Kıbrıs Türk Hekimler Sendikası (Tıp-İş) Başkanı Özlem Gürkut, Sağlık Bakanlığı ile hükümeti sağlıkta ülke ihtiyaçlarına göre planlama yapmaya ve şeffaf olmaya çağırdı.

Gürkut, yazılı açıklamasında sağlık alt yapısının nüfusa cevap veremez hale geldiğini savunarak, yeni hastane binaları ve sağlık merkezleri yapılmasının önemli olduğunu kaydetti.

Girne ile Güzelyurt hastanelerinin inşaatlarının bir türlü bitirilemediğini, açıklanan açılış tarihlerinin de sürekli ötelendiğini ileri süren Gürkut, sağlık personelinin de ihtiyaca uygun şekilde planlanması ve arttırılması gerektiğini söyledi.

Lefkoşa Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi’nin alt yapı, donanım ve personel açısından ihtiyacı karşılayamadığını, hızla ve plansız artan hasta nüfusu karşısında yetersiz kaldığını savunan Özlem Gürkut, bu hastane 650 yatak kapasitesiyle ihtiyacı karşılayamazken yeni Lefkoşa hastanesinin niye 640 yataklı planlandığının açıklanmadığını belirtti.

Sağlık Bakanlığı’nın yapılan proje ve planlamanın ana belirleyicisi olmadığının görüldüğünü de söyleyen Gürkut, hali hazırda Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi kampüsü içinde çeşitli binalara bölünmüş sağlık hizmetinin sürdürülmesinde sıkıntılar yaşandığını savundu.

Bu bölünmüşlüğün verimliliği de düşürdüğünü, yeni hastanenin de hizmete girmesiyle bu sorunun nasıl aşılacağını soran Özlem Gürkut, ihtiyaç duyulacak yeni ve yetkin sağlık iş gücü yetiştirilmesine dair bir planlamanın gündeme gelmediğini ileri sürdü. 

“Sağlıkta iş gücü planlaması yapılmaması ihmaldir” diyen Tıp-İş Başkanı Özlem Gürkut, oluşacak hekim ve sağlık personeli yetersizliğiyle ilgili acil önlem alınmasını istedi.

Tıp-İş Başkanı Özlem Gürkut, temeli atılan yeni hastanenin şehir hastanesi konseptinde olup olmayacağı konusunda Sağlık Bakanlığı’nın net bir açıklama yapması gerektiğini de kaydetti.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Başbakanlığı, Güney Kıbrıs’ta meydana gelen yangın felaketiyle ilgili yazılı bir açıklama yaparak, felaketin ilk anından itibaren gelişmelerin yakından takip edildiğini ve resmi yollardan yardım teklifinde bulunulduğunu duyurdu.

Açıklamada, yaşanan afetin ardından hiçbir siyasi beklenti gözetilmeksizin insani sorumluluk çerçevesinde harekete geçildiği belirtilerek, “Doğal afetleri siyasetin üzerinde görüyoruz. Aynı coğrafyayı ve doğayı paylaşan toplumlar olarak bu tür durumlarda yalnızca insani bir duruş sergiliyoruz” denildi.

KKTC tarafından yapılan yardım teklifinin yalnızca karasal kurtarma ekiplerini değil, adada konuşlu yangın söndürme helikopterlerini de kapsadığı vurgulandı. Ancak Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin, yangının kontrol altına alındığı gerekçesiyle bu teklifi geri çevirdiği belirtildi.

Başbakanlık, bazı basın yayın organlarında çıkan “KKTC sadece karadan yardım teklif etti” yönündeki haberlerin gerçeği yansıtmadığını da açıkladı.

Açıklamada şu ifadeler yer aldı:
“Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin tavrı açıktır: Doğal afetler ve insani krizler karşısında, aynı yaşam alanını paylaştığımız komşularımıza yardım elini uzatmayı, bir insanlık görevi olarak görmeye ve bu anlayışla hareket etmeye devam edeceğiz.”

Başbakanlık, yangından etkilenen herkese geçmiş olsun dileklerini iletti ve yaşanan felaketten duyulan derin üzüntüyü kamuoyuyla paylaştı.