Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Kıbrıs Barış Harekatı’nın 50. Yılı – Kıbrıs Barış Harekâtı’nın kadın gazisi Gülten Tosun, anılarını AA’ya anlattı

Published

on

Kıbrıs Barış Harekâtı’na hemşire olarak katılan 87 yaşındaki muharip gazi Gülten Tosun, harekata ilişkin anılarını Anadolu Ajansına (AA) anlattı.

Kıbrıs adasındaki Türklerin uğradığı zulmü ortadan kaldırmak, adaya barış ve huzuru getirmek amacıyla Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) tarafından başlatılan Kıbrıs Barış Harekâtı’nın üzerinden 50 yıl geçti.

Başarıyla gerçekleştirilen harekâta hemşire olarak katılan ve 4 ay TCG Ertuğrul firkateyninde görev yapan muharip gazi Gülten Tosun, anılarını AA muhabirine aktardı.

Babası da asker olan Tosun, Keçiören Çocuk Esirgeme Hemşire Okulu’ndan mezun olduktan sonra meslek hayatına başladı.

Kıbrıs Barış Harekatı başlamadan önce İstanbul’daki Kasımpaşa Askeri Deniz Hastanesi’nin yoğun bakım ünitesinde görev yapan Tosun, hastanede beraber çalıştığı dört hemşire arkadaşıyla Kıbrıs Barış Harekatı için görevlendirildi.

– “Her an bir şey olabilir diye hazırlıklıydım”

Tosun, harekât için görevlendirilmesinin ardından yaşadığı duyguları gözyaşları içinde şöyle paylaştı:

“Gurur duydum, heyecanlandım. Benim evimde öyle bir durum oldu ki eşim İstanbul’da meteoroloji istasyonunda görevliydi. Meteoroloji, (harekâttan) bir hafta evvel vardiya usulüne girdi. Hatta eşime dedim ki ‘Sen vardiyaya girdiğine göre Kıbrıs Savaşı başlayacak’. Çünkü harpte hava durumu kapatılır. Sonra hava durumu kapatıldı. Radyolarda söylenmedi. Bunu çoğu kişi bilmez. O yüzden ‘Her an bir şey olabilir’ diye hazırlıklıydım. Büyük oğlum Hava Harp Okulu’ndaydı, o sene mezun olacaktı, eve gelmedi. Ortanca oğlum Deniz Harp Okulu’ndaydı, o da eve gelmedi. Küçük oğlum da Kuleli’deydi. Ben de (harekata) gidince ev bomboş kaldı.”

– “İnsanlar ‘İyi ki geldiniz, bizi kurtardınız’ diyordu”

İstanbul’dan Mersin’e otobüsle gittiklerini, oradan da görev yaptığı TCG Ertuğrul firkateynine katıldıklarını dile getiren Tosun, “4 ya da 5 ay kaldık gemide. Biz tam 20 Temmuz’da değil de 21 Temmuz’da katılabildik. Biz, iki hemşire Ertuğrul’a, diğer ikisi de TCG Donatan gemisine gitti. Bu arada doktor da geldi bizimle. İcabında gemiden inip yaralıları da topluyorduk. Oradaki seyyar hastanelerde yaralılara bakıyorduk. Devamlı gemide kalmıyorduk. İnsanlar ‘İyi ki geldiniz, bizi kurtardınız. Yoksa Rumlar bizi öldürecekti.’ diyordu o zaman.” dedi.

1984’te gazilik unvanı aldığını ve bunun kendisi için onur verici olduğunu vurgulayan Tosun, “Yalnız benim kızdığım bir nokta var, kadın gazilerimizi öne çıkarıp ‘Şu kadar kadın gazimiz var’ demiyorlar. Bir ben değilim ya da dört değiliz tabii ki. Belki yirmi, belki daha fazla var.” diye konuştu.

Dışarıdan kendisini gazi üniformasıyla görenlerin tepkilerinden de bahseden Tosun, bunun “babasının, eşinin veya oğlunun üniforması” olup olmadığı sorulduğunda, göğsündeki gazi madalyasını göstererek, “Şurayı oku, ondan sonra benle konuş.” dediğini kaydetti.

– “Yine olsa yine giderim”

Harekatın 50’nci yılı dolayısıyla duygularını paylaşan gazi Gülten Tosun, “Gurur duyuyorum. Demek ki Kıbrıs’a hürriyet getirmişiz. Onları hürriyetlerine kavuşturmuşuz, mühim olan o. Yine olsa yine giderim.” ifadelerini kullandı.

Tosun, harekâttan sonra da KKTC‘ye gittiğini, yeniden oraları görünce heyecanlandığını belirterek şöyle devam etti:

“Bize herkesin gezemediği, göremediği yerleri gösterdiler. O zaman daha iyi görüyorsun; ne olmuş, savaş alanında neler yapılmış, nasıl savaşılmış. Onları daha iyi gördük o zaman.”

Görevi sırasında unutamadığı anılarını aktaran Tosun, “‘Görevinize geri dönün’ dedikleri zaman orada görev yapan asker ve subaylar mektup yollamak istedi. Bana, ‘Götürebilir misiniz?’ dediler. ‘Hay hay’ dedim. Hepsini getirdim, kimisini de postaladım. O zamanlar İstanbul’da görevliydim, kimisini de elden teslim ettim. Hepsini yerlerine ulaştırdım.” dedi.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Published

on

By

Kıbrıs Sağlık ve Toplum Bilimleri Üniversitesi (KSTU) soruşturması kapsamında tutuklu yargılanan okulun genel sekreteri ve hissedarlarından Serdal Gündüz ve uluslararası ofis sorumlusu Amir Shakerifard hakkındaki karar açıklandı.

Sanıklar, karar duruşması için bugün yeniden Lefkoşa’da Ağır Ceza Mahkemesi’ne çıkarıldı. Serdal Gündüz 15, Amir Shakerifard 6 yıl hapse mahkum edildi.


Devamını Oku

Kıbrıs

Published

on

By

Hür İşçi Sendikaları Federasyonu ve Kamu İşçileri Sendikası Başkanı Ahmet Serdaroğlu, dikte edilen asgari ücret uygulamasını bir kez daha eleştirerek, çalışanların “insan onuruna yaraşır” geçim koşullarına kavuşturulması gerektiğini vurguladı.

Serdaroğlu, sendika olarak her ay düzenli olarak yaptıkları Açlık ve Yoksulluk Sınırı Araştırmasını değerlendirdi. Son veriler, açlık sınırının henüz yürürlüğe girmemiş olan yeni asgari ücretle farkı kapatmaya yaklaştığını ortaya koydu.

“GEÇİM ŞARTLARI İNSANİ HAKTIR”

Ahmet Serdaroğlu, asgari ücretin belirlenmesinde “geçim şartlarının” insani bir hak olarak dikkate alınması gerektiğini belirterek şunları söyledi:

“Binlerce çalışan, ailesiyle birlikte düşük ve yetersiz kazançla yaşam mücadelesi veriyor. Asgari ücret tespitinde temel ölçüt, çalışanın ve ailesinin insan onuruna yaraşır bir yaşam sürdürebilmesi olmalıdır. UBP-DP-YDP Hükümeti tarafından bu koşul sağlanmağı gibi asgari ücretle yaşamını zor koşullarda sürdüren çalışanlarımız açlık sınırı ile boğuşarak geçimini sağlamaya çalışıyor.”

“ZORUNLU HARCAMA İLE GELİR ARASINDAKİ FARK KAPANMALI”

Serdaroğlu, ekonomideki yükün dar ve sabit gelirli kesimlerin üzerine yıkıldığını ifade ederek, şu değerlendirmede bulundu:

“Zorunlu harcamalarla elde edilen gelir arasındaki fark giderilmeden, enflasyon hedefinin birkaç puan üzerinde yapılan artışlar, enflasyonla mücadele değil; krizin bedelini çalışanlara ödetmektir. Bu politika yoksulluğu azaltmak yerine derinleştiriyor.”

ENFLASYONUN NEDENİ ASGARİ ÜCRET DEĞİLDİR”
Serdaroğlu, enflasyonun nedeninin asgari ücret olmadığını vurgulayarak, toplumun çoğunluğunu oluşturan ücretli kesimlerin adil gelir dağılımı ve sosyal politikalarla desteklenmesi gerektiğini söyledi.
Adil bir vergi sisteminin gerekliliğine dikkat çeken Serdaroğlu, “Ekonomik büyümeden herkesin adil pay alması ve gelir–servet eşitsizliğini azaltacak bir vergi sistemi artık kaçınılmazdır.”


Devamını Oku

Kıbrıs

Published

on

By

Adıyaman Grand İsias Otel’in yıkılmasında kusuru bulunan 6 kamu görevlisinin 3. duruşması öncesinde konuşan Başbakan Ünal Üstel, ilk günden itibaren hukuki mücadele vermeye devam ettiklerini ve adalet tecelli edene kadar bu mücadeleyi sürdüreceklerini vurguladı.

BİZİM EVLATLARIMIZA, ŞAMPİYONLARIMIZA, MELEKLERİMİZE SÖZÜMÜZ VAR”

“6 Şubat’ta yaşanan depremden dolayı Kuzey Kıbrıs olarak 72 insanımızı kaybettik diyen” Üstel, bu kişilerin içerisinde “evlatlarımızı, Şampiyon Meleklerimizi kaybettik” ifadelerini kullandı. Depremin yaşandığı günden itibaren Adıyaman’da hukuk aracılığı ile adalet aradıklarını vurgulayan Üstel, “Bizim evlatlarımıza, şampiyonlarımıza, meleklerimize sözümüz var” dedi. “Adalet tecelli edinceye kadar buradayız” diyen Başbakan Üstel, bugün de Şampiyon Meleklerin aileleri ile Adıyaman’da bulunduklarını belirtti.

“TÜMÜNÜN ADALET KARŞISINDA HESAP VERMESİNİ İSTİYORUZ”

Üstel, tüm Kuzey Kıbrıs halkının gözünün Adıyaman’da olduğunu belirterek, hukuk mücadelesi sonuçlanana kadar ve adalet tecelli edene kadar hukuk mücadelelerini devam ettireceklerini vurguladı. Bugünki davada 6 kamu personelinin duruşmasının görüleceğini hatırlatan Üstel, “bu kişilerin bir suçu bulunuyorsa, suçu işleyen bir kişi değil hepsidir. Tümünün adalet karşısında hesap vermesini istiyoruz” ifadelerini kullandı. Üstel, “İlk gün nasıl Adıyaman’daysak, bu hukuki mücadelemizi sonuç alana kadar devam ettireceğiz” diyerek, Türkiye Cumhuriyeti’nin adaletine güvendiklerini ve adaletin tecelli etmesi için mücadelenin hep birlikte devam edeceğini vurguladı.

 


Devamını Oku

Trending

Reklam