Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Tatar, Zonguldak’ta iş insanları ve sektör temsilcileri ile bir araya geldi

Published

on

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Zonguldak’ta iş insanları ve sektör temsilcileri ile bir araya geldi.

Cumhurbaşkanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre, Cumhurbaşkanı Tatar burada yaptığı konuşmada, Banyo Katliamı ve Kıbrıs Barış Harekatı nedeniyle Zonguldak ile Kıbrıs Türkü arasında derin ve önemli bağlar bulunduğunu söyledi.

Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs’ta Türk varlığının 1571 yılından beridir devam ettiğini belirterek, Türkiye Cumhuriyeti’nin her zaman Kıbrıs Türkü’nün yanında olduğunu ifade etti.

Osmanlı İmparatorluğu’nun Kıbrıs’tan çekilmesinin ardından Kıbrıs Türkü’nün yıllarca özgürlük ve varoluş mücadelesi verdiğini anlatan Tatar, Kıbrıs Barış Harekatıyla Mehmetçiklerin adaya gelmesi ve Mücahitlerle buluşmasıyla Kıbrıs Türkü’nün özgürlüğüne ve bağımsızlığına kavuştuğunu vurguladı.

-“Artık milli siyaset iki devletten geçmektedir”

Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin tek taraflı olarak Avrupa Birliği’ne alınmasının ardından federasyon temelinde varılacak antlaşmayla serbest dolaşım, yerleşim ve ticaret faaliyetlerinin gerçekleştirileceğine işaret eden Cumhurbaşkanı Tatar, AB içinde yer almayan Türkiye Cumhuriyeti’nin garantörlük hakları ve askeri varlığının ortadan kalkacağına dikkat çekti.

Bu oyuna karşı gelmek için yeni bir milli siyaset belirlediklerini anlatan Cumhurbaşkanı Tatar, egemen eşitlik ve eşit uluslararası statünün teyidiyle müzakerelere başlanacağını ve iki devletin işbirliğine dayalı bir çözüm modelini istediklerini kaydetti.

Kıbrıs Türkü’nün 60 yıldır kendi yönetimi ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile yoluna devam ettiğini aktaran Cumhurbaşkanı Tatar, müktesep hakları, uluslararası antlaşmalardan ve tarihten kaynaklanan hakların yanında Türkiye’nin garantörlüğü ve söz sahibi olması vesilesiyle iki devletin işbirliğine dayalı bir çözüm siyaseti belirlediklerini kaydetti.

Yeni siyasetle ilgili Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye hükümeti ve muhalefetine verilen destekten dolayı teşekkür eden Tatar, “Artık milli siyaset iki devletten geçmektedir. Aksi takdirde Kıbrıs’ta Türklüğün geleceği tehlikeye girer. Bu siyasetin, Türkiye’deki kurum ve kuruluşlar tarafından benimsenmesi önemlidir. 18 Temmuz 2024’te Türkiye Büyük Millet Meclisinde federasyon defterlerinin kapanması ve iki devletin işbirliğine dayalı bir çözüm siyaseti yürütülmesine yönelik oy birliğiyle alınan karar, milat niteliğindedir” dedi.

Yıllarca federasyon temelinde çözüm modeli üzerinde müzakereler yapıldığını dile getiren Cumhurbaşkanı Tatar ancak müzakerelerde sonuç alınamadığını ve artık geleceğe bakılması gerektiğini kaydetti.

Türk tarafının iyi niyetine karşılık Rum tarafının antlaşmayı ret ettiğine dikkat çeken Tatar, Rum Dışişleri eski Bakanı Rolandis’in Rum tarafının 15 kez antlaşmayı ret ettiğini açıkladığını hatırlattı.

Rum tarafının, Türkiye’nin Kıbrıs meselesinden vazgeçeceğini, Adadan çekileceğini, Kıbrıs Türkü’nü yalnız bırakacağını ve ENOSİS’i gerçekleştireceğine inandığına işaret eden Cumhurbaşkanı Tatar, Türkiye’nin hiçbir zaman Kıbrıs’tan vazgeçmediğini ve vazgeçmeyeceğini vurguladı.

-“Şehitler ve mücadeleler verildikten sonra geri adım atılması mümkün değildir”

Doğu Akdeniz ve Orta Doğu’da yaşananların ortada olduğunu, enerji ve güvenlik konularında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin jeopolitik ve jeostratejik öneminin giderek arttığını anlatan Cumhurbaşkanı Tatar, Türkiye’nin güvenliği ve bekası için kara parçası yanında Mavi Vatan ve Gök Vatan’da Kıbrıs’ın önemini aktardı.

“Şehitler ve mücadeleler verildikten sonra geri adım atılması mümkün değildir” diyen Cumhurbaşkanı Tatar, Türk Devletler Teşkilatı’nda Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Türkiye’nin desteğiyle yerini aldığını anlattı.

Azerbaycan Devlet Başkanı İlham Aliyev’le yaptığı görüşmede Kıbrıs Türkü’nün yalnız olmadığının vurgulandığını dile getiren Tatar, Kıbrıs’ta iki ayrı halk, demokrasi ve otorite olduğunun altının çizildiğini ifade etti.

Türkiye’nin yer almadığı Avrupa Birliği’ne tek taraflı olarak alınan Güney Kıbrıs’ın Avrupa Birliği’ni arkasına alarak Kıbrıs’ın bir bütün olarak Avrupa Birliği toprağı olarak hareket ettiğini anlatan Tatar, uluslararası antlaşmalarda yer alan ‘Türk-Yunan Dengesine’ dikkat çekti, Türkiye’nin Kıbrıs’ın garantör ülkesi olduğunu tarihten gelen bağlarının bulunmasından dolayı hak ve hukukunun göz ardı edilemeyeceğini kaydetti.

Kıbrıs Türkü’ne spor, direk uçuş ve ticarette ambargo uygulandığını ancak Türkiye’nin desteğiyle yola devam edildiğini belirten Cumhurbaşkanı, Kıbrıs’ta dili, dini ve kültürüyle iki ayrı halk ve yönetim olduğunu vurguladı. Kıbrıs’ta 50 yıldan beridir barış, huzur ve güven olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs’ı farklı maceraya sürüklemenin anlamı olmadığını söyledi.

Enerji, kültürel miras ve sağlık gibi birçok konuda iki devletin işbirliği yapabileceğini ifade eden Tatar, bu şekilde iki tarafın refahının artacağını ve Kıbrıs’ın müreffeh bir ada olabileceğini dile getirdi.

Uluslararası camiayı sağduyuya davet eden Tatar, federasyonu görüşmek yerine iki devletli çözümün görüşülmesi gerektiğini belirtti, müzakere masasından kaçmadıklarını vurguladı. Karşı tarafın gerçekleri görmesi gerektiğini aktaran Tatar, müzakere masasına oturmak için ortak zeminin yaratılması açısından masaya eşit oturulup eşit kalkılması gerektiğine dikkat çekti.

Baskılara direnmek, doğru yoldan şaşmamak, milli siyasetin yerleşmesi ve kökleşmesi için yapılan girişimlerin önemine vurgu yapan Cumhurbaşkanı Tatar, gösterilen ilgi, yakınlık, anlayış ve milli ruhun birlikte yaşanılması için Zonguldak halkına ve iş insanlarına teşekkür etti.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

DAÜ’de “Üniversiteli Gözünden Kıbrıs’ta Çocuk Hakları Çalıştayı” düzenleniyor

Published

on

By

Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ) Çocuk Hakları Kulübü tarafından “Üniversiteli Gözünden Kıbrıs’ta Çocuk Hakları Çalıştayı” düzenleniyor.

DAÜ’den yapılan yazılı açıklamaya göre, DAÜ Hukuk Fakültesi’nde, 30 Kasım Cumartesi günü, 10.00-16.30 saatleri arasında düzenlenecek olan çalıştayda, üniversiteye bağlı Psikoloji Öğrencileri Kulübü, Hukuk Kulübü, Özel Eğitim Kulübü, Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Kulübü de paydaş olarak destek verecek.

“Üniversiteli Gözünden Kıbrıs’ta Çocuk Hakları Çalıştayı” kapsamında açılış konuşmalarının ardından çocuk hakları konusunda bir panel gerçekleştirilecek.

Panelde, DAÜ Fen ve Edebiyat Fakültesi, Psikoloji Bölümü Bölüm Başkan Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Dilek Çelik “Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin 35. Yılında Başardıklarımız ve Başaramadıklarımız”, DAÜ Eğitim Fakültesi, Temel Eğitim Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Eda Yazgın “Okullarda Risk Altındaki Çocuklara Yönelik Psikoeğitimsel Müdahale Yöntemleri” ve Evrensel Çocuk Hakları Derneği Başkanı Laden Asilzade tarafından “KKTC’de Çocuk Hakları Aktivizmi ve Savunuculuk” başlıklı sunumlar gerçekleştirilecek.

-8 farklı masada çocuk hakları tartışılacak

Panelin ardından 100’ün üzerinde katılımcı ile oluşturulacak çalıştay masalarında 8 ayrı başlıkta çocuk hakları çerçevesinde konular tartışılacak.

SOS Çocukköyü, Evrensel Çocuk Hakları Derneği, Gazimağusa Özel Eğitim ve İş Eğitim Okulu, Kıbrıs Otizm Derneği, Mülteci Hakları Derneği, DAÜ Eğitim Fakültesi, DAÜ Fen ve Edebiyat Fakültesi, Kıbrıs Türk Gazeteciler Birliği, Barış Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi, Gazimağusa Sosyal Hizmetler Dairesi’nden katılımcıların moderatör olarak yer alacağı çalıştay masalarında; “Aile Bakımından Yoksun veya Yoksun Olma Riski Barındıran Çocuklar”, “Özel Gereksinimli / Engelli Çocuklar”, “Kıbrıs’ta Yabancı / Mülteci / Sığınmacı Çocuk Olmak ve Haklara Erişim”, “Eğitim ve Gelişimde Çocuk Hakları”, “Yasal Boyutuyla Çocuk Hakları”, “Kurum ve Kuruluşların Çocuk Haklarına Bakış Açısı”, “Dijital Alanda ve Medyada Çocuk Hakları” ile “Psikososyal Destek Mekanizmalarına Erişim” konuları ele alınacak.

Üniversiteli Gözünden Kıbrıs’ta Çocuk Hakları Çalıştayı, çalıştay masalarından elde edilecek raporun okunmasıyla sona erecek.

Devamını Oku

Kıbrıs

Depremle ilgili hukuki süreci takip eden komite, İsias hakkındaki bilirkişi raporunu değerlendirdi

Published

on

By

Türkiye Cumhuriyeti’ndeki Depremle İlgili Hukuki ve Adli Sürecin İzlenmesine İlişkin Geçici ve Özel (Ad-Hoc) Komite, Dokuz Eylül Üniversitesi/İstanbul Teknik Üniversitesi bilirkişi raporuyla, İsias Otel davasında tutuksuz yargılananlar dahil tüm sanıkların binanın yıkılmasından sorumlu bulunduğunu, yıkımın da depremin şiddetinden kaynaklandığı tezinin çürütüldüğünü belirtti.

Komite, 3 Aralık’ta görüşülecek İsias Otel beşinci duruşması öncesinde, 28 Ekim’de açıklanan Dokuz Eylül Üniversitesi/İstanbul Teknik Üniversitesi bilirkişi heyetinin 170 sayfalık raporu hakkındaki görüşlerini açıkladı.

Açıklamada, Adıyaman 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 12 Haziran tarihli ara kararıyla dosyanın sevk edildiği bilirkişi heyetinin, dosyadaki tüm teknik rapor, görüş, olgu ve delilleri inceledikten sonra raporu hazırladığına dikkat çekildi.

Açıklamada, raporun hem kapsamlı değerlendirmeleri içerdiği hem de Adıyaman 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nin taraf avukatlarının iddia ve taleplerini dikkate alarak bilirkişi heyetine yönelttiği sorulara ayrıntılı bir şekilde cevap verdiği değerlendirmesinde bulunuldu.

Açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“6 Şubat 2023 tarihinde yaşadığımız depremin ardından 35 Şampiyon Meleğimizi Adıyaman’da İsias Otel enkazında kalplerimize gömdükten sonra İsias davasının her safhasını yakından takip etmek üzere, bağımsız vekilimiz ve Meclis’teki tüm partilerden en az bir vekilin katılımıyla oluşturulan Ad-Hoc Komitemiz, İTÜ-Dokuz Eylül Üniversitesi bilirkişi heyetinin hazırlayıp 28 Ekim 2024’te mahkemeye sunduğu İsias Davası sürecinde çok önemli öneme haiz 170 sayfalık bilirkişi raporunu tetkik etmiştir.”

-Binanın yıkılma sebepleri

Komite açıklamasında, rapordan binanın yıkılma sebeplerine ilişkin şu alıntı yapıldı:

“Sabit beton ve malzeme kusurları; Projeye aykırı kaçak katlar ve yapısal değişiklikler; Etriye ve donatı eksiklikleri; Çekiçleme etkisi iddiasının gerçeği yansıtmaması; Deprem güçlerine dayanacak yapısal hesaplamaların eksikliği; Binaya projeye aykırı asansör rklenmesi; Deprem güçlerine dayanacak yapısal hesaplamaların eksikliği; Binaya, projeye aykırı asansör eklenmesi; Eksik burulma düzensizliği ve yumuşak kat etkileri; Zemin etüt çalışmasının zorunlu olmasına rağmen yapılmaması ve İskan Belgesine ilişkin bulgular.”

Açıklamada, bilirkişi heyetinin, ayrıntılı olarak yaptığı teknik inceleme, keşif ve tetkiklerin ardından İsias Otel binasının ana başlıklar halinde verilen sebeplerden ötürü yıkıldığı kanaatine vardığı ve tutuksuz yargılanan sanıklar dahil tüm sanıkların binanın yıkılmasında sorumluluğunun bulunduğunun açıkça ifade edildiğine dikkat çekildi. Bilirkişi raporunda ifade edilen bulgular nezdinde savunma tarafının iddia ettiği yıkıma sebep olan esas nedenin depremin şiddetli olması tezinin de çürütülmüş olduğu vurgulandı.

-“Sabit ve ciddi bir sahte evrak düzenleme eyleminin mevcudiyeti, bilirkişi raporunda net bir şekilde ifade edildi”

Açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“Bilirkişi raporunda ayrıca binaya verilen 1993 tarihli yapı ruhsatının; 2001 tarihli tadilat yapı ruhsatının ve 2003 tarihli yapı kullanım izin belgesi ile bunların temin edilmesi için Adıyaman Belediyesi’ne sunulan rapor ve belgelerin mevzuata aykırı ve/veya usulsüz ve/veya sahte olarak nitelenebilmesini sağlayacak ve dava sonucunda Şampiyon Melekler için adaletin en iyi ve doğru şekilde tecelli etmesine olumlu etkisi olacak bulgulara da yer verildi. Diğer bir anlatımla; sonucunda ne olursa olsun iradesi ile yapılmış sabit ve ciddi bir sahte evrak düzenleme eyleminin mevcudiyeti, bilirkişi raporunda net bir şekilde ifade edilmiştir.”

-“Dava sürecini yakinen izlemeye devam edeceğiz”

Davanın, Adıyaman 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 3 Aralık’ta gerçekleştirilecek beşinci duruşmasında İTÜ/ Dokuz Eylül Üniversitesi bilirkişi heyetinin hazırladığı raporunda tespit edilen bulgular ışığında görüşülmeye devam edileceği belirtilen açıklamada, “Daha önceki tüm duruşmalarda hazır bulunmuş olan Komitemiz, bu duruşmada da hazır bulunarak dava sürecini yakınen izlemeye ve Şampiyon Meleklerimizin ailelerinin yanında olmaya devam edecektir.” ifadelerine yer verildi.

Devamını Oku

Kıbrıs

Milli Eğitim Bakanlığı ile DAÜ bütçesi komiteden geçti

Published

on

By

Cumhuriyet Meclisi Ekonomi, Maliye, Bütçe ve Plan Komitesi’nde, 16 Milyar 700 Milyon 959 bin TL’lik Milli Eğitim Bakanlığı bütçesi ile 6 Milyar 572 Milyon 217 bin TL’lik Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ) bütçesi oyçokluğuyla onaylandı.

Komitede görüşülmesine pazartesi akşamı başlanan ve bugün devam eden DAÜ bütçesi, konuşmaların ardından oylandı ve 210 milyon TL’lik artışla kabul edildi. Daha sonra görüşmesi önceden tamamlanan Milli Eğitim Bakanlığı bütçesi de oyçokluğuyla komiteden geçti.

-Kılıç

DAÜ Rektörü Hasan Kılıç, tedbirler ve tasarruf noktası konusundaki rakamların doğru olduğunu vurgulayarak, gerekirse yazılı verip, altına imzasını atabileceğini kaydetti.

Bazı noktalarda öğretmen eksikliği yaşanmasına rağmen istihdam yapılmadığını söyleyen Kılıç, tasarruf tedbirleri ile ilgili bilgi verdi.

Kılıç, emekli, yarı zamanlı öğretim, grupların birleşmesi, gibi alanlarda tasarruf yapılacağını söyleyerek, öğrenci sayısı artmayacakmış gibi bir hesaplama yapılamayacağını belirtti.

-Çavuşoğlu

Bakan Çavuşoğlu, DAÜ’nün desteklenmesini savunan biri olduğunu ancak DAÜ’nün de adım atması gerektiğini söyledi.

DAÜ’nün 250 milyon TL’lik kaynak yaratacağını belirttiğini söyleyen Çavuşoğlu, kendisi de bütçe artışına yönelik önerisini sundu.

-Berova

Maliye Bakanı Özdemir Berova da Bakan Çavuşoğlu’nun “acı gerçekleri” anlatarak, teklifte bulunduğunu, kamu maliyesi olarak kendilerinin iki ana grupta tasarruf beklentisinde olduklarını, Bakan Çavuşoğlu’nun önerisine olumlu bakacaklarını söyledi.

-Özcenk

DAÜ VYK Başkanı Erdal Özcenk, devamlı personel yapılan kişileri işten çıkarmanın mümkün olmadığını söyleyerek, bundan sonra bu şekilde işe alım yapılmaması gerektiğini belirtti.

Özcenk, tanıtımla ilgili zafiyet yaşandığını ancak yeni yönetimin tanıtıma yönelik projeleri bulunduğunu söyleyerek, çeşitli ülkelerde tanıtım yapıldığını kaydetti.

CTP Milletvekili Teberrüken Uluçay da öneride bulundu.

-Şahali

CTP Milletvekili Erkut Şahali, DAÜ’de doğrusal bir çöküş yaşandığını, CTP’nin UBP’yi bu konuda defalarca uyardığını söyleyerek, yıllar içinde öğrenci gelirlerindeki düşüşe işaret etti.

Şahali, Mayıs 2019’dan bugüne DAÜ’de yaşanan her adımdan UBP’nin de sorumluluğu bulunduğunu söyleyerek, “Bu üniversite ortak gayretimizle kurtulacak” dedi.

DAÜ dışında bu toplumun çeşitli kurumlarının battığının görüldüğünü dile getiren Şahali, DAÜ çalışanlarını rencide etmenin gereği olmadığını söyledi.

Şahali, CTP’nin DAÜ bütçesine olumlu oy vermeyeceklerini belirtti.

-Çavuşoğlu

Bakan Çavuşoğlu, DAÜ’yü bu noktaya getirenin “popülizm olduğunu”, DAÜ ile ilgili sorumluluklarının bilincinde olduklarını söyledi.

Çavuşoğlu, tedbir alınması noktasında çok yavaş gidildiğini söyledi.

Konuşmaların ardından DAÜ bütçesi oyçokluğuyla komiteden geçti. Daha sonra görüşmesi önceden tamamlanan Milli Eğitim Bakanlığı bütçesi de oylanarak oyçokluğuyla onaylandı.

Toplantıya 10 dakika ara verildi. Aranın ardından 68 Milyar 970 Milyon 569 bin TL’lik Maliye Bakanlığı bütçesi, 62 Milyon 871 bin TL’lik Yükseköğretim Planlama, Denetleme, Akreditasyon ve Koordinasyon Kurulu (YÖDAK) bütçesi ile Gelirler bütçesi ele alınacak.

Komite, 2025 Mali Yılı Merkezi Devlet Yönetimi Bütçe Yasa Tasarısı’nın bütününü görüşüp oylayarak, çalışmalarını tamamlayacak.

Devamını Oku

Trending

Reklam