Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

KTTO Başkanı Deniz:Hayat pahalılığı ödeneğinin dört ayda bir verilmesi kararından dönülmeli

Published

on

Kıbrıs Türk Ticaret Odası (KTTO) Başkanı Turgay Deniz, hayat pahalılığı ödeneğinin dört ayda bir verilmesi kararından dönülmesi gerektiğini dile getirdi.

KTTO’da asgari ücret ve çalışanların alım gücünün korunması başlıklı basın toplantısı düzenlendi. Toplantıda konuşan Deniz, “Maaş ve ücret artışları çalışanların alım gücünü koruyan bir araç olarak görülürken, maaş ve ücret artışlarının pahalılığı artıran nedenlerden biri olduğu göz ardı edilmektedir” dedi.

Pahalılığın büyük ölçüde yurtdışı nedenlerden kaynaklandığını söyleyen Deniz, kapsamlı bir ekonomi yönetimi yürütülmesi gerektiğini ifade etti. Pahalılığa karşı alınabilecek önemleri konuşmak ve bu arada asgari ücrete yapılması gündemde olan artışın ekonomik hayata yapacağı etkileri değerlendirmek için bu toplantıyı düzenlediklerini dile getiren Deniz, “Asgari ücrete veya kamu görevlilerinin maaşlarına son dört ayda yaşanan hayat pahalılığının tam olarak yansıtılması halinde ülkemizdeki maaş ve ücretlerin çevre ekonomilerine göre ciddi oranda yükseleceği, bunun ise ekonomimiz tarafından üretilen mal ve hizmet fiyatlarına yansıyarak genel fiyat seviyemizi de Güney Kıbrıs ve Türkiye gibi ülkelerinin oldukça üzerine çıkaracağı tartışılamayacak bir gerçek olarak karşımızda durmaktadır” şeklinde konuştu.

-“Ocak’ta 915 dolar olan asgari ücret 1,190 dolara yükselecek”

Hayat pahalılığının asgari ücrete olduğu gibi yansıtılması durumunda, Ocak 2024’te 915 dolar seviyesinde olan asgari ücretin Eylül 2024’te 1,190 dolara yükseleceğini belirten Deniz, fiyatlardaki aynı orandaki artışın ülkenin rekabet gücüne darbe vuracağını da ifade etti. Deniz, bu durumda alışverişlerin Güney’e kaymasının hızlanacağını, KKTC’deki işletmelerin Güney Kıbrıs ile rekabet edemez duruma geleceğini kaydetti.

“Ücret seviyesindeki bu artışın, 70 bin kadar çalışma izinli çalışanımızın sayesinde yurtdışına gönderilen kaynak transferini büyüteceği de âşikardır” diyen Deniz, KKTC ekonomisinin, bu artışla güç kazanmayacağını aksine güçsüzleşeceğini söyledi.

-“Sorun asgari ücret değil, bir bütün olarak maaş seviyesinin yükseltilmek istenmesidir”

Sorunun asgari ücret değil, bir bütün olarak maaş seviyesinin yükseltilmek istenmesi olduğunu ifade eden Deniz, hayat pahalılığı ödeneğinin dört ayda bir verilmesi kararından dönülmesini istedi.

Deniz şunları kaydetti:

KKTC Meclisi, iktidarı ve muhalefetiyle, oy birliği ile geçirdiği bir yasa ile 2024 yılında hayat pahalılığı ödeneğinin dört ayda bir verilmesini yasa hükmü haline getirmiştir. Bu kararın yanlışlığı her geçen günle birlikte biraz daha iyi anlaşılmaktadır. Kamu görevlilerinin maaşlarında bu artış, diğer maaş ve ücretlerdeki artışları da tetiklemekte ama az önce vurguladığımız gibi bu artış piyasaya büyük bir pahalılık olarak yansımaktadır”

“Bu yanlıştan dönmek de bir erdemdir” diyen Deniz, Meclisi ivedi olarak toplanarak vahim hata olarak tanımladığı bu karardan dönmeye çağırdı.

-“Artış için kullanılan kaynaklar, fiyat artışlarını kontrol altına almak için kullanılmalı”

Turgay Deniz, bu artış için kullanılan kaynakların, piyasadaki fiyat artışlarını kontrol altına almak için kullanılması durumunda hem maaş ve ücretiyle geçinenlerin kazançlı çıkacağını, hem de piyasanın rekabet gücünün artırılmış olacağını dile getirdi. Deniz, artan rekabet gücünün kaynak girişini artıracağından gerçek refah artışları için de kaynak oluşturulabileceğini belirtti.

Konuşmasında pahalılığa karşı alınabilecek önlemlere de değinen Deniz, akaryakıt ve elektrik fiyatlarını kontrol altına almak gerektiğini dile getirdi.

Akaryakıt ve elektriğin hayat pahalılığı sepet ağırlığında yaklaşık yüzde 13 ağırlığa sahip olduğunu belirten Deniz, konuyla ilgili şunları kaydetti:

“Bu doğrudan yapılan etkinin yanı sıra diğer kalemlere yaptığı etkileri de dikkate alarak akaryakıt ve elektrik fiyatlarının analiz edilmesi, maliyet oluşturan unsurların ayıklanması ve bu fiyatların minimize edilmesi zorunluluğu vardır”

-“İlk akla gelen Fiyat İstikrar Fonu…”

Bu bağlamda akla ilk gelenin Fiyat İstikrar Fonu’nun bu amaçla kullanılması olduğunu kaydeden Deniz, devlet denetiminde olan ürünlerin fiyatlarının daha kapsamlı bir şekilde analiz edilmesi ve fiyatı düşürücü unsurların saptanmasının ciddi bir etkiye sahip olabileceğini kaydetti.

Deniz, “Hayat pahalılığı sepet ağırlığında önemli paya sahip ürünlerin; akaryakıt, elektrik, gaz, su, hububat, süt ve süt ürünleri, mobil iletişim gibi fiyatları devlet denetiminde olan ürünler olduğu görülmektedir. Devlet kurumları, bu ürünlerin fiyatlarının baskı altında olması için gerekli etkin çalışmaları ortaya koymalıdırlar” şeklinde konuştu.

Hane halkının en büyük harcama kalemlerinin eğitim ve sağlık ile ilgili olduğunu söyleyen Deniz, “İnsanlarımızın yaşam olanaklarını kısıtlayan bu alanda yaptıkları verimsiz harcamalardır” dedi. Deniz, devletin kamusal nitelikli eğitim ve sağlık hizmetlerini etkinleştirerek, insanların hayatlarını kolaylaştırırken hayatı da ucuzlatabileceğini ve alım güçlerini artırabileceğini dile getirdi.

– “Devlet dairlerinde boşa harcanan her kuruş ve her saniye, halkımıza pahalılık olarak geri dönmektedir”

Devletin, ürünler piyasaya çıkmadan aldığı peşin KDV ve stopaj gibi uygulamaların, ürünlerin fiyatlarını doğrudan etkilediğini kaydeden Deniz bu tür uygulamalardan vazgeçilmesi halinde fiyatlarda yüzde 10 dolaylarında bir düşüş olacağını ifade etti.

“Kamu harcamalarının, devlet dairelerinde boşa harcanan zaman ve kaynağın pahalılığın esas ve kalıcı kaynaklarından biri olduğuna da dikkatinizi çekmek isteriz” diyen Deniz “Devlet dairlerinde boşa harcanan her kuruş ve her saniye, halkımıza pahalılık olarak geri dönmektedir. Bir kuruşluk bir mal ithalatı için iki kuruşluk emek harcamamız durumunda bu malın maliyetinin üç kuruş olacağını bilmek için alim olmaya gerek yoktur. Pahalılıkla mücadele, kamu yönetiminde alınması zorunlu olan önlemleri de kapsamak zorundadır” şeklinde konuştu.

-“Alternatifler, bütçelere göre hareket etme olanağı sağlıyor”

Kıbrıs Türk Ticaret Odası üyelerinin rekabetçi bir ortamda var olarak halka en iyi ve en ucuz hizmeti sunmak için çalıştığını söyleyen Deniz, özellikle halkın sıklıkla tükettiği ürünlerin piyasada çok farklı marka, kalite ve fiyatta alternatifi bulunduğunu kaydetti. “Bu alternatifler, tüketicilere bütçelerine göre hareket etme olanağı sağlamaktadırlar. Bizler rekabet ortamının gelişmesinden rahatsız olacak bir durumda değiliz” diyen Deniz rekabet ortamını güçlendirmek için kamu yönetimine de her türlü desteği vermeye hazır olduklarını ifade etti.

Bugünlerde tartışılan hayat pahalılığı ödeneği ve asgari ücret sorununa yaklaşımın bu çerçevede değerlendirilmesi gerektiğini anlatan Deniz, asgari ücretin ve kamu maaşlarının sürekli olarak yükseltilmesinin, pahalılığa karşı koruma sağlamayacağını, tam tersine KKTC ekonomisinin sonunu getirerek, pahalılık ve enflasyon sarmalını daha da derinleştireceğini söyledi.

Bu kapsamda bir değerlendirme için çok daha fazla veriye ve bu verilere dayalı analizlerle oluşacak bir yol haritasına ihtiyaç olduğunu ifade eden Deniz, KTTO olarak bu yöndeki çalışmalara katkı koymaya hazır olduklarını belirtti.

-Sorular da yanıtlandı

Konuşmasının ardından basın mensuplarının sorularını da yanıtlayan Deniz, maaş artışlarına devam edilmesinin hem kamu maliyesi hem de özel sektörün rekabet edebilirliği açısından telafisi mümkün olmayan sonuçlara yol açacağı yönündeki düşüncesini yineledi.

Fiyat İstikrar Fonu’nun, sübvanseye yoluyla temel tüketim malzemelerinde pahalılıkla mücadele için kullanılabileceğini dile getiren Deniz, bu şekilde alım gücünün artırılabileceğini kaydetti. Deniz “İş dünyası olarak kesinlikle emekçi düşmanı değiliz” ifadelerini de kullandı.

Önerileri dikkate alınmazsa devletin tarihin en yüksek borçlanmalarıyla karşı karşıya kalacağını dile getiren Deniz “KKTO karar verirse, KKTC’de hayatı durdururuz çünkü KKTC bütçe gelirlerinin yüzde 80’i KTTO üyeleri tarafından gümrükte ithalatta ödenen vergi ve harçlardır” dedi.

Kayıt dışı ekonomi nedeniyle kaybedilen gelirler konusunda neden bir açıklama yapılmadığı konusundaki bir soru üzerine Deniz, kayıt dışı ekonomiyle ilgili ciddi raporlar hazırlayan tek kurumun KTTO olduğunu söyledi. Kayıt dışılığın üyeleri için haksız bir rekabet oluşturduğunu belirten Deniz, kendilerinin her zaman kayıt dışılığın önüne geçilmesi için büyük mücadele verdiklerini belirtti. Öte yandan bu raporların hiç dikkate alınmadığını ifade eden Deniz, bunu önleyecek olanın kendileri olmadığını, bunun önüne sistem kurarak geçilebileceğini kaydetti.

Deniz, yarınki asgari ücret toplantısında alınacak kararla ilgili bir soru üzerine, “Kamuda bir maaş artışı olduktan sonra özel sektörün maaş artışı yapmama lüksü olamayacağını” dile getirdi. “Gerekirse işyerleri kapanacak gerekirse işsizlikler olacak” diyen Deniz, “yolun sonuna geldik” diyerek uyarılarının dikkate alınmasını istedi.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Yenilenen Lefkoşa Mevlevi Müzesi, Cumhurbaşkanı Tatar’ın katılımıyla açıldı

Published

on

By

 

 

Turizm, Kültür, Gençlik ve Çevre Bakanlığı, Eski Eserler ve Müzeler Dairesi ile Türkiye Cumhuriyeti Turizm ve Kültür Bakanlığı Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı (TİKA) işbirliğinde yenilenen Lefkoşa Mevlevi Müzesi açıldı.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın katılımıyla yapılan açılış töreninde, Başbakan Ünal Üstel, Türkiye Cumhuriyeti Lefkoşa Büyükelçisi Ali Murat Başçeri, Başbakan Yardımcısı, Turizm, Kültür, Gençlik ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu, Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Erhan Arıklı, bürokratlar ve davetliler hazır bulundu.

Törende, ayrıca, çeşitli temaslarda bulunmak üzere ülkede bulunan TİKA Başkanı Serkan Kayalar da yer aldı.

“Lefkoşa Mevlevi Müzesi Restorasyonu, Teşhir Tanzim ve Çevre Düzenlemesi Projesi” kapsamında yenilenen Mevlevi Müzesi’nin açılış töreninde Cumhurbaşkanı Tatar, Başbakan Üstel, Bakan Ataoğlu, Eski Eserler Dairesi Müdürü Emine Ziba ve TİKA Başkanı Kayalar birer konuşma yaptı. Bunun yanında, Milli Arşiv’in kurucusu Mustafa Haşim Altan Lefkoşa Mevlevihanesi hakkında katılımcılara bilgi verdi.

– Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz’ın mesajı

Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz da mesaj yollayarak, açılışa destek belirtti. Yılmaz, mesajında, KKTC’nin manevi hayatına ışık tutan en önemli mekanlardan birisi olan Lefkoşa Mevlevi Müzesi’ne yönelik projenin tamamlanmasından duyduğu memnuniyeti ifade etti.

Yılmaz, Lefkoşa Mevlevihanesi’nin asırlardır sadece bir ibadet yeri değil; aynı zamanda bir irfan ocağı, bir kültür ve medeniyet merkezi olarak hizmet verdiğine dikkat çekerek, bu mekanın Mevlânâ Celaleddin-i Rumi’nin hoşgörü, sevgi ve insanlık anlayışını yüzyıllardır Kıbrıs adasında yaşatan en nadide mekanlardan birisi olarak; insanlığın kalbine hitap ettiğini vurguladı.

Söz konusu eserin aslına uygun şekilde restore edildiğini, sadece bir yapının değil, bir ruhun, bir mirasın yeniden ihyasına katkı sunulduğunu kaydeden Yılmaz, alanın tasavvuf musikisiyle, icra edilecek sema ayinleriyle, sergileri ve etkinlikleriyle; yeniden yaşayan bir mekan olarak KKTC halkına hizmet edeceğine inanç belirtti.

“Bu açılış,  Ada’nın asli bir unsuru olan ve Türk milletinin ayrılmaz bir parçasını teşkil eden Kıbrıs Türk kardeşlerimizle ortak tarihsel ve kültürel bağlarımızın ve işbirliğimizin somut bir göstergesidir.” diyen Yılmaz, Türkiye Cumhuriyeti olarak, her alanda olduğu gibi; kültürel kalkınma, restorasyon ve tarihi mirasın korunması konularında destek olmaya devam edeceklerini belirtti.

– Cumhurbaşkanı Tatar: “Bu yapılar maneviyatımız, tarih ve kültürümüzdür”

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar yaptığı konuşmada, 3 Mayıs’ta Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla, içerisinde bir milli park, cami, kütüphane, bisiklet ve yürüyüş yolları bulunan Cumhuriyet Yerleşkesi’nin açılışının yapıldığını hatırlatarak, KKTC’nin egemenliğinin ifadesi olan bu yerleşkenin ardından 450 yıllık Selimiye Cami’nin restorasyonunun açılışını yaptıklarını kaydetti.

Tatar, bugün de çocukluğunun geçtiği caddede bulunan Mevlevi Müzesi’nin restorasyonunun tamamlanmasıyla ülkeye kazandırıldığını belirterek, “Bunlar maneviyattır, tarihtir, kültürdür. Geçmişten gelen, bizlerin bu ülkedeki zenginlikleridir.” dedi.

Tatar, tarih ve kültürün yaşatılması için çalışmaların, halkın maneviyatına, bu topraklardaki mücadelesine büyük katkıda bulunduğunu kaydetti.

Konya’da başlayan Mevleviliğin ışığının, gönül birliğinin Kıbrıs’ta bu yapıda yansıdığını söyleyen Tatar, restorasyon çalışmalarının turizm anlamında da büyük önem arz ettiğini söyledi.

Gazimağusa’da bulunan Lala Mustafa Paşa Cami’nin restorasyonuna da başlanmasını planladıklarını duyuran Tatar, bu gibi çalışmaların devamını temenni etti; emeği geçen herkesi kutladı.

– Üstel: “Kültürel mirasların gençlere aktarılması için fedakarlıkla çalışıyoruz”

Başbakan Ünal Üstel de, göreve geldikleri ilk gün itibarıyla halka verdikleri sözleri yerel kaynaklar ve Türkiye Cumhuriyeti’yle iş birliği içerisinde bir bir yerine getirdiklerini kaydederek, Yonca Kavşağı’nın tamamlanmış olduğunu, Güzelyurt yolunun ise hızlı bir şekilde tamamlanarak, halkın hizmetine sunulacağını belirtti.

Türkiye Cumhuriyeti ile imzalanan İktisadi ve Mali İşbirliği protokolleriyle bu projelerin yapılabildiğine dikkat çeken Üstel, altyapı çalışmaları, turizm, eğitim, kültür alanlarında halkın tüm ihtiyaçlarına cevap vermeye çalıştıklarını ifade etti.

Turizmde yapılan projelere değinen Üstel, Girne Antik Limanı’nın halkın ziyaret edebileceği ve tarihle buluşacağı bir yer haline getirildiğini, Lefkoşa’da Barbarlık Müzesi’nin yine TİKA’nın desteğiyle, ziyaretçilerin yaşananları en iyi şekilde anlayacağı şekilde dijital sistemle donatıldığını kaydetti.

Bugün yeniden açılan Mevlevi Müzesi gibi Osmanlı döneminde yapılan kültürel mirasların gençlere aktarılması için fedakarlık içinde çalışmalarını yürüttüklerini söyleyen Üstel, destekleri için Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz’a, Türkiye Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’a, TC Büyükelçisi’ne ve TİKA’ya teşekkürlerini iletti.

– Ataoğlu: “Mevlevi Müzesi, Lefkoşa’nın en önemli tarihi ve mimari yapılarından biri”

Başbakan Yardımcısı Turizm, Kültür, Gençlik ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu ise Lefkoşa Mevlevi Müzesi’nin restorasyonunun 2023 yılının Mayıs ayında başlanarak, 2025 Ocak ayında tamamlandığını kaydetti. Ataoğlu, bu müzenin Lefkoşa’nın en önemli tarihi ve mimari yapılarından biri olma özelliği yanında inanç turizmi için de önemli bir destinasyon olduğunu vurguladı.

Ataoğlu, söz konusu müzenin 1963’te Kıbrıs Türk Etnografya Müzesi adıyla hizmete açıldığını, ardından 2001-2002 yıllarında Mevlevi Müzesi olarak düzenlenerek, bugünkü halini aldığını kaydetti.

Yaklaşık 23 yılın ardından müzeye restorasyon çalışmaları yapıldığına dikkat çeken Ataoğlu,  “Müzeler kültürel tarihi geçmişten geleceğe taşıyan önemli hazinelerdir.” dedi; emeği geçenlere teşekkürlerini iletti.

– Ziba: “Müzeler geçmişi, birikimi ortaya koyan en önemli mekanlar”

Eski Eserler ve Müzeler Dairesi Müdürü Emine Ziba ise, Kıbrıs adasının zengin kültür hazinesi ve mimari çeşitliliğine vurgu yaptığı konuşmasında, Kıbrıs’ın Osmanlı dönemindeki en önemli eski eserlerinden olan Mevlevi Tekkesi’nin, Kıbrıs Türk Müzesi olarak 1963 yılında açıldığını ve adadaki ilk Türk müzesi olma özelliğini taşıdığını kaydetti.

Ziba, müzelerin asırlarca geçmişi, farklı millet ve medeniyetlere ait birikimi ortaya koyan en önemli mekanlar olduğunu kaydederek; tarihini, kültürünü, sanatını bilen, benimseyen, sahip çıkan, koruyan yeni nesiller yetiştirmenin önemine dikkat çekti.

– Kayalar: “Mevlevi Müzesi, geçmişe ait bir hatıra, yaşayan bir miras”

TİKA Başkanı Serkan Kayalar da, bugün taşlardan ibaret olan bir yapının değil, bir ruhun, bir geleneğin, bir medeniyet hafızasının yeniden hayat bulmasına tanıklık edildiğini kaydetti.

Kayalar, TİKA olarak KKTC’de 250’nin üzerinde projeyi hayata geçirdiklerine işaret ederek, yaptıkları her çalışmada ülkede yaşayan kıymetli insanlara, zengin kültüre, tarihi mirasa ve mücadeleye ışık tutmaya çalıştıklarını belirtti. Bu kapsamda yürütülen Mevlevi Müzesi projesi hakkında bilgiler veren Kayalar, “Mevlevi Müzesi, yeniden düzenlenmiş haliyle, sadece geçmişe ait bir hatıra değil, gelecek nesillere aktarılacak yaşayan bir mirastır.” dedi.

– Altan: “Kıbrıs’ta ilk Mevlevilik burada oluştu”

Milli Arşiv Kurucu, Araştırmacı Mustafa Haşim Altan da, Lefkoşa Mevlevihane’sinin açılışından bugüne kadarki sürecini anlatarak, restorasyonla yeniden kazandırılmasına katkı koyanlara teşekkür etti.

Altan, Kıbrıs’ta Mevleviliğin söz konusu yapıda başladığını kaydederek, Mevlevi Müzesi’nin ülke tarihi ve kültürel miras için öneminin altını çizdi.

Konuşmaların ardından, kurdele kesilerek açılış yapıldı. Ardından katılımcılar müzeyi gezerek, bilgi aldı. Etkinlik, ney dinletisiyle tamamlandı.

Devamını Oku

Kıbrıs

Toprak Ürünleri Kurumu patates alım fiyatını 30 TL olarak belirledi

Published

on

By

Toprak Ürünleri Kurumu, patates alım fiyatını netleştirdi. Kurum Başkanı Yenal Garabli, patatesin kilogram başına 30 TL’den alınacağını açıkladı.

Garabli, Başbakan Ünal Üstel, Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanı Hüseyin Çavuş ve Yönetim Kurulu’yla yapılan görüşmeler sonucunda, patates üreticisinin beklentilerine uygun bir fiyatın belirlendiği ifade etti.

Garabli, patatesin brüt fiyatının 30 TL olduğunu, vergi kesintilerinin ardından üreticilere 28.42 TL ödeme yapılacağını duyurdu.

İlkbahar ürünü olan patatesin alımı için karar alındığını bildiren Garabli, üretici ve tüketici arasında fiyat istikrarını sağlamaya devam edeceklerini kaydetti ve istikrarlı fiyat politikalarının süreceğini belirtti.

Toprak Ürünleri Kurumu Genel Müdürü Kürşat Özer de, tüm patates üreticilerinin 2025 yılı ilkbahar ürünlerinin hayırlı ve bereketli olmasını diledi.

Özer, kurumun Gazimağusa’da bulunan patates paketleme şubesindeki tüm ekipmanların bakım ve onarımlarının tamamlandığını, patates alımı için hazır hale getirildiğini açıkladı.

Özer, 30 Mayıs 2025 Cuma gününden itibaren kurum imkanları doğrultusunda alımların başlayacağını belirterek, üreticilerin Mağusa Şubesi Sorumlusu Memiş Nay ile irtibata geçmelerinin önemine dikkat çekti. Özer, “Hayırlı ve bereketli olmasını diliyorum” dedi.

Devamını Oku

Kıbrıs

Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu’nda mülkiyetle ilgili davalar konuşuldu

Published

on

By

Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu’nda mülkiyet konusu konuşuldu.

GHenel Kurul’da Gelir Vergisi (Değişiklik) Yasa Tasarısı da ele alınarak, madde madde görüşüldü.

CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman, mülkiyetle ilgili davalar konusunda bir tür numune alma yöntemi uygulandığını, çeşitli dava örnekleri bulunduğunu söyleyerek, halk arasında “Endişe yaşandığını”, meselenin Meclis’te ciddi bir şekilde ele alınması gerektiğini belirtti.

Cumhurbaşkanı Tatar’ın üçlü görüşmeyi reddetmesi kararını eleştiren Erhürman, bu konunun BM Genel Sekreteri’nin Kişisel Temsilcisi Maria Angela Holguin’in önünde konuşulması olanağının reddedilmesini “Doğru bulmadığını” söyledi.

Erhürman, davaların geçmişinin 30-40 yılı bulduğunu dile getirerek, Louizidu davasına atıfta bulundu.

Karşı dava açma girişiminde bulunulmadığını, AİHM’de “Doğru düzgün” savunma yapılmadığını, bunun devlet politikası olarak benimsendiğini belirten Erhürman, bu tür davaların “Hukuku, siyasetin aracı” haline getiren davalar olduğunu söyledi.

Taşınmaz Mal Komisyonu’nun kuruluş sürecine değinen Erhürman, komisyonun üç ayak üzerinde yükseldiğini, bunların AİHM kararlarına bağlılık, Kıbrıs Türk halkının çözüm iradesi, Taşınmaz Mal Komisyonu Yasası’nın giriş kısmında yer alan iki bölgelilik üzerine inşası olduğunu belirtti.

Erhürman, Rum tarafının bu davalarla siyasi amacının iki bölgeliliği ortadan kaldırmayı amaçladığını söyleyerek, komisyonla ilgili o dönemki Rum yetkililerin yaptığı eleştirel açıklamaları okudu.

Üç yıl boyunca yabancılara mülk satışı konusunda düzenleme yapılması yönünde uyarılarda bulundukların dile getiren Erhürman, uyarıların dikkate alınmamasının sonucunun bugün görüldüğünü söyledi.

Mülkiyetle ilgili davalara yönelik, “Maraş’ı açalım”, “Kapıları kapatalım” yönündeki söylemleri eleştiren Erhürman, Kıbrıslı Türklerin güneyde bıraktığı mallarla ilgili davaların gündeme getirilebileceğini ancak bunun uzun vadeli olduğunu, sonuca ulaştırma ihtimali olan fikirlerle konunun ele alınması gerektiğini belirtti.

Erhürman, Taşınmaz Mal Komisyonu’nun makul sürede ödeme yapmasının önemli olduğunu ancak bundan ziyade çözüm iradesine sahip olmanın önemli olduğunu söyledi.

Çözüm iradesinin önemli olduğunu, esas meselenin bu olduğunu dile getiren Erhürman, “Eğer doğru raya oturtmazsak, bu konu başımıza çok iş açma riski taşır.” dedi.

UBP Milletvekili Oğuzhan Hasipoğlu, mülkiyet meselesinin giderek tırmandığına işaret ederek, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin haksız, hukuksuz eylemlerinin siyasi olduğunu belirtti.

Hasipoğlu, Avrupa Konseyi’nde yapılan toplantılarda Taşınmaz Mal Komisyonu’ndan bahsedilmediğini, Rum Yönetimi’nin TMK’nın çalışmasını engellediğini söyledi.

Davaların siyasi olduğunu söyleyen Hasipoğlu, “Bu komşularımızla nasıl işbirliği yapacağız? Federasyon görüşürsek bu tutuklamalar ortadan kalkacak mı? Hiç sanmıyorum” dedi.

Rum Yönetimi’nin “Samimi olmadığını” söyleyen Hasipoğlu, iki devlet arasında işbirliğine ihtiyaç olduğunu ancak Rumların turizm ve inşaatı baltalamaya çalıştığını dile getirdi.

Uluslararası hukukun içinde olmaya devam edeceklerini, AP ve AKPA’ya ziyaret gerçekleştireceklerini, yerinde görüşmeler yaparak haklı davalarını anlatacaklarını dile getiren Hasipoğlu, planlara karşı olanın da, uluslararası hukukun dışında olanın da Rum kesimi olduğunu belirtti.

Daha sonra, Ekonomi Maliye Bütçe ve Plan Komitesi Başkanı Resmiye Eroğlu Canaltay, Gelir Vergisi (Değişiklik) Yasa Tasarısı’na ilişkin raporu okudu.

CTP Milletvekili Devrim Barçın, vergi adaletinin sağlanabilmesi amacıyla yasanın hazırlandığını ancak hükümetin vergi “Adaletsizliği yaptığını” savundu.

Barçın, asgari ücretle geçinen emeklilere yönelik alınan vergi konusundaki kararnameyle ilgili önlem alınmadığını söyleyerek, konunun taşındığı mahkemenin Maliye Bakanlığı’nın avukat tutmasını beklediğinden ertelemeye devam ettiğini belirtti. Barçın bu konuda eleştirilerde bulundu.

UBP Milletvekili Ali Pilli de söz alarak, CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman’a konuşması için teşekkür edip, mülkiyet konusunun devlet politikası haline gelmesi gerektiğini, global mal değişikliğinin ileride yapılabileceğini ancak bugüne yönelik tedbir alınmasına ihtiyaç olduğunu belirtti.

Kıbrıslı Türklerin de malı ve hakkı bulunduğunu, bu hakların savunulması gerektiğini dile getiren Pilli, “Susmamalıyız, hakkımızı savunmalıyız” dedi.

“Görüşme istiyorsa görüşeceksin, neden görüşmeyesin, görüşmeden kaçmamalıyız, susmamalıyız, çıkıp konuşmalıyız” diyen Pilli, bazı konuların devlet politikası haline gelmesi ve arka planda konuşulması gerektiğini kaydetti.

Pilli, Kıbrıs Türk halkının hakkını savunması ve daha aktif bir politika izlenmesi gerektiğini vurguladı.

CTP milletvekili Salahi Şahiner, Gelir Yasa Tasarısı’nın emlak sektörüne olan etkisi ile ilgili komitede sordukları sorulara cevap alamadıklarını söyledi.

Şahiner, devletin gelir kaybı ve yasa geçtiği takdirde gelir artışına ilişkin veri verilmediğini, önemli bir yasa yapıldığını bu yasanın farklı etkileri olacağını savundu.

Maliye Bakanı Özdemir Berova da söz alarak, yasanın oybirliğiyle geçtiğini anımsattı.

Barçın’ın vergide adaletten bahsettiğini bunu sağlama adına neler yaptıklarını anlatma fırsatı verdiğini dile getiren Berova, iki ana yoldan adaleti sağlamaya çalıştıklarını belirtti.

Veri Dairesi’nin sahada çalışma yaptığını, kazanç üzerinden vergi ödemesinin denetlendiğini dile getiren Berova, mali bilişim otomasyon sisteminin hayata geçirilmesi adına önemli adımlar attıklarını söyledi.

Birinci olarak akıllı yazar kasaların hayata geçebilmesi ile ilgili düzenlemeyi takip ettiklerini dile getiren Berova, yıl sonunda tüm kullanıcıların akıllı yazar kasaya geçmekle mükellef olduklarını, sahada buna yönelik uyarılar yapıldığını kaydetti.

Berova, e-fatura sistemiyle ilgili de kontrol test ve sorunları minimalize etme yönünde çalışacaklarını, gümrükten, tedarikçiye, satıcıya kadar tüm unsurların otomasyon sistemi üzerinden kontrol altına alınarak denetleneceğini belirtti.

Hal Yasası’nın geçtiğini, tüzüklerinin hazır olduğunu söyleyen Berova, vergi adaleti sağlama adına her türlü adımı attıklarını atmaya devam ettiklerini kaydetti.

CTP Milletvekili Devrim Barçın, emekçilerin geçinemediğini söylediklerini ancak buna karşılık bakanın farklı konulara değindiğini savundu.

Barçın, “Vatandaş icraat istiyor” dedi.

Barçın’ın eleştirisi üzerine Canaltay, söz konusu yasa tasarısının kısa sürede gündeme geleceğini, Askerlik Yasası’nı da haftaya sunmayı hedeflediklerini belirtti.

Ardından Gelir Vergisi (Değişiklik) Yasa Tasarısı’nın ikinci görüşmesi yapılarak tasarı madde madde oylandı.

Yasa tasarısının ivediliği olmadığından üçüncü görüşmesi bir sonraki oturumda ele alınacak.

Devamını Oku

Trending

Reklam