Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Töre,GKK Komutanı Tümgeneral Aytaç ve beraberindeki heyeti kabul etti

Published

on

Cumhuriyet Meclisi Başkanı Zorlu Töre, 1 Ağustos Toplumsal Direniş Bayramı nedeniyle Güvenlik Kuvvetleri Komutanı Tümgeneral Osman Aytaç ve beraberindeki heyeti kabul etti.

Meclis Şeref Salonunda gerçekleşen kabulde GKK Komutan Yardımcısı Tuğgeneral Kadir Bayraklı ve Polis Genel Müdürü kasım Kuni ile diğer komutan ve askeri erkan yer aldı.

Güvenlik Kuvvetleri Komutanı Tümgeneral Osman Aytaç burada yaptığı konuşmada, Başkan Töre’yi yarın GKK bahçesinde düzenlenecek resepsiyona davet etti.
Aytaç, GKK’nın sahip olduğu modern silahlar, ulaştığı teknoloji , üstün eğitimli personeli ile beraber kazanmış olduğu harbe hazırlık seviyesi ile dün TMT’nin olduğu gibi bugün ve yarın da görevini icra edecek imkan ve kabiliyette olduğunu kaydetti.

Görevlerinin gerek mavi vatanda gerek ise vatan toprağında devlet ve milletin hak ve menfaatlerini koruyarak milletin huzur içerisinde yaşamasını temin etmek olduğunu ifade eden Aytaç, bu görevi layığıyla yerine getirmenin haklı gururu içerisinde olduklarını söyledi.

Aytaç:l “Geçmişte olduğu gibi gelecekte de toprağımıza göz dikenler olur ise GKK ve KTBK ile beraber tarihte aldıkları cevabın aynısını alacaklardır. Bu toprağa kem gözle bakanların gözleri kör edilecek, iyi niyetle gelmeyen ayaklar, uzanan eller kırılacaktır ” dedi.
Tümgeneral Osman Aytaç , GKK olarak üzerlerine düşeni, layığıyla yerine getireceklerine olan inançlarının tam olduğunu belirtti.

Aytaç, görev süresi içerisinde Başkan Töre’nin GKK’na desteğini gördüklerine değinerek GKK mensupları adına şükranlarını sundu.

Cumhuriyet Meclisi Başkanı Zorlu Töre, TMT’nin ulusal direnişi başlatmamış olsaydı Kıbrıs’ın belki de çoktan Girit adasına dönüşüp 12 adalardan biri haline gelebileceğini ve Barış Harekatına gelemeden Yunanlıların eline geçeceğini söyledi.

Töre, Osmanlı Devletinin adayı fethetmesinden bugüne şehitler verildiğini ve gaziler olduğunu ifade ederek “Bu toprakların her yanı ecdat kokuyor” dedi.

Mukavemeti devam ettirerek GKK Komutanlığının kuruluşu ile bu mücadeleyi sürdürmenin çok önemli olduğunu kaydeden Töre, caydırıcı olmak gerektiğini belirtti.

Töre“Hem GKK hem de ona bağlı teşkilatlarımız güçlü olmalıdır. Güçlü olursak savaş çıkma ihtimali azalır. Ama güçsüz olursak düşman pusuda beklemektedir.” dedi.

TMT’nin yıllarca verdiği mücadeleye değinen Töre, çok zor yıllardan geçildiğini, yokluklar çekildiğini anımsatan Töre, buna karşın Anavatanın ve Genelkurmay’ın her zaman desteğini gördüklerini belirtti.

1974’e kadar direnişin sürdüğünü ve Mutlu Barış Harekatı ile mücahidin Mehmetçiğe kavuştuğunu ifade eden Töre, TMT’nin görevini layıkıyla yerine getirdiğini belirtti.

KKTC’nin bağımsız milli bir devlet olduğunu vurgulayan Töre, mavi vatanda , havada ve karada daha güçlü olmak mecburiyetinde olduklarını söyledi.

Konuşmaların ardından Güvenlik Kuvvetleri Komutanı Tümgeneral Osman Aytaç tarafından Başkan Töre’ye TMT ve sancaktarlıklardan başlayıp GKK’na uzanan mücadeleyi anlatan tablo , Başkan Töre tarafından da Aytaç’a Atatürk, Dr.Küçük ve Denktaş’ın fotoğraflarının olduğu portre hediye edildi.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Gardiyanlar Birliği’nden cezaevlerindeki kadroların doldurulması çağrısı

Published

on

By

Kıbrıs Türk Gardiyanlar Birliği, cezaevlerinde personel eksikliğinden kaynaklı yaşanan sıkıntılara dikkat çekerek, bir an önce kadroların doldurulması çağrısında bulundu.

Birlik Yönetim Kurulu’ndan yapılan açıklamada, Merkezi Cezaevi Müdürlüğü’nün özellikle ilk atama kadrolarına ilişkin defalarca münhal ve doldurulma talebi olmasına rağmen sürecin Başbakanlığın yetkisinde olan personel istihdam onayının bir adım ötesine geçemediği savunuldu.

Söz konusu istihdamların 2022 yılında Lefkoşa Sanayi Bölgesi Cezaevi binasından Haspolat Kirli Sanayi Bölgesi Cezaevi Yerleşkesi’ne taşınma süreci gerçekleşmeden önce yapılması gerektiği belirtilen açıklamada, “Artık bıçak kemiğe dayanmamış, kemiği kesmeye başlamıştır.” denildi.

Açıklamada, merkezinde insan olan ve verilen hizmetin kesintisiz olarak devam ettiği cezaevlerinde, en küçük hatanın ve hizmet noksanlığının geri dönülemez sonuçlar doğurmasına yol açabilme olasılığı olduğu, sağlık, güvenlik ve teknik hizmetlerin devamının elzem olduğunun göz önünde bulundurulması gerektiğine dikkat çekildi.

Buna ek olarak, kapasitesinin artırılmış olmasına rağmen, yeni Cezaevi’nin tüm bireyleri barındırmaya yeterli olmamasından dolayı devre dışı bırakılması planlanan Lefkoşa Sanayi Bölgesi Cezaevi binasının kullanılmaya devam edildiği anımsatılan açıklamada, istihdamların sadece yeni Cezaevi için yapılması planlanırken, şimdi mevcut personelin sayısız ödünlerle iki yerde de sorumluluklarını yerine getirdiği belirtildi.

Cezaevlerinin görevleri arasında mahkûm ve tutukluları ıslah etme, edindiği kötü alışkanlıklardan uzaklaştırma, toplumda yeniden yer bulmalarını sağlama, meslek sahibi yapma, topluma yararlı bireyler şeklinde yaşamlarını idame etmelerini sağlama gibi konular olduğu hatırlatılan açıklamada, mevcut personelle bireylerin sadece toplumdan ayrıştırma ve izole edilme görevlerinin yerine getirilebildiği ifade edildi.

Açıklamada, talep edilen istihdamların özellikle Cumhurbaşkanlığı seçimleri kaynaklı seçim yasaklarının yürürlüğe girmesinden önce yapılması ve 2025 yılı sonuna kadar tüm eksik kadroların doldurulmasının elzem olduğu vurgulandı.

Devamını Oku

Kıbrıs

Gazimağusa Belediye Başkanı Uluçay, cezaevi sonrası yaşam projesinin yürütücüleriyle görüştü

Published

on

By

Gazimağusa Belediye Başkanı Süleyman Uluçay, cezaevinden tahliye edilen bireylerin topluma yeniden kazandırılması projesinin yetkililerini kabul etti.

Gazimağusa Belediyesinden verilen bilgiye göre, kabulde, “Cezaevi Sonrası Yaşam: İstihdama Özel Bakış” projesinin koordinatörü Barış Alibeyoğlu, İletişim ve Proje Asistanı İrem İlksoy, Kıbrıs Türk Barolar Birliği İnsan Hakları Komitesi Başkanı Aslı Murat yer aldı.

Görüşmede Uluçay’a projenin amacı, hedefleri ve yürütülen çalışmalar hakkında bilgi verildi. Projenin, cezaevinden tahliye edilen bireylerin topluma yeniden kazandırılması ve istihdama katılımlarının artırılması hedefi taşıdığı anlatıldı; yerel yönetimlerin bu süreçte üstlenebileceği rol hakkında görüş alışverişinde bulunuldu.

Avrupa Birliği tarafından Kıbrıs Türk toplumuna yönelik AB Yardım Programı kapsamında finanse edilen Proje Kıbrıs Türk Barolar Birliği ile İnsan Kaynakları Yönetimi Derneği işbirliğiyle yürütülüyor.

Başkan Uluçay, görüşmede, ziyaretten duyduğu memnuniyeti, Proje kapsamında oluşturulacak iş birliğinin önemini ve bu iş birliğinden duyduğu memnuniyeti ifade etti.

Devamını Oku

Kıbrıs

Tatar:Kıbrıs’ta iki devlet gerçeği, statükoyu sürdürme senaryolarına boyun eğmez

Published

on

By

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Yunanistan Cumhurbaşkanı Konstantinos Tasulas’ın Güney Kıbrıs’ta yaptığı açıklamalarla ilgili bir yazılı bir açıklama yaptı.

Cumhurbaşkanı Tatar açıklamasında şu ifadeleri kullandı:

“Adada artık değiştirilemez bir gerçek vardır: İki ayrı devlet. Kıbrıs Türk Halkının özden gelen hakları, egemen eşitliği ve eşit uluslararası statüsü teyit edilmelidir. KKTC’nin varlığı, bu hakların sahadaki somut karşılığıdır.

Yunanistan Cumhurbaşkanı Konstantinos Tasulas’ın Güney Kıbrıs’ta yaptığı açıklamalar, Kıbrıs’taki iki Devlet gerçeğini perdeleme ve statükoyu sürdürme senaryosunun bir parçasıdır. Ancak bu senaryo zemininde sahnelenenler, Kıbrıs Türk Halkının iradesini ve haklı mücadelesini gölgeleyemez.

Kıbrıs’ta iki ayrı Devlet vardır. Bu, sahadaki fiili durumun inkar edilemez sonucudur. Kıbrıs Türk Halkı, kendi geleceğini belirleme hakkını kullanmış ve KKTC çatısı altında iradesini ortaya koymuştur. Bu irade, pazarlık konusu edilemez.

Asıl işgalci Rum tarafıdır. 1963’te Kıbrıs Cumhuriyeti’ni gasp eden, Kıbrıs Türk Halkını ortaklık devletinden silah zoruyla atan ve 1974’te Yunan faşist darbesiyle adayı ilhak etmeye çalışanlar, bugün “işgal” söylemiyle gerçeği saptırma çabasındadır. Kıbrıs Türk Halkına yönelik izolasyon, ekonomik ambargolar ve siyasi baskılar, yıllardır sürdürülen sistematik hak ihlalleridir. Bu hak gasplarını örtme çabası ne hukuku ne de vicdanları tatmin eder.

Müzakereler ancak Kıbrıs Türk Halkının eşit uluslararası statüsünün ve egemen eşitliğinin teyidi zemininde başlayabilir. Bu zeminin dışında önerilecek her formül, on yıllardır olduğu gibi Rum tarafının statükoyu sürdürme senaryosuna hizmet etmekten öteye geçmeyecektir.

Kıbrıs Türk Halkı, iradesini devletinden yana koymuşken, geçmişin dayatmalarıyla kurgulanan statüko senaryolarına boyun eğmeyecektir. KKTC’nin varlığı, adadaki yeni denklemde belirleyici ve kalıcıdır.”

Devamını Oku

Trending

Reklam