Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Sahte diploma soruşturması… Çavuşoğlu: “Ceza alması gereken alacak, işten çıkması gereken çıkacak, terfisi geri dönmesi gereken dönecek”

Published

on

Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu’nda milletvekilleri güncel konuşmalar yapıyor. Muhalefet vekillerin eleştirilerine, hükümet kanadı yanıt verdi.

Sahte diploma soruşturması kapsamındaki eleştirilere yanıt veren Milli Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu, “Ceza alması gereken alacak, işten çıkması gereken varsa işten çıkacak, terfisi geri dönmesi gereken varsa dönecek” dedi.

Mesarya Üniversitesi’nin açma ön izni iptal yazısının gönderildiğini de açıklayan Çavuşoğlu, diğer açma ön izni olan üniversitelerin dosyalarının Savcılıkta olduğunu kaydetti.

-Derya

Cumhuriyetçi Türk Partisi Lefkoşa Milletvekili Doğuş Derya, Genel Kurul’da, “Kamu Kaynakları, Sömürü ve 1 Mayıs” konulu güncel konuşma yaptı.

Toprak ve mülkiyet yapısının el değiştirmesine dair çok uzun zamandır devam eden uyarıları sonrasında konuyla ilgili yasanın Meclis Komitesi gündemine geldiğini ifade eden Derya, ada ülkesi olunduğu için kamu kaynakları konusunda iki defa düşünülmesi gerektiğini kaydetti. Gençlerin ev alabilme imkanlarının kalmadığını dile getiren Derya, düzenlemelerin sermaye çevrelerinin talebi olarak yasaya yansıtıldığını belirtti.

Belli bir grup insana ayrıcalık, diğer insanlara kısıtlama ve yasak getirildiğini kaydeden Derya, bir devleti, devlet yapan unsurların unutulduğunu ifade etti. Devletin temel stratejik sektörlerde tam bir denetimi ve iradesi olması gerektiğini belirten Derya, ancak ülkede “iradeyi devreden” durumda olunduğunu dile getirdi.

Ülkenin talan edildiğini savunan Derya, plansız ve vahşi bir yapılaşma için ülkeye işçi getirildiğini söyledi. İş yasasına dikkat çeken Doğuş Derya, son 15 yıldır düzenli olarak KKTC’ye işçi getiren aracıların nasıl ceza almadığını sordu.

Sosyal devlet anlamında hiçbir adım atılmadığını belirten Derya, “Hükümet, inşaatla ilgili bir sınırlandırma yapacak mı?” sorusunu sordu. Kamu kaynaklarının dar bir elit gruba aktarıldığını ifade eden Derya, “Hepimiz topluca yoksullaşıyoruz” dedi. Derya, özel sektördeki çalışanların yarısının sigorta primlerinin asgari ücret üzerinden yatırıldığını kaydetti.

Genel Kurul’da üzerinde 8-8-8 yazılı bir kağıt gösteren Derya, buna baktığında bir insan ömrü gördüğünü ifade ederek, “Ücret karşılığı ömrümüzün 3’te birini satıyoruz” dedi. Derya, birilerinin hayatının 3’te birini yaşayabilmek için satarken, bazılarının emek sömürdüğü için zengin olduğunu belirtti.

Sektörel toplu sözleşmeyle hak gasplarının önüne geçilebileceğini ifade eden Derya, sesi duyulmayan, kendi hakkını arayamayan her bir emekçinin hakları için mücadele etmeye devam edeceklerini söyledi.

-Kürşat

Cumhuriyetçi Türk Partisi İskele Milletvekili Fide Kürşat, “Yolsuzluk, Yokluk ve Yokoluş Sarmalında 1 Mayıs” konulu güncel konuşmasında, yarın 1 Mayıs olduğunu hatırlatarak, hak mücadelesini selamladı.

Uluslararası Şeffaflık Örgütü’nün hazırladığı Kuzey Kıbrıs’ta Yolsuzluk Algısı 2023 raporuna değinen Kürşat, raporun suç duyurusu niteliğinde olduğunu kaydetti. “Rapora göre dünyadaki yerimiz 140’ncı sırada…” diyen Kürşat, rapor hazırlanırken sahte diploma soruşturmasının başlamadığına dikkat çekti. Kürşat, 1 Mayıs’ın bunların gölgesinde kutlanacağını ifade etti.

“Emek ve emekçi toplumun direğidir… Emekçiler toplumun bel kemiğidir” diyen Kürşat, emekçinin hakkının göz ardı edildiğini ve sosyal adaletin zedelendiğini belirtti.

Varlığı belirsiz bir hastalık nedeniyle narenciyenin ambargo altında olduğunu kaydeden Kürşat, devletin kıt mali kaynaklarının, imtiyazlı gruplara peşkeş çekildiğini söyledi. Tarım arazilerinin niteliğine bakılmaksızın betonlaştığını, yabancıların eline geçtiğini ifade eden Kürşat, özel sektörde sendikalaşmanın önünün açılması gerektiğini belirtti.

Son yıllarda insan kaçakçılığı boyutunda ülkeye işçi getirildiğini dile getiren Kürşat, kaçak işçi çalıştıranlara caydırıcı cezalar verilmesi gerektiğini söyledi. Ülkedeki iş kazalarına işaret eden Kürşat, “Hiçbir iş, insan hayatından ve sağlığından önemli değildir” dedi.

Emekçinin hak ettiği değeri görmesi için elden gelenin yapılması gerektiğini ifade eden Kürşat, tam tersinin yapıldığını anlatarak, hükümete eleştirilerde bulundu. Hükümetin adaletsiz politikalarının, 1 Mayıs’ın anlamını gölgelediğini dile getiren Kürşat, gelir dağılımında adaletsizlik olduğunu söyledi.

Açlık sınırının Mart ayı itibarı ile 23 bin 644 TL, asgari ücretin ise 24 bin TL olduğunu kaydeden Kürşat, halkın alım gücünü artırıcı tedbirler alınması gerektiğini belirtti. Kürşat, tüm emekçilerin, Emek ve Dayanışma Günü’nü kutlayarak, emekçilerin hak ettiği değeri bulması için mücadelelerine devam edeceklerini ifade etti.

-İncirli

Cumhuriyetçi Türk Partisi Lefkoşa Milletvekili Sıla Usar İncirli, “Diploma Soruşturmasında Son Durum Nedir?” konulu güncel konuşmasında, bu meselenin topyekûn hükümetin meselesi olduğunu ifade ederek, iki ay geçmesine rağmen ciddi bir adım atılmadığını söyledi.

Yeni atanan YÖDAK Başkanı’nın komitede çok önemli bilgiler verdiğini dile getiren İncirli, “Bizim ihtiyacımız olan şey skandalın nedeninin ortaya çıkarılması” dedi. Hedef şaşırtılmaya çalışıldığını kaydeden İncirli, “Biz şu anda sizin samimiyetinize inanmıyoruz” dedi. İncirli, her bir bakanlığın bu konuda araştırma yapıp, kamuoyunun önüne koyması gerektiğini belirtti.

Diplomalar iptal edilmediği sürece yaraların üzerine merhem sürülemeyeceğini ifade eden İncirli, diploma skandalı meselesinin üzerinin örtüldüğünü her gün gördüklerini belirtti. Diplomaları tedavüle süren kamu çalışanlarının ortaya çıkarılması gerektiğini kaydeden İncirli, Kıbrıs Türk Hemşireler ve Ebeler Birliği’nin bir diploma hakkında YÖDAK’a başvurduğuna dikkat çekerek, yapılması gerekenin bu olduğunu vurguladı. Sıla Usar İncirli, Yatay Geçiş Tüzüğü’nün de bir an önce hayata geçmesi gerektiğini kaydetti.

İncirli, yarın 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü olduğuna işaret ederek, savaşsız ve sömürüsüz bir dünya dileğiyle konuşmasını tamamladı.

-Çavuşoğlu

Milli Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu ise söz alarak, konuşma sırasına göre muhalefet vekillerine yanıt verdi. CTP Milletvekili Derya’nın, “dünyanın en pahalı suyunu kullanıyoruz” sözünü garipsediğini ve üzüldüğünü dile getiren Çavuşoğlu, “En pahalı su olmayan sudur” dedi.

Adanın susuzluktan kurtulmasının teşekkürü hak ettiğini belirten Çavuşoğlu, suyun belediyelere 7.5 TL’ye verildiğine dikkat çekerek, iyi yönetilmeyen belediyelerin suyu gelir kapısı olarak görmesinin eleştirilmesi gerektiğini kaydetti.

-“Belediyenin sattığı sudur pahalı olan”

Suyun Türkiye’den KKTC’ye gelmesinin maliyeti düşünüldüğünde suyun çok daha pahalı olması gerektiğini ancak suyun son zamla 7.5 TL olduğunu yineleyen Bakan Çavuşoğlu, “Belediyenin sattığı sudur pahalı olan… 7.5 TL’ye aldığı suyu yüzde 300-400 zamla satanları eleştirmek gerekir diye düşünüyorum” şeklinde konuştu. Çavuşoğlu, “Tüketiciye ulaştığı fiyat pahalı olabilir ama bunun sebebi Türkiye’den gelen maliyeti değildir” dedi.

Eğitim kurumlarıyla ilgili 2021 yılından sonra çok ciddi bir talep olduğunu dile getiren Çavuşoğlu, “Eğitim kurumlarının amacı eğitim vermektir. İkamet pazarlamak değildir” dedi ve bu istismarın önüne hükümet tarafından geçildiğini kaydetti.

Emekçilerin 1 Mayıs İşçi Bayramı’nı kutlayan Bakan Çavuşoğlu, hükümetin her alanda olduğu gibi emekçi ve üreticinin sorunlarına çözüm bulmaya çalıştığını söyledi. Hükümetin verdiği desteklere değinen Çavuşoğlu, “hükümet hep yanlış yapıyor” algısının doğru olmadığını vurguladı. Bakan Çavuşoğlu, sorunların kalıcı olarak çözülmesi için icraatlar yapıldığının altını çizdi.

Sahte diploma soruşturması hakkında da konuşan Çavuşoğlu, “sulandırma eleştirisine” katılmadığını ifade ederek, sürekli tutuklamaların yapıldığına dikkat çekti. Soruşturmaları durdurma gibi bir tavırlarının olmadığını vurgulayan Çavuşoğlu, soruşturmanın tamamlanarak, temiz bir sayfanın açılmasını istediklerini kaydetti.

“Herhangi bir adım atılmadı” söyleminin devam eden tutuklamalarla çeliştiğini ifade eden Bakan Çavuşoğlu, her bir bakanlığın kendi içerisinde bu araştırmayı yapması gerektiğine katıldığını belirterek, Bakanlık nezdinde öğretmenlerin aldığı belgelerin tespiti ve nasıl alındığıyla ilgili çalışmaları olduğunu vurguladı.

Söz konusu üniversiteden mezun olan her bir bireyin sahte diploma aldığı algısının da doğru olmadığını belirten Milli Bakanı Çavuşoğlu, “Genelleme doğru değildir” dedi. Kamu görevlileriyle ilgili söz konusu üniversiteden mezun olan insanların evraklarının talep edilebileceğini ifade eden Çavuşoğlu, “Öğretmenlerle ilgili kısmı bizzat ben kendim araştırıyorum” dedi.

-“Ceza alması gereken alacak, işten çıkması gereken çıkacak, terfisi geri dönmesi gereken dönecek”

Kademe ilerlemesi, terfi almış olanlar varsa bu kişilerin mahkeme nezdinde hak ettikleri cezayı almaları konusunda mutabık olduklarını kaydeden Çavuşoğlu, “Ceza alması gereken alacak, işten çıkması gereken varsa işten çıkacak, terfisi geri dönmesi gereken varsa dönecek” dedi. Bakan Çavuşoğlu, hata yapmamak adına dikkatli ve az konuşarak ilerlediklerini belirterek, ortaya çıktıktan sonra kamuoyunun bilgilendirileceğini söyledi.

CTP Milletvekili Sami Özuslu’nun ön açma izinleriyle ilgili yerinden sorusu üzerine Bakan Çavuşoğlu, Mesarya Üniversitesi’nin Savcılık görüşü geldiğini ve iptal yazısını yazdıklarını belirterek, diğer açma ön izni olan üniversitelerin dosyalarının Savcılıkta olduğunu kaydetti.

-İncirli

CTP Milletvekili Sıla Usar İncirli ise yeniden söz alarak, Milli Eğitim Bakanlığı nezdinde sahtekarlık ihtimalinin araştırılmasının çok önemli olduğunu ve diğer bakanlıkların da bunu yapması gerektiğini söyledi.

“Biz CTP olarak ortalığı yakıp, yıkmadık” diyen İncirli, olaya ciddiyetle yaklaştıklarını belirtti.

-Özuslu

Cumhuriyetçi Türk Partisi Lefkoşa Milletvekili Sami Özuslu ise, Genel Kurul’da “Siyasi Gelişmeler” konulu güncel konuşma yaptı.

“Bazı spor federasyonlarının yazdığı çekler tefecilere mi düştü?” sorusunu sorarak konuşmasına başlayan Özuslu, bir derneğin üç ay önce Spor Dairesi Müdürlüğü’ne bu konuda yazı yazdığını belirterek, söz konusu yazıyı okudu.

Derneğin o günden beri sorusuna cevap almadığını belirten Özuslu, bu konuyu araştırmak ve cevap vermenin Başbakanlığın sorumluluğunda olduğunu söyledi.

Bazı spor federasyonları yönetimlerinin peş peşe görevlerinden alındığını dile getiren Özuslu, şimdi de Atletizm Federasyonu için aynı durumun söz konusu olduğunu kaydetti.

Şu anda federasyonlarda Spor Dairesi çalışanı olup, yöneticilik yapan kişiler olduğunu belirten Özuslu, Beden Eğitimi ve Spor Yasası’na dikkat çekti.

Yurtdışında bireysel olarak başarı elde eden sporculara teşvik verilmediğini belirten Sami Özuslu, Spor Dairesi’nin yerel yönetimlerle protokol yapacağını ifade ederek, “Nerede?” diye sordu.

Son olarak, “Federasyon çekleri market ve tefecilerde mi bozuluyor. Öyleyse vay halimize…” diyen Özuslu, Sayıştaylık ve Başbakanlık Denetleme Kurulu’na çağrı yaptı.

Vekillerin yazılı ve sözlü sorularının da yanıtlanmadığını dile Özuslu, “laçkalığa” yol açanların tümünü protesto etti.

-Şahali

Cumhuriyetçi Türk Partisi Gazimağusa Milletvekili Erkut Şahali, “Tarım Bakanlığı Seyir Terası mı?” konulu güncel konuşmasında, tarımın ülkede sorunlarıyla gündemde yer bulduğunu söyledi.

Tarım Bakanlığı’nın, tarım kesiminin seyircisi konumunda olduğunu ifade eden Şahali, dün Genel Kurul’da et konusunu ele aldıklarını hatırlattı. “Yüzde 35 karla çalışan hayvancı ben bulamadım. Neredeyse dayak yiyecektim” diyen Şahali, hiçbir maliyet formülünün 550 TL et satmayı mümkün kılmadığını kaydetti.

Yurttaşın kaderiyle baş başa kaldığını belirten Erkut Şahali, narenciye konusunda tarihin en büyük kriziyle karşı karşıya olunduğunu kaydederek, “Sattık sattık diye övündüğünüz narenciye ülkeye geri dönüyor… 70’ten fazla tır gittikleri gümrük kapılarından ülkeye dönüyor” dedi. Şahali, bunun kabul edilebilir olmadığını ifade etti.

Bu konuda hiçbir şey yokmuş gibi davranılmaya devam edildiğini belirten Şahali, üreticinin feryadını küçük harflerle dile getirdiğini söyledi. Ülkede hayvancılığın en önemli ihraç kaleminin ham maddesini ürettiğini belirten Şahali, süt fiyatının, en son Kasım ayında güncellendiğine işaret etti.

Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanlığı bünyesindeki Orman Dairesi’nin “rant” nedeniyle diğer dairelere göre çok daha önemli bir daire olduğunu kaydeden Şahali, Bafra’da orman arazilerinin tamamının, kamu yararı gözetilerek, turizm yatırım alanı olarak ilan edildiğini söyledi.

Ağaçlandırma maksatlı alanda solar yatırım söz konusu olabildiğine bunun emsalleri olduğuna işaret eden Şahali, solar yatırım baş gösterirse bunun nasıl engelleneceğini sorarak, “Orman arazilerinin talanı hükümetin şiarı haline geldi” dedi.

Kuraklık çalışması tespitlerinin de hızla yapılması gerektiğini söyleyen Şahali, ciddi bir arpa ithal ihtiyacının da ortaya çıkacağını ifade etti.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Yol ve trafik suçlarının davasız çözümüne ilişkin yasa tasarısı oy birliğiyle kabul edildi

Published

on

By

 Yol ve Trafik Suçlarının Davasız Halli ve Ceza Puanı (Değişiklik) Yasa Tasarısı, Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu’nda oybirliğiyle kabul edildi. 

Genel Kurul’da ayrıca Lefkoşa Bağımsız Milletvekili Hasan Tosunoğlu’nun yasama dokunulmazlığının kaldırılması istemini incelemek üzere oluşturulan özel komitenin raporu görüşüldü.

Rapor, Komite Başkanı ve Ulusal Birlik Partisi Milletvekili Hasan Taçoy tarafından okundu.

– CTP rapora itiraz etti
Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Milletvekili Ürün Solyalı, Genel Kurul’da söz alarak Lefkoşa Bağımsız Milletvekili Hasan Tosunoğlu’nun yasama dokunulmazlığının kaldırılmasına ilişkin Özel Komite raporuna itiraz ettiklerini belirtti.

Solyalı, içtüzük uyarınca rapora itiraz ettiklerini raporun Genel Kurul’da görüşmeye açılmasını talep ettiklerini ifade etti.

Cumhuriyet Meclisi Başkanı Ziya Öztürkler ise, CTP’nin içtüzük kuralları gereğince itirazını ortaya koyduğunu belirterek, “Bu durumda konuya ilişkin nihai kararı Genel Kurul verecektir. Şu anda yalnızca rapor üzerindeki görüşmeleri tamamlıyoruz. Konuyla ilgili nihai karar ve rapor üzerindeki değerlendirmeler için Danışma Kurulu bir karar üretecektir” dedi.

Ardından, Polis Örgütü (Kuruluş, Görev ve Yetkileri) (Değişiklik) Yasa Tasarısı ile İdari, Kamu ve Sağlık İşleri Komitesi’nin tasarıya ilişkin raporunun, Genel Kurul gündeminin “Komitelerden Gelen Tasarı ve Öneriler ile Görüşülecek Diğer İşler” kısmının beşinci sırasında görüşülmesine ilişkin öneri oy birliğiyle kabul edildi.

– Yol ve Trafik Suçlarının Davasız Halli ve Ceza Puanı (Değişiklik) Yasa Tasarısı oy birliğiyle kabul edildi

Daha sonra, Yol ve Trafik Suçlarının Davasız Halli ve Ceza Puanı (Değişiklik) Yasa Tasarısı ve Ekonomi, Maliye, Bütçe ve Plan Komitesi’nin konuya ilişkin raporu ele alındı. Raporu, Komite Başkanı Resmiye Eroğlu Canaltay okudu.Tasarıya ilişkin söz alan CTP Grup Başkan Vekili Erkut Şahali, yasaya olumlu oy verdiklerini ancak bazı eleştirilerini dile getirmek zorunda olduklarını söyledi.

Şahali, “trafikte kaotik bir ortam yaşandığını ve kamu otoritesinin caydırıcılığını yitirdiğini” söyleyerek, özellikle sabit görüntülü radar ve elektronik denetim sisteminin son üç yıldır randımanlı çalışmadığını öne sürdü.

Şahali, bunun bakım eksikliğinden değil, dönemin bakanı Erhan Arıklı’nın bilinçli tercihiyle sistemin çökertilmesinden kaynaklandığını savundu.

Radar sisteminin çökmesi sonucu yaklaşık 150 bin trafik cezasının biriktiğini belirten Şahali, hükümetin bu cezaları topluca tahsil etme hesabı yaptığını ileri sürdü. Şahali, “mevcut sistemin bilinçli olarak işlemez hale getirilip yeni bir sisteme ihtiyaç yaratıldığını, bu yeni sistemin ise kamu ihale mevzuatına uygun şekilde kurulmadığını” iddia etti.

Trafikte artan kural ihlallerine ve taciz vakalarına örnekler veren Şahali, kamu otoritesinin can ve mal güvenliğini korumak için elektronik denetimi güçlü tutması gerektiğini vurguladı. Şahali , yasaya evet oyu verdiklerini ancak bu düzenlemenin kötü yönetim ve ihmaller nedeniyle zorunlu hale geldiğini ve bunu onaylamadıklarını ifade etti.

Şahali’nin ardından söz alan Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Erhan Arıklı ise yasaya katkı koyan herkese teşekkür etti ve düzenlemenin önemini vurguladı.

Arıklı, bu yasa sayesinde trafik cezalarından elde edilen gelirlerin artık merkezi bütçeye değil yol ve trafik hizmetlerine harcanacağını, böylece önceki maddi aksaklıkların giderileceğini belirtti.

Radar sistemleri konusunda ise mevcut kameraların artık demode olduğunu, Türkiye ile yapılan protokolle daha modern ve işlevsel radarların getirileceğini açıklayan Arıklı, modern sistem sayesinde anında tebligat yapılabileceğini ve ceza bildirimlerinin sürücülerin telefonlarına doğrudan gönderileceğini söyledi.

Arıklı ayrıca, Rum tarafından gelen veya kiralık araçların sürücülerinin ihlallerinin çıkış kapılarında kayıt altına alınacağını ve ceza ödemeden çıkış yapamayacaklarını kaydetti.

Yeni radarların temmuz ayında gelmesinin öngörüldüğünü, ancak gecikmenin teknik taleplerden kaynaklandığını belirten Arıklı, yeni sistemin hareketli video kaydı da yapabileceğini ve kazaların nedenlerini daha net ortaya koyacağını ifade etti.

Polisin şu anda etkin şekilde denetim yaptığını, araç kontrollerinin ve cezaların arttığını belirten Arıklı, polis sayısı arttıkça denetimlerin daha da sıklaşacağını söyledi. Arıklı, “Eminim ki çok daha modern bir şekilde trafiği denetleyebileceğiz” diyerek, katkı koyanlara teşekkür etti.

Arıklı’nın konuşmasının ardından tasarı madde madde görüşülerek oy birliğiyle kabul edildi.

TAK/BRT

Devamını Oku

Kıbrıs

Meclis Genel Kurulu’nda bazı tezkereler oylandı

Published

on

By

Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu, bugünkü toplantısında ilk olarak sunuşlara yer verdi.

Bu çerçevede, komitelerde görüşülüp Genel Kurula havale edilen yasa tasarıları ve önerilerin Genel Kurul’da görüşülüp onaylanmasına ilişkin tezkerelerle sunuş işlemleri yapıldı.

Ardından Hukuk Komitesi’nin genel kurul sürerken toplantı yapmasına olanak sağlanmasına ilişkin tezkere okundu.

Bunun üzerine söz alan CTP Milletvekili Erkut Şahali, bugün Meclis Genel Kurulu’nun son oturumu olduğunu hatırlatarak, toplantı sürerken Hukuk Komitesi’nin gündeme daha yasa taşıyacağını belirtti, bunun yapılmamasını  talep etti.

Şahali’nin konuşmasının ardından Komite Başkanı Yasemi Öztürk de söz aldı. Öztürk, tek maddelik bir yasayı görüşeceklerini söyledi. Tezkere oy çokluğuyla kabul edildi. Sonrasında, Danışma Kurulu’nun bugünkü birleşimine ilişkin kararları sunularak oy çokluğuyla onaylandı.

CTP Milletvekili Sıla Usar İncirli 62. madde tahtında söz aldı.

Yaşanan trafik kazalarına işaret eden İncirli, ülkede “rastgele hayatta kalındığını veya rastgele ölündüğünü” söyledi.

Girne’de bir tırın karıştığı kazaya değinen İncirli, bu kazada kimsenin hayatını kaybetmemesinin şans olduğunu belirtti.

Yanıt vermek üzere söz alan Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Erhan Arıklı, Ciklos’un ağır vasıtalara kapalı olduğunu ancak ihlaller yaşandığının tespit edildiğini ve polise bu konuda ihbarda bulunduklarını söyledi.

Polis müdürü ile konuyu görüştüğünü ve yeterli personel olmadığı yanıtını aldığını kaydeden Arıklı, bununla ilgili ağır cezaların uygulanacağı düzenlemeler yapacaklarını belirtti.

Yaşanan tır kazasında şoförün tutuklandığını ve dava okunduğunu söyleyen Arıklı, araç muayene istasyonlarındaki sıkıntılardan da bahsetti. “Ciddi eksikliklerimiz var” diyen Arıklı, imkanların yetersiz olduğunu kaydetti.

Yerinden söz alan CTP Milletvekili Fazilet Özdenefe, Arıklı’yı muhalefet mensubu gibi konuşmakla itham etti.

CTP Milletvekili Sami Özuslu da yerinden söz alarak, bu yıl şu ana kadar trafikte 23 kişinin öldüğünü belirterek, bahse konu tırın kantara çıkıp çıkmadığını sordu.

Arıklı, ölümlü kazaların alkol, sürat ve dikkatsiz sürüşten olduğunu belirtti ve “Önerdiğiniz tedbir nedir?” diye sordu.

Doğuş Derya da yerinden söz alarak, Bakan Arıklı’nın aldıkları önlemleri saymasını istedi.

Yeniden kürsüye çıkan Sıla Usar İncirli, hükümetin trafikte ölenleri suçlu olarak göstermesini eleştirdi. İncirli, sesini yükselten Arıklı’ya “tahammülünüz yoksa başka işler yapın.” dedi.

İncirli, Arıklı’nın kürsüden “Hadi canım siz de” diyerek kürsüyü terk ettiğini söyleyerek eleştirdi. İncirli, meselenin tırın yasak yolda bulunması değil, şoförün o yolda sürmesini denetleyecek bir yetkili bulunmaması olduğunu belirtti.

-Yeni Devlet Hastanesi Yapımına ilişkin protokol…

Ardından Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı Arasında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinde Yapılacak Lefkoşa Yeni Devlet Hastanesi Yapımına ve Dr. Burhan Nalbantoğlu Sağlık Kampüsü İçerisinde Bulunan Sağlık Yapılarının Renovasyonuna İlişkin Protokolün (Onay) Yasa Tasarısı’na ilişkin Hukuk, Siyasi İşler, Dışilişkiler ve Savunma Komitesinin raporu okundu. Tasarı, madde madde görüşülmesinin ardından bütünü oylandı ve oy birliği ile kabul edildi.

Devamını Oku

Kıbrıs

Erhürman: Diyalog yolunu sonuna kadar kullanacağız

Published

on

By

Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Başkanı Tufan Erhürman, diyalog ve diplomasinin önemine işaret ederek, diyalog yolunu sonuna kadar kullanacaklarını kaydetti.

BRT’de Ülgen Aksay’ın sorularını yanıtlayan CTP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Tufan Erhürman, ekim ayından sonra Kıbrıs Türk halkının çözüm iradesinin masada olacağını söyledi.

– “Hristodulidis tüm ada adına egemenlik kullanamaz”

Adanın tümünde egemenliği, Hristodulidis’in “tepe tepe” kullandığını söyleyen Erhürman, “Adadaki herkes adına da egemenlik kullanıyor. Bizim devreye girmemiz gereken yer burasıdır. ‘Hristodulidis tüm ada adına egemenlik kullanamaz.’ demesi gereken biziz. İki devlet teorisi üzerinden beklediğimiz sürece, bölgedeki gelişmeler kaçınılmaz olarak bizi etkiliyor. Bu durum, bizim bu bölgede özne olup olmayacağımız açısından da olumsuz etkiliyor.” diye konuştu.

Erhürman, Kıbrıs Türk halkının çözüm iradesinin masada olması ve bu iradenin BM’nin kurduğu masaya konması gerektiğini ifade etti. BM kapsamında, Kıbrıs Türk toplum lideri ve Kıbrıs Rum toplum lideri olarak eşit şekilde masaya oturulduğunu kaydeden Erhürman, diyalog ve diplomasinin önemine işaret etti.

– “Önemli olan ‘Biz de varız.’ diyebilmek”

“AB’nin Kıbrıs Özel Temsilcisi Hahn geldiğinde Sayın Tatar ’Görüşmem.’ dedi. ‘AB bu şartlarda tarafsız olamaz.’ dedi. Sizin bunu Sayın Hahn’a doğrudan yüzüne söyleme mecburiyetiniz var.” diyen Erhürman, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın uluslararası alandan adaya gelen biriyle  görüşmemesini eleştirdi.

Bölgedeki gelişmelerin hızla devam ettiğine vurgu yapan Erhürman, “Bu gelişmeler yaşanırken, biz kimseyle görüşmeyen, ‘çözümsüzlük çözümdür.’ diye algılanan bir pozisyonda kendimizi rölantiye almış durumda bekliyoruz. Toz toprak kalkarken de biz yok hükmündeyiz, bitince de öyle olacağız.” dedi.

Bu tablonun içinde, ‘Biz de varız.’ diyebilmenin önemini dile getiren Erhürman, “Kıbrıs adası sadece Hristodulidis’ten ibaret değil. Bunu yüksek sesle telaffuz etmemiz gereken bir dönemdeyiz. Hiç sesimiz çıkmadan, başka bir alemde dolanıyoruz.” ifadelerini kullandı.

Karma evliliklerden doğan çocukların vatandaşlık sorunlarından, mülkiyet konusuna kadar uluslararası topluma anlatacak çok şey olduğunu söyleyen Erhürman, AB Kıbrıs Özel Temsilcisi ile yaptıkları görüşmeye işaret ederek “Şu anki durumun kabul edilebilir olmadığını anlattık.” dedi.

Diplomasinin uzun bir süreç olduğuna dikkat çeken Erhürman, “Kıbrıs Türk halkı tarih boyunca – Denktaş, Talat, Eroğlu, Akıncı dönemlerinde – görüşmemeyi mi seçti? Zaten müzakere masasına oturmuyoruz; o da yetmiyor, buraya gelen insanlarla bile görüşmüyoruz. Bu yöntemin bizi ulaştıracağı toplam sonuç nedir? Maalesef, son dört buçuk yılda yaşadığımız şey görünmez duruma doğru yitiliyoruz.” dedi.

– “Derdim, Kıbrıs Türk halkını dünyayla buluşturmak”

“Benim derdim, Kıbrıs Türk halkını dünyayla buluşturmak.” diyen Erhürman, Kıbrıs Türk halkının hakları temelinde konuşmaya devam edeceklerini söyledi.

AB’nin şu anki konumunu, BM’nin konumu gibi görmediğini vurgulayan Erhürman, şu eleştirilerde bulundu:

“BM nezdinde o masaya oturulduğunda iki toplum lideri eşit konumdadır. AB’ye baktığınızda, ‘Kıbrıs Cumhuriyeti’ AB üyesidir. ‘Kıbrıs Cumhuriyeti, AB üyesi’ diyorsunuz ama şunu fark etmediniz: İspanya da, İtalya da AB üyesi; ama ‘Kıbrıs Cumhuriyeti’nin üyeliği diğer ülkelere benzemiyor. Başlangıçta burasının diğer ülkeler gibi olmadığını biliyordunuz, ama şimdi onlarla aynı muameleyi yapıyorsunuz. Kıbrıs Türk halkını görmezden gelerek yapıyorsunuz. Doğrudan Ticaret Tüzüğü’nü bile geçirmediniz.”

Tartışılmakta olan Schengen konusunda, bu durumdan etkilenecek Kıbrıs Türk halkının görüşünün alınması gerekliliğine dikkat çeken Erhürman, yaptıkları görüşmelerde tüm bu sorunları dile getirdiklerini belirtti.

Türkiye Cumhuriyeti’nin son derece önemli bir coğrafyaya sahip olduğunu, diplomasi ve diyaloğa büyük önem gösterdiğini belirten Erhürman, diplomasi ve diyalogdan başka yol olmadığını vurgulayarak, “Peki biz? Bizler açısından başka bir yolu mu var? Diyalog yolu var ve kullanacağız”. dedi.

– “2004 sonrası neyi anlattıysak, onu anlatmaya devam edeceğiz”

Ersin Tatar’ın “iki devlet” derken ne dediğinin uluslararası toplum tarafından anlaşılmadığını savunan Erhürman, “Sayın Tatar ne diyor, ben de merak ediyorum. Birkaç kez çağrı yaptık: ‘Gelin konuşalım.’ diye. Biz, iki eşit kurucu devleti olan, iki bölgeli, iki toplumlu, siyasi eşitliğe dayalı federasyondan bahsediyoruz. Bu, BM kararları içinde yer alıyor. İki devlet derken Sayın Tatar, bunu da kapsayacak bir şeyden mi bahsediyor? Yoksa tamamen egemenliğin ayrıştığı bir yapıdan mı bahsediyor? Gelsin konuşalım.” dedi.

Tatar’ın savunduğu “tezle” Güney’den çıkan hidrokarbondan vaz mı geçtiğini soran Erhürman, “Türkiye Cumhuriyeti’nin garantörlüğünden vazgeçmem” diyor. Türkiye Cumhuriyeti tüm adanın garantörü. İki ayrı devlet olacaksa, güneyin ayrı bir garantörü olmasından mı bahsediyor?” diye sordu ve şöyle devam etti:

“Ben bu tezi anlamış değilim. Nedir tam olarak Kıbrıs Türk halkının geleceğine dair vizyon? Güney’deki hidrokarbon üzerindeki haklardan Tatar vaz mı geçiyor? Baf’tan, Limasol’dan, Larnaka’dan çıkacak bir şey varsa, ben buralardaki haklarımdan vazgeçmem. Sayın Tatar vazgeçiyorsa vazgeçsin.”

Son dört buçuk yıldır Kıbrıs Türk halkının “kaçan” konumunda olduğunu ileri süren Erhürman, “Hristodulidis söylediklerinde samimiyse, biz geliyoruz ve çözeceğiz. Çözüm istemeyip de ister gibi görünüyorsa, o zaman hazır olsun, maskesi düşecek. Karşısında Kıbrıs Türk halkının çözüm iradesini bulacak. Mülkiyet konusunda 2004 sonrası neyi anlattıysak, onu anlatmaya devam edeceğiz.” ifadelerini kullandı.

TAK/BRT

Devamını Oku

Trending

Reklam