Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Cumhurbaşkanı Tatar:Bizim önerdiğimiz 4+1 genişletilmiş toplantı Guterres tarafından kabul gördü

Published

on

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, New York dönüşü Ercan Havalimanı’nda açıklamalarda bulundu.
Bu sabah saat 2 de başlayan ve saat 4’te biten yemekten sonra ülkeye döndüğünü kaydederek, kendisine vekalet eden Cumhuriyet Meclisi Başkanı Zorlu Töre’nin de kısmetse meclis açabileceğini kaydetti.

 

Cumhurbaşkanı Tatar, Eylül ayında BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in daveti üzerine yapılan ikili görüşmede, Guterres’in her iki lidere de gayri resmi görüşme için öneri yaptığını ve kabul edilmesinin ardından gayri resmi 3’lü görüşmesinin gerçekleştiğini söyleyerek, “Ben de kabul ettim çünkü Uluslararası diplomaside ve Kıbrıs konusunun içinde bulunduğu koşullarda bu yemek önemliydi” dedi.

 

Kendilerinin daha önce Guterres’e 4+1 formatında bir görüşmenin olabileceği önerisinde bulunduklarını hatırlatan Tatar, Guterres’in bu öneriyi muhakkak ki farklı ülkelerle de istişare ettikten sonra yapılan toplantıda genişletilmiş bir gayri resmi toplantıdan bahsettiğini ve önümüzdeki aylarda gerçekleştirilebileceğini belirtti.

Tatar, “Bu toplantıda her iki tarafın da pozisyonundan bahsetmesi bizim için önemliydi. Çünkü benim orada son 4 yıldır sürdürmekte olduğum yeni siyasetimizin yani egemen eşitliğimizin ve uluslararası statümüzün teyidi ile ancak bir görüşmen sürecinin başlayabileceğini, 50 yıldır federasyon temelinde bir anlaşma için uğraşıldığını ve hiçbir netice alınmadığını ve Crans Montana’da hiçbir netice alınmadığı görüldü. Akşamki yemekte de bu konular konuşulduğunda, zaten genel sekreterde biliyor ki 2017’deki süreç bir bakıma Güney Kıbrıs’ın tutumu ile çökmüştü. Dolayısı ile aynı anlayış ile görüşmelerin yürütülmesinde hiçbir anlam olmadığı için yeni siyasetimizi yine ben akşam oradan tekrarladım ve resmi bir sürecin ancak egemen eşitliğimizin eşit uluslararası statümüzün teyidi ile olacağını karşı tarafta tabi kendi siyasetlerini sürdürmekte olduklarını ifade ettiler” dedi.

 

Cumhurbaşkanı Tatar, BM Genel Sekreteri Guterres’in akşam yemekten sonra yaptığı açıklamada, ortak zeminin olmadığını da ifade ettiğini kaydederek, “Bu bizim için önemlidir yani ortak zeminin olmadığını ki biliyorsunuz kişisel temsilcisi Holguin’in de sunduğu raporda, ortak zeminin olmadığı ifade edilmiştir. Bütün bunları değerlendirirken iki ayrı pozisyondan bahsetmektedir bu da diplomatik anlamda önemli bir mesajdır çünkü Kıbrıs Türk tarafının haklı pozisyonu da demek ki elbette bir bakıma anlaşılmaktadır” dedi.

 

Tatar, “Neden bizim pozisyonumuzun farklı olduğu diplomatik çevrelerde çok iyi anlaşılmaktadır. BM Güvenlik Konseyi kararları zaten 50 yıldır orada olduğu gibi duruyor.BM Güvenlik Konseyinin şuandaki pozisyonu da bellidir. Dünyada yaşanan olaylar da bellidir. Gazze de yaşanan da bellidir. Bunların olduğu bir ortamda artık Kıbrıs Meselesinin 50 yıl önce BM Güvenlik Konseyi kararları halen daha duruyor diye onlara bağlı kalmak ve illa o şekilde bir çözüm bulunacak şeklindeki ısrarlı tutumlarının ne kadar gerçekten uzak olduğunu da bir kez daha orada ifade ettim” dedi.

 

Diğer bir konunun da, kendilerinin her zaman gayri resmi olarak her iki tarafı ve her iki halkın faydalanabileceği bir takım konularda işbirliği ve istişare yapılabileceğini her zaman olduğu gibi yine tekrarladığını dile getiren Tatar, “Bizim uzak duracağımız resmi görüşmelerin başlamasıdır Çünkü resmi görüşmeler meseleleri bambaşka yerlere götürebilir. Bu bakımdan birtakım öneriler karşısında, yeni kapıların açılması ve mevcut kapıların gözden geçirilmesi, ticaretin her türlü Güney Kıbrıs ile çeşitli farklı temasların arttırılabilmesi için bunu ben de onayladım” dedi.

 

Cumhurbaşkanı, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi Başkanı Nikos Hristodulidis ile bir süre sonra bu gibi konuları istişare ve değerlendirme için Kıbrıs’ta buluşabileceklerini de yapılan toplantıda ifade ettiğini söyleyerek, Genel Sekreter Guterres’in de bu yönde bir açıklama yaptığını belirtti.

Tatar, “Bu bakımdan be dünkü toplantıda, işbirliğinden yana olduğumuzu genel sekreterin de orda iki halkı arasında ki ekonomik sosyal ilişkilerin gelişmesinin faydalı olacağını söylemesi üzerine biz yıllardan beridir izolasyon ve ambargolar altında bir takım sıkıntılar yaşarken, Güney Kıbrıs tanınmış bir devlet ve Annan Planı karşısın da ekonomik gelişmemizi engellemek için her türlü olayı yaptıklarını onun için Holguin’e dediğimiz direk ticaret direk uçuş ve ambargoların hafifletilmesi ile bir sürecin başlayabileceğini söylediğimde karşı tarafın tabi ki buna hiç sıcak bakmadığını gördük ve Genel Sekreterin huzurunda son aylarda arttırılan baskıların ve tutuklamalar gerek turizme yönelik hareketleri gerek Yunanistan’ın bize yönelik hareketlerin asla kabul edilmeyeceğini Çünkü bütün bunların esasında var olan haksızca uygulanmakta olan izolasyon ve ambargoların daha da arttırılmakta olduğunu ve bunun da hiç kimseye faydasının olmadığını orada ifade ettim” dedi.

 

New York’tan böyle bir değerlendirme ile döndüğünün altını çizen Tatar, ancak görüşmenin faydalı olduğuna inandığını ve bu görüşmenin bir yol haritası çizebileceğini kaydetti.

 

Tatar, “Bizim her zaman diyalogdan yana olduğumuzu ama doğru zemin oluşmadıkça masaya oturmayacağımızı söyledik. Bir adım atıldı o adım da bundan sonraki süreçte genişletilmiş bir toplantının yani Türkiye’nin de katılımı ile bir değerlendirme yapılabileceğinin Genel Sekreter tarafından kabul görmesi bizim için önemli” dedi.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Akgünler Denizcilik yeni hızlı deniz otobüsü “Grand Master” ile hizmet ağını genişletti

Published

on

By

Akgünler Denizcilik’in 25. kuruluş yıl dönümünde, yeni nesil, yüksek kapasiteli hızlı deniz otobüsü “Grand Master” ile hizmet ağını genişleterek, Girne-Taşucu arası seyahat süresini 2 saat 30 dakikaya indirdiği bildirildi.

Akgünler Denizcilik’ten verilen bilgiye göre, 24 Temmuz itibarıyla Girne-Taşucu-Girne hattında seferlerine başlayan gemi, 43 araç ve 430 yolcu kapasitesine sahip.

Akgünler Denizcilik Genel Müdürü İbrahim Baştuğ, “25. yılımızı kutlarken ailemize katılan Grand Master ile hizmet kalitemizi bir adım daha yukarıya taşıyoruz. Yolcularımıza hızlı, konforlu ve zaman kazandıran bir yolculuk deneyimi yaşatmayı amaçlıyoruz. KKTC ile Türkiye arasındaki ulaşımı daha da güçlendirecek bu yatırım, deniz taşımacılığında her zaman hizmet kalitesini artırma hedefinde olan lider firma olmamızın bir göstergesidir.” şeklinde konuştu.

Devamını Oku

Kıbrıs

Başbakan Üstel: “Kişilik haklarına saldırı, düşünce ya da medya özgürlüğü değildir”

Published

on

By

Başbakan Ünal Üstel, toplumun ortak değerlerine saldırı nitelikli her türlü yayının bir özgürlük kullanımı olmadığını belirterek, “Kişilik haklarına saldırı, düşünce ya da medya özgürlüğü değildir.” dedi.

Üstel, “düşünce özgürlüğünü bilmeyenler, düşünce özgürlüğünün düşmanıdır.” diyerek, Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ın tarihi kişiliğini hedef alan yayını, hukuk devletinin ağırlığına uygun olarak takip ettiklerini kaydetti.

Başbakanlık’tan yapılan açıklamaya göre Üstel, Kıbrıs Türk halkının Kıbrıs adasını vatan yaparken, canı pahasına mücadele verdiğini anımsattı.

“EOKA’dan önce de Kıbrıs Türk halkı, ENOSİS idealini benimseyen Rumların, kilisenin hedefiydi. Kıbrıs Türkünün insan hakları ve insan haklarına bağlı olarak özgürlükleri, zayıflatılmadan öte yok edilmeye çalışıldı. Sivil, demokratik ve çok sesli bir yapı, ulusal var oluş mücadelemizin, hedeflerindendi.” diyen Üstel, Güvenlik Kuvvetleri kurulurken, TMT’nin askeri görevini üstlendiğini kaydetti.

-“İnsan hakları bütün hakların önünde”

UBP’nin TMT’nin siyasi anlamda bayrağını devraldığını ifade eden Üstel, “Bu bir süreçtir ve bizler, gerek UBP, gerekse var oluşunda etkin yer aldığımız hükümetlerde TMT’nin nitelikli demokrasi anlayışını ileriye götürüyoruz.” dedi.

KKTC’de basının özgür olduğunu, hatta gazeteci olmayanların bile, kendini gazeteci ilan ederek yayın yapmasını sabırla izlemeyi tercih ettiklerini belirten Üstel, insan haklarının bütün hakların önünde olduğunu ifade etti.

– “Düşünce özgürlüğünü bilmeyenler, düşünce özgürlüğünün düşmanıdır”

“Yalan özgürlüğü, düşünce özgürlüğü değildir. Kişilik haklarına saldırı, düşünce ya da medya özgürlüğü değildir.” ifadelerine yer veren Üstel, toplumun ortak değerlerine saldırı nitelikli her türlü yayının da bir özgürlük kullanımı olmadığını belirtti.

“Düşünce özgürlüğünü bilmeyenlerin düşünce özgürlüğünün düşmanı” olduğunu ifade eden Üstel, Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ın tarihi kişiliğini hedef alan yayını, hukuk devletinin ağırlığına uygun olarak takip ettiklerini de kaydetti.

-“Gerekenin yapılmasıyla ilgili kesin bir kararlılık içindeyiz”

“Hükümetimiz ve şahsım bu konuda gerekenin yapılmasıyla ilgili kesin bir kararlılık içindeyiz.” diyen Üstel, Rauf Denktaş’ın Kıbrıs Türk halkının lider vasıflı bir bireyi olarak tüm Türklük dünyasında yüksek itibar sahibi olduğunu vurguladı.

Üstel, “Aramızdan bedenen ayrılması, fikirleriyle sonsuza dek yaşamasına engel değildir. Bu düşüncelerimiz toplum liderimiz Dr. Fazıl Küçük ve var oluş mücadelemize hayatın her alanında katkı koyan isimlerimiz için de geçerlidir.” dedi.

Toplumsal barışı, yüksek bir duyarlılıkla korumak zorunda olduklarını ifade eden Üstel, düşünce özgürlüğüyle alakası olmayan yaklaşımlara gösterilecek her hoşgörünün, benzer yaklaşım içinde olanları cesaretlendirdiğini belirtti.

Üstel, düşünce özgürlüğüne değer veren herkesin, siyasi partiler ve sivil toplum örgütlerinin, düşünce özgürlüğüne zarar veren yaklaşımlara karşı tavır koymaktan çekinmemesi gerektiğini dile getirdi.

Üstel, “Özgürlüğe zarar veren her türlü yayın, beyan ve yaklaşım, yılan gibidir. Gün gelir bugün seyredenleri de sokar. Kimse, ‘Beni sokmayan, yılan bin yaşasın’ diyemez.” ifadelerine yer verdi.Başbakan Ünal Üstel, toplumun ortak değerlerine saldırı nitelikli her türlü yayının bir özgürlük kullanımı olmadığını belirterek, “Kişilik haklarına saldırı, düşünce ya da medya özgürlüğü değildir.” dedi.

Üstel, “düşünce özgürlüğünü bilmeyenler, düşünce özgürlüğünün düşmanıdır.” diyerek, Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ın tarihi kişiliğini hedef alan yayını, hukuk devletinin ağırlığına uygun olarak takip ettiklerini kaydetti.

Başbakanlık’tan yapılan açıklamaya göre Üstel, Kıbrıs Türk halkının Kıbrıs adasını vatan yaparken, canı pahasına mücadele verdiğini anımsattı.

“EOKA’dan önce de Kıbrıs Türk halkı, ENOSİS idealini benimseyen Rumların, kilisenin hedefiydi. Kıbrıs Türkünün insan hakları ve insan haklarına bağlı olarak özgürlükleri, zayıflatılmadan öte yok edilmeye çalışıldı. Sivil, demokratik ve çok sesli bir yapı, ulusal var oluş mücadelemizin, hedeflerindendi.” diyen Üstel, Güvenlik Kuvvetleri kurulurken, TMT’nin askeri görevini üstlendiğini kaydetti.

-“İnsan hakları bütün hakların önünde”

UBP’nin TMT’nin siyasi anlamda bayrağını devraldığını ifade eden Üstel, “Bu bir süreçtir ve bizler, gerek UBP, gerekse var oluşunda etkin yer aldığımız hükümetlerde TMT’nin nitelikli demokrasi anlayışını ileriye götürüyoruz.” dedi.

KKTC’de basının özgür olduğunu, hatta gazeteci olmayanların bile, kendini gazeteci ilan ederek yayın yapmasını sabırla izlemeyi tercih ettiklerini belirten Üstel, insan haklarının bütün hakların önünde olduğunu ifade etti.

– “Düşünce özgürlüğünü bilmeyenler, düşünce özgürlüğünün düşmanıdır”

“Yalan özgürlüğü, düşünce özgürlüğü değildir. Kişilik haklarına saldırı, düşünce ya da medya özgürlüğü değildir.” ifadelerine yer veren Üstel, toplumun ortak değerlerine saldırı nitelikli her türlü yayının da bir özgürlük kullanımı olmadığını belirtti.

“Düşünce özgürlüğünü bilmeyenlerin düşünce özgürlüğünün düşmanı” olduğunu ifade eden Üstel, Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ın tarihi kişiliğini hedef alan yayını, hukuk devletinin ağırlığına uygun olarak takip ettiklerini de kaydetti.

-“Gerekenin yapılmasıyla ilgili kesin bir kararlılık içindeyiz”

“Hükümetimiz ve şahsım bu konuda gerekenin yapılmasıyla ilgili kesin bir kararlılık içindeyiz.” diyen Üstel, Rauf Denktaş’ın Kıbrıs Türk halkının lider vasıflı bir bireyi olarak tüm Türklük dünyasında yüksek itibar sahibi olduğunu vurguladı.

Üstel, “Aramızdan bedenen ayrılması, fikirleriyle sonsuza dek yaşamasına engel değildir. Bu düşüncelerimiz toplum liderimiz Dr. Fazıl Küçük ve var oluş mücadelemize hayatın her alanında katkı koyan isimlerimiz için de geçerlidir.” dedi.

Toplumsal barışı, yüksek bir duyarlılıkla korumak zorunda olduklarını ifade eden Üstel, düşünce özgürlüğüyle alakası olmayan yaklaşımlara gösterilecek her hoşgörünün, benzer yaklaşım içinde olanları cesaretlendirdiğini belirtti.

Üstel, düşünce özgürlüğüne değer veren herkesin, siyasi partiler ve sivil toplum örgütlerinin, düşünce özgürlüğüne zarar veren yaklaşımlara karşı tavır koymaktan çekinmemesi gerektiğini dile getirdi.

Üstel, “Özgürlüğe zarar veren her türlü yayın, beyan ve yaklaşım, yılan gibidir. Gün gelir bugün seyredenleri de sokar. Kimse, ‘Beni sokmayan, yılan bin yaşasın’ diyemez.” ifadelerine yer verdi.

Devamını Oku

Kıbrıs

GKRY, Kayıp Şahıslar Komitesi’ne 380 bin euro bağışladı

Published

on

By

Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY), Kıbrıs’taki Kayıp Şahıslar Komitesi’ne (KŞK), 380 bin euro bağışladı.

Bu bağışla GKRY’nin 2005’ten bugüne KŞK’ye sağladığı mali yardım 4 milyon 392 bin 700 euroya yükseldi.

KŞK’den yapılan açıklamada, bağışın kazı çalışmalarının güçlendirilmesi ve kazı ekiplerinin artırılması da dahil olmak üzere KŞK’nin 2025’teki çalışmalarını destekleyeceği kaydedildi.

KŞK’ye yapılan bağışların, Komite’nin kayıp şahısların kalıntılarının tespit edilmesi ve ailelerine iade edilmesi amacına katkıda bulunduğu belirtilen açıklamada, Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rum kayıplardan, şu ana kadar toplam 1055 kişinin kimliklendirilerek, usulüne uygun cenaze töreniyle ailelerine teslim edildiği hatırlatıldı.

Açıklamada, projenin devamı için Kayıp Şahıslar Komitesi’nin bağışçı desteklerine ihtiyaç duyduğu vurgulandı.

Devamını Oku

Trending

Reklam