Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Bayar:Anavatana güveniyorduk… 20 Temmuz 1974’te bizim için o gün güneş kuzeyden doğdu

Published

on

Kıbrıs Türk Mukavemet Teşkilatı (TMT) Mücahitler Derneği Başkanı Celal Bayar, bu yıl 50. yılı kutlanan Barış Harekatı’yla yalnız Türklere değil, Rumlar ve Yunanistan’a da barış geldiğini söyledi.

Bayar, “Bizim tezimiz ‘Ya Taksim, Ya ölüm’dü, TMT’nin de parolası oydu. 20 Temmuz 1974’te bunu bizzat yaşadık ve gördük. Anavatana güveniyorduk. Bu inancımız 20 Temmuz 1974’te gerçek oldu. Bizim için o gün güneş kuzeyden doğdu. Biz o gün dedik ki; ölsek de gam yemeyiz…O günleri gördük. Harekat (birinci ve ikinci aşaması), elde ettiğimiz sonuç bizim hayatımızın en mutlu ve unutulmaz günleriydi” dedi.

Barış Harekatı’nın 50. yıldönümü nedeniyle TAK muhabirinin sorularını yanıtlayan Kıbrıs Türk Mukavemet Teşkilatı (TMT) Mücahitler Derneği Başkanı Celal Bayar, 20 Temmuz 1974 Barış Harekatı sırasında ve öncesinde Kıbrıs’ta yaşananları anlattı.

Rumlar ve Türkler arasındaki mücadelenin 1 Nisan 1955’te başladığını, 1974’e gelinceye kadar Türk halkının dış dünyayla irtibatının kesildiğini ifade eden Bayar, o günleri “İlaç yok, doktor yok, hastane yok aradığınız malzemeyi bulamıyorsunuz. Köylerden üreticinin yetiştirdiği mal Lefkoşa’ya gelemiyor. Her yerde barikatlar ve o barikatlarda Rumların yaptığı işkenceler. Bu arada 103 köyü terk etmek zorunda kaldık. Çünkü EOKA’cılar kendi komşularını kendi köylülerini tarlada, ovada, çobanı, çiftçiyi, işine gitmeye çalışanı yakalayıp katlediyordu. Özellikle de 1964 yılında…” diye anlattı.

Kıbrıs Türk halkının 1974’e kadar çok acılar çektiğini, çok zor günler yaşadığını, çok büyük bedeller ödediğini, kendi köyü, vatanında göçmen olduğunu, 30 bine yakın insanın göçmen hayatı yaşadığını anlatan Bayar, Barış Harekatı’na kadar yaklaşık 2 bin şehit verildiğini söyledi.

Bayar, 20 Temmuz 1974 Barış Harekatı başladığında adanın yüzde 3’lük bölümünde Kıbrıs Türk halkının küçük küçük getto denilen bölgelerde muhasara altında oluğunu ama 126 noktada mukavemetin devam ettiğini ifade ederek, Akritas Planına göre Rumların Lefkoşa’yı 48 saatte teslim almayı planladıklarını, “Türkiye gelirse kurtaracak Türk bulamayacak” dediklerini anlattı.

-“Türkiye’nin eninde sonunda geleceğini biliyorduk…”

Bayar, “Türkiye’nin eninde sonunda geleceğini biliyorduk. Bizi Rum’un insafına terk etmeyeceğini biliyorduk. Türklüğün verdiği özgürlük aşkı iman kuvvetiyle kendimizi Rum’un karşısında hiçbir zaman zayıf hissetmedik.” dedi.

Bayar şöyle konuştu:

“20 Temmuz 1974’te Kıbrıs Türk halkı birinci sınıf vatandaş ve özgür olma hakkını elde etti. Mutlu Barış Harekatı sonucunda da bugün sınırlarımızla devletimiz doğmuş oldu. 15 Kasım 1983’te ilan edilen KKTC artık sonsuza dek yaşayacaktır. Anavatan ve yavru vatan, Mehmetçik ve Mücahit 20 Temmuz 1974’te kucaklaştı ve bugünkü özgür devlete sahip olduk. Değeri ölçülemez.”

Barış Harekatı sonrasında Kıbrıslı Türklerin birinci sınıf vatandaş olduğunu söyleyen Bayar, “Barış Harekatı’ndan bu yana 50 yıl geçti. Köprülerin altından çok su aktı. Bu saatten sonra Kıbrıs Türkü için geri dönüş yoktur. Artık ileriye bakacağız. Birtakım sorunlarımız var. Bu sorunları da çözmek hükümetlerimize düşer. Artık bir devlette ne olması gerekirse her şeyimiz var. Bir tek dünya ile bütünleşme lazımdır.” dedi.

-“22 yaşında mesleğimi kaybettim, kendimi cephede buldum”

Celal Bayar, 1963-1974’e kadar geçen 11 yıllık sürenin hayatlarında çok etkili olduğunu vurgulayarak, “22 yaşında öğretmenliğe yani başlamıştım. Mesleğimi kaybettim kendimi cephede buldum” dedi.

Bayar, 21 Aralık 1963’te Küçük Kaymaklı’da görev yaptığını, 1963 olaylarından sonra ilk olarak Hamitköy’e intikal ettiklerini, 1964’te belediye evleri standart bölgesine gelerek, 44’üncü bölüğü kurup bölük komutanı olduğunu ve 1969’a kadar bölük komutanlığı yaptığını anlattı.

-“İlk katliam Ayvasıl’da oldu…”

Kıbrıs Türk halkının, Kıbrıs Cumhuriyeti’nden silah zoruyla dışlandığını, adeta sokakta kaldığını, EOKA ve Yunan destekli Rumların Türk köylerine saldırdığını ifade eden Celal Bayar şöyle konuştu:

“Arada sebep yokken, sanki biz devlete karşı isyan etmişiz gibi gösterdiler ve bunu bütün dış dünyaya da böyle duyurdular. Rumlar köyde yıllarca beraber yaşadığı Türk komşularını EOKA’cılara söyledi. İlk katliam Ayvasıl’da oldu. Bugünkü adı Türkeli. Rumlar EOKA’cılarla Türk komşularını işkenceyle, çukurlar kazıp canlı canlı gömdüler.”

Adanın bütün bölgelerinde bunun gibi katliamlar yaşandığını söyleyen Bayar, “Bir taraftan da bize ambargolar uyguladılar. Mevzi yapmayalım, karşı koymayalım diye. Bu ambargolar maalesef 60 yıldır devam ediyor” dedi.

Aralık 1963’te ve 1964’te yaşanan Erenköy mücadelesine de değinen Celal Bayar, Şehit pilot Cengiz Topel’in uçağının Erenköy’de isabet aldığını, Topel’in paraşütle atlayarak kurtulduğunu ancak esir alındığını ve işkenceyle şehit edildiğini de anlattı.

Bu olayın tepki yarattığını, Türkiye’deki o dönem hükümetin Başbakanı Bülent Ecevit ve Başbakan Yardımcısı Necmettin Erbakan’ın derhal Kıbrıs’a müdahale kararı aldıklarını ve 20 Temmuz 1974 Mutlu Barış Harekatı’nın gerçekleştiğini vurgulayan Bayar, Barış Harekatı’nın bu yıl 50. yılının kutlandığını, harekatın yalnız Türklere değil, Rumlar ve Yunanistan’a da barış getirdiğini vurguladı.

-“1975’te Viyana’da nüfus mübadele anlaşması imzalandı…İki devlet bu şekilde ortaya çıktı”

Bayar şöyle devam etti:

“Ecevit’in meşhur sözüdür. Biz adaya barış için gidiyoruz. Ümit ederiz birliklerimize ateş açılmaz ve zaiyat olmaz. Fakat aksini yaptılar. 21 Aralık’ta Akritas planı, 20 Temmuz 1974’te de İfestos (Volkan) planını uyguladılar, Türk köylerine ve çıkarmaya karşı harekete geçtiler. Pek çok köyümüzü esir aldılar, zaten güney onların kontrolündeydi, kuzeyden esir aldıklarını da Kıbrıs’ın güneyde futbol sahalarında esir tutular. Ama çıkarmayı engelleyemediler. ‘Türkiye gelirse kurtaracak Türk bulamayacak’ diyorlardı. Türkiye’ye karşı geleceklerini hesapladılar. 21 Aralık’ta olduğu gibi bir kere daha yanıldılar. Karşılığını aldılar.

1974 Barış Harekatı’nda güneyde kalanlar 1975 yılına kadar esir muamelesi gördüler. 5 Ağustos 1975’te Viyana’da nüfus mübadele anlaşması imzalanınca güneydeki Türkler kuzeye, kuzeydeki Rumlar da güneye taşındı. İki ayrı devlet de bu şekilde ortaya çıktı.”

Bayar, 50 yıl devam eden görüşmelerde Rumların her şeye hayır dediğini ama gene de bugün Avrupa Birliği ve dünyanın onların arkasında, yanında durduğunu ifade ederek, Kıbrıslı Türklerin ise uluslararası toplumlumdan dışlandığını vurguladı.

-“Bize düşen görev kendi evimizin içini tertiplemek, kendi halkımızı mutlu etmek ve tanınma”

Kıbrıs’ta 50 yıl devam eden müzakereler sonrasında kesin, yaşayabilir bir çözüme ulaşılamadığına dikkat çeken Bayar, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bize düşen görev kendi evimizin içini tertiplemek, kendi halkımızı mutlu etmek ve tanınma, devletin tanınması yönünde artık daha sağlam adımların atılması gerek… İki devlet temelinde, egemen, eşit tezini Anavatan Türkiye de destekliyor. Hükümetimiz de Cumhurbaşkanımız da bu yönde çalışma yürütüyor. İnşallah kısa bir sürede bir tanınma gerçekleşir. Kıbrıs’ta kalıcı çözüm iki devlet temelindedir. Bunun 20 Temmuz 1974 Mutlu Barış Harekatı’nın 50. yılında bir kere daha tescillenmesi gerekir.”

Kısa sürede tanınmanın gerçekleşmesi temennisini dile getiren Bayar, “Zor günler geçirdik ağır bedeller ödedik, 2 bine yakın şehit verdik. Şehitlerimizin borcu ödenmez. KKTC tanınır ve yaşatılırsa, kendi vatanımızda mutlu olursak ancak bu şekilde şehitlerin hakkı ödenir. Şehitlerimize sözümüzdür, bu devleti her ne pahasına oluşa olsun yaşatmak boynunuzun borcudur.” dedi.

Celal Bayar, mücadelenin gerçekleşmesinde emeği geçen herkese teşekkür etti, hayatını kaybedenlere, şehitlere Allah’tan rahmet diledi.

-“Güvenlik yönünden vatan emin ellerde”

TMT’nin görevini 1976’da tamamladığını, görevi Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı’na devrettiğini, Kıbrıs Türk halkının bir ordusu olduğunu vurgulayan Celal Bayar, “KTBK adadadır. O bizim en büyük teminatımız. Güvenlik yönünden de vatan emin ellerdedir. Anavatan Türkiye de zaten yanı başımızdadır.” dedi.

Rumların bütün amacının garantileri kaldırmak, Türk askerini göndermek ve AB normları içinde Kıbrıs Türk halkını azınlık olarak görmek olduğuna işaret eden Bayar, bunun mümkün olmadığını vurguladı.

Bayar sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bunun için görüşmeye egemen eşit iki devlet olarak oturmak durumundayız. Onun dışında Rum’un niyeti bellidir. Zaten 1960’da bunu denedik. Bir kere daha bu oyuna gelmek istemiyoruz. “

-“Anavatan olmadan biz bu adada varlığımızı devam ettiremeyiz”

KKTC halkının mutlu ve devletine bağlı olabilmesi için yöneticilere, hükümete, idarecilere, herkese görevler düştüğünü ifade eden Bayar, “Her devlette sorunlar var. Bu sorunların en aza düşürülmesi ve halkın devletiyle bütünleşerek, Anavatan Türkiye ile olan bağın daha da güçlendirilmesi lazım.

Anavatan olmadan biz bu adada varlığımızı devam ettiremeyiz. KKTC olmadan da bu adada var olmayız. Barış Harekatı’nın 50 yılında tüm şehitlere Allah’tan rahmet dilerim.” dedi.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Koop-Sen yarın Koop-Süt ile Zirai Levazım ve Binboğa Yem Kooperatifi’nde süresiz genel greve gidiyor

Published

on

By

Kooperatif Görevlileri Sendikası (Koop-Sen) yarın, Koop-Süt, Zirai Levazım Kooperatifi ve Binboğa Yem Kooperatifi’nde süresiz genel greve gidiyor.

Koop-Sen’den verilen bilgiye göre, çalışanların maaşlarının ödenmediği gerekçesiyle yapılacak süresiz genel greve ek olarak yarın 09.30’da Kooperatif Merkez Bankası Genel Müdürlüğü önünde basın açıklaması yapılacak.

Devamını Oku

Kıbrıs

Cumhurbaşkanı Tatar, Londra Rauf Raif Denktaş Türk Okulu Müdürünü ve beraberindeki heyeti kabul etti

Published

on

By

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Londra Rauf Raif Denktaş Türk Okulu Müdürü Meryem Biricik ve beraberindeki heyeti kabul ederek, görüştü.

Kabulde yaptığı konuşmada duyduğu memnuniyeti ifade eden Cumhurbaşkanı Tatar, öğretmenlerin, Londra’daki çocukların Türkçe öğrenmesi için yaptığı özverili çalışmaları ve ailelerin ülkelerine bağlılıklarının takdir edildiğini ifade etti.

Dünyanın birçok yerinde ve özellikle Londra’da Kıbrıs Türkleri’nin yaşadığına işaret eden Cumhurbaşkanı Tatar, buradaki insanların çocuklarını kendi okullarına götürmesinin ve Kıbrıs Türk Dernekleri’nin faaliyetlerine katılmalarını sağlamasının, kültür ve geleneklerin bir sonraki nesillere aktarıldığı için kendisi mutlu ettiğini dile getirdi.

Londra Rauf Raif Denktaş Türk Okulu Müdürü Meryem Biricik de konuşmasında, okulun faaliyetleri hakkında bilgi vererek, verilen destekten dolayı teşekkürlerini sundu.

Devamını Oku

Kıbrıs

Özersay, seçim yasakları konusundaki uygulamaları eleştirdi

Published

on

By

Halkın Partisi (HP) Genel Başkanı Kudret Özersay, geçici öğretmen alımının önü açılması için, kritere bağlı, sınavla, münhalle yapılacak sınavların bilinçli bir biçimde seçim yasaklarına sokulduğunu savundu.

HP’den yapılan açıklamaya göre Özersay, seçim yasakları konusundaki uygulamaları eleştirdi.

Özersay, Meclis’teki muhalefet ile hükümetin, seçim yasaklarının 60 günden 45 güne indirilmemesi konusunda uzlaştığını belirterek, “Bu iyi bir gelişme çünkü hükümet 60 gün boyunca atama ve benzeri işlemleri yapamayacak” dedi. Özersay, ancak bu durumda okullara alınması gereken yeni öğretmenlerin seçim yasaklarına takılacağını söyledi.

“Belki İlkokullardaki öğretmen atamaları yetişecek ama ortaokul ve liselere alınacak yeni öğretmenler seçim yasaklarına takılacağı için atamaları Kasım ayına kalacak. Tabi hükümet de seçim süreci devam ederken geçici öğretmen alma şansına sahip olacak ve bunu da siyasi bir yatırım olarak kullanacak.” diyen Özersay, eğitim, sağlık ve bazı elzem konularda sınavları önceden ilan edilmiş olan KHK sınavlarının yapılması ve atamalarının da bekletilmemesi konusunda Seçim ve Halk Oylaması Yasası’nda gerekli değişikliğin yapılabileceğini kaydetti.

“Kırsal kesim arsası dağıtımı gibi seçim yatırımı işlemlerini seçim yasaklarına dahil ediyoruz da ne oluyor?” diye soran Özersay, bu arazilerin seçim yasakları yürürlüğe girmeden dağıtıldığı veya “hak sahipliği belgesi” verilerek umut tacirliği ile seçime yatırım yapıldığını ileri sürdü.

Özersay, “Özetle kırsal kesim arsası ya da hak sahipliği belgesi dağıtımı seçim yasağı tarihi gelmeden ‘halledilirken’, kritere bağlı, sınavla, münhalle yapılacak sınavlar biraz da bilinçli bir biçimde seçim yasaklarına sokuluyor ki geçici öğretmen alımının önü açılsın ve bir başka şekilde seçim yatırımı yapılabilsin. ” ifadelerini kullandı.

Devamını Oku

Trending

Reklam