Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Serim: Kıbrıs Türkünün Türk dünyası ile siyasi, sosyal, ekonomik ve kültürel etkileşimi her geçen gün artıyor

Published

on

 

 

Türkiye’nin Lefkoşa Büyükelçisi Yasin Ekrem Serim, Kıbrıs meselesinin sadece Kıbrıs Türkünün değil tüm Türk Dünyasının meselesi olduğuna inandıklarını ve KKTC’nin TDT nezdinde üst düzeyli temsiline önem verdiklerini söyledi.

 

3 Ekim Türk Devletleri İşbirliği Günü vesilesiyle TÜRKSOY ve GİKAD tarafından düzenlenen “Türk Dünyası Etno-Moda Buluşması ve Türk Devletleri Kültürel Diplomasi Paneli gerçekleştirildi.

 

Etkinlikte konuşma yapan Türkiye’nin Lefkoşa Büyükelçisi Yasin Ekrem Serim, “Öncelikle 3 Ekim Türk Devletleri İşbirliği Gününüzü can-ı gönülden tebrik ediyorum.  Bugün aynı zamanda Türk Devletleri Teşkilatı’nı, yani kısa adıyla TDT’yi kuran Nahçıvan Anlaşması’nın 15. Yıldönümü! Hepimize kutlu olsun.” dedi.

 

“Bu anlamlı günde, KKTC ile Türk dünyası arasındaki bağların kuvvetlendirilmesine katkı sağlayacak bu etkinliğin düzenlenmesinde emeği geçen herkese şükranlarımı sunuyorum” diyen Serim, “Kıbrıs Türkü, Türk Dünyasının ayrılmaz bir parçasıdır. Kıbrıs Türkünün Türk dünyası ile siyasi, sosyal, ekonomik ve kültürel etkileşiminin her geçen gün arttığını memnuniyetle gözlemliyoruz” ifadelerini kullandı.

 

TDT ile eğitimden bilime, ticaretten ve ekonomiye varan her alanda, bağların kuvvetlendirilmesine katkı sağlayacak çalışmalar gerçekleştirilmesini önemsediklerini vurgulayan Serim, bu çalışmaların yanında, düzenlenen kültürel etkinliklerin de bu bağların daha da sıkılaştırılmasına katkı sunacağını belirtti.

 

 

 

Büyükelçi Serim sözlerini şöyle sürdürdü:

 

“Bu kapsamda, Türk Dünyası Etno-Moda Buluşması ve Türk Devletleri Kültürel Diplomasi Paneli etkinliklerinin, Uluslararası Türk Kültürü Teşkilatı, nam-ı diğer TÜRKSOY ile Kıbrıs Türk Girişimci Kadınlar Derneği GİKAD tarafından ortaklaşa gerçekleştiriliyor olması, KKTC ile diğer Türk Devletleri arasındaki kültürel ve sanatsal köprüleri daha da sağlamlaştırmakta, kardeşlik bağlarımızı derinleştirmektedir. İçinden geçmekte olduğumuz zorlu dönemde, dünyada ve özellikle bölgemizde karşı karşıya olduğumuz güvenlik sınamaları karşısında, garantör ülke olarak KKTC’nin güvenliğini kendi güvenliğimizden ayrı görmüyoruz. Bu sınamalar aynı zamanda, Türk Devletleri Teşkilatı çatısı altında birleşmemiz önemini de ortaya koymuştur. Türk Dünyası coğrafyasının, uluslararası güvenlik mimarisini bütünleyici niteliği her geçen gün daha da öne çıkmaktadır. Kıbrıs meselesi sadece Kıbrıs Türkünün değil tüm Türk Dünyasının meselesi olduğuna inanıyoruz. Bu doğrultuda, TDT’ye 2022 senesinde gözlemci üye olan KKTC’yle kurulan doğrudan temaslara ve KKTC’nin TDT nezdinde üst düzeyli temsiline atfettiğimiz önemin altını çizmek istiyorum. Zira Kıbrıs Adası, hangi zaviyeden bakılırsa bakılsın, jeostratejik anlamda dünyanın kilit taşlarından birisidir. Bu kapsamda, ülkemiz ile KKTC arasındaki müstesna ilişkilerin yanısıra, KKTC’nin tüm Türk Dünyası ülkeleri ile münasebetlerinin daha da derinleştirilmesi, geniş bir coğrafyada güvenliğinin tahkim edilmesine hizmet edecektir”

 

“Kıbrıs Türk halkının egemen eşitliği ve eşit uluslararası statüsü tescil edilmeli” diyen Serim, Türkiye Cumhuriyeti’nin, bu yönde adımlar atmaya devam edeceğini kaydetti.

 

Serim bu vizyonun geçen hafta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından BM Genel Kurulu kürsüsünden, bir kez daha en üst seviyede uluslararası toplumun dikkatine dile getirildiğini hatırlattı. Serim “. Bizler yılmadan bu çağrının takipçisi olmaya devam edeceğiz.

Türk Dünyası’nın KKTC’ye artan desteği, Kıbrıs meselesinin Ada’daki gerçekler temelli, sürdürülebilir, daimi ve adil bir çözüme ulaştırılması amacına şüphesiz önemli bir katkı sunacaktır” dedi.

 

Büyükelçi Serim sözlerini şöyle sonandırdı:

 

“Kıbrıs Türk kadınının ekonomiden sanata, bilimden kültüre uzanan geniş bir yelpazede varlığını ve önderliğini güçlendirmek için somut adımlar atan GİKAD, Kıbrıs Türkü’nün kıymetlisidir. TÜRKSOY ve GİKAD’ın düzenlediği bu etkinlik; geniş medeniyet coğrafyamızdaki kültürel ağları bir kadının el emeğini işler gibi incelikle ve özenle örmektedir. Böylelikle, geleneksel diplomasinin ayrılmaz bir parçası olan kültürel diplomasiye kaydadeğer katkı sunacaktır.İki güzide kurum arasında tesis edilen ve bugün bir araya gelmemize vesile olan bu ortaklığın güçlenerek devam etmesini diliyorum”

(

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Akgünler Denizcilik yeni hızlı deniz otobüsü “Grand Master” ile hizmet ağını genişletti

Published

on

By

Akgünler Denizcilik’in 25. kuruluş yıl dönümünde, yeni nesil, yüksek kapasiteli hızlı deniz otobüsü “Grand Master” ile hizmet ağını genişleterek, Girne-Taşucu arası seyahat süresini 2 saat 30 dakikaya indirdiği bildirildi.

Akgünler Denizcilik’ten verilen bilgiye göre, 24 Temmuz itibarıyla Girne-Taşucu-Girne hattında seferlerine başlayan gemi, 43 araç ve 430 yolcu kapasitesine sahip.

Akgünler Denizcilik Genel Müdürü İbrahim Baştuğ, “25. yılımızı kutlarken ailemize katılan Grand Master ile hizmet kalitemizi bir adım daha yukarıya taşıyoruz. Yolcularımıza hızlı, konforlu ve zaman kazandıran bir yolculuk deneyimi yaşatmayı amaçlıyoruz. KKTC ile Türkiye arasındaki ulaşımı daha da güçlendirecek bu yatırım, deniz taşımacılığında her zaman hizmet kalitesini artırma hedefinde olan lider firma olmamızın bir göstergesidir.” şeklinde konuştu.

Devamını Oku

Kıbrıs

Başbakan Üstel: “Kişilik haklarına saldırı, düşünce ya da medya özgürlüğü değildir”

Published

on

By

Başbakan Ünal Üstel, toplumun ortak değerlerine saldırı nitelikli her türlü yayının bir özgürlük kullanımı olmadığını belirterek, “Kişilik haklarına saldırı, düşünce ya da medya özgürlüğü değildir.” dedi.

Üstel, “düşünce özgürlüğünü bilmeyenler, düşünce özgürlüğünün düşmanıdır.” diyerek, Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ın tarihi kişiliğini hedef alan yayını, hukuk devletinin ağırlığına uygun olarak takip ettiklerini kaydetti.

Başbakanlık’tan yapılan açıklamaya göre Üstel, Kıbrıs Türk halkının Kıbrıs adasını vatan yaparken, canı pahasına mücadele verdiğini anımsattı.

“EOKA’dan önce de Kıbrıs Türk halkı, ENOSİS idealini benimseyen Rumların, kilisenin hedefiydi. Kıbrıs Türkünün insan hakları ve insan haklarına bağlı olarak özgürlükleri, zayıflatılmadan öte yok edilmeye çalışıldı. Sivil, demokratik ve çok sesli bir yapı, ulusal var oluş mücadelemizin, hedeflerindendi.” diyen Üstel, Güvenlik Kuvvetleri kurulurken, TMT’nin askeri görevini üstlendiğini kaydetti.

-“İnsan hakları bütün hakların önünde”

UBP’nin TMT’nin siyasi anlamda bayrağını devraldığını ifade eden Üstel, “Bu bir süreçtir ve bizler, gerek UBP, gerekse var oluşunda etkin yer aldığımız hükümetlerde TMT’nin nitelikli demokrasi anlayışını ileriye götürüyoruz.” dedi.

KKTC’de basının özgür olduğunu, hatta gazeteci olmayanların bile, kendini gazeteci ilan ederek yayın yapmasını sabırla izlemeyi tercih ettiklerini belirten Üstel, insan haklarının bütün hakların önünde olduğunu ifade etti.

– “Düşünce özgürlüğünü bilmeyenler, düşünce özgürlüğünün düşmanıdır”

“Yalan özgürlüğü, düşünce özgürlüğü değildir. Kişilik haklarına saldırı, düşünce ya da medya özgürlüğü değildir.” ifadelerine yer veren Üstel, toplumun ortak değerlerine saldırı nitelikli her türlü yayının da bir özgürlük kullanımı olmadığını belirtti.

“Düşünce özgürlüğünü bilmeyenlerin düşünce özgürlüğünün düşmanı” olduğunu ifade eden Üstel, Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ın tarihi kişiliğini hedef alan yayını, hukuk devletinin ağırlığına uygun olarak takip ettiklerini de kaydetti.

-“Gerekenin yapılmasıyla ilgili kesin bir kararlılık içindeyiz”

“Hükümetimiz ve şahsım bu konuda gerekenin yapılmasıyla ilgili kesin bir kararlılık içindeyiz.” diyen Üstel, Rauf Denktaş’ın Kıbrıs Türk halkının lider vasıflı bir bireyi olarak tüm Türklük dünyasında yüksek itibar sahibi olduğunu vurguladı.

Üstel, “Aramızdan bedenen ayrılması, fikirleriyle sonsuza dek yaşamasına engel değildir. Bu düşüncelerimiz toplum liderimiz Dr. Fazıl Küçük ve var oluş mücadelemize hayatın her alanında katkı koyan isimlerimiz için de geçerlidir.” dedi.

Toplumsal barışı, yüksek bir duyarlılıkla korumak zorunda olduklarını ifade eden Üstel, düşünce özgürlüğüyle alakası olmayan yaklaşımlara gösterilecek her hoşgörünün, benzer yaklaşım içinde olanları cesaretlendirdiğini belirtti.

Üstel, düşünce özgürlüğüne değer veren herkesin, siyasi partiler ve sivil toplum örgütlerinin, düşünce özgürlüğüne zarar veren yaklaşımlara karşı tavır koymaktan çekinmemesi gerektiğini dile getirdi.

Üstel, “Özgürlüğe zarar veren her türlü yayın, beyan ve yaklaşım, yılan gibidir. Gün gelir bugün seyredenleri de sokar. Kimse, ‘Beni sokmayan, yılan bin yaşasın’ diyemez.” ifadelerine yer verdi.Başbakan Ünal Üstel, toplumun ortak değerlerine saldırı nitelikli her türlü yayının bir özgürlük kullanımı olmadığını belirterek, “Kişilik haklarına saldırı, düşünce ya da medya özgürlüğü değildir.” dedi.

Üstel, “düşünce özgürlüğünü bilmeyenler, düşünce özgürlüğünün düşmanıdır.” diyerek, Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ın tarihi kişiliğini hedef alan yayını, hukuk devletinin ağırlığına uygun olarak takip ettiklerini kaydetti.

Başbakanlık’tan yapılan açıklamaya göre Üstel, Kıbrıs Türk halkının Kıbrıs adasını vatan yaparken, canı pahasına mücadele verdiğini anımsattı.

“EOKA’dan önce de Kıbrıs Türk halkı, ENOSİS idealini benimseyen Rumların, kilisenin hedefiydi. Kıbrıs Türkünün insan hakları ve insan haklarına bağlı olarak özgürlükleri, zayıflatılmadan öte yok edilmeye çalışıldı. Sivil, demokratik ve çok sesli bir yapı, ulusal var oluş mücadelemizin, hedeflerindendi.” diyen Üstel, Güvenlik Kuvvetleri kurulurken, TMT’nin askeri görevini üstlendiğini kaydetti.

-“İnsan hakları bütün hakların önünde”

UBP’nin TMT’nin siyasi anlamda bayrağını devraldığını ifade eden Üstel, “Bu bir süreçtir ve bizler, gerek UBP, gerekse var oluşunda etkin yer aldığımız hükümetlerde TMT’nin nitelikli demokrasi anlayışını ileriye götürüyoruz.” dedi.

KKTC’de basının özgür olduğunu, hatta gazeteci olmayanların bile, kendini gazeteci ilan ederek yayın yapmasını sabırla izlemeyi tercih ettiklerini belirten Üstel, insan haklarının bütün hakların önünde olduğunu ifade etti.

– “Düşünce özgürlüğünü bilmeyenler, düşünce özgürlüğünün düşmanıdır”

“Yalan özgürlüğü, düşünce özgürlüğü değildir. Kişilik haklarına saldırı, düşünce ya da medya özgürlüğü değildir.” ifadelerine yer veren Üstel, toplumun ortak değerlerine saldırı nitelikli her türlü yayının da bir özgürlük kullanımı olmadığını belirtti.

“Düşünce özgürlüğünü bilmeyenlerin düşünce özgürlüğünün düşmanı” olduğunu ifade eden Üstel, Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ın tarihi kişiliğini hedef alan yayını, hukuk devletinin ağırlığına uygun olarak takip ettiklerini de kaydetti.

-“Gerekenin yapılmasıyla ilgili kesin bir kararlılık içindeyiz”

“Hükümetimiz ve şahsım bu konuda gerekenin yapılmasıyla ilgili kesin bir kararlılık içindeyiz.” diyen Üstel, Rauf Denktaş’ın Kıbrıs Türk halkının lider vasıflı bir bireyi olarak tüm Türklük dünyasında yüksek itibar sahibi olduğunu vurguladı.

Üstel, “Aramızdan bedenen ayrılması, fikirleriyle sonsuza dek yaşamasına engel değildir. Bu düşüncelerimiz toplum liderimiz Dr. Fazıl Küçük ve var oluş mücadelemize hayatın her alanında katkı koyan isimlerimiz için de geçerlidir.” dedi.

Toplumsal barışı, yüksek bir duyarlılıkla korumak zorunda olduklarını ifade eden Üstel, düşünce özgürlüğüyle alakası olmayan yaklaşımlara gösterilecek her hoşgörünün, benzer yaklaşım içinde olanları cesaretlendirdiğini belirtti.

Üstel, düşünce özgürlüğüne değer veren herkesin, siyasi partiler ve sivil toplum örgütlerinin, düşünce özgürlüğüne zarar veren yaklaşımlara karşı tavır koymaktan çekinmemesi gerektiğini dile getirdi.

Üstel, “Özgürlüğe zarar veren her türlü yayın, beyan ve yaklaşım, yılan gibidir. Gün gelir bugün seyredenleri de sokar. Kimse, ‘Beni sokmayan, yılan bin yaşasın’ diyemez.” ifadelerine yer verdi.

Devamını Oku

Kıbrıs

GKRY, Kayıp Şahıslar Komitesi’ne 380 bin euro bağışladı

Published

on

By

Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY), Kıbrıs’taki Kayıp Şahıslar Komitesi’ne (KŞK), 380 bin euro bağışladı.

Bu bağışla GKRY’nin 2005’ten bugüne KŞK’ye sağladığı mali yardım 4 milyon 392 bin 700 euroya yükseldi.

KŞK’den yapılan açıklamada, bağışın kazı çalışmalarının güçlendirilmesi ve kazı ekiplerinin artırılması da dahil olmak üzere KŞK’nin 2025’teki çalışmalarını destekleyeceği kaydedildi.

KŞK’ye yapılan bağışların, Komite’nin kayıp şahısların kalıntılarının tespit edilmesi ve ailelerine iade edilmesi amacına katkıda bulunduğu belirtilen açıklamada, Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rum kayıplardan, şu ana kadar toplam 1055 kişinin kimliklendirilerek, usulüne uygun cenaze töreniyle ailelerine teslim edildiği hatırlatıldı.

Açıklamada, projenin devamı için Kayıp Şahıslar Komitesi’nin bağışçı desteklerine ihtiyaç duyduğu vurgulandı.

Devamını Oku

Trending

Reklam