Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Tatar:Devlet ve egemenliğimizden taviz veremeyiz

Published

on

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, New York’a hareketinden önce Ercan Havalimanı’nda yaptığı açıklamada, “iki devletli çözüm” temennisini dile getirerek, devlet ve egemenlikten taviz verilemeyeceğini vurguladı.

Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs Türkünün kendi hakkını aradığını, kimsenin hakkında gözü olmadığını vurgulayarak, “Biz sadece kendi hakkımızı arıyoruz. O da eşitlik temelinde, bu ülkede varlığımızı sürdürmek için” dedi.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, New York’a gitmek üzere bugün sabah KKTC’den ayrıldı. Tatar’ı Başbakan Yardımcısı Turizm Kültür Gençlik ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu ve bazı yetkililer uğurladı. Tatar, New York’a hareketinden önce Ercan Havalimanı’nda basın açıklaması yaptı.

Tatar, Birleşmiş Milletler’in 79. Genel Kurul toplantılarında BM Genel Sekreteri’nin iki tarafa da gayriresmi ve ajandası olmayan bir yemek daveti yapması üzerine yarın akşam New York’ta yemeğe katılacaklarını kaydetti.

-“Bu gayriresmi ve ajandası olmayan bir yemektir”

Bu süreçleri yürütürken çok dikkatli olunması gereken hususlar olduğunu belirten Tatar, “Bu elbette sıradan bir yemek değildir. Bu gayriresmi ve ajandası olmayan bir yemektir.” dedi. Tatar, son dört yıldır, Türkiye Cumhuriyeti’nin de desteği ile istikrarlı şekilde sürdürülen yeni siyasetin aynı noktada sürdürüldüğünün de altını çizdi, konuyla ilgili spekülasyonlara önem verilmemesini istedi.

-“Haklı davamızı savunmak için orada olacağız”

“Haklı davamızı savunmak için orada olacağız.” diyen Cumhurbaşkanı Tatar, BM Genel Sekreteri’nin Kişisel Temsilcisi Maria Angela Holguin Cuellar’ın da görevi sırasında ortak zemin bulamadığını söylediğini anımsattı. Cumhurbaşkanı Tatar, ortak zeminin ancak Kıbrıs Türkü’nün egemenlik hakkının teyidi ile oluşabileceğini söylediğini kaydetti.

Kıbrıs Türkü’nün egemenlik hakkının 1960 Anlaşmaları içerisinde yerini aldığını ifade eden Tatar, Rum tarafının Kıbrıs Cumhuriyeti’ni kendi malları gibi dünyaya takdim etmesini ve Annan Planı’na “hayır” demelerine rağmen AB üyeliğine alınmalarını eleştirdi.

Rum tarafının oyunlarla, var olan ambargo ve kısıtlamaları daha da artırdığını kaydeden Tatar, turizm ve üniversitelere yönelik hareketlerle KKTC’nin ekonomik geleceğini sıkıntıya soktuklarını söyledi.

-“Biz Kıbrıs Türkü’nün egemenliğinden taviz veremeyiz”

“Kıbrıs Türkü kendi hakkını arıyor. Bizim kimsenin hakkında gözümüz yok. Biz sadece kendi hakkımızı arıyoruz. O da eşitlik temelinde bu ülkede varlığımızı sürdürmek için…” diyen Tatar, “direk uçuş, direk ticaret ve direk temas” konularındaki talebini dile getirdi.

Yıllardır federal temelde bir anlaşma için görüşmeler yapıldığını ancak netice alınamadığını anımsatan Cumhurbaşkanı Tatar, Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın BM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmaya da işaret ederek, “Ben New York’a bu anlayışla gidiyorum. Çünkü arkamda elbette güçlü bir Anavatan ve Anavatan’ın söyledikleri vardır. Nedir o? Sayın Cumhurbaşkanı’nın da ifade ettiği gibi, artık federasyon defteri kapanmıştır. Neden? Çünkü 50 yıldır yapılan müzakere görüşmelerinde hiçbir netice alınamadı.” diye konuştu.

Kırmızı çizgileri olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Tatar, “Biz Kıbrıs Türkü’nün asla tekrar göçmen olmasına müsaade etmeyiz. Biz Kıbrıs Türkü’nün egemenliğinden taviz veremeyiz.” dedi.

-“İki devletli bir çözüm bizlerin temennisi ve dileğidir”

Kıbrıs Türkü’nün yalnız olmadığını ve TC ile milli bir siyaset yürütüldüğünü ifade eden Tatar, “Devlet ve egemenliğimizden taviz veremeyiz. Verdiğimiz anda gelecekte bizleri çok büyük tehlikeler bekleyebilir.” dedi.

Tatar, “İki devletli bir çözüm bizlerin temennisi ve dileğidir. Bu duygularla New York’a hareket ediyorum. Bu yemekte elimden geldiği kadar sorumluluk bilinci içerisinde, tecrübemle, bilgi birikimimle, verdiğim mücadele ile Kıbrıs Türk halkının haklarını ve milli davasını savunmaya çalışacağım.” ifadelerini kullandı.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Akgünler Denizcilik yeni hızlı deniz otobüsü “Grand Master” ile hizmet ağını genişletti

Published

on

By

Akgünler Denizcilik’in 25. kuruluş yıl dönümünde, yeni nesil, yüksek kapasiteli hızlı deniz otobüsü “Grand Master” ile hizmet ağını genişleterek, Girne-Taşucu arası seyahat süresini 2 saat 30 dakikaya indirdiği bildirildi.

Akgünler Denizcilik’ten verilen bilgiye göre, 24 Temmuz itibarıyla Girne-Taşucu-Girne hattında seferlerine başlayan gemi, 43 araç ve 430 yolcu kapasitesine sahip.

Akgünler Denizcilik Genel Müdürü İbrahim Baştuğ, “25. yılımızı kutlarken ailemize katılan Grand Master ile hizmet kalitemizi bir adım daha yukarıya taşıyoruz. Yolcularımıza hızlı, konforlu ve zaman kazandıran bir yolculuk deneyimi yaşatmayı amaçlıyoruz. KKTC ile Türkiye arasındaki ulaşımı daha da güçlendirecek bu yatırım, deniz taşımacılığında her zaman hizmet kalitesini artırma hedefinde olan lider firma olmamızın bir göstergesidir.” şeklinde konuştu.

Devamını Oku

Kıbrıs

Başbakan Üstel: “Kişilik haklarına saldırı, düşünce ya da medya özgürlüğü değildir”

Published

on

By

Başbakan Ünal Üstel, toplumun ortak değerlerine saldırı nitelikli her türlü yayının bir özgürlük kullanımı olmadığını belirterek, “Kişilik haklarına saldırı, düşünce ya da medya özgürlüğü değildir.” dedi.

Üstel, “düşünce özgürlüğünü bilmeyenler, düşünce özgürlüğünün düşmanıdır.” diyerek, Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ın tarihi kişiliğini hedef alan yayını, hukuk devletinin ağırlığına uygun olarak takip ettiklerini kaydetti.

Başbakanlık’tan yapılan açıklamaya göre Üstel, Kıbrıs Türk halkının Kıbrıs adasını vatan yaparken, canı pahasına mücadele verdiğini anımsattı.

“EOKA’dan önce de Kıbrıs Türk halkı, ENOSİS idealini benimseyen Rumların, kilisenin hedefiydi. Kıbrıs Türkünün insan hakları ve insan haklarına bağlı olarak özgürlükleri, zayıflatılmadan öte yok edilmeye çalışıldı. Sivil, demokratik ve çok sesli bir yapı, ulusal var oluş mücadelemizin, hedeflerindendi.” diyen Üstel, Güvenlik Kuvvetleri kurulurken, TMT’nin askeri görevini üstlendiğini kaydetti.

-“İnsan hakları bütün hakların önünde”

UBP’nin TMT’nin siyasi anlamda bayrağını devraldığını ifade eden Üstel, “Bu bir süreçtir ve bizler, gerek UBP, gerekse var oluşunda etkin yer aldığımız hükümetlerde TMT’nin nitelikli demokrasi anlayışını ileriye götürüyoruz.” dedi.

KKTC’de basının özgür olduğunu, hatta gazeteci olmayanların bile, kendini gazeteci ilan ederek yayın yapmasını sabırla izlemeyi tercih ettiklerini belirten Üstel, insan haklarının bütün hakların önünde olduğunu ifade etti.

– “Düşünce özgürlüğünü bilmeyenler, düşünce özgürlüğünün düşmanıdır”

“Yalan özgürlüğü, düşünce özgürlüğü değildir. Kişilik haklarına saldırı, düşünce ya da medya özgürlüğü değildir.” ifadelerine yer veren Üstel, toplumun ortak değerlerine saldırı nitelikli her türlü yayının da bir özgürlük kullanımı olmadığını belirtti.

“Düşünce özgürlüğünü bilmeyenlerin düşünce özgürlüğünün düşmanı” olduğunu ifade eden Üstel, Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ın tarihi kişiliğini hedef alan yayını, hukuk devletinin ağırlığına uygun olarak takip ettiklerini de kaydetti.

-“Gerekenin yapılmasıyla ilgili kesin bir kararlılık içindeyiz”

“Hükümetimiz ve şahsım bu konuda gerekenin yapılmasıyla ilgili kesin bir kararlılık içindeyiz.” diyen Üstel, Rauf Denktaş’ın Kıbrıs Türk halkının lider vasıflı bir bireyi olarak tüm Türklük dünyasında yüksek itibar sahibi olduğunu vurguladı.

Üstel, “Aramızdan bedenen ayrılması, fikirleriyle sonsuza dek yaşamasına engel değildir. Bu düşüncelerimiz toplum liderimiz Dr. Fazıl Küçük ve var oluş mücadelemize hayatın her alanında katkı koyan isimlerimiz için de geçerlidir.” dedi.

Toplumsal barışı, yüksek bir duyarlılıkla korumak zorunda olduklarını ifade eden Üstel, düşünce özgürlüğüyle alakası olmayan yaklaşımlara gösterilecek her hoşgörünün, benzer yaklaşım içinde olanları cesaretlendirdiğini belirtti.

Üstel, düşünce özgürlüğüne değer veren herkesin, siyasi partiler ve sivil toplum örgütlerinin, düşünce özgürlüğüne zarar veren yaklaşımlara karşı tavır koymaktan çekinmemesi gerektiğini dile getirdi.

Üstel, “Özgürlüğe zarar veren her türlü yayın, beyan ve yaklaşım, yılan gibidir. Gün gelir bugün seyredenleri de sokar. Kimse, ‘Beni sokmayan, yılan bin yaşasın’ diyemez.” ifadelerine yer verdi.Başbakan Ünal Üstel, toplumun ortak değerlerine saldırı nitelikli her türlü yayının bir özgürlük kullanımı olmadığını belirterek, “Kişilik haklarına saldırı, düşünce ya da medya özgürlüğü değildir.” dedi.

Üstel, “düşünce özgürlüğünü bilmeyenler, düşünce özgürlüğünün düşmanıdır.” diyerek, Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ın tarihi kişiliğini hedef alan yayını, hukuk devletinin ağırlığına uygun olarak takip ettiklerini kaydetti.

Başbakanlık’tan yapılan açıklamaya göre Üstel, Kıbrıs Türk halkının Kıbrıs adasını vatan yaparken, canı pahasına mücadele verdiğini anımsattı.

“EOKA’dan önce de Kıbrıs Türk halkı, ENOSİS idealini benimseyen Rumların, kilisenin hedefiydi. Kıbrıs Türkünün insan hakları ve insan haklarına bağlı olarak özgürlükleri, zayıflatılmadan öte yok edilmeye çalışıldı. Sivil, demokratik ve çok sesli bir yapı, ulusal var oluş mücadelemizin, hedeflerindendi.” diyen Üstel, Güvenlik Kuvvetleri kurulurken, TMT’nin askeri görevini üstlendiğini kaydetti.

-“İnsan hakları bütün hakların önünde”

UBP’nin TMT’nin siyasi anlamda bayrağını devraldığını ifade eden Üstel, “Bu bir süreçtir ve bizler, gerek UBP, gerekse var oluşunda etkin yer aldığımız hükümetlerde TMT’nin nitelikli demokrasi anlayışını ileriye götürüyoruz.” dedi.

KKTC’de basının özgür olduğunu, hatta gazeteci olmayanların bile, kendini gazeteci ilan ederek yayın yapmasını sabırla izlemeyi tercih ettiklerini belirten Üstel, insan haklarının bütün hakların önünde olduğunu ifade etti.

– “Düşünce özgürlüğünü bilmeyenler, düşünce özgürlüğünün düşmanıdır”

“Yalan özgürlüğü, düşünce özgürlüğü değildir. Kişilik haklarına saldırı, düşünce ya da medya özgürlüğü değildir.” ifadelerine yer veren Üstel, toplumun ortak değerlerine saldırı nitelikli her türlü yayının da bir özgürlük kullanımı olmadığını belirtti.

“Düşünce özgürlüğünü bilmeyenlerin düşünce özgürlüğünün düşmanı” olduğunu ifade eden Üstel, Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ın tarihi kişiliğini hedef alan yayını, hukuk devletinin ağırlığına uygun olarak takip ettiklerini de kaydetti.

-“Gerekenin yapılmasıyla ilgili kesin bir kararlılık içindeyiz”

“Hükümetimiz ve şahsım bu konuda gerekenin yapılmasıyla ilgili kesin bir kararlılık içindeyiz.” diyen Üstel, Rauf Denktaş’ın Kıbrıs Türk halkının lider vasıflı bir bireyi olarak tüm Türklük dünyasında yüksek itibar sahibi olduğunu vurguladı.

Üstel, “Aramızdan bedenen ayrılması, fikirleriyle sonsuza dek yaşamasına engel değildir. Bu düşüncelerimiz toplum liderimiz Dr. Fazıl Küçük ve var oluş mücadelemize hayatın her alanında katkı koyan isimlerimiz için de geçerlidir.” dedi.

Toplumsal barışı, yüksek bir duyarlılıkla korumak zorunda olduklarını ifade eden Üstel, düşünce özgürlüğüyle alakası olmayan yaklaşımlara gösterilecek her hoşgörünün, benzer yaklaşım içinde olanları cesaretlendirdiğini belirtti.

Üstel, düşünce özgürlüğüne değer veren herkesin, siyasi partiler ve sivil toplum örgütlerinin, düşünce özgürlüğüne zarar veren yaklaşımlara karşı tavır koymaktan çekinmemesi gerektiğini dile getirdi.

Üstel, “Özgürlüğe zarar veren her türlü yayın, beyan ve yaklaşım, yılan gibidir. Gün gelir bugün seyredenleri de sokar. Kimse, ‘Beni sokmayan, yılan bin yaşasın’ diyemez.” ifadelerine yer verdi.

Devamını Oku

Kıbrıs

GKRY, Kayıp Şahıslar Komitesi’ne 380 bin euro bağışladı

Published

on

By

Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY), Kıbrıs’taki Kayıp Şahıslar Komitesi’ne (KŞK), 380 bin euro bağışladı.

Bu bağışla GKRY’nin 2005’ten bugüne KŞK’ye sağladığı mali yardım 4 milyon 392 bin 700 euroya yükseldi.

KŞK’den yapılan açıklamada, bağışın kazı çalışmalarının güçlendirilmesi ve kazı ekiplerinin artırılması da dahil olmak üzere KŞK’nin 2025’teki çalışmalarını destekleyeceği kaydedildi.

KŞK’ye yapılan bağışların, Komite’nin kayıp şahısların kalıntılarının tespit edilmesi ve ailelerine iade edilmesi amacına katkıda bulunduğu belirtilen açıklamada, Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rum kayıplardan, şu ana kadar toplam 1055 kişinin kimliklendirilerek, usulüne uygun cenaze töreniyle ailelerine teslim edildiği hatırlatıldı.

Açıklamada, projenin devamı için Kayıp Şahıslar Komitesi’nin bağışçı desteklerine ihtiyaç duyduğu vurgulandı.

Devamını Oku

Trending

Reklam