Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

KEMA Başkanı İlseven: “Yeni su kuyusu açmak hataların en büyüğüdür”

Published

on

Kıbrıs Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı (KEMA) Başkanı İlkay İlseven, yeni su kuyuları açarak Beşparmaklar’da kalan az miktardaki yeraltı suyunu da kullanıp tüketmenin yapılabilecek hataların en büyüğü olduğuna dikkat çekti.

Yazılı açıklama yapan İlseven, “Türkiye Cumhuriyeti’nden temin edilen su projesinin başlangıcı 2010 olup, ömrü ise 30 yıl olarak açıklanmıştı. Projenin ömrünün tamamlanmasına sadece 16 yıl kaldı. Gelecek nesilleri düşünerek, projenin ömrü tamamlanana kadar, mevcut yeraltı su birikimlerini güçlendirmek için köklü önlemler almalıyız.” ifadelerine yer verdi.

Yeni su kuyularının açılmaması gerektiğini belirten İlseven, var olan kuyulardan su çekiminden de mümkün olduğunca kaçınılması gerektiğini kaydetti.

Yeni kuyular açarak Beşparmaklar’da kalan az miktardaki yeraltı suyunu da kullanıp tüketmenin yapılabilecek hataların en büyüğü olacağına vurgu yapan İlseven, “Hatada ısrar edilmesi, gelecek nesillere su kaynakları kurumuş, çölleşmiş bir ülke bırakılması sonucu doğuracaktır.” dedi.

– “Kuzey Kıbrıs’ta, 15 dolayında akifer var”

Kıbrıs adasındaki akiferlerin varlığı ve yerlerinin İngiliz döneminden beri bilinmekte olduğunu kaydeden İlseven, şöyle devam etti:

“Kuzey Kıbrıs’ta ise, 15 dolayında akifer vardır. Bunların en önemlisi Güzelyurt ve Beşparmak dağları ile Girne sahil şeridi akiferleridir.

Sorumsuzca yapılan sondaj ve çekimler sonucu debisi 160 lt/sn olan Değirmenlik Başpınarı ve debisi 60 lt/sn olan Lapta Başpınarı ne yazık ki kurutulmuştur. Kırsal alanlarda ve Beşparmaklar’da yıllardan beri akan birçok pınar kuruduğu için, yaban yaşamı da büyük sıkıntı içindedir.

Bilinen akiferlerin yataklarında kuyu açılarak geriye kalan az miktardaki yeraltı sularının tamamen kurutulması, doğru alınmış karara dayanan isabetli bir uygulama değildir.

Bu nedenle son günlere Beşparmak dağının Çatalköy eteklerinde açılan 168 metre derinliğinde ve saatte 80 ton kapasiteli kuyunun işletilmesi durumunda, buradaki akiferin de diğerleri gibi tuzlanıp kurumasına sebep olunacak; sonuç olarak Çatalköy dolayında özel kişilere ait tüm kuyuların suları tuzlanıp kuruyacaktır.”

– “Yer altı su kaynaklarımızı güçlendirmeye odaklanılmalıdır”

KEMA Başkanı İlseven, “Çatalköy’deki yanlışa ek olarak Lapta ve Değirmenlik akiferlerine de artezyen vurulması planlandığını” öne sürerek bu yanlışların yapılması başpınarların akiferlerine deniz suyu nüfuz etmesine ve buraların ilelebet kullanılamamasına yol açacağını kaydetti.

Halen devre dışı olan başpınarların akiferlerinden hiç su çekilmemesi ve zamanla rehabilite olmasına yardımcı olunması gerektiğini vurgulayan İlseven, “KKTC ile TC arasında yapılan su anlaşmasına göre, toplumumuzun kullanma suyu gereksinimi Türkiye Cumhuriyeti’nden borularla getirilen su kaynağından karşılanması gerekmektedir.

Belirttiğimiz nedenle yeni kuyu açarak başarı reklamı yapmak yerine, gelen suya önem vermek ve en verimli bir şekilde değerlendirerek yer altı su kaynaklarımızı güçlendirmeye odaklanılmalıdır.” ifadelerini de kullandı.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

MEB: Kolejlere kayıt hakkı kazanan 636 öğrencinin yüzde 70’i devlet okullarından

Published

on

By

Milli Eğitim Bakanlığı, 7 devlet kolejine toplam 636 öğrencinin kayıt hakkı kazandığını açıkladı. Açıklamaya göre, bu öğrencilerin yüzde 70,13’ü devlet, yüzde 29,87’si ise özel okullarda öğrenim gören öğrencilerden oluşuyor.

Bakanlık Basın Bürosu’ndan yapılan açıklamada, bazı basın-yayın organlarında yer alan “özel okul öğrencilerinin kayıt hakkı kazanma oranlarının yüksek olduğu” yönündeki haberlerin gerçeği yansıtmadığı belirtildi.

Açıklamanın sonunda, kamuoyunun “manipülatif” yayınlara itibar etmemesi ve doğru bilgilere yalnızca Milli Eğitim Bakanlığı’nın resmi kanalları aracılığıyla ulaşılması gerektiğini hatırlatıldı.

– 2 bin 272 öğrenci sınava katıldı

Milli Eğitim Bakanlığı verilerine göre, ülkede 5. sınıf düzeyinde toplam 4 bin 365 öğrenci bulunuyor. Bu öğrencilerin 3 bin 626’sı devlet, 739’u ise özel okullarda eğitim görüyor. KGS’ye devlet okullarından bin 838, özel okullardan ise 434 olmak üzere toplam 2 bin 272 öğrenci girdi.

Devlet okullarında öğrenim gören öğrencilerin yaklaşık yüzde 51’inin, özel okullardaki öğrencilerin ise yaklaşık yüzde 59’unun sınava girdiğine dikkat çekilerek, bu durumun devlet kolejlerine duyulan ilginin somut bir göstergesi olduğu ifade edildi.

– Yerleşim oranları: Yüzde 70,13’ü devlet; yüzde 29,87’si özelden

Kolejlere Giriş Sınavı’nın cumartesi günü yapılan ikinci aşamasının ardından kayıt hakkı kazanan 636 öğrencinin 446’sı devlet, 190’ı ise özel okullarda öğrenim görüyor. Öğrencilerin yüzde 70,13’ü devlet, yüzde 29,87’si özel okul kökenli.

Devlet okulundan mezun olup, koleje yerleşen öğrenci oranı en yüksek yüzde 96 ile Lefke Gazi Lisesi ve Hala Sultan İlahiyat Koleji’nde gerçekleşti. Bu okulları sırasıyla yüzde 82,9 ile Güzelyurt TMK, yüzde 82,7 ile İskele Evkaf Türk Maarif Koleji, yüzde 75,5 ile 19 Mayıs TMK ve yüzde 72 ile Gazimağusa TMK izledi.

Lefkoşa’daki Türk Maarif Koleji’ne yerleşen öğrenciler arasında özel okul öğrencilerinin oranı yüzde 67,1 ile diğer okullara kıyasla en yüksek seviyede oldu.

Devamını Oku

Kıbrıs

Erhürman: “Tatar, basına yaptığı açıklamalardan farklı bir şey söylemedi”

Published

on

By

Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Başkanı Tufan Erhürman, milletvekillerinin soru sormasının engellendiği Cumhuriyet Meclisi kapalı oturumunda Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın basında yaptığı açıklamalardan farklı bir şey söylemediğini ifade etti.

CTP’den verilen bilgiye göre, Erhürman, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın talebi üzerine kapalı oturum gerçekleştirildiğini belirterek, “Kapalı oturum talebi gelince, beklentimiz açıkça söylenemeyecek bazı konuların ele alınmasıydı. Ancak, daha önce basında yapılan açıklamaların ötesine geçilmedi, farklı hiçbir şey söylenmedi.” dedi.

Oturumun başında, hükümete mensup milletvekilleri tarafından oy çokluğuyla kabul edilen bir usul kararıyla milletvekillerinin soru sormasının engellendiğini kaydeden Erhürman, “Bu, kesinlikle anlaşılır bir durum değil. Parti başkanları olarak zaten kısa bir süre önce Cumhurbaşkanlığındaki toplantıya katılmış ve görüşlerimizi paylaşmıştık. Ancak milletvekillerinin soru sorma hakkının baştan teminat altına alınarak engellenmesi kabul edilemezdi.” diye konuştu.

“Sayın Tatar’ın Meclis’e gelmesinin ne anlam taşıdığı anlaşılamadı.” diyen Erhürman, oturumun kapalı yapılmasının da hiçbir anlamının olmadığına işaret etti.

-“Hristodulidis’in kurduğu ittifaklar adanın tamamı açısında güvenlik riski oluşturuyor”

Toplantıda İran-İsrail çatışması gibi bölgesel gelişmelerin konuşulduğunu kaydederek, Rum Lider Nikos Hristodulidis’in egemenliği yalnız başına kullanmaya başladığını ifade eden Erhürman, “Kurduğu ittifaklar, adanın tamamı açısından güvenlik riski oluşturmaktadır.” dedi.

Erhürman, “Sayın Hristodulidis, Kıbrıs Türk halkının iradesi olmaksızın adada yaşayan herkes adına karar verme hakkına sahip değildir. Kıbrıs Rum halkı ne kadar egemense, Kıbrıs Türk halkı da o kadar egemendir.” şeklinde devam etti.

– “AİHM kararı, TMK’nın sağlam yapısında bir gedik açtı”

Toplantıda mülkiyet meselesinin de gündeme geldiğini vurgulayan Erhürman, “Sayın Tatar’ın konuşması üzerine, AİHM kararının bir ‘zafer’ anlamı taşımadığını, aksine 2005 yılında kurulan TMK’nın (Taşınmaz Mal Komisyonu) sağlam yapısında bir gedik açtığını ifade ettik. Bu bizim açımızdan sevindirici bir gelişme değildir. TMK, Talat döneminde kurulmuş bir komisyondur ve en son isteyeceğimiz şey, bu yapının zedelenmesidir. Yaratılmaya çalışılan “zafer” algısı gerçeği yansıtmamaktadır.” şeklinde konuştu.

Ersin Tatar’ın dile getirdiği “iki devletlilik” yaklaşımına da değinen Erhürman, söz konusu yaklaşımın dünyada “çözümsüzlük çözümdür” şeklinde anlaşıldığı dile getirdi.

Milletvekillerinin toplantıda soru sorma hakkının dahi ellerinden alındığını yineleyen ve eleştirilerde bulunan Erhürman, “Toplantının kapalı oturumla yapılmasının gerekçesi, kimse tarafından anlaşılamamıştır.” dedi.

Devamını Oku

Kıbrıs

Çavuşoğlu, İstanbul’da “Küresel Sürdürülebilirlik Kalkınma Kongresi”ne katıldı

Published

on

By

Milli Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu, Yükseköğretim Kurulu (YÖK) ve uluslararası yükseköğretim derecelendirme kuruluşu Times Higher Education (THE) iş birliğiyle Türkiye’nin ev sahipliğinde İstanbul’da düzenlenen “Küresel Sürdürülebilirlik Kalkınma Kongresi”ne katıldı.

Kongrenin açılışında konuşan Milli Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu, kongrenin küresel dayanışmanın ve aklın rehberliğinde sürdürülebilir bir dünya kurma çabasının sembolü olduğunu belirtti.

Milli Eğitim bakanlığı basın bürosundan verilen bilgiye göre, 110 ülkeden 5 binin üzerinde uluslararası temsilcinin katılımıyla 16-19 Haziran tarihleri arasında düzenlenen kongrede iklim değişikliği, sosyo-ekonomik eşitlik, sürdürülebilirlik ve yapay zekâ, sürdürülebilir kampüsler, sağlık, enerji ve eğitim, sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşmada üniversitelerin rolü, sürdürülebilir kalkınma ekonomisi gibi kritik konulara odaklanılıyor.

Milli Eğitim Bakanı Çavuşoğlu, açılışta yaptığı konuşmada, kongrenin, Türkiye’nin ev sahipliğinde ve İstanbul gibi tarihsel, kültürel ve stratejik öneme sahip bir şehirde düzenlenmesinin son derece anlamlı olduğunu belirtti. Çavuşoğlu, “Bu organizasyon, sadece Türkiye’nin yükseköğretimde ulaştığı seviyeyi değil, aynı zamanda Türk dünyasının ortak değerler ekseninde küresel meselelerde ne kadar güçlü bir ses olabildiğini de göstermektedir. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti olarak bizler de, yükseköğretim sistemimizle bu büyük vizyonun bir parçası olmaktan kıvanç duyuyoruz.” dedi.

KKTC’de faaliyet gösteren 22 üniversitenin yalnızca akademik başarılarıyla değil, aynı zamanda sürdürülebilirlik, iklim farkındalığı, dijital dönüşüm ve toplumsal kalkınma konularında da özgün projelere imza attığını belirten Bakan Çavuşoğlu, Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi (UKÜ)’nün sürdürülebilirlik alanında, Yakın Doğu Üniversitesi (YDÜ)’nün bilimsel araştırma ve genel sıralamalarında, Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ)’nün genç üniversite sıralamasında ve alan sıralamasında, Lefke Avrupa Üniversitesi ise (LAÜ)’nün de Çevre Bilimleri alanında öne plana çıktığını anlattı.

Yüz binin üzerinde öğrencinin eğitim gördüğü KKTC üniversitelerinde, öğrencilerin yüzde 45’inin Türkiye vatandaşı, yüzde 41’inin ise uluslararası öğrenciler olduğunu ifade eden Çavuşoğlu, bu yapının yükseköğretimde tüm dünyada görünür olma imkânı sunduğunu vurguladı.

Sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşmak için yükseköğretim sistemlerinin yalnızca bilgi üretmesi değil, aynı zamanda toplumla bütünleşmesi, aktif birer değişim aktörü olması gerektiğini söyleyen Bakan Çavuşoğlu, bu doğrultuda üniversitelerin sosyal sorumluluk projeleri, çevreci altyapı yatırımları, kadınların ve gençlerin güçlendirilmesine yönelik politikaları desteklemesinin büyük önem taşıdığına dikkati çekti.

Kongrede ayrıca, açıklanacak küresel üniversite etki sıralamalarının kurumların stratejik konumlarını değerlendirme açısından önemli bir fırsat olduğunu kaydeden Çavuşoğlu, “Bu noktada, Times Higher Education gibi saygın kuruluşlarla iş birliği içinde yürütülen çalışmalar, üniversitelerimizin küresel görünürlüğünü artırmakta ve geleceğe dönük hedefler belirlemekte bizlere rehberlik etmektedir.” dedi.

“Ayrıca, kongre kapsamında ‘Türk Üniversiteleri Pavilyonu’nun da yer alması, Türk yükseköğretiminin uluslararası tanıtımı açısından stratejik bir adımdır.” diyen Çavuşoğlu, bu pavilyonun, hem akademik tanıtım hem de kültürel yakınlaşma bakımından eşsiz bir platform sunmakta olduğunu söyledi.

İklim krizi, toplumsal eşitsizlikler, göç, dijital uçurum gibi zorluklarla dolu bir çağda yaşandığını ifade eden Çavuşoğlu sözlerine şöyle devam etti:

“Ancak aynı zamanda bu çağ, yenilikçiliğin, yapay zekânın, veri biliminin ve uluslararası iş birliğinin imkânlarını da içinde barındırıyor. Bu nedenle biz eğitimciler, genç nesillere sadece meslek kazandırmakla değil, aynı zamanda yaşanabilir bir dünya bırakmakla da sorumluyuz.

Bugün burada attığımız her adım, yaptığımız her iş birliği, çocuklarımızın daha adil, daha yeşil, daha umut dolu bir geleceğe uyanmasına katkı sağlayacaktır. Bu yolda, KKTC olarak bizler, Türkiye ile dayanışma içinde yürümeye ve yükseköğretim aracılığıyla dünyaya umut olmaya gayret edeceğiz.”

Çavuşoğlu kongrenin düzenlenmesinde emeği geçen YÖK’e, Times Higher Education yetkililerine, organizasyonda görev alan akademik, teknik ekiplere ve tüm katılımcılara teşekkür ederek; kongrenin ülke, bölge ve dünya için hayırlı sonuçlara vesile olmasını diledi.

Devamını Oku

Trending

Reklam