Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Meclis Genel Kurulu, yasama yılının son toplantısını yapıyor

Published

on

Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu, bugün yasama yılının son toplantısını denetim görevini yerine getiriyor. Meclis Başkanı Zorlu Töre başkanlığında saat 13.00 sıralarında toplanan Genel Kurul’da, milletvekillerinin güncel konuşmalarına yer verilmeye devam ediliyor.

TBMM Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Başkanı Mahmut Özer ve heyeti de, saat 16.30 sıralarında Meclis’e giderek oturumu izledi.

-Besim: “Orman Dairesi ciddi bir çöküştedir”

Güncel konuşmalar çerçevesinde söz alan Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Milletvekili Filiz Besim, “Ormanlarımız Kaderiyle Baş Başa Bırakıldı” başlıklı konuşma yaptı.

Doğa olaylarını felakete dönüştürenin insanların tedbirleri zamanında almaması olduğunu vurgulayan Besim, bir ülkenin orman varlığına sahip olduğunun söylenebilmesi için topraklarının yüzde 30’unun orman olması gerektiğini ancak Kuzey Kıbrıs’ta bu oranın yüzde 20’nin biraz üzerinde olduğunu belirtti.

Ülkede yangın çıkma oranının yüksek olduğunu kaydeden Besim, 27 Haziran 1995’te Beşparmak’ta çıkan yangına işaret etti ve o yangında orman alanlarının yüzde 9 civarında yandığını aktardı.

Ormanların kaderine terk edildiği eleştirisinde bulunan Besim, “Orman Dairesi ciddi bir çöküştedir.” dedi ve1995’te Daire’de 27 orman mühendisi varken bugün bu sayının 8’e düştüğünü aktardı.

Orman Dairesi’nin yangınlarla mücadele, ağaçlandırma faaliyetleri ve zararlarla mücadele olmak üzere üç görevi olduğunu kaydeden Besim, Daire’nin görevlerini yerine getiremediğini ve UBP Hükümeti döneminde daha da gerilediğini ifade etti.

Ormanların yangınlar ve çam kese böceği istilaları ile kaybedildiğini, ağaçlandırma faaliyetlerinin de yetersiz olduğunu anlatan Besim, Daire’nin yangınlarla mücadelede de yetersiz olduğunu belirterek, yangın helikopteri eksikliğine işaret etti. Yangınlarda kaybedilen hektarları aktaran Besim, “Bu olaylardan ne kadar ders aldık?” diye sordu ve yangınlara hazır olunmadığı eleştirisinde bulundu.

Besim, ülkenin yangınlara müdahalede profesyonel, organize, daimi ekiplere ihtiyacı olduğunu ve karadan müdahale araçlarının bakımlarının yapılması gerektiğini de vurguladı.

-Arıklı: “Orman Dairesi’nin tüm araçları çalışır vaziyettedir”

Besim’e yanıt vermek üzere söz alan Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Erhan Arıklı, çam kese böceği ile mücadelede önemli adımlar atıldığını belirterek yapılanları anlattı, Orman Dairesi’nin tüm araçlarının çalışır vaziyette olduğunu ekledi.

Türkiye’den kalkan helikopterin de ülkedeki yangına 20 dakikada müdahale edebildiğini anlatan Arıklı, helikopterin burada konuşlanması için de gerekli girişimleri yaptıklarını söyledi.

-Şahiner: “Öğrenci olsaydınız bu yıl size karne bile verilemezdi…”

CTP Lefke Milletvekili Salahi Şahiner ise, “Hükümetin Yıl Sonu Karnesi” konulu güncel konuşma istemi ile kürsüye çıktı.

Yasama yılı sonunda Hükümetin yıl sonu karnesine bakmak istediğini kaydeden Şahiner, “Öğrenci olsaydınız bu yıl size karne bile verilemezdi. Çünkü işlediğiniz disiplin suçları nedeniyle okuldan atılacaktınız.” dedi.

“Ekonomi diptedir.” diyen Şahiner, alım gücünün hiç olmadığı kadar yerlerde olduğunu, üretimin durduğunu ve piyasada denetim yapılmadığını ifade etti ve Hükümeti “belli başlı sermaye gruplarına çıkar sağlamakla” suçladı.

Tarım konusunda ise üreticinin tedirgin olduğunu anlatan Şahiner, yeşillenme hastalığının ülkede tespit edilmediğini, buna rağmen yapılan uygulama ile narenciye bahçelerinin kuruma ve betona dönme riskiyle karşı karşıya olduğu uyarısında bulundu. Şahiner, harnup konusunda Tarım Bakanlığı’nın sessizliğini koruduğu eleştirisini de yaptı.

Eğitimde “rezillikler” yaşandığını söyleyen Şahiner, depreme dayanıklılık konusunda hiçbir ilerleme görünmediğini belirtti. Şahiner, yükseköğrenimde yaşanan “rezilliklerden” dolayı öğrenci sayısının düşmesi halinde ise bu sektörden beslenen sektörlerin zora gireceğini kaydetti.

Enerji konusuna da değinen Şahiner, “Enerji konusu hata kaldırmaz.” diyerek, Kıb-Tek’e yatırım yapılmamasını eleştirdi. “Kıb-Tek’e yatırım yapılmış olsaydı ve AKSA olmadan AKSA’nın makineleri ile de üretim yapılsaydı faturalar yarı yarıya düşerdi.” diyen Şahiner, yapılanı halka ihanet olarak değerlendirdi.

Salahi Şahiner, Kalecik 3 Sözleşmesi’ni ise “1 milyar dolar AKSA’ya akıtmak için imzalanmış bir sözleşme” olarak niteledi.

Yolların da kötü durumda olduğunu kaydeden Şahiner, kazalarda sürücü hatalarının yanı sıra yolların durumunun da etkili olabildiğini söyledi.

-Arıklı: “Kabloyla elektrik ne olursa olsun, ne pahasına olursa olsun buraya gelecek”

Yeniden söz alarak Şahiner’e yanıt veren Bakan Arıklı, “AKSA başımıza bela ise bu belayı başımıza saran sizsiniz” dedi ve Kalecik 2 sözleşmesini eski Başbakan Ferdi Sabit Soyer’in imzaladığını hatırlattı.

2030 yılında jeneratörlerin yasaklanacağını, fuel-oilin artık kullanılmayacağını anlatan Arıklı, “2030’da kullanılması yasaklanacak jeneratörlere biz neden yatırım yapalım?” diye sordu.

“Kabloyla elektrik ne olursa olsun, ne pahasına olursa olsun buraya gelecek. Sudan sonra elektrikte de Anavatan’a bağlanacağız” diyen Arıklı, arz güvenliği sağlandıktan sonra da güneş enerjisinden mümkün olduğunca faydalanacağını ve üretilen fazla enerji satılarak para kazanılacağını anlattı.

Bakan Arıklı’nın konuşması sırasında CTP Milletvekili Sami Özuslu yerinden söz alarak, T&T’nin 92 milyonluk borcunun nasıl ödeneceğine dair detay istedi.

Arıklı, borcun faizlerinin ödenmesi kaydıyla yapılandırılarak ödeneceği tahminini iletti.

Yeniden söz alan Şahiner, Arıklı’ya Kalecik 3 Sözleşmesi’nde kablo ile elektrik geldikten sonra KKTC’de bütün enerjinin kabloyla sağlanacağının yazdığını vurguladı ve bu yüzden güneş enerjisinden faydalanamayacağını söyledi.

-Talat: “Tatar memleketi felakete sürüklüyor”

Ardından CTP Girne Milletvekili Ongun Talat, “Ersin Tatar Felaketi, Mülkiyette Güney Sıkıştırması, Emrullah Bey Karabasanı, KKTC Yargısından Muaf Tutulan TSK Personeli ve Egemen-ci-lik Oynayanlar” konulu güncel konuşmasını yaptı.

Bakan Arıklı’ya “Emrullah Turanlı bu memlekete çökmüştür ve siz en büyük destekçisisiniz” diyen Talat, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’a da eleştiriler yöneltti.

Cumhurbaşkanı’nın katıldığı Meclis oturumunun kapalı olduğunu ancak insanların neler konuşulduğunu bilmeye hakkı olduğunu vurgulayan Talat, Tatar’ın Meclis’te propaganda yapmasının devlet sırrı olmadığını vurguladı.

Tatar’ın memleketi felakete sürüklediğini ve ülkenin başına gelmiş en büyük felaketlerden biri olduğunu” iddia eden Talat, Cumhurbaşkanı’nı sordukları sorulara yanıt vermediği gerekçesiyle de eleştirdi.

Kıbrıslı Türklerin çözüm iradesine tutunduğu sürece kazanımlar elde ettiğini anlatan Talat, “Cumhurbaşkanı’nın çökmüş eski tezleri açılım gibi gündeme getirmeye çalıştığını” söyledi.

Kazada genç birinin ölümüne sebep olan TSK personelinin ülkeden çıkarıldığını kaydeden Talat, bu kişinin hangi mevzuata dayanarak gönderildiğini sordu ve bundan sonra benzer bir durum yaşanmaması için gereken adımların atılmasını istedi.

-Solyalı: “Bu ülkede işlenen suçlar, bu ülkenin mahkemeleri tarafından yargılanır”

CTP Lefkoşa Milletvekili Sayın Ürün Solyalı ise, “T&T ve Hükümet Mensuplarına İhbarname” konulu güncel konuşma istemi ile söz aldı.

Solyalı konuşmasına, “Taş Yapı ile ilgili 59 milyonluk konuya” işaret ederek başladı ve ekim ayında Meclis’in hükümet mensuplarından bazılarının dokunulmazlık zırhlarının kaldırılması ile başlayacağı öngörüsünü ortaya koydu. T&T’nin 92 milyon TL’lik borcunun kaç aylık birikmiş olduğunu soran Solyalı, hükümet yetkililerini birilerine imtiyaz sağlayarak suç işlemekle itham etti.

Ülkede trafikle ilgilenen bir bakan olmadığını kaydeden Solyalı, trafik master planının bütünlüklü olarak ele alınması gereğine vurgu yaptı.

TSK mensubunun karıştığı ölümlü kazaya da değinen Solyalı, Ceza Yasası’na göre, ülkede işlenen suçların ülkenin mahkemeleri tarafından yargılanması gerektiğini aktardı ve hangi mevzuatın hangi maddesine göre bu suçu işleyen şahsın burada yargılamadan gönderildiğini sordu.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Özle Türkel Sosyal Aktivite Merkezi’nin yıl sonu gösterisi yapıldı

Published

on

By

Değirmenlik Akıncılar Belediyesi Özle Türkel Sosyal Aktivite Merkezi’nin (SAM) yıl sonu gösterisi dün yapıldı.

Değirmenlik Akıncılar Belediyesi’nden verilen bilgiye göre, Özle Türkel Sosyal Aktivite Merkezi’ndeki etkinliğe Değirmenlik Akıncılar Belediyesi Başkanı Ali Karavezirler ve bazı milletvekilleri de katıldı.

Etkinlikte Değirmenlik Akıncılar Belediyesi Başkanı Ali Karavezirler ile Cumhuriyetçi Türk Partisi Lefkoşa İlçe Başkanı, Milletvekili Devrim Barçın konuşma yaptı.

Etkinlikte resim, seramik ve ahşap atölyelerinde üretilen çalışmalardan oluşan sergiler de açıldı.

SAM öğrencileri, dans, bale, jimnastik, halk dansları gösterileri sundu.

-Barçın

Cumhuriyetçi Türk Partisi Lefkoşa İlçe Başkanı, Milletvekili Devrim Barçın, Değirmenlik Akıncılar Belediyesi’nin üretim ve eğitim alanında ortaya koyduğu çalışmaların önemini dile getirdi.

Sosyal Aktivite Merkezi’nin sadece aktivite yapılan bir yer olmadığını gördüğünü ifade eden Barçın, sevgi, emek ve umudun da var olduğu merkezde, nice çocukların yetiştirilmesini temenni etti.

-Karavezirler

Değirmenlik Akıncılar Belediyesi Başkanı Ali Karavezirler, Değirmenlik Akıncılar Belediyesi Özle Türkel Sosyal Aktivite Merkezi’nin gurur verici işler başardığını belirterek hem eğitmenlere hem de öğrencilere teşekkür etti.

“Hizmet etmek sevmekle başlar diyorum. Çünkü biz, beldemize severek hizmet ediyoruz, hizmet aşkıyla çalışıyoruz” diyen Karavezirler, bugün de bunun onur ve gururunu yaşadığını söyledi.

SAM’da yer alan seramik ile teknoloji atölyelerinin her geçen gün büyüdüğünü belirten Karavezirler, bilim ve teknoloji merkezinin kurulması için adım atıldığını belirtti.

Karavezirler, Değirmenlik Akıncılar Belediyesi’nin eğitime, kültüre, sanata verdiği öneme işaret ederek, belediyenin öz kaynaklarıyla yapılan okul binası, oyun grubu gibi eserler hakkında bilgi verdi.

Devamını Oku

Kıbrıs

Ertuğruloğlu, İİT Dışişleri Bakanları toplantısına katıldı

Published

on

By

Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, 21-22 Haziran tarihlerinde İstanbul’da düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı’nın (İİT) 51. Dışişleri Bakanları Konseyi (DBK) Toplantısına katıldı.

Tahsin Ertuğruloğlu, “Değişen Dünyada İİT” konu başlığıyla gerçekleşen ve İsrail’in Filistin ve İran’a saldırılarının ağırlıklı olarak gündemi oluşturduğu toplantıda bir de konuşma yaptı.

Ertuğruloğlu konuşmasında, 20 ayı aşkın bir süredir devam eden ve 55 binden fazla Filistinlinin yaşamını yitirmesine neden olan katliamın son bulması için üye ülkelerin ve uluslararası toplumun bir an önce İsrail’i durduracak adımlar atması gerektiğini, geçmişte benzer saldırıları ve acıyı yaşamış Kıbrıs Türk halkının Filistinli kardeşlerinin acısını derinden hissettiğini, uzun yıllardır devam eden Filistin sorununa çözümün, bağımsız ve egemen Filistin devletinin kabülü ve iki devlet esasıyla mümkün olabileceğini ifade etti.

Dışişleri Bakanı Ertuğruloğlu, dün gece Amerika’nın İran’ın nükleer tesislerine yönelik gerçekleştirdiği saldırıların, bir süredir İsrail’in Ortadoğu’daki saldırılarıyla istikrarsızlaşan güvenlik ortamını küresel boyuta taşıyabilecek düzeye getirdiğini, güvensizlik ve istikrarsızlığın ne yazık ki günümüzün düzeni haline geldiğini belirtti.

Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu Kıbrıs konusunda bir uzlaşıya varılamamasının nedeninin bazı kesimlerce iddia edildiği gibi müzakere eksikliğinden değil, uluslararası toplumun Kıbrıs Türk tarafını eşit ortak olarak görmeyi ve egemen eşit ve eşit uluslararası statüye haiz devlet olarak tanımayı reddetmeyi ısrarla sürdürmesi olduğunu belirtti.

Ertuğruloğlu, Ada’da kalıcı ve sürdürülebilir bir uzlaşının mevcut iki devlet gerçeği temelinde sağlanabileceğini vurgulayarak, tarafların egemen eşitliğinin ve eşit uluslararası statüsünün yeniden teyidiyle iki devlet arasında iş birliği yollarının aranabileceğini ifade etti. Bakan Ertuğruloğlu, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 77.BM Genel Kurulu’nda uluslararası topluma yaptığı ve takip eden yıllardaki genel kurullarda yinelediği, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni tanımaları ve diplomatik, siyasi ve ekonomik ilişkiler kurmaları yönündeki çağrısını hatırlatarak, İslam İşbirliği Teşkilatı üyesi ülkelerin bu çağrı doğrultusunda somut adım atmalarını beklediklerini belirtti.

Dışişleri Bakanı Ertuğruloğlu, toplantı çerçevesinde, bazı üye ülke Dışişleri Bakanlarıyla ikili görüşmeler gerçekleştirdi. Ayrıca, İslam İşbirliği Gençlik Formu tarafından Haliç Üniversitesi’nde düzenlenen ve Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a İİGF Büyük Gençlik Ödülü’nün takdim edildiği ödül törenine katıldı.
Bakan Ertuğruloğlu’na toplantı ve temaslarında Müdür/Temsilci Mustafa Davulcu, KKTC İstanbul Başkonsolosu Erek Çağatay ve Üçüncü Sekreterler Begüm Tuncalı ve İsmail Bayramoğlu eşlik etti.

Devamını Oku

Kıbrıs

Hasipoğlu: “İsrail-İran çatışmasına ABD’nin müdahil olmasıyla gelişmeleri endişeyle takip ediyoruz”

Published

on

By

Ulusal Birlik Partisi (UBP) Genel Sekreteri Oğuzhan Hasipoğlu, İsrail-İran çatışmasına Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) müdahil olmasıyla gelişmeleri “endişeyle takip ettiklerini” söyledi

Hasipoğlu, bölgesel gelişmeler ve güncel konularla ilgili yazılı açıklama yaptı.

İran’ın Birleşmiş Milletlerden ABD’nin İran’a saldırısının incelenmesi ve kınanması talebiyle BM Güvenlik Konseyinden (BMGK) “acil oturum” talep ettiğini belirten Hasipoğlu, “Savaştaki füzelerin hedefinin nükleer tesis boyutuna gelmesi, içinde bulunduğumuz coğrafya için daha da endişe verici bir boyuta dönüştürmüştür” dedi.

-BM Güvenlik Konseyi “barış gücü değil izleme konseyi”

BM’nin barış gücü olmaktan artık çıkarak bir izleme konseyine dönüştüğünü söyleyen Hasipoğlu, “ ABD, Rusya gibi büyük devletlerin daimi üye olup veto haklarının olmasından dolayı Güvenlik Konseyinden mazlum halkları koruyacak, yaptırım içeren, önleyici kararlar çıkamamaktadır. Güçlünün haklı olduğu, hiçbir Batılı ya da Müslüman ülkenin kınamanın ötesine geçmediği BM ve Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi toplantılarına şahitlik ediyoruz. Bunu daha önce Bosna’da, en son en acı şekilde Gazze’de Filistinlilerin yaşadıklarıyla ve bu yapıların karar alamadığını görüyoruz” dedi

BM’nin bugün ABD – İsrail müttefikliğinin yaptığı saldırıları izlemekle yetindiğini ve asli görevini yapamadığını ifade eden Hasipoğu , İsrail ile İran arasındaki çatışmaların da 10’uncu gününe girdiği şu günlerde izleyici koltuğunda oturmaya devam ettiğini belirtti.

– “Aynı tecrübeyi Kıbrıslı Türkler olarak bizler de hem sahada hem masada yaşadık”

Hasipoğlu, şu ifadeleri kullandı:

“Aynı tecrübeyi Kıbrıslı Türkler olarak bizler de hem sahada hem masada yaşadık . 1974 öncesi Rum saldırıları karşısında BM’nin izleyici rolü ve alınan güvenlik konseyi kararları ortadadır. Keza, 1979 yılından itibaren başlayan federasyon müzakerelerinde, Rum tarafının uzlaşmaz tutumuna ek olarak , BM’in yapısal bozukluğundan dolayı çözüm de sağlanamamıştır . 1974 öncesinde Rum mezalimliğine tanıklık eden BM, sonraki federasyon görüşme süreçlerinde ise çözüm anlamında masaya getirdiği tüm plan ve önerilerine ‘Evet’ diyen Kıbrıs Türk halkına hak ettiği değeri ve statüyü vermek yerine , ‘Hayır’ diyen tarafın ödüllendirmeye devam etmiştir. Diğer bir ifadeyle BM müzakere süreci ile ilgili bir nihai tespit yapmaktan kaçınmış, hep Rum tarafının istediği şekilde bir çözüm arayışı içerisinde olmaya çalışıp, Rum tarafının içerisinde bulunduğu konfor alnının muhafaza etmesine çanak tutmuştur. Halbuki görüşme süreçlerini hamisi konumunda olan BM, Rum tarafının retçi tavırları sonrasında gerekli kararları alıp, Rum tarafını rahatsız edebilseydi, belki de bizlerin arzu ettiği çözüm modeli bugün hayat bulmuş olacaktı”

-Hakan Fidan’ın son açıklaması

Türkiye Dışişleri Bakanı Fidan’ın İslam İşbirliği Teşkilatı (IIT) mesajını değerlendiren Hasipoğlu, şu ifadeleri kullandı:

“Dünya, özellikle de bölgemiz, iyice ateş çemberine dönerken, Kıbrıs Türk halkının yegane güvencesinin ve en büyük destekçisinin Anavatan Türkiye olduğuna, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın son açıklamalarıyla bir kez daha tanıklık ettik. Hakan Fidan’ın KKTC’nin gözlemci üye olarak yer aldığı İslam İşbirliği Teşkilatı Dışişleri Bakanları Konseyi 51. Oturumu’nun açılışında yaptığı konuşmada, Kıbrıs Türk halkına yer vermesi son derece önemli ve anlamlıdır. Kıbrıs Türk halkının yaşamakta olduğu izolasyon çemberinin aşılması gerektiğine vurgu yapan Hakan Fidan, doğrudan temas çağrısıyla da Anavatan Türkiye’nin milli dava Kıbrıs konusundaki politikasını da dünya kamuoyuna hatırlatmıştır.

Bu vesileyle, haklı davamızın her platformda yankı bulması için sözünü sakınmaktan çekinmeyen Anavatan Türkiye’mize ve Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’a yürekten teşekkür ediyor, İslam İşbirliği Teşkilatı’nın, KKTC ve Kıbrıs Türk halkı ile ekonomik, siyasi, kültürel ilişkilerini daha da artıracağına inanıyoruz”

-“Rum tarafı tüm adanın güvenliğini riske sokuyor “

Hasipoğlu, Kıbrıs Rum liderliği ve Kıbrıs Rum Yönetimi Lideri Hristodulidis’in son dönemde bazı ülkelerle yaptığı askeri anlaşmalar, silahlanma faaliyetleri ve tek taraflı eylemlerinin, Kıbrıs adasının tamamını ciddi bir tehlike altına soktuğunu söyledi.

Hasipoğlu, “Şimdilerde ise Amerika – İsrail yuvalanmasına sahasını açarak tüm adayı riske sokmaktadır. Kıbrıs Türk halkı olarak, Rum tarafının bizleri ortak düşman olarak gören İsrail’den farklı bir zihniyette olmadığını çok iyi biliyoruz. Bundan sonra sıra size gelecek zihniyetinin bir tezahürü olarak, bizi bu adada azınlık olarak gören, eşit kabul etmeyen ve ilk fırsatta, tıpkı Gazze’deki Filistinliler gibi, kendi ana yurdumuzda yok etmeye çalışan acımasız bir zihniyetle karşı karşıyayız” dedi

Hasipoğlu , GKRY’nin limanlarını başta ABD, İsrail ve Fransa olmak üzere birçok ülkeye açtığına dikkati çekerek, “Kıbrıs adası, tam bir barut fıçısı ama bizim halkımızın güvencesi güçlü Türkiye Cumhuriyeti’dir.” diye konuştu.

Gazimağusa’dan görülen füzelere şahitlik eden biri olarak, savaşı yakın hissetmenin kaygı verici olduğunu söyleyen Hasipoğlu, şu ifadeleri kullandı:

“Özellikle Crans Montana başta olmak üzere geçmiş federasyon görüşme süreçlerinde Rum tarafının Türkiye’nin etkin ve fiili garantisinin ve askerinin olmayacağı bir sistemde ısrar ederek masayı devirmesinin sebebini o dönemlerde idrak edemeyenler, şimdi garanti sisteminin önemini daha da iyi anlamalıdırlar. Rum – İsrail zihniyeti, bizleri azınlık gören, bundan sonra da sıra size gelecek zihniyetidir . Bu yüzden geçmişte olduğu gibi bu süreçleri tekrar başlatmak isteyenler, son yıllarda yaşanan savaşları ve soykırımları iyi analiz edip içselleştirmeleri gerekmektedir . Son yıllarda yaşanan gelişmeleri de dikkate alarak Türkiye’nin etkin ve fiili garantisinin devamlılığı UBP’nin kırmızı çizgisi olduğunu bir kez daha belirtir, söz sahibi olduğumuz müddetçe, halkımızın varlığı ve güvenliği için savunmaya devam edeceğimizi vurgularız”

Devamını Oku

Trending

Reklam