Mili Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu, 2024-2025 yeni eğitim yılı öncesinde BRT’de ‘Manşet +’ programına değerlendirmelerde bulundu.
Bakan Çavuşoğlu, 6 Şubat depreminden sonra okul binalarının durumunun gündeme geldiğini anlatarak, hem öğrencilerin hem öğretmenlerin hem de okullardaki diğer görevlilerin can güvenliğinin öncelikleri olduğunu vurguladı.
Toplamda 91 okulda güçlendirme kısımlarının yanında genel tamir ve tadilatını gerçekleştirdiklerini anlatan Bakan Çavuşoğlu, 28 okulda güçlendirme çalışmalarının başlatıldığını, 22 tanesinin tamamlanarak eğitime hazır duruma getirdiğini, 6 okuldaki çalışmaların ise devam ettiğini söyledi.
Çavuşoğlu, ülke genelindeki tüm okullarda eğitimi aksatacak bir durumun söz konusu olmadığını da kaydederek, çok acil boşaltılması gereken ve kısa sürede tamamlanamayacak durumda olan okullarda ise prefabrik sınıflar yerleştirdiklerini ancak bunun geçici bir çözüm olduğunu anlattı.
Artan nüfus karşısında öğrenci sayılarının fazlalığına da dikkat çeken Bakan Çavuşoğlu, sınıflarda 30 öğrenciyi geçmemeye dikkat edildiğini belirtti.
Çavuşoğlu, “Belli bir zümre bizi ne yaparsak yapalım eleştirecekler. 20 yeni okul binası kazandırdık bu ülkeye. 21’ inci okulu da bir ay içerisinde açacağız. Gelecek yıl Eylül’de de açılacak okullarla birlikte 24 yeni okulu kazandıran bir bakanlığa birşey söylenmiyor ama prefabrik sınıflar hemen eleştiriliyor” dedi.
Yardımsever insanların katkıları ile daha fazla yeni okulun ülkeye kazandırılacağını belirten Çavuşoğlu, “ Yardımsever insanlarımız bu kadar zaman neden okul yaptırmadı, çünkü karşılarında muhatap bulamadılar. İşte biz bu insanlarla beraber çalıştık ve 11 yeni okulu eğitime kazandırdık” dedi.
Bakan Çavuşoğlu, bölgelerdeki okulların ihtiyaçlarını da tek tek açıkladı.
“İskele bölgesinde 2 yeni okul, Mağusa bölgesinde 4 yeni okul ..Lefkoşa da 3 lise açtık. Gönyeli 1, Girne’ye minimum 5 okul kazandırmamız gerekir. Güzelyurt ta sadece güçlendirme ve tadilatı Lefke de ise güçlendirme ve bir kolej. Bunların tümü 12 okul demektir. Biz bunları her yıl yapmaya devam edeceğiz.”
Amaçsız hiçbir okul bırakmayacaklarını da anlatan Bakan Çavuşoğlu, tam gün eğitim konusuna da değinerek, en doğru eğitimin okulda verildiğini bu yüzden tam gün eğitime geçilmesi gerektiğini söyledi. “Öncelikle tam günü 2 günde sınırlı tuttuk ve yavaş yavaş arttıracaktık ama 6 Şubat depremi bize tam gün eğitimin altyapını yapmaktan alıkoydu çünkü okullarımızın sağlamlığı ve öğrenci ve öğretmenlerimizin güvenliği daha önemliydi.”
Bakan Çavuşoğlu, bu sene de tam gün eğitimi 2 günle sınırlı tutacaklarını, ama ilerleyen dönemde bunu arttırarak devam ettireceklerini söyledi.
Çavuşoğlu, “KKTC’nin eğitim alanındaki tüm sıkıntılarını tarihe gömmek adına adımlar attık ve atmaya da devam edeceğiz” dedi.
Cumhuriyetçi Türk Partisi Genel Başkanı Tufan Erhürman, BRT’de yayınlanan Manşet+ programına katılarak erken seçim çağrılarına ve ülkenin genel durumuna dair değerlendirmelerde bulundu.
Erhürman, Yeniden Doğuş Partisi Genel Başkanı Erhan Arıklı’nın erken seçim çağrısına dikkat çekerek, “Bu ülkede çok koalisyon hükümeti gördük. Ama ilk kez bir koalisyon ortağı, açıkça erken seçim talep ediyor” dedi.
Erhürman, YDP Genel Başkanı, Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Erhan Arıklı’nın 2025’e yeni bir hükümetle girilmesi gerektiğini söylediğini, ancak UBP’den hiçbir tepki gelmediğini belirterek, Meclis’te yaşananların, hükümetin kendi içindeki krizin bir fotoğrafı olduğunu öne sürdü.
CTP’nin erken seçim talebi ve ivedilik taleplerinin net olduğunu vurgulayan Erhürman, “Bu ülkeyi yönetmeye talibiz. CTP, tek başına iktidar hedefiyle yoldadır ve bu ülkeyi yöneteceği kesindir” diye konuştu.
Ülke ekonomisindeki sıkıntılara da değinen Erhürman, özellikle inşaat, turizm ve yükseköğretim sektörlerinde gerileme yaşandığını belirtti ve mevcut hükümetin sorunları çözmekten uzak olduğunu iddia etti.
Erhürman “29 milletvekili desteği olduğunu iddia eden bir yapı var. Ülkeyi yönetemeyen bir yapı var. Uzatmalara oynuyorlar ama bu uzatmalar halkın zamanını çalmaktan başka bir işe yaramıyor. 2025 bütçesi bu şekilde sürdürülemez. Nüfus sayımı ve nüfus politikası konusunda da 3 yıldır adım atmayan bu “hükümet”, artık ülkenin yakasından düşmelidir.” diye konuştu.
Kıbrıs konusuna da değinen Erhürman, çok taraflı görüşmelerin olumlu bir adım olduğunu ancak Kıbrıs Türk halkının özne olma kapasitesini kaybetmekte olduğunu ifade etti.
CTP olarak masaya oturmaya hazır olduklarını ancak bu kez statükoya dönüş olmayacağını söyleyen Erhürman, “Siyasi eşitliği önceden kabul edeceksiniz, takvimli oturacağız ve senelerce sürünmeyeceğiz. Yine karşı tarafın ayak sürümesiyle masa devrilirse, bu statükoya dönüşü kabul etmiyoruz.”
Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ) İşletme ve Ekonomi Fakültesi, Bankacılık ve Finans Bölümü öğrencileri, CFA Araştırma Yarışması’nda DAÜ’yü temsil etti.
Üniversiteden yapılan açıklamaya göre, CFA Society İstanbul tarafından İstanbul’da düzenlenen ve küresel bir yarışma olan CFA Araştırma Yarışması’na, bu yıl KKTC, Azerbaycan ve Gürcistan’dan 25 üniversiteden toplam 158 öğrenci katıldı.
DAÜ’den yarışmaya katılan öğrenciler arasında Bankacılık ve Finans Bölümü 3. ve 4. sınıf öğrencilerinden Lilian Mansour, Pania Amini, Otabek Sadykov, Evelina Syrovaia, Persis Koukap Nawomi, Ahmed Firas Ali, Mohamed Ettoubaji, Daniel Bassey Etop ve Thandolwethu Ncongwane yer alıyor.
Toplam 34 takımın yer aldığı söz konusu yarışmaya KKTC’den katılan tek üniversite olan DAÜ, yarışmada 2 takım olarak yer aldı.
DAÜ Bankacılık ve Finans Bölümü Başkanı Yrd. Doç. Dr. Nigar Taşpınar yarışmanın öğrencilerin analitik düşünme yeteneklerini, finansal bilgi birikimlerini ve ekip çalışması becerilerini geliştirme fırsatı sunduğunu belirtti.
Demokrat Parti (DP) milletvekili Hasan Tosunoğlu, partisinden istifa ettiğini duyurdu.
Sosyal medya hesabı üzerinden açıklama yapan ve istifasını TAK muhabirine de doğrulayan Hasan Tosunoğlu, DP yönetimini “partinin tarihine, geleneğine ve misyonuna uygun düşmeyen tavırları” dolayısıyla eleştirdi.
“DP’yi Kıbrıs Türk siyasetinin çok önemli ve müstesna bir kitle partisi değilmiş de tek bir kişinin, başına buyruk biçimde idare edebileceği bir kulüpmüş gibi algılanması, DP’nin toplumsal karşılığını her geçen gün biraz daha aşındırdı. Geçmişin kriz çözen, çözüm üreten, dinamik ve yapıcı partisi gitti yerine sessiz, siyasetsiz ve tavırsız başka bir parti geldi. Rahatsızlığımı her ortamda dile getirdim. Maalesef değişen hiçbir şey olmadı.” diyen Tosunoğlu, DP’de bulunduğu uzun yıllar boyunca bakanlık dahil kişisel hiçbir talebi olmadığını da ekledi.
Bir milletvekili olarak halka maksimum hizmeti sunmaya odaklandığını belirten Tosunoğlu, mevcut anlayışın bunun için uygun ortamı sağlamadığını kaydetti, “Meclis’te pasif kalması ve sadece el kaldırıp indirmesi beklenen, düşüncelerine kulak verilmeyen ve sadece bir rakamdan ibaret görülen bir milletvekili olmak benim tahammül edebileceğim bir şey değildir.” ifadelerini kullandı.
Uzun süredir mücadele ettiği zihniyetin değişmesini sağlayamadığını ve gelinen aşamada seçeneği kalmadığını kaydeden Tosunoğlu, açıklamasına şöyle devam etti:
“DP’li kardeşlerimin de hislerine tercüman olarak partiden ayrılmaya karar verdim. Bundan böyle bağımsız bir milletvekili olarak çok daha özgür bir şekilde hizmet sunabilmek amacıyla Meclis Başkanlığı’na partiden istifa dilekçemi sundum.
Kalbim gerçek partililerimizle birlikte atmaya devam edecektir. Onlarla birlikte olmaya ve omuz omuza mücadele vermeye devam edeceğiz. Yurttaşlarımıza hizmet sunma konusunda elimden gelen tüm gayreti bundan sonrada göstereceğim.
Halkına karşı sorumlu, kararlarını kendi hür iradesiyle alabilen bağımsız bir milletvekili olarak Meclis çalışmalarına yapıcı katkılar sunmaya çalışacağım. Bu çerçevede hükümetin ülke yararına olacak adımlarına destek vereceğim.
Her şeyden önce halkın sözüne kulak veren ve halkın sözünü Meclis’e taşıyan bir milletvekili olma ilkesinden hiç ayrılmayacağımın bilinmesini isterim.”