Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Başbakan Üstel: Biz UBP’yi ne mahkemelerde, ne de televizyonlarda tartıştırırız

Published

on

Başbakan, Ulusal Birlik Partisi (UBP) Genel Başkanı Ünal Üstel, yaptığı açıklamada, “Biz UBP’yi ne mahkemelerde tartıştırırız, ne de televizyonlarda tartıştırırız” ifadelerini kullandı.

“Sesini duyurmak isteyen, istediği televizyona çıkabilir. Yapacaklarını anlatmak isteyen, istediği kanala, istediği gazeteye istediği demeci verebilir” diyen Üstel, yaptıklarını ve yapacaklarını halka ve üyelere tüm mecralardan duyurmaya devam edeceklerini ifade etti.

Üstel’in açıklaması şöyle:

“Değerli kardeşlerim;

Hepinize iyi hafta sonu dileklerimi sunuyorum…

Ulusal Birlik Partisi, köklü geçmişi, gelenekleri, ilkeleri, duruşu ve misyonu ile bir parti olmanın da ötesinde, büyük ve öğretici bir ailedir, okuldur.

Bu büyük partide, bu büyük ailede, kökleri bir asra dayanan bu okulda biz sadece siyaseti değil, hayata karşı duruşu, millet ve vatan sevgisini de öğrendik.

Bizim, büyüklerimizden öğrendiğimiz en önemli şeylerden birisi de şudur.

Biz UBP‘yi UBP‘lilerle konuşuruz. Biz UBP’yi UBP‘yi sevenlerle konuşuruz. Ve bunu kendi içimizde yaparız.

Biz partimizi, siyasi çıkarlarımıza katkı sağlasın diye televizyon programlarına malzeme etmeyecek kadar çok seviyoruz.

Biz UBP’yi ne mahkemelerde tartışırız, ne de televizyonlarda tartışırız.

Bizim sahip olduğumuz tek güç vardır.  O da üyelerimizin gücüdür. Biz gücümüzü üyemizden alırız ve bir hesap varsa bunu da üyelerimize veririz.

Sesini duyurmak isteyen, istediği televizyona çıkabilir. Yapacaklarını anlatmak isteyen, istediği kanala, istediği gazeteye istediği demeci verebilir.

Biz yaptıklarımızı ve yapacaklarımızı halkımıza ve üyelerimize tüm mecralardan duyurmaya devam ediyoruz. Meraklısı olan bakar okur. Kimseye çatmadan, kimseyi kırmadan, kimse için ileri geri konuşmadan, barış dili ile, birliğimizi bozmak için fırsat arayanlara fırsat vermeden, kendimizi anlatıyoruz.

Sadece bugünü değil, yarını da düşünerek hareket ediyoruz. Partinin birliğini, bütünlüğünü düşünerek hareket ediyoruz.  Birileri benden sonrası kaos ve tufan diyebilir. Biz kurultay sonrası UBP ile devam, iktidar ve istikrarla devam diyoruz.

Kimse boşuna heveslenmesin. Elini ovuşturup, bizi birbirimize sokmak isteyenlere fırsat verecek değiliz.  İlla gün hesabı yapmak isteyenlere söylemek isterim ki, Büyük UBP‘nin Büyük zaferine 28 gün kaldı.

UBP’nin zaferine, iktidarımızın daha da güçlenmesine, üyelerimizin ülkede ve partide siyasi istikrara güçlü şekilde EVET demesine sayılı gün kaldı.

UBP üyelerinin sandıklara koşarak, ezici bir çoğunlukla, “Doğru karar istikrar” demelerine çok az kaldı.”

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Yükseköğrenim burs başvuruları için YÖBİS sistemi iki günlüğüne yeniden açılacak

Published

on

By

Yüksek Öğrenim ve Dışilişkiler Dairesi Müdürü Behcet Çelebi, herhangi bir nedenle burs müracaatında bulunamayan öğrencilerin burs müracaatlarını gerçekleştirebilmeleri için, 29-30 Kasım tarihlerinde (her iki tarih de dahil) burs sisteminin (YÖBİS) yeniden açılacağını duyurdu.

Duyuruda, burs müracaatında bulunmak isteyen öğrencilerin YÖBİS sistemi üzerinden burs başvurularını yapabilecekleri belirtildi.

Devamını Oku

Kıbrıs

İsias Davası dosyasına yeni bilimsel/hukuki değerlendirme: Sanıkların kusurları olası kast düzeyinde

Published

on

By

6 Şubat depreminde Grand İsias Otel’de hayatını kaybeden Serin İpekçioğlu’nun annesi Pervin Aksoy İpekçioğlu ve babası Sertaç İpekçioğlu’nun vekilleri avukat Hasret Güney Doğan ile avukat Yiğit Gökçehan Koçoğlu tarafından talep edilen bilimsel/hukuki değerlendirme sonucunda, “Sanıkların/faillerin ortaya çıkan vahim sonuçları öngörmelerine rağmen, engellemek için önlem almadıkları, eylemlerine hukuka aykırı şekilde devam ettikleri ve kusurlarının olası kast düzeyinde olduğu“ kanaatine varıldı.

Farklı üç üniversitede görev yapan ceza hukuku öğretim üyelerinin hazırladığı hukuki bilimsel değerlendirmeye göre, 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen dava ile Grand İsias Oteli’n 2001’deki yapı ruhsatında imzaları bulunan kamu görevlileriyle ilgili davanın birleştirilmesinin usul ekonomisi ve maddi gerçeğin ortaya çıkarılması açısından zaruri olduğu görüşü ortaya konuldu.

Atılım Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza ve Ceza Muhakemesi Hukuku Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Dr. Timuçin Köprülü, Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza ve Ceza Muhakemesi Hukuku Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Meral Ekici, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza ve Ceza Muhakemesi Hukuku Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Türkân Yalçın’dan oluşan Uzman Kurulu’nun hazırladığı bilimsel/hukuki değerlendirmenin sonucu, dün dava dosyasına girdi.

Uzman kurulu, sanıkların/faillerin eylemlerini gerçekleştirebilmek için belgede sahtecilik yapmalarının, öngördükleri sonuçları kabullendiklerini ortaya koyduğu görüşüne vardı.

Serin İpekçioğlu’nun annesi Pervin Aksoy İpekçioğlu, eşi ve kendisinin vekilleri tarafından talep edilen bilimsel hukuki değerlendirme raporunu TAK muhabiri aracılığıyla kamuoyuyla paylaştı.

Uzman Kurulu’nun bilimsel değerlendirmesinde şu ifadelere yer verildi:

“2001 yapı ruhsatına ilişkin olarak ise, İsias şirket ortakları, yapı ruhsatında imzaları bulunan mimari proje sorumlusu, statik betonarme proje sorumlusu ve fenni mesuller ve adı/imzası ruhsatta olmamasına rağmen 3 sayfalık raporun sahibi İnşaat Mühendisi, Adıyaman Belediyesi’ndeki kamu görevlilerine ilişkin davalar arasında CMK md. 8 uyarınca dar bağlantı mevcuttur.”

Uzman kurulu, bu bağlamda 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen dava ile Grand İsias Oteli’n 2001’deki yapı ruhsatında imzaları bulunan kamu görevlileriyle ilgili davanın birleştirilmesinin usul ekonomisi ve maddi gerçeğin ortaya çıkarılması açısından zaruri olduğu kanaatine vardı.

-“Ağır tehlikenin bir zarar olarak ortaya çıkmasını engellemediler; alınması gereken önlemleri almadılar”

Uzman Kurulu ayrıca, sürecin büyük kısmında, sanıkların/faillerin hareketlerinin ağır tehlike yarattığı, sonucu kendileri de öngörmelerine rağmen ağır tehlikenin bir zarar olarak ortaya çıkmasını engellemediklerini; alınması gereken önlemleri almadıkları kanaatine vardı. Uzman kurulu, sanıkların/faillerin sonucun gerçekleşmesine karşı kayıtsız kaldıkları, kabullendikleri görüşünü de ortaya koydu.

Bilimsel/hukuki değerlendirmede şu ifadelere yer verildi:

“Sanıkların/faillerin sonucun gerçekleşmeyeceğine dair bir düşüncelerinin olması veya buna güvenmeleri için hiçbir dayanakları yoktur. Yapının imalat sürecinde ve sonrasında hemen hiçbir noktada gerekli adımları atmayanların, Otel’in depremde yıkılmasıyla ortaya çıkan zararlı sonuçların meydana gelmeyeceğini düşünmeleri için gösterebilecekleri herhangi bir gerekçeleri yoktur.

Sürecin büyük kısmında, sanıkların/faillerin hareketleri ağır tehlike yaratmış, sonucu kendileri de öngörmüşler ve buna rağmen ağır tehlikenin bir zarar olarak ortaya çıkmasını engellememiş; alınması gereken önlemleri almamışlardır. Yani sonucun gerçekleşmesine karşı kayıtsız kalmış, kabullenmişlerdir.”

-“Ruhsat içerik olarak gerçeğe aykırı… Resmî belgede sahtecilik suçunun oluştuğu açık”

Apartman olarak tasarlanan binanın karkası döküldükten sonra binanın uzun yıllar bırakıldığı, karkasın otel olarak kullanılmaya karar verildikten sonra da hiçbir önlem alınmadığı gibi, hukuka aykırı olarak eksik ve yanlış bilgilerle otel inşaatı için ruhsat alındığı ifade edilen değerlendirmede, ruhsatın içerik olarak gerçeğe aykırı, yani sahte olduğu ve resmî belgede sahtecilik suçunun oluştuğunun da açık olduğuna dikkat çekildi.

Bilimsel değerlendirmelerde şu ifadelere yer verildi:

“Sanıkların/faillerin, sonucu önleme imkânlarının on yıllara yayılan bir süreç boyunca var olmasına rağmen; otelin inşası, ruhsat alınması ve otel olarak çalıştırılması süreçlerinde kurallara aykırı davranışlarını ısrarla sürdürdükleri, hiçbir önlem almadıkları görülmektedir.

Sanıkların/faillerin ortaya çıkan vahim sonuçları öngörmelerine rağmen, engellemek için önlem almadıkları, hukuka aykırı olarak eylemlerine devam ettikleri ve kusurlarının olası kast düzeyinde olduğu kanaatine ulaşılmıştır. Sanıkların/faillerin eylemlerini gerçekleştirebilmek için belgede sahtecilik yapmaları, öngördükleri sonuçları kabullendiklerini ortaya koymaktadır.

Sanıkların/faillerin imar hukuku mevzuatından kaynaklanan ve bilirkişi raporlarına, uzman görüşlerine de yansıyan pek çok yükümlülükleri kasten yerine getirmemişlerdir.

Ruhsat konusunda yukarıda da ifade edilen resmî belgede sahtecilik suçunun varlığı, bahsi geçen yükümlülüklerin kasten yerine getirilmemesiyle birleştiğinde, sanıkların/faillerin deprem bölgesinde bulunan bir yapının olası bir depremde bu eksiklikler nedeniyle zarar görebileceğini, ölüm ve/veya yaralanma gibi neticelerin gerçekleşebileceğini öngördükleri ve bu olası neticeleri önlemek için hiçbir tedbir almadıklarını göstermektedir.”

-Öngörülebilir neticelere kayıtsız kalınması, olası kastla sorumluluğu gerektirir

“Öngörülebilir neticelere kayıtsız kalınması, arzu/irade edilmese de gerçekleşen neticelerden olası kastla sorumluluğu gerektirir” denilen değerlendirmede, olayda; öngörülebilir neticelerin gerçekleşmeyeceğine dair inancın veya güvenin, tesadüflere bırakıldığı, bu inancı destekleyecek somut verilerin olmadığı vurgulandı.

Değerlendirmede şöyle denildi:

“2001 yapı ruhsatına ilişkin olarak; İsias şirket ortakları, yapı ruhsatında imzaları bulunan mimari proje sorumlusu, statik betonarme proje sorumlusu ve fenni mesuller ve adı/imzası ruhsatta olmamasına rağmen 3 sayfalık raporun sahibi İnşaat Mühendisi, Adıyaman Belediyesi’ndeki kamu görevlilerine ilişkin davalar arasında CMK md. 8 uyarınca dar bağlantı mevcuttur. Bu bağlamda 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmekte olan dava ile Grand İsias Otelin 2001 yapı ruhsatında imzaları bulunan kamu görevlileriyle ilgili açılan/açılacak davanın birleştirilmesi usul ekonomisi ve maddi gerçeğin ortaya çıkarılması açısından zaruridir.”

Devamını Oku

Kıbrıs

KKTC’nin temsil edildiği İstanbul’daki Helal Expo sürüyor

Published

on

By

Başbakan Yardımcılığı Turizm Kültür Gençlik ve Çevre Bakanlığı’nın tanıtma ve pazarlama faaliyetleri kapsamında yer aldığı İstanbul’daki Helal Expo Uluslararası Ticaret Fuarı ve İstanbul Avrasya Turizm ve Sağlık Fuarı devam ediyor.

Fuardaki KKTC standı, ziyaretçilerden ilgi görüyor.

İstanbul Fuar Merkezi’ndeki fuar, cumartesi tamamlanacak.

Bakanlık’tan yapılan yazılı açıklamaya göre, her yıl Türkiye Cumhurbaşkanlığı himayelerinde gerçekleşen Helal Expo Uluslararası Ticaret Fuarı, İslam İş Birliği Teşkilatı (İİT) ve İslam Ülkeleri Standartlar ve Metroloji Enstitüsü’nün (SMIIC) koordinasyonu ile Discover Events tarafından organize ediliyor.

Organizasyonun dünkü açılışına katılan Başbakan Yardımcısı Turizm Kültür Gençlik ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu ile Ekonomi ve Enerji Bakanı Olgun Amcaoğlu birer konuşma yapmıştı.

-Fuara katılım her yıl artıyor

2023 yılında, 45 farklı ülke, 220’si yurt dışından olmak üzere toplamda 314 katılımcı firma ile beraber 82 ülkeden gelen 7375’i yabancı ziyaretçilerden oluşan, toplamda ise 23 bin 351 ziyaretçiyle gerçekleşen Helal Expo Fuarı, birçok uluslararası üst düzey bürokratları da misafir ederek başarılı bir şekilde etkinliğini gerçekleştirdi.

Küresel arenadaki en büyük “helal organizasyonu” olarak kabul edilen etkinliğin, 2024 yılında ki hedefi dünyanın dört bir yanından katılan 500’den fazla satın alma profesyonellerine ev sahipliği yapıyor.

Aynı zamanda 10 bini yabancı olmak üzere 40 bine yakın ziyaretçi ağırlamaya hazırlanan etkinlik, B2B anlaşmaları ile şirketlerin helal sektöründen daha fazla pay almasına zemin hazırlama hedefinde.

Helal piyasasının en önemli ticari iş birliği platformu olan Helal Expo ve içerisinde bulunan diğer etkinlikleri ile 7 trilyon dolara yakın helal piyasasında Türkiye’yi merkez ülke haline getiriyor.

Dünya genelinde 2 milyara ulaşan tüketici kitlesine sahip bu sektörü, özellikle gıda, ilaç, kozmetik, tekstil, turizm ve finans alanlarında her geçen yıl gelişiyor.

Devamını Oku

Trending

Reklam