Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Taşkent şehitleri anıldı

Published

on

Taşkent şehitleri bugün düzenlenen törenle anıldı.

Cumhurbaşkanı Tatar törendeki konuşmasında, sivil halkı katledenlerin Rum polisi ve askeri olduğunu belirterek, “Kıbrıs’ta böyle bir acıyı tekrar yaşamamak için üzerine titrediğimiz kırmızı çizgilerimizi sonuna kadar birlik ve beraberlik içinde savunmamız gerekiyor” dedi.

Taşkent Şehitler Anıtı’nda düzenlenen törene Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Cumhuriyet Meclisi Başkanı Zorlu Töre, Başbakan Ünal Üstel, Yüksek Mahkeme Başkanı Bertan Özerdağ, Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Komutanı Tümgeneral Sebahattin Kılınç, Güvenlik Kuvvetleri Komutanı Tümgeneral Osman Aytaç, Ana Muhalefet Cumhuriyetçi Türk Partisi Genel Başkanı Tufan Erhürman, bazı bakanlar, milletvekilleri, kurum, dernek, siyasi parti temsilcileri, askeri erkan ve şehit aileleri katıldı.

Tören protokol sırasına göre çelenklerin Taşkent Şehitler Anıtı’na sunulmasıyla başladı. Ardından saygı duruşu, saygı atışı ve İstiklal Marşı ile bayraklar göndere çekildi.

Törende, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Şehit Aileleri ve Malul Gaziler Derneği Başkanı Gürsel Benan ve Taşkent Şehit Aileleri Derneği Başkanı Erdinç Erdağlı konuşma yaptı.

Tören şehitliğin ziyaretiyle sona erdi.

Tatar: “Sivil halkımızı katleden Rum polisi ve Rum askeriydi”

Cumhurbaşkanı Tatar törende yaptığı konuşmada, şehit ailelerinin, 50 yıldır eksilmeyen bir acı çektiğini vurgulayarak, ailelere sabırlar diledi.

“Kıbrıs Türkü çok acılar çekti, çok bedeller ödedi” diyen Tatar, 50 yıl önce yaşananların dünyanın gözü önünde, Birleşmiş Milletler’in şahitliğinde olduğunu kaydetti.

“Kıbrıs’ta adil, kalıcı ve sürdürebilir bir çözümün olabilmesi için bizlerin de iradesini ortaya koymamız gerektiğini kabul ederken, bunları da unutmamız mümkün değildir” diye konuşan Tatar, Kıbrıs meselesinin 1974’te başlamadığının altını çizdi.

1974 öncesinde Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kurulmasının, Enosis’e bir sıçrama tahtası olarak görüldüğünü, 103 köyün yakılıp yıkıldığını ifade eden Tatar, çocuk ve kadınların katledildiğini belirtti.

Cumhurbaşkanı Tatar, Barış Harekatı’ndan 24 gün sonra Muratağa, Atlılar ve Sandallar’da, 15 Ağustos 1974’te Taşkent, Tatlısu ve Terazi’de yaşanan katliamların bir kez daha bütün dünyaya Rumların ne kadar acımasız olduğunu gösterdiğini vurguladı.

Katliamların talimatını verenlerin sorumlu makamlarda oturanlar olduğunu ifade eden Tatar, “Sivil halkımızı katleden Rum polisi ve Rum askeriydi” dedi. Bunların tarihe yargılanmayan cinayetler olarak geçtiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Tatar, bilinmesine rağmen Rum Yönetimi’nin bu şekilde duyarsız kalmasının affedilecek bir durum olmadığını kaydetti.

“Kıbrıs’ta bir anlaşma istiyoruz ama bu yaşananları hiçbir zaman unutmayacağız” diyen Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs Türkü’nün barışını, huzurunu ve güvenliğini sağlayacak bir anlaşma için egemenlik, eşitlik ve KKTC devletinin anlaşmanın bir parçası olması gerektiğini belirtti. Tatar, anavatan Türkiye’nin tarihten gelen ve hakkı olan garantörlüğünün ve böylesi soykırımların bir daha yaşanmaması için caydırıcı bir güç olarak Türk askerinin adadaki varlığının devam etmesi gerektiğini de vurguladı.

Tatar, Gazze örneğine işaret ederek, “Böyle bir durum hasıl olduğunda dünya devletlerinin sadece seyirci kalacaklarını, en fazla olanları kınayacaklarını ama müdahale edemeyeceklerini bir kez daha bütün dünya görüyor” diye konuştu.

-“Kırmızı çizgilerimizi sonuna kadar birlik ve beraberlik içinde savunmamız gerekiyor”

“Kıbrıs’ta böyle bir acıyı tekrar yaşamamak için yıkılmadan, pes etmeden üzerine titrediğimiz kırmızı çizgilerimizi sonuna kadar birlik ve beraberlik içinde savunmamız gerekiyor” diyen Tatar, şehitleri hiçbir zaman unutmadıklarını, unutmayacaklarını ve unutturmayacaklarını vurguladı.

-Benan: “Ne toprağımızdan, ne bayrağımızdan, ne de Anavatan Türkiye’den asla vazgeçmeyeceğiz”

Şehit Aileleri ve Malul Gaziler Derneği Başkanı Gürsel Benan, bugün “dünyanın ve Barış Gücü’nün gözleri önünde işlenmiş insanlık suçunun” 50’nci yıl dönümü olduğunu ifade etti.

“Enosis hayaliyle yaşayan Rum-Yunan ikilisinin evlerinden ettikleri, göçe zorladıkları ve rastgele katlettikleri masum insanları, bizler özgür ve huzur içinde yaşayalım diye canlarını feda eden şehitlerimizin verdiği onurlu mücadeleyi asla unutmamalıyız.” diyen Benan, 1974’te Taşkent’te yaşananları anlattı. Bu milletin “yurdu vatan yapan kahramanlara” minnettar olduğunu ifade eden Benan, soykırıma uğratılan insanlara yapılanların unutulmaması gerektiğini vurguladı.

Mücadelenin temel noktasının devlete sahip çıkmak olduğunu belirten Benan, 1974 Barış Harekatı ile yalnız Türklerin değil, Rumların da can, mal ve güvenliklerinin koruma altına alındığını; adaya gelen Türk askerinin varlığı sayesinde Kıbrıs adasında 50 yıldır barış ve huzur atmosferinin hakim olduğunu anlattı.

Vatan topraklarını bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da koruyacaklarını vurgulayan Benan, “Ne toprağımızdan, ne bayrağımızdan, ne de Anavatan Türkiye’den asla vazgeçmeyeceğiz.” dedi.

Benan, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları, Toplum Lideri Dr. Fazıl Küçük, Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş ile şehitleri anarak konuşmasına son verdi.

-Erdağlı: “Bir taraftan özgürlüğe kavuşmamızın sevincini, diğer taraftan da en yakınlarımızı kaybetmenin derin acısını yaşıyoruz”

Taşkent Şehit Aileleri Derneği Başkanı Erdinç Erdağlı ise konuşmasında, hem Taşkent şehitlerinin hayattan koparılışının hem de Barış Harekatı’nın 50’nci yıl dönümü olduğunu anımsatarak, “Bir taraftan özgürlüğe kavuşmamızın sevincini, diğer taraftan da en yakınlarımızı kaybetmenin derin acısını yaşıyoruz.” dedi.

15 Ağustos 1974 günü Taşkent’te yaşananlara değinen Erdağlı, “15 Ağustos 1974 günü sabah saat 10.00 civarında 45 kişilik ilk grubu, öğleden sonra saat 14.00 sıralarında ise geriye kalan 37 kişilik ikinci grubu otobüslere bindirip, ailelerinin çaresiz bakışları arasında alıp götürdüler. Bu, onları son görüşümüzdü…” dedi.

Sonrasında yaşananları götürülen ilk esir grubu içerisinde yer alan ve sağ kurtulan Suat Kafadar isimli köylüden öğrendiklerini belirten Erdağlı, ilk gruptaki kişilerin Limasol yakınlarındaki dağlık bir Rum köyü olan Paramitya yakınlarında kurşuna dizildiğini, ikinci gruprakilerin de aynı kaderi paylaştığına inandıklarını anlattı.

Rum yönetiminin katliamlarla ilgili sorumluluk üstlenmediğini kaydeden Erdağlı, “Bu yaşananları aradan 50 yıl geçse de unutmak da unutturmak da mümkün değildir. Elli yıldır bu adada kan dökülmemesi bir barış ortamının mevcut olduğunu göstermektedir. Zaman zaman Kıbrıs sorununa bir çözüm bulma çabaları gündeme geliyor. Bir çözüm mümkün olur mu olmaz mı veya nasıl bir çözüm bulunur bilemiyorum ama 1974 sonrası kavuştuğumuz barış ve güven ortamından ve bedelini şehitlerimizin ödediği özgürlüğümüzden vazgeçmemiz söz konusu olamaz.” diye konuştu.

Erdağlı, şehit ve gazileri anarak konuşmasını tamamladı.

Konuşmaların ardından Şehitlik ziyaret edildi.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Meclis Genel Kurulu toplantısı tamamlandı

Published

on

By

 

Birleştirilmiş Sigorta Hizmetleri Düzenleme ve Denetim Değişiklik Yasa Tasarısı Meclis Genel Kurulu’nda oy birliğiyle kabul edildi.

Toplantıda  Ekonomi, Maliye, Bütçe ve Plan Komitesi Başkanı Resmiye Eroğlu Canaltay, Tasarıya ilişkin raporu okudu.

-Toros

Tasarı üzerine söz alan CTP Milletvekili Fikri Toros, Kıbrıs Türk sigorta sektörünün 2024 yılı sonu itibarıyla 120 milyon euroya varan aktif büyüklüğe ulaştığını, buna rağmen şirketlerin finansal güçlerinin sınırlı kaldığını ve Avrupa Birliği standartlarıyla uyumun sağlanamadığını söyledi.

Komite sürecinde yaptığı bazı önerilerin dikkate alınmadığını belirten Toros, “Yasanın niteliği arttırabileceğine inandığım sermaye tutarlarında güncelleme ve teminat limitlerinde euroya endeksleme maalesef uygun bulunmamıştır. Ayrıca sigorta ve reasürans şirketlerinin nakden ödenmiş asgari sermaye miktarlarında da birliğin görüşleri çerçevesinde hiçbir değişiklik yapılmamıştır.” dedi.

Toros, “Tasarıda yeni kurulacak sigorta ve reasürans şirketlerinin ödeyeceği kuruluş harcı, ödenmiş minimum sermayenin yüzde 10’uyken bu oran komite aşamasında yüzde 30’a yükseltilmiştir.” dedi.

Konuşmasında dijitalleşmenin sektör için zorunluluk haline geldiğini vurgulayan Toros, dijital teknolojilerin sigorta şirketlerinin verimliliğini artırdığını, müşteri taleplerini daha hızlı ve doğru tespit etmelerine olanak sağladığını söyledi.

Sigorta sektörünün siyasetten arındırılması gerektiğini dile getiren Toros, bu alanda bağımsız bir düzenleyici kurum kurulmasının elzem olduğunu ifade etti. “İdeal olan, Sermaye Piyasası Kurulu niteliğinde bir kurumun kurulması ve sektörün ona bağlanmasıdır.” diyen Toros, mevcut durumda Para, Kambiyo ve İnkişaf Sandığı Dairesi’nin sektörü denetlediğini ancak bu dairenin beşeri kaynaklarının yetersiz olduğunu söyledi.

-Şahiner

CTP Milletvekili Salahi Şahiner de Tasarı üzerine söz aldı. Şahiner, “Bu ülkede yılda yaklaşık 100 milyon euroluk sigorta poliçesi üretiliyor ve bu poliçeler milyarlarca dolarlık mal varlığını teminat altına alıyor. Bu sadece bireylerin değil, kamu kurumlarının da mal varlıklarını olası risklere karşı koruyan bir sistemdir.” dedi.

Sigorta şirketlerinin mali açıdan sürdürülebilir bir yapıya sahip olması gerektiğini vurgulayan Şahiner, “Finansal yapısı zayıf şirketlerle bu sistemin ayakta kalması mümkün değil.” ifadelerini kullandı. Bu kapsamda sektörün daha düzenli işlemesi adına önemli adımlar atıldığını belirtti.

Denetim yetkisi verilen Para Kambiyo ve İnkişaf Sandığı Dairesi’nin teşkilat yasasının geçmiş haftalarda Meclis’ten geçtiğini hatırlatan Şahiner, “Bu kuruma yapılacak personel atamaları bir an önce tamamlanmalı, bilirkişiler Kamu Hizmeti Komisyonu üzerinden göreve başlamalıdır.” dedi. Hükümete çağrıda bulunan Şahiner, teşkilat yapısının işlevsel hale getirilmesinin zorunluluk olduğunu söyledi.

Son dönemde sigorta sektörüne yönelik sert tartışmalar yaşandığını ve bazı şirketlerin siyasi bağlantılarla geçiş noktalarından ciddi kazançlar elde ettiğine dair iddiaların kamuoyunda yankı bulduğunu söyleyen Şahiner, “Türkiye’de 100 bin kişiye bir sigorta şirketi düşerken, bizde bu oran 10 bine kadar geriledi.” dedi.

Yeni kurulacak sigorta şirketleri için nakden ödenmiş sermaye miktarlarının artırıldığını dile getiren Şahiner, ancak bu tutarların Türk lirası bazında bırakıldığını vurguladı ve “Bu rakamlar Bakanlar Kurulu tarafından 10 katına kadar artırılabilir. Ancak otomatik güncelleme sistemi yok. Eğer her yıl sonunda güncellenmezse, Türk lirasının değer kaybıyla bu rakamlar komik hale gelebilir.” dedi.

Yasanın değişiklik maddeleri arasında, sigorta ve reasürans şirketlerinin yönetim kurulu üyeleri, genel müdürleri ve yardımcılarının taşıması gereken niteliklerin sıkılaştırıldığını aktaran Şahiner, ilgili kişilerin mezuniyetleri ve mesleki deneyimlerine dair yeni kriterlerin getirildiğini kaydetti. Şahiner bu adımın, sektörün daha kaliteli hizmet sunmasını sağlayacağını belirtti.

Yedinci maddeyle ilgili olarak ayrıca öneride bulunacaklarını açıklayan Şahiner, burada yönetim kurulu üyelikleriyle ilgili gözden kaçan bazı unsurlar olduğunu dile getirdi.

Şahiner yeni düzenlemeyle birlikte devletin sigorta şirketlerinden elde edeceği gelirlerin de artırıldığını kaydetti.

-Berova

Yanıt vermek üzere kürsüye çıkan Maliye Bakanı Özdemir Berova, Sigorta Hizmetleri Düzenleme ve Denetim Yasası’nda yapılan değişikliklerin 15 yıl sonra Meclis Genel Kurulu’ndan geçirilmesinin önemli bir adım olduğunu belirterek, yeni yasanın hem uygulayıcı kurum olarak Maliye Bakanlığı’na hem de sektörün güncel ihtiyaçlarına uygun bir zemin sunduğunu kaydetti. Berova, yasa sayesinde sektörün daha etkin denetleneceğini, ihtiyaç duyulan personelin Kamu Hizmeti Komisyonu aracılığıyla istihdam edileceğini söyledi.

Berova, Cumhuriyetçi Türk Partisi milletvekilleri Fikri Toros ve Salahi Şahiner’in Genel Kurul’daki konuşmalarına atıf yaparak her iki isme de katkıları ve yapıcı üslupları için teşekkür etti. “Sayın Toros’un ve Sayın Şahiner’in endişelerinde haklılık payı olabilir ama bu endişelere gerek olmadığını özellikle ifade etmek isterim. Sermaye tutarlarının her yıl kontrol mekanizması içinde güncellenmesi gerektiğine dair hatırlatmaları doğrudur, ancak bu yasa 2010’dan beri hiç değişmeden bugüne gelmiştir.” dedi.

Yasa yapım sürecinin geçmişteki siyasi istikrarsızlıklardan olumsuz etkilendiğine işaret eden Berova, kısa süreli hükümetlerin yapısal reformların hayata geçirilmesini zorlaştırdığını söyledi. Bu dönemde Maliye Bakanlığı olarak Muhasebe Denetim Yasası, Tasdik Memurları Yasası ve Para Kambiyo Teşkilat Yasası gibi birçok önemli düzenlemeyi hayata geçirdiklerini belirtti.

Sigortacılıkla ilgili yeni düzenlemenin de bu çerçevede değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayan Berova, Fikri Toros’un gündeme getirdiği bağımsız sigorta denetleme kurumu fikrine teorik olarak katıldığını ancak ülkenin mevcut yapısal ve ekonomik koşulları dikkate alındığında her yeni kurumun maliyet-fayda analizinin dikkatle yapılması gerektiğini kaydetti.

Yasanın içerdiği teknik detaylara ilişkin Toros ve Şahiner’in ayrıntılı değerlendirmeler yaptığını belirten Berova, bu nedenle içerikte tekrar ayrıntıya girmeye gerek duymadığını söyledi. “Bu yasanın yürürlüğe girmesiyle uygulanabilir ve sürdürülebilir bir çerçeve oluşturulmuştur. Komitedeki tartışmalarda katkı koyan tüm üyelerimize ve başkanımıza teşekkür ederim.” dedi.

Berova, sektöre dair bazı güncel verileri de paylaşarak konuşmasını tamamladı. Bugün itibarıyla ülkede 40 hayat dışı sigorta şirketi, 3 hayat grubu sigorta şirketi ve 2 reasürans şirketinin aktif olduğunu kaydeden Berova, gerçek kişi sigorta acentesi sayısının 2 bin 509, tüzel kişi sigorta acentesi sayısının 209, banka sigorta acentesi sayısının 22, kooperatif şirketi acentesi sayısının ise 21 olduğunu aktardı. Ayrıca ülkede 2 adet sigorta brokerinin faaliyet gösterdiğini söyledi.

Berova, bu alanın denetimi için gerekli insan gücünün en kısa sürede Kamu Hizmeti Komisyonu aracılığıyla sağlanacağını belirtti.

Konuşmaların ardından Birleştirilmiş Sigorta Hizmetleri Düzenleme ve Denetim Değişiklik Yasa Tasarısı oylandı ve oy birliğiyle kabul edildi.

Böylece Meclis Genel Kurulu bugünkü toplantısını tamamladı. Genel Kurul’un gelecek birleşimi yarın saat 10.00’da başlayacak.

Yarın ayrıca Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, “İsrail-İran Savaşı’yla kritik bir aşamaya gelen bölgesel gelişmeler ve Rum liderliğinin özellikle gayriresmi Cenevre toplantısının ardından dozunu arttırdığı olumsuz siyasetine” ilişkin Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu’nu kapalı oturumda bilgilendirecek.

Devamını Oku

Kıbrıs

Halkın katılımıyla sığınak ve sirenlerin kullanılacağı bölgesel bir tatbikat planlanıyor

Published

on

By

Sivil Savunma Teşkilatı Başkanlığı, Ortadoğu’da yaşanan gelişmelerin ardından olası risklere karşı halkın bilinçli ve hazırlıklı olması için, sığınaklar ve acil durumlarda uygulanması gereken temel kurallar hakkında bilgi verdi.

Sivil Savunma Teşkilatı Başkanlığı’ndan yapılan açıklamada, ulusal güvenliği tehdit eden herhangi bir doğrudan tehlike bulunmadığı belirtilerek, olası risklere karşı halkın bilinçli ve hazırlıklı olmasının büyük önem taşıdığı vurgulandı.

-Sığınakların durumu ve erişilebilirliği…

Açıklamada, KKTC genelinde 10 adet genel, 258 adet özel sığınak olmak üzere toplam 268 sığınak bulunduğu ve bu sığınakların yaklaşık 200 bin kişiyi barındıracak kapasitede olduğu kaydedildi.

Sivil Savunma Teşkilatı Başkanlığı’nın, sığınak kapasitesini artırmak maksadıyla, tüm ilçelerde faaliyet gösteren büyük kapasiteli oteller ile geniş bodrum hacimli binaları da sığınak planlamasına dahil ettiği ifade edilen açıklamada, ayrıca, kamu binaları haricinde, özel mülkünün altında bodrum alanı bulunan vatandaşların, bu alanlarını sığınma alanı olarak kullanacakları belirtildi.

“OHAL ilan edilmesi durumunda büyük kapasiteli oteller, geniş bodrum hacimli binalar, apart otellerin bodrum katları ile özel mülk bodrum alanları, halkın sığınması amacıyla Sivil Savunma Teşkilatı’nın kullanımına geçecektir.” denilen açıklamada, kamuya açık ve yerleşim yerlerine yakın sığınakların, Sivil Savunma Teşkilatı Başkanlığı tarafından denetlendiği belirtildi.

Açıklamada, “Vatandaşlarımız, bulundukları bölgedeki en yakın toplanma yerlerini Sivil Savunma resmi web sitemiz, www.sivilsavunma.gov.ct.tr adresinden öğrenebilirler. Belirlenen alanlarda toplanan halk, Sivil Savunma personeli ve Halk Örgütü’nde görevli personel tarafından en yakın sığınma alanlarına yönlendirileceklerdir” denildi.

-Tatbikat

Açıklamada, Sivil Savunma Teşkilatı Başkanlığı’nın, 25 Haziran Çarşamba günü Gazimağusa’da halkın katılımı ile sığınak ve sirenlerin kullanılacağı bölgesel bir tatbikat planladığı kaydedildi. Tatbikat ile ilgili duyuruların kamuoyu ile paylaşılacağı da ifade edildi.

-Bilgilendirme sistemi ve uyarılar

Açıklamada, “Her türlü resmi bilgilendirme ve yönlendirme, Sivil Savunma Teşkilatı Başkanlığı bünyesinde Afet Acil Durum Radyosu olarak görev yapacak Radyo Vatan, Radyo Nihavent ve Radyo Türkü ile ülke genelindeki siren anons sistemi ile cami anons sistemi aracılığıyla duyurulacaktır. Duyurular ayrıca Sivil Savunma Teşkilatı resmi facebook hesabından da yapılacaktır. Sosyal medyada ve çeşitli platformlarda yer alan teyitsiz bilgilere itibar edilmemesi, yalnızca resmi kanalların takip edilmesi önem arz etmektedir” uyarısı yapıldı.

-Kişisel hazırlık ve farkındalık

Açıklamada ayrıca, vatandaşlara, kendi evlerinde veya işyerlerinde geçici sığınma alanları oluşturması ve temel ihtiyaç malzemelerini (su, ilk yardım seti, el feneri, radyo, temel gıda vs.) içeren acil durum çantası hazırlamaları tavsiye edildi.

-Sığınak Fonu

2000 yılında çıkarılan Sığınak Yasası ile ilgili bilgi de verilen açıklamada, yasa ile “sığınakların inşası, bakımı ve onarımını sağlamak maksadıyla Sivil Savunma Teşkilatı Başkanı başkanlığında 10 kişiden oluşan ‘Sığınak Komisyonu’ ve Sivil Savunma Teşkilatı Başkanlığı kontrolünde inşaatlardan alınan katkı payları ile beslenen ‘Sığınak Fonu’” oluşturulduğu belirtildi.

Açıklamada ayrıca şunlar kaydedildi:

“2014 yılına kadar Sığınak Fonu’nda biriken para, sığınak ile bütünleşik olarak Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi Ayaktan Tanı Merkezi ve Gazimağusa Devlet Hastanesi yapımında kullanıldı. Söz konusu inşaatlara ek olarak KKTC çapındaki siren anons sistemi de Sığınak Katkı Fonu’nda biriken para ile yenilenmiştir.

2014 yılından itibaren, fonda biriken para, devletin diğer projelerinde kullanılmak üzere Sivil Savunma Teşkilatı Başkanlığı kontrolünden alınarak Maliye Bakanlığının ‘Tasfiye Edilen Fon Gelirleri’ kalemine aktarılmıştır.

Böylece, sığınak katkı payı gelirleri Maliye Bakanlığı kontrolüne alınarak, devletin gelirler bütçesine ‘Sığınak Katkı Payı Gelirleri’ kalemine gelir olarak kaydedilmeye başlanmıştır.

17 Şubat 2014 tarihinden itibaren ‘Sığınak Fonu’nun kaldırılması ile birlikte söz konusu fon ve sığınak katkı payı gelirleri, Sivil Savunma Teşkilatı Başkanlığı’nın kontrolünden çıkmıştır.”

Devamını Oku

Kıbrıs

Cumhurbaşkanı Tatar, Mormenekşe Çağdaş Kadınlar Derneği heyetini kabul etti

Published

on

By

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Hayriye Tokyay başkanlığındaki Mormenekşe Çağdaş Kadınlar Derneği heyetini kabul etti.

Cumhurbaşkanlığı’ndan verilen bilgiye göre,  ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getiren Cumhurbaşkanı Tatar, Mormenekşe Çağdaş Kadınlar Derneği’nin özverili çalışmalarını takdir ettiğini belirterek heyete teşekkür etti.

Kültürel faaliyetlerin son dönemde arttığına işaret eden Tatar, Dernek üyelerinin Azerbaycan ve diğer ülkelere gerçekleştirdikleri ziyaretlerle Kıbrıs Türk kültürünü ve müziğini başarıyla temsil ettiklerini vurguladı.

Kıbrıs Türk halkının geçmişte büyük haksızlıklara uğradığını ifade eden Tatar, adada iki ayrı devlet bulunduğuna dikkat çekerek, “Kıbrıs Türk halkının mücadelesini sürdürürken kendi değerlerimize ve kültürümüze sahip çıkmalıyız. Bu nedenle milli siyasette atılan adımlar, yürüttüğümüz mücadeleye destek niteliğindedir.” dedi.

Sanatsal faaliyetlerin temsiliyet açısından önemli olduğuna değinen Cumhurbaşkanı Tatar, bu tür çalışmaların genç kuşaklara örnek teşkil ettiğini belirtti.

İletişim çağında dijital platformlar sayesinde yapılan her çalışmanın geniş kitlelere ulaşabildiğini ifade eden Tatar, bu başarıların geleceğe taşınacağını söyledi.

Cumhurbaşkanı Tatar, konuşmasının sonunda, sanatsal üretimlerin Kıbrıs Türk tarihinin tanıtımı açısından büyük önem taşıdığını belirterek, emek veren herkesi tebrik etti.

Devamını Oku

Trending

Reklam