Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Barış Harekatı’nın 50. yılı… 93 gün esir tutulan Binatlı Barış Harekatı’na minnettar

Published

on

Limasol’da Rumlarla mücadelesi sırasında esir düşen ve 93 gün esaret altında kalan Kıbrıs Türkü Mustafa Ahmet Binatlı, Barış Harekatı’na minnettar olduğunu ifade etti.

Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) tarafından, 20 Temmuz 1974’te Kıbrıs adasına barış ve huzuru getirmek amacıyla düzenlenen Kıbrıs Barış Harekatı’nın üzerinden 50 yıl geçti.

Rumlarca esir tutulan ve harekatla Türk ordusu tarafından kurtarılan binlerce Kıbrıs Türkü’nden biri olan Mustafa Ahmet Binatlı (81), yaşadıklarını AA muhabirine anlattı.

Limasol’de doğan Binatlı, lisans eğitimi için Ankara’ya geldi. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde okurken 1961’de Türk Mukavemet Teşkilatı’na katıldı. 1963’te ise Rumların soydaşlarına uyguladığı zulme karşı gelmek için abisi Hasan Binatlı ile Kıbrıs’a gitti.

– “Eğer ağır makineli silah sesi geliyorsa abim yaşıyordu”

Binatlı, abisiyle 1964’te Erenköy savunmasında Rumlara karşı mücadele ettiğini belirterek, şöyle konuştu:

“Abim ağır makineli silah kullanıyordu, ben piyade tüfeği kullanıyordum. Değişik mevzilerde çatışıyorduk. Abimin yaşayıp yaşamadığından benim haberim yoktu. Sadece ağır makineli silah sesi geliyor mu, onu takip ediyordum. Eğer ağır makineli silah sesi geliyorsa abim yaşıyordu. Son ana kadar takip ettim silah sesini. Gece buluştuğumuzda onun hayatta olduğunu gördüm, benim için en büyük mutluluk oldu.”

Türk barış güçlerinin müdahalesiyle Rum tehlikesinden kurtulduklarını aktaran Binatlı, Ankara’ya eğitimini tamamlamak için döndüğünü söyledi. Binatlı, mezun olduktan sonra avukatlık yapmak için 1971’de eşiyle birlikte memleketine geri döndüğünü anlattı.

Avukatlık yaparken, KKTC Kurucusu ve ilk Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ın kendisini soruşturma astsubayı olarak görevlendirdiğini aktaran Binatlı, Rumların 15 Temmuz 1974’te saldırıya geçmesiyle imkansızlıklara rağmen Rum kuvvetlerine karşılık verdiklerini söyledi.

Rumların ağır silahlarla 20 temmuz itibarıyla kadın ve çocukları hedef almaya başladığını dile getiren Binatlı, girdiği çatışmalar sonucunda 5,5 aylık oğlundan ayrı düşerek Limasol’deki Türklerle birlikte esir alındığını anlattı.

– “Erimiş asfaltta çıplak ayaklarla bizi yürüttüler”

Binatlı, Rum bölgesine doğru yürütüldüklerini ve bir kliniğe götürüldüklerini ifade ederek, esaret günlerini şöyle anlattı:

“O klinik, benim oğlumun doğduğu klinikti. Klinikte bir Rum asker beni tanıdı, ‘Sen avukat değil misin?’ dedi. ‘Evet.’ dedim. ‘Ne arıyorsun?’ dedi. ‘Oğlumun gelme ihtimali var, battaniye ve ekmek lazım.’ dedim. ‘Ben seni tanıyorum, senin oğlun hastanedeyken benim çocuğum da aynı hastanedeydi.’ dedi. Bana ekmek ve battaniye verdi. 7-8 arkadaş ekmeği bölüştük. Sabah gelen araçlar bizi Rumların merkezine yakın bir ilkokula götürdüler. Önümüzde makineli tüfekler vardı. Bizi 45 derece sıcaklıkta, erimiş asfaltta çıplak ayaklarla yürüttüler.”

Dönemin Başbakanı Bülent Ecevit’in, esirlerin durumundan haberdar olmasından sonra Türk bölgesine yakın başka bir okula götürüldüklerini anlatan Binatlı, “Orada, Cafer isimli bir arkadaşımız, ‘ben bunlara esir olmam, esir yaşayamam, ne mutlu Türk’üm diyene’ diyerek İstiklal Marşı’nı okumaya başladı. Okurken de önündeki makineli tüfeklerin başında duran Rum çapulcuların üzerine yürüdü. Onu hemen vurdular. Yaralıydı, hastaneye götürülürken de İstiklal Marşı’nı okumuş. Şehit oldu.” dedi.

– “İnsanın ağırına gidiyor ama bir şey yapamıyor”

Binatlı, Rumların, tespit ettiği mücahitlere çok ağır işkenceler yaptığını, ellerindeki radyo vasıtasıyla Barış Harekatı’ndan haberdar olduklarını belirterek, şunları anlattı:

“Harekatı radyodan dinledik, moralimiz düzeldi. Ekim ayına kadar orada kaldık, bayram günüydü. Avluda bayram namazı kılacaktık, alay ediyorlardı bizimle. İnsanın ağırına gidiyor ama bir şey yapamıyor orada. Mübadele olacağını öğrendik, listeler hazırlandı, gruplar halinde çıkacaktık. Barış gücü askerleri bizi kendi araçlarıyla Lefkoşa’ya götüreceklerdi. Herkesin ailesi esir kampına gelmişti. Kamptan çıkarken radyoyu Rumlara doğru salladık, biz bununla haber alıyorduk diye.”

– “Binlerce arkadaşımın sevinci görülmeye değerdi”

Binatlı, 93 günlük esaretin ardından ailesiyle Güzelyurt’a geçtiklerini ve kendilerine ev tahsis edildiğini, 1975’te Ankara’ya yerleştiklerini, Rumlara direnişinden ötürü “Milli Mücadele Madalyası”na layık görüldüğünü söyledi.

Barış Harekatı yapıldığı zamanki duygu ve düşüncelerini paylaşan Binatlı, “Sabaha karşı çıkarmaların başladığını biz radyolardan öğrendik. Aramızdaki sevinci ve coşkuyu anlatamam. ‘Biz artık kurtulduk, Türkiye arkamızda olduktan sonra kimse bizi öldüremez, katledemez’ diye günlerce bu sevinci aramızda paylaştık. Binlerce arkadaşımın sevinci görülmeye değerdi.” diye konuştu.

Harekatın önemine değinen Binatlı, “En büyük önemi, bir kere oradaki Türk varlığının dünyaya tanıtılması. İkincisi, oradaki Türklerin özgürce kendi bayrağı altında hiçbir tehdit görmeden, hiçbir baskıya maruz kalmadan istedikleri gibi yaşamalarıdır. Biz yıllarca baskı, abluka altında yaşamışız. Harekat, bizi özgürlüğümüze kavuşturdu. Harekat olmasaydı Rum tehdidi altında, Kıbrıs’ı terk etmek zorunda kalacaktık. Enosis’i gerçekleştirmiş olacaklardı.” ifadelerini kullandı.

– “Yaşadığımız sürece anavatanımıza minnettarız”

Binatlı, Kıbrıs Barış Harekatı’nın, Kıbrıs’ın ilhakını önlediğini ve Türklerin özgürce, barış içerisinde yaşamasını sağladığını vurgulayarak, şunları kaydetti:

“Ben, yaşadığım sürece Türkiye’ye minnettarım. Nefes alıyorsam, konuşabiliyorsam, Türkiye, anavatanım sayesindedir. Onlar olmasaydı, bugüne kadar Kıbrıs’ta bir tek Türk olmayacaktı. Anavatan’ın hala devam eden maddi, manevi ve askeri desteği sayesinde biz orada özgürce yaşıyoruz. Yaşadığımız sürece anavatanımıza minnettarız. Bizi terk etmediği, maddi ve manevi fedakarlığa katlandığı için minnettarım.”

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Koop-Sen yarın Koop-Süt ile Zirai Levazım ve Binboğa Yem Kooperatifi’nde süresiz genel greve gidiyor

Published

on

By

Kooperatif Görevlileri Sendikası (Koop-Sen) yarın, Koop-Süt, Zirai Levazım Kooperatifi ve Binboğa Yem Kooperatifi’nde süresiz genel greve gidiyor.

Koop-Sen’den verilen bilgiye göre, çalışanların maaşlarının ödenmediği gerekçesiyle yapılacak süresiz genel greve ek olarak yarın 09.30’da Kooperatif Merkez Bankası Genel Müdürlüğü önünde basın açıklaması yapılacak.

Devamını Oku

Kıbrıs

Cumhurbaşkanı Tatar, Londra Rauf Raif Denktaş Türk Okulu Müdürünü ve beraberindeki heyeti kabul etti

Published

on

By

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Londra Rauf Raif Denktaş Türk Okulu Müdürü Meryem Biricik ve beraberindeki heyeti kabul ederek, görüştü.

Kabulde yaptığı konuşmada duyduğu memnuniyeti ifade eden Cumhurbaşkanı Tatar, öğretmenlerin, Londra’daki çocukların Türkçe öğrenmesi için yaptığı özverili çalışmaları ve ailelerin ülkelerine bağlılıklarının takdir edildiğini ifade etti.

Dünyanın birçok yerinde ve özellikle Londra’da Kıbrıs Türkleri’nin yaşadığına işaret eden Cumhurbaşkanı Tatar, buradaki insanların çocuklarını kendi okullarına götürmesinin ve Kıbrıs Türk Dernekleri’nin faaliyetlerine katılmalarını sağlamasının, kültür ve geleneklerin bir sonraki nesillere aktarıldığı için kendisi mutlu ettiğini dile getirdi.

Londra Rauf Raif Denktaş Türk Okulu Müdürü Meryem Biricik de konuşmasında, okulun faaliyetleri hakkında bilgi vererek, verilen destekten dolayı teşekkürlerini sundu.

Devamını Oku

Kıbrıs

Özersay, seçim yasakları konusundaki uygulamaları eleştirdi

Published

on

By

Halkın Partisi (HP) Genel Başkanı Kudret Özersay, geçici öğretmen alımının önü açılması için, kritere bağlı, sınavla, münhalle yapılacak sınavların bilinçli bir biçimde seçim yasaklarına sokulduğunu savundu.

HP’den yapılan açıklamaya göre Özersay, seçim yasakları konusundaki uygulamaları eleştirdi.

Özersay, Meclis’teki muhalefet ile hükümetin, seçim yasaklarının 60 günden 45 güne indirilmemesi konusunda uzlaştığını belirterek, “Bu iyi bir gelişme çünkü hükümet 60 gün boyunca atama ve benzeri işlemleri yapamayacak” dedi. Özersay, ancak bu durumda okullara alınması gereken yeni öğretmenlerin seçim yasaklarına takılacağını söyledi.

“Belki İlkokullardaki öğretmen atamaları yetişecek ama ortaokul ve liselere alınacak yeni öğretmenler seçim yasaklarına takılacağı için atamaları Kasım ayına kalacak. Tabi hükümet de seçim süreci devam ederken geçici öğretmen alma şansına sahip olacak ve bunu da siyasi bir yatırım olarak kullanacak.” diyen Özersay, eğitim, sağlık ve bazı elzem konularda sınavları önceden ilan edilmiş olan KHK sınavlarının yapılması ve atamalarının da bekletilmemesi konusunda Seçim ve Halk Oylaması Yasası’nda gerekli değişikliğin yapılabileceğini kaydetti.

“Kırsal kesim arsası dağıtımı gibi seçim yatırımı işlemlerini seçim yasaklarına dahil ediyoruz da ne oluyor?” diye soran Özersay, bu arazilerin seçim yasakları yürürlüğe girmeden dağıtıldığı veya “hak sahipliği belgesi” verilerek umut tacirliği ile seçime yatırım yapıldığını ileri sürdü.

Özersay, “Özetle kırsal kesim arsası ya da hak sahipliği belgesi dağıtımı seçim yasağı tarihi gelmeden ‘halledilirken’, kritere bağlı, sınavla, münhalle yapılacak sınavlar biraz da bilinçli bir biçimde seçim yasaklarına sokuluyor ki geçici öğretmen alımının önü açılsın ve bir başka şekilde seçim yatırımı yapılabilsin. ” ifadelerini kullandı.

Devamını Oku

Trending

Reklam