Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Çiftçi ve hayvan yetiştiricisi Fatma Akmandor:Kadının elini kolunu bağlasanız bile yine bir şeyler bulur, üretir

Published

on

Her gün ağılında hayvanlarını besleyen, bakımlarını yapan, tarlasını eken, biçen, ilaçlayan, mahsullerini toplayan, traktörünü süren, bozulduğunda onaran, aynı zamanda da iki genç kadın büyüten, Güzelyurt’tan emekçi bir Kıbrıslı Türk kadın Fatma Akmandor…

20’li yaşlarının başında eşi sayesinde, artık tüm sorumluluğu kendisine ait olan bir ağılla tanışıyor ve eşine yardım etmek için el attığı her işi, şu anda herhangi bir yardım talep etmeden kendisi yapıyor.

“İlaçlamayı da öğrendim, tamir etmeyi de” diyen Akmandor, “Kadın yeter ki istesin” vurgusunda bulunuyor.

Toprak ve üretimin kendisi için bir tutku haline geldiğini, onlarsız bir hayatı artık düşünemediğini kaydeden Akmandor’un en büyük hayallerinden biri ise her gün emek harcadığı ağılının 16 ve 7 yaşlarındaki iki kızı tarafından ileride daha da geliştirilmesi…

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü nedeniyle Türk Ajansı Kıbrıs’ın (TAK) sorularını yanıtlayan 40 yaşındaki Akmandor, kendi çocuklarına başta olmak üzere tüm kadınlara “kadının neler başarabileceği konusunda” bir örnek olabilmenin gururunu yaşadığını söyledi.

Akmandor, tarımda ve hayvancılıkta Kıbrıs Türk kadınının her zaman yer aldığını ancak bugüne kadar görünmez olduğunu belirterek, “Biz kadınlar çalışkanız. Yeter ki elimizde değerlendirebileceğimiz birazcık toprağımız, birazcık suyumuz olsun.” dedi.

– “Eşime yardım ederek başladığım bu yolda, artık ihtiyaç duyduğumda eşim bana yardımcı oluyor”

Fatma Akmandor, ülkenin tarım ve hayvancılık sektörlerinde kadın olmayı değerlendirdiği röportajında, hayvancılık mesleğiyle ilk olarak çok küçük yaşlarda babaannesi sayesinde tanıştığını, babaannesini görerek ve ona yardım ederek hayvan bakıcılığını öğrendiğini kaydetti.

Akmandor, bir kere hayvan sevgisi aşılandığında bir daha kopmanın asla mümkün olamayacağını belirterek, 20’li yaşlarında eşi sayesinde yeniden hayvan yetiştiriciliğine döndüğünü ifade etti.

Önceleri eşinin ailesinin olan ancak şu anda tüm sorumluluğu kendisine ait ağıla ilk zamanlarda sadece bir ziyaretçi olarak geldiğini, o sıralarda başta bir işte çalıştığını söyleyen Akmandor, zaman içinde yardıma ihtiyaç duyulan alanlarda destek vermeye başladığını ve bir noktada bunun hayat biçimine, “vazgeçilmezine” dönüştüğünü dile getirdi.

“Kendi tarlamı süreceğim, ekeceğim, tohumunu kendim atacağım hiç aklıma gelmezdi” diyen Akmandor, eşine yardım ederek başladığı bu yolda, şu an ihtiyaç duyduğu durumlarda eşinin kendisine yardım ettiğini vurguladı.

– “İlaçlamayı da öğrendim, tohum atmayı da… İnsan istedikten sonra yapabiliyormuş”

Akmandor, şu anda büyükbaş ve küçükbaş hayvan yetiştirdiğini, tarlasına arpa, buğday, fiğ, dönem dönem diğer sebzeler ektiğini, tarlaları sürdüğünü anlatarak, “Bu sene ilaçlamayı da öğrendim. Eşim işinden dolayı yapamadı, kendim halletmek durumunda kaldım. Demek ki insan istedikten sonra yapabiliyormuş. İlaçlamayı da öğrendim, tohum atmayı da…” dedi.

Yaptığı işin zorluklarına işaret eden ancak bu meşakkatli yolu “bilerek ve isteyerek” seçtiğini kaydeden Akmandor, tarım ve hayvancılıkta canlılarla uğraşıldığını, bu nedenle her konuda dört göz olmak zorunda olduğunu belirtti.

Tarımda ekilen üründen kâr etmeme ihtimalinin olduğunu ve her zaman bunun bilincinde hareket edilmesi gerektiğini söyleyen Akmandor, birkaç gün içinde yağmur yağmadığı takdirde ekinlerinin kuruma riskini örnek verdi. Bunun yanında zor doğum gibi zamanlarda ağılda yatıp kalktıkları zamanlar olduğuna da dikkat çeken Akmandor, “İnsanlar maddi gelir için çalışırlar ama burada bundan çok daha ötesi var.” diye konuştu.

Zamanında hayal bile edemeyeceği bir şeyi başarabilmenin getirdiği mutluluğu ve bir yıllık emek ardından topraktan mahsulü toplamanın verdiği gururu paylaşan Akmandor, “Hayvan ve toprak bambaşka bir şey. Ben başka hiçbir iş yapamam. Kendimi masa başında, bilgisayar önünde düşünemem. Ben bu şekilde çok daha mutluyum” dedi.

– “Eskiden ustamı sorarlardı… Artık ustanın ben olduğumu öğrendiler”

Ağılda makinelerin, traktörün bozulmasıyla tamircilik görevini de üstlendiğini ve “sökerek, takarak, tamirciye gerek kalmadan tamir etmenin bir yolunu bulduğunu” söyleyen Akmandor, “İlk zamanlarda Sanayi’ye gittiğimde, ‘sen git ustan gelsin’ diyorlardı. Şimdi herkes ustanın ben olduğumu öğrendi. Erkeklere kendini kabullendirmek zor, ama imkansız değil” diye konuştu.

Akmandor, iki kızı olduğunu ve kızlarının da kendisini görerek hayvan ve toprak sevgisiyle büyüdüğünü kaydetti, kızlarının da ileride ya hayvanlarla ilgili bir eğitim alacağına ya da hayvanlarla ilgili bir şey yapacağına inandığını belirtti.

-“Kızlarım ekmeklerini buradan çıkarabilirse çok mutlu olacağım”

Büyük kızının şu anda veteriner olma planları bulunduğunu söyleyen, küçük kızının da bu alanda bir kariyer seçmesiyle işletmesini kızlarına bırakabilmeyi çok istediğini dile getiren Akmandor, “İkisi birlikte buradan ekmeklerini çıkarabilirlerse çok mutlu olacağım. Bileceğim ki burası kapanmayacak. Arkamdan yürüyecek olanlar olacak” dedi ve bu yönde işletmeyi geliştirmek için çalışmaya devam edeceğini söyledi.

– “Ben anne olduktan sonra en büyük destekçim annem oldu”

Anne olduktan sonra yoğun emek ve zaman isteyen işleri nasıl yürüttüğü sorusuna ise Akmandor, bu süreçte en büyük desteği kendi annesinden gördüğünü kaydetti. Ağıllarda bazı işlerin özellikle gece yapılması gerektiğini söyleyen Fatma Akmandor, “Annem olmasaydı yapamazdım.” dedi.

Anneliğin sevdiği işi yapmasına hiçbir zaman engel olmadığını belirten Akmandor, yeni doğan bebeğiyle tarlaya gittiğini, ürün topladığını, pazara gidip ürünlerini sattığını ifade etti.

Ülke hayvancılığında kadınların her zaman var olduğunu ama bugüne kadar görünmez olduklarını kaydeden Akmandor, kadını sadece tarım ve hayvancılıkta değil, her alanda başarılı olabileceğine vurgu yaparak, şunları söyledi:

“Biz kadınlar, çalışkanız. Yeter ki elimizde değerlendirebileceğimiz birazcık toprağımız, birazcık suyumuz olsun. Ben kadının her gittiği yeri çiçeklendirdiğine inanırım. Kadın anaçtır, doğurgandır, üretkendir. Elini, kolunu bağlasan bile bir şeyler üretecektir.”

– “Seni kızıma örnek gösteriyorum”

Diğer kadınları da motive etmek ve ilham vermek adına Facebook sosyal medya hesabında “Fato Farm” isminde bir sayfa açtığını ve burada günlük hayatına ilişkin paylaşımlarda bulunduğunu kaydeden Akmandor, “Paylaşımlarımın çok faydalı olduğuna inanıyorum. Her gün mesaj alıyorum. Gelen mesajların bir tanesinde ‘Seni kızıma örnek olarak gösteriyorum” yazıyordu. Bunları duymak beni çok mutlu ediyor” dedi.

Hedef konulduğu takdirde her şeyin başarılabileceğine inandığını ifade eden Fatma Akmandor, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde tüm kadınlara şu sözlerle seslendi:

“Hayal kurmaktan vazgeçmeyin. Hayallerinizin peşinden koşun. Kadınlar istedikleri her şeyi yapabilirler.”

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Cumhurbaşkanı Tatar: Bu zihniyet değişmedi, değişmeyecek

Published

on

By

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Rum lider Nikos Hristodulidis’in, KKTC mahkemelerinin yasalar kapsamında aldığı kararı “korsanlık” diye nitelemesinin, Kıbrıs Türk Halkına ve bağımsız yargısına yapılmış açık bir hakaret olduğunu söyledi.

Hristodulidis’in açıklamlarına sert şekilde yanıt veren Cumhurbaşkanı Tatar, “Bu tür açıklamalar, karşılıklı saygıyı, eşitliği ve hukuk zeminini reddeden bir zihniyetin dışavurumudur. Gerginliği, tasarladığı gündemlerle yaratıp tırmandıran Rum lider, özellikle Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri ile gerçekleştirdiğimiz her yapıcı temasın hemen ardından tutuklama ve korku yayma siyasetini bilinçli şekilde devreye sokmaktadır. Kıbrıs Türk Halkını toptan tehdit eden ve yargımızı hedef alan bu yaklaşım, muhatabımızın gerçek niyetini açıkça ortaya koymaktadır” dedi.

“Rum liderliğinin uzun süredir düşmanlık siyasetlerini ileriye götürmek için ülkemizden yasa dışı yollarla bilgi, belge ve teknik ölçümlerle veri topladığı bilinen bir gerçektir” ifadesini kullanan Tatar, bu verilerin, Rum polis teşkilatı aracılığıyla kendi mahkemelerinde delil olarak sunulduğunu vurguladı.  Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, şimdi verilen tepkilerin, Rum liderin bu hukuk dışı faaliyetlerinin açığa çıkmasından ve yargı önünde sorgulanmaya başlanmasından kaynaklandığını kaydetti.

Cumhurbaşkanı Tatar açıklamasını şöyle sürdürdü:

“Açık söylüyoruz, uluslararası polis mekanizmalarını Kıbrıslı Türklere karşı baskı aracı gibi kullanan bu düşmanca anlayış, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından tanınan Taşınmaz Mal Komisyonu’nu da yok saymaya çalışmaktadır. Hukuki çözüm yollarını görmezden gelerek bunu hazmedemeyen, karşılığında ise Kıbrıs Türk Halkını hedef alan bu siyaset, yeni değildir.

Cumhurbaşkanı olarak daha önce de ifade ettim. Kıbrıs Türk Halkını hedef alan, sistematik baskı kurmaya çalışan bu anlayış, korkuya ve yıldırmaya dayalı bir terör siyasetidir. Bu siyaset, ne hukukla ne insanlıkla bağdaşır. Halkımızı korkutarak bir yere varabileceklerini zannedenler, büyük bir yanılgı içerisindedirler.

Şimdi aynı zihniyet bir kez daha devrededir. Mahkemelerimizi hedef almakta, kurumlarımızı itibarsızlaştırmaya çalışmaktadır. Kıbrıs Türk Halkını topluca tehdit eden, her gelişmeyi bir düşmanlık fırsatına çeviren bu tutumu reddediyoruz. Bu saldırgan dili esefle kınıyor ve aynen iade ediyorum.”

 

Devamını Oku

Kıbrıs

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ı kabul etti

Published

on

By

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ı kabul ederek görüştü.

Cumhurbaşkanlığı Yerleşkesinde gerçekleşen görüşmede, Başbakan Ünal Üstel, TC İçişleri Bakan Yardımcısı Münir Karaloğlu, Türkiye Cumhuriyeti Lefkoşa Büyükelçisi Ali Murat Başçeri, Cumhurbaşkanı Müsteşarı Okan Donangil ve AFAD Başkanı Ali Hamza Pehlivan yer aldı.

Devamını Oku

Kıbrıs

Cumhurbaşkanlığı Yerleşkesi, “Türk Dünyası Lefkoşa Şiir Akşamları” etkinliklerine ev sahipliği yapacak

Published

on

By

Türk Edebiyatı Vakfının, Türk Dünyası’nın kültürel bağlarını güçlendirmek ve ortak edebi mirası yaşatmak amacıyla düzenlediği “Türk Dünyası Lefkoşa Şiir Akşamları”, bu yıl 1-3 Ağustos 2025 tarihleri arasında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde gerçekleştiriliyor. 

Etkinliğin 3’üncü günü, 3 Ağustos günü  Cumhurbaşkanlığı Yerleşkesinde gerçekleştirilecek üç özel bölümden oluşacak.

Etkinlik programı şu şekilde:

16.00 – “Türk Dünyası Dede Korkut Sergisi” Açılışı
Türk halklarının ortak kültür mirası olan Dede Korkut anlatılarını görsel ve yazılı belgelerle tanıtan bu sergi, Oktay Öksüzoğlu ve Saba Jafari Kabaklı’nın katkılarıyla açılacak. Sergi, Türk dünyasının geçmişten günümüze uzanan hikâye anlatıcılığı geleneğine ışık tutacak.

16.30 – Türk Dünyası Şairleri Şiir Takdimleri
Türk dünyasından gelen seçkin şairler, kendi ülkelerinin diliyle şiirlerini seslendirecek. Bu bölümde şiir aracılığıyla kurulan duygusal bağlar ve ortak hafızanın izleri dinleyicilerimize sunulacak. Etkinlik, Cumhurbaşkanlığı Yerleşkesi Konferans Salonu’nda gerçekleşecek.

18.30 – Bünyamin Aksungur Konseri Türk dünyasının sevilen sanatçısı Bünyamin Aksungur, vereceği konserle etkinliğin finalini taçlandıracak. Müzik aracılığıyla kültürel birliktelik duygusunun daha da güçleneceği bu anlar, konuklara unutulmaz bir akşam yaşatacak.

Etkinliğe katılacak şairler ve ülkeleri ise şöyle:

Aysel Hanlarkızı– Azerbaycan
Assel Ospan – Kazakistan
Fazıl Ahmet Bahadır – Türkiye
İmdat Avşar – Türkiye
İnci Okumuş – Türkiye
Kemal Deniz – Türkiye
Kenan Çarboğa – Türkiye
Hurşit Davronov – Özbekistan
Kojogeldi Kültekin  – Kırgızistan
Leyla Şerif Emin – Makedonya
Mehmet Ali Kalkan – Türkiye
Mehmet Ömer Kazancı – Kerkük
Nurali Kholbutaev – Özbekistan
Şemsiye Cihangiriova – Tataristan
Solmaz Jafari – Güney Azerbaycan
Tarana Abdullayeva – Azerbaycan
Tarık Özcan – Türkiye
Tanzilia Davletberdina – Başkurdistan
Talat Ülker – Türkiye
Zekeriyya Bican – Türkiye
Zeynel Beksac – Kosova
Huraman Muradova – Azerbaycan
Feyzan Korur – KKTC

Devamını Oku

Trending

Reklam