Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Başbakan Üstel:Gençlerimizin yaşamını kaybetmesine seyirci kalmıyoruz, kalmayacağız

Published

on

Başbakan Ünal Üstel Ceza (Değişiklik) Yasası’nda yapılan değişiklikle ilgili değerlendirmelerde bulundu:

Başbakan Ünal Üstel, yasada yapılan değişikliklere dikkat çekerek, vatandaşa Ramazan Bayramı’nda trafikte dikkatli olması çağrısında bulundu.

Başbakan Üstel’in açıklaması şöyle:

“Son yıllarda artan trafik kazaları ile çok sayıda gencimiz hayatını yitirmekte, pek çok yuvanın ortasına da ateş düşmektedir.

Yine aynı oranda insan yaptığı vahim ve affedilmez hatalar yüzünden, yasalarda öngörülen cezalarla yüzleşmekte ve kendi ailelerine de ciddi sıkıntılar yaşatmaktadırlar.

Bu durum artık sadece trafiği ilgilendiren bir sorun değil aynı zamanda sosyal travmaları da beraberinde getiren büyük bir güvenlik sorundur.

Buna seyirci kalmak kabul edilemez. O yüzden hükümet olarak bu duruma sessiz kalmadık ve kalmayacağız.
Ülkemizde her geçen yıl trafik kazası nedeni ile kaybettiğimiz insan sayısı maalesef giderek artmaktadır.

Yaşanan depremde onlarca can kaybettik. Hala kendimize gelemiyoruz ve acısını yüreklerimizde taşıyoruz.

Bu örnek ortada dururken her yıl, depremde kaybettiğimiz canlar kadar yaşamı da trafik kazalarında yitirmeye başladık.

Bu soruna karşı da en az depremde olduğumuz kadar duyarlı olmalıyız ve ortak hareket etmeliyiz.
Bu sorun da en az deprem kadar bizim için önemlidir, ciddidir, tedbirler alınması gereken bir konudur ve canımızı yakan bir konudur.

Bu gerçekten yola çıkarak hükümetimiz cezaların daha caydırıcı olması için altı ay önce çalışmalara başlamıştı. Bu doğrultuda Başsavcılıktan gelen olumlu görüş üzerine, Ceza (Değişiklik) Yasası’nın 210. maddesinde değişikliğe gitmiştir.

Buna göre tedbirsizlik ve dikkatsizlik nedeniyle trafikte birinin ölümüne sebebiyet verenler hakkında, brüt asgari ücretin 50 (elli) katına kadar olan para cezası yüzde 75’e, 7 (yedi) yıla kadar olan hapis cezası ise 1O yıla yükseltiliyor. Yasa maddesindeki değişiklik Bakanlar Kurulu’nda görüşülerek, meclisimize gönderilmiştir.

Hükümetimiz, trafikte alkol denetimlerinin daha etkin bir şekilde yapılmasını sağlamak amacıyla Yol Güvenliği (Değişiklik)Yasa Tasarısı’nda da düzenlemeye gitmiştir. Buna göre, 150mg/ 100ml üzerinde alkol oranı alan sürücüler, sabit cezaya çarptırılmadan, doğrudan mahkemeye sevk edilecektir ve kandaki alkol miktarına bağlı olarak azami 3 yıla kadar hapis ve/veya azami 15 asgari ücret para cezası ve/veya azami 6 ayı geçmeyen bir süre için sürüş ehliyeti sahibi olmaktan veya sürüş ehliyeti almaktan men edilme cezaları verilebilecektir. Ayrıca karakola gitmeyi, nefes vermeyi veya hastaneye gitmeyi reddedenler de asgari ücretin 15 katına para cezasına çarptırılacak ve/veya 12 ayı geçmeyecek şekilde sürüş ehliyeti sahibi olmaktan veya sürüş ehliyeti almaktan men edileceklerdir.

Hükümetimiz, artan trafik suçlarının süratle, etkin ve caydırıcı bir şekilde önlenmesi amacıyla, Yol ve Trafik Suçlarının Davasız Halli ve Ceza Puanı (Değişiklik ) Yasa Tasarısı’da da değişikliğe gitmiştir.

Buna göre, alkol sınırının aşılması durumunda davasız halledilebilecek suçlar yeniden ele alınarak düzenlenmiştir.

Motorlu Araçlar ve Yol Trafik (Değişiklik) Yasa Tasarısı’nda da değişikliğe gidilerek yasalar arasında çelişki olmasını engellemek maksadıyla, değişikliğe gittiğimiz diğer yasalarla paralel olarak alkol ve uyuşturucu kullanarak sürüş yapanlarla ilgili olarak cezalar artırılmıştır.

Öte yandan Başbakanlık olarak konuya ilişkin geniş bir komisyon kurulmuştur.

Konuya paydaş tüm kesimlerin içerisinde yer aldığı, ülkesel düzeyde bir komisyon başbakanlık bünyesinde oluşturulmuş ve çalışmalar başlatılmıştır.

Komisyonumuzda, trafik kazaları ile ilgili tüm resmi ve sivil otoriteler yer almalıdır. Gerek polisiye tedbirlerin artırılması, gerek eğitim faaliyetlerin bu konuyu daha geniş kapsamlı ele alacak şekilde düzenlenmesi, gerek yasal değişikliklerin yaptırılması gerekse yasalarda bulunan cezaların artırılmasına yönelik konuların hepsi ele alınacaktır.

Sadece yasalarda değişikliklerin yeterli olmadığını da biliyoruz. Bu nedenle yollarımızı daha güvenli hale getirmek için de gerekli altyapı çalışmalarını hız kesmeden sürdürüyoruz.

Depremde olduğu gibi tüm kesimleri bu konuda bizimle birlikte çalışmaya davet ediyorum.

Hükümet temsilcilerinin, muhalefet temsilcilerinin, emniyet güçlerimizin, bakanlıklarımızın ve sivil toplum kuruluşlarının bu sürece aktif katılım ve destek vermesini istiyorum. Tüm kesimleri bu yaşamsal konuyu ortadan kaldırmak için birlikte mücadeleye çağırıyorum…

Bayram dolayısıyla vatandaşlarımıza önemli bir konuda da seslenmek istiyorum. Bayramlar, sevdiklerimize kavuştuğumuz, bir araya geldiğimiz ve mutlu olduğumuz özel günlerdir. Bu güzel günlerin gölgelenmemesi için trafikte kurallara uymamız ve dikkatli olmamız büyük önem taşımaktadır.

Bu vesileyle sizlerden ricam, bayramda trafikte kurallara uyunuz.”

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

TAE, bağcılığın geliştirilebilmesi amacıyla 6’sı yeni 12 sofralık üzüm çeşidini denemeye aldı

Published

on

By

Tarımsal Araştırmalar Enstitüsü (TAE), bağcılığın geliştirilmesi amacıyla yeni üzüm çeşitleri ve teknikleri konusunda çalışmalar yapıyor. TAE, çalışmaları kapsamında 6’sı yeni olmak üzere 12 sofralık üzüm çeşidini denemeye aldı.

Çeşitler geleneksel talvar yerine, kademeli İtalyan talvarında denenecek. Yeni çeşit ve tekniklerden elde edilecek verim sonuçları ise eski çalışmalarla kıyaslanacak.

        2023’te bin 585 ton taze üzüm ithal edildi

TAE verilerine göre; 2023’te bağ ve talvar alanı 2 bin 200 dönüm, hasat ise 3 bin 132 ton olarak gerçekleşirken, Ticaret Dairesi’nin verilerine göre; 2023’te yıllık hasadın yaklaşık yarısına denk gelen bin 585 ton taze üzüm ithal edildi.

Çukurova Üniversitesi Bağcılık Öğretim Üyesi Profesör Doktor Semih Tangolar, Tarımsal Araştırmalar Enstitüsü Müdürü Cem Karaca ve TAE bünyesinde 2002’den sonra bağcılıkla ilgili çalışmalar yürüten Ziraat Yüksek Mühendisi Doktor Yeşim Rehber Dikkaya yeni üzüm çeşitleri ve teknikler konusunda TAK muhabirinin sorularını yanıtlayarak, bilgiler verdi.

-Tangolar: “Kuraklığın artması nedeniyle bağcılığın yeni çeşitler ve yeni tekniklerle geliştirilmesi gerek”

Çukurova Üniversitesi Bağcılık Öğretim Üyesi Profesör Doktor Semih Tangolar, coğrafik konumuna bakıldığında Kıbrıs’ın bulunduğu kuşak açısından bağcılık için ideal yerlerden biri olduğunu söyledi.

Çeşitleri, kullanılan teknikler (Talvar), tüketim şekilleri nedeniyle üzümün Kıbrıs için önemli bir ürün olduğuna işaret eden Tangolar,  “Kıbrıs için bağcılığı tarımsal üretim yelpazesinden çıkaramazsın, bağcılığın daha da modernize edilmesi gerekiyor” dedi.

Asmanın tuzlu toprak ve kuraklığa en dayanıklı bitkilerden biri olduğunu, bu nedenle az suyla çok ürün elde edilebileceğini anlatan Tangolar, özellikle sofralık bağların baharda sulanması gerektiğini, şaraplık bağlarda sulamanın gerekli görülmediğine işaret etti.

Avrupa ülkelerinde dekar başına 700 kilo üzerinde verim elde edilen bağlardaki üzümlerin şaraplık olarak tercih edilmediğini ifade eden Tangolar, söz konusu bağlarda şeker ve asit dengesinin arzu edilen oranda çıkmadığını söyledi.

“Kuraklığın gün geçtikçe artması nedeniyle bağcılığın hem yeni çeşitler hem de yeni tekniklerle geliştirilmesi gerekiyor” diyen Tangolar, örtü altı topraksız kültür tekniğinin de (su ve gübrenin etkin kullanıldığı bir teknik) bağcılık için yeni olduğunu, İspanya ve İtalya’da bu uygulanmaya başladığını aktardı.

-1.5 ay erken hasat.. İtalyan talvarı iki kademeli, üzümlerin altta, sürgün ve yaprakların çoğunun üst katta

Bu yöntemle 1-1.5 ay erken verim alındığını kaydeden Tangolar, 32 litrelik saksılarda örtü altı yetiştirilen asmalardan 5 kilo ürün, yani dekar (1000 metre kare) başına 5-6 ton ürün alındığını anlattı.

Bu yöntemde hastalıkla mücadelenin de daha az olduğunu, bunun maliyeti düşürdüğünü kaydeden Tangolar, “Tuzluluk sorunu yok, kuraklıkla işin yok, toprak kökenli hastalık yok bu yenilikçi bir yaklaşım” dedi.

İtalyan talvarının da yeni bir teknik olacağını, çalışmaya dahil edilen çeşitlerin İtalyan talvarında (Tendon talvar) veriminin gözlemleneceğini ifade eden Tangolar, İtalyan talvarının Kıbrıs’taki talvara göre farkını anlattı. Tangolar, İtalyan talvarının iki kademeli olduğunu ve üzümlerin altta, sürgün ve yaprakların çoğunun üst katta geliştiğini kaydetti.

-Yüzde 25-30 daha fazla verim

Tangolar, İtalya’da yapılan denemelerde İtalyan talvarlarından yüzde 25-30 daha çok verim alındığına da işaret etti.

İtalyan talvarında ilaçlamanın ve hasadın çok daha kolay, ürün yanmasının daha az, kalite için salkım seyreltmenin de daha kolay olduğunu ifade eden Tangolar, denemeye alınan bazı çeşitlerin İtalyan talvarındaki verimine de bakacaklarını belirtti.

Tangolar ayrıca, yerli çeşitlerin kuraklığa dayanıklılarını tespiti için de yeni bir çalışma planladıklarını paylaştı.

-Karaca: “Aroma açısından bağcılıkta iklimimizin verdiği avantajlar var”

Tarımsal Araştırmalar Enstitüsü Müdürü Cem Karaca da, Kıbrıs Türk kültüründe olan üzüm üretiminin talepleri karşılanmada yetersiz kalması nedeniyle, bağcılık üzere çeşit deneme araştırması yapılması kararı alındığını anlattı.

Karaca, son zamanlarda tesis sahipleri tarafından üretilen şarapların tattırılmasıyla öne çıkan butik otelciliğin gelişmekte olmasının da bu kararı almada etken olduğunu ifade etti.

Ülkeye en uygun çeşitleri belirlemek adına, “Çeşit adaptasyon” çalışmasının ilkinin 2000’li yıllarda yapıldığını, bu denemelerde 15 şaraplık çeşit denendiğini anlatan Karaca, “Aroma açısından bağcılıkta iklimimizin verdiği avantajlar var. Burada üretilen şarap gerekse sucuk veya diğer ürünlerin aroma açısından kendine özgü bir karakteri var. Bağcılığa KKTC’de alternatif bir üretim değil asli üretim olarak bakıyoruz” dedi.

TAE bünyesinde 2002’den sonra bağcılıkla ilgili çalışmalar yürüten Ziraat Yüksek Mühendisi Doktor Yeşim Rehber Dikkaya da, çalışmaya eski çalışmada öne çıkan 6 çeşit ve 6 yeni çeşidi dahil ettiklerini, bunları İtalyan talvarında denemeye aldıklarını ifade etti.

Dikkaya, İtalyan talvarından elde edilecek verimleri, eski çalışmalardan elde ettikleri verilerle kıyaslayacaklarını belirterek, çalışmanın sonuçlarının 2 yıl sonra çıkmasını beklediklerini söyledi.

Dikkaya, çalışmaya var olan çeşitlerden verigonun da dahil edildiğini, yeni çeşitlerin de “İsa, Exalta, Early Swift, Michael Palyari, Red Clod” olduğunu anlattı.

 

Devamını Oku

Kıbrıs

Bayar: Denktaş ile ilgili çirkin saldırı asla affedilemez

Published

on

By

 

 

TMT Mücahitler Derneği Genel Başkanı Celal Bayar, Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş ile ilgili çirkin saldırının asla affedilemez olduğunu vurguladı.

Kurucu Cumhurbaşkanı Denktaş’la ilgili asılsız iddiaların yer aldığı kitabı ve yazarını sert çekilde eleştiren Bayar şu açıklamalarda bulundu:

“TMT’nin kurulmasında fedakarca büyük katkıları olan ve bugün Kıbrıs’ta Türklük TMT sayesinde varlığını korurken, TMT’nin kurucularından, KKTC’nin Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş’a ‘Dümbük’ isimli ucube kitabıyla saldıran, ordudan atılmış eski GKK’lığı subaylarından İlker Özkunt’u kitabındaki seviyesiz, saygısız nankörce saldırılarından dolayı Kıbrıs TMT Mücahitler Derneği olarak şiddetle kınıyoruz. Bizler Kıbrıslı Türkler olarak, Rauf Raif Denktaş’ın fikirlerinin taşıyıcısı ve bekçileriyiz. Bizim için böylesine değerli bir devlet adamımıza çirkince saldırı asla affedilemez ve bu şahsın devletimizin açacağı dava ile mutlaka cezalandırılması gerektiğine inanıyor ve devlet yetkililerinin bunu yapacağına yürekten inanıyoruz ve bekliyoruz.”

Devamını Oku

Kıbrıs

Öztürkler, Denktaş ile ilgili asılsız iddialar içeren kitabı kınadı

Published

on

By

Cumhuriyet Meclisi Başkanı Ziya Öztürkler, Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş’a yönelik,hiçbir somut temele dayanmayan çirkin iddiaların yer aldığı kitabı esefle kınadığını belirtti.

Öztürkler açıklamasında, “Bir milletin özgürlük ve egemenlik davasına adanmış bir ömrün sahibi olan, Kıbrıs Türk halkının tarihi mücadelesine önderlik eden  Sayın Denktaş’a yönelik kitapta yer alan iddialar, sadece şahsına değil; onun temsil ettiği  mücadeleyi ve halkımızın hafızasına da zarar vermektedir.” ifadelerini kullandı.

Kurucu Cumhurbaşkanı’nın sadece bir devlet adamı değil, aynı zamanda Kıbrıs Türk halkının bağımsızlık ve onur mücadelesinin simgesi ve Türklük dünyasına da adını altın harflerle yazdıran bir lider olduğunu vurgulyaan Öztürkler, şu ifadeleri kullandı:

“Hayatını halkına, davasına ve devlete adamış bir liderin ardından, yıllar sonra böylesi ucuz ve seviyesiz iddialarla gündeme getirilmesi, hiçbir şekilde kabul edilemez. Halkımızı, milli değerlerimize ve tarihimize sahip çıkmaya, bu tür sorumsuz yaklaşımlara karşı daha da kenetlenmeye çağırıyorum.”

Devamını Oku

Trending

Reklam