zayıflatan sorumsuz bir yaklaşımı da yansıtır.

Kıbrıs Türk Tarafı, seçim süreçlerinde de geleneksel olarak yapıcı tutumunu sürdürmüştür. Cumhurbaşkanımız Ersin Tatar, halkının haklarını savunan, ilkeli ve net bir liderlik anlayışı sergilemektedir. Bu doğrultuda, temel haklara aykırı herhangi bir adıma onay vermemiş, halkının geleceğini geçici siyasi hesaplara teslim etmemiştir.

Kıbrıs Türk Halkı mevcut statükoyu bir tercih olarak benimsememektedir. Halkımızın egemenliği, güvenliği ve onurlu geleceği için verdiği mücadele görmezden gelinemez. BM’nin sorumluluğu taraflardan birini dışlamak değil, her iki tarafın eşitlik temelinde uzlaşı zemini oluşturmasına katkı sağlamaktır.

Kıbrıs Türk tarafı, Mart ve Temmuz 2025’te gerçekleştirilen gayriresmi zirvelere iyi niyetle katılmıştır. Sürecin ilerleyebilmesi için her iki tarafın egemen eşitliğe ve eşit uluslararası statüye sahip aktörler olarak bu süreçte yer alması gerektiği bir kez daha vurgulamıştır. Bu temel yaklaşımı kabul etmeyen hiçbir girişimin başarı şansı olamaz.

BM’nin temel işlevi, Kıbrıs Türk halkına ne yapması gerektiğini dayatmak değildir. Asıl sorumluluk, iki tarafın iradesine saygı gösteren ve çözüm için gerekli koşulları oluşturan bir tutum benimsemektir. Bu niteliği taşımayan herhangi bir temsilcinin BM çatısı altında güven ortamı yaratması mümkün olamaz. Colin Stewart’ın görev süresi, bu açıdan kapsamlı bir değerlendirme yapılmasını gerektirmektedir.

Kıbrıs Türk Halkı, haklarına, iradesine ve varlığına sahip çıkmayı sürdürecektir. Bu duruş, geçici gelişmelerin sonucu olarak ortaya çıkmamıştır. Kararlı bir Halkın tarihsel birikimi ve meşru mücadelesiyle şekillenmiştir. Bu çerçevede ifade edilen tüm değerlendirmeler, görev süresi tamamlanmakta olan temsilcinin ardından görevi üstlenmesi beklenen yeni özel temsilci için de yol gösterici nitelik taşımaktadır. BM misyonunun bu kararlılığa saygı göstermesi, sürecin ciddiyetine katkı sunması açısından önemlidir.”

Devamını Oku

Kıbrıs

Ataoğlu:Hristodulidis’in sözleri barışa değil, gerilime hizmet ediyor

Published

on

By

Başbakan Yardımcısı, Turizm, Kültür, Gençlik ve Çevre Bakanı, Demokrat Parti Genel Başkanı Fikri Ataoğlu, Rum Yönetimi Başkanı Nikos Hristodulidis’in KKTC yargısına yönelik açıklamalarına tepki gösterdi.

Ataoğlu yaptığı yazılı açıklamada, Hristodulidis’in “korsanca”, “faşist” ve “yasa dışı” gibi ifadeler kullanarak yaptığı açıklamaların kabul edilemez olduğunu belirtti.

Bu söylemlerin, Rum liderliğinin çözümden uzak ve provokatif tutumunun yeni bir göstergesi olduğunu vurgulayan Ataoğlu, KKTC yargısının bağımsız ve hukukun üstünlüğü temelinde karar aldığını kaydetti.

Hristodulidis’in süreci çarpıtarak kamuoyunu yanıltmaya çalıştığını da ifade eden Ataoğlu, bu yaklaşımın barışa ve toplumlar arası güvene zarar verdiğini, Rum tarafının yargı kararlarını itibarsızlaştırma çabasının halkın güvenliğini tehdit eden bir saygısızlık olduğunu dile getirdi.

Kıbrıs Türk tarafının her zaman hukuk zemininde hareket ettiğini belirten Ataoğlu, Rum liderliğinin, tutarsız davrandığı gibi tehdit dili de kullandığını ifade etti.

Barışın tehdit diliyle değil, karşılıklı saygı ve eşitlikle mümkün olduğunu vurgulayan Ataoğlu, Rum tarafını sağduyuya ve yapıcı adımlarla ilerlemeye davet etti.

Devamını Oku

Kıbrıs

Cumhurbaşkanı Tatar: “Çözüme hazırım diyen önce ‘iş birliği’ demeyi öğrenmeli”

Published

on

By

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, “Çözüme hazırım iddiasında bulunan önce ‘iş birliği’ demeyi öğrenmeli” diyerek Rum lider Hristodulidis’in söylemlerini eleştirdi.

Rum Yönetimi lideri Nikos Hristodulidis’in son dönemdeki açıklamalarına ve Maraş konusundaki tutumuna ilişkin değerlendirmelerde bulunan Tatar, Hristodulidis’in TC Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile New York’ta gerçekleştirdiği gayriresmi teması sürekli gündeme taşıma çabasını “tebessümle takip ettiklerini” belirtti.

Söz konusu görüşmenin, 16-17 Temmuz tarihlerinde düzenlenen 5+1 formatındaki gayriresmi zirve sırasında, yemek masasının kenarında gerçekleştiğini vurgulayan Tatar, bu kısa temas üzerinden senaryolar üretilmesinin “kamuoyunu yönlendirmeye dönük bir içerik oluşturma çabası” olduğunu ifade etti.

Tatar, Rum liderin bir yandan Türkiye’yi suçlayıcı söylemler kullanırken diğer yandan Türkiye ile yapılan kısa bir teması diplomatik kazanım gibi yansıtmasının “tutarsız bir yaklaşım” olduğunu dile getirdi. Bu çelişkili tutumun yalnızca tecrübesizlikten değil, aynı zamanda gerginlikten siyasi fayda elde etme gayretinden kaynaklandığını belirtti.

Maraş konusundaki pozisyonlarının net olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı, atılan adımların halkın iradesiyle şekillendiğini, eski sakinlerin mülkiyet haklarına saygılı ve uluslararası hukukla uyumlu bir süreç yürütüldüğünü söyledi.

Taşınmaz Mal Komisyonu’nun (TMK) etkin biçimde görev yaptığını ve bireysel başvuru hakkının açık tutulduğunu belirten Tatar, Maraş’ın artık halkın geleceğe dönük vizyonunun bir parçası olduğunu kaydetti.

Hristodulidis’in açıklamalarının, Rum eski sakinlerinin TMK’ya başvuru yapmasını engellemeye ve konuyu yeniden siyasi zemine çekmeye yönelik olduğunu ifade eden Tatar, Rum liderin bu tutumunun kendi siyasi geleceğiyle ilgili olduğunu söyledi.

Tatar, “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimlerine etki etmeye çalışmak, başarı şansı olmayan bir yaklaşımdır.” ifadelerini kullandı.

Türkiye Cumhuriyeti’nin Kıbrıs Türk halkının iradesini ve meşru duruşunu kararlılıkla desteklediğini vurgulayan Tatar, Maraş açılımının da bu zeminde atılmış ortak bir adım olduğunu belirterek, sürecin uluslararası hukuka, hakkaniyete ve barışçıl çözüm anlayışına uygun şekilde ilerlediğini, bu sürecin farklı yöne çekilmeye çalışılmasının kabul edilemez olduğunu söyledi.

Cumhurbaşkanı Tatar, “Bugün hâlâ iş birliği kavramını telaffuz etmekten kaçınan bir zihniyetle karşı karşıyayız. Bu anlayış artık gerçekle yüzleşmeli ve halkımızın iradesine saygı duymayı öğrenmelidir.” dedi.

Kıbrıs Türk halkının egemenliğini, topraklarındaki varlığını ve geleceğini koruma iradesini açıkça ortaya koyduğunu belirten Tatar, bu kararlılığın toplumun tamamının ortak iradesi olduğunu vurguladı.

Uluslararası topluma çağrıda bulunan Tatar, “Ezbere dayalı, geçmişte tüketilmiş modellerin tekrarına değil, Kıbrıs’ta var olan iki devletin, iki halkın ve iki demokrasinin eşit haklarla geleceğe yürümesine ihtiyaç vardır.” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Tatar, açıklamasının sonunda Rum lider Hristodulidis’e seslenerek, “Kıbrıs Türk halkını ve KKTC’yi yok sayarak hiçbir çözüme ulaşamaz. Gerçek bir diyalog zemini kurmak istiyorsa, düzgün bir iletişim dili kullanmalı ve saygılı bir üslup benimsemelidir” dedi.

Devamını Oku

Trending

Reklam