Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Bugün 8 Mayıs Dünya Talasemi Günü…Thalassaemia Derneği: Tek beklentimiz doğru tedavi ve kan bağışı

Published

on

Bugün 8 Mayıs Dünya Talasemi Günü…

1993 yılından beri dünyada kutlanan bu günde; önemli bir halk sağlığı sorunu olan talaseminin gündemde tutulması ve bu sayede toplumun konu ile ilgili bilinçlendirilmesi ve konuya hassasiyetin oluşturulması hedefleniyor.

Thalassaemia Derneği de gün dolayısıyla düzenlediği basın toplantısında, tedavi gören 150 talasemi hastasının tek beklentisinin; “doğru tedavi ve düzenli kan bağışı” olduğunu belirtti.

Thalassaemia Derneği Eğitim Salonu’nda yer alan basın toplantısında konuşan Dernek Başkanı Çiğdem Beşevlerli, 8 Mayıs Dünya Talasemi Günü’nün amacının, talasemiyi topluma hatırlatmak, anlamını ve nasıl önlenebilir olduğu konusunda topluma bilinç kazandırmak olduğunu söyledi.

Dernek olarak hastaların düzenli ve kesintisiz hizmet alması için çalıştıklarını ifade eden Beşevlerli, bu yıl çok coşkulu olmadıklarını çünkü son günlerde dernek çalışmalarında kademe atlayamadıklarını, daha çok sıkıntılarla yıpranıp üzüldüklerini kaydetti.

Beşevlerli, Dernek olarak, aileler, üyeler ve devletin birlikte çalışması ve hastaların kaliteli tedavi alabilmesi için destek istediklerini vurguladı. Beşevlerli, her bireyin kaliteli hayat sürdürmek istediğini belirterek, “Tedavi endişesi yaşamadan bir hayat geçirmeyi diliyoruz” diyerek, 8 Mayıs’ı kutladı.

Dernek Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Varoğlu da, 8 Mayıs’ın farkındalık günü ve kendileri için önemli, anlamlı bir gün olduğunu söyledi.

Varoğlu, bu günün, tedavinin doğru yapılması, kan bağışı ve doğru, yeterli kan verilmesi için farkındalık günü olduğunu belirterek, dernek olarak bu yönde yapılan çalışmaları anlattı.

Bugün ülkede 150 talasemi hastasının tedavi aldığını, protokollere uygun tedavi aldıklarını ancak sıkıntılar olduğunu ifade eden Varoğlu, son dönemde fiyatlarının yüksek olması sebebiyle orijinal ilaçlar yerine muadil ilaçların ülkeye getirilmesi ve ilaçların değiştirilmesi nedeniyle sıkıntı yaşadıklarını belirtti.

Bunu kabul etmediklerini, muadil ilaçlar değil orijinal ilaçları istediklerini ifade eden Varoğlu, yeni doğumlarda talaseminin sıfırlandığını ancak sorunun ortada durduğuna işaret etti.

Afrika uyruklularda da bu yönde bir sıkıntı olduğunu ve bu durumun hem maddi hem manevi kendilerini sıkıntıya soktuğunu ifade eden Varoğlu, denetimlerin daha kontrollü yapılmasını istedi.

Kan bağışının önemine de işaret eden Varoğlu, yeterli düzenli kan için kan donör bağışı gerektiğini, talaseminin sadece bugün değil, diğer 364 gün de ihtiyaç duyduğunu kaydetti.

Varoğlu, kendilerine destek veren herkese teşekkür ederek, “Tek beklentimiz doğru tedavi” dedi.

TAK

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

DAÜ’de “2. Kulvar Diplomasisi – Doğu Akdeniz’de çıkış yolu mu?” başlıklı seminer düzenlendi

Published

on

By

Doğu Akdeniz Üniversitesi Kıbrıs Politikalar Merkezi (DAÜ-KPM) ile DAÜ İşletme ve Ekonomi Fakültesi, Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü iş birliğinde “2.Kulvar Diplomasisi – Doğu Akdeniz’de Çıkış Yolu mu?” başlıklı seminer düzenlendi.

DAÜ’den yapılan açıklamaya göre, seminerin açılış konuşmasını, DAÜ-KPM Araştırma Görevlisi Hatice Savoğlu yaptı.

DAÜ Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü ile DAÜ-KPM Başkanı Prof. Dr. Ahmet Sözen de sunumunda, 1. ve 2. Kulvar Diplomasisi kavramlarını ayrıntılı bir şekilde ele aldı.

Birinci Kulvar Diplomasisinin, devlet temsilcileri tarafından yürütülen resmi diplomatik faaliyetleri kapsadığını belirten Sözen, 2. Kulvar Diplomasisinin ise akademisyenler, sivil toplum kuruluşları ve bireyler aracılığıyla gerçekleştirilen gayri resmi temaslara dayandığını ifade etti. Sözen, 2. Kulvar Diplomasisinin amacının, resmi süreçleri tamamlayıcı nitelikte katkı sunmak olduğunu vurguladı.

Sözen konuşmasının devamında, Türk-Yunan Forumu, Eastern Mediterranean Initiative (Doğu Akdeniz İnisiyatifi) ve DIPLOMEDS gibi 2. Kulvar Diplomasi girişimlerinde edindiği deneyimleri paylaşarak bu tür girişimlerin Doğu Akdeniz’deki çatışmaların çözümüne nasıl katkı sağladığını örneklerle aktardı.

Katılımcı sorularının yanıtlanması ile son bulan seminerde, 2. Kulvar Diplomasisinin farklı coğrafyalardaki çatışma ortamlarında nasıl uygulanabileceğine dair örnekler de sunuldu.

Devamını Oku

Kıbrıs

Arkeolog Müge Şevketoğlu’ndan uyarı: “Su altı buluntularını ellemeyin, bildirin”

Published

on

By

Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi (UKÜ) Öğretim Üyesi, Arkeolog Doçent Doktor Müge Şevketoğlu, gemi enkazı, antik çapa veya çanak çömlek gibi su altı buluntularının ellenmemesini ve süratle eski eserler dairesi, polis veya sahil güvenliğe bildirilmesi uyarısı yaptı.

Bu tür buluntulara özen ve saygıyla yaklaşmanın önemine dikkat çeken Şevketoğlu, “Eserleri çıkarmayın, dokunmayın veya yerinden hareket ettirmeyin” dedi.

Şevketoğlu, TAK’a yaptığı açıklamada, deniz sezonunun başlamasıyla birlikte su altı buluntu ihbarlarının arttığına işaret etti.

Doç. Dr. Şevketoğlu, “Hareket ettirmek eserlere zarar verebilir. Çok değerli tarihi bağlamı bozabilir. Eserleri olduğu gibi bırakmak, uzmanlar tarafından yerinde haritalanıp kayıt edilmesi ve arkeologların oradaki hikayeyi canlandırabilmesi için çok önemlidir” dedi.

Tatlısu Kazı ve Araştırma Projesi başkanlığını da yürüten Doç. Dr. Müge Şevketoğlu, Kıbrıs tarihinin oldukça zengin olduğuna ve denizlerde tarihi kalıntılar bulunduğuna işaret ederek, böyle bir durumla karşılaşılması halinde yapılması gerekenleri şöyle sıraladı:

“GPS koordinatlarını not edin veya konumu bir haritada işaretleyin. GPS yoksa, konumu görünür işaretler ve derinlik kullanarak tanımlayın. Nesneyi ve çevresindeki alanı hiçbir şeyi bozmadan fotoğraflayın. Fotoğraflar uzmanların buluntuyu hızlı birşekilde eğerlendirmesine yardımcı olur. Uzmanlar gelene kadar buluntu eseri koruyun. Başkalarının zarar verici hareketlerde bulunmamaları için onları uyarın. Korumaları için teşvik edin.”

Doç. Dr. Müge Şevketoğlu, su altı buluntu bilgilerinin hiçbir platformda ve hiçbir şekilde paylaşılmamasının önemine de dikkat çekti.

Şevketoğlu, buluntunun eve götürülmesinin suç olduğunu vurgulayarak, şunları ifade etti: “Eserleri yerinden kaldırmak onlara zarar verebilir ve yasadışıdır. Kayaya yapışıksa zaten kırmadan çıkaramazsınız. Çıkardınız diyelim, tuzdan arındırılmadığı için un ufak olacaktır.

Sosyal medyada reklamını yapmayınız. Yerini ifşa edip yayınlamayın. Bu yağmaya yol açabildiği gibi gereksiz yere hem sizin hem başkasının başını derde koyar. Bilgisiz ve düşüncesizce davranan kişileri teşvik edeceği gibi suç işlemelerine neden olursunuz.” Doç. Dr. Şevketoğlu, denizde bir buluntuya rastlanılması durumunda, uygun eğitimi ve izni olmayanların daha derine dalmamasını veya daha fazla araştırma yapmamasını da istedi.

Kültürel mirası korumanın sadece bir tercih değil, önemli bir vatandaşlık görevi olduğunu vurgulayan Şevketoğlu, açıklamasında şunları kaydetti:

“Su altı arkeolojik alanlar, ortak tarihimize ışık tutan eşsiz bilgi kaynaklarıdır. Uygun koruma ve bakım yapılmadan bu alanlara müdahale edilmesi, geri dönüşü olmayan bilgi ve değer kayıplarına yol açar. Buluntuları yetkililere sorumlu bir şekilde bildirmek, geçmişi geleceğe taşımak adına atılacak en doğru adımdır.

Bulduğunuz yer, halihazırda bilinen veya araştırılmayı bekleyen bir alan olabilir. Gelişi güzel yapılacak her müdahale, yıllarca süren bilimsel çalışmaların emeğini bir dakikada yok edebilir. Unutmayın; arkeologlar, geniş bilgi birikimleriyle çalışır.”

UKÜ Öğretim Üyesi ve Tatlısu Kazı ve Araştırma Projesi Başkanı Doç. Dr. Müge Şevketoğlu, 2018’den beridir KKTC sularında deniz araştırmaları ve belgeleme çalışmalarına başkanlık ediyor. Su altında çalışabilen arkeologlar yetiştirdi. Eski Eserler ve Müzeler Dairesi ile de birçok su altı ortak tespit ve belgeleme çalışması yürütüyor. Arkeolog Şevketoğlu akademik çalışmalarının yanında aktif dalgıç ve su altı fotoğrafçısıdır.

Devamını Oku

Kıbrıs

Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu yarın saat 10.00’da toplanacak

Published

on

By

Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu yarın saat 10.00’da toplanacak. Yasama ve denetim görevinin birleştirildiği yarınki oturumun ardından Meclis, tatile girecek.

Meclis İç Tüzüğü’ne göre, Cumhuriyet Meclisi, Temmuz ayının ilk günü başlayan tatilin ardından Ekim ayının ilk iş günü açılır.
Genel Kurul’un yarınki gündeminde “Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı Arasında KKTC’de yapılacak Lefkoşa Yeni Devlet Hastanesi ve Dr. Burhan Nalbantoğlu Sağlık Kampüsü İçerisinde Bulunan Sağlık Yapılarının Renovasyonuna İlişkin Protokolün (Onay) Yasa Tasarısı” bulunuyor.

Kurulda ayrıca Lefkoşa Bağımsız Milletvekili Hasan Tosunoğlu’nun Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması İstemini İncelemek Üzere Oluşturulan Özel Komite’nin raporu da ele alınacak.

– Gündemde 10 tasarı ve öneri var

Meclis’ten yapılan açıklamaya göre, bu öneri ve tasarılar da görüşülecek:

“Yol ve Trafik Suçlarının Davasız Halli ve Ceza Puanı (Değişiklik) Yasa Tasarısı”, “Tapu ve Kadastro Dairesi (Kuruluş, Görev ve Çalışma Esasları) Yasa Tasarısı”, “Yataklı Tedavi Kurumları Dairesi (Kuruluş, Görev ve Çalışma Esasları) (Değişiklik) Yasa Tasarısı”; “İskan, Topraklandırma ve Eşdeğer Mal (Değişiklik No:2) Yasa Önerisi”, “Dijital Dönüşüm ve Elektronik Devlet Kurumu (Değişiklik) Yasa Önerisi”, “Belediyeler (Değişiklik) Yasa Tasarısı”, “Kooperatif Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (Değişiklik) Yasa Tasarısı”, “Polis Örgütü (Kuruluş, Görev ve Yetkileri) (Değişiklik) Yasa Tasarısı”, “Temel Sağlık Hizmetleri Dairesi (Kuruluş, Görev ve Çalışma Esasları) (Değişiklik) Yasa Tasarısı”, “Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol (Değişiklik) Yasa Tasarısı”.

Güncel konuşmalar ve sorular da yarınki gündemde yer alacak.

Devamını Oku

Trending

Reklam