Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

“Okul Sağlığı” konulu sempozyum başladı

Published

on

 

 

Kıbrıs Türk Pediatri Kurumu’nun düzenlediği “Okul Sağlığı” konulu sempozyum başladı.

Grand Pasha Otel’de yer alan ve saat 16.00’ya kadar devam edecek sempozyumda, “Okullar ve Çocuk Sağlığı”, “Sağlıklı Bina Özellikleri” ve “Teknoloji Çağında Çocuk Olmak” başlıklarında üç oturum yapılacak.

-Teralı

Kıbrıs Türk Pediatri Kurumu Yönetim Kurulu Üyesi Ayşe Teralı açılışta yaptığı konuşmada, eğitimci bir ailenin çocuğu olarak eğitimde yaşanan bütün sorunları içerden bilen bir insan olduğunu söyledi.

Bir çocuk hekimi olarak konunun tıbbi boyutuna da hakim olduğunu dile getiren Teralı, iki konunun birlikte değerlendirilmesi gerektiğini kaydetti.

-Erenel

Kıbrıs Türk Pediatri Kurumu Başkanı Ayşe Sayılı Erenel de, “Bu konu bizler için son derece önemli” diyerek, katılımcılara teşekkür etti.

Erenel, alerji, obezite ve bulaşıcı hastalıklar gibi çocuk sağlığı anlamında bütüncül konuların birlikte ele alınmasının önemine vurgu yaptı.

Ayşe Sayılı Erenel, Türkiye’deki 6 Şubat depreminin ardından gündeme gelen konteyner sınıflar konusuna da değindi.

Teknoloji çağında dijitalleşmenin çok önemli olduğunu dile getiren Erenel, çocuk ruh sağlığı anlamında okulda karşılaşılan problemleri ele almanın bütüncül yaklaşımın bir parçası olduğunu kaydetti.

Okul sağlığının, okul ortamı içerisinde korunarak, sürdürülmesi gerektiğini belirten Erenel, “Maksat okul çevresi ile sağlığın bütünleştirilmesidir” dedi.

Paydaşların ağ şeklinde çalışması gerektiğinin de ortada olduğunu ifade eden Erenel, sempozyumla paydaşları bir araya getirmeyi, deneyimleri paylaşmayı, çocukları daha sağlıklı yarınlara ulaştırmayı ve koruyucu hekimlik anlamında yapabilecekleri ele almayı ve tartışmayı hedeflediklerini belirtti.

Gazze’de ailesini ve hayatını kaybeden, ciddi sosyal-psikolojik travmaya maruz kalan çocukların olduğunu anlatan Erenel, gönüllü öğretmenlerle eğitim sürdürülmesi için çaba ortaya konduğuna dikkat çekti. Erenel, “Çocuğu ayakta ve sağlıklı tutan ortam eğitim” dedi.

Ayşe Sayılı Erenel, yakın dönemde hayatını kaybeden Doktor Abdullah Akbaş’ı da anarak, sempozyumu ona atfetti.

-Dalkan

Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği Genel Sekreteri Ceyhun Dalkan da, yeni eğitim-öğretim yılının, verimli ve güvenli geçmesinin en büyük temennisi olduğunu dile getirdi.

Ülkede eğitim kalitesini artırmak ve sınıf mevcutlarını azaltmak için hem altyapı, hem de öğretmen ve personel sayısının artırılması gerektiğini ifade eden Dalkan, “Hizmet içi eğitimlerle daha kaliteli eğitim hedeflenmeli ve bu gerçekleştirilmelidir” dedi.

Kamusal eğitimin güçlendirilmesi ve kalitesinin dünya standartlarına ulaşması gerektiğini belirten Dalkan, inşaatlar, konteyner sınıflar ve inşaat alanı gibi okullarla yeni eğitim yılının açılmasının “kabul edilebilir” olmadığını söyledi.

Çocukların bedensel ve zihinsel gelişimleri için sağlıklı beslenmenin elzem olduğunu vurgulayan Dalkan, kantinlerde satılan gıdaların sağlıklı olması gerektiğine de dikkat çekerek, “Sağlıklı kantinler projesi ivedi şekilde hayat geçirilmelidir” dedi.

Okullarda oyun alanlarının güvenliğinin de sağlanması gerektiğini ifade eden Dalkan, “Çocukların sağlığını ve güvenliğini olumsuz etkileyen alanlar mutlaka düzeltilmelidir” diye konuştu.

Kamusal ücretsiz eğitim ve sağlık için birlik olarak her zaman mücadele edeceklerini kaydeden Dalkan, paydaşlarla yeni projelere imza atmak istediklerini söyledi.

-Gelener

Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası Eğitim Sekreteri Süleyman Gelener de, “Eğitim sadece akademik değildir” diyerek, bireyin fiziksel, zihinsel ve duygusal gelişiminin bir bütün olarak ele alınması gerektiğini ifade etti.

Sağlıklı okul ortamının bu gelişimin temel taşlarından olduğunu dile getiren Gelener, özellikle çocukların sağlıklı bireyler olarak büyümelerinin onların öğrenme kapasitelerini artırdığını ve geleceğin sağlıklı toplumlarını inşa etme yolunda önemli bir adım olduğunu söyledi.

Okul sağlığının sadece öğrencilerin değil öğretmenlerin ve diğer eğitim çalışanlarının da refahını ilgilendiren geniş bir alan olduğunu belirten Gelener, öğrencilerin ve eğitimcilerin ihtiyaçlarına yönelik politikalar geliştirilmesi gerektiğini kaydetti.

Süleyman Gelener, kamusal eğitimin sürdürülebilir ve nitelikli olması için fiziksel ve ruhsal sağlığın desteklenmesi gerektiğini ifade etti.

-Erdoğan

Temel Sağlık Hizmetleri Dairesi Müdürü Vesile Erdoğan ise konuşmasında ilk olarak, Sağlık Bakanı Hakan Dinçyürek’in sevgi ve selamlarını iletti.

Koruyucu sağlıkta, okul sağlığının çok önemsedikleri bir konu olduğunu belirten Erdoğan, daire olarak yaklaşık iki buçuk yıl önce okul sağlığı eğitimleri yapmak üzere Milli Eğitim Bakanlığı ile iş birliği içerisinde bir proje yürüttüklerini dile getirdi.

Bu çerçevede üç hekim ve on bir halk sağlığında uzman hemşirenin yer aldığı “Okul Sağlığı Birimi” kurduklarını ifade eden Erdoğan, okullarda iki yıl boyunca eğitim verildiğini anlattı.

Yıllardır okul sağlığı kapsamında aşılamaların devam ettiğine işaret eden Erdoğan, bu yıl da Bakanlık olarak obezite, göz taraması ve işitme testleri için planlamaların yapıldığını kaydetti.

Vesile Erdoğan, sempozyumun verimli geçeceği düşüncesini belirterek, konuşmasını tamamladı.

Açılış konuşmalarının ardından sempozyuma geçildi.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Gazeteci Ali Kişmir’in duruşmasına 6 Aralık’ta devam edilmesine karar verildi

Published

on

By

Sosyal medyada yayımladığı yazı nedeniyle açılan dava kapsamında 10 yıl hapis istemiyle yargılanan ve bugün yeniden mahkemeye çıkarılan Basın Emekçileri Sendikası (Basın-Sen) Başkanı, gazeteci Ali Kişmir’in duruşmasına 6 Aralık’ta devam edilmesine karar verildi.

Lefkoşa Kaza Mahkemesi’nde görüşülen ve bir tanığın dinlendiği davada, Kişmir’i, Kıbrıs Türk Barolar Birliği Başkanı Hasan Esendağlı temsil etti.

Kişmir’in 2020 yılında yazdığı yazı nedeniyle, Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı’nın (GKK) manevi şahsiyetini tahkir ve tezyif suçlamasıyla 10 yıla kadar hapis istemiyle yargılandığı duruşma sırasında bazı CTP milletvekilleri, siyasi parti ve sendikaların da aralarında olduğu sivil toplum örgütleri, Kişmir’e destek vermek için Mahkeme önünde toplandı.

Davada, şu anda Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı’nda Sosyal Tesisler Müdürü olan, 2020 yılında ise Beyaz Ev Askeri Gazino Müdürlüğü yapan ve Ali Kişmir’den GKK’yı toplum nazarında itibarsızlaştırdığı gerekçesiyle GKK adına şikayetçi olan Yarbay Cengiz Doğan tanık olarak dinlendi.

Davada, Ali Kişmir’in duruşmasına 6 Aralık’ta devam edilmesine karar verildi.

Davanın görüşülmesinin ardından, Basın-Sen avukatı Cansu N. Nazlı, Basın-Sen Genel Sekreteri Serkan Soyalan ve Ali Kişmir açıklama yaptı.

-Nazlı

Basın-Sen avukatı Cansu N. Nazlı, bu ceza davasının getirildiği yasa maddesinin Anayasa’ya, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne ve modern ceza hukukunun temel prensiplerine aykırı olduğu görüşünü ortaya koyarak, bahse konu yasa maddesinin soyut yazılmış, muğlak bırakılmış olduğunu savundu. Nazlı, bu yasa maddesinin Meclis tarafından kaldırılması gerektiğini de kaydetti.

Nazlı, basın emekçilerinin oto sansür uygulamadan, özgür biçimde yazı yazabileceği şekilde düzen oluşturulana kadar mücadele etmeye devam edeceklerini de ekledi.

-Soyalan

Basın-Sen Genel Sekreteri Serkan Soyalan, bu davanın sadece Ali Kişmir’in davası olmadığını, ifade, düşünce ve basın özgürlüğüne sahip çıkılabilmesinin davası olduğunu vurguladı.

Bir kişinin okuduğundan ne anladığı ile ilgili bir dava ile karşı karşıya olduklarını söyleyen Soyalan, “Düşüncelerimizi ifade etmenin, hissettiklerimizi yazıya dökmenin suç olmadığını düşünüyoruz. Bu inançla mesleğimizi yapıyoruz ve bunu normalleştirmemek adına da bizlerle birlikte olan, bizlere destek veren tüm sendikalara, siyasi partilere ve kişilere de ayrıca teşekkür ediyoruz.” dedi.

-Kişmir

Basın-Sen Başkanı Ali Kişmir ise, Mahkeme önüne gelerek ve sosyal medya üzerinden destek veren herkese teşekkür etti. Kişmir, bu davanın Kıbrıs Türk toplumunun özgürlükleri ile ilgili bir dava olduğunu belirtti.

Devamını Oku

Kıbrıs

Güler: Kıbrıs’ta yabancı ülkelerin artan hareketliliğini yakından takip ediyoruz

Published

on

By

Türkiye Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti vatandaşlarının kazanılmış hakları olan egemen eşitlikleri ve eşit uluslararası statülerinin teyidinin, kendileri için olmazsa olmaz olduğuna” vurgulayarak, “Bu konuda anlamlı bir ilerleme, ancak bu gerçeğin kabulü ile mümkündür. Bu doğrultuda tüm uluslararası camiayı, sadece bir tarafın iddialarını desteklemeyi bırakıp konuya makul, mantıklı ve adil bir şekilde yaklaşmaya davet ediyoruz.” dedi.

Güler, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin, Orta Doğu’da devam eden kriz ortamından istifade etmeye
çalıştığını ve insani yardım adı altında istikrara zarar veren faaliyetler gerçekleştirdiğini söyledi.

Kıbrıs’ta yabancı ülkelerin artan hareketliliğinin de yakından takip edildiğine dikkati çeken Güler, “Garanti ve İttifak Antlaşmaları” doğrultusunda, Kıbrıs Türklerinin güvenliğinin sağlanmasına yönelik her türlü askeri ve siyasi tedbiri alarak adanın huzuru, adanın güvenliği ve refahı için ellerinden geleni yapmayı sürdüreceklerini aktardı.

Güler, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda Bakanlığının 2025 yılı bütçesinin sunumunu yaptı.

Güler, bir asır önce, asil millete esaret zinciri vurmak isteyenlere geçit vermeyen kahraman ordunun, Cumhuriyet’in ikinci yüzyılına başlanan bu tarihi dönemde de bölgesinde ve dünyada seçkin ve saygın bir konumda olduğunu belirtti.

Güvenlik ortamının, hiç olmadığı kadar karmaşık ve belirsiz olduğuna vurgu yapan Güler, uluslararası güç dengelerinin sarsıldığı, nüfuz mücadelelerinin ve jeopolitik gerginliklerin arttığı hassas bir dönemden geçildiğini söyledi.

Güler, Türkiye’nin etrafının adeta ateşten çember olduğu bir süreç yaşandığına dikkati çekerek, “Tüm tehditlerle etkin bir şekilde başa çıkabilmek için güçlü bir savunma yapısına ihtiyaç vardır. Bu doğrultuda bakanlığımız, devletimizin bekası, ülkemizin ve asil milletimizin güvenliği için çalışmalarını artan bir tempoyla, yüksek bir azim ve kararlılıkla sürdürmektedir.” şeklinde konuştu.

– “Kaçak geçişlere asla imkan tanınmamaktadır”

Güler, ülke sınırlarını korumak, yasa dışı geçişleri engellemek ve terörist faaliyetleri önlemek amacıyla hudutlarda en etkili ve kademeli tedbirlerin uygulandığına dikkati çekerek, “Ortaya çıkan tehdit durumu ve gelişmelere göre sınırlarımızdaki tedbirler, gerek birlik takviyesi gerekse teknolojik olarak sürekli güncellenip geliştirilmekte ve böylelikle hudutlarımızdan kaçak geçişlere asla imkan tanınmamaktadır.” diye konuştu.

Terör belasının, 40 yılı aşkın bir zamandır Türkiye’yi uğraştıran en önemli sorunlardan biri olduğunu belirten Güler, şunları kaydetti:

“Bu sorunu tamamen yok etmek, ülkemizin ve asil milletimizin güvenliğini sağlamak için terörle mücadelemizde tarihi adımlar attık, atıyoruz. Geçmişte yürütülen sınırlı hedefli ve süreli operasyonların yerine, bugün terör tehdidinin kaynağında yok edilmesi stratejisi ile sürekli ve kapsamlı operasyonlar gerçekleştirerek başta PKK/KCK, PYD/YPG ve DEAŞ olmak üzere tüm terör örgütlerine büyük darbeler vuruyoruz. Azim ve kararlılıkla yürütülen operasyonlar kapsamında bu yılın başından itibaren 2 bin 564 terörist etkisiz hale getirilmiştir.”

– “Zap’ta da kilit kapatılmıştır”

Bakan Güler, Suriye ve Irak harekat alanlarında görevli birliklere yönelik taciz ve saldırı girişimlerine de misliyle karşılık verildiğine ve gerekli tedbirlerin alındığına vurgu yaparak, “En son, kahraman Mehmetçiğin büyük özverisi ve gayretiyle artık Zap’ta da kilit kapatılmıştır. Bölgedeki faaliyetlerimiz aynı tempo ve kararlılıkla devam ediyor, edecektir.” ifadelerini kullandı.

Tüm operasyonların planlanması ve icrasında, masum sivillerin, dost unsurların, tarihi ve kültürel
varlıklar ile çevrenin zarar görmemesi için her türlü önlemin alındığına dikkati çeken Güler, şöyle devam etti:

“Terörle mücadelemizin daha etkin yürütülmesi kapsamında komşumuz Irak ile son dönemde büyük bir gelişim kaydeden ilişkilerimizi oldukça önemli görüyoruz. Bu çerçevede terör örgütünün bölgedeki varlığının sonlandırılması için Irak ile imzaladığımız ‘Güvenlik İşbirliği ve Terörle Mücadele’ye Dair Mutabakat Zaptı’ ile somut adımları da atmaya başladık. Aynı şekilde Irak’ın kuzeyinde, bölgesel yönetim ile de bölgenin huzura kavuşmasına yönelik yakın bir işbirliği içerisindeyiz. Sonuç olarak bir kez daha vurgulamak isterim ki terörle mücadelemiz, eli kanlı teröristler, bu coğrafyadan yok olup gidinceye kadar tavizsiz bir şekilde devam edecektir.”

– “Daima minnettarız, ilelebet de minnettar kalacağız”

Güler, ordunun, devletin bekasına, milletin huzur ve güvenliğine yönelen tehdit ve tehlikeleri bertaraf etmek
için ‘ölürsem şehit, kalırsam gazi’ düsturu ile her türlü gayreti gösterdiğine vurgu yaparak, “Türk ordusunun en büyük ilham kaynağı, aziz şehitlerimiz ve kahraman gazilerimizin fedakarlıklarıdır. Bu nedenle aziz şehitlerimize ve kahraman gazilerimize daima minnettarız, ilelebet de minnettar kalacağız.” şeklinde konuştu.

Terörle mücadele ve hudut güvenliğinin yanı sıra mavi ve gök vatandaki hak ve menfaatlerin de en üst düzeyde korunduğuna dikkati çeken Güler, şunları kaydetti:

“Ege ve Doğu Akdeniz’deki faaliyetlerimizi etkin bir şekilde sürdürüyoruz. Bu kapsamda komşumuz Yunanistan ile uzun yıllardır süregelen sorunlarımızı çözmek için çaba gösteriyoruz. Türkiye, bu konuda geçmişten bu yana barışçıl bir tutum sergilemekte, Ege Denizi’nin bir barış denizi olarak kalması için gayretlerini ve iyi niyetini ortaya koymaktadır. Son dönemde Sayın Cumhurbaşkanı’mız ve Yunanistan Başbakanı’nın liderliğinde iki ülke tarafından ortaya konulan karşılıklı çabalarla Ege Denizi’nde gerginlik ve tansiyon önemli derecede azaltılmıştır.”

Güler, Yunanistan ile Türkiye arasında, “Güven Artırıcı Önlemler Toplantıları”na tekrar başlandığını da hatırlatarak, “Geçtiğimiz yıl kasım ayında Ankara’da gerçekleşen toplantıdan sonra, bu yıl 22 Nisan’da Atina’da, 6 Kasım’da da İstanbul’da iki toplantı daha gerçekleştirdik. Yapılan bu toplantılarda diyalog ortamının sürdürülmesi niyetini karşılıklı teyit ettik.” dedi.

– Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti vatandaşlarının kazanılmış hakları olan egemen eşitlikleri ve eşit uluslararası statülerinin teyidinin, kendileri için olmazsa olmaz olduğuna vurgu yapan Güler, “Bu konuda anlamlı bir ilerleme, ancak bu gerçeğin kabulü ile mümkündür. Bu doğrultuda tüm uluslararası camiayı, sadece bir tarafın iddialarını desteklemeyi bırakıp konuya makul, mantıklı ve adil bir şekilde yaklaşmaya davet ediyoruz.” şeklinde konuştu.

Güler, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin, Orta Doğu’da devam eden kriz ortamından istifade etmeye
çalıştığını ve insani yardım adı altında istikrara zarar veren faaliyetler gerçekleştirdiğini söyledi.

Kıbrıs adasında yabancı ülkelerin artan hareketliliğinin de yakından takip edildiğine dikkati çeken Güler, “Garanti ve İttifak Antlaşmaları” doğrultusunda, Kıbrıs Türklerinin güvenliğinin sağlanmasına yönelik her türlü askeri ve siyasi tedbiri alarak adanın huzuru, adanın güvenliği ve refahı için ellerinden geleni yapmayı sürdüreceklerini aktardı.

Güler, Türk ordusunun, Akdeniz’den Hint Okyanusu’na, Aden Körfezi’nden Basra Körfezi’ne kadar çeşitli coğrafyalarda varlık göstererek, Türkiye’nin gücünü ve etkisini en iyi şekilde temsil ettiğini vurguladı.

Türkiye’nin, Afrika’dan Türkistan’a, Uzak Doğu Asya’dan Güney Amerika’ya kadar sunduğu alternatif işbirliği modelinin, Türkiye’nin dünyadaki etkinliğini her geçen gün daha da artırdığına dikkati çeken Güler, “Bu coğrafyalarda üstlenmiş olduğumuz aktif rolün önemini ve değerini anlayan başta İngiltere, İtalya, Almanya ve Fransa olmak üzere Avrupalı müttefiklerimiz, Türkiye ile ortak inisiyatifler geliştirmek için girişimlerde bulunmaktadır.” diye konuştu.

– İşbirliği ve mutabakat anlaşmaları

Bakan Güler, NATO’daki faaliyetlerin de etkin bir şekilde sürdürüldüğünü, ittifakın önde gelen ülkelerinden biri olarak, NATO misyonlarına önemli katkılar sunulduğunu ifade etti.

Milli Savunma Bakanlığının, çeşitli coğrafyalardaki görevlerin yanı sıra ülkenin uluslararası siyaseti, savunma politikaları ve milli menfaatleri kapsamında kardeş, dost ve müttefik ülkelerle askeri çerçeve, eğitim işbirliği ve yardım anlaşmaları da imzaladığını hatırlatan Güler, şunları kaydetti:

“Karadeniz’de Rusya ve Ukrayna arasındaki savaş nedeniyle hassasiyet devam etmektedir. Ukrayna’daki savaşın sonlandırılması için Türkiye olarak en başından itibaren ortaya koyduğumuz çok yönlü çabalarımızı, aynı kararlılıkla sürdürüyoruz. Mevcut durumda, barışı sağlamanın kolay olmayacağının farkındayız. Ancak, bu süreçte ülkemizin çıkarlarını korumak ve muhtemel tehlikelerden uzak durmak için gerekli tedbirleri alıyoruz. Bu doğrultuda Karadeniz’de gerginliği azaltan ve dengeyi tesis eden Montrö Boğazlar Sözleşmesi’ni dikkatle, sorumlu, tarafsız ve tavizsiz bir biçimde uyguladık, uygulamaya devam ediyoruz.”

Güler, ayrıca NATO müttefiki olan Bulgaristan ve Romanya ile birlikte tesis edilen Karadeniz Mayın Karşı Tedbir Görev Grubu ile de Karadeniz’deki güvenliğe katkı sağlandığını söyledi.

Devamını Oku

Kıbrıs

أوكتاي: جمهورية قبرص الشمالية التركية لها الحقوق أيضًا في الموارد المحيطة بالجزيرة

Published

on

By

أجرى رئيس لجنة الشؤون الخارجية في الجمعية الوطنية التركية الكبرى: فؤاد أوكتاي زيارة تقييميه لوكالة الأناضول في روما ، حيث شارك في “منتدى الحوار للبحر الأبيض المتوسط ” الذي نظمه للمرة العاشرة هذا العام معهد الدراسات السياسية الدولي ، وهو مركز أبحاث مقره إيطاليا ، بمساهمة من وزارة الخارجية الإيطالية

وفيما يتعلق بالمشكلة القبرصية ، أكد أوكتاي أن جميع الموارد المحيطة بالجزيرة مملوكة لجميع سكان الجزيرة ، وأكد أنه يجب تقاسم الموارد على أساس العدالة في ثروات الجزيرة

وقال أوكتاي ، مرةً أخرى ، لدينا القضية القبرصية هناك. هناك جمهورية قبرص الشمالية التركية ومواردها. الأمة الموجودة ، الأمة التركية القائمة ، مطلوب بإعتبارها باطلة ولاغية هناك. لقد قدمنا بالفعل الإجابة اللازمة من خلال عمليات 1974. بعبارةٍ أخرى ، قدمنا الإجابة اللازمة كدولة ضامنة هناك. لقد قلنا دائمًا أن جميع الموارد هناك تنتمي الآن إلى شعب الجزيرة بالكامل وقلنا أنه يجب تقاسمها على أساس العدالة. يجب تقاسمها من أجل ثروات الجزيرة. في الواقع ، جميع موارد البحر الأبيض المتوسط تقع في نفس الإطار

صرح أوكتاي أنهم يريدون إستخدام الدبلوماسية البرلمانية بشكل أكثر فعالية كبرلمان في المنتدى ، وقال أنهم يريدون المساعدة حتى يتمكنوا من تمهيد الطريق إلى الأمام والمساهمة في العمل الجاري

“وقال أوكتاي “سنقوم هنا بشرح وتوضيح جميع أطروحات تركيا. وسنستمر في شرحها من الآن فصاعدًا

Devamını Oku

Trending

Reklam