Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Valensiya üreticilerine duyuru

Published

on

Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanlığı, dalında kalan Valensiya portakal ürününün tespit çalışmalarının sürdüğünü açıkladı.

Bakanlık açıklamasında, Valensiya ürünü bulunan ve kendisine ulaşılamayan üreticilerin, rekolte tespit çalışmalarının tamamlanması için Güzelyurt Tarım Dairesi’ne bilgi vermesi istendi.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Birkibris.com

Published

on

By

HP Genel Başkanı Kudret Özersay, 21 Aralık 1963 gecesinin Kıbrıslı Türklerin belleğinde en uzun, en zor ve en soğuk gece olarak yer ettiğini ifade etti.

O geceyle birlikte başlayan gettolarda yaşam, zorunlu göçler, güvenlik kaygıları ve kayıpların 11 yıl boyunca sürdüğünü belirten Özersay, bunun toplum üzerinde derin bir iz bıraktığını söyledi.

Bu yaşanmışlıkların yok sayılmasının kabul edilemez olduğunu dile getiren Özersay, empati eksikliğine dikkat çekti ve tarihle yüzleşmenin önemini hatırlattı.

Tüm şehitleri saygı ve rahmetle andığını da sözlerine ekledi.

Devamını Oku

Kıbrıs

Birkibris.com

Published

on

By

Başbakan Ünal Üstel, Milli Mücadele ve Şehitler Haftası dolayısıyla bir mesaj yayınladı.

Başbakan Ünal Üstel’in açıklaması şöyle;

 

‘‘Kıbrıs meselesi bir günde doğmadı.

Bir masada başlamadı.

 

Kıbrıs Türk halkının varoluş mücadelesi ve devletleşme süreci, tarihe altın harflerle geçmeyi hak eden bir mücadeledir.

 

Kıbrıs’ta Türklerin devletleşme süreci; Genel Komite’den Geçici Türk Yönetimi’ne, ardından Türk Yönetimi’ne; Otonom Türk Yönetimi’nden Kıbrıs Türk Federe Devleti’ne ve nihayetinde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne uzanan uzun, zorlu ve ağır bedeller ödenmiş bir tarihsel yürüyüştür.

 

1963 yılında Kıbrıs Türk halkına yaşatılan acıların ardından fiilen dağılan Kıbrıs Cumhuriyeti sonrasında, 1968 yılında Beyrut’ta başlayan ve daha sonra Kıbrıs’ta devam eden görüşmeler, iki taraf arasındaki zihniyet farkını daha ilk günden açıkça ortaya koymuştur.

 

Türk tarafı eşitlik, onur ve güvenliğe dayalı bir ortaklık arayışındayken; Rum tarafı Kıbrıs Türklerini hiçbir zaman eşit bir halk olarak görmemiştir.

 

Onların anlayışına göre Kıbrıs Türkleri bir “azınlık”tı ve azınlıklara eşit hak verilemezdi.

 

Bu zihniyet hiç değişmedi.

 

15 Temmuz 1974’te Yunan cunta yönetimi ve EOKA mensupları tarafından Makarios’a karşı gerçekleştirilen darbe ile başlatılan adanın Yunanistan’a ilhak süreci, yüzyıllardır zihnin arka planında var olan gerçek niyeti açık biçimde gözler önüne sermiştir.

 

Darbecilerle Makarios arasındaki fark hedefte değil, yöntemdeydi.

 

Hedef aynıydı: Enosis.

Yani Kıbrıs’ın Yunanistan’a bağlanması.

 

Bu noktada Türkiye, uluslararası anlaşmalardan kaynaklanan garantörlük haklarını kullanarak 20 Temmuz 1974 sabahı Barış Harekatı’nı başlatmıştır.

 

Bu harekat, Kıbrıs Türk halkının yok edilmesini önlemekle kalmamış; adaya barışı, Yunanistan’a ise demokrasiyi getirmiştir.

 

Bugün bazı çevreler Türkiye’yi “işgalci” olarak göstermeye çalışsa da tarihsel gerçekler örtülemeyecek kadar açıktır.

 

Nitekim Makarios dahi, 21 Temmuz 1974’te Birleşmiş Milletler’de yaptığı konuşmada darbenin ve işgalin kaynağının Yunanistan olduğunu açıkça ifade etmiştir.

 

Barış Harekatı’ndan sonra görüşmeler yeniden başlamış; olası bir federasyon çözümüne iyi niyetle yaklaşılarak 1975 yılında Kıbrıs Türk Federe Devleti ilan edilmiştir.

 

Ancak Rum tarafı bu aşamada da uzlaşmayı değil, dayatmayı tercih etmiştir. Onlara göre Kıbrıs Cumhuriyeti Rum devletine dönüşmüştür ve Türkler bu yapının içine “yama” edilmelidir.

 

Türk tarafı, görüşme masalarında Rum tarafının dayatmalarına mahkum olmamak; kendi varlığını, egemenliğini ve özgürlüğünü korumak amacıyla self determinasyon hakkını kullanmış ve 15 Kasım 1983’te Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni ilan etmiştir.

 

KKTC, Kıbrıs Türk halkının mücadelesinin yalnızca bir sembolü değil; aynı zamanda onun teminatıdır.

 

Sonraki yıllarda görüşmeler farklı adlar ve formatlarla sürmüş; ancak Rum–Yunan ikilisinin değişmeyen uzlaşmaz tutumu nedeniyle hiçbir süreç kalıcı bir sonuca ulaşamamıştır.

 

2004 yılının Nisan ayında Annan Planı referandumunda Türk tarafı “evet” derken, Rum tarafı “hayır” demiştir.

 

Buna rağmen Kıbrıs Türk halkına verilen sözlerin tek bir tanesi bile yerine getirilmemiş; haksız, hukuksuz ve insanlık dışı ambargolar ile baskılar devam etmiştir.

 

Bugün gelinen noktada gerçek açıktır:

Sorun, müzakere eksikliği değil; niyet eksikliğidir.

Sorun, diyalog eksikliği değil; eşitliği reddeden bir zihniyettir.

 

Kıbrıs Türk halkı, geçmişte olduğu gibi bugün de varlığını, iradesini ve devletini koruma kararlılığındadır.

 

Tarih; kimin uzlaşıdan kaçtığını, kimin barış için bedel ödediğini zaten kayda geçirmiştir.

 

Bu nedenle özellikle gençlerimiz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne dört elle sarılmalıdır. Kurduğumuz cumhuriyetin eksikleri var mıdır? Ülkemizde yaşadığımız sıkıntılar var mıdır? Elbette vardır.

 

Ancak her şeyin üzerinde bir gerçek vardır:

Bizim bir devletimiz vardır.

Güven içinde yaşadığımız bir devlet.

 

Eksikleri hep birlikte gidereceğiz, hatalar varsa onları da birlikte düzelteceğiz. Ama devletsiz kalamayız, yaşayamayız, var olamayız. Kimsenin devletinde sığıntı olarak da yaşayamayız.

 

Dünyada devlet kurma onuruna erişmiş tüm saygın halklar gibi; devletimize, egemenliğimize, eşitliğimize ve özden gelen haklarımıza sahip çıkmaya devam edeceğiz.’’

 

Devamını Oku

Kıbrıs

Birkibris.com

Published

on

By

Cumhurbaşkanlığı’nda yer alan ve yaklaşık bir buçuk saat süren toplantının ardından Demokrat Parti (DP) Genel Başkanı Fikri Ataoğlu, Yeniden Doğuş Partisi (YDP) Genel Başkanı Erhan Arıklı, Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP) Genel Başkanı Zeki Çeler, Halkın Partisi (HP) Genel Başkanı Kudret Özersay ve Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Başkan Sıla Usar İncirli sırasıyla basına açıklamalarda bulundu.

Halkın Partisi (HP) Genel Başkanı Kudret Özersay da, toplantıda Cumhurbaşkanı’nın son çalışmalarının geniş bir perspektiften ele alındığını kaydederek, Halkın Partisi olarak Kıbrıs meselesine ilişkin pozisyonlarını kamuoyuyla daha önce paylaştıklarını, bu doğrultuda riskli gördükleri kısımları Cumhurbaşkanı Erhürman’a ilettiklerini belirtti.

“Hepimiz aynı gemideyiz. Bizim için önemli olan Kıbrıs Türk halkının haklarıdır. Bugün de iki tarafın sunmuş olduğu maddeler üzerinden gittik.” diyen Özersay, bunun yanında, yargı süreçlerinin hızlanabilmesi için Anayasa değişikliği ve seçim gibi başlıkların da üzerinden geçildiğini söyledi.

Özersay, soru üzerine, bir müzakere veya görüşme ortamının oluşabilmesi için Kıbrıs Rum liderliğinin Kıbrıs Türk halkını görmezden geldiği yaklaşımlara son vermesinin aşikar olduğunu ifade ederek, son günlerde kamuoyuna yansıyan gelişmeleri uzlaşmacı bir yaklaşım içerisinde olunmadığını göstermesi açısından önemli bulduğunu dile getirdi.

 

 

 


Devamını Oku

Trending

Reklam