Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Uyuşturucuyla Mücadele Komisyonu, çocuk, ergen ve gençlerin karşı karşıya olduğu risklere dikkat çekti

Published

on

Başbakanlık Uyuşturucuyla Mücadele Komisyonu, uyuşturucu madde kullanımı konusunda özellikle çocuk, ergen ve gençlerin karşı karşıya olduğu risklere dikkat çekerek, komisyonun birçok önleyici projeyi yürüttüğünü ve bu projelerle ellerinden gelen gayreti gösterdiğini vurguladı.

Komisyon, 763 lise öğrencisiyle yapılan Avrupa Okul Anketi Projesi, Alkol ve Diğer Uyuşturucular (ESPAD) araştırmasına göre, sigara ve e-sigara kullanımının öğrenciler arasında yaygın olduğunu da bildirdi.

Başbakanlık Uyuşturucuyla Mücadele Komisyonu Başkanı Teyfide Tecel Hatipoğlu, 26 Haziran Dünya Uyuşturucu Kullanımı Mücadele Günü mesajında, madde kullanım alışkanlığındaki artış ve bunun insanlık için büyük bir tehdit oluşturması sebebiyle Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun 1987’de aldığı kararla 26 Haziran’ın “Uluslararası Uyuşturucu Kullanımı ve Kaçakçılığı ile Mücadele Günü” olarak belirlediğini kaydetti.

Hatipoğlu, bu günün amacının uyuşturucusuz temiz bir toplum hedefine ulaşmak ve uluslararası iş birliğini güçlendirmek olduğunu vurguladı.

Başbakanlık Uyuşturucuyla Mücadele Komisyonu Başkanı Teyfide Tecel Hatipoğlu, 26 Haziran Dünya Uyuşturucu Kullanımı Mücadele Günü mesajında, hedeflerinin ülkedeki bağımlılık sorununu önlemek, bilimsel verilere dayalı araştırmalar yapmak, raporlamak, yayın yapmak ve KKTC‘de yaşayan bağımlılıktan mustarip bireylere ve ailelerine eğitim ve psikososyal destek sağlayarak yeniden hayata kazandırmak olduğunu belirtti.

Hatipoğlu, uyuşturucu madde kullanımı konusunda özellikle çocuk, ergen ve gençlerin karşı karşıya olduğu risklere dikkat çekti; Komisyon’un birçok önleyici projeyi yürüttüğünü ve bu projelerle ellerinden gelen gayreti gösterdiklerini ifade etti.

Psikologlar, iyileşme danışmanları, çalışanlar ve birçok gönüllü birey ile Bakanlıklar ve Sivil Toplum Örgütlerinden oluşan geniş bir aile ile mücadele verdiklerini ve katkı koyan herkese minnettar olduklarını anlatan Hatipoğlu, gönüllülerle iş birliği içinde önleme çalışmaları, psikososyal destek programları ve bilimsel çalışmalar yürüttüklerini kaydetti. Hatipoğlu, uyuşturucu madde, internet kullanımı, bilgisayar oyunları, kumar ve alkol bağımlılıklarıyla mücadele çerçevesinde seminerler ve bilinçlendirme organizasyonları düzenlediklerini belirtti.

Denetimli Serbestlik Yasası’ndan faydalanan bireylere bağımlılık eğitimleri, aile bağımlılık farkındalık eğitimleri, gençlere yönelik bağımlılık farkındalık eğitimleri ve ayrıca Alo 1191 Bağımlılık Danışma ve Destek hattıyla 7/24 psikolojik destek sağlandığını vurgulayan Hatipoğlu, komisyonun kapılarının din, dil ve ırk fark etmeksizin herkese açık olduğunu ifade etti.

Başbakanlık Uyuşturucuyla Mücadele Komisyonu bünyesinde oluşturulan Sosyal Uyum Merkezi’ndeki psikososyal destek programları ve alternatif faaliyetlerle yeniden hayata tutunabilmeleri adına destek sağlandığını hatırlatan Hatipoğlu, Komisyon’a başvuran ve bağımlılığından kurtulmak isteyen bireylere ve ailelerine destek kapsamında her bölgede Mahalle Anneleri (MANNE Projesi) önleme çalışmalarına katkı sağladığını anlattı.

– “ALO 1191 Danışma ve destek hattıyla 7/24 hizmet veriyoruz”

Bağımlılığın oluşması durumunda da rehabilitasyon aşamasında mücadelelerini sürdürdüklerini belirten Hatipoğlu, “Bağımlılığın oluştuğu durumlarda da Uyuşturucuyla Mücadele Komisyonu olarak çocuklarımızın, gençlerimizin ve ailelerimizin 7’den 77’ye ihtiyaç duyan herkesin ‘ALO 1191’ Danışma ve destek hattıyla 7/24 hizmet veriyoruz” dedi.

Hatipoğlu, uyuşturucuyla mücadelede bağımlılık sorunu oluşmadan önce aileleri ve bireyleri eğitmenin önemini vurguladı. Bağımlılığın başlaması durumunda ise bu bireylere ve ailelerine psikolojik ve sosyal destek sağlayarak yeniden hayata kazandırılmalarını sağlamaya çalıştıklarını belirten Komisyon Başkanı, çalışmalarıyla bağımlılıklarından kurtulan ve hayata yeniden başlayan bireyleri görmenin büyük mutluluk verdiğini söyledi.

-Kitap hazırlanıyor

Uyuşturucuyla Mücadele Komisyonu ayrıca, “Kuzey Kıbrıs’ta Madde Bağımlılığının Görünümü: Eğilimler, Riskler ve Yanıtlar” kitabının hazırlandığını ve Emanate Publishing Ltd. tarafından temmuz ayında Komisyon adına yayımlanacağını duyurdu.

Kitabın yazarları arasında KKTC Başbakanlık Uyuşturucu ile Mücadele Komisyonu Başkanı Teyfide Tecel Hatipoğlu’nun olduğu belirtildi.

Komisyon açıklamasına göre bu yıl ayrıca, Avrupa Okul Anketi Projesi, Alkol ve Diğer Uyuşturucular (ESPAD) sonuçları da açıklandı. Bu sonuçlar, 2024 yılında Türkiye’den birçok üniversiteden akademisyenlerin katılımıyla düzenlenen bir panelde tartışıldı.

-763 lise öğrencisinin katılımıyla yapılan anketin sonuçları…

Kuzey Kıbrıs’ta alkol, sigara, esrar ve diğer bağımlılık yapıcı maddelerin kullanım yaygınlığı hakkında önemli veriler sunduğu kaydedilen ESPAD raporuyla ilgili özet bilgiler şöyle paylaşıldı:

“ESPAD araştırması kapsamında, Kuzey Kıbrıs’ta 763 lise öğrencisi üzerinde yapılan anket sonuçlarına göre, sigara, e-sigara ve nargile kullanımının yanı sıra esrar ve bonsai gibi maddelerin kullanım oranları incelenmiştir. Araştırmanın bulguları, sigara ve e-sigara kullanımının öğrenciler arasında yaygın olduğunu ve bu maddelere erken yaşta başlamanın, ilerleyen dönemlerde madde kullanımını arttırdığını ortaya koymuştur.

Araştırma, özellikle esrar kullanımının bonsai gibi sentetik kannabinoidlerin kullanımını öngördüğünü ve öğrenciler arasında bu maddelerin kullanım oranlarının arttığını göstermiştir. Bunun yanı sıra, sigara ve e-sigara kullanım yaşının düşmesi ile bu maddelere bağımlılık oranlarının arttığı tespit edilmiştir.”

Başbakanlık Uyuşturucuyla Mücadele Komisyonu, bu veriler ışığında önleme çalışmalarına hız vererek, gençleri ve aileleri bilinçlendirme çalışmalarını sürdüreceğini belirtti.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Ertuğruloğlu, İİT Dışişleri Bakanları toplantısına katıldı

Published

on

By

Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, 21-22 Haziran tarihlerinde İstanbul’da düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı’nın (İİT) 51. Dışişleri Bakanları Konseyi (DBK) Toplantısına katıldı.

Tahsin Ertuğruloğlu, “Değişen Dünyada İİT” konu başlığıyla gerçekleşen ve İsrail’in Filistin ve İran’a saldırılarının ağırlıklı olarak gündemi oluşturduğu toplantıda bir de konuşma yaptı.

Ertuğruloğlu konuşmasında, 20 ayı aşkın bir süredir devam eden ve 55 binden fazla Filistinlinin yaşamını yitirmesine neden olan katliamın son bulması için üye ülkelerin ve uluslararası toplumun bir an önce İsrail’i durduracak adımlar atması gerektiğini, geçmişte benzer saldırıları ve acıyı yaşamış Kıbrıs Türk halkının Filistinli kardeşlerinin acısını derinden hissettiğini, uzun yıllardır devam eden Filistin sorununa çözümün, bağımsız ve egemen Filistin devletinin kabülü ve iki devlet esasıyla mümkün olabileceğini ifade etti.

Dışişleri Bakanı Ertuğruloğlu, dün gece Amerika’nın İran’ın nükleer tesislerine yönelik gerçekleştirdiği saldırıların, bir süredir İsrail’in Ortadoğu’daki saldırılarıyla istikrarsızlaşan güvenlik ortamını küresel boyuta taşıyabilecek düzeye getirdiğini, güvensizlik ve istikrarsızlığın ne yazık ki günümüzün düzeni haline geldiğini belirtti.

Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu Kıbrıs konusunda bir uzlaşıya varılamamasının nedeninin bazı kesimlerce iddia edildiği gibi müzakere eksikliğinden değil, uluslararası toplumun Kıbrıs Türk tarafını eşit ortak olarak görmeyi ve egemen eşit ve eşit uluslararası statüye haiz devlet olarak tanımayı reddetmeyi ısrarla sürdürmesi olduğunu belirtti.

Ertuğruloğlu, Ada’da kalıcı ve sürdürülebilir bir uzlaşının mevcut iki devlet gerçeği temelinde sağlanabileceğini vurgulayarak, tarafların egemen eşitliğinin ve eşit uluslararası statüsünün yeniden teyidiyle iki devlet arasında iş birliği yollarının aranabileceğini ifade etti. Bakan Ertuğruloğlu, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 77.BM Genel Kurulu’nda uluslararası topluma yaptığı ve takip eden yıllardaki genel kurullarda yinelediği, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni tanımaları ve diplomatik, siyasi ve ekonomik ilişkiler kurmaları yönündeki çağrısını hatırlatarak, İslam İşbirliği Teşkilatı üyesi ülkelerin bu çağrı doğrultusunda somut adım atmalarını beklediklerini belirtti.

Dışişleri Bakanı Ertuğruloğlu, toplantı çerçevesinde, bazı üye ülke Dışişleri Bakanlarıyla ikili görüşmeler gerçekleştirdi. Ayrıca, İslam İşbirliği Gençlik Formu tarafından Haliç Üniversitesi’nde düzenlenen ve Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a İİGF Büyük Gençlik Ödülü’nün takdim edildiği ödül törenine katıldı.
Bakan Ertuğruloğlu’na toplantı ve temaslarında Müdür/Temsilci Mustafa Davulcu, KKTC İstanbul Başkonsolosu Erek Çağatay ve Üçüncü Sekreterler Begüm Tuncalı ve İsmail Bayramoğlu eşlik etti.

Devamını Oku

Kıbrıs

Hasipoğlu: “İsrail-İran çatışmasına ABD’nin müdahil olmasıyla gelişmeleri endişeyle takip ediyoruz”

Published

on

By

Ulusal Birlik Partisi (UBP) Genel Sekreteri Oğuzhan Hasipoğlu, İsrail-İran çatışmasına Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) müdahil olmasıyla gelişmeleri “endişeyle takip ettiklerini” söyledi

Hasipoğlu, bölgesel gelişmeler ve güncel konularla ilgili yazılı açıklama yaptı.

İran’ın Birleşmiş Milletlerden ABD’nin İran’a saldırısının incelenmesi ve kınanması talebiyle BM Güvenlik Konseyinden (BMGK) “acil oturum” talep ettiğini belirten Hasipoğlu, “Savaştaki füzelerin hedefinin nükleer tesis boyutuna gelmesi, içinde bulunduğumuz coğrafya için daha da endişe verici bir boyuta dönüştürmüştür” dedi.

-BM Güvenlik Konseyi “barış gücü değil izleme konseyi”

BM’nin barış gücü olmaktan artık çıkarak bir izleme konseyine dönüştüğünü söyleyen Hasipoğlu, “ ABD, Rusya gibi büyük devletlerin daimi üye olup veto haklarının olmasından dolayı Güvenlik Konseyinden mazlum halkları koruyacak, yaptırım içeren, önleyici kararlar çıkamamaktadır. Güçlünün haklı olduğu, hiçbir Batılı ya da Müslüman ülkenin kınamanın ötesine geçmediği BM ve Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi toplantılarına şahitlik ediyoruz. Bunu daha önce Bosna’da, en son en acı şekilde Gazze’de Filistinlilerin yaşadıklarıyla ve bu yapıların karar alamadığını görüyoruz” dedi

BM’nin bugün ABD – İsrail müttefikliğinin yaptığı saldırıları izlemekle yetindiğini ve asli görevini yapamadığını ifade eden Hasipoğu , İsrail ile İran arasındaki çatışmaların da 10’uncu gününe girdiği şu günlerde izleyici koltuğunda oturmaya devam ettiğini belirtti.

– “Aynı tecrübeyi Kıbrıslı Türkler olarak bizler de hem sahada hem masada yaşadık”

Hasipoğlu, şu ifadeleri kullandı:

“Aynı tecrübeyi Kıbrıslı Türkler olarak bizler de hem sahada hem masada yaşadık . 1974 öncesi Rum saldırıları karşısında BM’nin izleyici rolü ve alınan güvenlik konseyi kararları ortadadır. Keza, 1979 yılından itibaren başlayan federasyon müzakerelerinde, Rum tarafının uzlaşmaz tutumuna ek olarak , BM’in yapısal bozukluğundan dolayı çözüm de sağlanamamıştır . 1974 öncesinde Rum mezalimliğine tanıklık eden BM, sonraki federasyon görüşme süreçlerinde ise çözüm anlamında masaya getirdiği tüm plan ve önerilerine ‘Evet’ diyen Kıbrıs Türk halkına hak ettiği değeri ve statüyü vermek yerine , ‘Hayır’ diyen tarafın ödüllendirmeye devam etmiştir. Diğer bir ifadeyle BM müzakere süreci ile ilgili bir nihai tespit yapmaktan kaçınmış, hep Rum tarafının istediği şekilde bir çözüm arayışı içerisinde olmaya çalışıp, Rum tarafının içerisinde bulunduğu konfor alnının muhafaza etmesine çanak tutmuştur. Halbuki görüşme süreçlerini hamisi konumunda olan BM, Rum tarafının retçi tavırları sonrasında gerekli kararları alıp, Rum tarafını rahatsız edebilseydi, belki de bizlerin arzu ettiği çözüm modeli bugün hayat bulmuş olacaktı”

-Hakan Fidan’ın son açıklaması

Türkiye Dışişleri Bakanı Fidan’ın İslam İşbirliği Teşkilatı (IIT) mesajını değerlendiren Hasipoğlu, şu ifadeleri kullandı:

“Dünya, özellikle de bölgemiz, iyice ateş çemberine dönerken, Kıbrıs Türk halkının yegane güvencesinin ve en büyük destekçisinin Anavatan Türkiye olduğuna, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın son açıklamalarıyla bir kez daha tanıklık ettik. Hakan Fidan’ın KKTC’nin gözlemci üye olarak yer aldığı İslam İşbirliği Teşkilatı Dışişleri Bakanları Konseyi 51. Oturumu’nun açılışında yaptığı konuşmada, Kıbrıs Türk halkına yer vermesi son derece önemli ve anlamlıdır. Kıbrıs Türk halkının yaşamakta olduğu izolasyon çemberinin aşılması gerektiğine vurgu yapan Hakan Fidan, doğrudan temas çağrısıyla da Anavatan Türkiye’nin milli dava Kıbrıs konusundaki politikasını da dünya kamuoyuna hatırlatmıştır.

Bu vesileyle, haklı davamızın her platformda yankı bulması için sözünü sakınmaktan çekinmeyen Anavatan Türkiye’mize ve Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’a yürekten teşekkür ediyor, İslam İşbirliği Teşkilatı’nın, KKTC ve Kıbrıs Türk halkı ile ekonomik, siyasi, kültürel ilişkilerini daha da artıracağına inanıyoruz”

-“Rum tarafı tüm adanın güvenliğini riske sokuyor “

Hasipoğlu, Kıbrıs Rum liderliği ve Kıbrıs Rum Yönetimi Lideri Hristodulidis’in son dönemde bazı ülkelerle yaptığı askeri anlaşmalar, silahlanma faaliyetleri ve tek taraflı eylemlerinin, Kıbrıs adasının tamamını ciddi bir tehlike altına soktuğunu söyledi.

Hasipoğlu, “Şimdilerde ise Amerika – İsrail yuvalanmasına sahasını açarak tüm adayı riske sokmaktadır. Kıbrıs Türk halkı olarak, Rum tarafının bizleri ortak düşman olarak gören İsrail’den farklı bir zihniyette olmadığını çok iyi biliyoruz. Bundan sonra sıra size gelecek zihniyetinin bir tezahürü olarak, bizi bu adada azınlık olarak gören, eşit kabul etmeyen ve ilk fırsatta, tıpkı Gazze’deki Filistinliler gibi, kendi ana yurdumuzda yok etmeye çalışan acımasız bir zihniyetle karşı karşıyayız” dedi

Hasipoğlu , GKRY’nin limanlarını başta ABD, İsrail ve Fransa olmak üzere birçok ülkeye açtığına dikkati çekerek, “Kıbrıs adası, tam bir barut fıçısı ama bizim halkımızın güvencesi güçlü Türkiye Cumhuriyeti’dir.” diye konuştu.

Gazimağusa’dan görülen füzelere şahitlik eden biri olarak, savaşı yakın hissetmenin kaygı verici olduğunu söyleyen Hasipoğlu, şu ifadeleri kullandı:

“Özellikle Crans Montana başta olmak üzere geçmiş federasyon görüşme süreçlerinde Rum tarafının Türkiye’nin etkin ve fiili garantisinin ve askerinin olmayacağı bir sistemde ısrar ederek masayı devirmesinin sebebini o dönemlerde idrak edemeyenler, şimdi garanti sisteminin önemini daha da iyi anlamalıdırlar. Rum – İsrail zihniyeti, bizleri azınlık gören, bundan sonra da sıra size gelecek zihniyetidir . Bu yüzden geçmişte olduğu gibi bu süreçleri tekrar başlatmak isteyenler, son yıllarda yaşanan savaşları ve soykırımları iyi analiz edip içselleştirmeleri gerekmektedir . Son yıllarda yaşanan gelişmeleri de dikkate alarak Türkiye’nin etkin ve fiili garantisinin devamlılığı UBP’nin kırmızı çizgisi olduğunu bir kez daha belirtir, söz sahibi olduğumuz müddetçe, halkımızın varlığı ve güvenliği için savunmaya devam edeceğimizi vurgularız”

Devamını Oku

Kıbrıs

Gazimağusa Limanı’nda çöken yolun altında içinde tarihi eserler bulunan mezar olduğu düşünülen mağara bulundu

Published

on

By

Gazimağusa Limanı’nda yolun çökmesiyle toprak altında kalan tarih de gün yüzüne çıktı.

Eski Eserler ve Müzeler Dairesi Müdürü Emine Emel Ziba konuyla ilgili BRT Gazimaĝusa muhabirine bilgi verdi.

Ziba, yolun bir bölümünde çökme olduğuna dair arandığını ifade ederek, Eski Eserler ve Müzeler Dairesi Gazimağusa Bölge Sorumlusuna bilgi verdiğini dile getirdi.

Teknik kurul tarafından incelemeler yapıldığını belirten Ziba, açığa çıkan mağaranın içerisinde tarihi eserlerin de bulunduğu bir mezar olduğunun düşünüldüğünü vurguladı.

Bölgede gerekli güvenlik önlemlerinin alındığını belirten Ziba, Pazartesi itibariyle kazı çalışmalarına başlanacağını sözlerine ekledi.

Devamını Oku

Trending

Reklam