Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Özerdağ’dan BRT’ye açıklama:“Yargı bağımsızlığı bizim için en önemli unsurlardan birisidir”

Published

on

Yüksek Mahkeme Başkanı Bertan Özerdağ BRT’ye değerlendirmelerde bulundu.

Yargı bağımsızlığının Anayasa ile güvence altına alınmış olduğuna işaret eden Özerdağ, yargıçların karar verirken herhangi bir baskı, telkin ya da tehdit altında olmamasının anayasal olarak sağlandığını söyledi.

“Yargı bağımsızlığı bizim için en önemli unsurlardan birisidir” diyen Özerdağ, tarafsızlığın da yargı bağımsızlığının devamı olduğunu vurguladı.

Özerdağ, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde yargının yıllardır en fazla güvenilen kurum olduğuna işaret ederek, yapılan anketlerde ve gerçekleştirilen diğer tüm araştırmalarda yargıya olan güvenin en üst seviyede olduğunun görüldüğünü kaydetti.

Bu durumun memnuniyet verici olduğunu ifade eden Özerdağ, “yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı sağlandığı müddetçe bu güvenin aynı şekilde devam edeceği inancındayız” dedi.

Özerdağ, yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığının en önemli unsur olduğunun altını bir kez daha çizdi.

Kıbrıs Türk toplumunun hukuka olan inanç ve saygısının yıllardır devam ettiğini ifade eden Özerdağ, bu durumun ülke yargısının gelişimine ve daha iyi hakimlerle avukatların yetişmesine büyük katkısı olduğunu söyledi.

Özerdağ, kaza mahkemelerindeki yargıç sayısında mahkemeler yasasındaki düzenleme ile değişikliğe gidilebileceğini ve zaman zaman bu yönde düzenlemeler yapıldığını, ancak yüksek mahkeme yargıç sayısının anayasa ile belirlendiğini ve bunun değişebilmesi için mutlaka anayasa referandumuna ihtiyaç duyulduğunu kaydetti.

Ülke nüfusundaki ve diğer yapılardaki gelişmelere rağmen Yüksek Mahkeme yargıç sayısının anayasanın kabul edildiği 1983 yılından bu yana aynı kaldığını anımsatan Özerdağ, bu yönde bir değişikliğe gidilmesi için geçmişte iki kez gidilen referandumların farklı nedenlerle başarısız olduğunu söyledi.

“Yüksek Mahkeme yargıç sayısının artırılması bir ihtiyaçtır” diyen Özerdağ, istinaf ve idari davaların hızlı bir şekilde sonuçlanabilmesi için daha fazla yargıca gerek duyulduğunu; Yargıtay Aile ve Yargıtay Ceza davalarının sayısı bini aşmış olmasına rağmen sadece 3 yargıç ile yürütüldüğüne işaret etti.

Özerdağ, ileriki dönemde uygun bir zamanda Yüksek Mahkeme olarak referandumu gündeme almak niyetinde olduklarını belirterek, “Yüksek Mahkeme yargıç sayısını artırmak ve toplumumuzun da desteğini alarak yeni bir Yüksek Mahkeme teşkilatı oluşumu yapmak niyetindeyiz” dedi.

Ülkede kriminal vakaların sayısında ciddi bir artış yaşandığına dikkat çeken Özerdağ, suçların çeşitliliğinde de artış gözlemlendiğini söyledi.

Özerdağ, bu durumun mahkemelerdeki ceza davalarındaki yoğunluğun artmasına yol açtığını ifade etti ve artan dava sayıları karşısında yargıç sayılarında da artırıma gidildiğini kaydetti.

Ülkedeki yabancı sayısının artması ve ekonomik faaliyetlerin gelişmesiyle çeşitli alanlardaki çeşitli farklılıktaki suçların mahkemelere yansımaya başladığına işaret eden Özerdağ, ceza davalarının gözle görülür bir şekilde arttığına vurgu yaptı.

Ceza yasalarında zaman zaman güncelleme yaşandığını ifade eden Özerdağ, “genel itibarıyla yasalarımızın güncellenmesi bakımından iyi durumdayız” dedi.

Özerdağ,mahkemelerin huzuruna gelen davaları inceleyen ve tarafsız bir şekilde karara bağlayan bir makam olduğunun altını çizerek, “geçmişte bir çok konu mahkemelere intikal ettirilmemekteydi veya mahkemenin gündemine gelmemekteydi. Şu anda ülkemizde artık her konuyla ilgili gerekli tahkikatlar yapılmakta, polis tahkikatı tamamlandıktan sonra savcılık tarafından mahkemeye intikal ettirilmektedir. Mahkemeler de bu konularda gerekli yargısal işlemlerini yapıp kararlarını vermektedir. Bu da halkımız tarafından görülen ve güvenin de sağlanmasına en büyük etken olan hususlardan biridir. Bir suç işleyen ya da kural tanımayan bir kişinin mahkemeye intikal edip ceza alması caydırıcılık ve ibret vererek toplumun suçtan arındırılmasında bir faktör oluşturmaktadır” şeklinde konuştu.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Güzelyurt’ta Avrupa Birliği Yardım Programıyla ilgili tanıtım etkinlikleri yapıldı

Published

on

By

Avrupa Birliği Bilgi Merkezi, Avrupa Birliği Yardım Programı kapsamında Kıbrıs Türk toplumuna sunulan destekleri tanıtmak amacıyla Güzelyurt’ta tanıtım etkinliği düzenledi.

Avrupa Birliği Bilgi Merkezi’nden verilen bilgiye göre, AB Yardım Programı Tanıtım Gününde Avrupa Birliği tarafından finanse edilen mevcut projeler yanında planlanan projeler hakkında da bilgi verildi. Tanıtım gününün ilk bölümünde bilgilendirme oturumu düzenlendi. Oturumda, tarım, burs programları, KOBİ’ler ve sivil toplum kuruluşlarına yönelik destekler hakkında sunumlar yapıldı.

Avrupa Komisyonu Kıbrıs Çözüm Destek Birimi İş Birliği Müdürü Stefan Simosas, açılışta Avrupa Birliği’nin Kıbrıs Türk toplumuna verdiği desteğin kapsamı hakkında bilgi verdi.

Tanıtım Gününün ikinci bölümü Güzelyurt Portakal Festivali kapsamında açık alanda yapıldı. Festival alanında AB destekleri hakkında bilgi vermek maksadıyla “AB Köşesi” ismiyle tezgahlar kuruldu.

Kıbrıs Türk toplumuna yönelik AB Yardım Programı, Avrupa Birliği’nin Kıbrıs Türk toplumunun gelişimini destekleme çabalarının temel taşlarından biri olduğunu, Programın, bir yandan Kıbrıs Türk toplumunun ekonomik koşullarını iyileştirmeyi, diğer yandan da Kıbrıs Rum ve Kıbrıs Türk toplumunu arasında iş birliğini geliştirmeyi amaçladığı belirtildi.

Devamını Oku

Kıbrıs

Öztürkler : KKTC Türk dünyasının kopmaz bir parçası

Published

on

By

Cumhuriyet Meclisi Başkanı Ziya Öztürkler, Türkiye Büyük Millet Meclisi Parlamentolar Arası KKTC Dostluk Grubu üyeleri, Türkiye’den milletvekilleri, siyasetçi, bürokrat, sanatçı ve gazetecilerden oluşan bir heyetle Gazimağusa’da bir araya geldi.

Cumhuriyet Meclisi Başkanlığı’ndan verilen bilgiye göre, etkinliğe Cumhuriyet Meclisi Parlamentolar Arası KKTC – Türkiye Dostluk Grubu Başkanı UBP Gazimağusa Milletvekili Resmiye Eroğlu Canaltay, Başkan Yardımcısı CTP Gazimağusa Milletvekili Erkut Şahali , Dostluk Grubu Üyesi YDP Lefkoşa Milletvekili Talip Atalay, UBP Gazimağusa Milletvekili Oğuzhan Hasipoğlu ve Meclis Genel Sekreteri Seral Fırat da katıldı.

Cumhuriyet Meclisi Başkanı Ziya Öztürkler, etkinlikte yaptığı konuşmada, Kıbrıs meselesinin hem KKTC hem de Türkiye Cumhuriyeti açısından milli bir dava olduğunu söyleyerek, “Farklı siyasi görüşler olsa da ortak payda Kıbrıs Türk halkının haklarının korunması ve daha ileriye taşınmasıdır’” dedi.

Kıbrıs Türk halkının tarih boyunca ana vatan Türkiye ile birlikte tüm milli mücadelelerde yer aldığını ve bayrağına, dinine, manevi değerlerine her zaman sahip çıktığını belirten Öztürkler, bu sahiplenmenin kararlılıkla sürdürüleceğini belirtti.

Yaklaşık on gün önce Kazakistan’da gerçekleştirilen Türk Devletleri toplantılarına katıldığını hatırlatan Öztürkler: “Orada, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Türk dünyasının kopmaz bir parçası olduğunu bir kez daha ifade ettim. Bu konuda özellikle Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın çok büyük katkıları vardır. Her platformda KKTC’nin tanınması, ekonomik iş birliklerinin kurulması ve Türk dünyasına entegrasyonu için önemli adımlar atılmaktadır” ifadelerini kullandı.

Toplantılarda, dostluk gruplarının kurulmasının önemine de değinen Öztürkler, “Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan gibi kardeş ülkelerle Cumhuriyet Meclisimiz arasında dostluk gruplarının kurulmasını önerdim. Bu tür gruplar, ilişkilerin daha sağlam ve doğru bir zemine oturmasını sağlayacak, halkımızın haklı davasının doğru anlatılmasına da ciddi katkılar sunacaktır” dedi.

-Canaltay

UBP Gazimağusa Milletvekili ve Cumhuriyet Meclisi Parlamentolar Arası KKTC – Türkiye Dostluk Grubu Başkanı Resmiye Canaltay da Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile Türkiye Cumhuriyeti arasındaki ilişkinin sadece diplomatik ya da siyasi bir dostlukla sınırlı olmadığını, tarihten gelen güçlü bir kader birliği olduğunu söyledi.

Yaşanan gelişme ve çatışmaların, dostlukların, dayanışmanın ve ortak değerlerin önemini bir kez daha gözler önüne serdiğini belirten Canaltay, özellikle savaşların ve krizlerin insanlığı derinden etkilediği bir çağda, Kuzey Kıbrıs ile Türkiye arasındaki birlikteliğin daha da kıymetli hale geldiğini ifade etti.

-Şahali

CTP Gazimağusa Milletvekili ve Cumhuriyet Meclisi Parlamentolar Arası KKTC – Türkiye Dostluk Grubu Başkan Yardımcısı Erkut Şahali ise Türkiye ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti arasındaki ilişkilerde karşılıklı saygının esas alındığı güçlü bağların sadece kurumsal düzeyde değil, kişiler arası düzeyde de pekiştirildiğine dikkat çekti.

Türkiye Dostluk Grubu’nun her iki ülkede de toplumların birbirini daha doğru anlayabilmesi adına yoğun bir çaba gösterdiğini ifade eden Şahali, bu çabanın Meclisler arası ilişkilerin derinleşmesine de katkı sağladığını belirtti.

-Erdem

TBMM Parlamentolar Arası Türkiye -KKTC Dostluk Grubu Başkanı Konya Milletvekili Orhan Erdem de, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde partiler arasında farklı görüşler ve eleştirilerin olabileceğini ancak konu Kuzey Kıbrıs olduğunda bu ayrılıkların bir kenara bırakıldığını ifade etti.

“Arkadaşlarımızın önergeleri olur, eleştirileri olur ama bunlar hep daha iyisini yapmak adınadır. Kuzey Kıbrıs’a dönük bir konuda Türkiye’de muhalefet bir olmaz” diyen Erdem, KKTC Dostluk Grubu Başkanı olarak bu yapının bir parçası olmaktan onur duyduğunu söyledi.

Tanınma konusuna da değinen Erdem, uluslararası sistemin çifte standartlarla dolu olduğuna işaret ederek, Filistin örneğini verdi. Erdem, “Tanınmak elbette önemli ancak bugün 155 ülke tarafından tanınan Filistin’in halini hep birlikte görüyoruz. Kadınların ve çocukların da aralarında olduğu 54 binden fazla insan hayatını kaybetti. Birleşmiş Milletler kararlarının, hukukun üstünlüğünün ve insan haklarının nasıl hiçe sayıldığını izliyoruz” ifadelerini kullandı.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin ise Türkiye’nin desteği sayesinde güvende olduğunu belirten Erdem, “Kuzey Kıbrıs’a kimse dokunamaz. Sadece Türkiye tarafından tanınsa bile bu ona bir dokunulmazlık sağlar. 1974’te nasıl birlikte mücadele ettiysek, her zaman birlikte olmaya devam edeceğiz” diyerek konuşmasını tamamladı.

-Erbaş

TBMM Parlamentolar Arası Türkiye -KKTC Dostluk Grubu Üyesi MHP Kütahya Milletvekili Ahmet Erbaş ise, KKTC ile Türkiye arasındaki ilişkilerin güçlendirilmesi gerektiğini söyledi.

KKTC’ye yıllık yaklaşık 5 milyon kişinin giriş çıkış yaptığını belirten Erbaş, bu rakamın yaklaşık 2 milyonunu Türk vatandaşlarının oluşturduğunu söyledi.

Buna rağmen iki taraf arasında yeterli düzeyde bir iletişim sağlanamadığına dikkat çeken Erbaş, “Maalesef iki tarafın arasında bir iletişim kopukluğu ya da birbirini anlayamama veya bilmeme noktasında eksikliğimiz var” ifadelerini kullandı.

Bu eksikliğin yalnızca siyasetçilerin değil, iş insanlarından sanatçılara kadar toplumun tüm kesimlerinin ortak sorumluluğu olduğunu belirten Erbaş, “Aklınıza kim gelirse; hepimizin bu konuda sorumluluğu var. Daha sıkı bağlar kurmamız lazım. Bu tip organizasyonların da buna vesile olacağına inanıyorum” dedi.

-Dinçer

CHP Ankara Milletvekili TBMM Parlamentolar Arası Türkiye -KKTC Dostluk Grubu Üyesi Semra Dinçer iki ülke arasındaki bağların yalnızca diplomatik düzeyde değil, duygusal ve kültürel açıdan da güçlü bir kardeşlik temeline dayandığını vurguladı.

Dinçer, “Grubumuzda da her zaman dile getiriyorum; bu bir dostluk grubu değil, bu bir kardeşlik grubudur.” ifadelerini kullandı.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları için bir kırmızı çizgi olduğunu dile getiren Dinçer, “KKTC her zaman her Türk vatandaşının kırmızı çizgisidir. Biz bu kırmızı çizgi noktasında yapabileceğimiz ne varsa her şekilde hazırız.” şeklinde konuştu.

-Paçacı

TBMM Parlamentolar Arası Türkiye -KKTC Dostluk Grubu Üyesi İyi Parti İstanbul Milletvekili Mustafa Cihan Paçacı ise Kıbrıs meselesinin Türkiye’nin dış politikasındaki değişmez önceliklerinden biri olduğunu vurguladı.

Hangi hükümet iktidara gelirse gelsin Kıbrıs’ın Türkiye için bir “kırmızı çizgi” olduğunu belirten Paçacı, “Kıbrıs Türk halkının varlığı, güvenliği ve eşit siyasi haklara sahip olması konuları Türk dış politikasının temel taşlarındandır” dedi.

Paçacı, Kıbrıs Barış Harekâtı’nın üzerinden geçen yaklaşık yarım yüzyıla rağmen istenilen siyasi çözüme henüz ulaşılamadığını ancak Türkiye’nin diplomatik çabalarının kararlılıkla sürdüğünü dile getirdi. Paçacı, Kıbrıs konusunun milli bir dava olarak ele alınması gerektiğinin altını çizdi.

-Aksakal

Demokratik Sol Parti Genel Başkanı Mehmet Önder Aksakal da küresel emperyalizmin bölgede yürüttüğü yeni sınır ve devletçilik düzenlemeleri karşısında KKTC’nin önemli olduğunu belirtti.

Aksakal “Kendisini Türk hisseden, bu topraklara ait hisseden herkesin tartışmasız olarak KKTC’nin egemenliğine sahip çıkması gerekmektedir. Bu yalnızca bir sorumluluk değil, bir vatan borcudur,” dedi.

DSP’nin Kıbrıs konusundaki tutumunun net olduğunu belirten Aksakal, bu duruşun köklerinin Kıbrıs Türk halkının önderlerinden Dr. Fazıl Küçük, Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, “Kıbrıs Fatihi” olarak anılan merhum Başbakan Bülent Ecevit ve dönemin Başbakan Yardımcısı Necmettin Erbakan’ın tarihi mücadelesine dayandığını ifade etti.

Aksakal, “Bugün bizler, o büyük liderlerin bıraktığı yoldan yürümeye devam ediyoruz. Onların izinde olmak bizler için hem bir onur hem de bir görevdir” dedi.

Devamını Oku

Kıbrıs

Meclis Başkanı Öztürkler: “Uluslararası adalet çifte standartlarla işliyor”

Published

on

By

Cumhuriyet Meclisi Başkanı Ziya Öztürkler, bu sabaha karşı İran’a yönelik gerçekleştirilen son saldırıyı kınadı. Öztürkler, bu eylemin uluslararası adalet sistemindeki çarpıklığın ve çifte standartların açık bir göstergesi olduğunu belirtti.

Öztürkler yaptığı yazılı açıklamada, Orta Doğu’daki sıcak çatışmaların küresel bir tehdide dönüştüğüne dikkat çekerek, sözde insan haklarını savunan devletlerin yalnızca kınamakla yetindiklerini, somut adım atmadıklarını kaydetti.

Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’ni de eleştiren Öztürkler, Rum tarafının Kıbrıs Türk halkına karşı yıllardır sürdürdüğü dışlayıcı ve ayrımcı politikaların barış yerine gerilimi beslediğini söyledi.

Türkiye’nin kararlı duruşu ve desteği olmasaydı, benzer saldırıların Kıbrıs Türk halkının da başına gelebileceğini belirten Öztürkler, bunun en son örneğinin Gazze’de yaşandığına işaret etti.

-“Kendimizi artık Birleşmiş Milletler’in adaletine bırakamayacağımızı bir kez daha görmüş olduk”

Gazze ve İran’a yönelik saldırılarda Birleşmiş Milletler’in etkisiz kaldığını ifade eden Öztürkler, “BM artık sembolik bir unsur haline gelmiştir. İşlevselliğini büyük ölçüde yitirmiştir” dedi.

KKTC olarak adaletin yalnızca güçlülerin değil, tüm halkların hakkı olduğunu savunduklarını belirten Öztürkler, “Kendimizi artık Birleşmiş Milletler’in adaletine bırakamayacağımızı bir kez daha görmüş olduk” dedi.

Devamını Oku

Trending

Reklam